28 Mart 2019 Perşembe

Noel Baba Küresel Sömürü Kültürü., BÖLÜM 1

Noel Baba Küresel Sömürü Kültürü., BÖLÜM 1 



Yazar
Ahmet Özaysın
22 Aralık 2014



Kırmızı – Beyaz Renkleri, masal dünyasını yansıtan resimleri ve “sevimli, ihtiyar, yardımsever dede” tiplemesiyle Noel Baba, Hristiyan kültürünün en illüzyonist ve en fazla gelir getiren buluşudur.

Aralık ayını bitirmek üzere olduğumuz şu günlerde yeni yılı kucaklamamıza çok az bir süre kaldı. Bu yılsonunda da diğer yıllarda olduğu gibi şehirlerimizin sokaklarında, alış-veriş merkezlerinde, mağazalarında ve televizyon başta olmak üzere tüm yazılı ve görsel medya organlarında yeni yılı karşılama hazırlıkları kendini göstermeye başladı. Eğlence mekânlarında rezervasyonlar yapılıyor, vitrin camları yeni yıl figürleriyle süsleniyor, televizyon kanalları yeni yıl programlarının reklamlarını veriyor, yeni yıl hediyeleri alınıyor, çam ağacı siparişleri veriliyor ve her köşe başında kırmızılar içinde Noel Baba karşımıza çıkıyor.

Miladi takvime göre her yıl 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece ülkemizde, Hristiyan âleminde ve dünyanın pek çok ülkesinde yılbaşı olarak kutlanıyor. 
Bu kutlamalarda kimi kesimler büyük bir heyecan ve coşku içinde çılgınca eğlenirken, kimi kesimler de Hristiyanlığa ait olduğu gerekçesiyle bu kutlamalara şiddetle karşı çıkıyor. Toplumun önemli bir kısmı için ise bu günün diğer günlerden hiçbir farkı yok. Fakat bir taraftan da bu günü Hristiyanlara özel bir gün değil de sadece yeni bir yılın gelişi olarak algılayıp kutlayan azımsanamayacak sayıda Müslüman bir kitlenin olduğu da aşikâr.

PEKİ, YILBAŞI KUTLAMALARI İLE NOEL KUTLAMALARI AYNI ŞEY MİDİR? NOEL KUTLAMALARI NEYİ TEMSİL ETMEKTEDİR? BU YILBAŞI KUTLAMALARINDAKİ NOEL BABA FİGÜRÜ KİMDİR?

Yılbaşı kutlamalarını üç başlık halinde değerlendirmek gerekir;

1. Hz. İsa’nın doğum günü.
2. Pagan inanışlar ve Noel Baba
3. Tüketim kültürü


Hz. İsa’nın doğum gününü veya vaftiz gününü temsil eden ve Hristiyanlarca kutsal bayram olarak kutlanan Noel, İngilizcesiyle Christmas, 
Batı Hristiyanları tarafından 25 Aralık’ta, Doğu Hristiyanları tarafından ise 6 Ocak’ta kutlanan dini bir bayramdır. 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece yapılan 
yeni yıl kutlamaları Noel bayramına özenilerek edinilmiş alışkanlıklardır. Bu durumda yılbaşı ve Noel özünde birbirinden farklı olmakla birlikte, geleneksel ve 
kültürel anlamda birbirine karışmış haldedir.
Noel Hz. İsa’nın doğumunun kutlanmasıdır ancak ne zaman doğduğu hakkında elimizde hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Doğduğu gün değil, doğduğu yıl bile 
tam olarak bilinmemektedir. İncil İsa doğduğu sırada çobanların Beytlehem dolaylarında sürülerine bakmak için geceleri kırlarda kaldığından söz eder. 
(Luka 2:8) 

Genellikle Ekim ayında soğuk, yağmurlu mevsim başladığından çobanlar, özellikle Beytlehem dolayları gibi yüksek yerlerde geceleyin koyunlarını korunaklı ağıllara götürürlerdi. Havaların en soğuk olduğu dönem Aralık ayıydı, hatta bu dönemde kar yağardı. Bu durumda İsa’nın 25 Aralık ya da 6 Ocak’ta doğmuş olamayacağı sonucuna rahatlıkla varılabilir. Aralık ayından çok daha öncesinde doğmuş olması daha akla yatkın görünmektedir.

PEKİ, HZ. İSA’NIN DOĞUM TARİHİ BİLE BİLİNMEZKEN NASIL OLUYOR DA NOEL ONUN DOĞUMUNA İTHAF EDİLEN BİR BAYRAM OLABİLİYOR? 

BU ÇELİŞKİYİ ANLAMAK İÇİN HRİSTİYANLIĞIN TARİHİNE BAKMAMIZ GEREKİYOR.

Roma İmparatorluğu’nda Pers kökenli askerler, I. Justinianos devrinde (527-565) kabul edilen takvime göre, 25 Aralık tarihini kendi çok tanrılı dinlerine göre 
Güneş Tanrısı Mitra’nın geceye karşı zaferi olarak kutlarlardı. Çünkü o tarihten itibaren günler uzamakta, geceler kısalmaktaydı. 
Onların inanışında 25 Aralık gece yarısında, Tanrı Mitra bir mağara karanlığında doğmuştur. Esasında olay Dünyanın Güneş çevresinde dönerken Güneş’e en 
uzak olduğu noktada, o tarihin en kısa gündüz ve en uzun gece olmasından ibarettir.
Bu gelenek Mısır’da Firavunlar dönemindeki Güneş Tanrısı Amon-Ra içinde söz konusuydu. Onlar da aynı sebeple Amon-Ra’nın doğumunu 6 Ocak’ta kutlarlardı 
ve Pers geleneğinde olduğu gibi mağarada karanlıkta doğduğuna inanırlardı.


Roma imparatoru Augustus (MÖ 63-MS 14), bu pagan geleneğini benimseyip devletin en büyük bayramı ilan ettiğinde, 25 Aralık, Natalis (Latince doğum 
anlamında) yani Noel bayramı Roma imparatorları için kutlanır oldu. 25 Aralık’ta günlerin tekrar uzamaya başlamasıyla ışığın karanlığı mağlup ettiğine inanılırdı. 

Bundan dolayı da Güneş Tanrısı Mitra’nın doğum günü olarak kutlanır oldu. Mağlup Edilemeyen Güneş, imparatorluğun dini olarak kabul edilirken, imparator da güneş tanrısının yeryüzündeki temsilcisi ve bedenleşmiş hali olarak görüldü.
Zamanla Hristiyanlığın Roma’nın resmi dini haline gelmesiyle bu pagan bayramının Hristiyanlığın kutsal günü haline dönüşmesi uzun sürmedi. 
Hz. İsa’ya ve Hristiyanlığa rağmen Avrupalılar, pagan tanrılarına bağlı inanç ve geleneklerini sürdürmeye devam edince Roma İmparatoru 
I. Constantinus (272-337)

 “Yeni güneşimiz İsa’dır; madem pagan inançları silemiyoruz biz de İsa’nın doğumunu bu tarihte kutlayalım demiştir”.* Hristiyanlığın yayılmasından sonra 
da devam eden pagan gelenekler Kitab-ı Mukaddes’teki bazı ayetlere dayandırılarak yeni dine adapte edilmiştir.

Kitab-ı Mukaddes Eski Ahid’deki Malaki kitabında Mesih’in “salah güneşi” olarak geleceğine işaret edilmesi (Fakat size, ismimden korkanlara, salah güneşi, 
kanatlarında şifa olarak doğacak Malaki, 4: 2) ve Yuhanna İncili’nde İsa’nın “dünyanın nuru” olduğunun belirtilmesi (Bundan sonra yine İsa onlara 
söyleyerek dedi: Ben dünyanın nuruyum, benim ardımca gelen karanlıkta yürümez ve kendisine hayat nuru olur. Yuhanna, 8: 12), güneş kültünün 
Hristiyanlığa yerleşmesini kolaylaştırmıştır. Güneşin her gün yeniden doğması ve ölmesi, dünyanın nuru ve güneşi olan İsa’nın ölüp dirilmesine benzetilmiş, 
Noel günlerinde “yeni güneşimiz İsa’dır” denmeye başlanmıştır. Güneşin geri dönmesi için yapılan bütün ibadetler, Hz. İsa için yapılmaya başlanmıştır.*
Hristiyan âleminde yılbaşı kutlamaları Noel (24 Aralık), Şükran günü (26 Aralık) ve festival 31 Aralık) olmak üzere üç aşamalıdır. Bunlardan ilki Noel çamı ve 
Noel Baba ile ilgili uygulamaları; ikincisi ailece ve dostlarla yenecek hindili ziyafeti, üçüncüsü de içki kültürünü ön plana çıkarmaktadır.


Bu bilgiler ışığında bakıldığında Noel’in tümüyle pagan kökenli olduğu ve İncil’deki ayetlerin çarpıtılmış bir biçimi olduğu görülüyor. Dolayısıyla Hristiyan 
bayramı olarak gözüken Noel’in gerçek Hristiyanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Noel’in Hristiyan bayramı haline gelmesinde bu dönemdeki Roma İmparatorluğunun 
çeşitli siyasi hesaplarının da payı vardır. Dağılma sürecindeki Roma Hristiyanlık üzerinden sağlam bir zemin oluşturarak imparatorlukta birlik ve bütünlüğü 
sağlamak istemiştir. Bunun yanı sıra halkın eski inanışlarından tümüyle kopamaması ve pagan inanışları yeni dinin içinde bir şekilde devam ettirmesi de 
etkili bir faktördür. Hatta pagan adetlerin dinde bu denli yerleşmesinde rahipler in de büyük etkisi olmuştur. Bazı Hristiyan din adamları dini putperestler 
için cazip hale getirmenin peşine düştüler. Hristiyanlığın öğretilerini öğretmekten ziyade kiliseleri doldurmayı amaç edindiler. Bu süreçte putperest kökenli adetlere göz yumdular. Bir süre sonra da bunları benimsemeye başladılar.

Hristiyanlığın pagan inanışla iç içe geçmesi yüzyıllarca devam etti. Örneğin Mexico’daki El Universal adlı bir gazete şunları söylüyor. “Farklı dinsel 
topluluklardaki rahipler Aztek tören takviminin Katolik ayin takvimi ile aynı olmasının avantajını kullanarak bunu vaaz etme ve misyonerlik işlerini 
desteklemek üzere kullandılar. İspanyollardan önceki tanrısal güçleri anma törenlerinin yerine, Hristiyanların inandığı tanrısal güçler için yapılan 
kutlamaları koydular”. Bu ve bunun gibi uygulamalarla pagan inanışın tesirleri Hristiyanlığın içine sağlam bir şekilde yerleşti.

OYSA NOEL KUTLAMALARI İLE BAĞLANTILI EĞLENCE KÜLTÜRÜ HRİSTİYANLIKLA TERS DÜŞMEKTEDİR. 

“ÇILGIN EĞLENCELER, İÇKİ ALEMLERİ, YASAK CİNSEL İLİŞKİLER, EDEPSİZ DAVRANIŞLAR, ÇEKİŞME VE KISKANÇLIK İÇİNDE OLMAYIP, 
GÜNDÜZ VAKTİNDE OLDUĞU GİBİ TEMİZ BİR YAŞAM SÜRELİM.” 
(ROMALILAR 13:1)

Noel Baba kimdir sorusuna gelecek olursak;

Efsanevi Hıristiyan inanışına göre; Miladi 4. yüzyılda (M.S. 350 yıllarında) Anadolu’da Myra (bugünkü Demre-Antalya) yöresinde yaşamış olan Aziz Nikolas 
adındaki Hıristiyan azizi, Roma İmparatoru Konstantin’in rüyasına girdi ve idama mahkûm edilen üç subayı kurtardı. Bu olaydan sonra ünü gittikçe yayılan 
Nikolas, zamanla Rusya ve Yunanistan gibi ülkelerin, hayır kurumlarının, loncaların, çocukların, denizcilerin ve bazı şehirlerin koruyucu azizi olarak benimsendi. 

Adına Avrupa’da pek çok kilise yapıldı. Çocuklara özel armağanlar getirdiğine inanılan ve Noel Baba olarak anılmaya başlayan Aziz Nikolas efsanevi bir kişiliğe 
büründü.


Aziz Nikolas’ın Noel Baba hâline sokulması ilk önce Almanya’da görüldü. Bu efsanevi gelenek zamanla Protestan kiliselerin çoğunlukta olduğu Avrupa 
ülkelerinde yayıldı. Sonra ABD’nin New York şehrine gelip yerleşen Hollandalı Protestanların Aziz Nikolas’ı iyiliksever bir kimse olarak anmaları da çok 
sevilmesine yol açtı. Asıl adı Sinterklaas (Saint Nicolas) olan Hollandaca kelime, New Amsterdam’a (New York) göç eden İngilizler tarafından yanlış 
telaffuz edilmesi sonucu Santa Claus olarak İngilizceye yerleşti. Santa Claus, kökleri Aziz Nikolas’a dayanan bir Hollanda halk hikâyesinden doğdu. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder