II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 6
İKİNCİ BÖLÜM
II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ
1. BAAS YÖNETİMİNDEN KALAN EKONOMİ
Baas yönetiminin sona ermesinden sonra Irak'ın yeniden yapılandırılması, yeni iş alanlarının oluşturulması, güvenli bir büyümenin sağlanması için Irak geçici hükümetinin yaptığı harcamalar yeterli olmamıştır. Irak’a yabancı ülkelerden elde edilen yardım ve bağışlarda yeterli olmamıştır. Irak'ta çalışanların yaklaşık üçte biri, Saddam dönemindeki gibi devlet tarafından istihdam edilmektedir. Petrol dışı sektörlerdeki temel ekonomik faaliyetlerin büyük şehirlerde yoğunlaşması, tarım sektörünün GSYİH'ye katkısını azaltmıştır. İmalat sektörünün gelişimi ise 2003 yılı sonrası artan şiddet olayları nedeniyle yavaşlamıştır.85 Irak ekonomisi büyük oranda kayıt dışıdır. Ancak Irak’ın Amerikan işgalinden sonra yapılan araştırmalarda Irak'ta işsizlik oranı yaklaşık %60 civarında olduğu tahmin
edilmektedir. Daha sonra, işsizlik oranında nisbi iyileşme gözlense de, Irak Devlet Planlama Teşkilatı'nın açıklamasına göre işsizlik oranı 2005 itibariyle %28 civarındadır.86
Tablo1
Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Ülke Profili: Irak 2008, s.19’dan derlenmiştir.
Tablo2
Kaynak: The Ekonomist Intelligence Unit, Ülke Profili: Irak 2008, s.22’dan Derlenmiştir.
Yukarıdaki Tablo 2’de görüldüğü gibi Irak’taki Baas rejiminin yıkılışıyla birlikte Irak da temel ekonomi büyük bir iyileşme göstermiştir. Tablo 2 de 2004 yılının
Reel GSYİH’sı, 2003 yılına göre %23,0 düzeyinde artış oranlarına yükseliş gerçekleştirerek %56,1 oranında artış meydana gelmiştir. Bu artışın başlıca nedenleri:
Irak İşgali sonrası başlangıç nedeni Irak işgali sonrasında, işgal güçlerinin Irak’ı özgürleştireceği vaadi ve politikasıyla geri dönen göçmen Iraklılar’ın ekonomiye
olumlu katkısı ve ABD’nin Irak’ın yeniden yapılandırma programı kapsamında açtıkları ihaleler istihdam yaratmanın yanı sıra, Irak için öngörülen bütçedir. Irak’ın yeniden inşası için Amerikan Kongresi tarafın tahsis edilen bütçenin Birleşik Devletler Barış Enstitüsü tarafından 18,4 milyar Amerikan Doları olduğunu açıklamıştır.87 Tüketici fiyat enflasyon ortalamasında düşüş sağlanarak 2004 yılı itibariyle %31,7 düzeyine düşmüştür. Ancak, Irak’ın savaş durumundan kaynaklanan mal, hizmet ihracatı ve transferiyle toplam ihracatı arasındaki farkı gösteren Cari İşlemler Dengesi 2004, yılı itibarıyla –9 676 milyon Dolar civarına gerçekleşmiştir. Irak dinarı ise ABD karşısında değer kazanarak 1,453 seviyesine çıkmıştır. Tüm bunlar olurken, toplam dış borç 2004 yılı itibariyle 118 400 milyon Dolar olmuştur.
1.1 Milli Gelir ve Üretim
Irak’taki ekonomik veriler 2003 yılı itibariyle çok büyük farklılıklar göstermektedir. BM, IMF ve DB’nin yapmış olduğu ekonomik tahminler bu durumu doğrulamıştır. IMF, 2004 yılı verilene göre, Irak’ın GSMH’nin 15,3 milyar Dolar dolaylarında tahmin ederken, DB’si, 26 milyar Dolar tahmin etmektedir. Aradaki 11 milyar Dolarlık fark göz ardı edilmiştir. Bu da sağlıklı tahmin edilmemesinin göstergesidir.88
Alttaki grafik 1 de görüleceği gibi Irak Ekonomisindeki Kamu sektörünün payı oldukça büyüktür. Özel sektör gelişimi rol bakımından sınırlı olmakla beraber, Irak sermayesindeki payı 1989 ile 1990 yılları arası dışında hep 2000 milyon Doların altında seyretmiştir. 1991 yılı I. Körfez Harekatı sonrasından, 1991 ile 1992 yılları arasında savaşın verdiği olumsuz etkiyle Özel ve Kamu sektörü ciddi düşüş kaydederek aynı düzeye gelmiştir. Daha sonraki yıllarda, Irak’a uygulanan ekonomik ambargodan dolayı her iki sektör de düşük seyri göstermiştir.
----- Özel Sektör
...... Kamu Sektörü
Grafik1: Brüt Sermaye Bilgisi (1980-2001).
Kaynak: Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects
İn Iraq,Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No:04-1, s.34.
http://www.bos.frb.org/economic/ppdp/2004/ppdp0401.pdf (25.04.2009).
paketlerini dağıtımındaki güçlükler ve ABD Doları değerindeki dalgalanmalar gibi nedenler 2003 yılı sonrasında enflasyonist baskılara yol açmıştır. Mart-Temmuz 2003 arasında Irak Merkez Bankası (CBI) tarafından aylık tüketici fiyat enflasyonu verileri yayınlanmamış olmasına rağmen, 2003 yılı için ortalama enflasyon oranının %33,6 olarak gerçekleşteği tahmin edilmektedir.89
Grafik 2: Irak Dinarının Değiş Tokuş Oranı.
Kaynak: Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects
İn Iraq, Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No. 04-1, s.36.
http://www.bos.frb.org/economic/ppdp/2004/ppdp0401.pdf (25.04.2009).
Yukarıdaki grafik 2’de görüleceği gibi, 2003 yılı ortalarındaki Saddam Dinarının değişimini göstermektedir. 5 Mayıs 2003 tarihli karşılığı Irak Dinarının Döviz
Kuru 2500’den 2.000’da düşmüş olduğu halde Döviz kuru 10.000 dan 250 civarında duraklamıştır. Döviz Kurundaki değişim 250/10.000 oranındaki ara dalgalanmaları %15 ile %35 arası gerçekleşmesini 7 Temmuz tarihindeki banknot değişim duyurusu takip etmiştir. Bu döviz açığı, 2003 Eylül ayının ilk haftasından sonra sona ermiştir. Döviz Kurundaki bu iyileşme öncesi birkaç hafta öncesi döviz hareketinin bu iki etki yaklaşık 2.100 değerinde ticari baskı oluşturmuştur. Dinar ise, Dolara karşı kuvvetlenerek 1.450 dolaylarına gelmiştir. 15 Ekim 2003 tarihinde, yeni dinarla döviz değişimi başlamıştır. Irak’taki para değişimi terörist saldırılar sonucu zorluklarla karşılaşırsa bile üç ay sonra ülkenin tamamında tedavüle konulmuştur.90
2003 Irak İşgali sonrası Yeni Irak Dinarı'nın (NID) piyasaya sürülmesinin ilk etkileri deflasyonist olmuştur. NID itibar kaybetmesiyle birlikte, eski dinarın yerine geçmiş ve ithalat enflasyonunu hafifletmiştir. İşleyen bir kamu sektörünün kademeli olarak yeniden kurulması ve altyapı hizmetlerinin yavaş da olsa yenilenmesi darboğazları ortadan kaldırmıştır. Özel sektör ücretlerinin artmasıyla birlikte ülke genelinde ve kırsal alanlarda satın alma gücünün ani şekilde yükselmesi, yüksek işsizlik oranları ile denetlenmiş olsa da tüketici talebini net olarak artırmıştır. Rafine ürünlerde karaborsanın üstesinden gelmek için yurt içine yönelik yakıt sübvansiyonları kolaylaştırılmış, bu uygulama da enflasyonla sonuçlanmıştır.91
Saddam dönemi bütçe harcamalarında şeffaflık yoktur. Yatırımlar, işletme harcamaları, kuzey valilikleri ve cumhurbaşkanlığı harcamaları altında ayrılan Irak bütçesinin; Başkanlık Makamı'ndan mütemadiyen yapılan müdahaleler yüzünden yılsonunda hedeflenen dengelerinin tutturulması mümkün olmamıştır. Bütçede yapılan değişiklikler, bütçe dışı harcamalar ve son hesaplar gizli tutulduğundan Irak'ın geçmiş bütçelerinden bugüne dair yapısal bir inceleme yapmak zordur.92
Finansal işlemlerin neredeyse tamamen nakit üzerinden döndüğü Irak'ta, nakit ödeme dışındaki işlemler oldukça ilkel ve verimsizdir. Kuzey Irak dışındaki bölgelerde, mali piyasa ve politikaların aciz hali dolayısıyla nakit dolaşımı 2001'de %2, 2002'de ise %44 artarak işgal yılına girilmiştir. 2003 yılı öncesi, 1990 sonrası basılan Saddam Dinarı ile 1979-1989 arasında basılmış olan Kürt Bölgelerinde tedavülde olan İsviçre Dinarı Irak'ta dolaşan başlıca para birimidir. 1979-1989 yılları arasında İsveçre’de basılan Irak Dinarı, Irak’ın genelinde tedavüldeyken, Saddam 1990 da yeni bastığı Saddam Dinarı tedavüle sunulmuştur. Ancak İsviçre Dinarı olarak adlandıran para birimi, Kuzey Irak’a çekilerek tedavüle sunulmuştur. Böylece Irak’ta iki ayrı para birimi geçerli hale gelmiştir. Kuzey Irak Dinarı Güneye göre satın alma gücü bakımından
yüksek olması, para ikilemi doğurmuştur. Bu paralar üstünde Merkez Bankası'nın doğrudan müdahalesi de bulunmamaktaydı. Bundan dolayı güvenilir ödemeler dengesi rakamlarının ortaya çıkmasını da engellemiştir. Irak, ödemeler dengesi hesaplanmalarında farklı kurları kullanmıştır. Bundan dolayı cari işlemler dengesini sıhhatli bir şekilde analiz etmek mümkün değildir. Irak'ın Paris Kulübü'ne cezalar ve faizleriyle birlikte, 2003 senesi itibariyle, toplam borcu 42 milyar Dolardır. Böylece, Irak dünyanın en fazla dış borç oranına sahip olan ülkeleri arasındadır.93
Irak Merkez Bankası (CBI), 1991-2003 verilere göre, 1991 yılında reel GSYİH'de yıllık %56 oranında bir düşmüştür. 1991'deki Körfez savaşı altyapıda büyük
hasarlara ve sanayi ve hizmet sektörlerinde de büyük zarara yol açmıştır.
Bir yandan yaptırımlarla boğuşan ülke, 1996 yılında uygulanmaya başlayan petrol karşılığı gıda programına kadar ekonomik anlamda bir türlü toparlanamamıştır.94
Petrol karşılığında Gıda programı kapsamında imalat sanayi tam toparlanmaya başladığı dönem olan 2003 yılında ülke yeniden savaşa sürüklenmiştir. Fiziki altyapı kapsamında petrol ve elektrik üretimi 2003 işgalinden en fazla hasar gören alanlar olmuştur. İşgal öncesinde ham petrol üretimi günlük 2,5 milyon varil iken, 2003 yılı
Nisan ayında neredeyse hiç üretim gerçekleşmemiş, aynı yılın Haziran ayına kadar hiç petrol ihraç edilememiştir.95
Grafik 3: 1968 – 2001 Yılları Arasında Irak’ın Kişi Başına Düşen GSYİH.
Kaynak: Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects
In Iraq, Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No. 04-1, s.32.
http://www.bos.frb.org/economic/ppdp/2004/ppdp0401.pdf (25.04.2009).
Yukarıdaki Grafik 3’te göreceğimiz gibi, Irak İstatistik Merkezinden alınmış verilerden yararlanarak Irak’ın GSYİH’ni gösteren grafik hazırlanmıştır. Grafiği
hazırlarken 2002 yılı, yani yine Irak işgalinin önceki yılı (1 Amerikan Doları = 1955,25 Irak Dinarı) Döviz kuru temel alınmıştır. Aynı zamanda, 1991 yılı sonrası uçuşa yasak bölge kapsamında olan Kürt bölgesi verileri dahil edilmemiştir. 1970 yıllarında petrol ve petrol dışı sektörler hızla büyüme sağlamıştır. O yıllarda Dünyada petrol fiyatları yüksek olmakla beraber Irak’ın petrol üretimi 1970 itibariyle 1.5 mv/g’ten (milyon varil/günlük) 1979 yılında 3.5 mv/günlük üretimle en yüksek düzeyine çıkmıştır. Irak devleti, petrolden elde ettiği gelirleri petrol dışı yatırımlara harcayarak; petrol dışı sektörde gelişmesini sağlamıştır. Eylül 1980 tarihinde, İran’la başlattığı savaşla Irak ekonomisinde düşüş başlamıştır. Irak-İran savaşının başlamasıyla birlikte, petrol üretimi durmuş ve körfezdeki petrol limanları tahrip edilmiştir. 1981-1985 yılları arasında üretim 1 mv/günlük üretimden 3 mv/günlüğe yükselmiştir. Irak’ın petrol sektörünün aldığı ikinci başlıca engel ise I. Körfez Savaşı sırasında gerçekleşmiştir. Körfez Harekatı, Irak petrol üretimini sona erdirmiştir. I. Körfez Savaşından sonra ise, BM ambargosu ve onu takip eden olaylar sonucu, 1996 yılında Irak petrol üretiminin yıllık 500,000 v/günlük iç tüketim düzeyin gerçekleşmiştir.96 1990’lardan sonra, Irak’la BM arasında petrole karşılık gıda anlaşmasıyla nisbi iyileşme yaşanmıştır. 2001 yılında ise, petrol çıktısından elde edilen gelirlerle GSYİH yıllık 960 Amerikan Doları düzeyinde gerçekleşmiştir. 2001 yılı itibariyle, Kürt bölgesi dışında Irak nüfusu 22 Milyon göz
önünde tutarak GSYİH 21 Milyar Amerikan Doları olmuştur.97
Irak’ın doğal kaynaklarındaki zenginlikten dolayı, Irak ekonomisi savaş dönemleri dışında, istikrarlı GSMH trendi yakalamıştır. Irak'ta GSMH'nin gelişimi
neredeyse tamamen petrol gelirleri ile doğru orantılıdır. Petrol fiyatlarında yaşanan artışa GSMH'nin toparlanması doğaldır. Ancak, özellikle işgal yıllarında petrol üretiminin ve dağıtımının sıklıkla kesintiye uğramıştır, 2004 öncesi için bu iyileşmeyi de hemen sağlayamamıştır.98
Savaş sonrası ülkede patlak veren isyanlar daha çok yabancıları ve Iraklı müteahhitleri hedef almıştır. Bu kişilerden bazıları rehin alınmış ya da öldürülmüştür. Bu olaylar ülkedeki yeniden yapılanması sürecini zayıflatmış ve birçok ülke kendi vatandaşlarına Irak'ı terk etmelerini ya da Irak'a seyahatlerini ertelemelerini tavsiye etmiştir. 2003 yılından itibaren sabotaj eylemleri ve güvenlik sorunları devam etmekte olduğundan, yıllık ortalama Petrol üretimi 1,9-2.0 milyon varil düzeyinde gerçekleşmektedir.99
1.2 Dış Ticaret Yapısı
1997 ile Mart 2003 arasında Irak’ın sadece Rusya ile yaptığı dış ticareti 7,7 milyar Doları bulmuş, ambargo yönetimi altında ticari faaliyetlerini sürdürmeye
çalışmıştır. Rusya, Saddam Hüseyin döneminde imzaladığı ticari anlaşmaların Irak işgal ile birlikte geçersiz sayılmıştır. Bu anlaşmalardan dolayı Rusya, 2,5 milyara yakın zarara uğramıştır. Rusya, Ağustos 2002'de imzaladığı 5 yıllık ekonomik işbirliği anlaşmasının meyvelerini de, ambargo dönemi boyunca uluslar arası piyasada rekabet gücü olmayan Volga otomobillerini, tarım makinelerini ve elektrik santrallerini Irak'a düzenli olarak satmıştır. Ocak 2003 tarihinde Rusya’nın Irak’la anlaşmaya varması sonucunda Rusya Irak’ın petrol, elektrik ve demir yollarına ait sektörlerden ihaleler almıştır.100
Irak savaşı sonrası, Rus şirketi olan Lukoil ile olan anlaşmasını tek taraflı olarak feshedince, Rusya ile olan ticari ilişkileri gerilmiştir. Irak İşgali öncesi dönemde
Irak piyasasında oldukça büyük bir dilimin sahibi olan Fransa, endüstri ürünleri, telekomünikasyon ve elektrik sektörlerinde Irak’a araç gereç ve teknoloji ihraç etmiştir.
Ticari ilişkilerin oldukça iyi olduğu işgal öncesi yıllarda, Saddam rejimi Fransa ile olan ticaretini daha da derinleştirerek Irak'ın Paris Büyükelçiliği'nde yeni bir Ticaret Ataşeliği açmıştı. Kasım 2003'te Bağdat'ta yapılan yıllık ticaret fuarına Fransa'dan 90 ın üstünde firma katılmıştı. Fransız petrol devi Total (eski ismiyle Total Fina E\F) Irak hükümetiyle 7,4 milyar Dolarlık petrol yatırım sözleşmesi imzalamıştı. İşgal öncesi Amerika ile Fransa arasında da ciddi bir sorun olan bu sözleşme işgal ile birlikte geçersiz hale gelmiştir. İşgal sonrası Irak petrollerinin kontrolünü kendi firmaları denetiminde ele alan Amerikan GKY, Kellog Broum ve Root (KBR) gibi Amerikalı firmalara ilk petrol yapılandırma işlerini ihale etmiştir. Yeniden yapılanma programı altında Amerika-Irak ticari ilişkilerinin de canlandığı bu dönemde, sadece 2003 içerisinde Amerika Irak'tan 4,4 milyar Dolarlık petrol ithal etmiştir. ABD bu ithalatına karşın Irak'tan 347 milyon Dolarlık ihracatta bulunmuştur.101
İşgal öncesinde birçok Uzakdoğu ülkesi de Irak'la olan dış ticaretlerini korumuşlardı. Özellikle Vietnam pirincinin en büyük ithalatçısı olan Irak, Tayvan ve Tayland ile de ticari anlaşmalar imzalamıştır. Çin’in ulusal Petrol Şirketi, Çin Kuzey Endüstrileri Şirketi ile birlikte güney Irak petrol bölgesinde petrol çıkarmak üzere 1,3 milyar Dolarlık anlaşmayı 1997'de imzalamıştır. Aynı şekilde Hindistan'dan Oil And Natural Gas Corporation Limited (ONGC), Endonezya'dan Pertamina ile de 2000 yılında Irak Batı Çölü bölgesinde petrol çıkarma anlaşmaları imzalamıştır. Pirinç ticaretini petrole de taşıyan Vietnam'ın, Petro Viyetnam şirketi de Amara bölgesinde petrol çıkarma sözleşmesi imzalamıştır. İşgalden hemen sonra Japonya'nın Itochu ve Mitsubishi şirketleri Irak'ta petrol çıkarma anlaşmasına vardıklarını açıklamışlardır.102
1.3 Para Politikaları
Bütçe sorunlarının aksine 2004 senesi içerisinde Irak Merkez Bankası'nın harici rezervlerinin genişlemesinden de anlaşılacağı üzere, para rezervleri hızla artmış
ve ‘Avrupa Ödemeler Danışmanlık Derneği’ anlamına gelen The European Payments Consulting Association, (EPCA) projeksiyonlarını yakalamıştır. 2004 senesi içerisinde para rezervlerinde yaşanan artış %117’dir. Hükümete borç vermesi yasaklanan Merkez Bankası, rezervlerdeki artışın nerdeyse hepsini harici rezervler vasıtasıyla sağlamıştır. 103
Ancak Savaş döneminde döviz belli bir baskı altına girmiştir. Nisan ortasından bu yana hızlı bir artış ile günlük 50 milyon düzeyinde işlem hacmine ulaşmıştır. Merkez Bankası'nın harici rezervleri EPCA'nın 2004 senesindeki 4 milyar tahmininin oldukça üstüne çıkıp, Ocak 2005'te net 7,4 milyar Dolara ulaşmıştır. Satışlarındaki yükseliş ve Merkez Bankası'nın tam anlamıyla istikrarlı olmayan rezervleri, para talebinin azalmaya başladığını göstermiştir.104
1.4 Borçlar.
Irak'ın borçları konusunda oldukça spekülatif veriler bulunmakla birlikte, veriler arasında homojenlik bulunmamaktadır. 21 Kasım 2004'te Paris Kulübü'nün
borçların %8o kadarını üç aşamalı bir program dahilinde düşüreceğini açıklamıştır. Paris Kulübü planının ilk aşaması, hayata geçtikten sonra Irak'ın borcundan 78 milyar Dolar düşmektedir. Bu durumun bir diğer anlamı, Irak'ın borcunun GSMH'sinin üç katı olduğudur. Paris Kulübü ile yapılan anlaşma tam anlamıyla hayata geçse bile, Irak'ın borcunun Paris Kulübü içinde olan ülkelere ödenmesi, erteleme sonrası, 2011'de başlayacak ve 2038'de bitecektir. Ek başka bir borç azaltılması yapılmaksızın 2010'da Irak'ın dış borç stoku, GSMH'sinin %170'ine, yani 103 milyar a ulaşacaktır. Bu miktarın bir kısmı büyük oranda 2005-2010 arasında faiz ödemelerinin aktifleşmesinden kaynaklanmaktadır. II. ve III. Aşamalarda ise dış borç stokunun 34 milyar Dolara kadar düşmesi planlamaktadır.105
Tablo3
Tahmini Olarak 2004-2010Yılları Irak Dış Borç Stoku (Milyar Amerikan Doları).
Kaynak: Taha Özhan, Irak Ekonomi-Politiği, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, Ankara, 2006, s.19 dan derlenmiştir.
Paris Kulübü dışında kalan ülkelerin borçlar konusunda nasıl bir politika izleyecekleri belirsizdir. Genelde savaş sonrası ve gelecek için iyimser bir tablo çizmeye çalışanlar Paris Kulübü ertelemesi üzerinde gereğinden fazla durmaktadırlar. Oysa Paris Kulübü dışında kalan borçlar hususunda bir anlaşma sağlanmış değildir. Irak'ın toplam borcu hakkında net bir rakama sahip değiliz. Farklı kaynaklardan, hesaplamalardan ve iddialardan elde edilen bilgiler oldukça farklı bir tablo çıkarmaktadır.
80-135 milyar Dolar arasında değişen tahmin ve iddialar bulunmaktadır. Jubilee'nin yaptığa kapsamlı çalışmadan faydalanarak hazırlanmış aşağıdaki genel tablo, Irak'ın UNCC (United Nations Conference Centre) tazminatlarını içermemektedir. İlk tabloda özet ana borçlar, ikinci tabloda ise borçların detaylarına yer verilmiştir.106
Tablo4
Alınacak Miktara Göre Irak’ın Toplam Dış Borcu.
Kaynak: Taha Özhan, Irak Ekonomi-Politiği, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, Ankara, 2006, s.21.
1.5 Fiyatlar
2003 yılı rakamlarına göre 2004 yılındaki reel GSMH'de yaşanan büyüme, petrol üretiminin altyapısındaki iyileştirme çalışmalarının mesafe kaydetmesinden ve
Irak fiyatlarına göre petrol fiyatlarının tavan yapmasından kaynaklanmaktadır. Irak petrol üretimimin 2,2 mv/gün (milyon varil/günlük) gerçekleştiği bu dönemde, 1,5 mv/gün'lik kısım ihracata gitmiştir ve hacmin artırılması için çalışmalar devam etmektedir. Petrol-dışı GSMH'nin ise 2002 senesinin altında bir düzeyde gerçekleştiği görülmektedir.107
Grafik 4: Tüketici Fiyatlar Endeksi.
Kaynak: Taha Özhan, “Irak Ekonomi-Politiği”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, Ankara, 2006, s.11.
Kamu sektörü ise, bu dönemde belirsizliğini korumaktadır. Irak'ın şok bir müdahale ile yaşadığı ekonomik liberalizasyon sürecinde bu sektörlerde bir çeşit
küçülme yaşanmıştır. Birçoğu atıl olan kamu kurumları, savaş sonrası yatırım ve yeniden yapılanma kontratları ile birlikte, ekonomik faaliyette hem eski paylarını alamadılar, hem de özelleştirmeye tabi tutulduklarından küçülmüşler dir. EPCA (Savaş Sonrası Acil Yardım Programı) tahmininin (%7) çok ötesinde çıkan enflasyon rakamı 2004 senesi için 9631,7 olarak gerçekleştir.108
2005 bütçesi için yapılan tahminler de petrol gelirleri ve fiyatları üstünden yapılmıştır. 2005 senesi için EPCA Irak petrol satış fiyatı ortalamasının 26 olacağını tahmin etmekteydi. Petrol ihracatının da günlük 1,8 mv/gün'e çıkacağı tahmin edilmekteydi. Petrol gelirleri 2005'in ilk beş ayında program dahilinde gerçekleşti. 2005 Mayıs ayı sonrası düşük petrol ihracat hacmini ise petrol fiyatlarındaki yükseklik (2005 tahmini fiyatının üstüne çıkarak 36,4 den satılmıştır) tazmin etmiş oldu. 2005'in ilk beş ayında petrol ihracat hacmi 2004 senesi ile aynı düzeyde, 1,4 mv/gün (milyon varil/günlük) (program hedefinin oldukça altında bir düzeyde) olarak gerçekleşmiştir.
Irak petrolünde bu dönemde yaşanan fiyat artışı genel petrol fiyat artışından oldukça aşağıda kaldı. Bu ise doğal olarak Irak petrolünün dünya ortalama petrol fiyatı karşısında rölatif olarak derin fiyat farkı pozisyonunda kalmasını sağladı. Oysa Dünya Enerji Organizasyonu'nun, Brent, Batı Teksas ve Dubai petrollerini baz alarak ortaya çıkardığı mukayeseli petrol fiyatları, 2004 senesinde varil başına 6,4, 2005'in ilk çeyreğinde 13,4 ve Nisan-Mayıs 2005 arasında da 8,6 yükseliş göstermişti.109
EPCA'nın yerli rafineri petrol ürünleri fiyatlarını artırmak üzere ortaya koyduğu hedefler gerçekleştirilemedi. Bu ürünlerin resmi fiyatlandırılması uluslararası
fiyatların oldukça altında tutulmaktadır. Devlet destekli fiyat politikasının dışında da, ithal edilen petrol ürünleri iç piyasada desteklenmiş fiyatlarla satılmaktadır.
Bu ise 2004 senesi içindeki gayri safi hasılada ciddi zarara yol açarak, takriben GSMH'nin %30'u, yani 8 milyar a yakın bir bütçe maliyeti oluşturmuştur. Irak iç piyasa petrol satışlarının yerli ve uluslar arası fiyatlardan değerlendirilmesi aşağıdaki tabloyu ortaya çıkarmaktadır. Bu değerlendirmede petrol üretimi için 2004 rakamları, fiyatlar içinse Haziran 2005 rakamları dikkate alınmıştır.110
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
85 İnci Selin Aydın, Irak Cumhuriyeti ülke Raporu, T.C., Başbakanlık, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Ankara, 2009, ss.10-11.
86 Taha Özhan, Irak Ekonomi-Politiği, Siyaset, Ekonomi Ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, 2006, s.1.
87 The Coalition Provisional Authority’s Experiencewith Economic Reconstruction in Iraq,
http://www.usip.org/pubs/specialreports/sr138.pdf (25.04.2009 )
88 Taha özhan, a.g.e.,s.6.
89 İnci Selin Aydın, Irak Cumhuriyeti Ülke Raporu, T.C. Başbakanlık, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme
Etüd Merkezi, Ankara, 2009, s.12.
90 Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects In Iraq, Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No. 04-1, s.20.
91 İnci Selin Aydın, a.g.e.,.s.12.
92 Taha Özhan, a.g.e.,s.7.
93 Taha Özhan, a.g.e.,s.7.
94 İnci Selin Aydın, a.g.e.,.s.11.
95 a.g.e., s..11.
96 Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, a.g.r., s.4.
97 a.g.r., s.5.
98 Taha Özhan, a.g.e., s.9.
99 İnci Selin Aydın, a.g.e., s.12.
100 Taha Özhan, a.g.e.,s.24.
101 a.g.e., s.24.
102 a.g.e., s.24.
103 a.g.e., s.15.
104 a.g.e., s.16.
105 a.g.e., s.20.
106 a.g.e.,s.20.
107 a.g.e., s.11.
108 a.g.e., s.11.
109 a.g.e., s.13.
110 a.g.e., s.14.
7 Ci BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
***