2 Ekim 2019 Çarşamba

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 6

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 6 




2.3. Okulun Siyasal Davranış Üzerindeki Etkisi 

Ögretmenler, ders kitapları, müfredat, ders dısı ortam, çevresel kosullar, arkadaslık grupları da siyasal davranış ortaya koymada önemli rol oynarlar. Fakat, bu çalısmalarda, iki önemli degiskenin etkisini, okulun etkileri ile karıstırmamaya özen göstermek gerekiyor. Yasın ilerlemesi ile çocugun dogal olarak olgunlasmasından dogan etkileri, okulun etkisinin dısında gözleyebilmek gerekir. Ayrıca, sınıfsal köken farklılıkları, siyasal toplumsallasmayı ve siyasal davranış gelistirmeyi degisik yönlerde etkileyebildigi gibi, okulun etkilerine de yön verebilmektedir. Eldeki veriler, egitimin içerigi ve yöntemi ile, siyasal etkinlik duygusu ve siyasal davranış egilimi arasında iliski bulundugunu göstermektedir. Arastırmalara göre, kisinin ögrenim düzeyi yükseldikçe, siyasal olaylara ilgisi artar, daha fazla siyasal bilgi edinir, siyasal konularda çok yönlü görüsler kazanabilir, daha fazla kisiyle siyasal tartısmalara girer, kendisinin siyasal yönden etkin olabilecegine iliskin inancı güçlenir, eylemci bir biçimde örgütlenme egilimi artar, kendisine ve çevresine daha büyük bir güvenle bakabilir. Egitilen kisi, toplum içindeki etkinliginin genel olarak yükseldigi kanısını edinir. 

Okulda tartısmalara katılanlar, özellikle haksız ve yanlış buldukları kararları protesto edebilenler, göreli olarak daha yüksek siyasal etkinlik duygusu ve siyasal davranış sergileme egilimi edinmektedirler. Fakat bu iliski ilk bakısta gözüktügü kadar yalın ve tek yönlü degildir. Siyasal etkinlik duygusu düsük olan kisiler, okulda tartısma ve siyasal davranış sergileme olanagı bulamayanlar degil, bu olanagı buldugu halde ondan yararlanamayanlardır. Burada çocugun biçimlenmiş kisiliginin ve yaratılan otorite yapısının önemli bir rol oynadıgı görülmektedir. 

Farklı egitim düzeylerinde görülen degisik siyasal davranış deneyimleri ve etkinlik duygusu, okulun yarattıgı bir kosul oldugu kadar, farklı sınıfsal kökenlerin dogurdugu bir durum da olabilir. Yüksek ögrenim görmüş kisilerle, görmemiş kisiler arasındaki farkın, okul dısı etmenler tarafından saptanması da olasıdır. 
Yüksek ögrenim görenlerde, siyasal etkinlik duygusu ve siyasal davranış sergileme egilimi daha güçlü olmakla birlikte, bu olgu ile okulda veya ailede kararlara katılım degiskeni arasında dogrudan bir iliski görülmemektedir. Bunun anlamı sudur: ailedeki ve okuldaki ortamın etkisi ne olursa olsun, egitim kendi içinde belirli bir degisimi saglayabilmektedir.112 

Ögretmen, ögrencilerine toplumdaki insanların birbirleriyle iliskilerini düzenlemeye yarayacak degerleri veya belli durumlarda nasıl hareket edeceklerini belirten toplumsal ve siyasal kuralları aktarır. Ancak yapılan arastırmalar, ögretmenlerin bu konularda tek ve çok önemli bir etken olmadıgını göstermektedir. 
Ögrenci ögretmenine, anne ve babasına veya arkadaslarına duydugu türden bir yakınlık hissedecek olursa, onlarla aynı güçte etkilenebilir. Her ögrenci, her dersin ögretmeninden aynı biçimde etkilenmez. Her ögrenci bir çok ders ve ögretmenle karsılasır ancak siyasal deger ve tutumları bunlardan bir veya nadiren bir kaçından etkilenir. Bu sonuçla, ögretmenle ögrencinin siyasal toplumsallasması ve siyasal davranısı arasındaki iliskinin az oldugunu söyleyebiliriz. 

Ögretmenin, ögrencinin siyasal toplumsallasması ve siyasal davranısı üzerindeki etkilerini dört kısımda inceleyebiliriz. 

-İlk olarak, ögretmenin bir otorite görüntüsü olarak ögrenciye siyasal tutum aktaran bir kaynak olusturdugu düsünülebilir. Ögretmen hem otoritenin nasıl 
davrandıgı konusunda ögrenciye fikir verirken, hem de otoritesinden yararlanarak ögrencinin ne tür siyasal degerlere sahip olması gerektigini ögretmektedir. 

-İkinci olarak, ögretmen ögrenciye toplumda nasıl davranması gerektigiyle ilgili bir dizi kuralı ögretmektedir. Bunlar içinde belki de en önemlilerinden birisi 
çocuga, otoriteye itaat etmesi gerektiginin ögretilmesidir. 

-Üçüncü olarak, ögretmen çocugun egitimi sırasında, belki hiç farkında olmadan rekabet, basarının önemi, baskalarıyla isbirliginde bulunma, hakkaniyet gibi 
bazı degerlerin olusmasına yardımcı olur. 

-Dördüncü olarak, ögretmen ders içi faaliyetlerde ögrencinin etkinligini saglayarak ögrencilerin kendilerine olan güvenlerinin artmasını, duygu ve 
düsüncelerini rahatça ifade edebilmelerini saglar ve daha sonraki yasamlarında da toplumsal ve siyasal yasama rahatça adapte olabilmelerine zemin hazırlar. 

Ögretmenin, bir çok egitim sisteminde ögrenciye bazı siyasal degerleri asılaması, okutmakta oldugu ders programı çerçevesinde zorunludur. Örnegin, 
yurttaslık bilgisi, tarih, cografya, sosyal bilgiler gibi derslerin müfredatı belirli siyasal tutumların olusumunu saglayacak biçimde düzenlenmistir. Ögretmenin ders sırasında bu degerleri çok yogun bir biçimde vurgulaması söz konusu degerlerin aktarılmasını kolaylastırıcı veya hiç üzerinde durmaksızın geçistirmesi zorlastırıcı bir etken olabilir. Üstelik her ögretmenin ögrenci üzerinde aynı biçimde etkili oldugunu düsünemeyiz. 

Ögrencilerin, ergenlik öncesi çagda anne ve babasının kendine yönelttigi siyasal etkilerle aynı yönde etkileyen ögretmenlerden daha fazla etkilendikleri 
görülmektedir. Siyasal degerler konusunda anne ve babasıyla, ögretmeninden çelisen siyasal uyarılar alan ögrencinin siyasal toplumsallasmasının ögretmenden daha az etkilendigi görülmektedir. Üstelik çocugun içinde bulundugu arkadaslık grubu da, okulda kendisine aktarılmaya çalısılan siyasal degerlerle çelisen degerleri vurgulayan bir nitelikteyse ögrencinin ögretmen veya okuldan siyasal degerler edinmesi zorlasacaktır. 

İlkokul çagından itibaren çocuk aile dısında bir otoritenin koydugu kurallara uymak gerektigini ögrenmeye baslamaktadır. Bu kurallara uyulmaması halinde ne gibi sonuçların dogacagının ögrenilmesi de böylece baslamış olmaktadır. Örnegin, kopya çekmenin yanlış bir davranış oldugu anlatıldıktan sonra bu konuda hiçbir titizlik göstermeyen bir ögretmen, kopya ile sınavda basarılı olan bir ögrenciyi, söz konusu kurala uymamak dolayısıyla ödüllendirmiş olmaktadır. 
Fırsat buldugunda ögrenci yine kopya çekmeye çalısacak ve ödüllendirilmeye devam edildigi sürece bu yola basvuracaktır. 

Daha sonra birey, kurallara ancak otorite tarafından denetlendigi zaman uyma davranısı gösterebilecektir. Ögretmen toplumsal hizmetlerin olusması 
için kural koymak ve bunlara uygun davranısta bulunup bulunmaması konusunda farkında olmadan ögrenciyi etkilemiş olmaktadır. 

Böylece ögretmen genellikle, kurala uygun davranış ve itaatin önemi konusunda çocuga en önemli etkiyi yapan aile dısı ilk otorite olmaktadır.113 

Okulun siyasal toplumsallasmasındaki yerini, yalnızca ögretmenin etkisiyle sınırlandırmak yanlış olur. Derslerin içerigi, ögrencinin o okul nedeniyle karsı 
karsıya geldigi degisik çevre ve kosullar, okulda olusan arkadaş grupları, ögretmenin etkisine eklenen ve her zaman aynı yönde olmayan etkiler yaratabilirler. 
Okulun siyasal toplumsallasmayı ve siyasal davranış gelistirmeyi saglayıcı etkisi iste bu etkilerin bir bileskesi olarak ortaya çıkar. 
Ailesinden uzakta, küçük yastan baslayarak yatılı okullarda egitim gören çocuklar üzerinde, en etkili toplumsallasma aracı olarak bu ortamın rol oynaması dogaldır. 114 

Ögrencinin siyasal tutumlarını ve siyasal davranısını etkileyen diger bir kaynak da müfredattır. Müfredatta ögrencinin siyasal rejim için destekleyici hisler 
beslemesini saglayacak anlatım ve degerlere agırlık verilmesine her siyasal sistem özen gösterir.115 

Egitimin siyasal toplumsallasmadaki rolünü ve siyasal davranısa etkisini iyi açıklayabilmemiz için, bu sürecin ögelerini incelememizde yarar vardır. Nasıl bir 
deger sisteminin aktarılmak istendigi, sürecin ilk ögesidir. Dikkat edilirse, ülkemizde belirli dönemlerde müfredat programında nelerin yer alacagı tartısılmıstır.116 

Siyasal kültürü yumusak bir ideoloji biçiminde çocuga vermesi sebebiyle,117 özellikle tarih, edebiyat, cografya ve vatandaslık bilgisi gibi derslerde hangi kitapların okullarda kullanılacagı merkezi bir denetimden geçmektedir. Öyle anlasılıyor ki, müfredat kapsamının kisinin siyasal inanç, tutum ve davranıslarını etkileyecegine inanılmaktadır.118 Burada özellikle vatandaslık bilgisi dersi konumuz açısından önem tasımaktadır. Bu dersin amacına bakacak olursak; Talim ve Terbiye Kurulu’nun 14.6.1985 gün ve 93 sayılı egitim ve Ögretim Yüksek Kurulu’nun da 10.7.1985 gün ve 10 sayılı kararlarıyla kabul edilen Vatandaslık Bilgileri dersi ögretim programının amaçlarından bazıları sunlardır: 

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın genel esaslarını ve temel ilkelerini kavratmak suretiyle ögrencilerde, Anayasamızda ifadesini bulan hürriyetçi 
demokrasiye, Atatürk milliyetçiligine içten baglılık ve devlet otoritesine saygı duygusu uyandırmak.” 

“Demokratik zihniyetin hakim oldugu bir atmosfer içinde kendi kendilerini yönetmelerine, okul içinde ve dısında sorumluluk yüklenmelerine imkân ve fırsat saglayarak ögrencilerin demokrasiyi bizzat yasayan, uygulayan kisiler olarak yetismesini saglamak”. 

Vatandaslık Bilgileri dersi “bilgi kazandırıcı bir ders olmaktan çok, ögrencilere belli düsünce ve davranısları kazandırmayı amaçlayan bir derstir. 
Ögrencinin bir hukuk kuralını ezberlemesi yerine sosyal iliskilerinde adil davranabilmesi; ahlâk kurallarını saymak yerine dürüst olabilmesi esastır. Kısaca, ögretmen, ögrencileri daha okulda iken milli ödevlerini bir yandan ögrenmeye, bir yandan da yapmaya alıstırmalıdır.” 

Demokratik ülkelerde ögrencilere demokratik bir kisilik kazandırabilmek ve bu kisiliklerini davranıslarına yansıtabilmelerini saglamak için sınıf ve okul içi 
faaliyetlerinden elden geldigince yararlanılması, ögrencilerin özellikle sınıf ve egitici kol temsilciliklerine aday olmada, seçme ve seçilme faaliyetlerinde, çesitli iş ve kolektif çalısmalarda kabuguna çekilme yerine inisiyatifini kullanma gibi konularda cesaretlendirilmeleri gerektigi vurgulanmakta, böylece demokratik, katılımcı bir kisilik kazanmaları, edilgen degil etken yurttaş kimligiyle yetistirilmeleri amaçlanmaktadır.119 

Turan, salt müfredat kapsamında yapılan degismelerin, ögrencilerin deger sistemlerinde ani ve önemli degismelere yol açacagını beklemememiz gerektigini ifade etmektedir.120 

Müfredat programı içerisindeki siyasal sistem hakkındaki inanç, bilgi ve deger1erin ögrenci üzerinde önemli bir etkide bulunabilmesi için, aile, arkadaslık grubu gibi okul dısı toplumsallasma etkenleriyle aynı yönde etkili olan deger ve inançları içermesi gerekir. Eger bunlar arasında çeliskiler varsa müfredat programlarında vurgulanan siyasal inanç ve degerlerin ögrenci üzerinde hiçbir etkiye sahip olamadıgı bazı arastırmalarda göze çarpmaktadır. 

Ancak, müfredat programlarında vurgulanan siyasal degerlerle diger siyasal toplumsallasma kaynaklarından gelen etkiler birbirini tamamlar nitelikteyse müfredat programının etkisi fazla çarpıcı olmamakla birlikte, söz konusu degerleri kuvvetlendirici bir nitelige sahiptir. Daha önce bu degerleri benimsemiş olan ögrenci üzerinde müfredat programının çok büyük bir etki uyandırmadıgı gözlemlenmistir. 

Daha önce müfredat programındaki siyasal degerlerden hiç haberi olmayan bir kitle ilk kez bu degerlerle karsılastıgında, siyasal bilgi, siyasal etkinlik duygusu, siyasal katılma, siyasal yabancılasma gibi duygu ve davranıslarda degisikliklere rastlanmaktadır. Bu tür bir etkinin olusabilmesi için ögrencinin ders öncesi söz 
konusu siyasal deger ve tutumlar konusunda hiçbir olumlu veya olumsuz beklentisinin olmaması gerekir .121 

Bununla birlikte, egitim yoluyla aktarılacak degerler ögreticilerin süzgecinden geçmekte; bu sırada yeniden yorumlanmakta, sapmakta, vurgusu degismekte dir. Ayrıca, ögreticiler müfredatta öngörülmeyen fakat kendilerinin yegledikleri degerlerin aktarıcılıgını yapabilmekte, gerek ders içinde, gerek ders dısında ögrencilerle etkilesimde bulunabilmektedirler. Süphesiz, okul döneminin süresi, okulun çevre ile iliskileri ve etkilesmesi, ögretim kadrosunun niteligi, rol 
algıları, örgün egitimin siyasal toplumsallasmadaki ve siyasal davranısa etkisini belirleyeceklerdir.122 

Bütün bu etkenlerin yanı sıra ders kitapları yerine göre çok etkin olabilmektedir. Bu etkinlik Alkan’a göre bazı kosullara baglıdır. Bunlar; 

1) Orta sınıftan ve egitilmiş ailelerden gelen çocuklar, hem aileleri okuldan daha güçlü bir toplumsallastırma etmeni oldugu için, hem de ders kitaplarındaki 
bilgilerin daha önce ailelerinden almış olabileceklerinden, ders kitaplarından önemli bir ölçüde etkilenmeyebiliyorlar. 

2) Bunun tersine, alt sınıftan ve egitilmemiş ana-babalardan gelen çocuklar geniş ölçüde ders kitaplarının etkisi altında kalırlar. 

3) Vatandaslık Bilgisi gibi dersler, genellikle, benzer bilgiler verdiklerinden, egitim yılları ilerledikçe etkileri azalır. Ögrenciler, bu kitapların etkinligi yönünden bir doyum noktasına erisir. Bundan sonra alacakları dersler önemli davranıs, bilgi veya siyasal davranış degisikligi meydana getirmez. Unutulmamalıdır ki, aynı bilgiyi yineleyen dersler, bir doyum yarattıgı için etkileri gittikçe azalır. 

4) Ders kitaplarının, farklı toplumsal sınıflardan gelenler üzerinde etki dereceleri farklı olabilecegi gibi, yaratacagı etkilerin niteligi de farklı olabilir. 

Etkili olabildikleri durumlarda, ders kitaplarının etkileri söyle belirtilebilir: 
Siyasal etkinlik duygusunu, siyasal bilgiyi, siyasal ilgiyi, kitle iletisim araçlarına olan ilgiyi arttırır, kisileri siyasal alanda daha etkin ve siyasal hosgörülü yapar. 

Ders kitapları, farklı toplumsal sınıflardan gelen çocuklar üzerinde, sadece etkilerinin derecesi olarak degil, niteligi olarak da degisik izler bırakabiliyor. Batı 
Avrupa ve Amerika Birlesik Devletleri’nde, ders kitapları üzerinde yapılan içerik analizlerinde; toplumsal sınıf, ırk, ulus, din ve kültür temeline dayanan ön yargılı bilgilerin yer aldıgı konuların ögrencilere yanlış veya eksik ögretildigi görüldü. Uluslararası kuruluslar, bölgesel konferanslar, ikili iliskiler yoluyla, ders kitaplarındaki ön yargıları degistirmek için süregelen çabalar vardır.123 

Su ana kadar saymış oldugumuz etki kaynaklarının yanı sıra sınıf ve okul içi törenler (bayrak töreni, and içme töreni, önemli ulusal günlerde yapılan törenler, ve okulda bulunan ulusal kahramanların resim, söylev veya özlü sözlerine kadar her türlü öge tören kavramı içerisine girebilir) bireyde bir ortak bilinç yaratma veya ulus olarak farklı ve üstün olan bir bütünün parçası oldugu hissini uyandırmak konusunda önemli bir etki yaratır. Dolayısıyla hem sınıf, hem de okul ortamında yapılan törenler siyasal deger ve inançların yaratılması ve yeni kusaklara aktarılması için sık basvurulan yöntemlerden birisini olusturur.124 Bu nedenden dolayı, ögrencilerin bu törenlere katılmasına büyük önem verilmektedir. 

Okulun ders dısı ortamını iki kategori içinde görebiliriz. Birincisi, okul tarafından yaratılan ve siyasal toplumsallasmayı amaçlayan ortamdır. Törenler, resimler, bayraklar, antlar bu çerçevede ele alınabilir. Digeri okulda bulunan kisiler arasında dogan gruplasmalar ve etkilesimler sonucunda ortaya çıkan ortamdır. 
Bu iki ders dısı ortam birbirini destekleyebilecegi gibi, birbiriyle ilintisiz, hatta ters yönelimli de olabilir. 

Kahramanlık sarkıları, marslar, tarihsel olayların ve devlet büyüklerinin resimleri, büst ve heykeller, kültürel eylemler, her gün veya haftada bir yinelenen ulusal marslar ve antlar okulun bilinçli girisimi ile olusan siyasallasma ortamıdır. Küçük çocuklar genellikle bu olup bitenlerin anlamını ayrıntıları ile bilemeyebilirler. 125 

Okul içinde yürütülen ders dısı faaliyetlerin çesitliligi ve bunlara okul yönetimi, veliler, ögretmenler ve dolayısıyla ögrencilerin atfettigi deger ve onlara 
dahil olmayı olumlu veya olumsuz bir gözle görme durumlarına göre tekil bir ögrencinin baskalarıyla birlikte yapılan bir faaliyete katılabilmesi tesvik edilecek bir temelin ilkokul ve ortaögrenim yıllarında atılmasını saglayacaktır. Siyasal yasama dahil olmayı dogrudan dogruya etkileyebilecek olan müfredat dısı bir faaliyet türü öğrenci dernek ve kuruluşlarında gösterilen faaliyettir. 
Bu görevleri yürütmek, okul sonrası yasamda benzer siyasal roller oynamayı kolaylaştırabilecek niteliktedir. 

Okul ortamının veya çevresinin bir diğer unsuru olan arkadaşlık grubu da, bu ortamın siyasal toplumsallaşma ve siyasal davranış üzerindeki etkilerini 
yogunlaştırıcı bir diger unsuru oluşturduklarına da değinmekte yarar vardır. Okul çevresinin öğrencinin siyasal tutum, inanç ve değerleri üzerindeki etkileri, onun diger siyasal toplumsallaşma kaynaklarından soyutlanması ölçüsünde artacaktır. Birey yatılı bir okulda ailesinden uzakta eğitim görmekteyse, onların sürekli etkilerinden uzaklaşmış olacak demektir. Ailenin yerine arkadaşlık grubu, öğretmen, okul müdürü gibi unsurlar siyasal toplumsallaşma da daha önemli roller oynamaya başlayacaktır. 

DİPNOTLAR;

112 ALKAN ve ERGİL, a.g.e., ss. 80-91. 
113 KALAYCIOGLU, Çagdaş Siyasal..., ss. 167-170. 
114 KISLALI, Siyaset Bilimi..., s. 114. 
115 KALAYCIOGLU, Çagdaş Siyasal..., s. 171. 
116 TURAN, a.g.e., s. 58. 
117 Esat ÇAM, Siyaset Bilimine Giris, 5. Basım, İstanbul: Der Yayınları, 1998, s. 178. 
118 TURAN, a.g.e., s. 58. 
119 Mesut GÜLMEZ, İnsan Hakları ve Demokrasi Egitimi, Ankara: TODAİE, 1994, ss. 66-67. 
120 TURAN, a.g.e., s. 58. 
121 KALAYCIOGLU, Çagdaş Siyasal....., s. 171. 
122 TURAN, a.g.e., s. 58. 
123 ALKAN ve ERGİL,a.g.e., ss. 99-112. 
124 KALYCIOGLU,Çagdaş Siyasal..., ss. 171-172. 
125 ALKAN ve ERGİL, a.g.e., s. 93. 


7. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder