Turan Gazetesi Örneğinde Osmanlı Basınında Kafkas Cephesi’nin İlk Ayları ve Sarıkamış Harekâtı BÖLÜM 3
Görüldüğü gibi Türk ordusunun büyük bir başarı kazandığına inanılıyor, mevzilerinden çıkarılan Rus kuvvetlerinin bozgun halinde ricat etmekte
oldukları sanılıyordu. Oysa ricat ettiği sanılan sağ kanattaki Rus birlikleri Türk kuşatma kollarına karşı Sarıkamış’ı takviye etmek üzere çekiliyorlardı47.
Buna karşılık Türk birliklerinin 25 Aralık akşamı Sarıkamış’a yaptıkları gece taarruzu ise başarısız olmuş, Sarıkamış civarındaki dağlarda gecelemek zorunda kalan Türk birlikleri, açlık ve şiddetli soğuklar yüzünden ağır kayıplar vermeye başlamışlardı48.
Birlikler sınır ötesine geçtikleri için haber akışı da eskisi kadar kolay sağlanamıyordu. Daha önce kamuoyuna her gün düzenli olarak bilgi verildiği
halde şimdi resmî açıklamalar iki-üç günde bir yapılıyordu. Üstelik cephedeki gelişmelerin çok genel ifadelerle geçiştirildiği de dikkatlerden kaçmıyordu. Karargâhın 27 Aralık 1914 tarihli oldukça uzun bildirisinde Kafkas cephesine en son satırda “Kafkasya’da Ordumuz ileri yürüyüşüne muzafferane devam ediyor” şeklinde tek cümleyle temas edilmişti49. 29 Aralık’ta ise “Kafkas ordusundan bugün alınan malumatta düşmanın takip edilerek birçok esir alındığı ve kıtaatımızın silâh, cephane ve sair levazım-ı harbiye iğtinam ettiği bildirilmektedir” deniyordu50.
Karargâhın bu tavrı karşısında harekâtın akıbetinden endişe edilir olmuştu. Turan gazetesi, kamuoyunun diken üstünde olduğu bu günlerde, okuyucularını teskin etmek için elinden gelen gayreti gösteriyordu. Harekâtın kar ve soğuklar nedeniyle süratle icra edilemediğini belirtiyor51, arazinin sarplığı yüzünden her bir adımın bin müşkülâtla atılabildiğine dikkat çekiyor52, tabii şartlar nedeniyle meydana gelen bu bir iki günlük gecikmenin uzun sürmeyeceğini belirterek yüreklere su serpmeye çalışıyordu53. Kamuoyunun hassasiyetini dikkate alan karargâh da 1 Ocak 1915 günü bir açıklama yaparak kaygıları gidermeye çalışmıştı54:
Kafkasya’da ordu-yı asliyemizin harekâtı muvaffakiyetle ilerlemektedir. Telgraf ittisâlâtı (bağlantısı) kıtaatımızın ileri yürüyüşünü takip edemediği cihetle Karargâh-ı Umumi şimdilik harekâtın teferruatına dair malumat alamamıştır.
Bu açıklamanın da kaygıları gidermeye yetmediği anlaşılıyordu. İleri yürüyen birliklerden haber alınamadığı halde harekâtın başarıyla devam ettiği nasıl bilinebilirdi. Tam da bu gergin bekleyiş esnasında Ardahan’ın Çoruh vadisinden ilerleyen Türk birliklerince 29 Aralık’ta ele geçirildiğinin haber alınması55 ülkeyi yeniden bayram yerine çevirdi. Sansür kuralları gereği resmen tebliğ edilmediği sürece askeri harekât hakkında bilgi verilmesi kesinlikle yasak olduğu halde Turan gazetesi resmî açıklamayı beklemeden Ardahan’ın zaptını “Ardahan Alındı”, Yine Zafer” gibi çarpıcı başlıklarla duyurdu 56. Ardahan’ın zaptıyla Kars etrafında toplanmak isteyen Rus kuvvetlerinin tehdit altına alındığı ve böylece daha kolay hareket etme imkânına kavuşan merkezdeki aslî Türk kuvvetlerinin Sarıkamış’ı da geçip Kars önlerine kadar ilerleyecekleri yazdı 57. Birkaç gün önceki tedirginlikten eser dahi kalmamış, Turan hülyalarını yeniden depreştirmişti 58:
“Hususiyle unutmamalıdır ki ordumuz, bugün senelerden beri Moskof zulmü altında yaşayan kan ve din kardeşlerimizi tahlise (kurtarmaya) başlamıştır… Bize Turan yolunu açan kahraman ordumuza gönülden binlerce selâm…”
Bununla da yetinilmiyor zalim Moskof’un asırlık günah defterleri açılarak
intikam isteniyordu 59:
“Halaskâr ordu! Kanın pahasına kazandığın muzafferiyet tebşîrâtıyla (müjdeleriyle) beraber bizim uzaktan işittiğimiz bu faciaları sen gözünle
gördün, bu faciaların kurbanı olan kardeşlerinin gönül yakıcı, yaralayıcı feryatlarını kendi kulaklarınla işittin ve bittabi hüküm ve kararını verdin; fakat duyduğumuz acılar bizi de söyletiyor, biraz da beri tarafı dinle bir kelimede toplanan ricalarımıza, istirhamlarımıza kulak ver:
İntikam…”
Oysa ülkeyi sevince boğan Ardahan zaferinin ömrü çok kısa olmuş, Ardahan’da sadece dört gün kalabilen Türk birlikleri, 3 Ocak’ta şehri terk ederek Şavşat istikametinde çekilmek zorunda kalmışlardı60. Ancak bu haber henüz kamuoyuna ulaşmadığından zafer coşkusu tüm hızıyla devam ediyordu. Üstelik karargâhtan 3 Ocak’ta yapılan yeni bir açıklama ile merkezdeki aslî kuvvetlerin de Sarıkamış’ta kesin bir zafer kazandıkları müjdelenmişti61:
Kafkasya ordusu kumandanlığından bugün gelen malumata nazaran kıtaatımız muzafferane ileri harekâtına devam etmektedir. Ordumuzdan bir kısım kuvvet Sarıkamış’a kadar ilerleyerek burada mu‘annidâne muharebâtı müteakip bir muvaffakiyet-i kâmile kazanmıştır.
Mah-ı halin on ikisinden (25 Aralık) itibaren kıtaatımız Ruslardan 2.000’i mütecaviz esir alarak sekiz top, 13 makineli tüfek, birçok esliha ve azim miktarda cephane ve her türlü malzeme-i harbiye iğtinam eylemiş ve keza hayli
erzak elimize geçmiştir. Sarıkamış ile Kars arasında tekmil muhteviyatıyla iki dolu askerî tren zapt olunmuş ve Sarıkamış-Kars demiryolu tahrip edilmiştir. Daha şimalde icra-yı hareket eden kıtaatımız yeni bir muvaffakiyet iktisabıyla kesp-i temeyyüz etmiştir. Tavuskert’ten Rus arazisi dâhiline ilerleyen bir kol bir Rus taburunu bir boğazda mühellak bir ateş altına almıştır. Düşman taburu 200 maktul, 400 esir vermiş ve mütebaki kısmı darmadağınık olmuştur.”
Sarıkamış zaferi de tıpkı Ardahan’daki gibi aldatıcıydı. Biri Soğanlı, diğeri Allahuekber Dağları’ndan ilerleyen iki Türk kolordusunun 28 Aralık’ta
Sarıkamış önlerinde birleşmesiyle harekât planı sadece teorik olarak gerçekleş mişti. Aşırı soğuklar, açlık ve cebri yürüyüşler nedeniyle ağır zayiata uğrayan birlikler, 4 Ocak’tan itibaren Sarıkamış önlerinden çekilmek zorunda kalmışlardı 62. Yani Sarıkamış Zaferi ilan edildiğinde aslında Türk ordusunun yenilgisi kesinleşmiş bulunuyordu.
İstanbul basını bu durumun farkında olamadığından sözde Sarıkamış Zaferini de büyük bir sevinçle karşıladı. Sabah gazetesi “Sarıkamış’ta Azim Bir Muvaffakıyet Kazandık”63, Tanin gazetesi “Büyük Zafer”64 Tasvir-i Efkâr “Sarıkamış da Eyâdî-i Osmaniyânda” (Sarıkamış da Osmanlıların Elinde) diye manşet attı65. “Yine Zafer” başlığını tercih eden Turan gazetesi ise bu zaferin öncekilerle kıyas kabul etmeyecek derecede büyük bir başarı olduğunu ve bu sayede Türk ordusunun Bakü yolunu tutarak Osmanlı sancağını bütün Kafkasya’da dalgalandıracağını yazdı. Alınan esir sayısına dikkat çekerek yüzde on beşi esir edilen Rus ordusunun ricat değil firar, mağlup değil münhezim olduğunu öne sürdü66. Sözde zafer için teorik bir altyapı oluşturma gayreti de vardı67:
Oltu’nun zaptı ile yandan bir darbe yiyen düşmanın zaten Sarıkamış’ta kalması imkânsızdı. Özellikle Ardahan’ın alınması, Rusları mümkün olduğu kadar süratle Kars’a çekilmeye mecbur etmişti. Alınan esirler, ele geçirilen mühimmat ve zapt edilen iki tren Rusların arkadan çevrilme tehlikesini atlatmak için ne kadar süratle Kars’a doğru firar ettiklerini göstermeye kâfidir. Şimdi Ruslar Sarıkamış, Oltu ve Ardahan arasında bir yarım daire şeklinde birleşen kuvvetlerimiz karşısında Kars’ı istinat merkezi kabul ederek yeni bir savunma hattı oluşturmaya teşebbüs etmek zorundadırlar. Mamafih ordumuzun büyük bir süratle ilerlemesi durumunda Kars’ı müdafaa edecek ufak bir kuvvet bırakarak çekilmeye devam etmeleri de kuvvetli bir ihtimaldir.
Zafer haberleri sadece İstanbul’da değil ülkenin her yanında büyük bir memnuniyet ve heyecan yaratmıştı. Sevinç gösterileri düzenleniyor, memleketin dört bir yanından gazetelere tebrik telgrafları yağıyordu. Öyle ki Tanin gazetesi yer darlığı nedeniyle bu telgrafları yayınlayamadığını açıklamak
zorunda kalmıştı68. Turan gazetesi ise Konya ve Kudüs’ten gönderilmiş iki tebrik telgrafına yer vermişti. Kudüs’ten gelen şu telgraf zafer
sevincinin ne kadar coşkulu olduğunu gösteriyordu69:
Kudüs 22 Kânunuevvel (5 Ocak) –Kahraman ordumuzun Kafkasya’da kazandığı kesin zaferi müjdeleyen telgraflar memleketimizde büyük bir sevinç ve memnuniyet yaratmıştır. Yöre halkı olağanüstü sevinç gösterilerinde bulunmuş, tekke ve zaviyeler sancaklarla donatılmıştır. Aralarında ulema ve eşrafın da bulunduğu binlerce kişi mektep öğrencileriyle birlikte hükümet konağı, kumandanlık, belediye dairesi, Almanya ve Avusturya konsoloslukları önünde sevinç gösterilerinde bulunmuşlardır. Askerî ve mülkî görevliler Müslüman ahali ile birlikte kahraman ordumuzun muzaffer ve muvaffak olması için dua etmişlerdir. Kudüslülerin bu vesileyle ortaya koydukları vatanperverlik tarif edilemez derecededir.
Kafkasya’da elde edilen galibiyetlerin, müttefikler tarafından da önemsendiğini göstermek için Almanya ve Avusturya basınından alıntılar yapılmıştı.
Viyana’da çıkan Viz Allgemeine Zeitung’dan nakledilen bir yazıda savunmada kalmayarak, taarruza geçen Türkleri herkesin takdir ettiği ifade ediliyordu. Berlin’in Deutsche Tageszeitung gazetesinden alınan yazı ise Ardahan’ın zaptından övgü ile söz ediliyordu70:
“Ardahan’ın muzaffer ve kahraman Türk ordusu tarafından zaptını, Almanya büyük bir sevinçle selamlar. Asır dide düşmanın şimdi, evvelce kaybettiği araziden çekilmesi Türkler için en büyük ve en güzel bir muvaffakiyettir. Ardahan’ın zaptı, müttefikimiz Türklerdeki muvaffak olmak azminin kendilerini Süveyş Kanalı’nda da zafere isal edeceğine delildir.”
Zafer sevinci ülke sınırlarını da aşarak dalga dalga yayılırken Sarıkamış bozgununu haber alan karargâhın derin bir sessizliğe gömüldüğü dikkat
çekiyordu. Rus basını ise Türklerin mağlup edildiğini yazmaya başlamıştı. Rus Hükümeti’nin yayınladığı bildiriler İstanbul’a gelen Bulgar gazeteleri aracılığıyla Türk kamuoyuna da ulaşıyordu71. Bu nedenle karargâh 10 Ocak’ta yeni bir bildiri yayınlayarak sessizliğini bozmak zorunda kaldı. Yenilgi iddialarını reddederek harekâtın kar ve şiddetli soğuklar yüzünden durdurulduğu öne sürdü72:
Rus matbuatı Osmanlıların Kafkasya’da bir mağlubiyete uğradıkları hakkında şu günlerde havadis neşretmektedir.
Mukabilen Karargâh-ı Umumi de iki haftadan beri devam eden harekât-ı cedide hakkında mah-i halin 27’si (9 Ocak 1915) tarihiyle Kafkas Ordusu Kumandanlığı’ndan almış olduğu telgraf nameyi ber-vech-i ati neşreder.
Asıl muharebe cephesinde kıtaatımız hududun ilerisinde hâkim mevkii düşmandan zapt etmiş ve Oltu ve Ardahan cihetindeki kıtaatımızın
harekâtı kar ve soğuğun şiddetinden dolayı hal-i tevakkufta bulunmuştur…
Rusların bir kolordumuzun fırka kumandanlarını esir ettikleri hakkındaki yalanları katiyen tekzip olunur. Yalnız geçenlerde bir yaralı kafilesine bir Rus köyünde hücum eden Rus müfrezesi orada ağır yaralı bulunan bir fırka kumandanını esir ve yaralı efradı şehit etmişlerdir.”
Sarıkamış yenilgisi sadece kamuoyundan değil devletin ilgili birimlerinden de saklanıyordu. Bu yüzden, IX. Kolordu Komutanı Ali İhsan Paşa’nın karargâhı ve bir kolordudan fazla Türk askeriyle birlikte esir edildiğine dair Rus telgraflarını ele geçiren Osmanlı istihbarat birimlerine 3. Ordu Komutanlığı’nca bu haberlerin tümüyle gerçek dışı olduğu bildirilmişti73.
Enver Paşa, kendisiyle birlikte her şeye tanık olan silah arkadaşlarına bile Sarıkamış yenilgisini itiraf etmemiş, cepheden ayrılırken orduya hitaben
yayınladığı bildirisinde yenilgiden değil, elde edilen büyük başarılardan, ele geçirilen topraklardan söz etmişti74. İstanbul’a döndükten sonra
sadrazama da Sarıkamış’ta olup bitenler hakkında bilgi vermemişti75.
Harekâtın yoğun kar ve şiddetli soğuklar nedeniyle durdurulduğu açıklandığından Turan gazetesi de tahmin edileceği üzere hemen aynı yolda yayın yapmaya başladı. Daha birkaç gün önce bütün Kafkasya’nın zapt edileceğinden bahseden gazete şimdi ağız değiştirmişti 76:
İleri harekâtımızın başladığı ilk günden beri tabiat şartlarından kaynaklanan engellerin dikkatten uzak tutulmaması gerektiğinde herkesten çok ısrar etmiş ve soğuğun, karın harekâtımızı engelleyebileceğini söylemiştik. Görüldüğü üzere kahraman ordumuz bu engellere rağmen ileri harekâtını duraksayarak bile olsa devam ettirmekte ise de, bazı yüksek yerlerde kar ve buz yürümeyi bile imkânsız kıldığından Oltu ve Ardahan taraflarında askerî harekât icra edilememektedir.
Coğrafyanın ne kadar sarp, kar ve soğuğun ne kadar şiddetli olduğunu göstermek için Kafkasya’dan bir dağ geçidi resmi yayınlanarak şu açıklamaya
yer verilmişti 77:
“Kafkas Dağlarındaki geçitlerden birini gösteren bâlâdaki (yukarıdaki) resme bir nazar atmak; ordumuzun ne kadar müşkül ve mânialı arazide yürümekte bulunduğu hakkında bir fikir edinmeye kâfidir. Şüphesiz kahraman Türk orduları tabiatın bu bîaman mânialarını kırıp geçecek ve düşmana başladığı darbeyi vurmakta devam edecektir.”
Osmanlı karargâhı ordunun Sarıkamış’ta uğradığı ağır kayıpları gizlemeyebilmek için Rusların aldıkları yardım kuvvetleri sayesinde karşı taarruza geçebildiklerini öne sürüyordu78. Bunu fırsat bilen Turan gazetesi de Viyana basınında çıkan asılsız bir habere79 dayanarak Rusların Lehistan’dan Kafkasya’ya yardım kuvvetleri gönderdiklerini iddia ediyordu80. Oysa Türk ordusunun Sarıkamış’ta uğradığı yenilgisinden sonra üstünlüğü ele geçiren Rusların böyle bir yardım kuvvetine ihtiyaç duymayacakları gibi Lehistan cephesinde sıkışık vaziyette olduklarından isteseler bile bunu yapabilecek durumda değillerdi81.
Bu tür teviller ve laf cambazlıkları Rus basının yaptığı yayınlar karşısında etkili olamadığından Osmanlı karargâhı 18 Ocak akşamı yayınladığı bir bildiri ile Kafkas Cephesi’nde üstünlüğün Ruslara geçtiğini üstü örtülü de olsa kabul etmek zorunda kaldı82:
Kafkasya’da kıtaatımız mütefevvik (üstün) kuvvetlerle taarruz eden Ruslara karşı mevzilerini muannidane bir surette müdafaa etmektedir. Düşmanın kolordularından birinin cenahı çevirmek hususundaki teşebbüsü akim bırakılmıştır.
Görüldüğü üzere, 93 Harbi’nin intikamını almak ve esir Türk ellerini kurtarmak gibi yüce ideallerle yola çıkan Türk ordusu, Sarıkamış önlerinde uğradığı ağır yenilgi nedeniyle üstünlüğü kaybederek düşman kuvvetleri karşısında savunmaya geçmek zorunda kalmıştı. Karargâh, 21 Ocak’ta yayınladığı
yeni bir bildiri ile Rus taarruzunun kesin olarak durdurulduğunu açıkladı83. Şiddetli çarpışmalarda ağır kayıplara uğrayan ve kendileri de yorgun düşen Rus kuvvetleri, Türk topraklarının sarp coğrafyasında taarruzlarını daha fazla devam ettirememişlerdi84.
Savaşın başından beri karargâhın bildirilerini halkı paniğe düşmeyecek şekilde tahlil ve tevil etmekte bir hayli ustalık kazanmış olan Turan gazetesi,
gelinen bu noktayı bile önemli bir başarı olarak göstermeye çalışıyordu 85:
Dünkü resmî açıklama bizim için büyük bir müjde niteliğindedir. Çünkü Ruslar kendi topraklarına çekilmek zorunda kaldıklarında durumun vahametini anlayarak Lehistan cephesinden yeni kuvvetler getirmişler ve bu sayede taarruza geçmişlerdi. Savaş esnasında taarruz halinde olmanın önemi inkâr edilemeyecek kadar açık olduğundan, kahraman ordumuz düşman kuvvetlerinin üstünlüğüne rağmen, Kafkas topraklarından çekilmemek için on iki günden beri inatla ve cidden kahramanca savaşmış ve sonunda düşmanı durdurmuştur.
Rusların durdurulmuş olmaları, bu yardım kuvvetleriyle arzu ettikleri neticeyi elde edemediklerini gösterir ki bunun ne kadar önemli olduğunu söylemeye bile gerek yoktur. Şimdi düşünülecek şey Rusların yeni kuvvetler getirip getirmeyecekleri meselesidir. Bizce Lehistan’da pek zor bir durumda bulunan düşman ancak oradaki konumunu sarsmayacak kadar bir kuvveti çekebilirdi. Bunu ise bugün yapmış bulunuyor. Varşova’yı müdafaa için Galiçya ve Karpatlardaki kuvvetlerinden yararlanmak zorunda kalan Rusların bu defa Kafkasya’ya için yeni bir kuvvet ayıramayacağı anlaşılıyor. Bundan dolayı ordumuzun pek yakında taarruza geçmesi beklenebilir.
4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder