2 Ekim 2019 Çarşamba

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 3

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 3 




1.1.2. Yaş 


Çesitli degerler, inançlar, tutumlar, yönelimler ve beklentilerle donanması ve siyasal sistem içinde etkinlik gösterebilmesi için, bireyin belirli bir yaş sınırını da asması gerekmektedir. Cinsiyet rolleri gibi bireyin denetimi dısında belirlenen bir diger siyasal kaynak da yastır.43 Yaş etkenine baktıgımızda karsımıza su manzara çıkar; gençlerin siyasete katılımları nispeten daha azdır. Gençler normlara ve örgütlere karsı ilgisizdirler. 

Yaslılara nazaran, iş arama nedenleriyle veya keyfi olarak daha fazla yer degistirir, seyahat ederler. Bu yüzden çevre hissi yoktur. Mahalli yasantının sıcaklıgından, yüz yüze iliskilerden de nispeten yoksundurlar. 

Gelirleri henüz düsük seviyededir. Ev, bark kurmamıslarsa koruyacakları mülkleri, çıkarları da pek yoktur. Bu yüzden siyasal alanda davranış ortaya koymaları düsük olur.44 

Gençler bunalımlı dönemlerde, iç ve dış önemli sorunların gündemde oldugu ortamlarda yüksek oranda siyasal davranış egilimi içine girdikleri halde, bunu izleyen dönemlerde ilgilerinde azalma olabilmektedir. Bu durum özellikle yüksek ögrenim yapan gençlerde belirgindir. 
Gençlere umut verebilen yönetimler, onlardaki enerjiyi çok yapıcı bir siyasal davranış sergilemesiyle değerlendirebilmekte dir. 45 

Çesitli arastırmalar, siyasal davranış egiliminin orta yaş gruplarında digerlerine oranla daha yüksek oldugunu gösteriyor.46 Ancak, orta yaslı bir adam 
genellikle yerlesmis, belli bir statü ve meslege kavusmuş bir adamdır. Dolayısı ile toplumda koruyacagı çok sey vardır. Bu nedenle orta yaslarda siyasal davranısta bulunma artacaktır. Her tabakanın, etnik grubun, ırk topluluklarının içinde ayrı ayrı yaş gruplarının siyasal davranısları arasında büyük farklar vardır.47 

Yaş etkeni ile ilgili bir genelleme yapacak olursak, 25 yasına kadar düzensiz ve düsük düzeyde bir siyasal davranıs, orta yaş grubunda daha yogun ilgi, 60 yasından sonra ise giderek azalan bir ilgi gözlemlenmektedir. Burada da yaş gruplarının evrensel olmaması ve yaş gruplarının kentsel ve kırsal gibi çesitli alt gruplara bölünebilmesi, genellemeler yapmayı güçlestirmektedir.48 Çukurçayır’ı 
izleyerek maddeler halinde özetleyecek olursak; 

1. Gençlerin geleneksel siyasal davranış türlerine daha az ilgi gösterecekleri beklenir. Bunun yanında, gençlerin güçlü ve geleneksel yapılara karsı olan 
ideolojilere daha çok yakınlık duydukları göz1emlenmistir. 

2. İlerleyen yasla birlikte bireyin siyasal tercihleri yerine oturmakta ve etkilenebilirligi azalmaktadır. Dolayısıyla, yaş ilerledikçe siyasal davranış 
da artar. 

3. Yas, diger siyasal kaynaklardan olan meslek statüsü ve sosyo-ekonomik statü üzerinde de etkili olabilir. Yas, dogrudan dogruya siyasal davranısı etkiledigi  gibi, siyasal davranış üzerinde etkisi olabilecek diger siyasal etkenler aracılıgıyla da siyasal davranısı etkileyebilir.49 

1.1.3. Kentlesme 

Kentlesme, uygarlıgın gelisiminde en önemli süreçlerden biridir. Kentlesme, nüfus birikimi süreci olarak tanımlansa da, nüfus birikim sürecinden çok daha 
fazlasını anlatan ekonomik, sosyal ve siyasal dönüsümleri de içeren bir süreçtir.50 Bu baglamda kentlesme, sanayilesmeye ve ekonomik gelismeye kosut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doguran, toplum yapısında artan oranda örgütlenme, iş bölümü ve uzmanlasma yaratan, insan davranış ve iliskilerinde kentlere özgü degisikliklere yol açan nüfus birikimi sürecidir.51 

Kentlesme sürecine, belki de gelismekte olan toplumlar için ortaya konmuş karamsar yaklasımlar da vardır. Gürsel, “Kentlesme süreci genel anlamıyla 
kültürsüzlesme, dar anlamıyla beceriksizlesme sürecidir!” demektedir.52 

Bu yaklasımın nedeni, kentlilesme kavramında gizlidir. Kırda çözülme ve kentte yogunlasma olarak da tanımlanan kentlesme sürecinin ayrı bir boyutu da, 
kentlilesme sürecidir. Kentlilesme süreci, kentlesmeye göre daha geç ve zor gerçeklesen bir süreçtir. Örnegin, ekonomik ve sosyal bakımdan kente özgü 
davranıslar, kentlilesme sürecinin niteligini gösterirler. Kisinin ekonomik ve sosyal mekanını degistirmesi, onu kentli yapmaz. Ancak, kente özgü islerde çalısması ve geçimini bu isten saglaması; bunun yanında kentsel sosyal iliskiler edinmesi, ekonomik ve sosyal bakımdan kentlilesmenin göstergeleridirler. Bu göstergelerin kentlilesme lehine degismesi kentte kalış sürelerine göre degismektedir. Kentte kalış süresi arttıkça, kente özgü davranıslar da kazanılmaktadır.53 

Bu gelismelere göre kent kavramının tamamen fonksiyonel bir içerik kazandıgı, hatta “kentte yasadıgını hissetmek” gibi bir kriterin kent tanımı için yeterli 
olabilecegi sonucuna varılabilir.54 

Kentlesme, siyasal davranısı önemli ölçüde etkileyen etkenlerden biridir. Büyük kentte, kasabada ya da köyde oturan insanların siyasal yasamda aynı biçimde 
ve özellikle de aynı düzeyde davranış  sergilemediklerini biliyoruz.55 Kentli kisinin köyde yasayanlara oranla daha iyi egitim ve haberlesme imkanlarına sahip oldugu ve toplu iş yerlerinde çalıstıgı, gönüllü kuruluslara üye oldugu düsünülerek, bu faktörlerin onu siyasal davranısta bulunma yönünde uyardıgı iddia edilmekteyse de bunun istisnalarıyla karsılasılmaktadır. Bazen siyasal davranış ortaya koyma oranı  kırsal alanda kentlere nazaran çok daha yüksek olabilmektedir.56 

Seçim sonuçlarıyla ilgili ayrıntılı istatistiklere göz attıgımız zaman, kentlerdeki oy kullanma egilimleri ile kırsal kesimlerdeki egilim ayrılıkları dikkatimizi çekiyor. Genellikle, kalabalık nüfuslu yerlerde seçmen oyları daha degisim yanlısı, yani ilerici olmakta, az nüfuslu yerlerde ise seçmen çogunlukla tutucu egilimler göstermektedir. Kırsal kesimle kentsel kesim arasında siyasal davranıslar açısından görülen büyük farklılasmanın nedenlerini teker teker ele almakta yarar vardır. Egitim düzeyinin düsüklügü, dine ve törelere baglılık, ugraslar ve yasam biçimi arasındaki benzerlik, yüz yüze iletisimin egemen olusu, dayanışma  duygusunun güçlülügü ve kaderci egilimlerin belirginligi, kırsal kesim topluluklarının temel özelliklerini olusturur.57 Tüm bu nedenler siyasal davranış 
üzerinde belirgin etkiler meydana getirirler. 

Kentte ve kırsal kesimde yasayanların siyasal davranış farklılıklarına ve bu farklılıkların nedenlerine baktıgımızda, büyük kentteki siyasal davranısların daha 
bagımsız ve daha bilinçli oldugunu, kırsal kesimdeki siyasal davranısların ise çogunlukla bagımlı oldugunu görürüz. Bunda egitim düzeyinin de rolü olmakla 
birlikte, toplumsal iliskilerin ve genel olarak toplumsal ortamın etkisi daha fazladır. 

Küçük yerlesme birimlerindeki aile iliskileri ve dayanısma bir yandan, bazı durumlardaki aga ve benzeri toplumsal güçlerin etkisi öte yandan, kisinin bagımsız siyasal davranış göstermesini zorlastırmaktadır. Türkiye’de her zaman kırsal kesimde siyasal davranış ortaya koyma oranının kentsel kesimlere göre yüksek olusu da bu nedenden kaynaklanmaktadır. Kırsal kesimdeki kitle, kamuoyu önderlerinin gösterdigi yönde, güdümlü olarak harekete geçirilebilmektedir. Ama bu durumun, köydeki toplumsal-ekonomik yapıya baglı olarak degisebilecegi unutulmamalıdır.58 

1.1.4. Meslek 

Meslek, bireyin sosyal statüsünü gösteren bir ölçüttür. Bireyin yasadıgı çevre ve almış olduguegitim gibi degisken1er, bireyin elde edecegi meslegi belirlerler. Bireyin toplumsal statüsü yükseldikçe, kamusal politikalara ilgi düzeyi de artar. İliski kurma açısından, daha zor siyasal davranış türleri olarak görülen hükümet ve bürokrasiyle iliski1er, yüksek statülü meslek sahiplerince daha çok kullanılır. Bu gruptakiler, oy verme, siyasal ve toplumsal sorunları çevrelerindekilerle tartısma gibi etkinlikleri, digerlerine oranla daha kolay ve sık gerçeklestirir1er. Sonuçta, birey kariyer yaptıkça örgüt üyeligi ve etkinligi artmakta, siyasal bilgisi ve ilgisi de, siyasal etkinliklerle birlikte fazlalasmaktadır.59 

Meslek, bir anlamda parayı kazanma biçimidir. Ne var ki, aynı gelir düzeyinde olanlar arasında bile, siyasal davranış egilimi mesleklere göre farklılıklar gösterebilmektedir. En etkin siyasal davranısın genellikle serbest meslek gruplarında görüldügünü söyleyebiliriz. Bu arada iş çevresi de siyasal davranış açısından önem tasıyabilmektedir. Egitim düzeyinin düsük oldugu, aile etkisinin azaldıgı durumlarda, iş çevresinin etkisi artmaktadır.60 

Meslegin icra edilme kosullarının da siyasal davranış ile ilgisi vardır. Toplu halde çalısanların arasındaki etkilesim, her konuda daha yogun olacaktır. Toplu 
çalısanların, kendi gruplarının çıkarlarını, daha iyi algılamaları, daha kolaylıkla haberlesmeleri, siyasal bilgi edinmeleri, çevrelerinden etkilenmeleri, ufak 
isyerlerinde ya da kendi basına çalısanlara göre daha muhtemeldir. 

Nasıl örgütlerde çalısmak bireylere siyaset alanında geçerli olacak yetenek ve beceriler kazandırarak, siyasette daha etkin olabilmelerine yol açabilirse, bazı 
mesleklerin de aynı islevi yerine getirebilecekleri akla geliyor. Yöneticilik, yasa hazırlanması, uygulanması alanlarında tecrübe kazanan memur ve subayların, meslekten ayrıldıktan sonra siyasal partilerde faal görev almaları, böyle bir iliskiyi kanıtlayacak niteliktedir.61 

1.1.5. Gelir 

Egitim, yas, cinsiyet ve meslek gibi sosyal yapı degiskenlerinin yanında, gelir de siyasal davranısla ilgili önemli inceleme konularından birisidir. Ekonomik 
bakımdan güçlü olanların, egitim düzeyi olarak yeterli olmasa bile, siyasal bakımdan etkin oldukları bilinmektedir.62 Gözlemler, gelir düzeyi ile siyasal davranış egiliminin dogru orantılı oldugunu ortaya koyuyor. Gelir düzeyi yükseldikçe siyasal olaylara ilgi artarken, en düsük gelir gruplarına gidildikçe bu ilginin tamamen yok olabildigini görebilmekteyiz. Yoksul sınıfların temsiline yönelik siyasal partilerin bulunmadıgı durumlarda, bütün partilerin yöneticileri, yasama ve yürütme organının üyeleri, üst ve orta gelir düzeyindekilerle sınırlı kalabiliyor.63 

Türkiye’de oy verme oranı bakımından gelir ve siyasal davranış iliskisine bakıldıgında, köylerdeki oy verme oranının genel olarak kentlerdekine oranla yüksek oldugu gözlemlenmistir. Gelir bakımından kendine yeterli olmayan yerlesmeler olan köylerdeki bu durum, gelir siyasal davranış ilişkisinin çok da belirleyici olmadıgını göstermektedir.64 Gelir düzeyi yükseldikçe, daha üst düzeydeki siyasal davranış türlerine dogru bir kayma olmaktadır. 

Bu belirlemeler, siyaseti gelir düzeyi yüksek olan yurttasların yönlendirdigini ortaya koymaktadır. Ancak, siyasetin tabana yayılması ve siyasallasma sürecinin saglıklı bir biçimde islemesi, böyle olusan saglıksız bu yapıyı ortadan kaldıracak ve daha geniş kesimlerin siyaset ve yönetim üzerinde etkili olmasını saglayacaktır.65 

Meslek, gelir ve egitimin birbiri ile yakın iliskisinin hem kuramsal, hem de gözlemsel bakımdan saptanmış olması bu üç degiskenin siyasal davranısa etkilerinin ayrı ayrı degil bir arada ele alınması gerektigine iliskin görüslere yol açmıstır.66 

1.1.6. Aile 

Toplum yapısında, siyasal ve sosyal sistemin isleyisinde ailenin de bir müessese olarak önemli yeri vardır. Bilindigi gibi aile, nüfusu yenileme, milli 
kültürü tasıma, çocukları sosyallestirme, ekonomik, biyolojik ve psikolojik tatmin fonksiyonlarının yerine getirildigi bir müessesedir. Türk toplumunun temeli ailedir. Aile bir vasıta oldugu için degil, tabii ve gaye oldugu için ferdin mutlulugunun, üzüntülerinin ilk paylasıldıgı birim oldugu için temeldir.67 

Ailenin çocugun egitiminde ve dolayısıyla da temel tutumlarının olusumundaki yeri ve önemi fazladır. Özellikle siyasal ilgi düzeyinin yüksek oldugu ailelerde, çocugun da ailesinin egilimlerinden etkilenmesi dogaldır. Anne ve babanın egitim düzeylerinin yüksek oldugu ailelerde bu etkinin daha belirgin olması beklenebilir. Ama tersi durumlarda özellikle de çocugun yüksek ögrenim yapması halinde, çocuk üzerindeki aile etkisi azalacaktır.68 Ancak her ne kadar çocuk egitim  görmüş olsa bile zaman zaman çesitli unsurlar nedeniyle ailesi ile paralel siyasal davranış sergileyebilir. 

4. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder