12 Kasım 2020 Perşembe

RUSYA'NIN BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİNDE KÜRT AŞİRETLERİ ÜZERİNDEKİ FAALİYETLERİ BÖLÜM 1

RUSYA'NIN BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİNDE KÜRT AŞİRETLERİ ÜZERİNDEKİ FAALİYETLERİ BÖLÜM 1

Doç. Dr. israfil KURTCEPHE,Dr. Suat AKGÜL,Osmanlı-Rus Harbi,Kürt aşiretleriyle temas kuran Ruslar,Kürt Politikası,Kırım Harbi,Dersim aşiretleri,
Şeyh Ubeydullah İsyanı,

Doç. Dr. israfil KURTCEPHE*
Dr. Suat AKGÜL**
* Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi.
** Kara Harp Okulu Oğretim Uyesi. 


Ruslar'ın Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'su ile ilgilenmesi 1805 yıllarına kadar inmektedir. 1805 yılında Kürt aşiretleriyle temas kuran Ruslar 1828-1829 ve 1853-1858 Osmanlı-Rus harplerinde bu ilişkilerini daha da geliştirdiler.
Ruslar 1829 Osmanlı-Rus harbinde Kürtler'den bir, Kırım Harbinde de iki Alay teşkil ettirmiştir 1.
Bu gelişmelerin ardından Rusya'nın yoğunJ)ir şekilde bir "Kürt Politikası" oluşturmaya çalıştığını görüyoruz. Ozellikle Doğu Türk illerinde görevlendirdikleri konsolosları ve elçilik görevlileri vasıtasıyla bir takım bilimsel ve siyasi çalışmalar yaptılar 2
1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi başlangıcında Erzurum'daki Rus konsolosu ile irtibat kuran bazı Dersim aşiretleri "muharebe sırasında Dersim'in Ruslar'a yardımda bulunacağını" beyan ettiler. Bundan sonra özellikle Dersim bölgesi ile ilgilenen Ruslar bazı aşiretlerin desteğini sağladılar 3
Ruslar, Osmanlı Devleti'nde meydana gelen bazı iç isyanlara da destek verdiler. Bunlardan Kırım harbi sırasında ve sonrasında Van, Bitlis, Siirt, Hakkari ve Musul 'da çıkan "Şir Yezdan İsyanı" ile 1880 yılında çıkan "Şeyh Ubeydullah İsyanı" Rusya tarafından teşvik ve destek görmüştü 4
1904 yılında Sasun, Muş ve Van'da çıkan isyana Ruslar, Kürtler'le Ermeniler'i birleştirmek ve bir Ermeni ve Kürt devleti kurdurmak maksadıyla destek 
vermişti 5

Rusya, İngiltere'yle yaptığı 1907 anlaşması ile Ortadoğu üzerinde yeni bir politika oluşturmaya başladı. Bu anlaşmaya göre İran'ın kuzey i Rus, güneyi ise İngiliz hakimiyeti altına girecekti. Böyle bir durum Osmanlı Devleti'nin doğu vilayetleri ile Irak bölgesini tehdit eder bir hale getirmekteydi. Osmanlı Devleti'nin iki büyük düşmanı olan Rusya ve İngiltere "Osmanlı'nın doğu sınırlannı" bir çember içine almak istiyorlardı 6
Ruslar bu anlaşma sonrasında İran'ın itirazına rağmen İran'ın kuzey ve kuzeybatısına asker ve silah yığmaya başladı. Ardından Azerbaycan'a ve özellikle Osmanlılar tarafından öteden beri büyük bir önem verilen ve Osmanlı kayıtlannda "Neviihi-i Şarkiye" namıyla bilinen Lahçeban üzerine de siyasi ve askeri baskı yapmaya başladılar 7
    Ruslar, Osmanlılan buradan çıkarmak için bölgedeki aşiret halkını Tebriz, Hoy, Selmas, Rumiye ve Savucbulak konsolosluklan vasıtasıyla Osmanlı Devleti aleyhine çevirmek için çeşitli tertipler düzenlediler. Bölgeye askeri birlikler göndererek Osmanlı sınırlanna bir takım tecavüzlerde bulundular.
Bundan başka konsolosların gizli tertipleriyle Osmanlı ve İran aşiretlerini, Karani Ağa, Ağapetros, Simko, Abdürrezzak gibi şeyhleri, Osmanlı aleyhine kışkırtmışlar dır. Bunlar vasıtasıyla Kürtleri ve Musul sınırına kadar uzanan sarp arazide yerleşmiş bulunan Nasturiler'i külliyetli paralar ile ayaklanmaya sevk ettiler 8
Celiili havalisinde sakin Abday Aşireti reisi Simko Ruslar'dan muntazaman para yardımı aldığını itiraf etmiştir. Rumiye ve Selmas civanndaki Nasturiler de Ruslar tarafından silahlandmlıp askeri eğitime tabi tutuluyordu. Ruslar kendilerine katılan aşiretleri ödüllendirip boyun eğmeyenleri için tehdit ediyorlardı. Barzan Şeyhi Abdüsselam, Tiflis'e getirildi. Kendisine para ve yiyecek yardımı yapılarak aşiretleri Rusya hesabına celbetmeye memur edildi. Sonuçta Abdüsselam Komitesi Osmanlı sınırlarına hücuma geçerek bölge halkına zulüm yapmaya başladı 9
1913 yazında Van ve Erzurum vilayetlerinde Ermeniler, Yezidiler ve l:fl.rkısım Kürt aşireti Ruslar'la irtibat kurdular. Hatta bazı Kürt Şeyhleri Rus büyükelçisine "Rusya hesabına çalışacaklarına" dair mektup yazdılar. Haydaranlı Kör Hüseyin Paşa büyükelçi Akimoviç'e "Rusya'ya bağlanmak istediklerini" bildirdi.

Bedirhanlılar Ruslar'dan silah yardımı talebinde bulundular. Yusuf Kamil Bedirhan ve amcaoğlu Süleyman, Rus büyük elçisinden Türkiye'de isyan çıkarmak ve Rusya'yla birleşrnek için kendilerine yardım edilmesini istediler.
Şirvan, Siirt sancağı etrafını temsilen Kör Hüseyin Paşa ve Yusuf Kamil Bey Tiflis'e götürülerek Ruslar'la anlaşma sağladılar . Ruslar, Kürtler'in liderinin Abdürrezzak Bedirhan olmasını istedi.
Abdürrezzak Bedirhan 1913 Şubatında Rusya'nın Hoy'da bulunan konsolos vekilinden çeşitli yardım taleplerinde bulunduıı. Daha sonra Rusya'ya giderek bir takım gizli tertipler içine girdi. Abdürrezzak'ın faaliyetleri ile ilgili şu belge oldukça dikkat çekicidir:
"Fon Kallem tarafından Kafkasya Valisi'ne 26 Mart 1914 tarihiyle gönderilen 262 numaralı gizli işaretli mektup:
Kafkasya Kumandanlığınca pek iyi bilinen Kürt milliyetçisi Abdürrezzak bugün Tiflis 'e doğru yola çıkıyor. Abdürrezzak'ın Petersburg'da uzun süren ikameti sırasında Dışişleri Bakanı'ndan aldığım emir üzerine kendisiyle evimde birk~ç defa görüştüm. Abdürrezzak sürekli muhabir ve Kürtler ile Iran ve Türkler arasında nüfuzumuzun yayıcısı sıfatıyla istihdam edilmesi kararında idi.
    Abdürrezzak'a şimdilik yüklenen başlıca vazifelerden biri Kürtler ve Ermeniler ve Süryaniler arasında bir dayanışma sağlamaktan ibaret olup bu dayanışmanın Kürtlerin menfaati için olduğu kendisi tarafından da bilinmektedir. Bu maksatla Abdürrezzak buradaki Ermeni yetkilileri ile görüşmeler yapmış ve bu kişilerle bir Ermeni-Kürt İtilaf Cemiyeti'nin oluşmasını sağlamıştır. Bu komitenin kararı üzerine ya Tiflis'de veya Kafkasya'nın diğer uygun bir yerinde buna benzer diğer bir komite teşkil etmek üzeredir. Abdürrezzak herşeyden evvel bununla meşgulolmak arzusundadır. 
Bu isteği Sazanof tarafından tamamen tasvip olunmuştur.
Osmanlı Kürtleri arasında doğrudan doğruya nüfuz etmek hususuna gelince Abdürrezzak'ın burada oldukça etraflı bir surette tertip etmiş oldUğu program, eğitim, sağlık gibi meseleleri de içermektedir.
Yalnız Abdürrezzak'ın teklif ettiği şeylerin büyük bir kısmını şimdilik gerçekleştir mek güçtür. Bu meselenin etraflıca inceleneceği, Kürdistan'da mevcut Konsolosluklara ilaveten birkaç konsolosluk açılacağı zamana bırakılmıştır.
Meselenin ayrıntılı incelenmesi ve bu programın uygulanması o zaman mümkün olacağından bu vakit gelene kadar Osmanlı Devleti aleyhine her hareketi dikkatli bir şekilde yapması ve hatta Osmanlı sınırında olan civar mahallerde görünmemesi kendisine tenbih ve ihtar olunmuştur.

Abdürrezzak'ın İran tabiyetine girme ve İran Kürdistanı'nda önemli bir memuriyet verilmesi isteği şimdilik uygun değildir. Şurası önemlidir ki; Iran, Abdürrezzak hakkında Tahran'da defalarca şikayette bulunmuş ve Abdürrezzak'ın İran'dan uzaklaştırılmasını ısrarla isteyen Türkler'den çekindiği için böyle bir isteği olumlu karşılamaz.
Bu düşüncenin gerçekleşmesi isteğinin Bab-ı Ali ile olan münasebatımızca pekçok olumsuz etki olduktan başka Osmanlı-İran sınır düzenlemesi işlemini tamamiyle ihlal edeceğinden korkuluyor.
Zira Türkler, Abdürrezzak'ın Kürdistan'da bir memuriyete getirilmesini kendilerine karşı açık bir tahrik olarak kabul etmektedirler.
Bununla beraber Abdürrezzak'ın Tiflis'ten Tebriz'e girmesi orada geçici ikametle meselenin şimdilik halli bir dereceye kadar kendi elinde bulunan Azerbaycan Valisi Şecaüddevle ile anlaşma sağlaması kararlaştırılmıştır.

Durumu size bildirir ve Kafkasya Valisi tarafından Sazanofa gönderilmiş olan 3/16 Ekim tarihiyle ve 10783 numaralı gizli telgrafın alınmasına kadar yani geçen Ekim'de Dışişleri Bakanlığı'nın Abdürrezzak'a 300 ruble tahsis eylemiş olduğu ve onun başarıya ulaşıncaya kadar bu miktar paranın verilmesine devam edilmesini beyan eylerim".
Bütün bu gelişmeler Nisan 1913 yılında Diyarbakır'da Bedirhanlar'ın önderliğinde bir isyanın çıkmasına yol açtı. Diyarbakır, Harput ve güneydoğu Türk illerindeki bir çok bölgede Kürtlerin Rusya'ya bağlanacağı söylentileri dolaşmaya başladı. Türk kuvvetlerinin müdahalesi üzerine bu isyan hareketi fazla gelişme gösteremedi. Ancak buna rağmen gerginlik devam etti 13.
Ermeniler'le bir irtibat kuran Hizanlı Şeyh Said Ali ve onun adına harekete geçen Molla Selim 1-2 Nisan 1914 yılında Bitlis'te bir isyan girişiminde bulunurlar. 
Bu isyan girişiminde başarısız olan Molla Selim üç kişiyle birlikte Rus konsolosluğuna sığındılar.
"Rus konsolosluğunda başlayıp Rus konsolosluğunda biten" 14 bu isyanla Rusya'nın, Ermeni ve Kürt yakınlaşmasını sağlamaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
Ruslar Bitlis isyanının bastırılmasından hemen sonra Osmanlı Devleti'nin Doğu vilayetlerine karşı saldırıya geçti. 27 Ağustos 1914'te Muradiye kazasına tecavüzde bulunan Ruslar, Kürşad'da Çilli mevkiinde Osmanlı kuvvetleri ile çatışmaya girdiler. 8 Eylül'de ise Bayezid'in 26 km. doğusundaki Girberan köyüne tecavüzde bulundular. Türk kuvvetleri müdafaa ile yetindiler.
Ruslar Eylül ayında Selmas'da 400 kişilik bir Ermeni çetesini hazırlayıp silahlandırılmışlar ve kendi askeri kuvvetleriyle birlikte Türk sınırlarından içeriye girmeye teşebbüs etmişlerdir. Bu çete ile Türk kuvvetleri arasında şiddetli çarpışmalar olmuştur. 15
Abdüsse Him, Bacerki civarında Türk kuvvetlerinin eline geçti. 16

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder