MİLLİ GÖRÜŞ FELSEFESİ Erbakan’dan Sonrası, NELER Oldu.! BÖLÜM 2
Siyasi Partiler yasasının 111’inci Madde’sine göre “bir siyasi partinin kapatılmasına sebep olan parti üyeleri, kapatılma kararından itibaren 5 yıl süre ile hiçbir siyasi partiye giremezler” engelini, yine kanuni yöntemler ve gerekçelerle deliveren Erbakan Hoca, MNP’nin kurucularından pek çoğunu MSP’nin kurucu üyesi yapmıştı. Ancak bir tedbir açısından MSP Genel Başkanlığına Süleyman Arif Emre getirilmiş, kendisi de genel kurulunun seçtiği 5 kişilik kontenjandan yararlanarak partiye girmişti.
Erbakan Hoca, Hüsamettin Akmumcu ve Hüseyin Abbas 17 Mayıs 1973’te resmen MSP’ye girdiler. 2 Temmuz 1973’te ise 13’ü albay, yüksek rütbeli 20 emekli subay MSP’ye katıldı.
14 Ekim 1973 seçimlerine Süleyman Arif Emrenin Genel Başkanlığında ve tabi yine Erbakan’ın liderliğinde girilmiş, önemli bir başarı sağlanarak 11.8 oy oranıyla 48 milletvekili ve 3 senatör kazanılmıştı.
MSP 25 büyük kentin 11inde Türkiye ortalamasının üstünde rey almıştı.
MSP Urfa’da 43.5, K. Maraş’ta 40.5, Sivasta 38.5, Erzurumda 34 oranında diğer bütün partilerden fazla oy alarak birinci parti oldu.
Malatyada 32.5, Konyada 26.5, Elazığda 26.5, Diyarbakırda 19.5 oy alarak ikinci parti oldu.
Ayrıca Kayseri’de 21, Adapazarında 17.6, İzmitte 15.5 oy alarak üçüncü parti oldu.
14 Ekim 1973 seçimlerinde CHP: 186, AP: 149, MSP: 48, Demokratik Parti: 45, Güven Partisi: 13, MHP: 3, Birlik Partisi: 1, Bağımsızlar ise 5 milletvekili çıkarmıştı.
Seçimlerden hemen sonra 20 Ekim 1973 tarihinde, Ankara Sümer Sokaktaki MSP merkezinde yapılan Genel İdare Kurulu toplantısında, Erbakan Hoca Genel Başkanlığa yeniden seçildi. Süleyman Arif Emre’nin bu makamda kalmasını ve kendi hesapları açısından Erbakan’ın dışlanmasını uygun gören iç ve dış çevrelerin hevesleri de, böylece kursaklarında kalmış oldu.
73 seçim sonuçlarından oluşan Meclis aritmetiği bir koalisyonu zorunlu kılıyordu. Birçok koalisyon ihtimali üzerinde duruluyordu. Erbakan Hoca bunları şöyle sıralıyordu:
1 - CHP - AP koalisyonu
2 - CHP - AP - MSP koalisyonu
3 - AP - MSP - DP - CGP koalisyonu
4 - CHP azınlık hükümeti
5 - CHP - MSP koalisyonu
6 - AP - MSP azınlık hükümeti
7 - Erken seçim
Önceleri Diyarbakır Milletvekili Halit Kahramanla, Bingöl Milletvekili Abdullah Bazencir dışında bütün milletvekilleri ve genel idare kurulu üyeleri, koalisyona ve özellikle CHP-MSP ortaklığına şiddetle karşı çıkıyorlardı.
Halbuki, “hem MSP’nin ve idealinin rejim tarafından resmen kabul edilmesi, hem Milli Görüş’ün iktidarda neler yapabileceğinin fiilen gösterilmesi, hem inançlı kadroların devlet kademelerine yerleştirilmesi ve yetiştirilmesi, hem ülkenin tek başına Ecevit’in azınlık hükümetinin tahribatına terk edilmemesi ve hem de bir hükümet kurulamaması sonucu, Meclis’in feshedilip yeniden seçime gidilmesinin önlenmesi gibi” pek çok ciddi gerekçeler ve Hudeybiye misali hikmetlerle, CHP- MSP koalisyonuna ihtiyaç duyuluyordu. Ve Erbakan bu tarihi fırsatı değerlendirmek istiyordu. Cumhurbaşkanı Fahri korutürk, hükümeti kurma görevini Ecevite verdi. Ecevit sırasıyla CGP, DP ve AP genel başkanlarıyla görüştü. Ancak bunlardan bir netice alınmamıştı.
3 Kasım 1973 günü Ecevit Erbakan’la görüştü. Hoca aynı gün Genel İdare Kurulu’nu topladı ve bir değerlendirme yapıldı.
Bundan bir gün sonra ise, bütün il başkanları ve milletvekillerinin de katıldığı ikinci bir toplantı daha yapıldı. Ancak CHP ile koalisyona kimse sıcak bakmıyor ve Erbakan, bunun hayati önemini anlatmakta zorlanıyordu.
Sonunda Ecevite “Hayır” denildi. Bunun üzerine Fahri korutürk, hükümeti kurmak üzere AP Genel Başkanı Demireli görevlendirdi. MSP, CGP ve MHP koalisyona girebileceklerini söylediler. Demokratik parti ise, koalisyona girmeyeceğini ama dışarıdan destekleyebileceklerini bildirdiler.
“Bu sefer millet bize muhalefet vermiş” diyen Demirel, bunu bahane ederek görevi iade etti.
Korutürk, CHP- AP koalisyonu kurmak üzere, kontenjan senatörü Naim Taluyu tekrar görevlendirdi. Demirel buna da yanaşmadı ve 25 Aralıkta, Talu görevi iade etti, ancak aynı gün yeniden görev verildi.
Talu, her partinin katılımıyla sağlanacak bir milli koalisyon denemesine girişti. Ancak AP, CHP ve MSP bunu kabul etmeyince, 10 Ocak’ta görevi iade etti.
Bu arada Erbakan Hoca, Hasan Aksayı AP Balıkesir Milletvekili Cihad Bilgehana gönderdi. “AP’den 51 milletvekilinin ayrılıp MSP’ye katılmalarını, böylece MSP’nin milletvekili sayısının 99a çıkıp AP’nin 98e ineceğini ve bu durumda, Korutürk’ün hükümeti kurma görevini mecburen kendisine vereceğini ve böylece ülkeye çok hayırlı hizmetler yapacak bir koalisyon kurulabileceğini” anlatmaya çalıştıysa da, maalesef bundan da bir sonuç alınamadı.
Bu hükümet bunalımı devam ederken, 9 Aralık 1973te yapılan yerel seçimlerde MSP, bütün şer güçlerin korkunç saldırıları, halkı aldatmaları ve hatta korkutmaları karşısında istediği başarıyı sağlayamıyor, oy oranı 12den 5.12lere düşüyordu. CHP 5, AP ise 4 oylarını artırmıştı. Bu şartlarda erken seçim, MSP için hiç arzu edilmeyen sonuçlar doğurabilirdi.
Milletvekilleri ve Genel İdare Kurulu Üyeleri, geç de olsa bu gerçeği anladılar ve CHP-MSP koalisyonuna kerhen de olsa razı oldular. Ve uzun süren görüşmeler ve tartışmalar sonucu, nihayet 25 Ocak 1974te her iki partinin birlikte hazırladığı hükümet protokolünü imzaladılar.
MSP-CHP Koalisyon Hükümeti 26 Ocak 1974te göreve başladı. 1 Şubat’ta Meclis’ten güvenoyu alındı. MSP’den sadece Bursa Milletvekili Dr. Emin Acar “Hayır” oyu kullanmıştı.
MSPden Şevket Kazan Adalet, Oğuzhan Asiltürk İçişleri, Fehim Adak Ticaret, Korkut Özal Gıda ve Tarım, Abdülkerim Doğru Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na, Süleyman Arif Emre Diyanetle ilgili Devlet Bakanlığı’na, Erbakan Hoca ise Başbakan Yardımcılığı’na ve Ekonomik Kurul Başkanlığı’na getiriliyordu.
Bu koalisyon umulduğundan çok daha uyumlu ve verimli hizmetlere başladı. MSPli bakanlıklar hem maddi, hem de manevi alanda çok becerilikli ve bereketli işler başarıyordu... Artık bu hükümete “Erbakan Hükümeti” deniyordu. Başta Ecevit olmak üzere diğer bütün CHP’li bakanların, Erbakanın güdümüne girdiği söyleniyordu.
Erbakan Ecevite onlarca İmam-Hatip Okulu açtırıyor, 6 bin yeni imam ve müezzin kadrosu çıkarttırıyordu. Tarım Bakanlığında faizsiz kredi dağıtımını başlatıyor, ahlaksız yayınlara savaş açılıyordu. Sanayileşme hamlesine hız veriliyor ve inançlı kadrolar her kademede görev alıyor ve Müslümanlar artık ikinci sınıf vatandaş muamelesinden ve aşağılık kompleksinden kurtuluyordu.
MSP-CHP Koalisyonu’nu Necip Fazıl şöyle değerlendiriyordu: “Milli Selamet Partisi her şeyden önce, davasını gerçekleştirme yolunda puthane ile havra arasında tercihini yapmak zorundaydı. Halk Partisi’nin son şekil değiştirmesini hesaba katarak, doğru bir karar vermiş, havranın daima havra kalacağı, puthanenin ise belki yavaş yavaş dalalet komasından çıkacağı, hiç olmazsa bu yenilik ve demokratiklik gayretiyle dindarları dışlamak taassubunu bırakacağı ümidiyle MSP tercih ve tayinini hatasız yerine getirmiştir.” (N.Fazıl Kısa Kürek 03.02.1974. Milli Gazete).
Durum böyle düzgün giderken CHPnin gündeme getirdiği Af Yasası ortalığı karıştırdı. MSP’liler özellikle, “eyleme geçmiş ve fiili suç işlemiş 141, 142, 146 ve 149’ncu maddelere giren anarşistlerin” affına şiddetle karşı çıkmıştı. Ancak 163 dahil, diğer bütün fikir suçluların affına taraftardı.
15 Mayıs 1974’te Af Yasası Meclis’te onaylandı. MSP’liler sadece fikir suçlarının affına “Evet”, eylemcilerin ve anarşistlerin affına ise “Hayır” dedi ve kanun bu şekliyle Meclis’ten geçti. Ancak CHP, hemen arkasından Anayasa Mahkemesi’ne giderek onların da affedilmesini sağladı.
Ne var ki meşrep taassubundan ve benlik sevdasından bir türlü kurtulamayan, hazımsız ve huzursuz bazı milletvekilleri, “Komünistleri nasıl affedersiniz?” diye MSP içinde, Erbakana açıkça tavır almaya ve problem olmaya başladılar.
Bu ekibin DP Milletvekili Mehmet Turgutla da sık sık görüştükleri biliniyordu.
Bu arada Erbakan Hoca, Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Hacca giden ilk Türk Devlet Adamı şerefini kazandı. Daha sonra Kenan Evren, Bülent Ulusu, Turgut Özal, Kaya Erdem, Kazım Oksay gibi şahsıların da hacı olmasına bir nevi öncülük yaptı.
15 Temmuz 1974te, Kıbrısta sürpriz bir gelişme oldu. Yunanistandaki Amerikancı faşist albaylar cuntasından cesaret alan EOKA’cı Samson bir darbe yapmış ve ENOSİS’e doğru ilk adımı atmıştı. Hedefleri Kıbrısı Yunanistana katmaktı. Bundan 5 gün sonra, 20 Temmuz 1974te Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs Barış Harekâtı’na girişti. Harekâtın kararlaştırılmasında, başlatılmasında ve başarılmasında başrolü Erbakan oynamıştı. Kıbrıs Çıkarması, koalisyon ortakları arasındaki gerginliği bir süre unutturmuş gibiydi.
Ne var ki Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın () şiddetle karşı çıkmasına ve ambargo uygulamasına rağmen, Erbakanın Kıbrısı kurtarma konusundaki kararlılığı, bardağı taşıran son damla oldu ve malum çevreler Ecevite bu koalisyonu bozma talimatı verdi. DP’liler de erken seçim için CHPye yeşil ışık yakınca, Ecevit bahane aramaya başladı.
Bu sırada Ecevit İskandinav ülkelerine bir geziye çıkacaktı. Protokole göre yurtdışına çıktığında yerine Erbakanın vekâlet etmesi gerekiyordu. Ancak Ecevit vekâleti, CHP’li Devlet Bakanı Orhan Eyüboğlu’na bırakmak istiyordu. MSP’liler bu durumda hiç değilse Hocanın da, bari Libya’ya gitmesinin uygun olacağı fikrini ortaya atıyor, ama Ecevit gazetecilere, “Kıbrısla ilgili başarı ile sürdürülen uluslararası politikayı göz göre göre tehye atamayacağını” söylüyordu. Bunun Türkçesi, Erbakanın Kıbrıs konusunda, dış güçlerin keyfine göre hareket etmeyeceğiydi.
Ecevitin bu inadı karşısında MSP’liler İskandinav gezisinin kararnamesini imzalamayınca,19 Ekim 1974 tarihinde CHP-MSP Koalisyonu yıkılmış oldu.
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, yeni hükümeti kurma görevini Kontenjan Senatörü Sadi Irmaka verdi. Irmak Hükümetinin kurulduğu 17 Kasım 1974 günü MSP 3. Büyük Kongresini yaptı. Malum ve marazlı muhaliflerin sıkıntı ve sorunlarına rağmen bu kongre de başarıyla sonuçlandı.
Sadi Irmak Hükümeti güvenoyu alamayınca, 31 Mart 1975 tarihinde AP-MSP- MHP- CGP ve DPden Saadetin Bilgiç’le beraber ayrılan 9 bağımsızın katılımıyla 1. Milliyetçi Cephe (MC) Hükümeti kuruldu. Erbakan yine Başbakan Yardımcısı’ydı.
1. MC Hükümeti kurulduktan bir müddet sonra, Muş Milletvekili Hamdi Çelebi, “MSP yobazların eline geçiyor” diyerek partiden istifa etti. Bundan kısa bir zaman sonra ise, Bitlis Bağımsız Milletvekili Muhittin Mutlu ile Erzurum Bağımsız Milletvekili Melik Fırat MSP’ye girdi. Hemen arkasından Sivas Milletvekili İhsan Karaçam ile Zonguldak Milletvekili Zeki Okur, MSPden ayrıldı.
12 Ekim 1975’te Senatörlük ve 6 milletvekilliği için yapılan seçimlerde, MSP 3 senatörlük kazanabilmişti. Seçimin ardından, Ordu ile daha ılımlı ve olumlu ilişkilere zemin hazırlamak açısından olacak, Hoca parti merkezinde kurdurduğu Halkla İlişkiler Bürosu’nun başına, üç emekli generali getirmişti.
3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder