Bu olay ders olsun. Artık ateşle oynanmasın
DENİZ ZEYREK
denizzeyrek@sozcu.com.tr
22 Nisan 2019
Şehit Mehmetçiğimiz Yener Kırıcı'nın Çubuk'taki cenaze töreninde bir grup, Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırdı. Görüntüler ürkütücüydü. Adeta bir linç girişimi
yaşanıyordu. Bazı köylüler, sağduyu içinde “saldırganlar bizim köyden değil,
provokasyona gelmişler” diye tepki gösteriyordu. Saldıranların temel
motivasyonunu tahmin etmek zor değil. Siyasetçilerin ve bazı medya
kuruluşlarının son dönemde kendinden olmayanları “hain” gibi gösteren, hedef
tahtasına koyan kutuplaştırıcı dilinin kaçınılmaz sonucuydu bu saldırı.
Kılıçdaroğlu'nun bütün siyasi rakipleri bu saldırıyı kesin bir dille kınamalı ve
bu kör şiddetin karşısında olduklarını “ama”sız göstermelidir. Sorumlular da tek
tek yakalanmalı, cezasız bırakılmamalıdır. Aksi takdirde bu ülkede hep birlikte
uyum içinde yaşamamıza vesile olacak bir “Türkiye mutabakatı”nı yakalamamız
imkansız. Bu provokasyonları boşa çıkarmanın en iyi yolu, bu cennet ülkede
gerilimin, kavganın değil, huzurun ve barışın dilinin hakim olmasıdır.
14.5 Milyar TL Depoda mı çürüyecek?
Bir hava savunma sisteminde, uzaydaki uydular, erken uyarı uçakları, sabit ve
hareketli radarlar vardır. Füzeler, bütün bu unsurlarca bir tehdit algılandığında harekete geçirilen silahlardır. Yani, füzeler olmazsa erken uyarı sistemleri, radarlar nasıl hiçbir işe yaramazsa radar sistemlerinin ürettiği veri trafiği olmadan da o füzeler hiçbir işe yaramaz.
DOST VAR DÜŞMAN VAR!
Örneğin, Türkiye'nin de üye olduğu NATO'nun hava savunmasının en önemli taktik unsuru LINK 16 adı verilen bir sistemdir. Bu sistemde, NATO müttefiklerinin sahip olduğu;
– (Havada) Amerikan F serisi, Eurofighter Typhoon ve Mirage gibi savaş uçakları
başta olmak üzere 24 değişik uçak ve helikopter,
– (Denizde) Türkiye'nin MİLGEM projesinin de bir “sınıf” olarak dahil edildiği,
firkateynler, uçak gemilerini de içeren 8 değişik gemi türü,
– Arrow ve Patriotların da dahil olduğu 6 füze sistemi,
– 2 ayrı silah ağı, Malatya/Kürecik'teki radar da dahil olmak üzere çok sayıda
radar, dünya etrafında dönen onlarca uydu, gökyüzündeki AWACS uçakları, deniz
filolarındaki radarlar tarafından “DOST” kategorisinde görülür. Çin'in, İran'ın,
Kuzey Kore'nin, Rusya'nın ürettiği füzeler ise LINK 16'ya göre “DÜŞMAN” olarak
tanımlanır.
PAKETİ BİLE AÇILMAYABİLİR
Geçen hafta Ankara ve Washington arasında yaşanan S-400 pazarlıklarından
anladığım kadarıyla iş şu noktaya geldi:
Türkiye, Rusya ile anlaşmadan geri dönemeyeceği için 2.5 milyar dolar ödeyecek,
füzeler Türkiye'ye teslim edilecek. Ancak S-400'ler Türkiye'nin NATO'ya entegre
olan hava savunma sistemine dahil edilemeyecek. ABD'nin ve diğer NATO ülkelerin “aktif yaptırım tehditleri” de eklenince iki seçenek kalacak: Füzelerin paketi bile açılmadan depoda bekletilecek.
Kullanılmak istense de (Türkiye'nin NATO'ya entegre hiçbir sistemine dahil
edilemeyeceğinden) anlamlı bir işlevi olmayacak.
edilemeyeceğinden) anlamlı bir işlevi olmayacak.
Dile kolay: 2.5 milyar dolar, bugünkü kurla 14.5 milyar lira, eski parayla 14.5 katrilyon.
Bütün bu somut bilgiler ışığında soruyorum:
Bütün bu somut bilgiler ışığında soruyorum:
Türkiye, hakkıyla kullanamayacağı bir silah sistemi için, tüyü bitmemiş yetimin
hakkı olan bu büyük parayı verecek kadar zengin bir ülke mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder