Doğu Akdeniz’de Rus Savaş Filosunun Konuşlanması Ne Anlama Geliyor?
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Suriye Krizi İzleme Merkezi
Doğu Akdeniz’de Rus Savaş Filosunun Konuşlanması Ne Anlama Geliyor?
Sabir Askeroğlu tarafından yazıldı.
11 Eylül 2013 Çarşamba
21 Ağustos 2013’te Suriye’de kimyasal silahların kullanılması Suriye meselesini uluslararası alanda yeni bir boyuta taşımıştır.
ABD ve müttefikleri kimyasal silahların Esad rejimi tarafından kullanıldığını ileri sürerek, Şam’a yönelik uluslararası askeri müdahale kararını gündeme taşımışlardır. Bu süreç içerisinde ABD başta olmak üzere İngiltere (askeri müdahale fikri parlamento tarafından reddedilmiş olmakla beraber) ve Fransa Doğu Akdeniz’de askeri güçlerini artırmaya başlamıştır.
Diğer taraftan kimyasal silahların Esad rejimi tarafından değil de isyancı güçler tarafından kullanıldığını savunan Rusya, müdahaleye karşı çıkmıştır. BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan Suriye’ye olası askeri müdahale uluslararası hukuka aykırı olacağını söyleyen Rusya, BM Güvenlik Konseyine gelen müdahale kararlarını da veto etmiştir.
Diğer taraftan BM kararı olmadan da müdahale yapılabileceğini düşünerek askeri varlığını artıran ABD ve müttefiklerine karşı Rusya’da Tartus limanının hukuksal
imkânlarını kullanarak Suriye kıyılarında askeri filosunu artırmaya başlamıştır.
Esad rejimine karşı askeri operasyon yapmakta açık beyanda bulunan Batı ülkelerine karşı, Rusya’nın bölgede askeri varlığını artırmasının amacı
konusunda soru işaretine neden olmaktadır.
Daha önce Rusya’nın Doğu Akdeniz’de bir “Neustraşimıy” firkateyni, üç “Şabalin” ve “Amiral Nevelskiy” “Peresvet” isminde büyük savaş gemileri ve destek
gemileri bulunurken, 3 Eylülde bir “Amiral Panteleyev” denizaltı avcısı Tartus limanına ulaştıktan sonra Türk boğazlarından 1 SB-201 “Priazovye” istihbarat
gemisi geçmiştir. Ardından büyük savaş gemileri olan “Minsk” “Novoçerkassk” ve “Nikolay Filçenkov” gönderilmiştir. Şuan Suriye kıyılarına doğru ilerleyen
“Koramiral Kulikov” denizaltı savar gemisi ve bir "Moskva” füze kruvazörü söz konusudur. Ancak daha sonra Karadeniz Filosu Enformasyon Merkezi Başkanı
Vyaçeslav Truhaçyov, Rusya Deniz Kuvvetleri 29 Eylülde Akdeniz’e “Yamal” savaş gemisini göndereceği açıklamıştır. Dolayısıyla Rusya bundan sonra da duruma göre Akdeniz’de bulunan askeri gücünü artırmaya devam etmesi beklenebilir.
Rusya bölgede bulunan askeri gücüne rağmen olası Suriye savaşında yer almayacağını açıklamaktadır. Moskova’nın Suriye’de savaşa doğrudan dâhil
olmasının Rusya için taşıdığı büyük riskler vardır. Bu riskleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Birincisi Rusya bundan sonra Suriye’ye bulunan muhalif gurupları ve El-Kaide unsurlarını kendi üzerine çekmiş olacaktır. Söz konusu çatışma Ortadoğu
bölgesinde olduğu gibi, Kafkasya üzerinden Rusya’nın içlerine kadar uzanacaktır. Konuyla ilgili Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigoriy Karasin Suriye’ye
yönelik askeri müdahalen Kafkasları olumsuz etkileyeceği belirtmiştir. Aynı şekilde Rusya karşısına Suriye’de muhalif güçleri destekleyen Arap ülkelerini de
karşısına almış olacaktır. Rusya Suriye krizinin Müslüman nüfusa sahip Kuzey Kafkasya etkisini konusunda Rus yetkilileri şimdiden dillendirmeye
başlamışlardır.
Rusya’nın savaşa dâhil olmasının ikinci olası riski ise gerek küresel gerek ise bölgesel boyutlarda ABD ve NATO üyesi ülkelerin askeri kapasitelerinin Rusya’nın askeri varlığından çok daha üstün olmasıdır. Dolayısıyla Rus askeri uzmanlarında dile getirdikleri gibi, Rusya’nın karşı tarafı dengelemek için yeterince güce sahip değildir. Rusya’nın olası çatışmaya dâhil olması ve ABD’nin saldırmak istemesi durumunda Rus donanmasının kısa bir zaman içerisinde ABD donanması tarafından ortadan kaldırılabileceği yorumu yapılmaktadır.
Diğer taraftan üst düzey Rus yetkilileri Rus donanmasının Suriye kıyılarında bulunmasının amacının bölgede istikrarın faktörü olduğunu söylemelerinin yanında Rusya’nın üst düzey askeri yetkililer ise, Doğu Akdeniz’de bulunan Rus donanmasının gerektiğinde denizaltılarla birlikte bölgede ortaya çıkabilecek
askeri duruma ciddi etki yapabileceğini söylemiştir. Bununla Rusya’nın artık güçlü bir şekilde bölgeye döndüğünü göstermeye çalışmaktadır. Moskova Suriye’de çatışmaya girebileceğini ifade etmese de oyunun güçlü oyuncusu olduğunu dünyaya göstermeyi arzu etmektedir.
Rus donanmasını en önemli ve resmi olmayan amacı ise, NATO ittifakının Suriye’ye karşı askeri müdahalenin önüne geçmek olarak görülmektedir. Bölgeye savaş gemilerini artıran Rusya Batı güçlerinin Suriye’ye karşı müdahalesini caydırmaya çalışmasıdır.
Rus donanmasının niteliğine bakılacak olursa, belli konularda bazı amaçlarını tespit edilebilinir. Rusya Doğu Akdeniz’de bir istihbarat gemisine sahiptir.
Dolayısıyla bölgede gerçekleşebilecek askeri faaliyetleri yakından takip etmesine imkânı bulmaktadır. Rus donanması radarları sayesinde ABD füzelerini
ile ilgili elde ettiği bilgileri sadece Moskova’ya değil, Şam’la paylaşması durumunda ABD ve müttefiklerinin havadan olduğu gibi, denizden de olası
saldırısına karşı Suriye hava savunma sistemlerinin ani karşılık verme kabiliyetini maksimuma çıkarmış olacaktır.
Rus donanmasının bölgedeki diğer bir muhtemel işlevi tank ve zırhlı araçlar dâhil olmak üzere askeri araç ve malzemelerin nakliyatı için de tasarlanmış olan
savaş gemileri aracılıyla Suriye yönetimine silah sevkiyatı yaparak destek sağlamasıdır. S-300 Hava Savunma Sistemlerinin de söz konusu gemilerde
olabileceği ihtimali Rusya’nın Suriye’ye bunların sağlanabileceği konusunda bir koz olarak kullanmaktadır. Dolayısıyla Rusya bununla Suriye krizinde güç
dengesini değiştirebilme yeteneğini elinde bulundurmaktadır. Buda Rusya’ya pazarlık yapabilmesi için olanak yaratmaktadır.
Rus donanmasının Doğu Akdeniz’de bulunmasının amacı doğrudan müdahaleler den kaçınarak dolaylı yollarla bölgede güç dengesini bir anlamda dengeleme ye çalışmakla birlikte, Suriye’ye gemileri aracılıyla radar görevini üslenmek ve gerektiğinde de silah sevkiyatını gemiler üzerinden sağlayarak ülkedeki çıkarlarını korumaya çalışmaktır.
Sonuç
Moskova, Suriye krizi boyunca özellikle Libya Krizinde BMGK’da attığı adımların nasıl kendisini süreç dışında bıraktığını görerek Batı politikalarına karşı bir
direnç çizgisi geliştirmiştir. ABD’nin değişik nedenler ile Suriye’ye askeri müdahale konusunda hevesli olmaması bir yandan Suriye’nin Rusya için taşımış
olduğu stratejik değer diğer yandan, Suriye konusunda Rusya’yı çok önemli bir aktör haline getirmiştir. Moskova en son yaptığı Esad’ın kimyasal silahları
uluslararası denetime açması teklifi ile ABD’nin askeri müdahaleden vazgeçmesi gibi bir sürecin önünü açarken, hem kendisi hem de Esad rejimi için önemli bir
zaman kazanmıştır. Uluslararası ilişkilerde “zaman” stratejik unsurlardan birisidir.
Önümüzdeki süreç Moskova-Şam-Tahran hattının bu zamanı nasıl
kullanacağını gösterecektir.
Uzman Hakkında
Sabir Askeroğlu
Rusya Slav Araştırmaları Merkezi
sabiraskeroglu@gmail.com
Rusya Rusya'nın Dış Politikası
Uzmanın Diğer Yazıları
Türk-Rus İşbirliğinin Moskova İçin Önemi
Rusya’ya Karşı “Anakonda” Stratejisi
Asya-Pasifik’te Rus-Japon Yakınlaşması
Türk-Rus İlişkilerinin Krizi: Jeopolitik Rekabetin Sonucu
Suriye Satrancında Rusya Hamlesi
Rusya Ekonomisi Dibe mi Vuruyor?
Ankara-Moskova Krizinin Olası Sonuçları?
Moskova’dan Rus Uçağının Düşürülmesine İlk Tepkiler
Putin’in Yeni Suriye Hamlesi
Orta Doğu İçin “Putin Planı”
İran Nükleer Anlaşması ve Rusya’nın Çıkarları
Putin Esad’a Olan Desteğini Geri Mi Çekiyor?
Rusya-Çin Stratejik İşbirliği: Yeni Kıtasal İttifak Mı?
Rusya’nın Yemen Politikası ve Yeni Orta Doğu Diplomasisi
Ukrayna’da Savaş Alarmı: Kiev, Minsk Mutabakatını Bitirdi
Rusya’da Muhalif Liderin Öldürülmesi Ne Anlama Geliyor?
Batı’nın Rusya’yı Bitirme Stratejisi
Kuzey Kafkasya'da Terör Sorunu: Çeçenistan Saldırıları
Rusya'nın IŞİD Politikası
Ukrayna Krizine Diplomatik Çözüm Arayışları
Ukrayna'nın Yeni Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko Kimdir?
Nihai Parçalanmaya Giden Ukrayna
Ukrayna Krizi’nde Son Durum ve Rusya’nın Müdahale Olasılığı
Kırım’ın Rusya Tarafından İlhakının Arkasındaki Beyin: Vladislav Surkov
SSCB Yeniden Mi Doğuyor?
Ukrayna Neden Karıştı? Rusya-Batı Arasında Jeopolitik Çekişme
Kırgızistan’da Rusya ve ABD’nin Üsler Mücadelesi
İran-ABD Yakınlaşmasının Rus Dış Politikasına Etkileri
Doğu Akdeniz’de Rus Savaş Filosunun Konuşlanması Ne Anlama Geliyor?
Putin’in Azerbaycan ile Jeopolitik Pazarlığı
Rus Kaynaklarında Mısır Darbesinin Perde Arkası
Rus Kaynaklarına Göre Türkiye’nin Suriye Politikasını Belirleyen Faktörler
Rus Kaynaklarının İddiası: Türk Ordusu Suriye Sınırını Geçti
Rusya Suriye’de Neden Direniyor?
Türkiye’nin Kafkasya Politikasına Moskova’nın Bakışı
Rusya’nın Çin Politikasında Stratejik Araçlar
Berezovskiy’nin Ölümü Putin’in Zaferi mi?
Rusya’nın Milli Güvenlik Sorunu: Avrupa Füze Savunma Sistemleri
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Tel: +90 312 489 18 01 | Belgegeçer: +90 312 489 18 02 | Elektronik Posta:
bilgi@21yyte.org
Yazılım & Tasarım: FemaBilişim
http://www.21yyte.org/arastirma/suriye-krizi-izleme-merkezi/2013/09/11/7205/dogu-akdenizde-rus-savas-filosunun-konuslanmasi-ne-anlama-geliyor
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder