1964 VE 1967 KIBRIS KRİZLERİ SIRASINDA ABD’NİN KIBRIS POLİTİKALARI, BÖLÜM 14
IV. 1967 KIBRIS KRİZİ VE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NİN TUTUMU
1964 krizinden sonra 1967 Kasımı’na gelinene kadar Kıbrıs’ta görece sakin
bir dönem yaşandı. 1964’teki olaylar sırasında tepki olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetiminden çekilen Kıbrıslı Türkler sosyo-ekonomik olarak oldukça güç dönemler yaşamış olsalar da bu süreçte giderek Kıbrıslı Rumların denetiminden çıktılar.519
Aralarındaki şiddetli düşmanlık nedeniyle sadece devlet yönetiminde değil günlük yaşamda da birbirlerinden iyice kopan Kıbrıs Rum ve Türk toplulukları 1964 olayları sonrasında olası diğer çatışmalar düşünülerek anavatanlarından da aldıkları desteklerle silahlanmaya devam ettiler.520
Foley’nin verdiği bilgilere göre, Kıbrıs’ta 1967’de General Grivas’ın
komutasındaki Ulusal Muhafız Alayı’ında on beş bin Kıbrıslı Rum mevcuttu. Ayrıca Yunanistan’dan da yirmi bin asker adaya gizli yollarla girmişti. Bu güce karşılık Türkiye’deki yetkili kadrolar tarafından yönetilen ve İzmir’den kaçırılan NATO silahlarıyla donatılan on bin kişilik bir Kıbrıslı Türk gücü vardı. Makarios
yönetiminin SSCB ve Çekoslovakya ile yaptığı silah anlaşmaları sayesinde Rumların elde ettiği askeri üstünlüğü dengeleyen olgu ise, Kıbrıs’ın kuzeyine sadece kırk mil uzaklıktaki üslerden harekât gerçekleştirebilecek Türk hava gücüydü.521
Adada bu silahlanma yarışı nedeniyle giderek tehlikeli hale gelen ortam
Makarios yönetimi ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin bozulması sonucu iyice
gerginleşti. Yunan Hükümeti’nin emrinde olduğunu belirten General Grivas’ın 522
katıksız enosisçi tutumu ile bağımsız bir ülkenin devlet başkanlığı görevini
bırakmayı ve Albaylar Cuntası yönetimdeyken Yunanistan ile birleşerek askeri
yönetime tabi olmayı kesinlikle istemeyen Makarios’un “sözde” enosisçi tutumu
Kıbrıs’taki gergin ortamın bir başka ortaya çıkış alanıydı.523 Yunanistan’da askeri darbe olduktan sonra albaylar yönetiminden daha çok müsamaha gören ve Kıbrıs’ta daha bağımsız hareket etme fırsatı yakalayan General Grivas, adadaki bu gergin ortamı ateşleyen ve 1967 krizinin başlamasına neden olan isim oldu.
A. Boğaziçi - Geçitkale Saldırıları ve ABD’nin Krizin İlk Günlerindeki Tutumu
15 Kasım 1967’de General Grivas’ın komutası altındaki Yunanlardan ve
Kıbrıslı Rumlardan oluşan büyük askeri birlikler Kıbrıslı Türklerin ikamet bölgeleri olan Boğaziçi ve Geçitkale köylerine ağır silahlarla saldırdılar.524 Atina’daki yetkililerin belirttiklerine göre, Yunanistan’a ve Makarios’a danışılmadan gerçekleştirilen bu saldırının525 esas nedeni, kayıtsız şartsız enosisin gerçekleşmesini arzulayan General Grivas’ın -muhtemelen Türkiye’nin enosisi kabul etmeyeceğini bildiği için diğer çözüm yolları üzerinde uzlaşılması ihtimali nedeniyle- Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan görüşmelerden ve Makarios’un Kıbrıs’taki iki topluluk arasındaki ilişkileri yumuşatmaya çalışmasından rahatsızlık duymasıydı.526 Bu iki köyün hedef seçilmesinin nedeni de Kıbrıs’ın stratejik anayollarından biri olan Lefkoşa - Limasol yolundaki Türk denetimini ortadan kaldırma isteğiydi.527
Yirmi dört Kıbrıslı Türk’ün hayatını kaybetmesine neden olan bu saldırıya528
Türkiye büyük tepki gösterdi. 15 Kasım’da Dışişleri Bakanı Çağlayangil, BM Genel Sekreteri U-Thant’a bir mesaj göndererek Türkiye’nin Kıbrıs’taki BM Barış
Gücü’nden saldırıları bir an önce durdurmasını ve iki köyün de Kıbrıslı Rumlardan ve Yunan silahlı güçlerinden arındırılmasını istediğini belirtti. Aksi takdirde krizin boyutlarının ada sınırlarının ötesine geçmesinin kaçınılmaz olacağını da vurguladı.529
Yine aynı gün Bakanlar Kurulu’nda ve 16 - 17 Kasım tarihlerinde TBMM’de durum değerlendirmeleri yapıldı. 1964 yılında hükümete Kıbrıs’a asker gönderme konusunda yetki veren karar hâlâ yürürlükteydi. TBMM’de yapılan görüşmelerde de hükümetin silahlı kuvvet kullanma yetkisi teyit edildi.530 Türkiye, BM Barış Gücü’nün barışı tesis edememesi durumunda adaya havadan müdahale etmeyi planlıyordu ve bunun için de hazırlıklara başlamıştı. Türkiye’deki Amerikalı Büyükelçi Parker Hart da Türk yetkililer tarafından ABD’nin 1964 krizinde yaptığı gibi Türkiye’yi bir kez daha müdahaleden alıkoymak için girişimde bulunması durumunda asla affedilmeyeceği belirtilerek uyarıldı.531 ABD’li yetkililerin yoğun girişimleri ve Yunan Kralı II. Constantine’in de katkıları ile532 çatışmaların durdurulmasına yönelik ilk adım atıldı. Yunan Başbakanı Kollias’ın gönderdiği talimat doğrultusunda General Grivas komutasındaki birliklerin işgal altında tuttukları köyleri tahliye etmeye başlaması ve böylece ateşkesin sağlanması nedeniyle Türkiye müdahaleden o an için vazgeçti.533
Fakat Kıbrıslı Türklere yönelik devamlı tehdidi ortadan kaldırmayan ve Türk
topluluğunun güvenlik içinde yaşamasını sağlayacak şartları oluşturmayan, sadece fiili durumun devamına yol açacak olan bu tür bir ateşkes kararıyla tatmin olmayan Türkiye,534 bir yandan Türk jetlerine Kıbrıs üzerinde ihtar uçuşları yaptırırken bir yandan da diplomatik girişimlerini sürdürdü.535 Türkiye, 17 Kasım’da Yunanistan’a verdiği notada, Yunan Hükümeti’ni Kıbrıs’taki olaylardan sorumlu tutarak Kıbrıs’ta gerginliği azaltmak için üzerine düşen görevi yerine getirmemekle suçladı.536 Aynı notada, Yunanistan’dan “İttifak Antlaşması’na aykırı olarak Kıbrıs’ta bulunan Yunan askerlerinin çekilmesi, General Grivas’ın Kıbrıs’tan ayrılması, Ulusal Muhafız Alayı’nın dağıtılması, son saldırılar nedeniyle zarar gören Kıbrıslı Türklerin bu zararlarının tazmin edilmesi, bu tür saldırı eylemlerinin tekrar gerçekleşmemesi için BM Barış Gücü’nün genişletilmesi” gibi isteklerde bulundu ve aksi takdirde adaya müdahalede bulunacağını belirtti.537
Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale etme tehdidinde bulunması ve bu nedenle
Türkiye ile Yunanistan arasında yeniden bir savaş olasılığının ciddi biçimde ortaya çıkması ABD’li yetkilileri de harekete geçirdi.538 ABD’li yetkililer Kıbrıs’ta yaşanan bütün bu sorunların arkasında Yunan General Grivas’ın olduğuna inandıkları 539 için ilk girişimlerini Yunanistan nezdinde yaptılar. 17 Kasım’da Yunan Başbakanı Kollias ile görüşen ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Talbot, Yunanistan’ın Kıbrıs’taki olayları durdurmak için gösterdiği çabanın ABD tarafından takdirle karşılandığını ancak Türkiye’yi tatmin etmek için daha fazla adım atılması gerektiğine inandığını belirtti. Başbakan Kollias ise, krizi sona erdirmek için tek başına Yunanistan’ın atacağı iyi niyetli adımların yeterli olmayacağını söyleyerek, ABD’den bu konuda Türkiye’nin de elinden geleni yapması için girişimde bulunmasını istedi.540
Aynı gün ABD Başkanı Johnson, Yunan Kralı II. Constantine’e, Türkiye
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a ve Başpiskopos Makarios’a benzer içerikli
mektuplar gönderdi. ABD Başkanı Johnson, mektuplarda, adadaki mevcut durumun Kıbrıs’ın ve Doğu Akdeniz’in barışı açısından büyük tehlike arz ettiğini vurguladı ve üç ülke liderinin ellerindeki bütün imkanları kullanarak barışa yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmalarını arzuladığını dile getirdi.541 Başkan Johnson’ın Cumhurbaşkanı Sunay’a gönderdiği mesajı ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Parker Hart, Türk Dışişleri Bakanı Çağlayangil’e sözlü olarak iletmeyi tercih etti. Bu tercihin altında yatan neden, gönderildiği tarih olan 5 Haziran 1964’ten yayınlandığı Ocak 1966’ya kadar hükümet içinde veya hükümet ile parlamento arasında birçok kez hararetli tartışmalara neden olan “Johnson Mektubu”nun yarattığına benzer olası bir etkinin oluşabileceği düşüncesiydi. Her ne kadar Johnson’ın 17 Kasım 1964 tarihli mesajı meşhur “Johnson Mektubu”na üslup ve içerik olarak benzemese de Büyükelçi Hart, sonradan Türk yetkililerin kendilerine böyle bir resmi belgenin verildiğini teknik olarak iddia edememelerini amaçlamıştı.542
Hart ile Çağlayangil arasında 18 Kasım’da yapılan bu görüşmede Türk
Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin isteklerinin karşılanmaması hâlinde hükümetinin
Kıbrıs’a askeri müdahalede bulunmaya ne kadar kararlı olduğunu anlatmaya çalıştı.
Çağlayangil, Hart’ın getirdiği mesaja ilk tepki olarak zamanın artık iyi niyet ve
temenni belirtmek için çok geç olduğunu, BM Barış Gücü’nün seksen yaşındaki bir Türkün canlı canlı yakılması gibi birçok Rum vahşetine tanıklık ettiğini, Türkiye’nin bu duruma son vermek için ne yapılabileceği konusunda hâlâ karar aşamasında olduğunu ve bütün bu olanlardan Yunan Hükümeti’nin sorumlu tutulduğunu söyledi. Büyükelçi Hart’ın olası bir Türk - Yunan savaşının bir kâbus olacağını belirtmesi üzerine, Çağlayangil bu durumun her gece kâbus görmekten daha iyi olacağını söyleyerek Türkiye’nin artık sabrının kalmadığını göstermek istedi.543
Bu gelişmelerden ABD’nin çıkardığı yargı, Türkiye’nin isteklerine ulaşmak
için diplomatik bir çözüme kapıyı açık tuttuğu, fakat bunun gerçekleşmemesi
durumunda da askeri müdahaleye başvurabileceği yönündeydi.544 ABD istihbaratına göre, Türkiye Kıbrıs’a çıkarma yapmaya hazır durumdaydı.545 Bu nedenle ABD krizin savaşa dönüşmesini engellemeye yönelik faaliyetlerine hız verdi ve çeşitli kanallar aracılığıyla girişimlerde bulundu.
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
519 Sönmezoğlu, ABD’nin Türkiye…, s. 22.
520 Souter, op. cit., s. 663.
521 Foley ve Scobie, op. cit., s. 165.
522 Attalides, op. cit., s. 98. Yunanistan Başbakanı Kollias ise, ABD’nin Atina Büyükelçisi Talbot’a General Grivas’ın ve Kıbrıs’ta görev yapan diğer Yunan yetkililerin Atina’dan değil, Kıbrıs Hükümeti’nden emir aldıklarını söylüyordu. Bkz. “Telegram From the Embassy in Greece to the Department of State,” Athens, November 17, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4761.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
523 Danopoulos’a göre, Demirel - Kollias görüşmesinin başarısız olması Cunta’yı, Yunanistan kamuoyunun arzularına hitap eden enosis yanlısı bildiriler sunmada devamlılığa zorladı. Bu da General Grivas’ın Makarios’a yönelik eleştirilerinin yoğunlaşmasına ve Kıbrıs Türk topluluğunun tepkisine neden oldu. Böyle bir ortam çatışma çıkmasına gayet müsaitti. Bkz. Danopoulos, op. cit., s. 261.
524 Bayülken, op. cit., s. 115.
525 Sarıca, et al., op. cit., s. 144.
526 Fırat, op. cit., s. 221-222. Papandreou Hükümeti’nden sonra Yunanistan’da yaşanan siyasi istikrarsızlık sürecinde kurulan kısa süreli ve zayıf hükümetler döneminde Atina’nın ABD’nin de ısrarıyla Makarios’u dışlayarak Türkiye ile ikili görüşmeler yapma girişimleri nedeniyle Makarios’un Kıbrıs sorunundaki kilit konumunu kaybetme korkusu yaşamaya başladığı iddia edilebilir. Daha 1965
yılının ortalarında Kıbrıs Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında bir görüşme ayarlama çabalarına girişen Makarios’un bu hareketi, ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk’ın da belirttiği gibi, bir yandan Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili görüşmeleri sabote etme amacı taşırken diğer yandan da kendisini Kıbrıs sorununda yine merkeze yerleştirme niyetini taşıyor gibi görünmektedir. Bkz.
“Telegram From the Department of State to the Embassy in Cyprus,” Washington, May 28, 1965,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4770.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009). Bu nedenle
Makarios’un Kıbrıslı Türkler ile ilişkileri yumuşatma girişimi Türkiye’nin Kıbrıs Hükümeti ile doğrudan görüşmeler yapmayı kabul etmesi yolunda atılmış bir adım olarak değerlendirilebilir.
527 Foley ve Scobie, op. cit., s. 167-168.
528 Dışişleri Belleteni, Sayı 38, (Kasım 1967), s. 23.
529 “Special Report By The Secretary-General On Recent Developments In Cyprus,” S/8248, 16 November 1967,
http://daccessdds.un.org/doc/UNDOC/GEN/N67/269/79/PDF/N6726979.pdf?OpenElement (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
530 Dışişleri Belleteni, Sayı 38, (Kasım 1967), s. 22-24.
531 Hart, op. cit., s. 52.
532 Ibid., s. 52-53. 533 Papandreou, op. cit., s. 282; Fırat, op. cit., s. 223-224; Bölükbaşı, op. cit., s. 135.
534 Dışişleri Belleteni, Sayı 38, (Kasım 1967), s. 28-29.
535 Çay, op. cit., s. 85.
536 Dışişleri Belleteni, Sayı 38, (Kasım 1967), s. 24.
537 Ehrlich, op. cit., s. 105; Adams ve Cottrell, op. cit., s. 71.
538 Türkiye’nin Birinci Ordu’yu Meriç Irmağı’na doğru yönlendirmesi, Kıbrıs’ta Türkler ve Yunanlar
arasında başlayacak bir çatışmanın kısa sürede NATO’nun güneydoğu kanadını yok edebilecek denli
büyük bir savaşa dönüşebileceği yönündeki ABD endişesini iyice körüklemişti. Hart, op. cit., s. 55.
539 “Memorandum of Telephone Conversation,” November 15, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4761.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009). 1964 yazında
General Grivas’ın Kıbrıs’a dönmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendiren ABD’li yetkililer [Bkz.
supra., s. 97.] Grivas’ın bir süre sonra Atina’nın kontrolü dışında hareket ederek Kıbrıslı Türklere yönelik küçük çaplı saldırılara öncülük etmesi -ve dolayısıyla Türkiye’nin tepkisine yol açması nedeniyle 1966 yılının başlarından itibaren Yunan General’in artık adadan ayrılması gerektiğini düşünüyorlardı. Bkz. “Telegram From the Embassy in Turkey to the Department of State,” Ankara,
January 28, 1966, http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009); “Telegram From the Department of State to the Embassy in Greece,” Washington,
March 21, 1967, http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4764.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
540 “Telegram From the Embassy in Greece to the Department of State,” Athens, November 17, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4761.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009). Bununla birlikte yine 17 Kasım’da Başbakan Kollias, General Grivas’a bir an önce Yunanistan’a dönmesi yönünde talimat verdi. Grivas 19 Kasım’da Lefkoşa’dan ayrıldı. Bkz. Hart, op. cit., s. 54-55.
541 “Telegram From the Department of State to the Embassy in Cyprus,” Washington, November 17, 1967, http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4761.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
542 “Telegram From the Embassy in Turkey to the Department of State,” Ankara, November 18, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4761.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
543 Idem.
544 Sönmezoğlu, op. cit., s. 24.
545 Cyrus Vance, Hard Choices, New York, Simon and Schuster, 1983, s.144’ten aktaran Idem.
15 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder