2 Ekim 2019 Çarşamba

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 7

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 7 




Bu etkilerin önemi yatılı ögretime basladıgında yası ne derece küçükse o derece 
artacaktır. Bireyin siyasal tutumlarını gelistirmek konusunda okul çevresinin çesitli ögelerinden kaynaklanan ve önemli boyutlara erisen etkilerin varlıgına isaret etmiş bulunuyoruz. Bu etkilerin her zaman ve her ögrenci üzerinde aynı önem ve yönde olmadıgını arastırmalar göstermektedir. Aile ve arkadaslık grubundan kaynaklanan etkilerle okul çevresinden kaynaklanan etkilerin birbirini tamamlaması, ögrencinin, siyasal toplumsallasması sürecinde okulun ve egitimin daha büyük bir etki yarattıgı kısmen saptanmış bulunmaktadır. Okul çevresini olusturan ögelerin ögrenci üzerindeki etkileri incelendiginde hangisinin daha büyük öneme sahip oldugu konusunda hiçbir genelleme yapabilmek mümkün degildir. Bir ögrenci için bir ögretmen, bir digeri için bir ders ve onun ögretmeni daha önemli siyasal deger olusturma kaynagı veya siyasal davranış 
olusturmasını saglayıcı unsur olabilir. 
Ancak her ögrencinin, okul çevresinin siyasal toplumsallasmayı saglayan çesitli 
kaynakların birinden veya birkaçından birden egitim sürecinin bir asamasında 
etkilenebilmesi olasılıgı da oldukça yüksektir. 

Okulda ögrenciye aktarılanla okul dısında ögrencinin maruz kaldıgı siyasal 
uyarıların pekismesi halinde egitimin siyasal toplumsallasmayı belirlemekte önemli bir rol oynamaya basladıgı görülmektedir. Aksi takdirde, egitim güçlü bir siyasal toplumsallasma ve siyasal davranış kaynagı olma özelligini kolaylıkla yitirebilmektedir.126 

2.4. Siyasal Toplumsallasma ve Egitim 

Toplumsallasma, belirli toplumsal durumların deneyimi ve bilgisi aracılıgıyla 
insan davranısının biçimlendirilmesi: bireylerin kendi davranıslarına iliskin olarak baskalarının beklentilerinden haberdar oldukları; bir toplumsal grubun veya toplumun normlarını, törelerini, degerlerini ve inançlarını edindikleri; ve bir toplumsal grubun veya toplumun kültürünün aktarıldıgı süreç olarak tanımlanır. Bu anlamda, toplumsallasma, egitimle eş anlamlıdır; hem ögretmeyi, hem ögrenmeyi kapsayan bir süreçtir. Toplumsallasma, toplumsal iliskiler agının bütünü içerisinde yer alan çok karmasık bir süreçtir. 

Siyasal toplumsallasma, genel toplumsallasma olgusunun ayrılmaz parçasıdır; 
toplumsallasmanın özel bir biçimidir. Siyasal toplumsallasma, bireylerin siyasal 
yönelimlerini, tutumlarını ve davranıslarını edinmelerini saglayan süreçtir. Siyasal toplumsallasma süreci yoluyla bireyler, belli bir toplumsal grubun veya toplulugun siyasal degerlerini, inançlarını ve davranış kodlarını edinirler ve o toplumsal grubun veya toplulugun siyasal yapılarıyla bütünlesirler. Bu geniş 
anlamında, siyasal toplumsallasma, siyasal egitimle eş anlamlıdır.127 

Topluma belirli amaçlar dogrultusunda bilgi, tutum ve davranış kazandır ma faaliyeti olan egitim toplumu biçimlendiren etmenlerin en önemlilerinden biridir. 
Planlı ve bilinçli bir yönlendirmeye uygun olması nedeniyle o, siyasal iktidarların, yöneticilerin ve ideolojilerin hedeflerine ulasmada kullandıkları oldukça elverisli bir araç olmustur. Bu nedenle toplumdaki mevcut otorite, gerek kendi mesruiyetini güçlendirmek, gerekse topluma kazandırmak istedigi yapılanmaya göre egitim ve onun içerigiyle yakından ilgilenir. 

Egitim kurumu, siyasal rejimlerin kendi varlıgını devam ettirmesi için kullandık ları araçların en önde gelenidir.128 

2.5. Egitim Düzeyinin Seçmen Davranısındaki Rolü 

Egitim ve seçmen iliskisine baktıgımız zaman, egitim düzeyinin yükselmesi 
ile siyasal davranısların yogunlasmasını beklememiz için haklı nedenler 
bulunmaktadır. Daha önce de degindigimiz gibi, egitim siyasal degerlerin 
aktarılmasında basvurulan en önemli araçlardan biridir. Toplumsallasma hem bilgi, hem de deger yargılarının aktarımı ile ilgili oldugundan, egitim gören bir kimse siyasal davranış ortaya koymanın istenilen bir davranış olduguna inanabilir, siyasal sistem hakkında daha çok bilgiye sahip olabilir, dolayısıyla da, siyasal faaliyetlerde bulunmak için kendini daha yetenekli ya da hazırlıklı hissedebilir. 

Egitimin siyasal tercihi ve yönünü nasıl etkileyecegini saptamamız için, bir 
yandan egitimin aktardıgı siyasal degerlerin niteligini, diger yandan baska kurumlar yoluyla aktarılan degere uyumunu incelememiz gerekir. Bir çok demokratik toplumda egitim, esitlik ve hosgörülü olma gibi genel sistemle ilgili degerlerin yaygınlasması, benimsenmesi islevini yüklenmistir. Bu durumda daha fazla egitim görmüş kisilerin sistem hakkında daha çok bilgiye sahip olmalarını, sistemin kurallarına daha çok baglılık göstermelerini bekleyebiliriz. Nitekim, A.B.D.’nde yapılmış bir arastırma, egitim düzeyinin yükselmesiyle birlikte, kisilerin bireysel özgürlüklere daha saygılı, ırkçılıktan ve ayrımcılıktan daha uzak oldugunu gösteriyor. 129 

Egitimle siyasal davranış arasında en açık iliski onun siyasal davranış ortaya koyma egilimini arttırmasıdır. 
Hatta öyle ki bazı arastırmalar, egitimin diger sosyoekonomik degiskenlere göre siyasal katılma üzerinde en fazla etki eden degisken oldugunu bulmuslardır.130 

Egitim kurumları özellikle çevreden derin bir sekilde ayrıldıklarında, yani 
içinde bulundukları toplumun diger temel kurumlarından soyutlandıkları ölçüde, 
siyasal katılmayı etkileyen tutum ve yönelimleri belirlemekteki önemleri de 
artmaktadır. Çesitli tür egitim kurumlarının siyasal katılmanın diger kaynaklarını 
yaratmaktaki rolleri ne olursa olsun, en az altı nedenden dolayı egitim kurumlarına devam etmek dolayısıyla bireyin siyasal yasama katılmasının daha sık ve yogun bir hal alması beklenebilir.131 

Egitimin siyasal davranısa iliskin birçok islevi vardır. Birinci olarak, egitim 
düzeyi arttıkça, birey için siyasal davranısını ortaya koyma bir yurttaslık görevine dönüsür.132 Yapılan hemen her arastırma göstermistir ki, egitime sahip olanlar, olmayanlara oranla siyasal yasama katılma konusunda daha derin bir görev duygusu gelistirmektedirler. Bu anlamda, daha fazla egitim görenler için siyasal katılma adeta bir yurttaslık görevidir veya yurttaslık rolünün ayrılmaz bir parçası olmaktadır. 

İkinci olarak egitim, bireye çevresini degistirme becerisi kazandırır. Böylece, 
birey çıkar için toplumun kendisine tanıdıgı olanakları, sahip oldugu siyasal 
kaynakları seferber ederek degerlendirebilecegini ve hatta bunu nasıl yapabilecegini, egitim kurumlarına devam ederken ögrenebilecektir. Birey siyasal kaynakları nasıl degerlendirebilecegini ayrıntılı bir sekilde ögrenmese bile, siyasal kaynakların kullanılarak siyasal sistemden istemlerde bulunulabilecegi inancını edinebilecektir. 

Üçüncü bir etki ise egitimin sagladıgı kaynaklarla ilgilidir. Egitimin birey 
açısından yarattıgı en önemli sonuç, belki de, ona saglamış oldugu gelir ve toplumsal statüdür.133 

Egitim ve özellikle de yüksek ögretim, bireylerin toplumsal tabakalasmanın yukarı katlarına dogru yükselmesi için kullanılan araçlardan biri oldugu için, Türkiye’de de gelecege iliskin beklentilerle birlikte, üniversite egitimi isteginin arttıgı gözlenmektedir.134 Özellikle, egitim ile gelir arasında yakın bir iliskinin bulundugu gözlenmistir. Egitim, yaratmış oldugu gelir etkisiyle, ona sahip  olanların toplumda daha güçlü mevkilere varmalarını ve en azından, bu durumlarını korumak için siyasal yasamda daha etkin bir rol oynamalarını saglayabilecek bir kaynaktır.135 Örnegin yapılan arastırmalarda, egitim ve gelir seviyesi ile meslek statüsü yüksek olan insanların, digerlerine göre, tartısmaya girme, bürokrasiyle temas etme, kampanya faaliyetlerine ve örgütlere katılma eylemlerine daha çok katıldıgı tespit edilmistir.136 Bununla birlikte, egitim düzeyinin de büyük ölçüde gelir düzeyine bagımlı oldugunu unutmamak gerekir. Alt gelir grupları aynı zamanda düsük bir egitim düzeyinde bulunduklarından, onların siyasete ilgisizliklerinin bu iki etkenin ortak ürünü oldugunu söyleyebiliriz.137 

Dördüncü olarak, egitim bireyin soyut ve genel kavramlarla düsünmesini 
kolaylastırır. Egitimin en önemli niteliklerinden birisi de bireyin soyut ve genel 
kavramları düsünce faaliyeti sırasında kullanılmasını kolaylastırmasıdır. Karmasık toplumların bireyden uzak unsuru olan bürokrasiyle haberlesme, yazılı olarak kendisini daha kolay ifade edebilenler, kendi çıkar ve dileklerini açıkça belirtebilecek sekilde soyut düsünebilenler için daha büyük bir kolaylık ve etkinlikle basarılabilir.138 Egitimin, kisilerin siyasal olaylarla ilgili bilgi edinmelerini, o bilgileri yorumlamalarını, kendi toplumsal durumları ve sorunlarıyla baglantısını kurmalarını kolaylastırdıgı ölçüde siyasal davranış 
ortaya koyma egilimlerini arttırması dogaldır.139 

Besinci olarak, egitimli bireylerin çevreleriyle ve dış dünyayla ilgili bilgileri,  onlara kozmopolit yasam alanlarıyla daha kolay iletisim kurma olanagı saglar.140 
Egitimli bir insan siyasal haberlesme kanallarından daha çok yararlanır ve 
dolayısıyla siyasal bilgilenme düzeyi yüksektir. Siyasal sistemden beklentileri artar ve çesitlenir, siyasal sistemi etkileme yollarını daha iyi bilir ve böylece siyasal organları etkilemede kendini daha yeterli görür.141 

Son olarak, egitimli birey bir grup içerisinde davranma alıskanlıgı kazanır. 
Yalnız bir sınıfın ya da grubun üyeleriyle degil, birçok grubun üyeleriyle iletisime 
geçebilir.142 Egitilmiş kisiler, egitime sahip olmayanlara oranla farklı bir toplumsal ortamın üyeleri olmaları bakımından birbirlerinden ayrılırlar. Egitilmiş 
birey çevresinden daha fazla haberdar olan, daha nüfuzlu bir etkilesim agından 
etkilenmekte olan kisilerle iliski içindedir. Bu iliskiler merkezi hükümet ve idare ile kurulabilecek iliskilerde kolayca kullanılabilecek niteliktedir. Ayrıca, egitim 
kurumlarında kurulmuş iliskiler okul sonrası yasamda da bireylerin hükümete baglı idari kadrolarla iliski kurmasını kolaylastırabilen unsurlardır. Örnegin Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ve öncesinde de Galatasaray Lisesi’nden mezun olmak hükümet ve idare ile olan iliskileri kolaylastırıcı bireysel niteliklerdendir. Hemen her toplumda ulusal düzeyde görev yapan bürokratların tamamı üniversite mezunudurlar. Egitim düzeyi düsük olan bir bireyin belirli bir konudaki sikayetlerini hangi merciye ve ne biçimde yaparsa en etkin sonucu alabilecegi hakkında yeterli bir fikri dahi olmayabilir. Bu kosullarda kendi çıkarlarını savunacagına inandıgı ve siyasal etkinlige sahip bir aracının yardımına basvurmaya çalısması dogaldır. Nihayet egitim sırasında ögrencinin ders ve ders dısı okul faaliyetleri dolayısıyla bir grup içinde hareket etmeye zorlanması söz konusudur. 

Birey sadece bir okula, bir sınıfa devam etmez, aynı zamanda bir arkadaş 
grubuna da üye olur. Bu tür arkadaş gruplarını olusturan ögrencilerin mensup oldukları toplumsal sınıflar birbirlerinden farklı oldugunda toplumsal statüsü yüksek olan sınıfların siyasal deger ve yönelimlerinin grupta egemen oldugu görülmektedir. Hem arkadaş gruplarının hem de egitim kurumunun ögrenciyi okul içi çesitli faaliyetlere katılmaya tesvik etmesi veya zorlaması da bireyi yakın çevresi içinde baskalarıyla iliski kurma, ortak hareket edebilme, grup halindeki insanlara hitap edebilme gibi beceriler kazandırmakta etken olabilecektir. 

Özetle, egitim toplumsal statüyü yükseltmek, bireye örgütsel ve siyasal 
faaliyet için geçerli olabilecek beceri ve kaynak temin etmek ve soyut düsünmek, karmasık siyasal iliskiler düzenini algılayıp anlayabilecek bilimsel beceri temin etmek yoluyla oldugu gibi, bireyde bir yurttaslık duygusu uyararak ve siyasal kararlara etkide bulunmak egilimi yaratmak dolayısıyla da siyasal katılma üzerinde etkili olabilmektedir.143 

Siyasal davranış ile egitim arasıdaki iliski zihinsel, duygusal ve degerlendirme ile ilgili etkilesimin bir sonucudur. Bilgi içerigi, aynı iki egitim programının farklı siyasal kültürler içinde farklı davranış biçimine götürmesi mümkündür. Bu noktada, egitim seviyesinin yükselmesi ile siyasal davranış arasında otomatik bir iliski kurmak bizi yanıltabilir. Bu açıdan önemli olan sadece egitim degil aynı zamanda egitimin içerigidir. Ayrıca daha önce de belirttigimiz gibi egitim 
ile siyasal davranış arasındaki iliskiyi incelerken gelir, meslek gibi diger sosyal statü unsurları ile birlikte ele almamız gerekir. 

Egitim ile siyasal davranış arasında olumlu bir baglantının varlıgı yani bir 
kimsenin egitim seviyesinin artısı ile birlikte siyasal davranış ortaya koyma 
seviyesinin de artacagı, degisik ülkelerde yapılmış bir çok arastırmada güvenilir bir sekilde belgelenmistir. Her kademedeki egitim artısı kendisini siyasal davranış ortaya koyma oranındaki bir artış ile hissettirmektedir. Bununla beraber asıl önemli degismeyi yaratanın yüksek egitim oldugu görülmektedir. Bir çok siyaset bilimci egitimin siyasal davranısa yön veren sosyo-ekonomik etkenlerin en kuvvetlisi oldugu görüsündedir. Üzerinde durulması gereken bir nokta da egitimin siyasal davranış üzerindeki farklılastırıcı etkisinin siyasal parti tipolojisine göre de degisme göstermesidir. Mevcut siyasal partilerin toplumdaki sosyo-ekonomik gruplasmalara dayanma derecesine baglı olarak, seçmenlerin egitim seviyesi onların siyasal davranıslarını etkilemekte veya etkilememektedir. Eger partilerin sosyal kompozisyonu sınıfsal bir nitelik tasıyorsa, egitimin siyasal davranış olgusunda farklılasma yapma gücü azalmaktadır. Parti sisteminin sınıf ayrımına dayandıgı Norveç’te, kitle partilerinin hakim oldugu Amerika’ya nazaran, egitimin siyasal davranış üzerindeki etkisi daha az önem tasımaktadır. Egitim seviyesi düsük kimseler, kendilerine göre bir partinin mevcut olması halinde siyasal hayata daha aktif bir sekilde katılmaktadırlar. Buna karsılık dogrudan dogruya düsük egitimli alt sınıflara hitap eden partilerin yoklugu halinde yüksek egitimli yukarı sınıflar bütün siyasal partilere sahip çıkmakta ve egitim seviyesi düsük kimseler nispi olarak siyaset dısına itilmektedir. Ayrıca, partilerin siyasal sorunları toplayıcı ve basit alternatiflere indirici fonksiyonunun islememesi halinde, egitim seviyesi düsük kimseler için seçim yapmanın gerektirecegi entelektüel gayret onları böyle bir ise kalkısmaktan alıkoyacak kadar yüksek olabilir.144 

Egitim bireyin siyasal yasama olan ilgisini ve siyasal etkinlik duygusunu 
arttıracak etkilerde de bulunmaktadır. Egitim bireyde siyasal sistemden etkilendigi konusunda bir inanç dogurabildigi ölçüde hükümet ve idarenin tasarruflarını yakından izlemesini de saglamaya yardım edebilecektir. Bu ise genellikle kitle iletisim araçlarının düzenli olarak izlenmesi ile mümkündür. Dolayısıyla, egitim hem kitle iletisim araçlarının düzenli olarak izlenmesini, hem de siyasal olaylara ilgi duyulmasını saglayabilecektir. 

Birey aynı zamanda gerek ders programı, gerek sagladıgı siyasal ilgi ve 
etkinlik duyguları dolayısıyla siyasal sistem hakkında bilgi sahibi olmaya tesvik 
edilmiş olacaktır. 

Egitimin, kisilerin siyasal olaylarla ilgili bilgi edinmelerini, o bilgileri 
yorumlamalarını, kendi toplumsal durumları ve sorunlarıyla baglantı kurmalarını 
kolaylastırdıgı ölçüde siyasal davranış gösterme egilimlerini arttırması dogaldır.145 Konuyla ilgili olarak asagıdaki tabloda egitim degiskeni ile siyasal tercihler çapraz iliskilendirilmistir. 

DİPNOTLAR;

126 KALAYCIOGLU, Çagdaş Siyasal..., ss. 171-174. 
127 İsmail KAPLAN, Türkiye’de Milli Egitim İdeolojisi ve Siyasal Toplumsallasma Üzerindeki Etkisi, İstanbul: letisim Yayınları, 1999, s. 11. 
128 Saban SİTEMBÖLÜKBASI, Parti Seçmenlerinin Siyasal Yönelimlerine Etki Eden Sosyoekonomik Faktörler, Ankara: Nobel Yayın Dagıtım, 2001, ss. 28-29. 
129 TURAN, a.g.e., ss. 77-81. 
130 SİTEMBÖLÜKBASI, a.g.e., s. 36. 
131 KALAYCIOGLU, Karsılastırmalı Siyasal..., s. 26. 
132 ÇUKURÇAYIR, a.g.e., s. 83. 
133 KALAYCIOGLU, Karsılastırmalı Siyasal..., ss. 26-27. 
134 Emre KONGAR, 21. Yüzyılda Türkiye, 23. Basım, İstanbul:Remzi Kitabevi, 1999, s. 534. 
135 KALAYCIOGLU,Karsılastırmalı Siyasal..., s. 27. 
136 ÖZ, a.g.e., s. 31. 
137 KISLALI, Siyasal Çatısma..., s. 187. 
138 KALAYCIOGLU, Karsılastırmalı Siyasal..., s. 27. 
139 KISLALI, Siyasal Çatısma...,s. 187. 
140 ÇUKURÇAYIR, a.g.e., s. 84. 
141 ÖZ, a.g.e., s. 31. 
142 ÇUKURÇAYIR, a.g.e., s. 84. 
143 KALAYCIOGLU,Karsılastırmalı Siyasal..., ss. 27-29. 
144 BAYKAL, a.g.e., ss. 54-58. 
145 Nevzat GÜLDKEN, Toplumbilim Boyutuyla Siyasal Katılım, Sivas: Dilek Ofset Matbaacılık, 1996, ss. 89-90 


8. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder