AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ SİYASİ PARTİ SİSTEMİ BÖLÜM 3
3.3 İki Büyük Parti: Demokratik Parti ve Cumhuriyetçi Parti
3.3.1 Demokratik Parti
Selef partisi Demokratik Cumhuriyetçi Parti’dir. 1828’de kurulmuştur. 40 milyon üyesi bulunmaktadır. Senato’da 100 sandalyeden 44 tanesini, Temsilciler Meclisi’nde ise 435 sandalyenin 188 tanesini almıştır. Ayrıca 50 eyalet valisinin 18’i, 6 Bölge Valiliğinden 3’ü Demokratik Partilidir. Parti Başkanlığı görevini Florida eyaletinden Debbie Wasserman, Parti Sekreterliği görevini ise Maryland eyaletinden Stephanie Rawlings-Blake yürütmektedir. Senato’daki azınlık liderleri Nevada eyaletinden Harry Reid, Temsilciler Meclisi’ndeki azınlık liderleri ise Kaliforniya eyaletinden Nancy Pelosi’dir. Illinois eyaletinden Devlet Başkanı Barack Obama ve Delaware eyaletinden Başkan Yardımcısı Joe Biden bu partidendirler. Demokratik Partili ilk ABD başkanı, Andrew Jackson’dır.
3.3.2 Cumhuriyetçi Parti
Selef partisi Whig Partisi ve Özgür Toprak Partisi’dir. 1854’te kurulmuştur. 30,7 milyon üyesi bulunmaktadır. Senato’da 100 sandalyeden 54 tanesini, Temsilciler Meclisi’nde ise 435 sandalyenin 246 tanesini almıştır. Ayrıca 50 eyalet valisinin 31’i, 6 Bölge Valiliğinden 2’si Cumhuriyetçi Partilidir. Parti Başkanlığı görevini Wisconsin eyaletinden Reince Prebus yürütmektedir. Senato’daki çoğunluk liderleri Kentucky eyaletinden Mitch McConnell, Temsilciler Meclisi’ndeki başkanları ise Wisconsin eyaletinden Paul Ryan’dır. Abraham Lincoln, Cumhuriyetçi Partili ilk ABD Başkanı’dır.
4. ABD SEÇİM SİSTEMİ
ABD’nin seçim sisteminden bahsederken, “Demokrasi” ve “Cumhuriyet” kavramlarından da bahsetmek yerinde olacaktır. “Cumhuriyet” halkın, kişisel inançları, vicdanları ya da diğer etmenler nedeniyle, doğru olduğuna inandıkları şekilde hareket etmekte özgür oldukları temsilcileri seçtiği sistemken, “Demokrasi” ise temsilcilerin, kişisel inançları ne olursa olsun kendi bölgeleri/eyaletleri ya da ulusal düzeyde kendilerini seçen seçmenlerin verdiği vekâlete uymalarının beklendiği sistemdir.
ABD anayasasını yapanlar, ABD’yi bir cumhuriyet olarak tasarlamışlar fakat sonrasında ABD, seçilenlerin koltuklarını korumak için kendilerini seçenlerin isteklerine sadık kaldıkları bir demokrasi hâline geldiği görülmektedir. ABD seçim sistemine bakıldığı zaman, ABD Anayasası’nı kaleme alan demokratların, başkan seçimi gibi önemli bir görevi kitlelere vermeyi uygun bulmadıkları, ironik bir şekilde aslında çok da demokrat olmadıklarını söylemek yanlış bir tespit olmayacaktır. Zaten o zamanki seçmen kitlesi beyaz, erkek ve toprak sahibi olanlardan oluşmaktaydı.
ABD siyasetine bakıldığında, azletme, bireysel silahlanma, kürtaj, vs. gibi konularda “Cumhuriyet” ruhunun canlandığı gözlemlenmektedir. ABD’de hem federal hem eyalet görevlilerini, ayrıca valileri ve hâkimleri de halk seçtiği için, bir süre sonra halkın seçimlerden soğumasının önüne geçmek amacıyla çoğu eyalette seçmenler, genelde eyalet görevlileri ve federal görevliler için aynı anda oy kullanmaktadır.
ABD’deki seçimlerden bir örnek verilecek olursa, 2004 Kuzey Carolina’da, Charlotte şehri için aynı anda başkan, başkan yardımcısı, senatör, temsilciler meclisi üyeleri, vali, vali yardımcısı, 7 diğer yürütme üyesi, 5 eyalet yargıcı, yerel yargıçlar, eyalet senatörü, eyalet temsilcisi, ilçe belediyesi temsilcisi seçilmiştir. Bu sisteme “long ballot” (uzun oy pusulası) adı verilmektedir. Ama seçmenler başkanlık dışındaki adaylara daha az önem atfetmesinin ya da hiç önem atfetmemesinin bir sonucu olarak, ABD genelinde seçmenlerin 25% ine varan kısmı başkan adayı dışında oy pusulası üzerinde herhangi bir işaretleme yapmamaktadır. Bu yüzden bazı eyaletler eyalet yöneticilerinin seçimlerinin başkanlık seçimleriyle aynı seçimde olmaması için mevzuat değişikliğine gitmiştir.
Federal görevlerle ilgili seçimler, Kasım ayının ilk Salı günü çift sayılı yıllarda yapılmaktadır. Başkan ve genelde diğer görevliler ölürse yerine biri geçmekte olup ülkemizdeki gibi bir erken seçim sistemi bulunmamaktadır. ABD seçim sisteminin başka bir dikkat çekici özelliği ise Amerikan hükümetlerinin güvensizlik oyuyla düşmemesidir.
4.1 Başkanlık Seçimi ve Seçmenler Kurulu (Electoral College)
ABD’deki “Seçmenler Kurulu” sistemi, çoğu kişinin aşina olmadığı, sıradan çoğu ABD vatandaşının bile 2000 yılına kadar bilmediği bir sistem olma özelliğini taşımaktadır. ABD’de seçmenler, bir başkan ve başkan yardımcısı için oy verirken, aslında Başkanlık Seçmenler Kurulu üyeleri için oy vermektedirler.
ABD Anayasası Madde 1 Bölüm 2’de, Kongre Üyeleri ya da güven ya da kâr amaçlı herhangi bir görev üstlenmiş görevliler dışında herkesin bu kurulun üyesi olabileceği ifade edilmiştir. Bu öngörü, aynı zamanda federal hükümet için çalışan asker ya da sivil herhangi birinin bu kurulda yer almasını engellemektedir. Başkan ve Başkan yardımcısı için bu üyeler oy kullanmaktadır.
Başkanlık seçimleri 4 yılda bir Kasımın ilk pazartesinden sonraki Salı günü yapılmaktadır. Seçmenler Kurulu Üyeleri, kendi eyaletlerinde Aralık ayındaki ikinci Çarşambadan sonra toplanırlar. Her ne kadar temsil ettikleri adaylara oy vermeyi taahhüt etseler ve o adaylara oy vermeleri beklense de, fakat böyle bir zorunlulukları bulunmamaktadır. Seçim sonuçları, seçimin yapıldığı yılı takip eden yılın 6 Ocak günü Kongrenin ortak oturumunda sayılır ve ilân edilir. Kazanmak için 538 Seçmen Kurulu Oyundan 270 tanesini almak gerekmektedir.
Seçmenler Kurulu sisteminin demokrasiye fazla bir katkısı olmamakla birlikte, kabul edilme şekli bakımından tüm eyaletlerin fedakârlığı ve uzlaşmasını bünyesinde barındırması bakımından önem taşımaktadır. ABD Anayasa taslağı tartışılırken, ABD Başkanı’nın Kongre, eyalet valileri, eyalet meclis üyeleri, belirli bir oy alan Kongre üyeleri, genel seçim ile seçilmesi gibi yöntemler de tartışılmıştır. Seçmenler Kurulu sisteminin kabul edilmesi hâlinde George Washington’ın seçileceği öngörülmüş olmasına rağmen, bu sistem kabul edilmiştir. Bu sistem, değişik eyalet ve federal menfaatleri bir araya getirmek, başkanlık seçiminde popüler katılımı sağlamak, nüfusu az olan eyaletlere biraz avantaj sağlamak, Başkan seçimini Kongreden bağımsız tutmak, seçim sürecini de siyasi manipülasyondan uzak tutmak saikleriyle ortaya çıkmıştır.
Washington ortada bir engel olmamasına rağmen, 3. dönem Başkan olmayacağını açıklayınca Adams, Hamilton olmadan onun programını devam ettirmeyi denemiştir. Adams’ın görüşlerini karşı olanlar, Thomas Jefferson’u seçim yarışına sokmuştur. Başkanlık seçiminde Adams az farkla Jefferson’a üstünlük saplayınca ve Jefferson da bu üstünlüğü kabul edip başkan yardımcısı olmuştur. Buna karşılık Adams da üst üste ikinci dönem Başkan seçilebilmek için Temsilciler meclisini manipüle edebilecekken böyle yapmayarak ikinci dönemde iktidarı Jefforson’a devretmiştir. Bütün bu gelişmeler Bunlar hep demokrasi kültürünün oturmasında rol oynamış ve böylelikle seçmenler kurulunun meşruiyeti perçinlenmiştir.
Bu sistem tartışıldığı zaman, Seçmenler Kurulu üyelerinin nüfusa dayalı olarak oluşturulması gündeme gelince, köle barındıran eyaletler, nüfusun hesaplanması bakımından, kölelerin oy hakkı olmamasına rağmen, her 5 kölenin 3 köle olmayana eşit sayılmasını teklif etmiştir. Her eyalet kongre üyesi ve senatör sayısı (iki) kadar Seçmeler Kurulu üyesi seçecek şekilde Seçmenler Kurulu sistemi oluşturulurken, nüfusu düşük olan eyaletler, nüfusu çok olanlar lehine taviz verirken, kurulun üyelerinin nasıl seçileceği ise her eyaletin kendisine bırakılmıştır ve bu serbestinin ardından yatan neden de köleliğin tartışma dışı kalmasının istenmesidir.
Şu anki sistemde Başkan Yardımcısını da halk seçmektedir fakat sistemin ilk hâlinde, her kurul üyesi 2 ayrı başkan adayı için oy vermekteydi ve başkan yardımcısı için oy vermemekteydi. Şimdi ise kurul üyeleri, Başkan ve Başkan Yardımcısı için birer oy kullanmaktadır. Başkan seçilmek için kurul üyelerinin oylarının yarıdan fazlasının alınması gerekmektedir. En fazla oyu değil, yarıdan fazla oyun Başkan alanın Başkan olmasının arkasındaki gerekçe, nüfusu fazla olan eyaletlerin seçimdeki belirleyiciliğinin seviyesini azaltmaktır.
2000 yılındaki Başkanlık seçimlerine kadar ABD seçmenlerinin çoğu, bu sistemden haberdar değildi ve çoğu ABD seçmeni, doğrudan Başkan’ı seçtiğine inanmaktaydı. 2000 yılındaki Başkanlık seçimlerinde, sırf ABD değil, tüm dünya Seçmenler Kurulu sistemini tanıdı. Federal Yüksek Mahkeme’ye taşınan Bush v. Gore davasında, Al Gore Bush’tan fazla Seçmenler Kurulu oyuna sahip olduğu halde ikisi de Florida’nın 25 Kurul Üyesi oyunu almadan başkan olamıyordu. Florida eyaletindeki oy pusulaları ise oy sayım makinelerinin hatalı oy saymasına neden olacak şekilde tasarlanmıştı. Makine ile yapılan sayımda, pek çok geçersiz oy vardı ve Florida eyaletindeki seçimleri kimin kazandığı belli değildi. Florida Yüksek Mahkemesi, seçimleri Al Gore’un kazandığını ilân etti. Fakat davayı Federal Yüksek Mahkeme’ye götüren George Bush’un itirazı Mahkeme tarafından kabul edildi ve Mahkeme, geçersiz oyların elle sayımının yapılmasına karar verdi. Bu gelişmeyle elle yapılan sayım sonucunda seçimin ABD çapındaki galibi George Bush oldu.
FLORIDA EYALETİNİN “PALM BEACH” SEÇİM BÖLGESİNE AİT OY PUSULASI: DEMOKRATLAR İLGİLİ SÜTUNDA 2. SIRADA YER ALMALARINA RAĞMEN OY PUSULASINDA 3. DELİK KENDİLERİNE VERİLMİŞTİR, OY SAYIMIYLA İLGİLİ KARIŞIKLIK DA BU NEDEN ÇIKMIŞTIR.
ABD Anayasası, her eyalete kongredeki toplam temsilci sayısı kadar Seçmenler Kurulu üyesi seçme hakkı tanımıştır. Bu durumda, her eyalet en az 3 üye seçebilmektedir. 1961’deki 23. Anayasa değişikliği ile Columbia Bölgesi’ne (District of Columbia) fazladan 3 üye hakkı tanınmıştır. En çok üye, 55 kişiyle Kaliforniya eyaletinindir. Her 10 yılda bir nüfus sayımı yapılarak, eyaletlerin nüfusuna göre üye sayısı yeniden ayarlanmaktadır. Başka bir deyişle eyaletler, zamanla üye kazanıp kaybedebilmektedirler.
ABD'nin ilk yıllarında, eyaletlerin yarıdan fazlasında seçmenler kurulu üyeleri, eyalet meclislerinde seçilmekteydi. Seçme ve seçilme hakkıyla ilgili olumlu gelişmeler olunca, Seçmenler Kurulu Üyeleri’ni seçme hakkı, seçmenlere verilmiştir. Seçmenlerin her eyalette bu üyeleri nasıl seçeceği, Anayasayla tamamen eyaletlere bırakılmıştır, fakat günümüzde, Seçmenler Kurulu Üyelerinin, eyaletteki vatandaşlar dışında başka bir yöntemle belirlenmesinin demokratik toplumun gerekleriyle bağdaşmayacağı kabul edilmektedir. Seçmenler Kurulu Üyeleri, ya çok az tanınmaktadır ya da hiç tanınmamaktadır. Çoğu eyalette oy pusulalarında üyelerin isimleri gözükmemektedir, gözüken oy pusulalarında ise “… için seçmen” (“Elector For …”) ibaresiyle yer almaktadırlar.
Taahhüt ettikleri adaydan başka aday oy veren üyelere “Sadakatsiz Üye” denmektedir. 1948, 1956, 1960, 1968, 1972, 1976, 1988'de 1'er oy, 2000'de ise bir tane boş oy bu şekilde kullanılmakla birlikte, seçimlerin sonucunu etkilememiştir.
Başkanlık seçimleri 4'e bölünebilen yıllarda, diğer federal seçimler 2 yılda bir yapılıyor. Başkanlık seçimlerinin Kasım ayında yapılmasının, hasadın toplanmış olması ve çiftçilerin oy verebilecek zamanları olması, kışın daha bastırmamış olması, salı günü yapılmasının ise haftasonu oy vermek için ve seyahat edip dinlenmek için vakit olması gibi nedenleri vardır.
4.2 Seçmenler Kurulu Üyeliğine Adaylık ve Üyelerin Belirlenmesi
ABD Anayasası, seçmenler kurulu üye adaylarının nasıl belirleneceğini eyaletlere bırakmıştır. 34 eyalette adaylar, partilerin kurultaylarında belirlenmektedir, 10 eyalette ise parti heyetleri aday belirlemeyi yerine getirmektedir. Kalan eyaletlerde, parti heyeti tarafından önerilmeyle vali tarafından belirlenme, seçim, partinin başkan adayı tarafından aday gösterilme gibi yöntemler mevcuttur. ABD Anayasası, her eyaletin Seçmenler Kurulu üyelerinin kimler olacağının nasıl belirleneceği konusunda da bir düzenleme içermediği için, yıllar içerisinde iki yöntem ortaya çıkmıştır. Genel Parti Aday Listesi (Kazanan Hepsini Alır) ve Bölge Sistemi.
4.2.1 Genel Parti Aday Listesi
Maine ve Nebraska dışındaki 48 eyalette bu sistem uygulanmaktadır. Bu sistemde her siyasi parti, grup ya da bağımsız aday, toplam seçmenler kurulu üye sayısı kadar bir liste belirlemektedir. Seçmenler, başkan ve yardımcısı olmalarını istedikleri adaylar için 1’er oy verirler. Oyların çoğunluğunu almaları, seçilmeleri için yeterli olmaktadır. Bu sistem, eyaletlerde kazananlar için Seçmenler Kurulu çoğunluğunu garantilemektedir, fakat bu sistemde seçimde 2. olan kişiye verilen oyların boşa gitmesi eleştirilmektedir. 49% oy alan listede oy verileceği taahhüt edilen başkan ve yardımcısı, bu sistemde kağıt üzerinde 1 tane bile oy alamamaktadır.
4.2.2 Bölge Sistemi
Maine ve Nebraska eyaletlerinde uygulanan sistemdir. 2 üye, eyalet çapında sayımla, 1'er üye de diğer kongresel bölgelerde yapılan sayımla her bölgeden belirlenmektedir. Her seçmen “Genel Parti Aday Sistemi”ndeki gibi 1 oy kullanmaktadır, fakat kullanılan oylar hem eyalet hem de bölge çapında 2 defa sayılmaktadır. Her ikisinde de en çok oyu alan adaylar, Seçmenler Kurulu’na üye olarak seçilmektedir. Bu sistemin en güzel özelliği, seçmenlerin tercihlerini daha çok yansıtıyor olması ve oyların boşa gitmemesidir.
4.3 Oyların Değerlendirilmesi
Seçmenler Kurulu üyelerinin, Anayasa'nın 12. Değişikliği uyarınca oy verme işlemi bittikten sonra manipülasyondan korunmaları için aynı anda kendi eyaletlerinde toplanmaları öngörülmüştür.
Kongre, 3 USC Madde 7 uyarınca her seçim dönemi öncesinde bu üyelerin ne zaman bir araya geleceğini belirlemektedir. Genelde eyalet meclis binasında toplanmaktadırlar. Kendilerini seçen seçmenlerden farklı olarak, Başkan ve Başkan yardımcısı için ayrı ayrı oy kullanmaktadırlar. Sonuçlar o dönemki başkan yardımcısına, eyalet dışişleri bakanına, üyelerin bir araya geldiği bölgenin mahkemesinin yargıcına gönderiliyor.
Başkanlık seçimlerini takip eden yılın 6 Ocak günü saat öğlen 1'de Kongre ortak oturumda toplanıp Senato'nun başkanı, alfabetik sırayla eyaletlerin oy belgelerini açar, her iki meclis tarafından 2'şer tane atanan 4 görevliye bu belgeleri saymaları için verir ve bu kişiler sonuçları ilân eder. Sonuçlara itiraz yazılı yapılmak zorundadır ve en az 1 Temsilciler Meclisi ve 1 Senatör tarafından bu itirazlar imzalanmalıdır. 538 Seçmenler Kurulu oyunun 270 tanesini alan kişiler başkan ve başkan yardımcısı seçilir.
5. SONUÇ
ABD’nin seçim sistemi, dominant iki partili sistem olması ve diğer partilerin ön plana çıkmasını engelleyici bir sistem olması nedeniyle haklı olarak yoğun bir şekilde eleştirilmektedir. Seçim sistemi her ne kadar bu şekilde olsa da, gerek parti içi demokrasinin gelişmiş olması, gerekse Başkanlık sisteminin federal bir güçler dengesi olması, seçim sisteminin adaletsizliğini az da olsa bertaraf etmektedir.
KAYNAKLAR
1. U.S Consitution, The United States Constitution, & Amendments, Bar Charts, Inc., Quick Study Academic
2. U.S Government, The United States Constitution, & Amendments, Bar Charts, Inc., Quick Study Academic
3. Constitutional Law, The United States Constitution, & Amendments, Bar Charts, Inc., Quick Study Academic
4. İnternet: A Brief Overview of The Supreme Court, Web: www.supremecourt.gov./about/briefoverview.aspx adresinden 8 Nisan 2016 tarihinde alınmıştır.
5. İnternet: Neale, T., H., The Electoral College: How It Works In Contemporary Presidential Elections Web: https://www.fas.org/sgp/crs/misc/RL32611.pdf adresinden 13 Nisan 2016 tarihinde alınmıştır.
6. https://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri
7. Maisel, E. S., (Kasım 2006) Amaerican Political Parties and Elections: A Very Short Introduction, Oxford University Press
8. USA Elections in Brief, Bureaof Internation Information Programs, U.S. Department of State
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder