1 Eylül 2018 Cumartesi

Beş Daimi Üyenin Çıkarları Küresel Kritere Dönüştü.,


Beş Daimi Üyenin Çıkarları Küresel Kritere Dönüştü.,

MURAT YEŞİLTAŞ
Kriter Temmuz 2016 / Yıl 1, 
Sayı 3


'' Dünya beşten büyüktür ” ifadesi Türkiye’nin uluslararası sistemin mevcut haline yönelik eleştirilerinin son yıllarda merkezinde yer alan söylemlerden 
biri olarak ön plana çıktı.

'' Dünya beşten büyüktür” ifadesi Türkiye’nin uluslararası sistemin mevcut haline yönelik eleştirilerinin son yıllarda merkezinde yer alan söylemlerden 
biri olarak ön plana çıktı. Temelde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıklıkla dile getirdiği bu ifade, BM Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısının neden olduğu 
üç problemin çözülmesine yönelik bir revizyon talebidir: Eşitlik, adalet ve etkinlik.

BM Güvenlik Konseyi, Soğuk Savaş’ın uluslararası sistem parametreleri bağlamında şekillenmiş ancak Soğuk Savaş bitmesine rağmen gerekli olan 
bütünsel bir sistem revizyonu gerçekleştirilememiştir. Günümüz uluslararası sistemi her şeyden önce güç dağılımı bakımından iki kutuplu değil çok 
kutuplu bir yapıya sahiptir. Ne ABD ne Rusya artık tek başlarına sistemi kontrol etme gücüne sahip değildir. Ne var ki Güvenlik Konseyi’nin halihazırdaki 
yapısı, mevcut güç dengesini yansıtmak bir yana var olan statükoyu korumaktadır ve yükselen yeni güçlerin uluslararası krizlerin çözümünde katkı 
sunmalarına imkan tanımamaktadır. Böylesi bir yapı güvenlik merkezli uluslararası krizlerin kaderini sadece Güvenlik Konseyinde veto hakkını elinde 
tutan beş ülkenin tekeline bırakmakta, bu nedenle de ya krizlerin çözülmesi gecikmekte ya da krizler daha da derinleşmektedir. 

Dolayısıyla BM Güvenlik Konseyinin küresel jeopolitik dengeyi yansıtmaktan uzak yapısı eşitlik sorununu gündeme getirmektedir.

Eşitlik sorunu bununla da sınırlı değildir. Güvenlik Konseyini temsil eden ülkelerin nüfusu, dünya nüfusunun geri kalanı ile karşılaştırıldığında daha az 
olmasına rağmen sırf Konseyin yapısı nedeniyle bu ülkeler dünya siyasetinde daha fazla söz hakkına sahip gözükmektedir. Dünya nüfusunun geri kalanının 
böyle bir yapı içinde söz hakkının olmaması eşitlik sorunuyla birlikte temsil sorununu da gündeme getirmektedir.

Öte yandan küçük ülkelerin kaderinin ve sorunların çözümünün beş ülkenin eline bırakılması adaletin tesis edilmesini sürekli bir biçimde geciktirmektedir. 
BM Güvenlik Konseyi’nin kararları aynı zamanda uluslararası hukuka uygunluk kriteri haline geldiği için beş daimi üyenin siyasi çıkarları, nihayetinde 
uluslararası hukuk için bir kriter niteliğine dönüşmüştür. 
Bu nedenle uluslararası hukukun temelinde yer alması gereken adalet, siyasi mülahazalara kurban edilmekte, hukuki bir ilke olmaktan çıkarak siyasi bir araç haline dönüştürülmektedir. Bu durum bir bütün olarak uluslararası sistemde adalet ilkesinin ortadan kalkmasına neden olmaktadır.

Mevcut BM Güvenlik Konseyi yapısının bir bütün olarak uluslararası sistemin “amir otoritesi” gibi hareket etmeye yetenekli yapısı eşitlik, temsiliyet ve adalet 
sorunu yanında etkinlik sorunuyla da maluldur. Suriye krizinin çözümü konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin performansı etkinlik sorununun anlaşılması için çarpıcı bir örnektir. Beş daimi üyenin Suriye sorununun çözümü konusunda aralarında yaşadıkları çıkar çatışması krizin zamanla daha da derinleşmesine 
neden olduğu gibi yine BM’nin, yani bütün uluslararası toplumun ilgilenmek zorunda kaldığı büyük bir insani krizin doğmasına ve terörizmin küreselleşmesi ne neden olmuştur. Bu nedenle Suriye krizinde BM hem eşitlik ve adalet duygusundan uzak bir görüntü sergilemiş hem de etkin bir şekilde sorunun çözümüne gerektiği gibi ve zamanında katkı sunamamıştır. Dahası veto yetkisi nedeniyle sorunun doğrudan muhatabı olan diğer ülkelerin katkı potansiyelerini de ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle veto gücü BM sisteminin krizlere etkin bir şekilde çözüm üretmesinin önünde büyük bir engel olarak durmaktadır.

Yukarıda bahsedilen üç düzlemde yaşanan sorunlara ek olarak BM’nin mevcut Konsey yapısı Batı merkezli kültür-medeniyet düzenini konsolide etmektedir. 
Nüfusları dikkate alındığında hiçbir Müslüman ülke sorunların birçoğuyla yüzleşmek zorunda kalmasına rağmen Konsey’de daimi üyelerden biri olarak temsil edilmemektedir. Bu durum kültürel eksende de mevcut sistemin tek kutuplu bir biçim almasına neden olmaktadır.

Bütün bu problemli yanları karşısında dünya beşten büyük olmalıdır çünkü tek kutuplu değil çok kutuplu bir siyaset, kültür ve küresel medeniyet vizyonuna 
ihtiyaç vardır. Bunun gerçekleşmesi ancak eşitlik, temsiliyet, adalet ilkeleri üzerinde inşa edilecek ve etkinlik sorununu giderecek bir BM revizyonu ile 
mümkün olabilir. Bunun için küresel bir barış vizyonuna ihtiyaç bulunmaktadır.


https://kriterdergi.com/dosya/bec-daimi-uyenin-cikarlari-kuresel-kritere-donustu


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder