2 Ekim 2019 Çarşamba

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 5

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 5 



İKİNCİ BÖLÜM 

EGİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ 
2.1. Egitim ve Seçmen Davranısı 

Siyasal davranısta egitim degiskeni, en güçlü sosyal degiskendir. Egitim, bireylerin siyasal yasamda etkin olmalarını kolaylastırır ve siyasal davranısın ön 
kosullarını hazırlar. Egitim düzeyinin yüksekligi, bireyin siyasal tercihlerini daha bilinçli olarak yapmasında önemli bir rol oynar ve diger çevresel degiskenlerin 
belirleme gücünü azaltır, siyasal içeriklerin kavranmasını, yorumlanmasını ve iletilmesini saglar.89 Egitim düzeyinin artması, siyasal davranısta bulunmayı uyarıcı yönde etkide bulunur. 

Egitimin, seçmen davranısı üzerindeki etkilerinin en önemli kaynagı siyasal toplumsallasmadır. Egitim, siyasal degerlerin aktarılmasında basvurulan bir araç 
oldugundan ve toplumsallasma da, bilgi ve degerlerin yeni nesillere aktarılmasını ifade ettiginden egitimin, siyasal toplumsallastırıcı bir rolü oldugunu söyleyebiliriz. 

Toplumsallasma bireyin biyolojik bir varlık olarak dünyaya gelmesinden sonra içinde bulundugu toplumun özelliklerini, kültürünü, yargılarını ve davranış 
kurallarını ögrenmeye baslamasıyla ortaya çıkan ve tüm hayatı boyunca devam eden bir süreci ifade etmektedir. Tanım olarak toplumsallasma;90 “toplumsal-siyasal çevre ile birey arasında yasam boyu süren dolaylı ve dogrudan etkilesim sonucunda, bireyin siyasal sistemle ilgili görüs, davranıs, tutum ve degerlerinin gelismesidir.” 
Toplumun inançlarını, davranıslarını benimsemek toplumsallasmayı, siyasal inanç deger ve davranısları benimsemek de siyasal toplumsallasmayı91 ifade etmektedir. 

İlk olarak ailede baslayan toplumsallasmada ve bireyin bir kimlik kazanmasında etkili olan önemli bir degisken egitimdir. Bu nedenle de egitim ile siyasal davranış iliskisi bir çok arastırmacı tarafından incelenerek belli kültürlerde genellikle egitim ve siyasal davranış arasında, bazı durumlarda da bu davranısın içerikleri arasında bir iliski oldugu ileri sürülmüstür.92 Egitimin bireyin siyasal davranısı üzerindeki etkisi iki sekilde ortaya çıkmaktadır. İlk olarak, egitim siyasal kültürün duygusal ve bilissel içerigini bireye aktararak bireyin sahip oldugu inanç ve tutumlarını güçlendirmekte ikinci olarak, egitim düzeyi yükselen bireylerde siyasal olay ve konuların içeriklerini tüm gerçekleri ile anlayabilme, denetleyebilme ve siyasal yasamda daha etkin olma duygusunun edinilmesinde etkili olmaktadır.93 

Egitimin siyasal davranış ile olan iliskisi, özellikle egitilmiş bir insanın siyasal haberlesme kanallarından daha çok yararlanacagı, siyasal bilgilenme 
düzeyinin yükselerek siyasal sistemden beklentilerinin çesitlenerek artacagı, siyasal sistemi etkileme yollarını daha iyi bilecegi ve bu konularda kendisini eskiye nazaran daha yeterli görecegi iliskisinden yola çıkılarak kurulmaktadır.94 

Egitimin siyasal davranış üzerindeki etkisi açısından bir çok arastırmacının hem fikir oldugu nokta, egitim seviyesinin yükselmesi ile siyasal konulardaki 
bilgilerin artması, çok yönlü görüsler kazanılması, siyasal olayları düsünme, sorgulama ve çözüm önerileri getirebilmede, siyasal becerilerin artmasında, rasyonel davranıslarda bulunabilmede ve son olarak bireye meslek ve statü kazandırmada önemli bir etkiye sahip oldugudur.95 

Egitimin siyasal davranış açısından diger bir önemi de, düsünce özgürlügü saglamasıdır. Aksoy’un da belirttigi gibi, “bir toplumda bireylerin büyük bir kısmı ögretim imkanından yoksun ise orada fikir ve düsünce özgürlügünün ön kosulu mevcut degildir.”96 

Türkiye’de egitim, gerek dar gerekse geniş anlamda siyasal hakların kullanımını etkilemektedir.97 Siyasal haklar içinde özellikle yurttaslık ve seçmenligin, egitim kosulu aranmaksızın tüm vatandaslara tanınmış temel haklar olmakla birlikte bu hakların etkin bir sekilde kullanılabilmesi belli bir egitim düzeyini gerektirmektedir.98 

Egitim görme imkanına sahip olup da iyi egitim almış bireyler, siyasal davranıslarında daha etkindirler. Çünkü okul ve egitim, bireysel ve toplumsal degisime yardımcı bir araç olarak bireyin sosyal ve siyasal açıdan sosyallesmesini saglamaktadır. 

Egitim seviyesinin artması ile beraber, bireyin siyasal konulara olan ilgisi artarken, siyasal yasamda daha etkin rol oynama istegi de artmakta ve sonuçta siyasal davranış düzeyinde de bir artış gözlenmektedir. 

Bununla birlikte bazı ters yönde bulgulara rastlanmaktadır.99 

Bu durum egitimin, siyasal davranış üzerinde belirgin bir etkisi oldugunun ancak bu etkinin niteliginin tam olarak açıga kavusmadıgının göstergesidir. 

Hindistan’da yapılan bir arastırmada seçim çevrelerinin okur-yazarlık oranı ve seçme arasında büyük bir iliski bulunmuş ancak buna karsın yine Hindistan’da 
yapılan baska bir arastırma sonucunda ise, egitimin siyasal davranısın bazı yönlerini (örnegin, siyasete ilgi, siyasal konuları konusma gibi) olumlu yönde, bazı yönlerini de (örnegin, oy verme, siyasal mitinglere katılma gibi) olumsuz etkiledigi saptanmıstır.100 

Egitimin bireye sundugu diger bir imkan da, statü ve meslek saglamasıdır. Bu yüzden egitim, meslek ve gelir etkenleriyle birlikte bireyin siyasal davranısının farklı boyutlarına, degisik yogunluklarda yönelmesine imkan vermektedir. 

Bunların dısında egitim birey üzerinde siyasal davranısı bir yurttaslık haline dönüstürmesinde, çevresini degistirebilme becerisi kazandırmada, siyasal konularda daha soyut kavramlarla düsünebilmede ve bireyin grup içinde ve grupla beraber davranabilme alıskanlıgı kazandırmada çesitli islevlere sahiptir.101 

Her ne kadar egitim siyasal davranısın tek belirleyicisi olmasa da, en azından oy verme açısından, egitim düzeyi yüksek olanların, düsük egitimlilere oranla 
seçimlere daha bilinçli katılacaklarını 102 söyleyebiliriz. 

Sonuç olarak egitim, siyasal davranısın oy verme ve diger tüm biçimlerinde tek basına yönlendirici bir etkiye sahip degildir. nsan sosyal bir varlık oldugu için, 
sahip oldugu tüm sosyo-ekonomik statü ve özellikleri insanın sosyal ve siyasal tüm davranısları üzerinde etkili olmaktadır. Ancak siyasal davranıslar, siyasal 
sosyallesmeyle iliskili oldugundan, egitim ilk olarak bireyin siyasal sosyallesmesinde önemli islevlere sahip olmaktadır. 

2.2. Siyasal Davranış ve Egitim 

Bireyin kendiliginden bir siyasal davranısta bulunabilmesi, onun günlük yasamını nasıl biçimlendirdigine baglı olarak degisir. Görev duygusu, kisisel iliskiler, yasama çevresiyle iliskileri, aldıgıegitimin sagladıgı bilinçli davranıslar, bireyi siyasal davranış için cesaretlendiren niteliklerdir. Egitimli bir yurttas, konusan ve kendi zihinsel kapasitesine güvenerek düsünen insandır. Dıssal etkilerden önemli ölçüde bagımsızdır. Bu nitelik, siyasal davranabilme için temel kosuldur.103 

Egitim bireyi yalnızca toplumun varlıgını sürdürmesi için gerekli olan bilgilerle donatmak suretiyle etkileyen bir süreç degildir. Toplumda bireyin nasıl 
davranması gerektigini belirleyen kurallar egitim sürecince bireye aktarılır. Birey aile dısında otoriteyle okulda da karsılasır. Ögretmenler, idareciler, okul müdürü gibi çesitli aile-dısı otorite görüntüleriyle de birey ilk kez okulda karsılasır. Otoriteyi içeren konumlarda ne kadar söz söyleyebilecegini, sınıf faaliyetlerine ne ölçüde katılabilecegi, kurallara uymadıgı zaman ne tür bir yaptırımla karsılasabilecegi hakkındaki ilk izlenimlere çocuk okulda sahip olmaya baslamaktadır. 
Bu izlenimlerin ilerideki siyasal yasama etkisi büyük olur. Egitimin bireyin siyasal tutum ve beklentileri üzerindeki etkilerinin iki sekilde oldugunu söyleyebiliriz; 

Birinci etki egitim sırasında bireyin edinmesi arzu edilen siyasal tutumların egitim programlarıyla, dogrudan dogruya aktarılmaya çalısılması biçiminde ortaya çıkar. 

    İkinci etkiyse, egitim gören bireyin siyasal yasam hakkındaki görüş ve algılamaları degisir. Egitim düzeyi yükseldikçe bireyin siyasal yasamı anlama veya kavrama biçiminde degisiklik olusur ve bunun sonucunda daha fazla siyasal davranış gerçeklesir.104 

Egitimin siyasal davranış üzerindeki etkilerini ele alırken egitimin temel unsurlarını irdelemek yerinde olacaktır. Egitim dedigimiz zaman öncelikle akla gelen ve hayata iliskin temel donanımların kazanıldıgı kurum ailedir. Bireyin egitimi ailede baslar. Ailenin, bireyi toplumsallastırma etkisinin olmasının yanı sıra siyasal toplumsallastırma etkisinin oldugu da açıktır. 

Her siyasal sistem yönettigi toplum üyelerine bazı tutumlar, deger yargıları ve davranış kuralları aktarmaya, ögretmeye çalısır. Birçok ülkede egitimi düzenleyen kurumun egitim degil de “milli egitim”le baslayan bir isim tasıması, egitimin degerlerden arınmış bir bilgi aktarımı olarak algılanmadıgını kanıtlıyor. Son yıllarda, Türkiye’de iktidara gelen partilerin milli egitim kadrolarında büyük çapta degisiklik yapmaları da kendi ideolojilerine daha yakın gördükleri kadroları bakanlık örgütüne yön vererek, kabul ettikleri degerleri toplumda yaygınlastır mak istediklerini göstermektedir. Özetle, örgün egitim, siyasal toplumsallastırma sürecinde etkin bir araç olarak görülmektedir.105 

Okul, siyasal toplumsallastırmada ve siyasal davranış gelistirmede aileden sonra gelen ikinci büyük faktördür. Özellikle egitimde devlet kontrolü, okulu siyasal 
düzenin istedigi vasıfta yurttaş yetistirmenin ideal ortamı yapmaktadır. Bununla beraber, okulu yekpare bir faktör olarak görmek de dogru olmaz. 

Müfredat programı, ögretmen, sınıf içi ortam, müfredat dısı faaliyet ve bilgilenmeler, sınıf arkadasları siyasal davranısı farklı yönlerde etkileyebilir ler.106 

Demokratik bir siyasal düzende bunu dogal karsılamak gerekir. Tek tip yurttaş yetistirme otoriter veya totaliter sistemlere özgüdür. Dolayısıyla politik endoktrinasyon ile yurttaslık egitimi arasındaki fark, ikincisinin çogul siyasallasma anlayısına dayanmasıdır. Özellikle farklı sosyal kesimlerden gelen ögrenciler, okulda arkadaş olarak yeni bir etkilesime girerek, ailelerinden aldıkları sosyallestirici özelliklere yeni bir içerik ve yön kazandırabilirler. 107 

Okulların toplumsallasmaya ve siyasal davranış gelistirmeye hem bilgisel, hem duygusal açıdan katkısı bulunmaktadır. 
Örnegin, ilkokula giden bir çocuk vatanını sevmek, ulusu için canını vermek gibi inançlarla donatılırken, bir yandan da ülkesinin parlamenter bir sisteme sahip 
oldugunu, milletvekillerini vatandasların seçtigini, yürütme islevinin basbakan ve bakanlar kurulu tarafından ifa edildigini ögrenir. Sisteme iliskin dogru bilgiler 
edinmesi, onun daha güçlü bir siyasal etkinlik duygusuna sahip olmasını mümkün kılabilir. Egitim sistemi, bilinçli olarak bir siyasal kültürün aktarıcısı olabilecegi gibi, öngörülmeyen egilimlerin de aktarıcılıgını yapabilir. 108 

Belli yetenekleri ve becerileri gelistirmeleri, okuma yazma ve bilgi transferi gerçeklestirmeleri yanında, okullar, toplumun kültürü ve geleneklerinin 
benimsetilmesinde önemli bir yere sahiptir. Okullar, aynı zamanda bu kültürlerin elestirisel olarak degerlendirilebilmesine ve bu kültürlerin birbirine bagımlı dünyanın birçok inançları arasındaki yerinin anlasılmasında önemli bir role sahiptir. Egitim, ülkenin anayasasının ve onun nasıl gelistiginin anlasılmasına, vatandaslıgın hak ve yükümlülükleri hakkında pratik bilgilere sahip olunmasına, insan haklarının öneminin takdir edilmesine de yol açacaktır. Ancak, demokratik egitim sadece bilgi kazanılmasını içermez. 
Aynı zamanda güncel öneme sahip sorunları tartısma, görüş ileri sürebilme, baskalarının görüslerini dinleme, toplum ve okul hayatını etkileyen ortak kararlara katılma (örnegin, sınıf meclisleri, seçilmiş okul meclisleri vasıtası ile) tecrübelerinin gelistirilmesini de içerir. 
Bu yeteneklerin kazanılması için uygun yaş ve bilgi alanları ülkelere göre ve ülkelerin egitim sistemlerine göre farklılık arz eder.109 

Bazı yazarlar, özellikle yüksek ögretim düzeyinde, okulun siyasal davranısları pek etkilemedigini ileri sürmektedirler. Fakat yapılan arastırmaların çok büyük bir kısmı, okulun, özellikle ilkögretim düzeyinde, son derece etkili oldugunu, bir çok durumlarda bu etkisini yüksek ögretim kurumlarında da göstermeye devam ettigini ortaya koyuyor. Bu arastırmacılardan pek çogu, okulun, siyasal düzenle ilgili davranısları, kavramları, bilgi ve inançları vermekte en önemli rolü oynadıgı 
kanısındadırlar.110 

Ancak burada siyasal davranısı etkileyen aile, cinsiyet gibi etkenlerin etkisini de unutmamak gerekir.111 

DİPNOTLAR.;

89 ÇUKURÇAYIR, a.g.e., s.83. 
90 Türker ALKAN ve Dogu ERGİL, Siyaset Psikolojisi Siyasal Toplumsallasma ve Yabancılasma, Ankara: Turhan Kitabevi, 1980, s. 7. 
91 ALKAN, Siyasal Bilinç ve Toplumsal Degisim, s. 5. 
92 BAYKAL, a.g.e., s. 53. 
93 TURAN, a.g.e., s. 49. 
94 Esat ÖZ, Türkiye’de Tek Parti Yönetimi ve Siyasal Katılma (1923-1945) , Gündogan Yayınları, 1.Baskı, Ankara, Ocak 1992, s.45. 
95 ALKAN, Siyasal Bilinç ve Toplumsal Degisim, s.96. 
96 Muammer AKSOY, Türkiye’de İnsan Hakları, Ankara: AÜ Yayınları, 1970, s. 125. 
97 Tarık SAHİM, Siyasi Katılım ve Baskı Grupları, Makro Ltd. Sti. Egitim Yayınları:6, 1. Baskı, Ankara, Nisan 1994, s. 30. 
98 EROGLU, Devlet Yönetimine Katılma Hakkı, s. 109. 
99 ERKUL, a.g.e., s. 47. 
100 ÖZBUDUN, Türkiye’de Sosyallesme ve Siyasal Katılma, s. 10. 
101 BAYKAL, a.g.e., ss. 61-62. 
102 Nermin A. UNAT, 1965 Seçimlerinin Tahlili, Ankara: AÜSBF Yayınları, 1965, s. 293. 
103 ÇUKURÇAYIR, a.g.e., ss. 82-83. 
104 KALAYCIOGLU, Çagdaş Siyasal..., ss. 166-167. 
105 TURAN, a.g.e., s. 57. 
106 Ali Yasar SARIBAY ve Süleyman Seyfi ÖGÜN, Politik Bilim, 2. Baskı, İstanbul: Alfa Yayınları, 1999, s. 65. 
107 Ali Yasar SARIBAY ve Süleyman Seyfi ÖGÜN, Bir Politik Bilim Perspektifi, Bursa: Asa Kitabevi, 1998, s. 71. 
108 TURAN, a. g.e., ss.57-58. 
109 David Beetham ve Kevın Boyle, Çev: Vahit Bıçak, Demokrasinin Temelleri, Ankara:Liberte Yayınları, 1998, s. 132. 
110 Türker Alkan ve Dogu Ergil, Siyaset Psikolojisi, Ankara: Turhan Kitabevi,1980, ss. 79-80. 
111 Ersin Kalaycıoglu ve AliYasar Sarıbay, Türkiye’de Siyaset: Süreklilik ve Degisim, stanbul: Der Yayınları, 1997, s. 499. 


6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder