8 Şubat 2015 Pazar

İÇİMİZDEKİ HANÇER , FENER RUM PATRİKHANESİ 1





   İÇİMİZDEKİ  HANÇER ,    
FENER RUM PATRİKHANESİ  1


Vatanseverin El Kitabı


İÇİNDEKİLER 

. ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .3 
. FENER RUM PATRİKHANESİ İÇİN VATİKANA GİDEN YOL . . . . . . . . .5 
. TÜRKİYEDE AZINLIK . . . . . . . . . . . . . . . . .5 
. FENER RUM PATRİKHANESİ.NİN STATÜSÜ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .5 
. LOZAN ANTLAŞMASINDA AZINLIKLARA TANINAN HAKLAR . . . . .6 
. AZINLIK FAALİYETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ . . . . . . . . . . . . . . . . .8 
. PATRİKHANENİN FAALİYETLERİ . . . . . .8 
. PATRİKHANENİN 5 AŞAMALI PLANI . .12 
. YUNANİSTANIN PATRİKHANEYE VERDİĞİ HEDEFLER . . . . . . . . . . . . . . . . .14 
. RUMLARIN KARADENİZ.E YÖNELİK FAALİYETLERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .17 
. ERMENİLERİN FAALİYETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ . . . . . . . . . . . . . . . .19 
. PATRİKHANENİN DİĞER DEVLETLERLE OLAN İLİŞKİLERİ . . . . . . .21 
. AVRUPA BİRLİĞİ İLERLEME RAPORU . . .31 
. CEMAAT VAKIFLARI YÖNETMELİĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .34 
. KARŞIT  GİRİŞİMLER VE TEPKİLER.....................................



ÖNSÖZ 


İhanet ve Fesat Odagı


  _ ''   Hıristiyan dünyasının,  Müslüman -Türk kimliğinin kökü mutlaka kazınacaktır. '' 


Yemini ile başlayan süreç, son günlerde büyük bir ivme kazandı.. 







Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti dört bir yandan kuşatıldı… Ve maalesef, hükümranlık hakların, IMF, Dünya Bankası ve AB gibi sömürgeci kuruluşlara 
teslim eden Türkiye, bu büyük tehlike karşısında tamamen savunmasız ve çaresiz.

İşte büyük önder Atatürk’ün “ihanet ve fesat odagı” diye nitelendirdiği Fener Rum Patrikhanesi üzerinden oynanan sinsi oyunlar, bu zincirin önemli 
bir halkası

Her fırsatta, Türk yurdunun bölünüp parçalanması için faaliyet gösteren Fener Rum Patrikhanesi ekümenik” yani evrensenlik ünvanını almak için  
yıllardır sürdürdüğü savaşı kazanmak üzeredir.

Tarihi boyunca, temel politikas “Türk-Müslüman” düşmanlığı olan Fener Rum Patrikhanesi, meşum emellerine ulaşmak için, her geçen gün yeni 
bir cephe kazanmaktadır.

Bunun en çarpıcı örnegi ise “Rum militanların Bekaa Vadisi” işlevi gören Heybeliada Ruhban Okulunun yeniden açılma projesidir.

Fener Rum Patriği Bartholomeos müjdeyi (!) vermiştir. Okul, 8 Agustos’ta açılacaktır… Ama bakın bir strateji dehası olan Atatürk ne demiştir:

  '' “Ugursuzluk ve felaket simgesi olan Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımızda barındırmayız. Bu tehlikeli örgütü ülkemizde tutmamız için 
ne gibi nedenler ileri sürülebilir. Bu fesat yuvasının gerçek yeri Yunanistan degil midir?” ''


İşte bu kitapta, Tarih boyunca “fesat ve ihanet odagı olan Fener Rum Patrikhanesi’ nin çirkin yüzü ortaya konularak, çok büyük bir tehlike gözler 
önüne serilmektedir.

Her vatanseverin bu çalışmayı dikkatle okuması gerekiyor.
Saygılarımla.
Sinan Aygün
ATO Başkanı



FENER RUM PATRİKHANESİ İÇİN VATİKAN A GİDEN YOL 

Fener Rum Patrikhanesi’nin yürüttügü faaliyetler, Cemaat Vakıflarının mülk edinmesine dair çıkartılan yönetmelik çerçevesinde yürütülen faaliyetler
de dikkate alındıgında Patrikhanenin “Vatikan Modeli dini bir devlet” kurma gayreti gösterdigini gözler önüne sermektedir.

TÜRKİYE’DE AZINLIK 

Türkiye’de, Lozan Antlaşmasına göre, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler, 1925 tarihli Türk-Bulgar Dostluk antlaşmasına göre de Hristiyan Bulgarlar azınlık olarak kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti azınlıklarının belirlenmesinde dini mensubiyet esas kriter olarak alınmıştır.

FENER RUM PATRİKHANES’İNİN STATÜSÜ

Azınlıklara verilen haklar Lozan Antlaşmasının 37 - 45. Maddelerinde düzenlenmiş ken, Patrikhane meselesi görüşülmesine ragmen, bir Türk kurumu olarak kabul edildiğinden, bu konuda anlaşmada herhangi bir düzenleme yer almamış, İngiltere ve Yunanistanı’n ortak taahhütleri ile Patrikhane’nin Türkiye’de kalması›na izin verilmiştir.

Lozan Barış Antlaşması müzakereleri Sırasında, Rum Ortodoks Kilisesi’nin reisi olan Patriğin, Türk Hükümeti tarafından atanan bir memur 
statüsünde,Patrikhanenin de dini bir müessese olarak İstanbul ’da kalması görüşü benimsenmiştir. Yani Lozan da belirlenen statüye göre, Fener Patrikhanesi,siyasi ve idari görev ve imtiyazları bulunmayan, sadece İstanbul’daki Rum azınlıga yönelik, dini faaliyet gösteren Türk yasalarına tabii dini bir kuruluştur. 
Bu nedenle, “Ekümeniklik” vasfı taşımayan Patrikhanenin tüzel kişiliği de bulunmamaktadır.


“Ekümeniklik”, “evrensel”, “dünya çapında” anlamlarında kullanılan, dünyadaki tüm Ortodoksların dini önderliğini ifade eden Hristiyanlıgı yayma amacına yönelik, kiliseler arası birliği ifade eden bir kavramdır.

Fener Rum Patrikhanesi, varlıgını ve faaliyetlerini Ayayorgi Kilisesi ve Manastır Vakıf binalarında misafir olarak sürdürmektedir. Patriğin, Patriği seçecek olan Sen Sinod üyelerinin ve Patrikhane’nin diğer çalışanlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaş olması bir kuraldır.


LOZAN ANTLAŞMASINDA AZINLIKLARA TANINAN HAKLAR


Lozan Antlaşmasın da Rumlar dışında açıkça belirlenmiş bir azınlık olmamasına rağmen 42. maddenin, Türkiye Hükümeti azınlıklara ait kiliselere, havralara, mezarlıklara ve diğer dinsel kurumlara her türlü koruma sağlamayı yükümlenir” hükmünün hoşgörülü yorumlanması sonucu Ermeni ve Yahudiler de azınlık hakların dan yararlandırılmaları dır.

Lozan’da Tanınan Azınlık Hakları,

1) Hayat ve hürriyetlerinin tam olarak korunması
2) Din, mezhep ve inanç gereklerinin serbestçe yerine getirilmesi
3) Ulaşım ve göç serbestliğinden yararlanma
4) Medeni ve siyasi haklardan faydalanma
5) Kanun Önünde eşitlik
6) Kamu hizmetlerine alnma, çeşitli meslek ve işleri serbestçe yapma
7) Dillerini serbestçe kullanma (Mahkemeler dahil)
8) Her türlü dini ve sosyal kurumlar ile okul ve diger eğitim kurumlarını kurma ve yönetme
9) Aile hukuku ve kişi haklarının kendi örf ve adetlerine göre yürütülmesini sağlayıcı düzenlemelerin yapılması., 

Olarak Şekillenmiştir. Ancak, bu hüküm Medeni Kanunun kabulü ve azınlıkların bu haklarndan 1925 yılında feragat etmeleri sonucu geçerliliğini yitirmiştir.


AZINLIK  FAALİYETLERİNİN  DEĞERLENDİRİLMESİ


Yunanistan ve Ermenistanı’n Türkiye’den toprak taleplerine ilişkin tarihi emelleri güncelligini korumaktadır. Bu sebeple ülkemizin karşı karşıya bulundugu tehdit de dikkate alınarak Rum ve Ermeni azınlık ile, halen çeşitli ülkelerde yaşayan Rumlar ve Ermenilerin faaliyetleri ve Yunanistan’ın bu faaliyetlere katkısı üzerinde durmak gerekmektedir.

PATRİKHANE’NİN FAALİYETLERİ

Patrikhane statüsünü belirleyen “yazılı bir hukuk metninin” bulunmaması›ndan da istifade ederek, yurtiçinde ve yurtd›ışndaki temas ve faaliyetler ile Lozan öncesindeki statüsünü tekrar kazanmak üzere “Ekümeniklik” iddiaları ile ortaya çıkmakta, siyasi, dini, idari güç ve nüfuz kazanmaya çalışılmaktadr.

Patrikhane’nin dikkat çeken önemli faaliyetleri Şunlardır:

a) 1950 ’li yıllardan sonra Kuzey ve Güney Amerika Avustralya, Girit, Onikiadalar ve Yunanistanı’n Aynaros Kasabası (20 Manastırlı) kiliselerini dini 
yönden kendisine baglamıştır.
b) 1989 yılında Atina’da Fener Patrikhanesi’ne baglı olarak “Patrikhane Uzak Doğu Misyonerlik Teşkilat kurulmuştur.
c) 1992’ de alışılmışın dışında İstanbul’da Ortodoks Patrikler Toplantsı yaplmıştır.
d) İstanbul Bulgar Ortodoks Kilisesi Başkanlıgına Ekümenik Patrik” imzası ile gönderdiği emirnamede, kilisenin bundan böyle Bulgar Ortodokslara 
vereceği dogum, ölüm, nikah belgelerinin Slavca yerine Yunanca doldurularak verilmesini, Bulgar Kilisesi’nde yapılan ayin ve törenlerde dil olarak 
Rumca’nın kullanılmasını talep etmiştir.
e) Bartholomeos, Eylül 1993 ’de Bulgaristan’a yaptıgı bir ziyarette, tüm Ortodoks ülkelerinin Büyükelçilerinin katıldıgı basına kapalı bir toplantı 
düzenlemiş, toplantıda, Balkanlarıda bir “Ortodoks Birliği” kurulması , birlige dahil ülkelerin askeri, siyasi ve ekonomik yardımlaşmada bulunmaları 
konuları görüşülmüştür.
f) 1993-1994 yıllarında 14 ülkeye gezi düzenleyerek sadece dini liderlerle değil, Devlet Başkanları ve siyasilerle de görüşmeler yapılmış,  AB Dönem Başkan ve Avrupa Parlamentosu Başkanı ile de görüşmelerde bulunulmuştur. Patriğe genellikle Devlet Başkan muamelesi yapılmış,  
Patrik de “Ekümeniklik” iddialar çerçevesinde “Ortodoksların Lideri” görüntüsünü vermeye gayret göstermiştir.
g) 1997 yılında İstanbul’da “Barış ve Hoşgörü” isimli uluslararası bir konferans düzenlenmiş, sonuç bildirisi Bartholomeos tarafından 
“Ekümenik  Ortodoks Ruhani Lideri” sıfatıyla imzalanmıştır.
h) 9 ülkede “DIŞ Örgütlenme” gerçekleştirilmiştir.
i) 1997 yılında BM Genel Kurulu’na katılmış, burada Yeni Roma Patriği” olarak takdim edilmiştir.
j) Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, son olarak 09 -11 Aralık 2001 tarihleri arasında Selanik ’de “Yurt Dışında Yaşayan Yunanlılar Konseyi”
  (SAE) ’nin 4. Dünya Kongresi’ne katılmıştır. 

“21. Yüzyılda Helenizmin birlik ve beraberlik içinde işbirligi yapması” mesajının verildiği konferansta, Yunanistan Cumhurbaşkan’ın takiben söz alan 
Bartholomeos yaptıgı konuşmada;

- Kongre’ye din adamlarının en üst düzeyde katılımının, Ortodoks Kilisesi’nin uzun yıllar Helenizmin Şekillenmesine ve idame ettirilmesine verdiği  önemin göstergesi olduğunu,

- “Yurt Dışında Yaşayan Yunanlılar Konseyi” (SAE) ’nin bu adımının, dünya Helenizmini daha büyük bir bütünleşmeye götüreceğini,
- Helenizm ve Ortodoks Kilisesi’nin evrenselliğinin kültür temeli üzerine oturması gerektiğini belirtmiştir. Konferansta, Kıbrıs konusu,  
Ekümenik Patrikhane,Yunanistanı’n Balkanlar’daki rolü, Makedonya konusu, Pontus Helenlerinin soykırmının tanınması, Ege’nin korunmas 
konularına  ilişkin olarak oybirliği ile kararlar alındığı açık kaynaklardan öğrenilmiştir.
- Tüm dünyada yaşayan Helenizmin mülki, dini ve kültürel kimliğini muhafaza etmek ve Yunanistan ile Yunanlıların yaşadıkları ülkeler arasında  köprü olarak kullanmak amacıyla kurulan “Yurt Dışında Yaşayan Yunanlılar Konseyi” (SAE)’ nin esas amacı nın, Yunan milli çıkarlarını uluslararası  platformlarda savunmak ve özellikle Türkiye aleyhinde Dünya kamuoyunu etkilemek oldugu kıymetlendirilmektedir.

Konferansta, Fener Patrigi Bartholomeos’un görev ve yetkilerini aşan davranışları da bulunduğu, “Ekümeniklik” iddialarını devam ettirdigi, 
Yunan milletinin bir temsilcisi olduğunu bir kez daha gündeme getirdiği görülmektedir. Bu nedenle Bartholomeos’un vatandaş olduğu Türkiye Cumhuriyetinin politikalarna aykırı beyanlarda bulunması nın ve bir siyasal organizasyondaki görev ve yetkilerini aşan faaliyetlerinin Türkiye’nin çıkarları na aykırı olduğu, herhangi bir işlem yapılmaması durumunda teamül oluşturulacagından önleyici tedbir geliştirilmesi ve alınması önemli görülmektedir.

Fener Patrikhanesi’nin yıkıcı faaliyetlerine karşı, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi İstanbul Baş Episkoposlugu Vakıf Temsilcisi Selçuk Erenerol
’un görevlerinden istifa ederek göstermek istedi gi tepkisi de anlamlı görülmektedir.

Fener Patrikhanesi, tüzel kişiligi bulunmaması›na rağmen, İstanbul’daki Rumlara ait okullar, hastaneler vakıflar ve dernekler gibi kuruluşlar fiilen  idaresi altında bulundurmakta, ayrıca danışıklı yöntemlerle taşınmaz mal da edinmektedir. Rum vatandaşlar vasıtasıyla kilise çevresinden 17 parsel  araziyi satın aldırarak, kilise vakfına bagışlatmıştır.



2 Cİ BÖLÜÜM İLE DEVAM EDECEK..



..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder