ABD NİN SURİYENİN ILIMLI MUHALİFLERE KARŞI EGİT VE DONAT FAALİYETLERİ, BÖLÜM 2
Stinger Nişancısı Mücahit
ğ. ABD’nin Afganistan’a 1970’lerin ortasından itibaren değişik gruplara transfer ettiği silahlar ile devlet dışı aktörlere eğitim ve operasyon desteğinin olumsuz
sonuçlarını Afganistan’dan sonra en fazla hisseden ülke ise CIA’nın eğitim kamplarının bulunduğu, ABD faaliyetlerinin ana üslerinin yer aldığı ve CIA’nın yerli program ortağı ISI’nın11 etkinliği bulunan Pakistan olmuştur. Pakistan günümüze kadar istikrarsızlık ve kaostan kurtulamamıştır.
h. Bu iki örnek dışında Doğu Avrupa, Afrika, Orta Amerika, Orta Doğu ve Güney Asya’da onlarca benzer “Teşkilatlandır, Eğit, Teçhiz Et, Silahlandır, Savaştır”
projesi hayata geçirilmiştir. Bu projelerin hemen tamamı ABD’nin Sovyetlerle doğrudan sıcak çatışmaya girmeden vekâlet savaşlarının (proxy war) önemli bir boyutunu teşkil etmiştir.
NATO'nun Irak Eğitim Görevi (Nato Training Mission on Iraq- NTM-I), 2004-2011 yılları arasında faaliyet göstermiş ve Irak Ordusunu yeniden inşa etmiştir.
1. ABD, Soğuk Savaş’ın bitmesiyle devlet dışı aktörlerin eğitilmesi ve teçhiz edilmesi programını sınırlandırmış, bunu yerine sıklet merkezini Sovyetlerden ve Varşova Paktı’ndan kopan ülkelerin güvenlik sektörlerinin reforma tabii tutulmasına kaydırmıştır. 2000’li yıllardan itibaren ise Irak ve Afganistan başta olmak üzere müdahale ve işgal edilen ülkelerin polis ve ordu teşkilatlarının yeniden kurulması, eğitilmesi ve teçhiz edilmesi öncelik almıştır. ABD her iki ülkede başlangıçta kendisinin yürüttüğü güvenlik sektörünün (Asker, polis, istihbarat, güvenlik bürokrasisi, yargı ve cezaevleri) teşkil, teçhiz ve eğitilmesi programlarını NATO girişimine dönüştürmüş, bu kapsamda Irak’ta ve Afganistan da NATO Eğitim Misyonları oluşturulmuştur.12 Her iki girişiminden de olumlu sonuçlar alınamadığını, Irak ve Afganistan’ın bugünkü durumları ile ABD’nin teşkil ettiği güvenlik kurumlarının yetersizliği açık olarak kanıtlamaktadır.
i. ABD, “Teşkil Et, Eğit, Teçhiz Et, Silahlandır ve Savaştır” programlarında son yıllarda özellikle Irak ve Afganistan’da sivil ve yarı sivil ticari askerî firmalardan hizmet almaya başlamıştır. Bu kapsamda 100’e yakın firma arasından Blackwater, DynCorps ve Military Professional Resources Inc (MPRI) öne çıkmaktadır. Bu tür kuruluşlar, eğitime ilaveten silah, araç transferleri ile operasyonlara bizzat katılarak da faaliyet göstermektedir.13
Bu kuruluşların ABD dışında itibarları oldukça düşüktür. Örneğin Blackwater, PKK’ya silah transfer etmekle suçlanmıştır.14
Irak ve Afganistan’da bu tür firmaların yolsuzluğa ve uyuşturucu ve değerli madenlerin kaçakçılığına bulaşmaları, sivil halka eziyet ve gereksiz şiddet kullanmaları gündemde olmuştur.15
3. Suriye’de 'Ilımlı Muhaliflere' Yönelik “Eğit ve Teçhiz Et” Programı
a. ABD’nin Suriye Muhaliflerine Mevcut Yardımları
(1) ABD Suriye muhalefetine krizin çıktığı 2011 yılından beri çeşitli alanlarda yardım etmektedir. ABD yardımlarını diplomatik, bilgi, askerî ve insani yardım
boyutlarında özetlemek mümkündür.
(2) Siyasi ve diplomatik boyutta, siyasi destek, rehberlik ve yönlendirme ile rejim karşıtı kamu diplomasisi ve stratejik iletişim öne çıkmaktadır. ABD, Şubat 2012’de “Suriye’nin Dostları Grubu (Friends of Syria Group)”nun kurulmasına öncülük etmiştir. Cenevre görüşmelerinde Esad’ın Yönetimi bırakması ve Geçiş Otoritesi teşkili için çaba göstermiştir. Muhalifleri birleştiren Suriye Ulusal Konseyi ve sonrasında Suriye Devrimi ve Muhalefet Ulusal Konseyi teşkiline destek sağlamıştır, askerî cephede ise bütünleşik yapılara destek vermiştir. ABD, bu yapıların uluslararası, bölgesel ve ülke dışındaki faaliyetlerini yürütmesi için en önemli aktör olmuştur. Ayrıca El-Nusra’yı terörist örgütler listesine alarak ılımlı muhalefetin üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışmıştır. ABD, muhalefeti ele geçirdiği bölgeleri yönetebilmesi için maddi ve teknik uzmanlık alanlarında desteklemiştir.
(3) Suriye muhalefetinin medya ve sosyal medya ile desteklenmesinde de ABD’nin önemli yardımları olmuştur.
(4) ABD askerî olarak şu ana kadar doğrudan silah ve mühimmat yardımının diğer öldürücü olmayan askerî yardımlardan daha az olduğu kabul edilmektedir. ABD’nin Suriye muhalefetine 287 milyon dolar değerinde gıda maddesi, sağlık gereçleri, iletişim gereçleri, araç ve sivil savunma teçhizatı vermiştir. Özgür Suriye Ordusu ve Yüksek Askerî Konsey’in diğer ılımlı unsurlarına 70 milyon dolar nakit ile sınırlı miktarda hafif silah ve mühimmatı, geri tepmesiz top, anti tank silahları ve havan transfer edilmiştir. Bu silahlarının bir kısmının radikal örgütlere gittiği ortaya çıkmıştır. IŞİD’in elindeki çok sayıda ABD menşeli silah da bunu kanıtlamaktadır.16
Suriye’de rejim karşıtlarına hava savunma silahları da verilmiştir. Nitekim 2012 sonuna kadar 144 Suriye uçağını düşürülmüştür.17
Ayrıca 1000-2000 arasında militana eğitim verilmiştir.
(5) İnsani yardım kapsamında da ABD 1,7 milyar dolar değerinde yardım yapmıştır. Bu yardım Suriye’deki sivillere, Suriye’ dışında sığınmacı bulunan ülkelere ve sığınmacılara verilmiştir.
b. ABD’nin Suriye Muhalefetine Mevcut Yardımlarının Değerlendirilmesi
(1) ABD'nin Suriye iç savasında; krizin yönetilmesi, uluslararası aktörlerin ikna edilmesi, muhaliflerin yapılandırılması konuları başta olmak üzere, sonuca doğrudan etkisi olan konuların büyük çoğunluğunda yapmış olduğu stratejik hatalar, taktik seviyedeki başarılarıyla giderilemez bir nitelik kazanmıştır.
(2) Analiz ve değerlendirmesi ayrı bir incelemenin konusu olan bu durumun yarattığı sonuçlar itibariyle gelinen aşamada, askerî bakımdan Suriye Rejimi'nin lehine dönüşen duruma engel olunamadığı gibi IŞİD'in belirleyici aktörlerden biri haline gelmesi da önlenememiştir.
c. ABD’nin Yeni Programı
(1) Suriye’deki rejim karşıtlarının eğitilip silahlandırılması Suriye krizinin başlangıcından itibaren sürekli gündemde olmuştur. Hatta 2012’de İngiltere Genelkurmay Başkanlığı tarafından 100.000 Suriyeli rejim karşıtının eğitilip, silahlandırılarak Esad rejiminin “şok ve dehşet (Shock and Awe)” taarruzu ile devrilmesi planlanmıştır. Plan fazla uçuk bulunduğu için kabul görmemiştir.18
(2) ABD’nin yeni programının farkı yönetimin kararlılığı, mali destek ve bu faaliyetin kapsamında ortaya çıkmaktadır.
(3) ABD Yönetimi bu zamana kadar olan yardımları önemli ancak amaçları başarmak için yetersiz olarak gördüğünden sadece eğitim ve
silahlandırma için 2015 yılı bütçesinden 500 milyon dolar ayırmıştır.
< Michael Nagata, ABD Merkez Komutanlığının Ürdün’de konuşlu özel kuvvetler unsurlarına komuta etmektedir Bölgede deneyimli bir personeldir. Ürdün’de ABD Savunma Bakanlığı ve CIA’nın müşterek yürüttüğü Suriye rejim karşıtları eğitim programının da sorumlusudur. >
(4) ABD Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ile Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından ortaklaşa yürütülecek programın koordinasyonu için Obama bir general görevlendirmiştir.19
(5) Ayrıca ABD Yönetimi İran ve Rusya’nın Esad rejimine yardımının çok daha fazla olduğunu düşünmekte ve bunu dengelemeye çalışmaktadır.
ABD Yönetimi bunun dışında Ürdün, Lübnan, Irak ve Türkiye’de sınır güvenliğinin artırılması ile sığınmacılardan dolayı yaşanan ekonomik sıkıntıların hafifletilmesi
için ilave 1 milyar dolarlık yardım paketini hazırlamaktadır.20 Ancak, bu zamana kadar edinilen tecrübelerde, "ABD askerinin attığı her adımın bir 'sent (cent)'
değerinde kazanımını hesap eden"21 ABD'nin, vaatlerinde bonkör olduğu, harcamalarında ise o ölçüde cimri davrandığı görülmüştür.
Kaldı ki halihazırda ABD Yönetimi tarafından telaffuz edilen 500 milyon dolarlık bir harcama ile genel askerî durumun muhalifler lehine değiştirilmesi imkanı tartışmaya açıktır.
(6) ABD Yönetimi Kongre’den onay aldığı “Eğit ve Teçhiz Et” yasasında ifade edilen amaçlar şunlardır 22.
- Suriye halkını IŞİD ve Suriye rejiminin saldırılarından koruma, temel hizmetlerin tedarikini kolaylaştırma ve Suriye’de rejim karşıtları tarafından kontrol edilen topraklarda istikrar sağlama,
- ABD’nin müttefiklerini ve Suriye halkını Suriye’deki terör örgütlerinin tehdidinden koruma,
- Suriye’de müzakere dayalı bir çözüm için gerekli koşulları temin etme.
(7) Obama Yönetiminin bu yaklaşımı Suriye politikasına yönelik kritik bir dönüm noktası oluşturmakta; özellikle Esad rejiminin, rejim karşıtlarına karşı başarı
sağladığı, rejimin kısa ve orta vadede yıkılmasının zorlaştığı, IŞİD’in Suriye ve Irak’ın ötesinde bölgesel bir tehdit oluşturduğu döneme denk gelmesi önemli
görülmektedir. Bu gelişmeler ABD çıkarlarını ciddi şekilde tehdit ederken bölgede ve ötesinde Rusya-Ukrayna gelişmeleriyle birlikte küresel alanda stratejik
yenilgi algısını da kuvvetlendirmiştir.
(8) Bu aşamaya kadar ABD’nin Suriye silahlı muhalefetine yardımı, küçük çaplı ve gizli eğitim ve silah destek programı ile sınırlı kalmıştır. ABD diğer Batı ülkeleriyle birlikte bu yaklaşımından dolayı özellikle bölgedeki müttefikleri ve Suriye’deki rejim karşıtları tarafından eleştirilmektedir.
(9) Yeni stratejiyle ABD, bir taraftan IŞİD’in ılımlı denilen rejim karşıtlarını tamamen yenilgiye uğratmasını engellemeye diğer taraftan Esad rejiminin tam bir zafer kazanmasını önlemeye çalışmaktadır. ABD’nin bu noktaya gelmesinde Suriye rejiminin, Rusya, İran ve Hizbullah’ın yoğun desteğiyle yeni bir kapsamlı harekât başlatarak muhalifleri tam yenilgiye uğratması, Halep dâhil önemli merkezlerde kontrol sağlaması olasılığının etkili olduğu mütalaa edilmektedir.
(10) Bu programla ABD, Suriye’ye bu aşamada doğrudan askerî müdahale etmeksizin yaşamsal çıkarlarını korumayı ve kendisine riskleri azaltmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda ABD’nin tahlil edilmiş hedeflerini;
- Suriye’de öncelikle Selefi ve 'cihadist' yapılara karşı daha ılımlı bir muhalefet yaratmak, mümkün olduğunda bunu Esad’a karşı kullanmak,
- Esad rejimini ucu açık ve yıkıcı bir iç savaş ile diplomatik çözüme tercih noktasına getirmek,
- Esad rejimi, İran ve Hizbullah üzerinde baskıyı devam ettirerek bölgede yeni mevziler kazanmalarına engel olmak,
- IŞİD’in Suriye’den çekilmesini ve Irak’ta uzlaşıya razı olmasını sağlamak,
- İran’a Suriye’yi nükleer görüşmelere feda etmeyeceğini göstermek,
- Rusya’nın Ukrayna kriziyle meşgul olmasını stratejik fırsata çevirmek şeklinde sıralamak mümkündür.
(11) ABD’nin, “Eğit ve Teçhiz Et” programı ile ılımlı muhalefetin başarı sağladığını gördüğünde kapsamı genişletilebileceği ve hedefleri yeniden düzenleyerek Esad rejimini kendi öngördüğü diplomatik çözüme yaklaştıra bileceğini hesapladığı düşünülmektedir. Güçlenen muhalefet kontrol ettiği yerleri yönetme etkinliğine kavuştuğunda, ancak Esad rejimi diplomatik çözüme yanaşmadığında ABD’nin rejimin toptan yıkılması ve değişimini uygulanabilir bir seçenek olarak ele alabileceği değerlendirilmektedir. ABD, tüm çabalara rağmen muhalefet gözle görülür bir ilerleme sağlayamadığında programı sonlandırma seçeneğini kullanabilecektir. Ancak bu durumda büyük umutlar verilmiş muhalefetin düşmanlaştırılması olası görülmektedir.
(12) ABD’nin zaman içinde “Eğit ve Teçhiz Et” programına ilaveten doğrudan askerî destek sağlanmasını da gündeme alabileceği göz ardı edilmemelidir. Doğrudan müdahale ise ABD’nin tam başarısızlığı, aşırı tırmanma ve IŞİD gibi yapıların güçlenmesi sonucunu da doğurabileceği aşikârdır.
3. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder