17 Nisan 2015 Cuma

DOĞU PERİNÇEK’E VE İŞÇİ PARTİLİLERE ÇAĞRI…



DOĞU PERİNÇEK’E VE İŞÇİ PARTİLİLERE ÇAĞRI…




 DOĞU PERİNÇEK’E VE İŞÇİ PARTİLİLERE ÇAĞRI…


19 Mart 2012 Pazartesi

Aydınlık gazetesi bugün (19 Mart 2012) “PKK’nın Anadili Türkçe” başlıklı bir yazı dizisi yayınlamaya başladı. Mehmet Bedri Gültekin tarafından kaleme alınan yazı dizisinin duyurusu gazetede yapıldığı gibi, dizinin yayınlanmaya başladığı gün Doğu Perinçek bununla ilgili bir de yazı yazdı. Doğu Perinçek, “Bu yazı dizisi yayılmalı ve tartışılmalı” başlıklı yazısında şöyle diyor:
“Konu bugüne kadar kamuoyunda genel ve soyut insan hakları düzleminde konuşuldu. Ancak uygulanabilirlik ve çağdaş eğitim ve öğretim ihtiyacı açısından hiç ele alınmadı. Hatta denilebilir ki, ayağını yere basan bir tartışma hep önlendi.”
Doğu Perinçek’i bilemem, ama İşçi Partililer ve Aydınlık grubu genelde parti yayınları ve liderin işaret ettiği kaynaklar dışında pek bir şey okumadığından anadilde öğretim konusunun“uygulanabilirlik ve çağdaş eğitim ve öğretim ihtiyacı açısından” ele alan yazıları okumamış olabilirler. Ama onların bu eksikliği, bu konunun hiç ele alınmadığı anlamına gelmez, ancak Doğu Perinçek ve İşçi Partililerin her olaya kendilerini merkeze koyarak yaklaştıklarını gösterir. 
Benim, Doğu Perinçek gibi elimin altında 50 bin civarında satışı olan bir günlük gazete, aylık teorik bir dergi ve ulusal çapta yayın yapan bir televizyon kanalı yok. Ama buna rağmen Doğu Perinçek’in ve Aydınlık gazetesinin ancak bugün ele almayı akıl ettikleri anadilde öğretim konusunun uygulanabilirliğini bundan 3 yıl önce Çetin Yetkin yönetiminde çıkan Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk dergisinin Şubat 2009 tarihli 129.sayısında ele almıştım. Bu yazıya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Anadilde Eğitim Üzerine(YAR Müdafaa-i Hukuk, Şubat 2009, Sayı: 129)
(http://serdar-ant.blogspot.com/2009/02/anadilde-egitim-uzerine.html)
Yine 2011 yılı başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun anadilde öğretime yeşil ışık yakan tavrı karşısında benzer içerikte bir eleştiri yazım da 2011 yılı Şubat ayı içinde Ankara’da,Ulus gazetesinde yayınlandı. (Ulus, 28.2.2011) Bu yazıya da aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

Anadilde Öğretim Böler (Ulus, 28 Şubat 2011)
(http://ulusyazilari.blogspot.com/2011/02/anadilde-ogretim-boler.html)

Anadilde Öğretim Böler(Bellek, 21 Şubat 2011)
http://bellek2009.blogspot.com/2011/02/anadilde-ogretim-boler.html

Öncelikle bu yazıları kamuoyunun dikkatine sunuyorum.


Anadilde öğretimin uygulanabilir açısından olanaklı olmadığını ve sonunda bölünmenin toplumsal düzlemde derinleşmesine hizmet edeceğini savunan bu yazılardan ilki 2009 yılının Şubat ayı içinde yazılmıştı.
Oysa Doğu Perinçek’in bugünkü köşe yazısında “Türkiye’de Kürt meselesini ve Ortadoğu’yu en iyi bilen birkaç aydınımızdan biri”diyerek övdüğü Mehmet Bedri Gültekin, benim yazımdan 8 ay sonra bile, 22 Ekim 2009 tarihli "Barış ve Kaos" başlıklı yazısında PKK için genel af talep ediyordu. Şöyle diyordu Gültekin:
“Yanlış anlaşılmasın. ‘Dağdan inen PKK’lılar niçin bırakıldı, cezalandırılsın’ demiyoruz. Tam tersine Kandil’de ve Türkiye’nin dağlarındaki toplam beş bin, altı bin PKK’lının silahlarını bırakması ve toplumumuzun bir parçası olarak normal yaşamlarına dönmesi, istiyorlarsa yasalar çerçevesinde siyaset yapmalarına kimsenin bir diyeceği olamaz, olmamalıdır.”
Ne ilginçtir ki o tarihte İşçi Partisi Genel Başkan vekili olan Mehmet Bedri Gültekin, “PKK’lılar niçin bırakıldı, cezalandırılsın”diyemiyor! Gültekin’e göre “Tam tersine Kandil’de ve Türkiye’nin dağlarındaki toplam beş bin, altı bin PKK’lının silahlarını bırakması ve toplumumuzun bir parçası olarak normal yaşamlarına dönmesi, istiyorlarsa yasalar çerçevesinde siyaset yapması” gerekiyor. Buna “kimsenin diyeceği olamaz, olmamalıdır.”
Yani İP Genel Başkan vekiline göre bugüne kadar PKK terörünün kurbanı olanlar, örneğin binlerce şehit ailesi, “PKK’lılar niçin bırakıldı, cezalandırılsın” dememelidir. Bugüne kadar Türkiye’yi bölmek amacıyla gözü kara bir şekilde kan döküp asker, polis, kadın, çoluk, çocuk, genç, ihtiyar demeden can alan PKK’lı katiller dağdan insin, toplumumuzun parçası olsun, normal yaşamlarına dönsün… Bugüne kadar terör ve şiddet yoluyla elde etmeyi amaçladıkları Türkiye’yi bölme hedefine de bundan sonra siyaset yoluyla ulaşmaya çalışsınlar!
Bu arada herhangi bir şehit ailesi ya da vatanını milletini seven bir yurtsever çıkıp da bir münasebetsizlik yaparak “PKK’lılar niçin bırakıldı, cezalandırılsın” derse eğer, onlara da “senin bu konuda diyeceğin olamaz” denilsin!
İşte İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gültekin’in istediği… İşte “Türkiye’de Kürt meselesini ve Ortadoğu’yu en iyi bilen birkaç aydınımızdan biri”
Dikkatinizi çekerim, bu sözler öyle 1980’lerde, 1990’larda değil, daha 2,5 yıl önce, 2009 yılı Ekim’inde söyleniyor. Mehmet Bedri Gültekin’in Kürt sorunu ve Atatürk hakkındaki 1990’lı yıllardaki görüşleri yanında, bugünkü BDP’lilerin önerileri ve söylemi bile masum kalır!
Daha ilginci de aynı dönemde Doğu Perinçek’in dile getirdikleridir. Bugün anadilde öğretimin şimdiye kadar“uygulanabilirlik ve çağdaş eğitim ve öğretim ihtiyacı açısından” ele alınmadığını iddia eden Doğu Perinçek, benim bu konuda ilk yazıyı yazmamdan yaklaşık 7 ay sonra bile, bakın neler diyordu PKK ve terör sorunu hakkında:
“Türkiye hâkim sınıflarının politikası, ABD ile birlikte PKK’yı etkisizleştirmektir. Bu politika, böyle dillendirilir; fakat genellikle ABD desteğiyle Kürt halk kitlelerini bastırma beklentisini içerir.”(Doğu Perinçek, “Türkiye Kürtleri kiminle birleşecek?”, Aydınlık, 13,9.2009)
Perinçek’in “Türkiye Kürtleri” şeklinde tanımladığı Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, iradelerini gerçekten ayrılıktan yana mı koymuşlardır? Yoksa bugün “Türkiye Kürtleri kiminle birleşecek?” gibi bir soruyla yasadışı, ayrılıkçı terör örgütü PKK ve yasal uzantısı DTP’yi, sanki “Türkiye Kürtlerinin”siyasal temsilcisigibi sunan Doğu Perinçek midir?
Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kiminle birleştiğini, iradelerini kimden yana koyduklarını anlamak için bugüne kadar yapılan seçimlerde PKK’nın yasal uzantısı olan partilerin yüzde kaç oy aldıklarına bakmak yeterlidir. Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 80’den fazlası Türkiye’den ayrılma, ülkeyi bölme gibi bir derdi yoktur.
Doğu Perinçek’in millete “Türkiye Kürtleri” diyerek yutturmaya çalıştığı PKK ve yasal uzantısı DTP ise son seçimlerde ancak yüzde 6-7’lik bir oy desteğine sahiptir, bölücü ve terörist olan da bunlardır! Perinçek’in “Türkiye Kürtleri kiminle birleşecek?” diye sorarak aklamaya çalıştığı da işte bu PKK-DTP ikilisidir!
PKK, Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan, bunun içinde yıllardan beri kör bir terörle kan döken, emperyalizmin maşası bir yasadışı örgüttür. Ama Perinçek’e göre PKK’ya ve teröre karşı binlerce şehit verilerek bugüne kadar sürdürülen mücadele, “PKK’yı etkisizleştirme” politikasıdır:
“Türkiye hâkim sınıflarının politikası, ABD ile birlikte PKK’yı etkisizleştirmektir. Bu politika, böyle dillendirilir; fakat genellikle ABD desteğiyle Kürt halk kitlelerini bastırma beklentisini içerir.”
Görüldüğü gibi asker, polis, çoluk, çocuk, kadın, erkek, yaşlı genç demeden yıllardan beri kan döken, can alan PKK teröristleri Perinçek’in gözünde “Kürt halk kitleleri”dir! Terörle yapılan mücadele de “Kürt halk kitlelerini bastırma…”!
Şimdi hem bu görüşleri savun, teröristi meşrulaştırmaya çalış, genel af iste, hem de otur “PKK’nın anadili Türkçe” diye yazılar yaz… Olacak iş mi bu? Kimi kandırıyorsunuz?
Örneğin Doğu Perinçek yazısında şunları söylüyor:
“PKK, kendi eğitimini Türkçe yapıyor. Kendi kurduğu mahkemelerde Türkçe yargı yapıyor. Savunmalar Türkçe… Tutanaklar Türkçe… Kararlar Türkçe… PKK militanları hatıralarını Türkçe yazıyor. Mektupları Türkçe… PKK ko0ngrelerindeki dil Türkçe… PKK’nin yayınları Türkçe… Abdullah Öcalan’ın konuşma ve yazıları Türkçe…”
Peki, PKK bütün bunları yeni mi yapıyor?
Hayır!
Kurulduğundan beri PKK’nın tavrı budur. 1980’lerde de böyleydi, 1990’larda da böyleydi, 2000’lerde de böyledir.
O zaman şimdi adama sormazlar mı?
Madem durum budur, o zaman İşçi Partisi 1990’larda neden anadilde eğitimi savunuyordu? Doğu Perinçek’in, İşçi Partisi Genel Başkanı olarak, 1995 yılında Cumhurbaşkanı Demirel'e sunduğu partinin Anayasa önerisi, “Kürt Sorununa Acil Kardeşlik Çözümü”başlıklı metinde aşağıdaki öneriler yer almıyor muydu?
“Ortak kimlik Türkiyelilik olmalıdır.”
“Kürt realitesi anayasa hükmüyle kabul edilmelidir.”
“Yine anayasada belirlenmelidir ki, Türkiye… Cumhuriyet'in iki asli kurucusu olarak Türklerin ve Kürtlerin ortak vatanıdır."
“…her kademede seçimle gelen, o kademe halkına sorumlu olan ve o kademenin güvenlik güçlerine de kumanda eden tek bir demokratik yönetim sistemi de kurulmalıdır."
“Anadille laik ve demokratik eğitim görmek… Anayasa güvencesiyle gerçekleştirilmelidir."
Doğu Perinçek, 1999’da yayınlanan "Kemalist Devrim-4: Kurtuluş Savaşı'nda Kürt Politikası" isimli kitabında (Kaynak Yayınları, Kasım 1999), “Gelişmeler, Kürt Sorununa Acil Kardeşlik Çözümü'ndeki tahlil ve programı doğrulamıştır. 1995 yılında yazılanlar bugün de geçerlidir. Tarihi bir belge olması nedeniyle noktasına, virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyoruz" diyerek yukarıdaki önerilerin içeren “Kürt Sorununa Acil Kardeşlik Çözümü” başlıklı belgeye de yer vermedi mi?
Bu kitap, 2000’li yıllarda da bütün partililere okunması için önerilmedi mi?
İşçi Partisi ve Doğu Perinçek, 1990’da “Kürt sorunu” bağlamında bu tür sözde “çözüm” önerilerini savundukları için bugüne kadar en ufak bir özeleştiride bulundurlar mı?
Kimse kusura bakmasın, ama geçmişte yapılan bu büyük hatalar, ayrılıkçı ve terörist PKK’nın taleplerinden yana alınan bu tavır, bugün bir yazı dizisi yayınlayarak ortadan kalkar mı? Bu kadar kolay mı bu işler?
Perinçek şimdi Aydınlık okuyucularına, her partiden uzman yönetici ve üyelere, televizyonlara ve gazetelere çağrı yapıyor, Mehmet Bedri Gültekin imzalı yazı dizisinin tartışılmasını öneriyor.
Ben de buradan Doğu Perinçek ve tüm İşçi Partililere çağrı yapıyorum:
Önce geçmişte yazıp söylediklerinizden, PKK amaçları paralelindeki politikalarınızdan ötürü çıkıp özeleştiri yapın, milletten özür dileyin, ondan sonra söyledikleriniz dikkate alınsın, tartışılsın.
Eğer gerçekten değiştiyseniz, yıllardan beri böyle bir özeleştiriyi yapmaktan kaçınmak niye? 

belleksizleştirilmesine://bellek2009.blogspot.com/2012/03/dogu-perinceke-ve-isci-partililere.html 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder