DOĞU AKDENİZ ENERJİ REKABETİ EYLÜL 2016 BÖLÜM 3
İSRAİL VE KIBRIS’IN ARTAN İNİSİYATİFİ
MEB’lerin belirlenmesi anlamında en problemli bölgeyi Kıbrıs Adası teşkil etmektedir. KKTC’nin uluslararası arenadaki tanınırlığı tartışılmakta olduğu için GKRY, Avrupa Birliği’nin (AB) de desteğini alarak 2 Nisan 2004 tarihinde, KKTC ve Türkiye’nin uluslararası hukukta var olan haklarını yok sayarak, “Kıbrıs Cumhuriyeti” adına 21 Mart 2003 tarihinden geçerli olmak üzere BM’ye 200 millik bir MEB ilanı gerçekleştirmiştir.
Mısır, Lübnan ve İsrail ile MEB sınırlandırma anlaşması imzalayan GKRY’nin Lübnan ile imzaladığı anlaşma Türkiye’nin girişimleriyle Lübnan iç hukukunda henüz onaylanmamıştır.
Ayrıca Lübnan hükümeti 2011 yılında BM Genel Sekreterliği’ne gönderdiği bir mektupta GKRY ile İsrail arasında imzalanan anlaşmanın “Lübnan’ın egemenlik ve ekonomik haklarının ihlali” ve “bölgedeki barış ve güvenliğe” bir tehdit olarak algıladığını ifade etmiştir.24 GKRY’nin Mısır ile yaptığı anlaşma da uluslararası hukuka göre sorun teşkil etmektedir. Bu anlaşmaya göre GKRY ile Mısır arasındaki MEB sınırı, Kıbrıs Adası ile Afrika sahilleri arasında tespit edilen sekiz nokta ile ana karaya sahip olan Mısır’ın haklarını törpüler şekilde eşit uzaklık çizgisi esas alınarak belirlenmiştir.25 Türkiye Mısır’ın GKRY ile yaptığı bu anlaşmayı kendi haklarının ihlali olarak görmektedir.
MEB ilanının ardından GKRY, 26 Ocak 2007 tarihinde Kıbrıs Adası’nın güneyinde 13 adet petrol arama ruhsat sahası ilan ederek bu sahaları ihale etmiştir.
İhale edilen sahalardan 12 numaralı sahaya ait haklar, İsrail menşeli Delek Grup ile ABD menşeli Noble Energy şirketi tarafından alınmıştır.
Rum yönetimi bu anlaşmalarla İsrail’in asgari 12 numaralı parselini de kapsayacak şekilde 4.600 kilometrekare, Lübnan’ın 3.957 kilometrekare
ve Mısır’ın ise 21.500 kilometrekare deniz yetki alanını sahiplenmiştir.
İsrail’in 20. yüzyılın ortalarından itibaren karadaki topraklarını hukuka aykırı şekilde genişletme uygulamaları, deniz yetki alanlarında da devam etmekte dir. İsrail ile GKRY arasında yapılan MEB anlaşması sonrasında İsrail, diğer sahildar devletlerle herhangi bir anlaşma imzalamaksızın, 12 Temmuz 2011 tarihinde MEB sınırlarını gösteren koordinat listesini BM Genel Sekreteri’ne bildirerek MEB ilanında bulunmuştur. İsrail’in kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü MEB’in Lübnan’ın ilan ettiği MEB’in yaklaşık 9 kilometrelik kısmıyla kesişmesi, iki ülkeyi karşı karşıya getirmiştir. Ayrıca İsrail, Filistin’in bağımsızlığını tanımamakta ısrar ederek Gazze Şeridi’nin MEB’indeki Gazze Marine 1 ve 2 alanlarında tespit edilmiş olan doğalgaz yataklarını kullanabilmek için sürekli olarak Gazze’ye yönelik askerî saldırılar düzenlemektedir.27
İsrail ile GKRY arasında 17 Aralık 2010 tarihinde imzalanan MEB anlaşması diğer sahildar devletlerle yapılan anlaşmalara göre daha büyük bir önem arz etmektedir. İsrail’in Hayfa’nın yaklaşık olarak 100 kilometre açığında bulunan Dalit, Tamar, Dolfin, Tanin, Şemşon ve en önemli hidrokarbon yataklarının bulunduğu Leviathan sahasında keşfettiği 700 milyar metreküplük doğalgaz rezervi, GKRY ile yaptığı iş birliğinde yeni bir döneme girilmesine sebep olmuştur.
İsrail’e deniz sahalarındaki hidrokarbon kaynaklarının keşfinde en büyük katkıyı ABD menşeli Noble Energy sağlamaktadır. Şirket, 1998’den bu yana GKRY’nin
İsrail MEB’ine komşu Afrodit sahası dâhil altı sahasında hidrokarbon keşfi gerçekleştirmiştir. Noble Energy aynı zamanda İsrail’in Aşdod’da bulunan petrol bölgesinde de %47 oranında hisse sahibidir.28
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin tahminleri de dâhil olmak üzere Doğu Akdeniz’e yönelik araştırma sonuçlarına ve Türkiye’nin elindeki verilere göre, bölgede toplam 15 trilyon metreküplük bir doğalgaz rezervi vardır. Bunun ekonomik boyutu ise 3 trilyon dolar olarak hesaplanmaktadır.
GKRY’nin Türkiye’nin deniz sahasındaki deniz yetki alanlarını yok sayarak MEB ilan etmesi, Türkiye’nin hidrokarbon yatakları üzerindeki arama
ve sondaj haklarını ihlal eder niteliktedir.
Bunun yanı sıra GKRY’nin İsrail’e arama izni verdiği 13 parselden 5’inin (1, 4, 5, 6, 7 no.lu parseller) Türkiye’nin deniz yetki alanları ile çakışması, Türkiye ile İsrail’i karşı karşıya getirmiştir. GKRY’nin İsrail’e verdiği petrol/doğalgaz arama ruhsatının Türkiye’nin deniz yetki alanlarıyla çakışması üzerine GKRY protesto edilmiş ve “Türkiye bu alanlarda yabancı şirketlerin izinsiz petrol/doğalgaz arama/sondaj faaliyetlerinde bulunmalarına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hiçbir şekilde müsaade etmeyecek ve kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumak için gerekli her türlü tedbiri alacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur.30
Türkiye ve KKTC’nin tepkilerine rağmen GKRY, 2012 yılının başlarında ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin tahminleri ve Türkiye’nin elindeki verilere göre, Doğu Akdeniz’de toplam 15 trilyon metreküplük bir doğalgaz rezervi vardır. Bunun ekonomik boyutu ise 3 trilyon dolar olarak hesaplanmaktadır.
Kaynak:
http://alternatifpolitika.com/site/dosyalar/arsiv/21-Ekim-2015/2.kedikli_deniz_enerji.pdf 2, 3, 9 ve 11. parsellerde yeni ihale süreçleri başlatmıştır.
GKRY, Kasım 2012’de bu ikinci ihaleyi de sonuçlandırarak 2 ve 3. parselleri İtalyan ENI ve Güney Koreli KOGAS şirketleri ortaklığına, 9. parseli Fransız TOTAL, NOVATEC ve Rus GAZPROM’un yan kuruluşu olan GPB Global Resources’a, 11. parseli ise Fransız TOTAL şirketine ihale etmiştir.31
İsrail’in bölgedeki sismik aramaları 2000 yılından sonra ciddi bir artış göstermiştir.
İsrail deniz alanlarında faaliyet gösteren başlıca firmalar; Noble Energy, Israel Oil Company Ltd./ IOCL, Israel Petroleum Co., Pelagic Exploration Co., Avner
Oil Ltd. ve Adira Energy Ltd.’dir. Sahada aramayı yapan ve işletecek olan ortaklığın tek başına en büyük hissedarı ABD merkezli Noble Energy şirketi olmakla birlikte, sermayedarlar arasında İsrail şirketleri de önemli pay sahibidirler. ABD’nin Jeolojik Araştırmalar Merkezi, Mart 2010’da Leviathan bölgesinde 1,7 milyar varil petrol ve 122 trilyon kübik feet gaz bulunduğuna ilişkin tahminlerini açıklamıştır.32 İsrail ve İsrail’in izni ile ABD’nin bölgede rezerv aradığı hidrokarbon yatakları üzerinde, özellikle Tamar bölgesinde, Rusya da doğalgaz araması yapmak için girişimde bulunmuştur.
Rusya 26 Şubat 2013 tarihinde Tamar sahasında üretilecek olan doğalgazı sıvılaştırılmış olarak Asya pazarına satmak üzere İsrail’le bir anlaşma yapmıştır.33
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, GKRY’ye yaptığı resmî ziyaret sonrasında 16 Şubat 2012 tarihinde bir Savunma ve İşbirliği Anlaşması imzalamıştır.34
Bölgede var olan enerji kaynaklarının çıkarılıp pazara ulaştırılması en önemli konudur. Bu bağlamda, çıkarılan petrol ve doğalgazın pazara ulaştırılması için düşünülen alternatifler arasında en az maliyetli ve en güvenilir güzergâhın Türkiye üzerinden geçtiği görülmektedir.
Bu arzın Avrupa’ya ulaştırılması konusunda Türkiye ile İsrail arasında yakınlaşma kaçınılmaz hale gelmiş ve 2013 yılından itibaren başlayan gizli görüşmeler 2016’da anlaşma ile sona ermiştir. Arzın pazara ulaştırılması için üç muhtemel yol bulunmaktadır:
1. GKRY ile Yunanistan arasında bir boru hattı kurulması. Fakat hem mesafenin fazla olması maliyeti yükseltmekte hem de deniz tabanının boru hattı
döşemeye uygun olmaması bu alternatifi ortadan kaldırmaktadır.
2. Bölgeden çıkarılacak olan doğalgazın İsrail üzerinden Arap Gazı Boru hattı ile taşınması. Bu alternatif de mesafenin fazla olması ve bölgede devam
eden çatışmalar sebebiyle ciddi riskler barındırmaktadır. Boru hattının 270 kilometre olması ve 2011’den bu yana Suriye’de devam eden iç savaş,
arzın pazara ulaştırılmasında ciddi bir güvenlik problemi olarak ortaya çıkmaktadır.
3. Bölgeden çıkarılacak olan doğalgazın Türkiye üerinden geçecek bir boru hattı ile taşınması. Ortalama denizde 100 kilometre uzunluğu ile en kısa
ve rasyonel olarak en ekonomik hat Türkiye üzerinden geçmektedir. İster Suriye-Ürdün kıyı çizgisine paralel uzatılsın isterse Kuzey Kıbrıs üzerinden
geçirilsin nihai kavşak noktasının Türkiye olduğu görülmektedir.
Burada üzerinde durulması gerek bir diğer önemli konu da son dönemde Rusya’nın İsrail ile olan yakınlaşma çabalarıdır. Bunun en büyük sebebi
ise 2007’den beri AB’nin doğalgaz ithalatının %45’ini karşılayan Rusya’nın AB üzerindeki bu tekelini kaybetmek istememesidir. AB ise Rusya’ya olan
enerji bağımlılığını en aza indirmek için yeni alternatif yollar aramaktadır. Enerji ihtiyacının %22’sini Rusya’dan karşılayan AB’nin diğer tedarikçileri
ise Norveç ve Cezayir’dir. AB, Doğu Akdeniz’den gelecek olan doğalgaz ile enerji bağımlılığını asgari düzeye indirmeyi hedeflemektedir.
OLASI SENARYOLAR
Doğu Akdeniz’deki yeni zenginlikler bölgedeki ilişkilerin doğasını temelden etkileyecek bir potansiyele sahip görünmektedir. Bu kaynaklara
kıyıdaş çok sayıda ülke bulunmasına rağmen İsrail’in ön planda olması kuşkusuz bölgedeki jeopolitik dengelerde İsrail’in elini güçlendiren bir
sonuç doğurabilecektir. Zira enerji konusunda artan inisiyatifi İsrail’in gelirlerini arttıracağından Batılı ülkelere olan bağımlılığı azalacak,
bu durum da barış sürecini devam ettirmesi yönündeki baskılara karşı direncini yükseltecektir.
Bununla eş zamanlı olarak Türkiye ile yakınlaşma ve imzalanan yeni enerji nakil anlaşmaları, Doğu Akdeniz’de yeni bir güç denklemi ortaya
çıkaracağından bu durum Batılı ülkelerin de dolaylı biçimde desteğini alacaktır. Böylesi bir bölgesel biçimleniş İsrail ile birlikte Türkiye’nin de
Ortadoğu’daki ilişkilerini dönüştürme potansiyeline sahiptir. Türk-İsrail yakınlaşması Batılı ülkelerin bölgesel yaklaşımlarında ellerini biraz
daha kolaylaştıracağı için, ortaya dolaylı yoldan Ankara’nın masadaki özgül ağırlığını azaltan bir sonuç çıkabilecektir.
Öte yandan GKRY’nin benzer şekilde potansiyel zenginler arasında bulunması, Kıbrıs’taki barış pazarlıklarında Rumların elini güçlendireceğinden
Türkiye’nin adadaki politikalarında ciddi bir baskıyla karşılaşması büyük olasılık olarak görünmektedir. AB’nin siyasi desteğini hep yanında
bulan Rumların yeni gelen bu ekonomik imkânla Türkiye ve KKTC karşısında kendi tezlerini dayatma siyasetleri de pekişecektir.
Kaynak: http://alternatifpolitika.com/site/dosyalar/arsiv/21-Ekim-2015/2.
kedikli_deniz_enerji.pdf
Bölge ülkelerinin olduğu kadar, Türkiye üzerinden petrol ve doğalgazını pazarlayan Irak, Azerbaycan, Türkmenistan ve hatta Rusya gibi ülkelerin de
Doğu Akdeniz’deki gelişmelere karşı fazlasıyla duyarlı olacağı açıktır.
KKTC’nin TPAO’ya Verdiği Ruhsatlar
Türkiye’nin TPAO’ya Verdiği Ruhsatlar
Yunanistan’ın İlan Ettiği Ruhsat Sahaları
GKRY Ruhsat Sahaları
Her şeyden önce, Ceyhan Limanı’ndan dünyaya açılan Kafkas ve Kerkük petrolleri için Doğu Akdeniz çok daha hassas bir güzergâh durumuna gelmiştir.
Bölgedeki herhangi bir gelişme, söz konusu ülkelerde farklı arayışları beraberinde getirebilir.
Yine, Rusya’nın en önemli müttefiki durumundaki Suriye, aynı bölgede ve söz konusu kaynaklara hemen sınır komşusu olduğundan, buradaki
iç savaşın sonucu Doğu Akdeniz’deki enerji güvenliği için çok daha önemli hale gelmiştir. Üstelik bu yeni durum, Rusya’nın bu bölgedeki askerî varlığını
da doğrudan ilgilendirmektedir. Merkezde İsrail’in olduğu yeni bir enerji koridorunun ortaya çıkıyor olması, bu ülkeye yönelik tehditlerini
Lübnan üzerinden sürdüren İran açısından da kabul edilebilir bir durum olmayacaktır. Lübnan’ın deniz üzerindeki haklarını savunma adına
ortaya atılacak olan yeni tartışmalar, Beyrut’taki egemenliğini kullanma konusunda Tahran yönetimine yeni manevra alanları kazandıracaktır.
Bu tartışmalar sürecinde Türkiye ile İran’ın karşı karşıya kalacağı yeni gerilimler oluşabilir. Bütün bölgesel denklemin yeniden kurulduğu böylesi
bir dönemde, Batılı ülkeler açısından Libya’dan başlayıp Irak’a kadar devam eden istikrarsız kuşak üzerindeki operasyonlar, çok daha hayati bir hal almıştır.
Sınır değişiklikleri ile ilgili tüm senaryolar yeniden masaya yatırılırken, her aktör kendi hesabını bir daha gözden geçirecektir.
Bu süreçte Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye-Rusya ilişkileri de oldukça dinamik bir döneme girmiştir. Güney Akım ve TANAP ardından bir de Doğu Akdeniz
gazının Türkiye üzerinden Avrupa pazarına taşınması ihtimali, iki taraf arasındaki bağımlılık ilişkilerinde yeni bir sayfa açmaya aday görünmektedir.
SONUÇ
2000’li yılların ortasından itibaren varlığı ortaya çıkan Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yatakları bölgenin stratejik önemini artırmakla kalmamış, kıyıdaş ülkeler arasındaki ilişkilerin doğasını da değiştirmeye başlamıştır.
Dünya doğalgaz arzında yeni bir tedarik kaynağı ortaya çıkarken, mevcut kaynakların pazar paylarını etkileyen bu gelişmeyle birlikte Ortadoğu
barışından Türkiye-Avrupa ilişkilerine kadar birçok konu yeni dinamikler üzerinden okunmaya başlanmıştır. Ortaya çıkan bu yeni yer altı zenginliğinin
en önemli sonuçlarından biri, bölgede işgalci kimliği ile barışın en önemli engeli durumundaki İsrail’in doğalgaz zengini bir ülkeye dönüşecek olmasıdır.
1948’den itibaren işgal ettiği Filistin toprakları üzerindeki hâkimiyeti halen tartışmalı olan İsrail’in kendisine bu kez deniz üzerinde yeni bir hâkimiyet
ve nüfuz alanı açmaya çalışması, önümüzdeki dönemin en önemli konularından olmayı sürdürecektir.
Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yataklarının en azından bir bölümünün Gazze kıta sahanlığına denk gelmesi, işgalci rejimin Gazze üzerindeki deniz
ablukasını da gündeme taşımaktadır.
Bugüne kadar Gazze’ye yönelik deniz ablukasını kendisinin güvenlik kaygıları üzerine inşa ettiğini kaydeden İsrail’in, mevcut söyleminden
farklı motivasyonlara sahip olduğu anlaşılmaktadır. Milyarlarca metreküplük Gazze doğalgazının İsrail tekeline mahkûm edilmesi, bölgenin
sadece hukuki statüsünü değil, aynı zamanda insani durumunu da uluslararası gündemin üst sıralarında tutmaya devam edecektir.
Zira kendi sahip olduğu zenginliklerinden yararlanmasına izin verilmeyen Filistin halkı için Filistin meselesi çok daha karmaşık hale gelecektir.
Uluslararası hukuk açısından Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yataklarının hangi ülkelere ait olduğu ile ilgili tartışmalar daha uzun süre devam
edecek gibi görünmektedir. Bu tartışmalar içinde Türkiye’nin oynayacağı rol, bu enerji kaynaklarını uluslararası pazarlara açmanın ötesinde bölge
barışı için kullanılmasını da sağlamak olmalıdır. Özellikle Gazze’ye ait olduğu düşünülen kaynakların çıkarılması ve taşınmasında Türkiye, gazın sahiplerinden
biri olan Filistinlilerin de söz sahibi olduğu bir mekanizmayı oluşturma gayreti içerisinde olmalıdır.
2000’li yılların ortasından itibaren tespit edilen Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yatakları bölgenin stratejik önemini artırmakla kalmamış, kıyıdaş ülkeler
arasındaki ilişkilerin doğasını da değiştirmeye başlamıştır. Dünya, doğalgaz arzında yeni bir tedarik kaynağına ulaşılırken, mevcut kaynakların pazar paylarını
etkileyen bu gelişmeyle birlikte Ortadoğu barışından Türkiye- Avrupa ilişkilerine kadar birçok konu yeni dinamikler üzerinden tekrar okunmaya başlanmıştır.
Ortaya çıkan bu yeni yer altı zenginliğinin en önemli etkilerinden biri, bölgede işgalci kimliği ile barışın önündeki en büyük engel durumundaki İsrail’in doğalgaz zengini bir ülkeye dönüşecek olmasıdır.
SON NOTLAR ;
1 Muhittin Ziya Gözler, “Doğu Akdeniz’de Paylaşılamayan Kaynaklar”,
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/enerji-ve-enerji-guvenligi-arastirmalari-merkezi/2014/12/17/7927/dogu-akdenizde-paylasilamayan-kaynaklar
2 World Petroleum Resources Project, Assessment of Undiscovered Oil and Gas Resources of the Levant Basin Province, Eastern Mediterranean,
Mart 2010, http://pubs.usgs.gov/fs/2010/3027/
3 Cihat Yaycı, “Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye”, Bilgi Strateji, Cilt 4, Sayı 6, 2012, s. 11.
4 http://www.sonsayfa.com/Haberler/Ekonomi/Dogu-Akdenizde-servet-yatiyor-204685.html
5 F. Taşdemir, Kıbrıs Adası Açıklarında Petrol ve Doğalgaz Arama Faaliyetleri Kapsamında Ortaya Çıkan Krizin Hukuki, Ekonomik ve Siyasi Boyutları,
Ankara Strateji Enstitüsü, 2012, s. 42.
6 Umut Kedikli, “Taşkın Deniz, Enerji Kaynakları Mücadelesinde Doğu Akdeniz Havzası ve Deniz Yetki Alanları”, Alternatif Politika, Cilt 7,
Sayı 3, Ekim 2015, s. 403.
7 http://www.globalresearch.ca/war-and-natural-gas-the-israeli-invasion-and-gaza-s-offshore-gas-fields/11680
8 BG Group, “Where We Work: Areas of Palestinian Authority”, http://www.bggroup.com/databook/2014/26/where-we-work/areas-of-pa/
9 “The National Recovery and Reconstruction Plan for Gaza,” October 2014,
http://www.mfa.gov.eg/gazaconference/documents/final-Gaza%20ERP%20report%20ENG30092014.pdf
10 “Arafat says natural gas field great hop efor Palestinian economy,” Associated Press, September 27, 2000,
http://www.thedossier.info/articles/ap_arafat-says-natural-gas-field-great-hope-for-palestinian-economy.pdf
11 Steve Hawkes, Sonia Verma, “BG Group at center of Steve Hawkes and Sonia Verma”, “BG Group at centre of $4bn deal to supply
Gaza gas to Israel,” The Times, 23 May 2007,
http://www.thetimes.co.uk/tto/business/industries/naturalresources/article2180799.ece
12 Simon Henderson, “Natural Gas in the Palestinian Authority: The Potential of the Gaza Marine Offshore Field”,
http://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/view/natural-gas-in-the-palestinian-authority-the-potential-of-the-gaza-marine-o
13 6 Office of the Quartet Representative Tony Blair, “Initiative for the Palestinian Economy-Summary Overview,” March 2014,
http://blair.3cdn.net/a0302ab9e588825b29_1bm6yhjay.pdf, p. 36.
14 Eran Azran, “Palestinian Become First Customer of Israel’s Leviathan Gas Field”,
http://www.haaretz.com/israel-news/business/1.567216
15 Haziran 2013’te Mısır’da Mursi hükümetine yapılan darbeden bu yana Katar, ithal edilen dizel yakıtın çoğunun ana tedarikçisi konumundadır,
bk. Simon Henderson, “Natural Gas in the Palestinian Authority: The Potential of the Gaza Marine Offshore Field,” The German Marshall
Fund of the United States, March 2014,
http://www.washingtoninstitute.org/uploads/Documents/opeds/Henderson20140301-GermanMarshallFund.pdf (20 Temmuz 2016).
16 “Water and energy Crisis in Gaza: Seeking a multi-stakeholder partnership for solutionz,” UNICEF, May 16, 2014,
http://www.unicef.org/oPt/Outcome_document_on_Water_and_Energy_in_Gaza_-_16_ May_2014.pdf (20 Temmuz 2016).
17 Buna benzer olarak mülteci kamplarında birçok özel durum vardır. Mülteci kamplarındaki pek çok kişi elektrik hizmetinin karşılığını ödemeyi
reddetmektedir. Interview with Hani Jhosheh, the Jerusalem District Electricity Company, Jerusalem, June 24, 2014.
18 Su konusunun çözümünde fırsatlar ve su paylaşımları hakkında daha fazla bilgi için; David B. Brooks and Julie Trottier, An Agreement to
Share Water Between Israelis and Palestinians: The FoEME Proposal, EcoPeace/Friends of the Earth Middle East (March 2010),
http://foeme.org/uploads/13411307571~%5E$%5E~Water_Agreement_FINAL.pdf
19 İbrahim Kaya, Uluslararası Hukukta Temel Belgeler, Ankara: Seçkin Yay., 2015, s. 296.
20 Kaya, s. 310.
21 Sertaç Hami Başeren, Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanları Uyuşmazlığı, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Yayınları, No. 31, İstanbul, 2010, s. 2; Başeren,
“Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanları Uyuşmazlığı”, Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi, 8 (14), Ocak 2010, ss. 132-133.
22 No. 216, 21 Eylül 2011 Türkiye-KKTC Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Dışişleri Bakanlığı Basın Açıklaması,
http://www.mfa.gov.tr/no_-216_-21-eylul-2011-turkiye-_-kktc-kita-sahanligi-sinirlandirma-anlasmasi-imzalanmasina-iliskin-disisleri-bakanligi-basin-ac_.tr.mfa
23 Taşdemir, s. 36
24 G. Lakes, “Lübnan: Bir Hidrokarbon Sektörü Oluşturmaya Yönelik Çabalar,”, Kıbrıs Deniz Hidrokarbonları. Bölgesel Siyaset ve Servet Dağılımı,
(ed. A. Gürel, H. Faustmann ve G. M. Reichberg) Rapor 2012/1, ss. 1-96.
25 Ş. Kaya, “Uluslararası Deniz Hukuku Kapsamında Doğu Akdeniz’in Hukuki Statüsü ve Türkiye Cumhuriyeti için Stratejik Önemi,” Stratejik
Araştırmalar Dergisi, Yıl 5, Sayı 9, 2007, ss. 19-55.
26 C. Yaycı, “Doğu Akdeniz’de Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye”, Bilgesam, 4 (6), 2012, ss. 1-70, 28.
27 Agreement between the Republic of Cyprus and the Arab Republic of Egypt on the Delimitation of the Exclusive Economic Zone, 17 February 2003,
http://www.un.org/depts/los/LEGISLATIONANDTREATIES/PDFFILES/TREATIES/EGY-CYP2003EZ.pdf; Delimitation Agreement Cyprus-Lebanon EEZ, January
17, 2007; Delimitation Agreement Cyprus-Israel, December 17, 2010.
28 Simon Henderson, “Energy Discoveries in the Eastern Mediterranean: Source of Cooperation or Fuel Tension? The Case of Israel”, The Washington Institute,
http://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/view/energy-discoveries-in-the-eastern-mediterranean-source-for-cooperation-or-f (30 Haziran 2016).
29 Taşdemir, s. 41.
30 http://www.mfa.gov.tr/no_-43_-15-subat-2012_-gkry_nin-actigi-ikinci-uluslararasi-hidrokarbon-arama-ihalesi.tr.mfa
31 Yaycı, “Doğu Akdeniz’de Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye”, s. 32.
32 Charles Levinson&Guy Chazan, “Big Gas Find Sparks a Frenzy in Israel”, Wall Street Journal, 30 Aralık 2010,
http://www.wsj.com/articles/SB10001424052970204204004576049842786766586
33 http://www.globes.co.il/en/article-russia-wants-share-in-israeli-gas-1001119921
34 Taşdemir, Kıbrıs Adası Açıklarında.....
35 Umut Kedikli, Taşkın Deniz, “Enerji Kaynakları Mücadelesinde Doğu Akdeniz Havzası ve Deniz Yetki Alanları”, Alternatif Politika, Cilt 7, Sayı 3, Ekim 2015, s. 413.
www.insamer.com
info@insamer.com
Karagümrük Mh. Kaleboyu Cd.
Muhtar Muhittin Sk.No:6 PK.34091
Fatih / İstanbul - TÜRKİYE
Araştırma 23 Ortadoğu
Ortadoğu Eylül 2016 Doğu Akdeniz Enerji Rekabeti
©İNSAMER 2016
Bu yayının bütün hakları İNSAMER İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’ne aittir. İNSAMER’in izni olmaksızın yayının metni herhangi bir formda
yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve dağıtımı yapılamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
Hazırlayan: Merve Aksoy
Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Ahmet Emin Dağ
Editör: Ümmühan Özkan
Web Editörü: Mervenur Lüleci Karadere
Nuhun Gemisi
Sayfa Tasarım: Fatih Hacıoğlu
Baskı: Pelikan Basım
Maltepe Mh. Gümüşsuyu Cd.
Odin İş Merkezi No. 1/28 Topkapı-İSTANBUL
www.insamer.com
info@insamer.com
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder