KUZEY IRAK'TA SON GELİŞMELER
NECATI ÖZGEN
Emekli Orgeneral
TEMMUZ 2002 - Sayı: 47
( ÖZEL NOTUMDUR ; OKUDUGUNUZ BU HABER 2002 TARİHKİDİR BUGÜNKİ TEHLİKE O TARİHTE TESPİT EDİLMİŞTİR SAYIN PAŞAMIZ' EMEKLİ ORGENERAL NECATİ ÖZGEN ' E BU DETAYLI HABERİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜRLER EDERİM..
SAYGIYLA )
1. GENEL
Ekonomik kriz, Sn. Başbakanın rahatsızlığı ve Avrupa Birliği gibi konular uzun süredir, Türkiye'nin gündemine oturdu. Dolayısı ile Kuzey Irak gibi Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendiren bazı önemli sorunlar arka planda kaldı.
Körfez krizi sonunda Kuzey İrak'ta 36 derece enlemi ile TÜRKİYE-IRAK sınırı arasında oluşturulan Tampon Bölge de bir otorite boşluğu meydana getirilmiştir. Bu boşluk terörün doğmasına ve o bölgeyi teröristlerin Üs olarak kullanıp, Türkiye'ye bilinen zararların verilmesine sebep olmuştur.
_ Bu otorite boşluğundan istifade ile K.IRAK'ta Süratli bir gelişme gösteren kurt hareketi, MAYIS 1992 tarihinde yapılan parlamento seçimleri 1930 yılından beri devam eden organize olma çabalarının en önemli adımını gerçekleştirmiştir.
Yapılan seçimler sonucunda teşkil edilen 105 kişilik Meclis'te KDP (Barzani) ve KYB (Talabani) 50'şer milletvekili çıkarırken, geriye kalan 5 milletvekili Asurilere verilmiştir. Bölgedeki Türkmenler bu oluşumu protesto ederek seçimlere katılmamıştır.
1992 yılında rahmetli Orgeneral Eşref BİTLİS ile birlikte BARZANİ'nin karargahının bulunduğu SELAHATİN kentine gittik. İki gün birlikte çalışmalar yaptık. Bu arada ERBİL'deki parlamento binasını gezdik.
Parlamento binasının içinde büyük bir duvarda Molla Mustafa BARZANİ'nin yağlı boya ile yapılmış büyük bir resmi yapılmıştı. Oğul BARZANİ, resmin altında bize babasının bir vasiyetini anlattı,
Molla Mustafa Barzani'nin Mossad Şefi Zwi Zamir
'' Baba BARZANİ Oğul BARZANİ'ye;..."
VASİYETNAMESİ;
28 Haziran 2002
KUZEY IRAK'TA SON GELİŞMELER,
Necati ÖZGEN (E) Orgeneral
Ekonomik kriz, Sn. Başbakanın rahatsızlığı ve Avrupa Birliği gibi konular uzun süredir, Türkiye'nin gündemine oturdu. Dolayısı ile Kuzey Irak gibi Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendiren bazı önemli sorunlar arka planda kaldı.
Körfez krizi sonunda Kuzey Irak'ta 36 derece enlemi ile TÜRKİYE-IRAK sınırı arasında oluşturulan tampon bölgede bir otorite boşluğu meydana getirilmiştir. Bu boşluk terörün doğmasına ve o bölgeyi teröristlerin üs olarak kullanıp, Türkiye'ye bilinen zararların verilmesine sebep olmuştur.
Bu otorite boşluğundan istifade ile K.IRAK'ta süratli bir gelişme gösteren kürt hareketi, MAYIS 1992 tarihinde yapılan parlamento seçimleri 1930 yılından beri devam eden organize olma çabalarının en önemli adımını gerçekleştirmiştir.
Yapılan seçimler sonucunda teşkil edilen 105 kişilik Meclis'te KDP (Barzani) ve KYB (Talabani) 50'şer milletvekili çıkarırken, geriye kalan 5 milletvekili Asurilere verilmiştir. Bölgedeki Türkmenler bu oluşumu protesto ederek seçimlere katılmamıştır.
1992 yılında rahmetli Orgeneral Eşref BİTLİS ile birlikte BARZANİ'nin karargahının bulunduğu SELAHATİN kentine gittik. İki gün birlikte çalışmalar yaptık. Bu arada ERBİL'deki parlamento binasını gezdik.
Parlamento binasının içinde büyük bir duvarda Molla Mustafa BARZANİ'nin yağlı boya ile yapılmış büyük bir resmi yapılmıştı. Oğul BARZANİ, resmin altında bize babasının bir vasiyetini anlattı.
Baba BARZANİ Oğul BARZANİ'ye;
"Oğul, benim sana vasiyetimdir. Türkiye çok büyük bir devlettir. Bana yardımları olmuştur. Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olacaksın, onlar bizim dostumuzdur. Onların sözünden çıkmayacaksın, bu sözlerim kulaklarına küpe olsun" demiş.
Bakalım Oğul BARZANİ, babasının vasiyetine ne kadar uymuştur.
1992 senesinde kurulan bahse konu bu müşterek yönetime rağmen KDP ile KYB arasındaki birliktelik fazla uzun sürmemiştir. Nedenleri ise;
- Kişisel rekabet,
- Yerel yönetimde etkin olma çabaları,
- K.Irak gelirinin paylaşımı,
- Erbil'in kontrolü,
- KDP'nın IRAK ve Türkiye, KYB'nin ise;
Soldan sağa Mesud Barzani, Menahem Nahik Navut (Mossad 2. Başkanı 1984 – 1986), Mahmut Osman, Mossad Başkanı Zvi Zamir (1968 – 1974), Mossad Başkanı Nahum Admoni (1982 – 1989) ve Bir Koruma- Irak’ın Kuzeyi Eylül 1971 (Mossad Arşivi)
İran ile daha yakın işbirliği içinde olması gibi faktörler rol oynamıştır.
Kuzey IRAK'taki durum; KDP'nin 31 Ağustos 1996 tarihinde, Bağdat yönetimi ile anlaşarak ERBİL'e yönelik harekatı ile yeni bir boyut kazanmıştır.
30 Ekim 1996 tarihinde ANKARA'da yapılan görüşmeler sonunda KDP ve KYB yönetimlerine sorumluluk bölgeleri tahsis edilerek ateşkes sağlanmıştır.
2. KUZEY IRAK'TA DEVLETLEŞME ÇABALARI
Bölgedeki Kürtler, kurmayı amaçladıkları devletin alt yapısını oluşturmak maksadıyla;
Sözde parlamento teşkili ve hükümet kurma, sözde Kürdistan bayrağı kullanma, polis teşkilatının tesisi, Güvenlik ve İstihbarat teşkilatının oluşturulması (ordulaşmaya geçiş), Merkez bankasının faaliyete geçirilmesi, Kürt enstitüsü, Kürt dernekleri açılması, Gümrük işlemlerinin esasa bağlanması, posta işletmesi, gelecekte kullanacağı pasaportun alt yapı çalışmaları ve yer altı kaynaklarının işletilmesi gibi çalışmaları yürütmüşler ve büyük ölçüde tamamlamışlardır.
Yapılan bu çalışmalar kapsamında özellikle KDP bölgesinde kendi kendini yönetecek derecede kurumlar oluşturulmuştur.
Halen BARZANİ yönetiminde 21 Bakan vardır. İsimleri bile tespit edilmiş durumdadır. Bu bakanların 16'sının soyadı BARZANİ'dir. Bütün Belediye Başkanlarının soyadı BARZANİ, Rektörün soyadı BARZANİ'dir. Görüldüğü gibi tam bir BARZANİ aşireti yapısı oluşturmuşlar. Ayrıca bölgedeki bazı aşireleride denetim altına almışlar. Onları ekonomik ve siyasal olarak kendine bağlamış, kendine bir egemenlik alanı ilan etmiş durumdadır.
Her iki tarafın (KDP ve KYB) yaklaşık 40.000 kişilik askeri güçleri bulunmaktadır.
3. KUZEY IRAK'TAKİ PKK FAALİYETLERİ
Bilindiği gibi K.IRAK'ın Kandil Dağı bölgesinde 4500-5000 civarında terörist bulunmaktadır.
PKK; bu terörist gücünü bölgede ve yurt içinde (Türkiye'de) meydana gelebilecek muhtemel gelişmelere paralel olarak bekletmekte ve bu aşiretlerle (KDP ve KYB) birlikte bölgede meydana gelmesi muhtemel oluşumlarda söz sahibi olmak maksadıyla varlığını muhafaza etmeye gayret göstermektedir.
PKK; hapisteki terörist başının talimatları doğrultusunda hareket etmekte, örneğin; Kandil Dağındaki teröristlerin içinde siyasi eğitim görmüş silahsız, yeteri kadar unsurların yurt içine girerek ve köy köy dolaşarak propaganda yaptıkları duyumları alınmıştır.
Hiç kimse terör bitti diye rehavete kapılmamalıdır. Ölüm cezasının kaldırılması, ana dilde eğitim ve Kürtçe TV yayını gibi hakların tanınması sadece bir aldatmacadır. Bu haklar tanınsa bile terör durmayacaktır. Arkasından özerklik veya federasyon istenecektir. 7'den 70'e herkes bunu böyle bilmelidir.
Kandil Dağındaki teröristler niçin teslim olmuyorlar? Hükümetimiz niçin onların teslim olmaları için politika üretmiyor.? Oysaki onların topluca teslim olabileceklerine inanıyorum. Onların içinde suç işlememiş asgari 2000 civarında çocuklarımız vardır. Bekle gör politikası uygulanmaktadır. Umarım atı alan Üsküdar'ı geçmez.
4. TÜRKMENLER
Kuzey IRAK'ta yaklaşık 3,5 milyon insan yaşamaktadır. Bu nüfusun büyük çoğunluğunu Kürtler-Türkmenler, diğerlerini ise Asuriler, Keldaniler ve Yezidiler oluşturmaktadır. Türkmenlerin IRAK'taki genel nüfusu yaklaşık 3 milyondur. 300 bin civarında Türkmen sadece Kuzey Irak'ta yaşamaktadır.
Türkmenlerin büyük bir bölümü BAĞDAT'ta yaşamaktadır. Çoğunluğu 36'ncı paralelin güneyinde ve hizmet sektöründeler.
Şehirli bir halktır. Bunlar doktordur, avukattır, mühendistir, Irak ordusunda Subaydır. Kürtler gibi kırsal nüfusu ifade etmiyorlar. KERKÜK Türkmen şehri. IRAK ordusunda İRAN'ı ilk defa bozguna uğratan kolordunun komutanı Türkmendir.(General Sinan)
Kuzey Irak'ta iki tür Türk okulu vardır. birisi Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından yapılan okullardır.
Bu okullarda neredeyse ne kitap ne defter vardır. Çünkü Türkiye oraya çok uzak. (ilgisizlik diz boyu)
İkincisi; Fetullah GÜLEN'in okulları, Öğretmenleri ODTÜ'den ve BOĞAZİÇİ Üniversitesinden, hiçbir sorunları yoktur.
Türkmenlerle ilgili politikamız var mı? yok mu? Varsa bu kadar olabiliyor. YAZIK, çok yazık.
1992 senesinde, Kuzey IRAK'ta Türkmenlerin yetkililerinden birisi bana;
Barzani ve Talabani'ye yaptığınız kadar bize de yardım yapsaydınız Kuzey IRAK'ta her şey çok daha değişik olurdu demiştir.
Türkiye'nin Türkmenler konusunda net bir politikası olduğunu zannetmiyorum.
5. NGO FAALİYETLERİ
Halen bölgede bulunduğu tespit edilen 83 NGO'dan 55 adedi Avrupalı ülkelere ait olduğu görülmektedir. Bunların sağlık, eğitim, altyapı faaliyetlerine yöneldikleri bilinmektedir. Bunların içinde ne yazık ki Türk NGO'su yoktur.
Bu ülkelerinKuzey IRAK'ta oluşturmayı düşündükeri bir oluşumda daha etkin bir rol alarak, petrol bölgeleri içinde önemli bir yeri olan bu bölgede, kendi çıkarlarını sağlamlaştırmayı amaçladıklarını bilmeyen yoktur.
6. SONUÇ
ABD'nin resmi politikasında, IRAK'ın mevcut rejiminin değiştirilmesi ve yönetimin daha
demokratik olmasını arzu ettiği kesindir.
Bu maksatla; Kuzey IRAK'ta başlangıçta Saddam muhalifi bir cephe oluşturmayı müteakip, Irak'ı bölerek güçsüzleştirme ve ayrı bir kürt devleti kurulması için, buradaki güç odaklarını kullanma ve yönlendirme çabaları devam etmektedir.
Nitekim, son zamanlarda ABD yönetiminin kürt gruplarla temasını yoğunlaştırdığı dikkat çekmektedir.
IRAK Türkiye için çok önemlidir. Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği mutlaka muhafaza edilmelidir.
IRAK'ta bir kürt devletinin kurulması ile Ortadoğuda bir çıbanbaşı yaratılmış olacaktır.
Ancak Irak daha demokratik bir rejime kavuşmalıdır. Bu mümkün müdür? Çok güç olacağı değerlendirilmektedir.
Eğer ABD Irak'a askeri bir hareket icra ederse Türkiye'nin politikası nedir? Net bir politikası var mıdır? Bildiğim kadarıyla yoktur.
Bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Lütfen izlemeye devam ediniz.
http://www.mudafaai-hukuk.com.tr/gundem280602.html
http://mudafaai-hukuk.com.tr/arsiv/temmuz02_02.htm
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder