TERÖRLE Mİ, MİLLETLE Mİ MÜCADELE EDİLECEK?
Sadi SOMUNCUOĞLU
27 Temmuz 2005
Bu Affı Kim İstiyor
Evet, cevabı verilmesi gereken en önemli soru, Genelkurmay İkinci Başkanı Başbuğ''un yarım ağızla gündeme getirdiği bu affı kimin istediğidir. Genelkurmay, Kandil''deki teröristlerin yüzde 40''ının eyleme karışmadığının istatistiğini mi tutmuştur ki, "bunlar için formül"den söz ediliyor? 8 defa çıkartılan affın teröre yaradığı bilindiği ve her gün şehit verilirken, hem de TSK''nın bunu istemesi normal mi? Daha önceki "eve dönüş"te olduğu gibi bu isteğin adresi de ABD midir? Hükümetin bunu tek başına millete ve TBMM''ye kabul ettiremeyeceği bilindiğinden, TSK üzerinden "ikna süreci" mi başlatılıyor?
Şişeden çıkarılmaya çalışılan bu cini, lütfen yerinde bırakın da millet vicdanında bir kez daha mahkûm olmayın!..
Gerçek Mücadele İçin
Eğer, "terörle mücadelede dünyada ne yapılıyorsa, Türkiye''de de o yapılacak" derken, samimiyseniz, yapılacaklar bellidir, buyurun;
-Terörle Mücadele Yasası''nın 7 ve 8.maddelerinin eski haline getirilip, terör ve terör örgütü tanımının yeniden yapılması,
-İngiltere Başbakanı dahi Olağanüstü Hal Kurulu''nu topladığına göre, belli başlı illerde OHAL''e geçilmesi,
-Terörle Mücadele Kurumu yerine, bu konuda var olan ve devletin hafızası niteliğindeki, ama terör örgütünün AB aracılığıyla devreden çıkarttığı MGK''nın eski yetkilerine kavuşturulması,
-Teröristbaşının, İmralı''yı kumanda merkezi gibi kullanmasının kesinlikle önlenmesi,
- AB ve tüm üye ülkelerinin; terör örgütü, yan kuruluşları ve bazı belediyeleri kışkırtmaktan vazgeçmeye, terör listesine aldıkları PKK''yla samimi mücadeleye davet edilip, konunun "diplomatik, siyasi, ekonomik" müeyyideler dahil, kararlılıkla takipçisi olunması,
-AB''nin, Kıbrıs Protokolünün imzasından sonra, PKK ile ilgili taleplerini resmî şart olarak önümüze koyacağı dikkate alınarak, bu imzadan kesinlikle kaçınılması,
-Tüm vakıflara yurtdışındaki vakıf ve kuruluşlarla, parasal işbirliği yapma imkânı getiren Vakıflar Kanunu''nun çıkarılmaması, daha önce dernekler için yapılan aynı yöndeki düzenlemenin iptal edilmesi,
-Uluslararası sözleşmeler ve AİHM kararlarını iç hukukumuzun üzerine çıkaran Anayasa''nın 90.maddesinin eski haline getirilmesi,
-AİHM''in yetkileri ile ilgili sözleşmeye, İngiltere ve İspanya başta birçok AB ülkesinin yaptığı gibi, bireysel başvuru, yeniden yargılama, hukuka uygun gözaltına alma ve yetkili mahkeme kararından sonra tutuklama maddelerine çekince konulması,
-Milli Güvenlik Siyaset Belgesi''nin, AB''nin "emirlerine" göre değil, Türkiye''nin gerçek iç ve dış güvenlik ihtiyaçları dikkate alınarak, acilen çıkarılması,
Kimse korkmasın, bunlar hak ve özgürlüklerden geriye gidiş değildir. Zira bu tedbirler, ancak devlet-rejim ve millet düşmanı teröristleri ve sömürgecileri rahatsız eder. Ne demişti Alman İçişleri Bakanı Schily; "Güvenlik olmadan özgürlük olmaz...". Veya İngiltere Kültür Bakanı Brooke; "Teröristlerle yandaşları, demokrasiye saygılı insanlarla aynı yayın haklarından yararlandırılmamalıdır".
Samimiyseniz, Londra''daki saldırıdan sonra, "Fransa Cumhuriyeti zayıf bir rejim değildir…Bu insanlara karşı tek bir siyaset biliyorum; kararlılık…Bizi bölme zevkini onlara tattırmamalıyız" diyen İçişleri Bakanı Sarkozy''den ilham alın. Fransa, bölünme tehdidi altında mı, bizim gibi her gün şehitlerine mi yanıyor? Hayır, sadece devlet olma ciddiyetinin gereğini yapıyor.
http://www.mudafaai-hukuk.com.tr/test/index.php
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder