1964 VE 1967 KIBRIS KRİZLERİ SIRASINDA ABD’NİN KIBRIS POLİTİKALARI, BÖLÜM 13
2. Türkiye’deki ve Yunanistan’daki İktidar Değişikliklerinin ABD’nin Kıbrıs Tutumuna Etkileri
Stephanopoulos Hükümeti, Kıbrıs konusunda Acheson Planlarında öngörülen çözüm yöntemi olan imtiyazlı enosise gayet sıcak bakıyordu ve Türkiye ile ikili
görüşmelerde ilerleme sağlamak arzusunda olduğunu iddia ediyordu. Makarios’un güçlü etkisini dengelemek için de General Grivas’ı, başpiskopos ile olan çekişmesinde destekliyordu.486 Bu desteğe dayanan Grivas, adada Makarios’a karşı muhalefet oluşması yolunda çalışıyor ve sadece Yunan Hükümeti’nin emirlerine uyacağını söylüyordu.487 Ancak Stephanopoulos Hükümeti’nin Kıbrıs sorununa ABD’yi de memnun eden bu yaklaşımı kısa süre sonra bazı Yunan çevrelerinin büyük tepkisine neden oldu. Hatta Yunan Hükümeti’nin Kıbrıs sorunundaki tutumu Ağustos 1965’ten beri Dışişleri Bakanlığı yapmakta olan Elias Tsirimokos’u o kadar rahatsız etmişti ki 11 Nisan 1966’da görevinden istifa etti. Görevinden ayrılmasının gerekçesini açıklarken de “hükümetin yabancı güçlerin etkisi altında kalarak izlediği Kıbrıs’ın paylaşılması planına karşı olduğu için istifa ettiğini” belirtti.488
Bu dönemde Türkiye’de de bir iktidar değişikliği yaşandı. Ekim 1965’te yapılan seçimleri Süleyman Demirel’in Adalet Partisi % 52,9 gibi yüksek bir oy
oranıyla kazandı.489 Türkiye’deki birçok yazara ve politikacıya göre, Adalet Partisi, Amerikan yanlısı ve ABD’nin Türkiye’deki çıkarlarını korumaya gayret gösteren bir partiydi.490 1965 Temmuzu’ndan beri ABD’nin Türkiye Büyükelçisi olan Parker Hart da 14 Mayıs 1966’da ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği telgrafta bu olguya değinerek Türkiye’de ABD’ye ılımlı yaklaşan ve dost olan bir partinin iktidarda olduğunu, Kıbrıs konusunda tutum belirlenirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasının gerektiğini söylüyordu.491
Ancak Uslu’nun da belirttiği gibi, ne kadar ABD yanlısı olursa olsun Türkiye’deki bir partinin ya da başbakanın Kıbrıs sorununu, bu sorun Türkiye’de bir
ulusal mesele hâline geldiği için, halkın tepkisini göz ardı ederek ABD’nin istekleri doğrultusunda çözmek istemesi çok düşük bir olasılıktı.492 28 Ocak 1966’da Büyükelçi Hart’a Demirel Hükümeti’nin Kıbrıs sorununa bakışı açıklanırken bu durum açıkça görülebiliyordu. Türkiye Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Türkiye’nin çözüm konusunda “imtiyazlı enosis”, “federasyon”, “kantonal sistem” gibi alternatifler üzerinde müzakere edebileceğini fakat “tek taraflı ilhakın teklif dahi edilemezliği”, “adada iki topluluğun varlığının kabul edilmesi”, “bir topluluğun diğeri üzerinde egemenlik kurmaması”, “iki topluluğun da yönetimde yer alması” gibi ilkelerle uyum göstermeyen hiçbir çözüm yolunu tartışmayacağını vurguladı.493 Yine 22 Nisan 1966’da Türk ve Amerikalı yetkililer arasında yapılan başka bir görüşmede, Başbakan Demirel’in liderliğindeki Türk tarafı Kıbrıs konusunda katı bir tutum sergileyerek Johnson Mektubu’nun yarattığı etkilerin hâlâ devam ettiğini, bu
olumsuz gidişi durdurmak için ABD’nin daha fazla çaba göstermesinin beklendiğini belirtti.494
İki ülke kamuoylarındaki hassasiyetlerin doğurduğu umutsuzluğa rağmen ABD yine de 1964’ün yaz aylarındaki gibi yüksek düzey bir katılımı olmadan
Türkiye ve Yunanistan’ın doğrudan görüşmeler yapması yönünde çaba göstermeye devam etti. Bu konuda ABD’den yardım istenmesi durumunda elinden geleni yapacağı taahhüdünde bulundu.495 Türk ve Yunan yetkililer arasında sonuçsuz kalan birkaç görüşme496 yapılmasına rağmen diyaloğun devam etmesi yönündeki isteğini belirtti.497 Sonunda Aralık 1966’da Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları Paris’te bir araya gelerek Kıbrıs sorununu görüştüler. Daha önceki görüşmelerde olduğu gibi bu görüşmede de Türkiye’nin enosis karşılığında adada elde etmek istediği egemen üs konusu kilit noktayı oluşturdu. Yunan Dışişleri Bakanı John Toumbas’ın Dikelya üssünün NATO şemsiyesi altına sokularak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımıyla yönetilmesi önerisine Türk Dışişleri Bakanı Çağlayangil ret cevabı verdi.498 Çağlayangil’in üssün tamamen Türkiye’nin egemenliğinde olması gerektiği yönündeki talebine Toumbas o an için cevap vermeyeceğini bildirdi. Görüşmelere devam edilmesi yönündeki fikir birliğine rağmen birkaç gün sonra Yunan Hükümeti’nin iktidarı kaybetmesiyle bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.499
Bundan sonraki gelişmeler açısından Kıbrıs sorununun kaderini belirleyen olay 21 Nisan 1967’de Yunanistan’da Albaylar Cuntası’nın yaptığı darbe oldu.
Askeri yönetimin iktidara gelmesiyle zaten kötü durumda olan Atina - Lefkoşa ilişkileri daha da bozulmaya başladı.500 Bağımsızlığı devam ettirmek isteyen
Makarios ile katı biçimde enosis taraftarı olan Cunta’nın Kıbrıs sorununun çözüm yolu konusunda anlaşmaları pek mümkün görünmüyordu.501 ABD’ye yakınlığı ile bilinen yeni yönetim sorunu NATO içinde çözme eğilimindeydi ve Makarios’un gerek iç gerekse dış politikasından duyduğu rahatsızlık nedeniyle başpiskoposa karşı açıkça General Grivas’ı destekliyordu.502 Buna karşın Kıbrıslı Rumların egemenliğindeki yönetim ise, haziran ayında “derhal enosis” isteyen Rumlara karşı geniş bir kovuşturma başlattı.503
Uzun zamandır Doğu Akdeniz’deki tehlikeli durumun yarattığı endişeyi taşıyan ABD’li yetkililere göre, Yunanistan’da cuntanın yönetimi ele geçirmesi
Kıbrıs sorununun çözümü açısından önemli bir gelişmeydi. Cuntanın içeride ve dışarıda meşruiyet sağlama gibi önemli bir sorunu varken Kıbrıs’ı öncelikli
konulardan biri olarak değerlendirmesi ABD açısından memnuniyet vericiydi.504 Ayrıca Yunanistan’daki yeni yönetimin Kıbrıs sorununa bakışı da ABD’nin
arzuladığı doğrultudaydı. Askeri darbenin baş mimarlarından Albay George Papadopoulos’un 10 Mayıs 1967’de ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Philips Talbot ile yaptığı görüşmede belirttiğine göre, yeni hükümet sorunun çözümünü “Türk Hükümeti ile diyalog yoluyla ulaşılacak ve Kıbrıslı Türklere barışçıl araçlarla koruma sağlayacak olan enosis” olarak görüyordu. Bunun dışında Papadopoulos Yunanistan’ın Türkiye ile yakın ve uyumlu ilişkiler kurmak istediğini, mevcut ilişkilerin Kıbrıs krizinden önceki seviyeye çıkarılmasını amaçladığını söylüyordu.505 Askeri rejim, iki ülke arasındaki ilişkilerde ilerleme sağlanması durumunda Kıbrıs sorununun çözümünün de kolaylaşacağına inanıyordu.506
ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk, Yunanistan’daki yeni rejimin, Papadopoulos’un açıkladığı yönde bir Kıbrıs politikası izlemeye muktedir olduğunu düşünüyordu. Rusk’a göre, [baskıcı] niteliği gereği mevcut Yunan Hükümeti, Türk Hükümeti’nin isteklerini karşılayacak bir Kıbrıs çözümü yaratma açısından demokratik Yunan Hükümetlerinden daha elverişliydi. Türkiye’ye daha önceki görüşmelerde önerilen kiralık üs konusunda daha ileri adımlar atabilir ve egemen bir üs önerebilirdi. Ayrıca Kıbrıs sorununun çözümü, Yunan milliyetçi özlemlerini tatmin edecek ve böylece Yunan Hükümeti’nin iç ve uluslararası itibarına katkı
yapabilecek bir gelişme olacağı için Kollias Hükümeti, Kıbrıs sorununu herhangi bir şekilde enosise ulaşarak çözmeyi, birçok Yunan Hükümeti’nden daha fazla istiyor gibi görünüyordu. Böyle uygun bir yönetim işbaşındayken de iki ülke arasında yapılacak görüşmelerle Türkiye ve Yunanistan’ın önceden üzerinde anlaşmaya vardıkları bir imtiyazlı enosis yoluyla sorun çözülebilirdi.507
ABD ve diğer NATO müttefikleri, Yunanistan’daki yeni rejime fazla zaman geçmeden Türk Hükümeti’nin liderleri ile doğrudan görüşmeler yaparak Kıbrıs
sorununa çözüm bulması yönünde baskı yaptılar.508 Bunun üzerine Yunanistan, Kıbrıs sorununu barışçı yollarla çözme niyeti taşıdığını Türkiye’ye görüşme
çağrısında bulunarak göstermek istedi. 3 Temmuz 1967’de Yunan Başbakanı Kollias, Atina’daki Türkiye Büyükelçisi Turhan Tuluy’a acilen Türk meslektaşıyla görüşmek istediğini söyledi.509 Tuluy da bu girişim konusunda Ankara’yı bilgilendirdi. Türk Hükümeti, Yunan Hükümeti’nin Kıbrıs politikasının enosise dayalı olduğunu bilmesine ve çözüm için ciddi adımlar atacak derecede hazırlıklı olmadığını düşünmesine510 rağmen, Türkiye’nin görüşmeye isteksiz olduğu yönünde bir izlenim vermemek için Kollias’ın çağrısına olumlu cevap verdi. Aksi takdirde bu konu uluslararası kamuoyunda Türkiye aleyhine istismar edilebilirdi.511
Sonunda Türkiye Başbakanı Demirel ile Yunanistan Başbakanı Kollias, 9 - 10 Eylül 1967 tarihlerinde iki ülkenin sınırında yer alan Keşan ve Dedeağaç’ta
görüşmeler yaptılar. Görüşmeler boyunca iki taraf da katı tutumlarından taviz vermedi. ABD’li yetkililerin beklentilerinin aksine Yunanistan, enosise ulaşabilmek için verilebilecek tavizler konusunda Türkiye’nin taleplerini karşılamaktan çok uzak olan önerilerde bulundu.512 Türkiye de enosisi yasaklayan 1959 antlaşmalarının geçerliliğine vurgu yaparak513 herhangi başka bir konuyu tartışmaya geçmeden önce Kıbrıs’taki bütün Yunan askeri gücünün çekilmesi gerektiğini belirtti.514 Buna karşın Yunan tarafı enosise ulaşma konusunda o kadar kararlıydı ki görüşmelerin sonuna doğru Kollias Demirel’e “Er ya da geç, isteseniz de istemeseniz de enosis gerçekleşecek, öyleyse bunu neden şimdi konuşmuyoruz?” demişti.515 Bununla birlikte yayınlanan ortak bildiride iki tarafın da görüşmeye devam etmek arzusunda oldukları ifade edildi.516
Demirel - Kollias buluşmasından çıkan sonuç, başta görüşmelerden önce Yunanistan’daki yeni rejimin sorunu çözmesi konusunda oldukça umutlu görünen ABD Dışişleri Bakanı Rusk olmak üzere ABD’li yetkilileri hayalkırıklığına uğrattı. Tarafların istek ve önerilerinin birbirlerinden oldukça farklı olması ve sergiledikleri uzlaşmaz tutuma rağmen, Rusk yine de görüşmelerin devam etmesi durumunda bu sorunların üstesinden gelinebileceğine inanıyordu.517 Fakat kasım ayında Kıbrıs’ta yaşanan kriz nedeniyle Türkiye ve Yunanistan’ın yeniden savaşın eşiğine gelmesi, ABD’li diplomatları, soruna kalıcı çözüm bulunması çabalarını bırakıp savaşın önlenmesi faaliyetlerine girişmeye zorladı.
3. Değerlendirme: ABD’nin İki Kriz Arası Dönemde İzlediği Politika
1964 krizinin yatıştığı günlerden itibaren ABD, kriz boyunca takındığı tutumun hem Türkiye hem de Yunanistan’da ABD karşıtlığının yükselmesi gibi
olumsuz sonuçlar doğurması nedeniyle iki kriz arası dönemde “ön plana çıkmama” (low profile) taktiğini kullandı. Acheson’ın Cenevre’deki arabuluculuk çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması ve taraf ülkelerde “ABD’nin karşı tarafı tuttuğu” izlenimi yaratması ABD’yi kendi arabuluculuğu olmadan tarafların karşılıklı görüşmesi amacının takip edilmesine yöneltti. ABD, savaş tehlikesinin ciddi boyutlara ulaşmadığı bu dönemde Türkiye ve Yunanistan’a -özellikle Makarios’un yıkıcı çabalarını önlemek için- içeriği gizli tutulması kaydıyla ikili görüşmeler yapmaları yönünde teşvik ve ısrarda bulundu. Ancak Doğu Akdeniz’de her an patlamaya hazır bir bomba gibi duran ve NATO’nun güneydoğu kanadının istikrarına zarar veren Kıbrıs sorununun tamamen ortadan kaldırılması amacıyla yapılan bütün bu girişimlerden istediği sonucu alamadı.
ABD, iki kriz arası dönemde ayrıca, 1964 krizi yüzünden Türkiye ve Yunanistan ile bozulan ilişkilerini düzeltmeye de çalıştı. SSCB ile yakınlaşma gibi
görünümlerle ortaya çıkan ABD - Türkiye ilişkilerindeki gerilemeyi durdurmak için, özellikle Kıbrıs sorunundaki uluslararası gelişmelerde Türkiye’yi destekleyen bir tavır sergiledi. BM Genel Kurulu’nda Kıbrıs konusunda karar oylaması yapılırken Türkiye ile aynı yönde oy kullandı. Yunanistan’da ABD karşıtı olarak görülen Papandreou Hükümeti’nin iktidarı bırakmasının ardından ABD ile yakın ilişkiler izlemeyi amaçlayan hükümetlerin kurulmasını destekledi. 1965’te Türkiye’de Demirel Hükümeti’nin, 1967’de Yunanistan’da Albaylar Cuntası’nın iktidara gelmeleri ilişkilerin geleceği düşünüldüğünde ABD açısından olumlu gelişmelerdi.
Bu dönemde aynı zamanda Kıbrıs bunalımına çözüm bulunması çabalarına temel oluşturması açısından Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ne de çalışıldı. Özellikle ekonomi alanında Türkiye ve Yunanistan arasındaki ortak projelere Amerikan yardımının artırılması teşvik edildi. Bu amaçla Senatör Jacop Javitts, çeşitli Amerikan kuruluşlarını Türk - Yunan ortak ekonomik projelerine yardımda bulunmaya çağırdı.518
1967 krizinin ortaya çıktığı günlerde Türkiye’de ve Yunanistan’da ABD’ye dost olan yönetimler iktidardaydı. Ancak bu iki ülkedeki kamuoyları hâlâ ABD’nin
1964 krizindeki tutumunun olumsuz etkileri altındaydı. Özellikle ağır hasar alan Türk - Amerikan ilişkileri eski görüntüsünden çok uzaktı. Türkiye çok taraflı dış
politika izleme arzusuyla gerek SSCB gerekse Üçüncü Dünya ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyordu. Yunanistan’daki askeri rejim, içeride ve dışarıda kendini kabul ettirebilmek için, öncelikle ABD’nin desteğini kazanma arzusundaydı. Kıbrıs sorunu ise, bu üç ülkenin birbirleriyle olan ilişkileri açısından ne kadar önemli bir etken olduğunu bir kez daha gösteriyordu.
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
486 Danopoulos, op. cit., s. 260.
487 Papandreou, op. cit., s. 278-279.
488 Ibid., s. 279.
489 Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, İstanbul, İletişim Yayınları, 2002, s. 364365;
“Telegram From the Embassy in Turkey to the Department of State,” Ankara, October 22, 1965,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4771.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
490 Uslu, op. cit., s. 189.
491 “Telegram From the Embassy in Turkey to the Department of State,” Ankara, May 14, 1966,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
492 Uslu, op. cit., s. 191. Şüphesiz aynı durum Yunanistan açısından da geçerlidir. Kıbrıs sorunu
Yunan halkı açısından da bir ulusal mesele olarak algılanmaktadır. Nitekim ABD yanlısı olarak
görülen Stephanopoulos Hükümeti hakkında bir değerlendirme yapan ABD’nin Yunanistan
Büyükelçisi Philips Talbot [Ekim 1965’ten beri], Yunanistan’daki zayıf hükümetin Kıbrıs sorununu
çözme konusundaki güçsüzlüğünden bahsederek hükümetin enosis dışındaki herhangi bir çözümü
kabul etmesinin kendi sonu olacağının da farkında olduğunu belirtmiştir. Bkz. “Telegram From the
Embassy in Greece to the Embassy in Turkey,” Athens, April 20, 1966,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
493 “Telegram From the Embassy in Turkey to the Department of State,” Ankara, January 28, 1966,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
“Memorandum of Conversation,” Ankara, April 22, 1966,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
495 “Telegram From the Department of State to the Embassy in Turkey,” Washington, May 31, 1966,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
496 Uslu, op. cit., s. 199-200. Örneğin, 1966 yılında Cenevre’de Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları
arasında yapılan görüşmede Yunan tarafı, “İngiltere’nin bırakacağı
Dikelya Üssü’nün Türkiye’ye
verilmesi karşılığında Kıbrıs’ın gevşek bir bağla Yunanistan’a bağlanması”nı öngören bir tür enosis
önerisinde bulundu. Türkiye’nin bu öneriyi reddetmesi üzerine söz konusu görüşmeden çözüme
yönelik bir sonuç alınamadı. Bkz. Ecmel Barutçu, Hariciye Koridoru, Ankara, 21. Yüzyıl Yayınları,
1999, s. 241-242.
497 “Telegram From the Department of State to the Embassy in Greece,” Washington, September 19,
1966, http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4766.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
498 “Telegram From the Embassy in Greece to the Department of State,” Athens, December 24, 1966,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4764.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
499 Michael A. Attalides, Cyprus: Nationalism and International Politics, New York, St. Martin’s
Press, 1979, s.71.500 Kyriacos C. Markides, The Rise and Fall of the Cyprus Republic, New Haven, Yale University
Press, 1977, s. 132. Albaylar Cuntası’nın görevde olduğu süre boyunca Yunanistan’daki askeri
diktatörlüğün Kıbrıs’a yönelik tutumu ve etkisi için bkz. Ibid., s. 132-177.
501 supra., s. 138.
502 Sönmezoğlu, Tarafların Tutum…, s. 59, 65.
503 Gerçek Bülten, Sayı 78, (3 Temmuz 1967), s. 394’ten Ibid., s. 65.
504 “Telegram From the Embassy in Greece to the Department of State,” Athens, May 5, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4763.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
505 “Telegram From the Embassy in Greece to the Department of State,” Athens, May 10, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4763.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
506 Bayülken, op. cit., s. 115.
507 “Circular Airgram From the Department of State to the NATO Capitals,” Washington, July 12,
1967, http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4763.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
508 Foley ve Scobie, op. cit., s. 167.
509 19 Ekim 1967, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Ankara, 030.01/10.61.22’den aktaran Göktepe, op. cit., s. 435.
510 “Telegram From the Embassy in Turkey to the Department of State,” Ankara, August 29, 1967,
http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4763.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
511 Turgut Tülümen, Hayat Boyu Kıbrıs, İstanbul, Boğaziçi Yayınları, 1998, s. 112-114’ten aktaran Göktepe, op. cit., s. 435.
512 Danopoulos, op. cit., s. 261. Önerilerin içeriğinin ne olduğu konusunda muhtelif iddialar mevcuttur. Papandreou, Yunan tarafının Türkiye’ye adada
Türk üsleri kurulması şartıyla Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesini önerdiğini iddia etmektedir. Bkz. Papandreou, op. cit., s. 281. Cumhuriyet
Gazetesi de Yunanistan’ın önerilerinden bahsederken üs karşılığında enosisin teklif edildiğini
belirtmektedir. Bkz. Cumhuriyet, 10 Eylül 1967’den aktaran Sarıca, et al., op. cit., s. 136.
Ancak Başbakan Demirel görüşme sonrası yaptığı açıklamada üs konusundan bahsetmeyerek Türkiye’nin
Yunanistan’ın enosis önerisini reddettiğini söylemiştir. Bkz. Cumhuriyet, 14 Eylül 1967’den aktaran
Sarıca, et al., op. cit., s. 139. Barutçu da Yunan tarafının Başbakan Demirel’in karşısına enosis
teklifiyle çıktığını belirtmektedir. Bkz. Barutçu, op. cit., s. 242. Ehrlich ise, Kıbrıs’tan toprak
tavizinde bulunularak enosisin gerçekleştirilmesi isteğinin görüşmelerde belirtilip belirtilmediğinin
resmen doğrulanamadığını söylemektedir. Bkz. Ehrlich, Cyprus 1958-1967, s. 96, 102. Görüşmelerin
seyrine ilişkin en detaylı bilgiyi veren Hart da öneriler konusunda Türk ve Yunan kaynaklarından
duyduklarının oldukça farklı olduğunu belirtmektedir. Bkz. Parker T. Hart, Two NATO Allies at the
Threshold of War: Cyprus: A Firsthand Account of Crisis Management, 1965-1968, London,
Duke University Press, 1990, s. 31-34. Bu durumda iki ülke yetkililerinin de kamuoylarının
tepkilerinden çekinerek gerçekleri yansıtmadıkları söylenebilir. Görünüşe bakılırsa Demirel - Kollias
görüşmelerinde Acheson’ın arabuluculuk döneminde önerdiği doğrultuda üs karşılığı enosis çözümü
üzerinde tartışılmıştır. Fakat üssün niteliği ve niceliği konusunda uzlaşma sağlanamaması nedeniyle
görüşmelerden sonuç alınamamıştır. Bunun üzerine Yunan tarafı enosisten başka herhangi bir çözümü
tartışmadığını, Türk tarafı ise enosis teklifine kesin bir dille ret cevabı verdiğini açıklamak zorunda
kalmışlardır.
513 Halil İbrahim Salih, Cyprus: The Impact of Diverse Nationalism on a State, Alabama,
University of Alabama Press, 1978, s. 57’den aktaran Uslu, op. cit., s. 205. Coufoudakis’e göre ise,
Türkiye ya 1959 antlaşmalarıyla kurulan sisteme geri dönülmesini ya da [Türkiye’ye adada egemen
bir üs verilmesi anlamına gelen] çifte enosisin gerçekleştirilmesini istemişti. Bkz. Van Coufoudakis,
“United States Foreign Policy and the Cyprus Question” içinde Michael Attalides (der.), Cyprus
Reviewed: A Seminar on the Cyprus Problem, Nicosia, Jus Cypri Association, 1977, s. 142’den
aktaran Uslu, op. cit., s. 204.
514 Foley ve Scobie, op. cit., s. 167.
515 Sharon A. Wiener, “Turkish Foreign Policy Decision Making on the Cyprus Issue”, Doktora Tezi,
Duke University, 1980, s. 152’den aktaran Bölükbaşı, op. cit., s. 133.
516 Dışişleri Belleteni, Sayı 36, (Eylül 1967), s. 40-41.
517 “Telegram From the Department of State to the Embassy in Greece,” Washington, September 15,
1967, http://www.state.gov/r/pa/ho/frus/johnsonlb/xvi/4761.htm (Erişim Tarihi: 25.05.2009).
518 The New York Times, 2 May 1965, p. 13, col. 1’den aktaran Sander, op. cit., s. 237.
14 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder