II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 2
BİRİNCİ BÖLÜM
II. KÖRFEZ SAVAŞI ÖNCESİ IRAK TARİHİ VE EKONOMİK YAPISI
1. 1916-1958 IRAK’IN KRALLIK DÖNEMİ VE IRAK’IN GENEL TARİHİ
Iraklılar üzerinde yaşadıkları toprakların kalıntılarından büyük ölçüde etkilenmişlerdir, Bu geçmişte farklı etnik, dinsel ve kültürel yapılardan Asurlu Naram ‘Sin’in M.Ö. 2000’lerde, Bütünlük Kralı gibi gösterişli bir unvan aldığı, II. Sargon’un daha sonra Babil Kralı Kyros’un kendilerini Dünya Kralı ilan etmeleri bu topraklarda olmuştur.1 Irak’ın adı çeşitli kaynaklara göre değişik anlamlar taşımaktadır. Türkçe anlamı olarak ‘Irak’, merkezden uzak olarak tanımlanan yer olurken; aslen ‘Irak’ın isim anlamı Farsçadaki ‘erag’ yani ‘düzlük’ anlamına gelmektedir.2
Irak’ın bulunduğu Mezopotamya bölgesi dünyanın ilk önemli yerleşim merkezlerinden biridir. M.Ö. 7. yüzyıla kadar Sümer, Akad, Babil ve Asurların elinde kalmış, bu tarihten sonra Perslerin eline geçmiştir. Bölgede İslamiyetten önceki Araplar da Main, Sebai ve Himyeri devletlerini kurmuşlardır. İslamiyetin doğuşu ve hızla gelişmesi ile birlikte Müslümanlar uzun süre bölgeye hakim olmuşlardır. Müslümanların dördüncü halifesi Hazret-i Ali’nin kabri Necef’te yer almaktadır. Oğlu Hazret-i Hüseyin de burada Kerbela’da şehid olmuştur. İmam-ı A’zam Ebu Hanife, Ahmed bin Hanbel, Abdülkadir Geylani gibi büyük alim ve veliler Bağdat ve Kufe’de yetişmişler, insanlığa ilim ve hikmet yaymışlardır. Bu üç zatın türbesi halen Bağdat’ta yer almaktadır.3 Bağdat 762’den itibaren yeni baştan imar edilerek Abbasilerin yani, İslam dünyasının başşehri ve dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri haline gelmiştir. Bilhassa 786-809 seneleri arasında halifelik yapan Harunürreşid ve oğlu Me’mun zamanında Irak dünyanın en parlak ilim ve kültür merkezi haline gelmiştir. Ancak 1258’de Irak’a giren Moğol hükümdarı Hülagü Han, şehirleri yakıp yıkmış, binlerce Müslüman öldürmüştür. Daha sonraki tarihlerde de eski günleri bulamayan Irak, sırasıyla Celayirliler, Timuroğulları, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safevilerin
hakimiyeti altında kalmıştır.
1515’te Kuzey Irak’ın Osmanlı topraklarına katılmasını takiben Kanuni Sultan Süleyman Han 1534’te ülkenin tamamını fethetmiştir. Irak, Osmanlı hâkimiyetinde kaldığı yaklaşık beş asırlık süre zarfında en parlak dönemlerini yaşamıştır. Bilim dünyasında kıymetli âlimler İstanbul’a götürülerek, çalışmaları için her türlü imkan temin edilmiştir. Osmanlı Sultanı Dördüncü Murad Han zamanında, Bağdat ikinci defa fethedilmiştir. Bu fetihte Padişah bizzat harbe iştirak ederek, kale kapısı yıkılırken elindeki gürz ile o da yardım etmiştir. Kalenin fethinden sonra Şiilerin yıktığı İmam-ı A’zam türbesini yeniden inşa ettirmiştir. Irak’a göz koyan İngilizler, Birinci Dünya Savaşı sırasında, 20 Kasım 1914’te Basra’ya girdiler. Ancak, 29 Mayıs 1916’da Irak ve Osmanlı Kuvvetleri ‘Selman Pak’ meydan savaşında İngilizleri yenerek tamamını esir almışlardır. Birinci Dünya Savaşından sonra, İngiltere ve Fransız ve Arap baskıları sonucu Osmanlılar bölgeden çekilmeye zorlanmıştır Çekildikten sonra İngiltere 1918’de Musul’u ve Irak’ı işgal etmiştir.4
1.1 Sykes-Picot (1916 ) Anlaşması
Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalara ayrılmasını dönemin güçlü ülkeleri tarafından (İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya) karşılıklı diplomatik notalarla teati
edilerek, Arabistan Bölgesini parçalanmasını, İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya tarafından karar verilmiştir. Arabistan Bölgesini İngilizlere, Fransız ve Çarlık Rusya tarafından üçlü olarak yaptıkları Sykes-Picot Gizli Anlaşma ile parçalamışlardı. Ancak, 1917’de Çarlık Rusya’da meydana gelen ihtilal ile Bolşeviklerin iktidara gelmesi ile birlikte, daha önce yapılan İngiliz, Fransız ve Çarlık Rusya arasındaki anlaşmayı Bolşevikler açıklamışlardır. Böylece, Osmanlılar gizli anlaşmadan haberdar olmuştu. Arabistan Yarımadası bu şekilde parçalanmıştır. Yapılan Sykes-Picot gizli antlaşmasına göre: 5
(1) Büyük Britanya ve Fransa, ilişikteki haritada (A) ve (B) olarak işaretlenmiş alanlarda, bir Arap başkanın yönetiminde bağımsız bir Arap Devletini veya bir Arap Devletler Konfederasyonunu tanıyarak korumayı amaçlamıştır. Ekte (A) haritada belirlenen alanında Fransa, (B) alanında da Büyük Britanya işletim ve yerel bölgelerde öncelikli kullanım hakkına sahip olacaktır. Arap Devletinden veya Arap Devletler Konfederasyonundan talepler gelmesi halinde; (A)Fransa ve (B) Büyük Britanya da alanlarında yabancıların isteği üzere Arap Devleti ya da Arap konfederasyon Devletleri danışmanlık yapılacaktır.
(2) Arzu ettikleri ya da Arap Devleti veya Arap Devletler Konfederasyonu ile mutabakatın ardından tesis edilebilir gördükleri takdirde; mavi alanda Fransa, kırmızı alanda da Büyük Britanya, doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve kontrolü tesis edeceklerdir.
(3) Kahverengi alanda kurulacak olan uluslararası yönetimin şekli, Rusya ile müzakerelerin ardından ve diğer müttefikler ve Mekke Şerifi’nin temsilcileri ile yapılan anlaşmaları müteakip karar verilecektir.
(4) Büyük Britanya’ya verilenler
(a) Hayfa (Haifa) ve Akabe (Aqaba) limanları;
(b) (B) alanı için, (A) alanındaki Dicle ve Fırat’tan su ikmal garantisidir.
Majeste’nin Hükümeti, kendi hesaplarına, Fransız Hükümetinin onayını almadan herhangi bir üçüncü bir güçle Kıbrıs’ın devri ile ilgili müzakerelere girmeyeceğini taahhüt ederler.
(5) İskenderun limanı İngiliz İmparatorluğu’nun ticareti söz konusu olduğunda serbest bir liman olacaktır. İngiliz taşımacılık ve ticaretini etkileyen özel imtiyazların genişlemesinde veya liman harçları dikkate alındığında, muamelelerde herhangi bir ayrımcılık yapılmayacaktır. İngiliz mallarının
İskenderun’dan ve demiryolu üzerinden Mavi alandan, bu mallar Kırmızı alan; (A) veya (B) alanlarından geliyor ya da o alanlara gidiyor da olsa, geçişi serbest olacaktır. Söz konusu alanlarda hizmet veren herhangi bir limandaki İngiliz taşımacılık ve mallarında veya herhangi bir demiryolundaki İngiliz
mallarının giderlerinde, doğrudan ya da dolaylı olarak, muamelelerde herhangi bir fark olmayacaktır.
Hayfa (Haifa) Fransa’nın, himayesindekilerin ve kolonilerinin ticareti söz konusu olduğunda serbest bir liman olacaktır. Fransız taşımacılık ve ticaretine yönelik liman harçları dikkate alındığında uygulan imtiyaz ve muamelelerde herhangi bir ayrım yapılmayacaktır. Hayfa’dan (Haifa)ve İngiliz demiryolları üzerinden Kahverengi alandan; bu mallar Mavi, (A) veya (B) alanlarından geliyor ya da o alanlara gidiyor da olsa, geçişi serbest olacaktır. Söz konusu alanlarda hizmet veren herhangi bir limandaki Fransız taşımacılık ve mallarında veya herhangi bir demiryolundaki Fransız mallarının giderlerinde, doğrudan ya da dolaylı olarak, muamelelerde herhangi bir fark olmayacaktır.
(6) Fırat havzası boyunca Bağdat ve Halep’i birleştiren demiryolu tamamlanıp iki hükümetin de muvafakatiyeti alınana kadar; Bağdat Demiryolları (A) alanından güneye doğru Musul’un ötesine, (B) alanında kuzeye doğru Samarra’nın ötesine kadar genişletilmeyecektir.
(7) Büyük Britanya’nın Hayfa ile (B) alanını birleştirecek bir demiryolu inşa etmeye, yönetmeye ve tek sahibi olmaya hakkı vardır. Bunun yanında, bu hatta daima asker taşıma ve daimi haklara sahiptir. Bütün hükümetler tarafından bu demiryolunun Bağdat ve Hayfa arasındaki iletişimi kolaylaştırmayı amaçladığı kabul edilir. Bunun ötesinde Kahverengi alandaki bu hattın bakımında karşılaşılan masraflar ve teknik zorluklarla kullanışsız hale gelmesi durumunda, Fransız Hükümeti Baniyas-Umm Qais-Sakhad-Tall ‘Osda-Mismieh’den oluşan çokgeni (B) alanına ulaşmadan aşmayı sağlayacak planları düşünmeye hazırlanacaktır.
(8) 20 yıl boyunca mevcut Türk gümrük tarifeleri (A) ve (B) alanında olduğu gibi bütün Mavi ve Kırmızı alanlarda da yürürlükte kalacaktır. İki gücün anlaşması hali dışında, nispi vergi oranlarından sarih oranlara artış ya da değişiklik yapılmayacaktır. 6 Atilla Uğur, Geçmişten Günümüze Kuzey Irak’ın Beşeri Coğrafyası ve Sosyal Yapısı, (Fırat üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Elazığ, 2002, ss.48-49. Üstte belirtilen alanlar arasında dâhili gümrük engelleri olmayacaktır. Bölgeye yönlendirilmiş gümrük vergisine tabi mallar limanın girişinde toplanacak ve varış alanlarındaki idareye kadar aktarılacaktır.
(9) Fransız Hükümeti’nin Mavi alandaki olası haklarından feragat etmesi ve haklarını devretmesi ile ilgili Majeste’nin Hükümetinin onayını almadan, Arap Devleti veya Arap Devletler Konfederasyonu dışında herhangi bir üçüncü güçle müzakereler başlatmayacağı kabul edilir. Majeste’nin Hükümeti de Kırmızı alan konusunda Fransız Hükümeti’ne benzer taahhütleri verir.
(10) İngiliz ve Fransız Hükümeti Arap Yarımadasında üçüncü bir gücün toprak elde etmesine rıza göstermeyecekleri ve bundan kaçınacakları yönünde anlaşmışlardır. Bunun gibi, herhangi bir üçüncü gücün Kızıldeniz’in doğu kıyılarındaki adalarda bir deniz üssü inşa etmesine onay vermeyecektir. Ama bu durum gerekli görülmesi halinde, Türk saldırılarına karşı Aden çevresinde yapılacak düzenleme çalışmalarına engel olmayacaktır.
(11) Arap Devleti veya Arap Devletler Konfederasyonu’nun sınırlarına dair Araplar ile yapılacak müzakereler de, iki güç adına geçmişteki gibi aynı kanaldan takip edilecektir.
(12) Bunun dışında, Arap bölgesine yapılan silah dışalımlarındaki kontrol tedbirleri de iki hükümet tarafından düşünülecektir.
Böylece, Sykes-Picot gizli anlaşması ile İngiltere, Musul hariç bütün Irak’ı
kendine ayırmıştır. Anlaşmaya 19-21 Nisan 1917’de İtalya’da katılmış ancak, Musul sorunu ile ilgili İngiltere ve Fransa arasındaki ihtilaflara karışmamayı uygun bulmuştur
Harita 1: 1916 Sykes-Pıcot Anlaşması
Kaynak: The Sykes-Picot Agreement.1916. http://www.mideastweb.org/mesykespicot.htm (06.01.09).
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
1 William R. Polk, Irak’ı Anlamak, Nurettin Elhüseyni (çev.), NTV Yayınları,2007, s.xi.
2 a.g.e., ss.36-37.
3 Irak Tarihi. 2007. http://www.webhatti.com/tarih/54371-irak-tarihi.html (06.01.2009).
4 Irak Tarihi. 2007. http://www.webhatti.com/tarih/54371-irak-tarihi.html (06.01.2009).
5 The Sykes-Picot Agreement 1916. http://www.bu.edu/mzank/Jerusalem/tx/Sykes-Picot.htm (06.01.2009).
6 Atilla Uğur, Geçmişten Günümüze Kuzey Irak’ın Beşeri Coğrafyası ve Sosyal Yapısı, (Fırat üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Elazığ, 2002, ss.48-49.
3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder