10 Kasım 2017 Cuma

TÜRKİYE’NİN ENERJİ TİCARET MERKEZİ OLMASINDA DOĞU AKDENİZİN ROLÜ BÖLÜM 2


TÜRKİYE’NİN ENERJİ TİCARET MERKEZİ OLMASINDA DOĞU AKDENİZİN ROLÜ BÖLÜM 2




HARİTA 1. DOĞU AKDENİZ’DE KEŞFEDİLEN VE ARAŞTIRMA YAPILAN ENERJİ SAHALARI  Kaynak: The Economist


Bölgede son yıllarda yapılan doğalgaz keşiflerine ev sahipliği yapan ülkeler incelendiğinde Mısır, İsrail ve GKRY’nin öne çıktığı görülmektedir. Aynı kıyı şeridinde bulunan ülkelerden biri olan Lübnan ise şu an için herhangi bir hidrokarbon keşfi gerçekleştirememiştir. Ancak ülke yetkilileri gelecekte kendi MEB’lerinde önemli miktarda rezerv bulmayı planlamaktadır. 

Doğu Akdeniz havzasındaki bu ülkelerin siyasi görünümlerine bakıldığında zaman zaman iç çatışmalar, siyasi anlaşmazlıklar ve darbelerle mücadele ettikleri görülmektedir. Hatta bu sorunlardan bazıları bölgesel olmaktan çıkıp uluslararası problem haline gelmiştir. İsrail-Filistin meselesi ve GKRY-KKTC arasındaki anlaşmazlık en göze çarpan sorunlardandır. Bu sorunların çözümü için uluslararası sistemin önde gelen aktörleri devreye girmiştir. Günümüzde bölgedeki bu sorunlar hala mevcudiyetini korurken keşfedilen enerji kaynaklarının geleceği konusundaki tartışmalar da süratle devam etmektedir. Özellikle Batılı enerji şirketlerinin bölgede oldukça aktif olmasıyla enerjinin Doğu Akdeniz havzası ülkelerinin geleceğinde kritik bir rol oynaması beklenmektedir. 

Enerji genellikle ülkelerin diplomatik ilişkilerine yön veren bir faktör olmuştur. Doğu Akdeniz’deki rezerv sahibi ülkeler ile doğalgaz talep eden ülkeler 
arasında gerçekleştirilecek iş birlikleri ve ticari faaliyetler bölgedeki istikrarsızlık havasını azaltabilecek potansiyele sahiptir. Siyasi anlamda çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalan bu ülkelerin enerji meselesini önceleyerek verecekleri uzlaşmacı kararlar bölgeyi doğalgaz ticaretinde ön plana çıkarabilecektir. 

Doğu Akdeniz havzasındaki doğalgaz rezervleri Batılı ülkeler ile Doğu Akdeniz ülkelerini iş birliğine yönlendirebilecek potansiyele sahiptir. Bölgedeki önemli 
aktörlerden biri olan İsrail bugüne dek gerek Kudüs meselesi gerekse Arap-İsrail savaşıyla Arap dünyası ile çatışma içerisine girmiştir. Ancak önümüzdeki dönemde mevcut rezervlerini ihracata dönüştürebilmek adına bölgede bugüne dek izlediğinden daha farklı bir politika takip edebileceği düşünülmektedir. Diğer yandan Mısır darbe sonrası ekonomisini toparlamak adına Doğu Akdeniz’deki rezervlerini üretime açmak istemektedir. Gerekli finansman ihtiyacını uluslararası enerji şirketlerinin bölgedeki faaliyetleri üzerinden karşılamak isteyen Mısır’ın Batı ile yakınlaşması muhtemel görünmektedir. 

GKRY, KKTC ile ortak egemenlik haklarına sahip oldukları kıyılarda keşfedilen doğalgaz rezervlerini Türk tarafının onayını almadan talep eden pazarlara 
ulaştırmak için çalışmalar yürütmektedir. Filistin’e ait deniz alanlarında yer alan ve bölgenin en eski keşiflerinden biri olan Gaza Marine sahasının durumu ise Filistin ve İsrail arasındaki ihtilaflı durumdan ötürü belirsizdir. Son olarak bölgede gerçekleştirilen hidrokarbon keşiflerinden etkilenen Lübnan’ın deniz alanlarında da önemli miktarlarda rezerv bulunduğuna yönelik tahminler yapılmakta ancak henüz kanıtlanmış bir rezerv bulunmamaktadır. 

Bir sonraki başlıkta Doğu Akdeniz’deki rezerv sahibi ülkelerin geçmişten günümüze enerji alanında yaşadığı gelişmeler ve mevcut durumları ele alınmıştır. Hidrokarbon alanında bölgedeki en tecrübeli ülkelerden biri olan Mısır ile başlayan değerlendirmede sırasıyla bir süredir enerji tüketiminde doğalgaza yer veren İsrail, uzun süredir siyasi çekişmelere sahne olması nedeniyle çok büyük oranda dışa bağımlı olan Filistin, henüz doğalgaz kullanımına başlamamış olan GKRY ile KKTC ve son olarak uzun yıllardır hidrokarbon arama çalışmaları yürüten Lübnan’a yer verilmiştir. Ayrıca söz konusu ülkelerin enerji ihracatı gerçekleştirme olasılıkları ve enerji transferi konusundaki politikalarında yaşanan gelişmelerden de bahsedilmiştir. 

MISIR
 
Afrika’nın en kalabalık nüfusa sahip ülkelerinden biri olan Mısır nüfus artışındaki hızlı yükselişe paralel olarak enerji talebinde de gün geçtikçe büyük bir yükseliş 
yaşamaktadır. 2015 yılı verilerine göre Mısır’ın mevcut nüfusu 91 milyon 508 bin 84 kişiye ulaşmıştır. Son üç yıl içerisindeki gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) 
İncelendiğinde 2013 yılında 286 milyar dolar olan rakamın 2015 yılında 330 milyar dolara çıktığı görülmektedir. 2013 yılında yüzde 9 olan enflasyon oranı 2015 yılında ise yüzde 10,9’a yükselmiştir. Ekonomisindeki istikrarsızlıklar ülkenin enerji ihtiyacını karşılayamamasına ve petrol-doğalgaz tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşamasına sebep olmuştur. 

Doğu Akdeniz havzası içerisinde yer alan Mısır zengin enerji kaynaklarına sahip Afrika ve Ortadoğu bölgelerinin ortasında bulunması nedeniyle oldukça 
önemli bir konuma sahiptir. Bu yönüyle ülke önemli petrol ve doğalgaz rezervlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ülkede ilk petrol arama çalışmaları 1860 yılında Kızıldeniz kıyılarında gerçekleştirilmiştir.4 Kızıldeniz ve Akdeniz arasındaki kıyıdan uzak ve kıyıya yakın deniz alanlarında keşfedilen petrol ve doğalgaz rezervleriyle Mısır, bölgenin önemli enerji aktörlerinden biri haline gelmiştir. Ülkedeki kaynakların coğrafi dağılımına bakıldığında petrol rezervlerinin Basra Körfezi kıyılarında yoğunlaştığı, doğalgaz rezervlerinin ise daha çok Akdeniz kıyısında bulunduğu görülmektedir (Harita 2). 

1956’da kurulan ulusal petrol şirketi Egyptian General Petroleum Corporation (EGPC) ile Mısır petrol üretiminde bölgenin önde gelen ülkelerinden biri 
haline gelmiştir. 1965 yılında ise EGPC ve British Petroleum (BP) ortaklığında bölgedeki petrol ticareti için önemli bir girişim olan Gulf of Suez Petroleum Company (GUPCO) kurulmuştur ve söz konusu şirket bugün günde 110 bin varil petrol üretimi yapmaktadır.5 

1965 yılında petrol üretimine başlayan ülkede üretim miktarı uzun yıllar tüketimin üzerinde seyretmiştir (Grafik 3). 1986’ya dek ürettiği petrolü yalnızca iç tüketimi için kullanan Mısır ilk petrol ihracatını bu tarihte gerçekleştirmiştir. Petrol ihracatına başladıktan yalnızca bir yıl sonra tüm zamanların en yüksek petrol ihracatı rakamına ulaşan ülkenin dış satım oranları bu tarihten sonra azalarak devam etmiştir.6 

2010 yılında Afrika ve Ortadoğu’daki ülkelerde baş gösteren Arap Baharı Mısır’ı da etkisi altına almış, bu durum ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarının 
bozulmasına neden olmuştur. Uzun yıllar petrol ihracatı gerçekleştiren Mısır’da 2012’de Arap Baharı’nın etkisiyle ortaya çıkan askeri darbe petrol ihracatının kesilmesine neden olmuştur.7 


HARİTA 2. MISIR’IN PETROL VE DOĞALGAZ REZERVLERİNİN BULUNDUĞU BÖLGELER (2015) Kaynak: EnergyEgypt


TÜRKİYE’NİN ENERJİ TİCARET MERKEZİ OLMASINDA DOĞU AKDENİZ’İN ROLÜ 18 

1970’li yıllarda doğalgaz üretimine başlayan Mısır’da ulusal doğalgaz şirketi Egyptian Natural Gas Holding Company (EGAS) 2001 yılında kurulmuştur. 
2000’li yılların başına kadar ülkenin doğalgaz üretim miktarı ancak tüketimi karşılayabilecek düzeyde seyretmiş ve gaz ihracatına olanak vermemiştir (Grafik 4). İlk doğalgaz ihracatını 2003’te gerçekleştiren ülke bunun büyük bir kısmını Arap Doğalgaz Boru Hattı üzerinden Ürdün, İsrail ve Suriye’ye gerçekleştirmiştir.8 

Levant havzasının İsrail ve GKRY-KKTC açıklarında yapılan keşifler Mısır MEB’inde de açığa çıkarılmamış rezervler olabileceği düşüncesine neden olmuştur. Mısır hükümeti tarafından arama çalışmaları konusunda İtalyan petrol ve doğalgaz şirketi ENI’ye lisans verilmesiyle 2015 yılında Akdeniz’in şimdiye kadarki en büyük doğalgaz rezervi olan Zohr sahası keşfedilmiştir.9 Her geçen gün artan iç talebini karşılamak ve 2013 yılında bıraktığı doğalgaz ihracatına yeniden başlamak isteyen Mısır, Shorouk10 imtiyazında keşfedilen Zohr rezervini üretime açmak için yoğun çaba sarf etmektedir. 



GRAFİK 3. MISIR’IN YILLARA GÖRE PETROL ÜRETİM VE TÜKETİM MİKTARLARI (BİN VARİL/GÜNLÜK, 1965-2016) 
Kaynak: BP Statistical Review of World Energy 2017


2016 yılı verilerine göre Mısır’da 3,5 milyar varil petrol ve 1,8 trilyon metreküp doğalgaz rezervleri bulunmaktadır.11 Ülkenin birincil enerji tüketiminin 
kaynaklara göre dağılımında doğalgaz yüzde 50,5 ile birinci, petrol ise yüzde 44,7 ile ikinci sırada yer almaktadır (Grafik 5). Buna göre ülkede tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 95’i fosil yakıtlardan elde edilmektedir. 

Mısır’ın geçtiğimiz beş yıl içerisindeki doğalgaz üretimine bakıldığında 2011 yılında 61,4 milyar metreküp olan üretim seviyesinin 2016’da 41,8 milyar metreküpe gerilediği görülmektedir. Ülkede 2016 senesi doğalgaz talebinin 51,3 milyar metreküp olarak gerçekleşmesi üretim ile tüketim rakamları arasında fark oluşmasına ve doğalgaz tedarikinde açık yaşanmasına sebep olmuştur 
(Grafik 4). 


GRAFİK 4. MISIR’IN YILLARA GÖRE DOĞALGAZ ÜRETİM VE TÜKETİM MİKTARLARI (MİLYAR METREKÜP, 1990-2016) 
Kaynak: BP Statistical Review of World Energy 2017 



GRAFİK 5. MISIR’IN BİRİNCİL ENERJİ TÜKETİMİNİN KAYNAKLARA GÖRE DAĞILIMI (2016) 
Kaynak: BP Statistical Review of World Energy 2017 

Bu durum son yıllarda Mısır’daki doğalgaz üretiminin tüketimi karşılayacak yeterlilikte olmadığını ve söz konusu talep açığını karşılamak adına enerji ithalatına başvurulduğunu göstermektedir. Ayrıca söz konusu gelişme kısa vadede ithalat yapılmaya devam edileceği yönündeki tahminleri kuvvetlendirmektedir. 
Artan talep karşısında gittikçe azalan rezerv miktarı üretimin düşük seviyelerde seyretmesine ve önümüzdeki on yıl içinde yıllık üretimin 15 milyar metreküpe 
kadar gerileyeceği yönünde tahminlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya yönelik çalışmalar, yüksek ithal gaz fiyatları ve enerjinin verimli kullanılması konularındaki bilinçlendirme çalışmalarına rağmen Mısır’daki doğalgaz talebinin önümüzdeki on yıl içinde artmaya devam ederek yıllık 65-70 milyar metreküp seviyelerine ulaşacağı öngörülmektedir.12 Mısır’ın petrol ve doğalgaz tedarikinde meydana gelen sorunlar ülkedeki elektrik talebinin karşılanamamasına neden olmuş ve bu durum elektrik arzında ciddi bir maliyet artışını ortaya çıkarmıştır. Mısır Elektrik ve Enerji Bakanlığının verilerine göre 2015 yılında elektrik üretiminin yüzde 73,6’sı doğalgazdan sağlanmıştır.13 Elektrik üretiminin bu denli büyük bir kısmının doğalgaz ile gerçekleştirilmesi ülkenin gaz talebinin artmaya devam edeceğini göstermektedir.14 Mısır’ın 2016 yılındaki yaklaşık 55,2 milyar metreküplük doğalgaz talebi ile 2017’de gerçekleştirmesi öngörülen 51,6 milyar metreküplük doğalgaz üretimi karşılaştırıldığında ithal gazın bir süre daha piyasalarda önemini koruyacağı öngörülmektedir.
15 Üretimindeki bu düşüşü durdurmak ve yeniden doğalgaz arzı sağlamak için Mısır, Zohr rezervlerini de kapsayan 33 milyar dolarlık bir yatırımla birlikte 
birçok doğalgaz projesi için harekete geçmeyi planlamaktadır.16 2015 yılında Mısır’ın Akdeniz’deki MEB’inde keşfedilen Zohr rezervi ülke ekonomisinin kalkınması ve yeniden ihracata başlanması açısından ciddi bir fırsat olarak görülmektedir. Mısır’ın yaklaşık 15 yıllık enerji ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğu düşünülen Zohr rezervinin yine bölgede yer alan Afrodit, Tamar ve Leviathan sahalarının toplam kapasitelerine hemen hemen eşit olması Zohr’un Doğu Akdeniz’in en büyük doğalgaz sahası olduğunu açıkça göstermektedir.17 Söz konusu rezerv ülkenin yeniden gaz ihracatına başlaması için bir fırsat olarak görülse de Mısır’da enerji talebinin her geçen gün artış gösterdiği de gözden kaçırılmamalıdır. 

Doğu Akdeniz’de yeni ittifak arayışlarında olan Mısır bölgedeki doğalgaz keşiflerinin kendisi için hayati önem taşıdığının farkında olup mevcut rezervleri 
değerlendirmek adına girişimlerde bulunmaktadır. 31 Ağustos 2016 tarihinde GKRY ile ileriye dönük doğalgaz projelerine yönelik bir ön anlaşma imzalayan 
Mısır iki ülke arasında gerçekleştirilecek doğalgaz projelerinin ve Doğu Akdeniz’de oluşturulacak yeni bir ortaklığın sinyallerini vermiştir.18 Anlaşmaya göre Afrodit sahasından çıkartılacak gazın Mısır’a taşınması ve bunu sağlamak için inşa edilecek boru hattının 3 yıl gibi bir sürede tamamlanması planlanmıştır. Artan doğalgaz talebinin arz kesintisiyle karşı karşıya kalmaması adına Mısır mevcut fırsatları değerlendirmeye çalışmakta ve bölgedeki diğer rezerv sahibi ülkelerle ittifak kurmaya çabalamaktadır. 

Mısır’da yoğun olarak faaliyet gösteren ENI, ülkenin Akdeniz kıyılarına yaklaşık 190 km uzaklıkta olan Zohr sahasındaki çalışmalarına aktif bir şekilde 
devam etmektedir (Harita 3). 

3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder