12 Ekim 2018 Cuma

TANZİMAT SONRASI OSMANLI DEVLETİNDE KAZA., İlçe YÖNETİMİ BELEN ÖRNEĞİ BÖLÜM 4


TANZİMAT SONRASI OSMANLI DEVLETİNDE KAZA., İlçe YÖNETİMİ BELEN ÖRNEĞİ  BÖLÜM 4


Sonuç

Sultan II. Mahmud döneminden itibaren Osmanlı Devleti, bir dizi reform gerçekleştirmiştir.
Özellikle ayanların gücünü kırmak ve merkezi otoriteyi güçlendirmek için taşra yönetiminde de bir takım yenilikler olmuştur. 
Bu çerçevede önce vergi toplamadaki adaletsizlikleri gidermek ve şikâyetleri azaltmak için muhassıllık ve muhassıllık meclisleri kurulmuştur. 
Ancak kısa ömürlü olan bu uygulamadan sonra Osmanlı eyalet yönetimi yeniden şekillendirilmiş, aynı düzenlemenin içerisinde de sancakların merkezden atanan kaymakamlarla idare edilmesi benimsenmiştir. Bahsedilen reformlar öncesinde hanedan aileler aracılığıyla yönetilen Belen’de, bu ailelerin gücü kırılmış ve Belen, merkezden atanan ve maaş alan kaymakamlar aracılığıyla yönetilmiştir. Osmanlı Devleti, bölgedeki ekonomik ve sosyal dönüşümleri dikkate alarak Belen’in idarî yapısında zaman zaman değişikliğe gitmiştir. Bataklık bir mahal olan İskenderun’un ticarî hacminin artması Belen’in aleyhine olmuş, sınırlarını daraltmıştır. Malî ve idarî açıdan güç kaybeden Belen, sancak statüsünü kaybetmesine rağmen kaza statüsünü Osmanlı Devleti yıkılana kadar sürdürmüştür. Bu sürekliliğin en temel sebebi hiç şüphesiz Belen’in stratejik konumudur. Buranın kaza statüsünün sonlandırılması durumunda, bölgede asker sayısı azalacağı için güvenlik temin edilemeyeceğini düşünen Osmanlı Hükümeti, Halep valilerinin aleyhte yazılarına rağmen idarî durumu korumuştur. Belen, İskenderun Limanı’nı iç bölgeye bağlayan doğal bir geçittir, buradaki asayişsizlik ve emniyetsizlik, ticareti ve bölgede cereyan eden trafiği aksatacağını daha önceki tecrübelerle sabitleyen Osmanlı hükümetleri, bilinçli bir şekilde buranın kaza statüsünü devam ettirmiştir. 
Tabiî bu statünün devam etmesinde Belen halkının rolü de fazladır. Belen ileri gelenleri, yaşadıkları yer ile ilgili her türlü tasarıdan haberdar olmuş ve  derhal bir araya gelerek düşüncelerini Babıaliye iletmişler ve etki oluşturmaya çalışmışlardır. Osmanlı Devleti, idarî değişimlerde özellikle köylerin, bir diğer 
idarî birime bağlanması hususlarında, bölgede yaşayan ahalinin görüşünü dikkate almıştır. Bu doğaldır, çünkü bölgenin sorunlarını ve nereye bağlanması  gerektiğini yöre halkı çoğu zaman daha doğru bir şekilde tespit etmektedir. Belen’i, Adana eyaletine bağlayan devlet, bölgeden gelen şikâyetleri geç de olsa dikkate almış ve bu yanlışından dönmüştür. Belen sonraki bir kaç küçük değişiklikle Fransız işgaline kadar kaza olarak kalmıştır. 

1939’da Hatay Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmasından sonra nahiye merkezi olan Belen, 1990 yılında ilçeye tahvil edilmiştir, doğru olan da budur kanaatindeyiz. Belen civarının ormanlık ve sarp olması güvenliği sarsacak bir takım oluşumların burada barınmasına olanak sağlamaktadır. 
Belen’de yeteri derecede mülki amirin ve askerî personelin bulunmayışı geçmişteki tehlikeleri tekrar yaşatabilir.
Osmanlı Devleti’nin Belen’e atadığı yöneticiler incelendiğinde, bunların atama usulünde sabit bir kural göze çarpmamaktadır. 
Görev süreleri oldukça kısa olan kaymakamların çoğunlukla görev yerlerini benimsemedikleri ve bir an önce bölgeden ayrılma eğiliminde oldukları ifade edilebilir. 
Bu durum ise Belen’in gelişiminde bir engeldir. Ahali ile yöneticiler arasında yakın ilişkilerin kurulamamasından dolayı sorunların üstesinden gelinememiştir. 
Devlet-halk kaynaşması da çoğunlukla yöneticiler üzerinden olduğu için bunun da tam olarak sağlandığı söylenemez. 
Bu sebeple atanacak yöneticilerin, asgari iki yıl süre ile bölgede kalması, fakat fazla uzun olması durumunda da başka türlü sorunlara yol açılacağı 
düşünülerek görev sürelerine üst sınır konulması daha doğru olacaktır.

Belen’e tayin edilen kaymakamların tamamı başka memuriyetlerde veya kaymakamlıklarda tecrübe kazanmışlardır. Bu sayede geçit noktası olan Belen’de  kaymakamların tecrübesizliğinden kaynaklanan sorunlar yaşanmamıştır. Belen’e atanan kaymakamların yaş ortalamasının 40’ın üzerinde olması da bu sorunların yaşanmasını engelleyen bir diğer etkendir. Belen’in konumu nedeniyle buradaki kaymakamlık makamı oldukça kısa süreli görevde kalan 3 vekil  dışında vekaletle yönetilmemiştir. Bölgeye tayin edilecek kaymakamların, bölge ahvaline hakim, dil bilen, dirayetli kişiler olmasına dikkat edilmiştir.
Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılda malî sorunlar yaşaması, ahaliye olduğu gibi istihdam ettiği bütün memurlara da yansımıştı. Bu sebeple Belen’de görev 
yapan memurların büyük çoğunluğu maaşlarının yetersizliği, ailesini geçindirememe gibi şikâyetlerde bulunmuştur. Devlet çoğu zaman ilgili kaymakamları, maaşı yüksek bir kaymakamlığa tayin etme yoluna gitmişti.

Kaymakamlar eğitim durumları ve konumlarından kaynaklanan sebeplerden olsa gerek, bulundukları bölgenin kalkınması, bölgede yapılması gerekenler 
hakkında rapor tanzim etmemişlerdir.
İncelediğimiz belgelerin biri istisna olmak üzere hiç birinde buna dair öneri bulunmamaktadır. Kaymakamların belgelere yansıması, valiyi şikâyet etme, 
sıkıntılarını ifade etme (maaş, havasına suyuna alışamama, aile özlemi, sağlık problemleri) şeklinde olmuştur. Bir iki istisna dışında, kaymakamlar hakkında
gelen belgelerde de daha ziyade kaymakamların yaptıkları yolsuzluk ve usulsüzlüklerden bahsedilmiştir.


KAYNAKÇA

Arşiv Belgeleri


BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi)
Sadaret Mektubî Mühimme Kalemi Evrakı (A. MKT. MHM), 241/27.
Sadaret Mektubî Kalemi Meclis-i Vâlâ Evrakı (A. MKT. MVL), 131/53.
Sadaret Mektubî Kelami Nezaret ve Devair Evrakı (A. MKT. NZD), 81/87; 115/32; 261/48.
Sadaret Mektubî Kalemi Umum Vilayat (A. MKT. UM), 127/42; 242/84; 431/14; 443/86; 443/87; 493/60.
Bab-ı Ali Evrak Odası Evrakı (BEO), 1482/111093.
Bab-ı Ali Evrak Odası Ayniyat Defterleri (BEO. AYN. d), 285.
Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiyye Müdüriyeti 2 Şube Evrakı (DH. EUM. 2. Şb), 73/50; 73-69.
Dahiliye Nezareti İdare Evrakı (DH. İD), 44.1/30.
Dahiliye Nezareti Mektubî Kalemi Evrakı (DH. MKT), 371/59; 507/17; 593/63; 643/9; 1408/1; 1418/76; 1547/115; 1718/61; 1890/38;
2000/125; 2141/61; 2207/35; 2307/25; 2545/114; 2548/99; 2554/111; 2563/61; 2897/1.
Dahiliye Nezareti Şifre Kalemi Evrakı (DH. ŞFR), 91/115; 596/32.
Dahiliye Nezareti Tesri-i Muamelat ve Islahat Komisyonu Evrakı (DH. TMIK. S), 59/42; 74/41.
Hatt-ı Hümayûn Tasnifi (HAT), 347/19748-E; 732/34756-B; 762/36019; 1011/4243-A; 1273/49382; 1449/9; 1562/1.
Hariciye Nezareti Siyasi (HR. SYS), 2460-94.
Hariciye Nezareti Tercüme Odası Evrakı (HR. TO), 196/68 (1856).
İrade-i Dahiliyye (İ. DH), 770/62757; 879/70159; 918/72820; 1048/82348; 1098/86066; 1132/88420; 1215/95130; 1231/96368; 1298/8;
1315/66; 1318/71; 1336/23; 1338/23; 1350/45; 1356/34; 1357/56; 1365/40; 1392/26; 1408/37; 1419/26; 1442/16; 1455/29; 1466/5;
1469/69; 1470/42; 1491/37; 1496/54; 1500/64; 1501/6; 1503/6; 1508/11; 1519/37.
Dosya Usulü İrade (İ. DUİT), 45/27; 46/18; 46/39.
İrade-i Meclis-i Vâlâ (İ. MVL), 188/5691; 294/11862; 329/14074; 357/15665; 367/16102; 398/17321; 425/18670; 433/19094; 452/20189;
480/21749; 548/24602; 560/25172.
İrade-i Taltifat (İ. TAL), 395/41.
Meclis-i Vâlâ Evrakı (MVL), 297/71; 574/14; 712/98; 753/72; 754/16; 763/57; 764/20; 779/2.
Şura-yı Devlet Evrakı (ŞD), 2217/9; 2217/22; 2217/45; 2218/19; 2221/11; 2221/15; 2230/14; 2235/27; 2247/30; 2887/14.
Yıldız Evrakı Sadaret Resmî Maruzat (Y. A. RES), 79/57.

Kitap, Makale, Ansiklopedi Maddesi, vd.

397 Numaralı Haleb Livâsı Mufassal Tahrîr Defteri (943/1536) I (2010). Ankara: Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları. 99 8 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Diyâr-i Bekr ve ‘Arab ve Zü’l-Kâdiriyye Defteri (937/1530) (1998). c. II, , Ankara: Devlet Arşivleri GenelMüdürlüğü Yayınları.
ADA, Serhan (2005). Türk Fransız İlişkilerinde Hatay Sorunu (1918-1939), İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
AKYILDIZ, Ali (1993). Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilâtında Reform (1836-1856), İstanbul: Eren Yayıncılık.
BAYKARA, Tuncer (1988). Anadolu’nun Tarihî Coğrafyasına Giriş I Anadolu’nun İdarî Taksimatı, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yayınları.
BAYRAKTAR, Hilmi (2004). XIX. Yüzyılda Halep Eyaleti’nin İktisadî Vaziyeti, Elazığ: Fırat Üniversitesi Yayınları.
Cevdet Paşa (1991). Tezâkir 21-39, (Yay: Cavid Baysun), , Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
ÇADIRCI, Musa (1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
ÇANKAYA, Ali (1954). Mülkiye Târihi ve Mülkiyeliler, c. I, Ankara.
EFE, Aydın (2011). Antakya ve Çevresi Türkmenleri: Küçük Alioğulları ve Reyhanlı Aşireti (XIX. Yüzyıl), Yayımlanmamış Doktora Tezi,
Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
EFE, Aydın (2013a). “Mursaloğlu Mustafa Şevki Paşa (1840-1914)” History Studies, V/2, A Tribute to Prof. Dr. Halil İNALCIK, March, s. 155-169.
EFE, Aydın (2013b). “Sicill-i Ahval Kayıtlarına Göre Payaslı Memurlar”, Mustafa Kemal Üniversitesitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, X/23, s. 181-194.
Evliyâ Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî (1999). Seyahatnâme, III, (Yay. Haz: Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
GÜNEŞ, Mehmet (2014). Osmanlı Devleti’nde Kaymakamlık (1842-1871), İstanbul: Kitabevi Yayınları.
İbn Kalânisî (2015). Şam Tarihine Zeyl –I. ve II. Haçlı Seferleri Dönemi-, (Arapça Aslından Çev: Onur Özatağ), İstanbul: Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları.
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi (1334). 33. İnikad, Devre: 3, Cilt: 1, İçtima Senesi: 4, 14 Kânun-ı sani.
MÜDERRİSOĞLU, Fatih (1994). “Bir Osmanlı-Türk Şehri Olarak Belen”, Vakıflar Dergisi, Sayı 24, s. 237-272.
Salname-i Vilayet-i Haleb (1284). Defa 1; (1285), Defa 2; (1286), Defa 3; (1287), Defa 4; (1288), Defa 5; (1290), Defa 7; (1293), Defa 9; (1300),
Defa 13; (1303), Defa 15; (1305), Defa 16; (1306), Defa 17; (1307), Defa 18; (1308), Defa 19; (1313), Defa 23; (1315), Defa 25; (1324), Defa 34;
(1326), Defa 35.
SAMUR, Sebahattin (1995). İbrahim Paşa Yönetimi Altında Suriye, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yayınları.
ŞAŞMAZ, Musa (2014). Türkiye’nin İdari Taksimatı (1920-2013), c. VII, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Şemseddin Sami (1306). Kamusu’l-Alam, c. II, İstanbul.
TORUN, Fatih (2012). “Osmanlı Taşra İdaresinin Yeniden Yapılanması”, Karadeniz Araştırmaları, sayı 32, Kış, s. 81-97.
TOZLU, Selahattin (2007). “Antakya ve Çevresi Türkmenleri Hakkında Bazı Notlar (Büyük Selçuklulardan Osmanlılara Kadar), Atatürk
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, VII/39, Aralık, s. 145-161.
TOZLU, Selahattin (2009). Antakya (Hatay) Tarihi Bibliyografyası, Elazığ: Fırat Üniversitesi Yayınları.
ÜRKMEZ, Naim (2012). Tanzimat’tan I. Dünya Savaşı’na İskenderun, , Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ÜRKMEZ, Naim (2013). “Ermenilerin Kontrol Noktası: İskenderun Limanı”, Turkish Studies, VIII/5, Spring, s. 901-917.
YAVUZ, Nuri (2012). “Fırka-i Islahiye Ordusunun Özellikleri ve Faaliyetleri”, Gazi Akademik Bakış, V/10, Yaz, s. 113-127.
YORULMAZ, Şerife (2001). “Fransız Manda Yönetimi Döneminde İskenderun Sancağı (Hatay)’nın Sosyo-Ekonomik ve Siyasal Durumuna İlişkin Bazı Kayıtlar 
(1918-1939)”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı 22, Ankara, s. 231-259.

EKLER;








Tablo 1: Belen Kaymakamları
                                                                                                       

DİPNOTLAR;

1 Üzeyr, Belen sancaklarının gelirleri Halep Valisi Celal Paşa’dan sonra, 30 Mart 1819’da Adana Valisi Mehmed Celaleddin Paşa’ya, BOA, HAT,762/36019, Ağustos 1828’den itibarende Adana Valisi Yahya Paşa’nın idaresine bırakılmıştır. BOA,HAT,1562/1,29 Mart 1823 (16Receb1238); BOA,HAT,1011/42453-A;BOA,HAT,1273/49382. 
2 SultanII. Mahmud’a arz edilen 2 Aralık 1815 ( 29Zilhicce1230 ) tarihli telhis. 
3 İngiltere, Prusya ve Fransa’nın Halep konsoloslarının Halep valisine takdim ettikleri 8 Şubat 1856 tarihli dilekçe.
4 Gavur Dağı eşkıyası, Musul ahalisinden Deveci Taha isminde bir tüccarın 43 devesini gasp etmişlerdi, Sadaretten Halep eyaletine gönderilen 28 Şubat 1853 (19 Cemaziyülevvel 1269) tarihli şukka.
5 26 Şubat 1866 (10 Şevval 1282) tarihli irade-i seniyye; Bu düzenlemeden sonra Belen kazası aşağıdaki yerleşim yerlerinden oluşmaktaydı. 
Karaağaç İskenderun İskelesi, Nergizlik, Karahüseyinli, Pirinçlik, Akçay, Aşkarbeyli, Cebke, Çırtıman, Sakıt, Kurtlu, Sarımazı, Kurtlufenk, Kesrik, Elhub/Alahob, Ağcalı, Arab Çiftliği, Nehr-i Siyad, Höyük, Hacı Ahmedli, Beyköyü, Karagöz, Ekber, Kiliseönü, Çengan, Gökmeydan, Kabev İskelesi, Ceylanlı, Bakras, Çakallı, Delibekirli, Alaybeyli, Şembek. Salname-i Vilayet-i Haleb, 1284, Defa 1, s. 202.
6 48 mührü havi, Sadarete gönderilmiş 22 Nisan 1876 (27 Rebiyülevvel 1293/8 Nisan 1292) tarihli mahzar.
7 Belen ahalisinden 48 kişinin mührünü taşıyan 4 Mart 1881 (2 Şubat 1296) tarihli mahzar.
8 Halep Valisi tarafından Şura-yı Devlete gönderilen 13 Ağustos 1882 (1 Ağustos 1298) tarihli telgraf, BOA, ŞD, 2218/19. BOA, ŞD, 2217-
45; Belen ahalisi Halep valisinin talebini öğrenir öğrenmez faaliyete geçerek teklife itirazda bulunmuşlardı. Ermeni cemaati adına Şurayı
Devlete gönderilen 23 Kasım 1882 (11 Teşrin-i sani 1298) tarihli telgraf, BOA, ŞD, 2218/19.
9 Cebel-i Seman bu tarihlerde tamamı Müslümanlardan oluşan 200 köye ve 25.000 küsur nüfusa sahip bir nahiye idi.
10 Müderris, mahalle muhtarları, ulema, imamlar, gayrimüslim ruhanî liderleri ve azalardan oluşan 56 kişinin mührünü taşıyan 18 Kasım 1887 (6 Teşrin-i sani 1303) tarihli mahzar.
11 Çamsarı köyünün aşarı Belen kazasına, vergi, nüfus ve sairesi Hassa kazasına aitti. Muamelatının birleştirilmesi için Belen’e bağlanması uygun görülmüştü.
12 Karamankaş köyü bugün Hatay’ın Kırıkhan ilçesine tâbidir. O tarihte Hassa’ya bağlı olan bu köyün Hassa kazası köyleri ile arasında Cebel-i Bereket bulunmaktadır. Ayrıca güvenlik gerekçesiyle Belen’e bağlı olmasının daha uygun olacağı düşünülmekte olduğu için idarî düzenlemeye tâbi tutulmuştu.
13 Güzelce köyü her ne kadar Hassa’ya bağlı ise de mesafe olarak Belen’e yakınlığından başka Hassa kazası köyleriyle arasında Cebel-i Bereket bulunmaktaydı. Bu sebeple Belen köyleri ortasında tek başına kalmaktaydı. Güvenlik açısından zafiyet oluşturan bu durumun bertaraf edilmesi için Güzelce Belen’e bağlanmıştı.
14 Muhlisali, Bakras, Şembük, Kilise ve Hamar mahallerinin muhtarlarının mührünü havi 4 Temmuz 1908 (4 Cemaziyülahır 1326/20 Haziran 1324) tarihli dilekçe.
15 Günümüzde Hatay ili Kırıkhan ilçesi Reşatlı köyü.
16 Bunlar Hasan Tahsin Efendi, Mehmed Şaban Efendi, Mehmed Şakir Efendi’dir.
17 Salih Hulusi Paşa nihai olarak iptidaide (memuriyete ve kaymakamlığa ne zaman başladığına dair kayıt bulunmamaktadır), Mehmed Kâzım Bey rüştiyede, Hasan Sabri Efendi rüştiyede, Ali Behçet Bey rüşdiyede, Ahmed Şakir Efendi medresede, Hasan Tahsin Efendi Mülkiyede, Hasan Halis Efendi Mülkiyede, Mehmed Şaban Efendi Mülkiyede, Hüseyin Zeki Bey Mülkiyede, Mehmed Şakir Mülkiyede Mansur Abdussamed rüşdiyede öğrenim görmüşlerdir.
18 1903-1904 yıllarında Belen kaymakamı olan Ali Behçet Bey, memuriyet hayatına 17 yaşında başlamış, 60 yaşında kaymakam olmuş, 68 yaşında Belen kaymakamlığına tayin edilmiştir. Ali Behçet Bey’in sicil dosyası için, BOA, İ. DH, 1408/37.
19 İskenderun’un havasının yaz aylarında bunaltıcı ve  katlanılamayacak derecede ağır olması nedeniyle burada bulunan konsolos vekilleri yazları genellikle Belen’de konaklıyordu, 20 8 Ocak 1863 (17 Receb 1279) tarihli irade-i seniyye, BOA, İ. MVL, 480/21749; 1913 yılında, Şura-yı Devlet kararıyla hakkındaki iddialardan dolayı yargılanan Cemil Bey’in mahkeme sürecinin tamamlanmasına kadar yerine vekaleten başka birinin kaymakam olarak atanması gerekmekteydi. Ancak bu sürenin uzayacağını düşünen Memurîn-i İntihab Komisyonu ve Dahiliye Nazırı, Belen’in mevkien öneminden dolayı, uzun müddet vekaletle idaresinin uygun olmayacağını, dolayısıyla Cemil Bey’in azledilerek yerine Elbistan kaymakamlığından ayrılmış Mehmed Efendi’nin asaleten atanmasını daha uygun görmekteydi. Nitekim süreç, Memurîn-i İntihab Komisyonunun istediği şekilde sonuçlanmıştı. Dahiliye Nezareti tarafından Sadarete gönderilen 16 Kasım 1913 (16 Zilhicce 1331) tarihli tezkire ve 17 Kasım 1913 (17 Zilhicce 1331) tarihli irade-i seniyye, BOA, İ. DH, 1503/6.
21 Dahiliye/Mülkiye Nezareti, II. Mahmud’un yaptığı reformlar çerçevesinde 12-13 Mart 1836 yılında ihdas edilmişti. Ancak bu nezaretin ömrü oldukça kısa sürdü. 2 Eylül 1839 yılında Sadaret ile birleştirilen Dahiliye Nezaretinin tekrar teşkil edilmesi 18 Şubat 1869’da mümkün olmuştur.
22 İrade-i seniyye padişahın sözlü veya yazılı emri için kullanılan bir tabirdir. Sultan Mehmed Reşad ve Mehmed Vahdeddin devirlerinde arz tezkiresi hamişine mabeyn katibi tarafından yazılmış iradeler devam etmekle birlikte kanunname ve kararnamelerin Babıalide hazırlandıktan sonra sadrazam ve ilgili nazırdan başka padişah tarafından da kabulü gerektiğinden bunlara “Meclis-i Umûmînin ictimâında kanuniyyeti teklif olunmak üzere iş bu kararnamenin mevki-i meriyyete vazını irade eyledim” cümlesi konularak imzalanmaya başlanmıştır. Böylece üçlü imza usulü getirilmiştir. Bu tip iradeler bir nevi kanun sayıldığından kimin tarafından yürütüleceğine de iradenin altında işaret edilmiştir. Mübahat S. Kütükoğlu, “İrâde-i Seniyye”, DİA, XXII, İstanbul 2000, s. 392. Kaymakam tayinleriyle alakalı iradelerin altına iş bu irâde-i seniyyenin icrâsına Dâhiliye Nezâreti me’mûrdur ibaresi düşülmektedir.
Mesela, 17 Kasım 1913 (17 Zilhicce 1331/4 Teşrin-i sani 1329) tarihli irade-i seniyye imzalar Sultan Mehmed Reşad, Sadrazam Mehmed Said Paşa ve Dahiliye Nazırı Talat Paşa’ya aitti, BOA, İ. DH, 1503/6,
23 1859 senesinde Belen kaymakamı olan Süleyman Vehbi Ağa, ailesinin İstanbul’da bulunmasını gerekçe göstererek onlara daha yakın olacağını düşündüğü Tarsus’a becayiş suretiyle tayinini talep etmiş, ancak Tarsus kaymakamı Ahmed Paşa’nın Belen’in yerlisinden olması bu teklifin geri çevrilmesine neden olmuştur. 14 Aralık 1859 (19 Cemaziyülevvel 1276) tarihli Meclis-i Vâlâ mazbatası, BOA, İ. MVL, 425/18670. Süleyman Vehbi, maaşının yetersizliği gerekçe göstererek aynı zamanda Antep kaymakamlığına da razı olduğunu ifade etmiş ancak bu kabul görmemiştir. BA, MVL, 754-16.
24 Aslında müdürlük hüviyetinde olan Belen’in Bereket Dağı ve sahil ile sahraya hemcivar olması, buraya muktedir bir zatın atanmasını gerektirmekteydi bu sebeple Tarsus kaymakamı Ahmed Paşa’nın Belen’e tayini reddedilmiştir, Halep Eyaleti İdare Meclisinin 15 Ekim 1859 (18 Rebiyülevvel 1276) tarihli mazbatası.
25 Abdülhalim Hilmi Efendi ailesinin kalabalık olmasından dolayı maaşının yetersiz kaldığını bu yüzden Antakya veya Isparta sancaklarından birine becayiş yapılmasını 27 Mart 1858 (11 Ş 1274) tarihli dilekçe ile talep etmişti, BA, MVL, 574-14; 18 Ocak 1858 (2 Cemaziyülahır 1274) tarihli irade-i seniyye, BOA, İ. MVL, 398-17321; 13 Ağustos 1858 (3 Muharrem 1275) tarihli Sadaret ilmühaberi, BOA, A. MKT. NZD, 261/48. Aynı tayin döneminde Kilis, Antep, Belen, Reyhaniye, Birecik, Antakya, Rumkale kaymakamlarına sırasıyla 4.360, 3.136, 3.000, 2940, 2.940, 2.450, 2.250 kuruş maaş tahsis edilmişti.
26 Kaymakamların görevde olduğu tarihler, sahip oldukları rütbe ve unvanlar, önceki ve sonraki görev yerleri, görevden ayrılma sebepleri ve aldıkları maaşlar için bakınız Tablo 1: Belen Kaymakamları.
27 Örnek için M 1276’de Belen kaymakamı olan Süleyman Ağa, BOA, MVL, 753/72; 1854-1855 yıllarında Belen kaymakamlığında bulunan Tevfik Bey de Belen’in havasına suyuna alışamadığı gerekçesi ile tayin istemiştir. 4 Nisan 1855 (16 Receb 1271) tarihli Meclis-i Vâlâ mazbatası ve 13 Nisan 1855 (25 Receb 1271) tarihli irade-i seniyye, BOA, İ. MVL, 329/14074.
28 1857 yılında görev yapan Abdülhalim Efendi maaşının yetersizliğinden şikâyet etmekteydi, BOA, İ. MVL, 398/17321; 1859 senesinde Belen kaymakamı olan Süleyman Vehbi, maaşının yetersizliğini gerekçe göstererek maaşı yüksek bir yere tayin talep etmiştir. BA, MVL, 754-16; 1865-1866 yılında Belen kaymakamlığında bulunan Sırrı Efendi aile efradının çokluğunu gerekçe göstererek maaşının yetersiz olduğunu ifade etmiştir. İstanbul’da vuku bulan büyük yangında haneleri yanmış olan Sırrı Efendi’nin 10-15 kadar aile efradı ortada kalmıştır. BA, MVL, 779-2; BA, MVL, 712-98.
29 Süleyman Ağa, eşini İstanbul’da bırakarak Belen’e gelmiş ve bir müddet sonra çocuğu olmamasından bahis ile eşinin de İstanbul’da zor durumda olduğunu gerekçe göstererek ısrarcı bir surette Tarsus kaymakamıyla becayişini talep etmişti, 27 M 1272 tarihli dilekçesi için BOA, MVL, 753/72; 25 Eylül 1859 (27 Safer 1276), 26 Ekim 1859 (29 Rebiyülevvel 1276) ve 3 Şubat 1860 (11 Receb 1276) tarihli üç adet dilekçe ile tayinini talep etmiştir, BOA, İ. MVL, 425/18670.
30 Belen naibi, müftüsü, 6 üye ve Ermeni ruhani reisinin mühürlerini taşıyan ve Fahri Bey’e isnat edilen suçları havi tutanak ve aynı mühürleri taşıyan 3 Haziran 1856 (29 Ramazan 1272) tarihli Fahrin Bey’in görevden alınmasını talep eder mahzar.
31 4 Temmuz 1860 (15 Zilhicce 1276) tarihli irade-i seniyye, BOA, İ. MVL, 433/19094; Vahid Efendi’nin vefatından yeni kaymakam Edip Efendi’nin atanmasına değin geçen sürede kaymakamlığa vekalet eden kişi dördüncü rütbe sahibi fütüvvetli Hafız Rüşdü Efendi’dir 4
Haziran 1860 (15 Zilkade 1276) tarihli Halep idare meclisi mazbatası, BOA, İ. MVL, 433/19094.
32 Aslında Şevki Efendi Cisr-i Şugur kazası kaymakamı iken hakkındaki şikâyetler nedeniyle, Harim kazasına tayin edilmişti. Harim’de de hakkında şikâyet yaşandığı halde görevden alınmak yerine Belen’e tayin edilmişti. 5 Ekim 1897 (8 Cemaziyülevvel 1315) tarihli Memurin-i Mülkiyye Komisyonu mazbatası ve 17 Ekim 1897 (20 Cemaziyülevvel 1315) tarihli irade-i seniyye.
33 Aynı tarihlerde Halep vilayetinin Halepsancağına tâbi 1.Sınıf kaymakamlıklar Antakya, Kilis, Antep kazalarıdır. 
34 Kilis, Antep, Antakya,İskenderun 1. Sınıf bir kaymakamlık merkezi iken Belen artık 3.Sınıf kaymakamlık merkezidir. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder