26 Haziran 2016 Pazar

Artık Kimse Kahraman Olmak İstemiyor mu..?



Artık Kimse Kahraman Olmak İstemiyor mu?

Yazar: Ümit Özdağ
02 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE

Bölgedeki PKK'lı sayısı konusunda bir belirsizlik var. Verilen sayılar 300 ile 600 arasında değişiyor. Çatışmalarda PKK'nın doğru ise 100 kayıp vermiş. Bu sayının yüksek olduğunu düşünenlerin aklında tutması gereken husus çatışmaların 10 günden buyana devam ettiği. Savaş uçakları ve helikopterleri tarafından desteklenen 2000 seçkin asker 10 günde cephe savaşı veren, belirli bir bölgede direniş gösteren 100 PKK'lıyı öldürüyor ise yüksek bir sayı kabul edilemez. Üstelik Şemdinli'deki PKK'lılara K. Irak'tan 500 terörist yardım amacı ile gelerek Türkiye'ye girmeye çalışıyorlar. Sanki konvansiyonel ordu çatışması yaşanıyor.
28-29 Eylül 1992'de 500 PKK'lı terörist, Şemdinli-Derecik sınır bölgesindeki bir jandarma karakoluna büyük bir saldırıda bulundu. Süper kobra helikopterlerince desteklenen karakol güçleri saldırıya direndi ve 174 militan öldürüldü. Bu yenilgiyle hayal kırıklığına uğrayan ve gözü açılan PKK ortadan kaldırma amaçlı olarak iki karakola daha saldırmaya kalkıştı; ancak bir kez daha ağır kayıplar verdikten sonra geri çekilmek mecburiyetinde kaldı. Keza 12-27 Ekim 1992 tarihleri arasında K. Irak'ta operasyon yapan TSK'nın çok daha geniş bir alanda cephe savaşı vermeyi deneyen 1452 PKK'lıyı öldürdüğü düşünülür ise 2012 Temmuz sonu-Ağustos başı itibarı ile Şemdinli'de ortaya çıkan sonucu anlamak zorlaşmaktadır.

Şu anda Şemdinli'de dağlarda çarpışan askerilerimizin özverilerini saygı ile karşılamakla birlikte 1990'lar ile 2010'lar arasındaki farkı anlamak açısından genel bir fotoğraf çekmenin önemli olduğuna inanıyorum. 1990'lı yıllarda teröre karşı mücadele eden kadrolar erinden kolordu komutanına kadar büyük bir moral ve motivasyon ile milli bir mücadele verdiklerinin bilinci içinde kenetlenmiş bir şekilde savaşıyorlardı. Terörle mücadelede asker-polis canlarını hiçe sayarak risk alıyorlar, kahramanlık milli sevgi ve saygı ile ödüllendiriliyordu.
Üstelik PKK bugün olduğundan çok daha etkili ve güçlü idi. Bugün Türkiye içinde 1500 civarında PKK'lı var. Oysa Korg. Hasan Kundakçı'nın ifadesi ile 1993'de PKK'nın 12.000 dağ kadrosu, 18.000'i yerleşim yerlerindeki unsurları ile toplam 30.000 civarında militanı bulunmaktaydı.

Bugün PKK ile o mücadele en öne çıkan subaylar hapishanelerde yatıyorlar. Devlet şeref madalyası alan, gözünü, bacağını, kaybetmiş subaylar ya intihar ediyor ya da madalyalarını iade edip hapishanede yatmaya devam ediyorlar. TSK tarihinin en çok madalya alan subayı terörist olmakla suçlanıyor. Bu sırada PKK yöneticileri ile devletin yaptığı müzakerelerde kurulacak Hakikatler Komisyonu çerçevesinde PKK ile savaşan, terörün canını okuyan subayların yargılanması konusunda anlaşıldığı ileri sürülüyor. Peki, PKK yöneticileri bu Hakikatler Komisyonunda yargılanacaklar mı? Yaptıkları katliamların hesabını verecekler mi? Tabii ki hayır.

Böyle bir ortamda terörle mücadele eden kadrolarda bir isteksizlik, moral çöküntüsü olmaması beklenebilir mi? Teröristlerin haber yollayıp, "birkaç sene sonra biz köylerde oturacağız ve sizler dağlarda bizden kaçacaksınız" diye psikolojik harekat yaptığı köy korucusu nasıl savaşır? 

Subayların zorunlu görevlerinin 15 seneden 10 seneye indirilmesi ile birlikte ayrılmalar örneğin hava kuvvetlerini sıkıntıda bırakacak kadar artmamış mıdır? Hatta emekliliği gelmeden birkaç yıl önce istifa edenlerin sayısı nedir? Özetle dönem risk almak ve kahraman olmak dönemi değil gibi görünüyor.

Öte yandan PKK'ya katılımlar artıyor. PKK, fitre ve zekat parası toplamak için zarf bastırmış durumda. Hakkari'de artık Türk devletinin olduğu tartışmalı hale gelmiştir. Hakkari'nin kurtarılmış şehir olmasına bir adım kalmıştır.

2012 Yazında yapılan bir ankete göre PKK'nın zemini de güçleniyor. Ankete göre Kürtlerin %47'si kendilerine farklı davranıldığına inanıyor. % 28'i kamu hizmetlerinde ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. % 46'sı BDP'ye destek veriyorlar. % 72'si kendilerine daha fazla hak verilmesini istiyorlar. % 48'i PKK'nın terör örgütü olmadığını düşünüyor. Üç sene önce % 6'sı bağımsız Kürt devleti isterken bugün % 23'ü bağımsız devleti talebinde bulunuyor.
Türk Ordusu ancak Balkan Savaşı öncesinde bu kadar moralsizdi.


http://www.21yyte.org/tr/arastirma/terorizm-ve-terorizmle-mucadele/2012/08/02/6697/artik-kimse-kahraman-olmak-istemiyor-mu

..

İÇ SAVAŞLAR SONUCU PARÇALANAN ORTADOĞUDA ( Arap Baharının Rüzgarı Nereden Esiyor )




İÇ SAVAŞLAR SONUCU PARÇALANAN ORTADOĞUDA 
( Arap Baharının Rüzgarı Nereden Esiyor  ),


Arap Baharının Rüzgarı Nereden Esiyor?

Yazar: Ümit Özdağ
22 EYLÜL 2011 PERŞEMBE

Tabii yaşanan süreç ile ilgili yeni bilgi akışı devam ettiği için ortaya çıkan bu bilgileri de konuya eklemek gerekmektedir. Bu da bazen aynı makalenin bazen de aynı konunun değişik başlıklar altında gündeme gelmesine neden olacaktır.
İtalya Başbakanı Berlusconi, 2011 Temmuzunda bölgedeki gelişmeleri anlamamızı sağlayacak çok önemli bir açıklama yapmıştır. Berlusconi, Libya'da NATO uçakları Kaddafi güçlerini İtalya'nın da katkısı ile bombalarken şöyle demektedir: " Libya'da olanların bir halk ayaklanması ile ilgisi yoktur. Libya halkı Kaddafi'yi seviyordu."… " (Ancak) güçlü adamlar yeni bir dönemi hayata geçirmek için Kaddafi'ye devirmeye karar verdiler " dedikten sonra kendisinin bu sürece destek vermesini de şöyle izah etmiştir: " Amerika'nın baskısı, Cumhurbaşkanı Georgio Napolitano'nun duruşu ve parlamentonun kararı karşısında bana nasıl bir seçim kalmıştı ki?"[1]

Karl Marks'ın " Her şey göründüğü gibi olsaydı, bilime ihtiyaç kalmazdı " tespiti, özellikle televizyonlardan bilgilenme üzerine kurulu bir dünyada akıllarda tutulması gereken bir tespittir. Çünkü Çavuşesku'ya karşı Romanya'da başlayan ayaklanmadan bu yana ayaklanma, isyan ve savaşlar televizyonlardan naklen yayınlanmaktadır. Bu da kitlelere " Gözümle gördüm demek ki öyle " ve kesin inançlı olma imkânı vermektedir.

Oysa, çoğu gözle görülenler doğru değildir. Çavuşesku'ya bağlı birlikler tarafından öldürüldüğü söylenenve sokaklarda cesetleri yatan Romenlerin aslında morglardan alınan cesetler olduğu sonra ortaya çıktı. Saddam'ın Basra Körfezi'ne boşalttığı ham petrolden dolayı üstü başı ham petrol ile kaplı deniz kuşlarına acıyarak bakan insanlar savaştan sonra bu kuşların Kuzey Denizinde İngiliz petrol şirketlerinin denize karışan petrollerinden zehirlenen kuşlar olduğunu anlaşıldı. Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz. Şimdi Suriye başta olmak üzere benzer görüntüleri Arap Baharının bir parçası olarak televizyonlarda seyrediliyor. Öte yandan televizyonlarda da her şeyi görmek mümkün değildir. Örneğin İtalyan Başbakanı Berlusconi, 6 Eylül 2011'de Libya'da muhalefetin ve NATO'nun hala Kaddafi'yi desteklemeye devam eden Sirte, Beni Valid ve Sebha kentlerinde sessiz bir katliam yaptıklarını ve bu kentlerin yeni bir Felluce olmasına izin verilmemesi gerektiğini açıklamıştır.[2]Ancak bu ses getirmesi gereken açıklama sessizlik içinde boğulmuştur.Doğruyu,televizyonlardan çok yazılı belgelerde bulmak mümkündür.

Ortadoğu coğrafyası 2000'li yılları yabancı güçlerin işgalleri, iç ayaklanmalar ile tarihinin en yoğun geçen dönemlerinden birisi olarak yaşamaya devam etmektedir. Yaşanan süreçte Ortadoğu'daki sınırların ve rejimlerin değişeceği ABD'nin en üst düzey yetkilileri olmak üzere farklı zaman ve şekillerde dile getirilmiştir. Fakat Ortadoğu'da sınırların tekrar çizilmesi gerektiği görüşü Amerikan stratejik düşüncesinden önce İsrail stratejik düşüncesinde ortaya çıkmış bir düşüncedir.

Küçük Devletin Diğerlerinin de Küçültme Üzerine Kurulu Stratejisi

İsrail, Ortadoğu'da 2. Dünya Savaşı sonrasında coğrafi olarak minyatür diyebileceğimiz ölçülerde küçük bir devlet olarak kurulmuştur. Bu devlet adeta Arap denizinin içinde bir ada gibidir. Ve sürekli Arap dalgalarının altında kalarak yok olma endişesi ile yaşamaktadır. 1949'dan 2011'e kadar geçen süre içinde İsrail, işgaller ile "denizden kazanarak" sınırlarını önemli ölçüde genişletmiş ve nüfusunu artırmış olmak ile birlikte stratejik bir derinlik kazanamamıştır.
Bu nokta İsrail'i içinden çıkılmaz stratejik sorununu çözmek için çok radikal bir düşünceyi geliştirmeye yönlendirmiştir. İsrail'i çevreleyen Arap Denizini düşman kamplara bölmek ve tehdit olmaktan çıkarmak. 1980'de Livia Rokach adlı İsrailli gazeteci " Israel's Sacred Terrorism " adlı kitabında eski İsrail başbakanı Moshe Shrarett'in anılarını anlatırken 1950'ler Arap devletlerini parçala ve yönet yaklaşımının nasıl geliştiğini ve Lübnan'da nasıl uygulandığını anlatmaktadır.[3]
Böl ve Yönet görüşünü İsrail stratejik düşüncesinde daha keskin bir şekilde ifade eden çalışma 1982'de Dünya Siyonist Örgütü'nün yayın organı olan Kivunim (Yönler) dergisinin Şubat 1982'de yayınlanan 14. sayısında gazeteci ve eski bir İsrailli diplomat olan Oded Yinon tarafından ortaya konulmuştur. İbranice yayınlanan" İsrail İçin 1980'ler Stratejisi " başlıklı yazıda Yinon, İsrail için kalıcı güvenliğin Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yabancı güçler tarafından sınırları"geçici karttan evler" olarak çizilen Müslüman Arap dünyasının sınırlarının yeniden çizilmesinde görmektedir.[4]

Yinon, Türkiye ve İran'ın da etnik yapılarının istikrar sağlamaktan uzak olduğunu tartıştığı bütün Ortadoğu ülkelerinin etnik yapılarını incelediği bölümden sonra bu durumun İsrail için riskler ve sorunlar içermekle birlikte çok kapsamlı fırsatlar da ortaya çıkardığını savunmaktadır.[5]

Yinon, Suriye'nin bugünkü sınırları içinde altı yeni devletin kurulmasının İsrail'in güvenliğini sağlayacağını ileri sürmektedir. Yinon'a göre bu bölünme şu şekilde olmalıdır: "Suriye, etnik ve dini yapısına uygun olarak bugün Lübnan'da olduğu gibiçeşitli devletlere ayrışacaktır. Kıyıda bir Şii-Alevi devleti, Halep bölgesindeSünni devleti, Şam'da buna düşman bir başka Sünni devleti, havran-Kuzey Ürdün-Golan bölgesinde de bir Dürzi devleti. Bu yapı barış ve güvenliğimizin garantisi olacaktır ve bu hedef erişebileceğimiz kadar yakındır." [6]

Yinon'a göre Irak, İsrail'in güvenliği için Suriye'den daha büyük bir tehdittir, çünkü daha güçlüdür ve onun parçalanması Suriye'nin parçalanmasından daha önemlidir. Yinon, Irak-İran savaşının Irak'ı parçalayacağına inanmıştır. İsrail'in güvenliği için Irak'ın üçe bölünmesi gerektiği görüşü ortaya atmıştır.Yinon'a göre Irak'ın bölünmesi Osmanlı döneminde Basra, Bağdat, Musul idari bölünmesi esas alınarak, etnik ve mezhep temelleri üzerinde kuzeyde bir Kürt devleti, ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti olarak gerçekleşmelidir.[7]

Yinon'un makalesine atıfta bulunan Ralph Schoenman, "Siyonizmin Gizli Tarihi" adlı eserinde şöyle demektedir: Irak devletini parçalamak cebir işlemi çözmeye benzemez. İsrail, parçalanmanın ardından kurulacak uydu devletlerin sayılarını, nerede kurulacaklarını ve kimlerin üzerinde egemen olacaklarını kararlaştırmıştır."[8]

Eric Wallberg, 1996'da Richard Perle, James Colbert, Charles Fairbanks, Jr., Douglas Feith, Robert Loewenberg, David Wurmser ve Meyrav Wurmser'in birlikte hazırladığı "A Clean Break:A New Strategy for Securing the Realm" adlı çalışmanın Yinon'un görüşlerini 2000'lere taşıdığını belirtmektedir.[9] Gerçekten de Richard Perle tarafından kaleme alınan bu çalışma Yinon makalesi kadar sert köşeler içermese de onun zihinsel yol haritasını izlemekte, Saddam Hüseyin'in devrilmesini, Suriye'nin ezilmesini önermektedir.[10]

Amerikan Stratejik Düşüncesinde Ortadoğu'da Sınırların Tekrar Çizilmesi

Orgeneral Wesley K Clark, 1997-2000 yılları arasında NATO'nun Avrupa Birlikleri Komutanı olarak görev yapmış ve Kosova operasyonunu yönetmiştir. Daha sonra Washingon'da bazı görevler alan Org. Clark, Irak'ın işgalinden sonra "Winning Modern Wars-Iraq, Terrorism and The American Empire" (Modern Savaşları Kazanmak-Irak, Terörizm ve Amerikan İmparatorluğu) adlı bir kitap yayınlamıştır. Org. Clark, Bush Yönetiminin 11 Eylül sonrasında "Teröre karşı savaş" başlığı altında düzenlediği savaş stratejisini özellikle de Irak'ın işgal edilmesini sert bir şekilde eleştirmiş bir Amerikalı subaydır. Clark, kitabının önsözünde Bush Yönetimini şöyle tenkit etmektedir: "Bush Yönetiminin bizi El Kaide ile yapılacak gerçek bir savaşı yapmamak pahasına Irak ile bir savaşa ittiği, acele ettirdiği, yanlış yönlendirdiği ve manipüle ettiği benim için açıktı."
Org. Clark, kitabının ilerleyen sayfalarında bugünün dünyasını anlamamız için çok daha ilginç ve önemli olan bilgiler vermektedir:"Kasım 2001'de Pentagon'a geri döndüğüm zaman yüksek rütbeli bir kurmay subay ile sohbet etme fırsatı buldum. "Evet, Irak'a karşı bir operasyon için hala iz sürüyorduk söylediğine göre. Ancak daha fazlası da vardı. Bu beş yıllık bir planın parçası olarak konuşulmuştu ve toplam yedi ülke söz konusuydu.Irak ile başlanacak sonra Suriye, Lübnan, Libya, İran, Somali ve Sudan gelecekti. Evet, diye düşündüm bu onların 'bataklığı kurutmak' diye konuştuklarında kastettikleri şeydi. Ayni zamanda bir Soğuk Savaş yaklaşımının da kanıtıydı. Terörizminbir devlet sponsoru olması gerekirdi. Ve bu devlete saldırmak daha etkili olurdu."[11]

Tunus'ta bir seyyar satıcının kendisini ateşe vermesi ile başlayan "Arap Baharı"nın bu aşamada bir dış müdahale veya kurgu olmadığını söylemek mümkündür. Ancak olayların, Mısır, Libya ve Suriye'ye sıçrama ve yayılma süreçlerinde ABD'nin gelişmeleri bilinçli bir şekilde yönlendirmeye çalışmadığını söylemek çok zordur. Üstelik, Org. Clark'ın açıklamalarının çok açık bir şekilde ortaya koyduğu gibi ABD'nin bu ülkeler ile ilgili çalışmalarının kökleri 2001 Eylül-Kasım'ına kadar geri gitmektedir. 

Bu da Org. Clark'ın bildiği kısmıdır. Amerikalı sistem dışı dış politika analizcilerin den F. William Engdahl, ABD'nin Arap coğrafyasında " Arap Baharı " sürecinde uyguladığı politikaya " Yaratıcı Tahrip " adının verildiğini ileri sürmektedir.[12]

Mısır'da Mübarek'i devirmek için gösterilerin devam ettiği bir sırada Mısır Genelkurmay Başkanı Sami Hafez İnan'ın Washington'da olduğunu belirten Engdahl, internet üzerinden Mübarek'e karşı etkili bir mücadele sürdüren Müslüman Kardeşler üyelerinin de Amerikan askeri istihbaratı tarafından eğitildiğini iddia etmektedir. Üstelik Engdahl'a göre Müslüman Kardeşler-ABD işbirliğinin kökleri Nasır'a karşı ortak muhalefete kadar geri gitmektedir.[13]
Engdahl'ın bu açıklaması Libya'da NATO'nun El Kaide militanları ile Kaddafi'ye karşı işbirliği yaptıkları düşünülür ise ABD-Müslüman Kardeşler işbirliğini çok şaşırtıcı olarak görmemek gerekmektedir.[14] Gerek Libya'da gerek Mısır'da her iki tarafta Mübarek/Kaddafi'nin aşılması sonrasında gerekir ise çatışarak zemini kendi lehlerine düzenleme peşindedirler.

Engdahl, Mısır'daki ayaklanmanın Gürcistan ve Ukrayna'daki Turuncu Devrimlerin izlerini taşıdığını ileri sürmektedir. Engdahl, Mısır'da Müslüman kardeşler ile bağlantılı ve Mübarek'e karşı isyanda önemli bir rol oynayan "Kefaya" (Yeter) hareketi ile Gürcistan'da 2003 Turuncu Devriminde rol alan Kmara (Yeter) hareketinin isim benzerliklerinin tesadüf olmadığını ileri sürmektedir.[15]

Engdahl, "Kefaya" hareketi ile ilgili olarak Amerikan Hava Kuvvetleri tarafından desteklenen düşünce kuruluşu RAND'a 2008 yılında Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı-Birleşik Komutanlık, Deniz Kuvvetleri, Deniz Piyadesi ve askeri istihbaratın sponsorluğu ile "The Kefaya Movement: A Case Study of a Grossroots Reform Iniative" adlı bir çalışmanın yaptırılmış olmasını tesadüf olarak görmemektedir.[16] Bu çalışmada Amerikan hükümetine Ortadoğu'da muhalif hareketleri enformasyon teknolojileri konusunda eğitilmesine destek verilmesi önerilmektedir.

Engdahl, uluslararası ilişkiler camiasında muhalif bir isim olarak bilinmektedir. Bundan dolayı tespitleri olgular üzerinden olmasa da kişiliği üzerinden eleştirilebilir. Ancak İngiliz diplomat, Alastair Crooke için ayni şeyleri söylemek mümkün değildir. Crooke, AB Dış İşleri temsilcisi Javier Solana'nın eski danışmanı ve Conflicts Forum'un kurucusu ve direktörüdür.

Crooke'un Asia Times'ta yayınlanan 15 Temmuz 2011 tarihli analizi Suriye'de yaşanan ayaklanma ile ilgili oldukça ilginç ve Engdahl'i doğrulayan saptamalarda bulunmaktadır.[17]Buna göre Suriye'deki muhaliflerin bir bölümüABD hükümeti ve diğer yabancı kaynaklar tarafından finanse edilen sürgündeki gruplardır. ABD'nin Şam Büyükelçiliğinde yapılan bazı yazışmalara göre bu gruplardan çoğu ve bunlara bağlı TV kanalları ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD merkezli vakıflardan on milyonlarca dolar para yardımı yanında eğitim ve teknik destek almaktadırlar.
ABD ile işbirliği yapan bu gruplar Selefi isyancıları Suriye'ye karşı kullanmayı düşünmektedirler. Suriye'deki Selefi grupların büyük bir bölümü El Kaide bağlantılıdır. Bu gruplar Irak Savaşı sonrasında Irak'ta Amerikan Ordusu ve Şii partilere karşı savaşmışlardır. Etkileyici bir iç savaş deneyimi olan bu gruplar Irak'taki çatışmaların durması sonrasında Suriye'ye geri dönmüşlerdir. Plana göre bir Selefi isyanı Suriye hükümetinden büyük bir tepki çekecek, bunun ardından da halkın büyük bir bölümü kutuplaşarak devlete karşı düşmanlık duymaya başlayacak, başlayacak iç savaşa Batı'nın müdahalesi kaçınılmaz hale gelecektir.[18]

Org. Clark, F. William Engdahl ve Alastair Crooke'un söyledikleri bir arada değerlendirildiği zaman Ortadoğu'da uzun soluklu bir planın uygulandığı görülüyor. Clark'ın müdahale edilecek ülke olarak saymış olduğu Irak, Suriye, Lübnan, Libya, İran, Somali ve Sudan'da büyük ilerleme kaydedildiği görülmektedir. Irak işgal edilmiş ve fiilen parçalanmıştır. Lübnan, Suriye'nin etkisinden çıkarılmış ve İsrail tarafından 2005'de işgal edilmek istenmiştir. Sudan, Güney ve Kuzey olarak ikiye bölünmüştür.Libya'da NATO'nun muhalefeti desteklediği bir iç savaş sonrasında Kaddafi rejimi devrilmiştir. Suriye'de Batı destekli isyan yayılmaktadır. İran ise kuşatılmaktadır. 

Demek ki Plan İşlemektedir.





[1] Voltairenet.org, "Berlusconi says Lİbyans love Qaddafi:as Italians protest against NATO"

[2] Voltairenet.org, "Berlusconi says Lİbyans love Qaddafi:as Italians protest against NATO"

[3]Livia Rokach,Israel's Sacred Terrorism, Third Edition A study based on Moshe Sharett's Personal Diary, and other documents. Foreword by Noam Chomsky, First published in the United States of America by AAUG Press c1980, 1982, 1986 by the Association of Arab-American University Graduates, Inc. All rights reserved in the U.S. Published 1980. Third Edition 1986; Bu kitabın Türkçe çevirisi için bkzLivia Rokach,İsrail'in Kutsal Terörizmi. Pandora Yayınevi, 1986

[4] Israel Shakak, The Zionist Plan for he Middle East içinde Oded Yinon, A Strategy for Israel in the Nineteen Eighties,, s.10

[5] Age s,13-14

[6] Age, s. 17

[7] Age, s.17

[8] Ralph Schoenman, Siyonizmin Gizli Tarihi, Kardelen Yayınları, İstanbul 1992, s. 103-108

[9] Eric Wallberg, Yeni Türkiye, yeni Mısır'la Birlikte İsrail'i 'Kontrol' Edebilir, Turquie diplomatique, 15 Mart-15 Nisan 2011, sayı 26, s. 1 ve 38

[10] Richard Perle, "A Clean Break:A New Strategy for Securing the Realm"

[11] Wesley K Clark, "Winning Modern Wars-Iraq, Terrorism and The American Empire" , 2004, s.130

[12] F. William Engdahl,Egypt's Revolution:Creative Destruction for a Greater Middle East?

[13] Age,s.1

[14] NATO-El Kaide işbirliği konusunda yaygın bilgi arasından iki tanesi burada anılmaktadır. The "Liberation" of Libya: NATO Special Forces and Al Qaeda Join Hands "Former Terrorists" Join the "Pro-democracyBandwagon by Prof. Michel Chossudovsky,www.globalresearch.com ve/www.telegraph.co.uk/news/worldnews/africaandindianocean/libya/8391632/Libya-the-West-and-al-Qaeda-on-the-same-side.html

[15]F. William Engdahl,Egypt's Revolution:Creative Destruction for a Greater Middle East?, s.4

[16] The Kefaya Movement: A Case Study of a Grossroots Reform Iniative", Rand Corporation, www.rand.org/pubs/monographs/2008/RAND_MG778.pdf

[17] Alastair Crooke'nin makalesinin Türkçesi için bkz. Turquie diplomatique, 15 Ağustos-15 Eylül 2011, Sayı 31, s.14-15

[18] Asia Times, 15 Temmuz 2011


25 Haziran 2016 Cumartesi

Afganistan da mı Parçalanacak


Afganistan da mı Parçalanacak?



Yazar: Ümit Özdağ
26 NİSAN 2012

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından çıkarılan 21. Yüzyıl dergisinin Mayıs 2012 tarihli 41. Sayısında Afganistan'ı özel bir dosya ile kapsamlı bir şekilde inceledik. Dünyanın en önemli dış politika dergilerinden birisi olan Foreign Affairs dergisinin Mart/Nisan 2012 tarihli sayısında da senelerini Afganistan ve Irak'ta geçirmiş iki Amerikalı uzman Carter Malkasian ve Karl Weston tarafından yazılan makale Afganistan'ı inceliyor.

Malkasian ve Weston şu noktaların altını çiziyorlar. Obama, Irak'tan çekilirken Afganistan'da savaşı kazanma stratejisi geliştirdi. Afganistan'daki Amerikan asker sayısı 100 bine çıkarıldı. Uygulanan özel kuvvetler merkezli operasyonlar sonucunda taktik başarılar elde edildi. Kandahar ve Heland bölgelerinde büyük ölçüde güvenlik sağlandı. Ancak bu amaçla 2011 senesinde 114 milyar Dolar harcandı. Bu 2001'den buyana Afgan savaşında harcanan paraların dörtte birini oluşturmaktadır. Bu kadar para harcanmasına rağmen ortada somut bir başarı yoktur. 2012 sonunda 33 bin Amerikan askeri Afganistan'ı terk edecektir ve 2014 sonunda Amerikan ordusu Afganistan'dan tamamen çekilecektir.

Amerikan Ordusunun Afganistan'dan çekilmesinden sonra Pakistan'daki Taliban güçleri Afganistan'ın stratejik noktalarına saldırıya başlayacak ve Afgan hükümetinin halka yönelik baskılarını istismar ederek kısa zamanda halk desteği alacaklardır. Afgan ordu ve polisi Taliban ile başa çıkamayacak ve Taliban kısa zamanda Afganistan'ın doğu ve güneyinde kontrolü ele alacaktır, ki bu bölgenin güvenliği için Amerikan ordusu ve müttefikleri yoğun bir şekilde savaşmışlardır. Kabil kısa süre içinde cephe şehrini dönüşecektir. Taliban'ın güçlenmesi ile ona karşı uygulanabilecek isyan bastırma stratejisi de istihbarat eksikliğinden dolayı uygulanamaz olacaktır. Artık El Kaide Peştun bölgesine rahatlıkla yerleşebilecektir.

Bunların ne kadar rahat olabileceğinin bir kanıtı da Amerikan Ordusu'nun ve müttefiklerinin en güçlü olduğu 2006'da bile Taliban Güney Afganistan'ın bazı bölümlerinin kontrolunu elde etmeyi başarmış olmasıdır. Böyle bir gelişmenin engellenmesi için Malkasian ve Weston Amerikan Ordusu'nun Afgan ordusu ve polisine küçük timler halinde Amerikan Ordusunun geri çekilmesinden sonra da askeri danışmanlık vermesi gerektiğini ileri sürmektedirler. Her ne kadar Malkasian ve Weston küçük bir operasyonel destekten bahseder gibi ifadeler kullansalar da önerdikleri operasyonun yıllık maliyetinin 25 bin asker ve 30 milyar Dolar olduğunu kaydetmektedir. Malkasian ve Weston ABD'nin böyle bir stratejiyi benimsememesi durumunda Afganistan'ın Kuzey Afganistan ve Güney Afganistan olarak ikiye bölüneceğini ifade etmektedirler.
Öte yandan Amerikalı Büyükelçi Robert Blackwill, Afganistan'ın Amerikan menfaatleri gereği bölünmesi gerektiğini savunmaktadır. Blackwill'e göre Taliban'ın Peştun olan güney Afganistan'ın kontrolünü eline alması kaçınılmazdır. Blacwill'e göre ABD Taliban'ın Amerikan hava kuvvetleri ve özel güçleri kullanarak Kuzey ve Batı Afganistan'a girmesini engellenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Blackwill açıkça bölelim demese de söylediği bu noktaya çıkmaktadır ve öyle de anlaşılmaktadır. Zaten Blacwill'e dikkat çeken Malkasian ve Weston'da eski diplomatın Afganistan'ın bölünmesini savunduğunu yazmaktadırlar.

Eski Amerikan Savunma Bakan yardımcısı Dov Zakheim'da Foreign Policy adlı web sitesinde yazdığı makalede ABD'nin çekilmesinden sonra Afganistan ve Pakistan'ın parçalanma ihtimalinden bahsetti. Pakistan ile ilgili meseleyi yarına bırakalım. Zakheim, bir süreden buyana Güney Asya uzmanları arasında Amerikan Ordusu'nun Afganistan'dan çekilmesinden sonra Kuzey Afganistan'daki Özbek, Türkmen, Kazak ve Tacikler ile Güney Afganistan'a hakim olacak olan Taliban yönetimindeki Peştunlar arasında bir savaş tartışmasının ve Afganistan'ın bölünmesi ihtimalinin yoğunluk kazandığına dikkat çekmektedir. Zakheim ayrıca böyle bir iç savaşta 1990'larda olduğu gibi Pakistan'ın Taliban ve Peştunları, Hindistan'ın ise Kuzey ittifakını destekleyeceğini kaydemektedir.

Doğrusu Taliban iktidarının ortaya koydukları, Özbek, Türkmen, Kazak ve Taciklerin 1990'lardan daha sert bir şekilde Taliban'a ve Peştunlara direneceğini göstermektedir. Kısa bir süre önce görüştüğüm ve 7 sene Afganistan ve Pakistan'da medresede okuyan bir Afganistanlı Kazak genci, neden medreseden ayrıldığını sorduğum zaman "Taliban duruma hakim olduktan sonra bizim medreseye gelen Talibanlar benim gözlerimin çekik olmasından hareket ile herkesin ortasında Kazakların ve diğer gözü çekik Türklerin Kuran-ı Kerim'de geçen yeçüç-meçüç olduğumuzu söylediler.Bende bunun üzerinde medreseden ayrıldım. Bir süre sonrada Türkiye'ye geldim" açıklamasını yaptı. Kehf suresi 93-99 ve Enbiya suresi 96-97 ayetlerde geçen yeçüç-meçüç olarak Türkleri gören bir zihniyeti bir kez denemiş olan Özbek, Türkmen, Kazak ve Taciklerin sert direnişi Afganistan'ın parçalanmasına giden yolu daha kolay açacaktır. Bundan bir süre önce yazdığım "Türkiye'nin Afganistan'da yapacak daha çok işi var" başlıklı yazımı bir de ABD'nin çekilmesinden sonra doğacak ortamı düşünerek değerlendirmekte fayda vardır. Eğer olaylar kendi akışına bırakılır ise olacak iki şey var:Ya Türkiye dost Pakistan ile farklı tarafı destekleyerek tarihi dostluğunu bozacak ve Hindistan ile taraf olacaktır ya da Pakistan'ı küstürmemek adına 1990'larda yaptığı gibi seyredecek ve Özbek, Türkmen, Kazakların ezilmesine seyirci kalacaktır.
Oysa Afganistan'da var olan ve Taliban'ın dahi saygı gösterdiği bir Türkiye'nin Afganistan'ın bölünmesini engelleyebilme ihtimali daha yüksek olacaktır.


http://www.21yyte.org/tr/arastirma/afganistan/2012/04/26/6580/afganistan-da-mi-parcalanacak




24 Haziran 2016 Cuma

Amerika Fransa’ya Nükleer Saldırı Yapmayı mı Planladı?


Amerika Fransa’ya Nükleer Saldırı Yapmayı mı Planladı?



Yazar: Ümit Özdağ
15 OCAK 2015 PERŞEMBE


         Rusya’nın Kırım yarımadasını işgal etmesinden sonra uluslararası ilişkilerde çok duyulmayan bir kavram olan 3. Dünya Savaşı kavramı daha sık duyulmaya başlandı. Hatta batı ekonomisinin 2008’den buyana devam eden krizi aşmak için bir dünya savaşına ihtiyaç duyduğu şeklinde analizlerin yaygınlaştığı görülüyor. Örneğin Reuters haber ajansına konuşan Global Network Against Weapons in Space adlı kuruluşun sözcüsü Bruce Gagnon ABD Uzak Komutanlığı’nın 2016’da Çin ve Rusya’ya ilk nükleer darbeyi vurmayı planladığını söylüyor.[1] Amerikan Deniz Akademisi hocalarından Professor Nikolas Gvosdev Ukrayna’daki gerilim ile 1914’de Birinci Dünya Savaşı öncesinde süreci birbirine benzetiyor.[2] Eski Sovyet lideri M. Gorbaçov Ukrayna savaşının 3. Dünya Savaşına yol açabileceğini ileri sürüyor.[3] Eski Amerikan Hazine Bakan yardımcısı ve Wal Street Journal’ın editörlerinden  Dr. Paul Craig Roberts, ABD’nin kendisini beğenmiş politikalarının Rusya’yı ABD’ye itaat etmek ile savaş arasında bir tercih yapmaya zorladığını ileri sürüyor.[4] Radikal filozof Naom Chomsky, Ukrayna gerilimin nükleer savaşa yol açabileceğini ifade ediyor.[5] Bu ve benzer yorumların sayısını artırmak çok kolay. Ancak bu yorumlardan hiç birisi 9 Ocak 2015’de Shepard Ambellas isimli Amerikalı gazeteci, film yapımcısı ve alternatif bir bilgi kaynağı olan Intellihub’un yöneticisi sitesine koyduğu “Admin to stage war with Russia, plans nuclear false flag in France to kick it off” başlıklı haber kadar çarpıcı değil. Ancak 2 gün sonra bu hikaye siteden “gösterilen kaynaklardan birisinin doğrulanmadığı” gerekçesi ile geri çekildi. Aşağıda mükemmel bir komplo teorisi gibi görünen bu hikayenin Türkçesini, kaynaklarının ve anlamının sorgulanmasını okuyacaksınız. Metinde bana ait bölümler siyah ile yazılmış, Shepard Ambellas haberinden tercüme edilen bölümler ise kırmızıdır.
         “6 Aralık 2014 sabah erken saatlerde Fransa Cumhurbaşkanı Hollande Paris'e giderken esas uçuş planını değiştirdi ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’den Vnukova Uluslararası Havalanındaki Faraday cemberine alınmış olan bina acil ve özel bir görüşme yapmak isteyerek Rusya’ya uçtu.  (Kaynak: Hollande to meet Putin in surprise Moscow visit: reports—Deutsche Welle; Kaynağın doğruluğunu kabul edebiliriz. Uluslararası saygınlığı olan bir kaynak. Üstelik sadece Deutsch Welle değil, başka haber ajansları da haberi veriyor.)
         Ancak burada okuyucuya bildirilmeyen husus Fransız Cumhurbaşkanı Hollande’nin Kazakistan’dan Paris’e uçarken Moskova’ya uçağını yönelttiğidir. Üstelik bu uluslararası ilişkilerde kullanılan bir yoldur. Bir çok başbakan veya cumhurbaşkanı uçak havalandıktan sonra bu yola başvurmaktadır. Fransa için de bir uçuş sırasında Paris’e yönelmek ile Kazakistan’dan kalkıp Moskova üzerinden uçarken Moskova’ya inmek çok farklı iki haber ve anlam taşır. Yazıyı yazan bilinçli bir şekilde Hollande’nin Kazakistan’dan döndüğünü gizlemiştir. (Haber kaynağım:
 http://www.lemonde.fr/europe/article/2014/12/06/rencontre-imprevue-entre-hollande-et-poutine-a-l-aeroport-de-moscou_4535783_3214.html   )
         Moskova’ya ulaştığında “belirgin şekilde perişan görünen” Fransız Cumhurbaşkanı korumaları ve kurmayları ile birlikte hızla Vnukovo Havaalanının 2. Terminalinde bulunan ve elektronik ve uydu dinlemesine karşı güvenli olan sağır odaya Rus Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere girdi. (Hollande’nin perişan göründüğünü herhalde Rus bir kaynak söylüyor ancak bu bilgi doğrulayıcı açık kaynaklarda hiçbir bilgi bulmak mümkün değil.Habere dramatik bir boyut katmak amacı ile eklenmiş bir makyaj bilgi olabilir.Üstelik Le Monde gazetesindeki fotoğraf böyle bir bitkinlik göstermemektedir.)
         Putin ve güvenlik danışmanları ulaştığında Fransız Cumhurbaşkanı Hollanda Putin’e Fransız Savunma Bakanlığı tarafından elde edilen Fransa’ya yapılması planlanan bir nükleer saldırı ile ilgili şok edici detayları paylaştı. Hollande, Obama Yönetiminin Fransa’ya bir nükleer saldırı düzenlemeyi ve bunu Rus saldırısı gibi göstermeyi planladığını aktardı.(Bunun teknolojik olarak mümkün olduğunu konu uzmanları söyledi. Radarda yapılacak bir manipulasyon ile saldırının ABD’den değil, Rusya’dan geldiği etkisini-iz oluşturarak- yaratmak mümkünmüş.) Fransız Cumhurbaşkanı ABD’nin bu saldırıyı Rusya ile savaş için bir neden olarak kullanacağı korkusunun altını çizdi. Hollande, Rusya’nın ABD nükleer saldırısına nükleer saldırı ile cevap vermesinin 3. Dünya Savaşını çıkaracağını söyleyerek, Rusya’nın bu saldırıya cevap vermemesini rica etti.
         Konuşmanın içeriğinin nereden geldiği konusunda herhangi bir kaynak verilmemiş. Oysa Le Monde ve diğer Fransız gazetelerinde görüşmelerin konusunun Ukrayna olduğu haberi var. Hollande Putin’den Ukrayna’da gerilimin düşmesi için önce bazı açıklamalarda bulunmasını sonra bazı adımlar atmasını rica ediyor. Putin de Fransa’nın konuya ilgi göstermesinden memnuniyetini dile getiriyor. Üstelik toplantıdan sonra her iki lider ayrı ayrı basın toplantısı yapıyorlar.  
         Halen açık olmayan husus Fransız Cumhurbaşkanının  Rusya’ya karşı başlatılması planlanan saldırıya Rusya’nın cevap vermesini engellemek için Obama ile işbirliği içinde ikili oynayıp oynamadığı. Bununla birlikte şimdilik bütün belirtiler Obama Yönetiminin planladığı saldırının bütün insanlığı dramatik şekilde tehlikeye atacağı.(Fransız Cumhurbaşkanı’nın neden ikili oynadığının sorgulanmasına neden olacak bir veri yok.)
         Raporlara göre bu toplantıdan sonra Putin derhal gelişmiş  S-400 ve Pantsir-S 1 karadan havaya füze sistemlerinin ve bir Kasta radar sisteminin Moskova’nın savunmasını güçlendirmek amacı ile şehrin etrafına yerleştirilmesi emrini verdi. (Kaynak: Reuters, 8 Aralık 2014 Russia displays air defense systems amid Ukraine tensions)
         Esasen komplo teorisinin kalbi bu bilgi. Komplo teorisini ortaya atan bu somut veri etrafında bir olaylar ağı kurguluyor. Oysa, bu şekli ile Hollande’ın ziyareti ile Moskova’nın etrafına füze savunma sistemlerinin yerleştirilmesi arasında herhangi bir bağ yok.
         Şok edici toplantı Amerikan Temsilciler Meclisi’nin H.R. 758 ile Rusya ile savaş yolunu açmasından bir gün sonra gerçekleşmişti. Aslında yapbozun anahtar parçası Global Research adlı web sitesinde Prof Michel Chossudovsky büyük ölçüde çözmüştü. Michel Chossudovsky şöyle demektedir: “Amerika sefere hazır. Pentagon 10 seneden beri 3. Dünya Savaşı senaryosu üzerinde çalışırken, şimdi Rusya’ya karşı bir askeri harekat operasyonel seviyede hazırlandı. Keza hem Senato hem Temcilciler Meclisi Rusya’ya karşı bir savaş başlatmanın meşruluğunu sağlayacak yasal düzenlemeyi yaptılar. Söz konusu olan “Soğuk Savaş” değil. Soğuk Savaş döneminin güvencelerinden hiçbirisi geçerli değil. Doğu-Batı arasındaki diplomaside yoğun savaş propagandasından dolayı bir kopma yaşanıyor. Diğer yandan Birleşmiş Milletler Batılı askeri ittifak tarafından işlenen yaygın savaş suçlarına gözlerini kapatıyor. 4 Aralık’ta Amerikan Temsilciler Meclisi’nin önemli bir kanuni düzenlemeyi (H.Res. 758) kabul etmesi ile (Senato’nun da onayını beklemektedir) Amerikan Başkanı'na ve başkomutana Kongre’nin onayı olmadan Rusya ile askeri çatışmaları başlatma yetkisi vermektedir. Küresel güvenlik tehlikededir. Yüz milyonlarca insanın yaşamlarını etkileyecek bu tarihi oylama medya tarafından izlenmemiştir. Tam bir medya karartması hakimdir. Dünya tehlikeli bir yol ayrımındadır. Moskova ABD-NATO tehdidine cevap vermiştir. Sınırları tehdit edilmektedir. 3 Aralık’ta Rusya Savunma Bakanlığı bir savaş durumunda yönetimi devralacak yeni bir askeri-politik yapının kuruluşunu açıklamıştır.”
         Burada verilen kaynak uluslararası ilişkilerde alternatif ve muhalif olarak tanınan Kanada merkezli www.globalresearch.ca adlı sitede 5 Aralık’ta yani Hollande’ın Rusya’ya seyahetinden bir gün önce yayınlanan “America is on a “Hot War Footing”: House Legislation Paves the Way for War with Russia?” adlı yazısıdır. Prof Michel Chossudovsky, Ottowa Üniversitesinde ekonomi profesörü ve sitenin kurucularından birisidir. Akademik geçmişi ve siyasal  deneyimleri bu kişiyi ciddiye alınması gereken bir kaynak haline getirmektedir. 
  
          Ancak Prof. Chossudovsky ne kadar yetkin olur ise olsun yorumladığı  Karar 758 gerçekten Rusya’yı sert bir şekilde eleştirmekle birlikte Amerikan Başkanı'na Rusya’ya Kongre’nin onayı olmadan savaş açma yetkisi vermemektedir. Esasen bu Amerikan Anayasası'na da aykırı olacağı için verilmesi mümkün değildir.
         Kongre üyesi Ron Paul H.R. 758 ile ilgili derin endişelerini ifade etmiş, kararın “ihtiyatsız” ve Rusya’ya savaş ilan eden bir karar olduğunu iddia etmiştir. Paul, Kongre’nin neo-conların dahi yüzünü kızartacak bir savaş propagandası yaptığı söyleyerek alay etmiş ve Kongre’yi Rusya ile tamamen imha ile bitecek 3. Dünya Savaşı’nın tahrik etmek ile suçlamıştır. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiğinin herhangi bir kanıtının ortaya koyulamadığı iddia edilmiştir. Aksine Amerikan Dış İşleri Bakanlığı yetkililerinin tapelerinin Ukrayna’daki Amerikan Büyükelçisi'nin hükümeti devirmek için girişimde bulunduğu ve Amerikan Dış İşleri Bakan yardımcısı Victoria Nuland’ın Ukrayna’da rejim değişikliği için 5 milyon Dolar harcandığını söyleyerek övündüğü Inquisitr tarafından aktarılmıştır. Paul, “Karar 3. Dünya Savaşının yolunu açmaktan başka bir şey değildir” diye devam etmiştir. (Kaynak: World War 3: U.S. Congress ‘Declares War’ On Vladimir Putin And Russia Over Ukraine, Claims Ron Paul — Inquisitr)
         Amerikan Kongre Üyesi Ron Paul karar 758’i sert bir dille eleştirmiştir. Ancak onun eleştirisinde de Amerikan Anayasası'nın ihlal edilerek Başkan Obama’ya Rusya’ya Kongre’den yetki almadan savaş ilan etme yetkisi verdiğine dair bir eleştiri yok. Ve haberin en son paragrafı gerçekten çok kötü bir komplo teorisi ile bitmektedir:
        “Daha da kötüsü, “Rusya yanlısı bir gazete MH17 sayılı uçuşu yapan uçağın Vladimir Putin’e suikast yapmak amacı ile vurulduğunu ve bunun Ukrayna krizini sona erdirmek için bazı eski Amerikalı yetkililer tarafından önerildiğini iddia etmiştir. Aynı zamanda Putin, batı dünyasının ekonomik ambargo ile Rusya’yı imha etmeyi amaçlandığını ileri sürmektedir.”
         Makale burada sona eriyor. İlk bakışta nefes kesecek kadar heyecan verici bir haberin kısa bir kaynak kontrolu yaptıktan sonra aslında ne kadar çürük olduğu meydana çıkıyor. Bu haberi bu şekilde ayrıntılı ele almamızın nedeninin internette her gün bu tür bir çok komplo teorisinin dolaşması ve insanların genellikle okuyup inanarak geçmesidir. Oysa, okuyup inanmak yerine yapılması gereken sorgulamak olmalıdır.   

Haberin İngilizce Orijinal Metni

FRENCH PRESIDENT FRANÇOIS HOLLANDE CALLED FOR EMERGENCY MEETING WITH RUSSIAN PRESIDENT VLADIMIR PUTIN, WARNING PUTIN OF AN IMPENDING NUCLEAR ATTACK ON FRANCE THAT WOULD BE BLAMED ON RUSSIA
BY SHEPARD AMBELLAS (INTELLIHUB) — Saturday, Dec. 6, 2014, early in the morning, French President Hollande, on route to Paris, deviated his original flight plan, requesting Moscow for an immediate and urgent private meeting with Russian President Vladimir Putin in a Faraday building on site at Vnukovo International Airport (VIA).
Upon arrival the “visibly distraught” French President, along with his security and staff, were quickly ushered into a “safe room” located in VIA’s Terminal 2 for a secure meeting with Russian President Vladimir Putin, free of any electronic or satellite surveillance.Once Putin and his security entourage arrived, French President Hollande gave Putin shocking details obtained by the French Ministère de la Défense (DGSE) of a planed nuclear false flag attack on France, to be staged by the Obama Administration, that would be blamed on Russia, according to at least one report. The French President went on to highlight his fears that outcome of this attack would give the U.S. grounds to go to war with Russia.Hollande further expressed concern that Russia would retaliate against the U.S. via nuclear strike, possibly kicking of World War III, pleading for Putin not to retaliate.However, at this time it is unclear if the French President is working in tandem with the Obama regime on the planned staged attack in an attempt to thwart Russia from retaliating against the U.S.. Although at this time all indications show that the planned false flag attack by the Obama Administration may be genuine and drastically dangerous for all inhabitants of the world. Reports conclude, after the rushed meeting took place, Putin ordered the immediate deployment of advanced “S-400 ‘Triumph’ and Pantsir-S1 surface-to-air missile systems”, as well a “Kasta radar station” into Moscow strengthening the city’s defense capabilities. Shockingly this meeting came only one day after U.S. House legislation (H.R. 758) paved the way for war with Russia. In fact a key piece of the puzzle was reported by Global Research’s Prof Michel Chossudovsky reading in part: “  America is on a war footing.  While, a World War Three Scenario has been on the drawing board of the Pentagon for more than ten years, military action against Russia is now contemplated at an “operational level”. Similarly, both the Senate and the House have introduced enabling legislation which provides legitimacy to the conduct of a war against Russia.We are not dealing with a “Cold War”. None of the safeguards of the Cold War era prevail. There has been a breakdown in East-West diplomacy coupled with extensive war propaganda. In turn the United Nations has turned a blind eye to extensive war crimes committed by the Western military alliance.  The adoption of a major piece of legislation by the US House of Representatives on December 4th (H. Res. 758)  would provide (pending a vote in the Senate) a de facto green light to the US president and commander-in-chief to initiate –without congressional approval– a process of military confrontation with Russia. 
Global security is at stake. This historic vote –which potentially could affect the lives of hundreds of millions of people Worldwide– has received virtually no media coverage. A total media blackout prevails.   The World is at a dangerous crossroads. Moscow has responded to US-NATO threats. Its borders are threatened.  On December 3, the Ministry of Defence of the Russian Federation announced the inauguration of a new military-political entity which would take over in the case of war.
U.S. Congressman Ron Paul expressed his deep concern about H.R. 758, claiming the resolution is “reckless” and essentially declares war on Russia.
Paul derides the legislation as “war propaganda that should have made even neocons blush,” and scolds the House for provoking World War 3 “with Russia that could result in total destruction.” It’s claimed that no evidence of a Russian invasion of Ukraine has been offered, and instead highlights “the tapes of state department officials plotting with the U.S. Ambassador in Ukraine to overthrow the government, which includes “U.S. Assistant Secretary of State Victoria Nuland bragging that the U.S. spent $5 billion on regime change in Ukraine.”, as reported by the Inquisitr. Paul went on to say ‘the resolution does nothing more than pave the way for WWIII’.
To make matters worse a “pro-Russian newspaper is claiming that Flight MH17 was shot down in an attempt to assassinate Vladimir Putin, an idea that has been seriously proposed as a solution to the Ukraine crisis by former U.S. government officials. Meanwhile, Vladimir Putin claims sanctions by the western world are an attempt to destroy Russia.”, reported the Inquisitr.

H/T: Texas101
Other Sources
Hollande to meet Putin in surprise Moscow visit: reports — DW
Russia displays air defense systems amid Ukraine tensions — Yahoo News
World War 3: U.S. Congress ‘Declares War’ On Vladimir Putin And Russia Over Ukraine, Claims Ron Paul — Inquisitr
France Warns Russia of U.S. False Flag Nuke Attack in Urgent Meeting — YouTube
About the author:
shepard bio photoShepard Ambellas is the founder, editor-in-chief of Intellihub News and the maker of SHADE the Motion Picture. You can also find him on Twitter and Facebook. Shepard also appears on the Travel Channel series America Declassified. You can also listen to him on Coast To Coast AM with hosts, both, George Noory on “Chemtrails” and John B. Wells on the “Alternative Media Special“. Shepard Ambellas has also been featured on the Drudge Report, the largest news website in the entire world, for his provocative coverage of the Bilderberg Group.
For media inquires, interviews, questions or suggestions for this author, email:shepard@intellihub.com.

Bill Text
113th Congress (2013-2014)
H.RES.758.IH
H.RES.758 — Whereas upon entering office in 2009, President Barack Obama announced his intention to `reset’ relations with the Russian Federation, which was described by former United States Ambassador… (Introduced in House – IH)
HRES 758 IH
113th CONGRESS
2d Session
H. RES. 758
Strongly condemning the actions of the Russian Federation, under President Vladimir Putin, which has carried out a policy of aggression against neighboring countries aimed at political and economic domination.
IN THE HOUSE OF REPRESENTATIVES
November 18, 2014
Mr. KINZINGER of Illinois submitted the following resolution; which was referred to the Committee on Foreign Affairs
RESOLUTION
Strongly condemning the actions of the Russian Federation, under President Vladimir Putin, which has carried out a policy of aggression against neighboring countries aimed at political and economic domination.
Whereas upon entering office in 2009, President Barack Obama announced his intention to `reset’ relations with the Russian Federation, which was described by former United States Ambassador to Russia Michael McFaul as a policy to `engage with Russia to seek agreement on common interests’, which included the negotiation of the Strategic Arms Reduction Treaty (New START) in which the United States agreed to major reductions in its nuclear forces;
Whereas the Russian Federation has responded to this policy with openly anti-American rhetoric and actions and with armed aggression against United States allies and partner countries, including Ukraine and the Republic of Georgia;
Whereas the Russian Federation has subjected Ukraine to a campaign of political, economic, and military aggression for the purpose of establishing its domination over the country and progressively erasing its independence;
Whereas the Russian Federation’s invasion of, and military operations on, Ukrainian territory represent gross violations of Ukraine’s sovereignty, independence, and territorial integrity and a violation of international law, including the Russian Federation’s obligations under the United Nations Charter;
Whereas the Russian Federation’s forcible occupation and illegal annexation of Crimea and its continuing support for separatist and paramilitary forces in eastern Ukraine are violations of its obligations under the 1994 Budapest Memorandum on Security Assurances, in which it pledged to respect the independence and sovereignty and the existing borders of Ukraine and to refrain from the threat or use of force against the territorial integrity or political independence of Ukraine;
Whereas the Russian Federation has provided military equipment, training, and other assistance to separatist and paramilitary forces in eastern Ukraine that has resulted in over 4,000 civilian deaths, hundreds of thousands of civilian refugees, and widespread destruction;
Whereas the Ukrainian military remains at a significant disadvantage compared to the armed forces of the Russian Federation in terms of size and technological sophistication;
Whereas the United States strongly supports efforts to assist Ukraine to defend its territory and sovereignty against military aggression by the Russian Federation and by separatist forces;
Whereas the terms of the ceasefire specified in the Minsk Protocol that was signed on September 5, 2014, by representatives of the Government of Ukraine, the Russian Federation, and the Russian-backed separatists in the eastern area of the Ukraine have been repeatedly violated by the Russian Federation and the separatist forces it supports;
Whereas separatist forces in areas they controlled in eastern Ukraine prevented the holding of elections on May 25, 2014, for a new President of Ukraine and on October 26, 2014, for a new Rada, thereby preventing the people of eastern Ukraine from exercising their democratic right to select their candidates for office in free and fair elections;
Whereas, on November 2, 2014, separatist forces in eastern Ukraine held fraudulent and illegal elections in areas they controlled for the supposed purpose of choosing leaders of the illegitimate local political entities they have declared;
Whereas the Russian Federation has recognized the results of the illegal elections and continues to provide the military, political, and economic support without which the separatist forces could not continue to maintain their areas of control;
Whereas the reestablishment of peace and security in Ukraine requires the full withdrawal of Russian forces from Ukrainian territory, the resumption of the government’s control over all of the country’s international borders, the disarming of the separatist and paramilitary forces in the east, an end to Russia’s use of its energy exports and trade barriers to apply economic and political pressure, and an end to Russian interference in Ukraine’s internal affairs;
Whereas Malaysia Airlines Flight 17, a civilian airliner, was destroyed by a Russian-made missile provided by the Russian Federation to separatist forces in eastern Ukraine, resulting in the loss of 298 innocent lives;
Whereas the Russian Federation has used and is continuing to use coercive economic measures, including the manipulation of energy prices and supplies, as well as trade restrictions, to place political and economic pressure on Ukraine;
Whereas military forces of the Russian Federation and of the separatists it controls have repeatedly violated the terms of the ceasefire agreement announced on September 5, 2014;
Whereas the Russian Federation invaded the Republic of Georgia in August 2008, continues to station military forces in the regions of Abkhazia and South Ossetia, and is implementing measures intended to progressively integrate these regions into the Russian Federation;
Whereas the Russian Federation continues to subject the Republic of Georgia to political and military intimidation, economic coercion, and other forms of aggression in an effort to establish its control of the country and to prevent Georgia from establishing closer relations with the European Union and the United States;
Whereas the Russian Federation continues to station military forces in the Transniestria region of Moldova;
Whereas the Russian Federation continues to provide support to the illegal separatist regime in the Transniestria region of Moldova;
Whereas the Russian Federation continues to subject Moldova to political and military intimidation, economic coercion, and other forms of aggression in an effort to establish its control of the countries and to prevent efforts by Moldova to establish closer relations with the European Union and the United States;
Whereas under the terms of the Intermediate-Range Nuclear Forces Treaty (INF), a flight-test or deployment of any INF-banned weapon delivery vehicle by the Russian Federation constitutes a violation of the INF Treaty;
Whereas, on July 29, 2014, the United States Department of State released its report on the Adherence to and Compliance with Arms Control, Nonproliferation, and Disarmament Agreements and Commitments, as required by Section 403 of the Arms Control and Disarmament Act, for calendar year 2013, which found that, `[t]he United States has determined that the Russian Federation is in violation of its obligations under the INF Treaty not to possess, produce, or flight-test a ground-launched cruise missile (GLCM) with a range capability of 500 km to 5,500 km, or to possess or produce launchers of such missiles’;
Whereas according to reports, the Government of the Russian Federation has repeatedly engaged in the infiltration of, and attacks on, computer networks of the United States Government, as well as individuals and private entities, for the purpose of illicitly acquiring information and disrupting operations, including by supporting Russian individuals and entities engaged in these actions;
Whereas the political, military, and economic aggression against Ukraine and other countries by the Russian Federation underscores the enduring importance of the North Atlantic Treaty Organization (NATO) as the cornerstone of collective Euro-Atlantic defense;
Whereas the United States reaffirms its obligations under the North Atlantic Treaty, especially Article 5 which states that `an armed attack against one or more’ of the treaty signatories `shall be considered an attack against them all’;
Whereas the Russian Federation is continuing to use its supply of energy as a means of political and economic coercion against Ukraine, Georgia, Moldova, and other European countries;
Whereas the United States strongly supports energy diversification initiatives in Ukraine, Georgia, Moldova, and other European countries to reduce the ability of the Russian Federation to use its supply of energy for political and economic coercion, including the development of domestic sources of energy, increased efficiency, and substituting Russian energy resources with imports from other countries;
Whereas the Russian Federation continues to conduct an aggressive propaganda effort in Ukraine in which false information is used to subvert the authority of the legitimate national government, undermine stability, promote ethnic dissension, and incite violence;
Whereas the Russian Federation has expanded the presence of its state-sponsored media in national languages across central and western Europe with the intent of using news and information to distort public opinion and obscure Russian political and economic influence in Europe;
Whereas expanded efforts by United States international broadcasting across all media in the Russian and Ukrainian languages are needed to counter Russian propaganda and to provide the people of Ukraine and the surrounding regions with access to credible and balanced information;
Whereas the Voice of America and Radio Free Europe/Radio Liberty (RFE/RL), Incorporated continue to represent a minority market share in Ukraine and other regional states with significant ethno-linguistic Russian populations who increasingly obtain their local and international news from Russian state-sponsored media outlets;
Whereas the United States International Programming to Ukraine and Neighboring Regions Act of 2014 (Public Law 113-96) requires the Voice of America and RFE/RL, Incorporated to provide programming content to target populations in Ukraine and Moldova 24 hours a day, 7 days a week, including at least 8 weekly hours of total original video and television content and 14 weekly hours of total audio content while expanding cooperation with local media outlets and deploying greater content through multimedia platforms and mobile devices; and
Whereas Vladimir Putin has established an increasingly authoritarian regime in the Russian Federation through fraudulent elections, the persecution and jailing of political opponents, the elimination of independent media, the seizure of key sectors of the economy and enabling supporters to enrich themselves through widespread corruption, and implementing a strident propaganda campaign to justify Russian aggression against other countries and repression in Russia, among other actions: Now, therefore, be it
Resolved,
That the House of Representatives–
(1) strongly supports the efforts by President Poroshenko and the people of Ukraine to establish a lasting peace in their country that includes the full withdrawal of Russian forces from its territory, full control of its international borders, the disarming of separatist and paramilitary forces eastern Ukraine, the adoption of policies to reduce the ability of the Russian Federation to use energy exports and trade barriers as weapons to apply economic and political pressure, and an end to interference by the Russian Federation in the internal affairs of Ukraine;
(2) affirms the right of Ukraine, Georgia, Moldova, and all countries to exercise their sovereign rights within their internationally recognized borders free from outside intervention and to conduct their foreign policy in accordance with their determination of the best interests of their peoples;
(3) condemns the continuing political, economic, and military aggression by the Russian Federation against Ukraine, Georgia, and Moldova and the continuing violation of their sovereignty, independence, and territorial integrity;
(4) states that the military intervention by the Russian Federation in Ukraine–
(A) is in breach of its obligations under the United Nations Charter;
(B) is in violation of the 1994 Budapest Memorandum on Security Assurances in which it pledged to respect the independence, sovereignty, and existing borders of Ukraine and to refrain from the threat of the use of force against the territorial integrity or political independence of Ukraine; and
(C) poses a threat to international peace and security;
(5) calls on the Russian Federation to reverse its illegal annexation of the Crimean peninsula, to end its support of the separatist forces in Crimea, and to remove its military forces from that region other than those operating in strict accordance with its 1997 agreement on the Status and Conditions of the Black Sea Fleet Stationing on the Territory of Ukraine;
(6) calls on the President to cooperate with United States allies and partners in Europe and other countries around the world to refuse to recognize the illegal annexation of Crimea by the Russian Federation;
(7) calls on the Russian Federation to remove its military forces and military equipment from the territory of Ukraine, Georgia, and Moldova, and to end its political, military, and economic support of separatist forces;
(8) calls on the Russian Federation and the separatist forces it controls in Ukraine to end their violations of the ceasefire announced in Minsk on September 5, 2014;
(9) calls on the President to cooperate with United States allies and partners in Europe and other countries around the world to impose visa bans, targeted asset freezes, sectoral sanctions, and other measures on the Russian Federation and its leadership with the goal of compelling it to end its violation of Ukraine’s sovereignty and territorial integrity, to remove its military forces and equipment from Ukrainian territory, and to end its support of separatist and paramilitary forces;
(10) calls on the President to provide the Government of Ukraine with defense articles, services, and training required to effectively defend its territory and sovereignty;
(11) calls on the President to provide the Government of Ukraine with appropriate intelligence and other relevant information to assist the Government of Ukraine to defend its territory and sovereignty;
(12) calls on North Atlantic Treaty Organization (NATO) allies and United States partners in Europe and other nations around the world to suspend all military cooperation with Russia, including prohibiting the sale to the Russian Government of lethal and non-lethal military equipment;
(13) reaffirms the commitment of the United States to its obligations under the North Atlantic Treaty, especially Article 5, and calls on all Alliance member states to provide their full share of the resources needed to ensure their collective defense;
(14) urges the President, in consultation with Congress, to conduct a review of the force posture, readiness, and responsibilities of United States Armed Forces and the forces of other members of NATO to determine if the contributions and actions of each are sufficient to meet the obligations of collective self-defense under Article 5 of the North Atlantic Treaty and to specify the measures needed to remedy any deficiencies;
(15) urges the President to hold the Russian Federation accountable for violations of its obligations under the Intermediate-Range Nuclear Forces (INF) Treaty and to take action to bring the Russian Federation back into compliance with the Treaty;
(16) urges the President to conduct a review of the utility of the INF Treaty in securing United States interests and the consequences for the United States of withdrawing from the Treaty if the Russian Federation does not return to compliance with its provisions;
(17) calls on Ukraine, the European Union, and other countries in Europe to support energy diversification initiatives to reduce the ability of the Russian Federation to use its supply of energy as a means of applying political and economic pressure on other countries, including by promoting increased natural gas and other energy exports from the United States and other countries;
(18) urges the President to expedite the United States Department of Energy’s approval of liquefied natural gas exports to Ukraine and other European countries;
(19) calls on the President and the United States Department of State to develop a strategy for multilateral coordination to produce or otherwise procure and distribute news and information in the Russian language to countries with significant Russian-speaking populations which maximizes the use of existing platforms for content delivery such as the Voice of America and Radio Free Europe/Radio Liberty (RFE/RL), Incorporated, leverages indigenous public-private partnerships for content production, and seeks in-kind contributions from regional state governments;
(20) calls on the United States Department of State to identify positions at key diplomatic posts in Europe to evaluate the political, economic, and cultural influence of Russia and Russian state-sponsored media and to coordinate with host governments on appropriate responses;
(21) calls upon the Russian Federation to seek a mutually beneficial relationship with the United States that is based on respect for the independence and sovereignty of all countries and their right to freely determine their future, including their relationship with other nations and international organizations, without interference, intimidation, or coercion by other countries; and
(22) calls for the reestablishment of a close and cooperative relationship between the people of the United States and the Russian people based on the shared pursuit of democracy, human rights, and peace among all nations.-
https://www.congress.gov/bill/113th-congress/house-resolution/758                                                      


[1]http://www.inquisitr.com/1280940/world-war-3-united-states-space-command-plans-nuclear-weapons-first-strike-on-russia-and-china-for-ww3/
[2]http://www.valuewalk.com/2014/09/world-war-3-already-underway/
[3]http://www.worldwar3news.com/
[4]http://www.paulcraigroberts.org/2014/11/23/opening-gates-world-war-iii-paul-craig-roberts/
[5]http://www.inquisitr.com/1595955/world-war-3-russian-nuclear-war-u-s-nato-ukraine-noam-chomsky/

*****