16 Ocak 2018 Salı

ABD 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana 37 kurban ülkede 20 Milyondan fazla insan öldürdü BÖLÜM 1

ABD 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana 37 kurban ülkede 20 Milyondan fazla insan öldürdü BÖLÜM 1




Çeviri: İlyas Halitoğlu
 www.medyasafak.net

18 Aralık 2017 Pazartesi
Vardığımız genel sonuç, ABD'nin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyanın her yerine saçılmış savaş ve çatışmalarda 20 ila 30 milyon insanın ölümünden sorumlu olmasının oldukça muhtemel olduğudur. Yukarıda sorulan soru, “ABD 1945'ten bu yana başka ülkelerde kaç tane 11 Eylül’e sebep oldu?” idi. Yanıt, “muhtemelen 10 bin”dir.




James A. Lucas


Global Research / Popular Resistance


11 Eylül 2001'deki korkunç saldırıların ardından, Amerikan ruhuna çok büyük bir acı, çaresizlik ve anlaşılabilir bir öfke hissi nüfuz etmeye başladı. O dönemde az sayıda insan, Amerika Birleşik Devletleri'nin de başka ülkelerde insanların aynı hisleri yaşamasından sorumlu olduğuna işaret ederek dengeli bir perspektifi savunmaya çalıştı, ancak çok da fazla kıpırdanma meydana getiremediler. Her ne kadar Amerikalılar dünya çapında birbirinin acılarıyla empati kuran insanların dirayetini soyut olarak anlıyorsa da, kendi ülkemizin yaptığı yanlışların bu şekilde hatırlatılması çok da fazla duyulmadı ve kısa süre içinde, ivmelenen bir “terörle savaş”ın gölgesinde kaldı.

Fakat dünyada idrak ve merhamet geliştirme çabalarımıza devam etmemiz gerekiyor. Bu makalenin, “Amerika Birleşik Devletleri 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana başka ülkelerde kaç tane 11 Eylül'e sebep oldu?” sorusunu ele alarak bu çabaya bir destek sunmasını ümit ediyoruz. Bu yazıda bu tema, 37 ülkede gerçekleşen ölümlere ilişkin tahmini rakamlar ile ABD'nin neden suçlu görüldüğüne ilişkin kısa izahatlarla birlikte geliştirilmektedir.

Savaşların nedenleri karmaşıktır. Bazı örneklerde ABD'den başka ülkeler daha fazla ölümden sorumlu olabilir, ancak eğer ülkemizin dâhil olması bir savaş veya çatışmanın esas nedeni olarak görünüyorsa, ülkenin bu savaş ya da çatışmadaki ölümlerden sorumlu olduğu düşünülür. Bir başka deyişle, ABD'nin ağır güç kullanmaması halinde muhtemelen bu ölümler gerçekleşmeyecektir. Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri ve ekonomik gücü hayati önemde olmuştur.

Bu çalışma, ABD silahlı kuvvetlerinin Kore ve Vietnam savaşları ile iki Irak savaşında 10 ila 15 milyon ölümden doğrudan sorumlu olduğunu ortaya çıkarıyor. Kore Savaşı'nda Çinlilerin de can kayıpları gerçekleşirken, Vietnam Savaşı'nda Kamboçya ve Laos'tan hayatını kaybedenler de olmuştur.

Amerikan kamuoyu muhtemelen bu rakamlardan haberdar değil ve ABD'nin yine sorumlu olduğu vekalet savaşları hakkında daha da azını biliyor. Bu ikinci tipte savaşlarda Afganistan, Angola, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Doğu Timor, Guatemala, Endonezya, Pakistan ve Sudan'da 9 ila 14 milyon arası can kaybı meydana gelmiştir.

Fakat kurbanlar yalnızca büyük ülkelerden veya dünyanın belli bir kısmından değildir. Yukarıda bahsedilenlerin dışında kalan ölümler, ülkelerin toplam sayısının yarıdan fazlasını teşkil eden daha küçük ülkelerdendir. Dünyanın gerçek anlamda her parçası ABD müdahalesinin hedefi olmuştur.

Vardığımız genel sonuç, Amerika Birleşik Devletleri'nin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın her yerine saçılmış savaş ve çatışmalarda 20 ila 30 milyon insanın ölümünden sorumlu olmasının oldukça muhtemel olduğudur.

Bu kurbanların aileleri ve dostları açısından, sebeplerin ABD'nin askeri eylemi mi, vekil askeri güçler mi, ABD'nin askeri beslemeler veya danışmanlar sunması mı, yoksa ülkemizin uyguladığı ekonomik baskılar gibi başka yollar mı olduğu arasında çok da fazla fark yoktur. Onlar, kaybettikleri sevdiklerini bulmak, mülteci olup olmama veya nasıl hayatta kalacakları gibi başka şeyler hakkında karar vermek zorunda kalmışlardır.

Acı ve öfke ise çok daha fazla yayılmıştır. Bazı otoriteler, savaşlarda ölen her bir kişiye karşılık 10 yaralı olduğu değerlendirmesinde bulunuyor. Onların gözle görülen ve süren acıları, kendileriyle aynı ülkede yaşayanlara daimi hatırlatmada bulunmaktadır.

Amerikalıların başkalarının hissettiği acıyı anlamaya başlayabilmeleri için bu konu hakkında daha fazla şey öğrenmesi elzemdir. Bir zamanlar birileri, Almanların 2. Dünya Savaşı esnasında “bilmemeyi tercih ettiği” gözleminde bulunmuştu. Tarihin ülkemiz için de bunu söylemesine izin veremeyiz. Yukarıda sorulan soru, “Amerika Birleşik Devletleri 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana başka ülkelerde kaç tane 11 Eylül'e sebep oldu?” idi. Yanıt, “muhtemelen 10 bin”dir.

Bu rakamların toplanması üzerine yorumlar

Genel olarak söylemek gerekirse, hayatını kaybeden çok daha az sayıdaki Amerikalı bu çalışmaya dahil edilmemiştir; bunun sebebi onların önemsiz olması değil, raporun ABD'nin hasımlarına yönelik eylemlerinin etkilerine odaklanmasıdır.

Can kayıpları konusunda kesin rakamlara ulaşmak kolay değildir ve burada yapılan veri toplama işine, bu gerçeklik tümüyle kabul edilerek girilmiştir. Bu tahminler muhtemelen daha ileride okuyucu ve yazar tarafından aşağıya doğru veya yukarıya doğru revize edilecektir. Fakat şüphesiz toplam rakam, milyonlar olarak kalacaktır.

Güvenilir bilgi toplamanın zorluğu, bu bağlamdaki iki tahminde kendisini gösteriyor. Yıllarca radyoda, Kızıl Khmerler yönetimi altında üç milyon Kamboçyalının öldüğüne dair açıklamalar duydum. Fakat yakın zamanlarda bu sayının bir milyon olduğunu duydum. Bir diğer örnek ise ABD'nin birinci Irak Savaşı esnasında uyguladığı yaptırımlardan kaynaklı olarak hayatını kaybeden insanların sayısı. Bu sayı önceden 1 milyon olarak değerlendirilirdi, ancak daha yakın zamanlarda yapılan bir çalışma sonucunda, yarım milyon civarında, daha düşük bir tahmin ortaya çıktı.

Savaşlarla ilgili bilgiler çoğu zaman ancak çok sonra, birileri konuşmaya karar verdiği zaman, az sayıda insanın devamlı çabaları sonucunda daha gizli olan bilgiler açığa çıktığı zaman veya özel Kongre komiteleri raporlar hazırladıktan sonra ortaya çıkar.

Gerek galip gerekse de mağlup ülkelerin ölü rakamlarını düşük göstermek için kendi sebepleri olabilir. Dahası, ABD'nin içinde bulunduğu yakın tarihli savaşlarda, “cesetleri saymıyoruz” gibi açıklamalar ve ölü ve yaralılar için örtmece bir tabir olarak “yan zaiyat” gibi terimler duymak sıradan bir şey halini aldı. Hayat birileri için, özellikle de adeta satranç tahtasındaymış gibi insanları manipüle edenler için ucuzdur.

Kesin rakamlar elde etmenin zor olduğunu söylemek, bunu denemememiz gerektiği anlamına gelmez. 2. Dünya Savaşı esnasında öldürülen 6 milyon Yahudi bilgisine ulaşmak için çaba gerekiyordu, ancak şimdi bu bilgi yaygındır ve gelecekteki olası holokostları engelleme kararlılığını beslemiştir. Bu mücadele devam etmektedir.

37 KURBAN ÜLKE


Afganistan

ABD, Sovyetler Birliği'ni Afganistan'ı işgal etmeye çekmesinden ötürü, bu iki ülke arasında yaşanan savaşta gerçekleşen 1-1,8 milyon arası ölümden sorumludur. (1,2,3,4)

Sovyetler Birliği'nin, seküler bir hükümeti olan komşusu Afganistan'la dostça ilişkileri vardı. Sovyetler, bu hükümetin köktenci hale gelmesi durumunda bu değişimin Sovyetler Birliği'ne sıçramasından korkuyordu.

1998 yılında Paris'te yayınlanan Le Nouvel Observateur'e bir röportaj veren, dönemin ABD Başkanı Carter'ın danışmanı Zbigniew Brzezinski, Sovyetler'in ülkeyi işgal etmesine sebep olacak şekilde, Afganistan'da Mücahitlere yardım sağlanmasından sorumlu olduğunu kabul etti. Kendi kelimeleriyle:

“Hikâyenin resmi versiyonuna göre, Mücahitlere yönelik CIA yardımı 1980 yılında, yani Sovyet ordusunun 24 Aralık 1979'da Afganistan'a girmesinden sonra başladı. Ancak şu ana kadar gizli tutulan gerçek bundan tümüyle farklıdır. Gerçekte, Başkan Carter'ın Kabil'deki Sovyet yanlısı rejimin muhaliflerine gizli yardım için verdiği ilk direktifin imzalandığı tarih 3 Temmuz 1979'dur. Ben aynı gün başkana bir not yazarak, kendi kanaatimce bu yardımın Sovyetler'in askeri müdahalesine yol açacağını izah etmiştim.” (5,1,6)

Brzezinski bu tuzağın kurulmasını meşru görüyordu, zira bu Sovyetler Birliği'ne bir Vietnam yaşatmış ve ülkenin parçalanmasına yol açmıştı. “Neden pişman olalım?” diyordu: “Bu gizli operasyon mükemmel bir fikirdi. Rusları Afgan tuzağına çekme sonucu getirmişti. Ve siz benden bunun için pişman olmamı mı bekliyorsunuz?” (7)

CIA, Sovyetler Birliği'ne kan kaybettirmek için Afganistan operasyonuna 5 ila 6 milyar dolar harcadı. (1,2,3) Bu 10 yıllık savaş sona erdiği zaman bir milyondan fazla insan hayatını kaybetmiş ve Afgan eroini ABD pazarının %60'ını ele geçirmişti. (4)

ABD, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD varlıklarına yapılan saldırılara misilleme olarak ülkenin bombalanması sonucunda Afganistan'da meydana gelen 12 bin dolayındaki can kaybından da doğrudan sorumludur. Bunun ardından ABD askerleri ülkeyi işgal etmiştir. (4)


Angola

Angola'da 1961 yılında Portekiz yönetimine karşı yerli bir silahlı mücadele başladı. 1977 yılında BM Angola hükümetini tanıdı, ancak ABD, buna karşı çıkan birkaç ülkeden biri oldu. 1986 yılında Sam Amca, hükümeti devirmeye çalışan bir grup olan UNITA'ya maddi yardım yapılmasını onayladı. Zaman zaman pek çok ülkenin de dahil olduğu bu mücadele, bugün bile devam etmektedir.  

ABD müdahalesi Amerikan kamuoyu karşısında, 50 bin Küba askerinin Angola'ya müdahalesine verilmiş bir tepki olarak meşrulaştırıldı. Ancak Johns Hopkins Üniversitesi'nden bir tarih profesörü olan Piero Gleijeses'e göre bunun tam tersi doğruydu. Küba müdahalesi, komşu Zaire üzerinden gerçekleşen ve CIA tarafından finanse edilen örtülü bir istilanın ve ABD müttefiki Güney Afrika'nın Angola başkentine yönelmesinin sonucu olarak gerçekleşmişti  (1,2,3). Ölü rakamlarına ilişkin üç farklı tahmin, 300,000 ile 750,000 arasında değişmektedir. (4,5,6)


Arjantin: Bkz. Güney Amerika: Condor Operasyonu

Bangladeş: Bkz. Pakistan


Bolivya

Hugo Banzer, 1970'lerde Bolivya'daki baskıcı rejimin lideriydi. Önceki liderlerinden biri kalay madenlerini millileştirip yerli köylülere toprak dağıttığı zaman ABD rahatsız olmuştu. Yoksulların yararına olan bu adım daha sonra tersine çevrildi.

Panama'da bulunan ve ABD tarafından idare edilen Amerikalar Okulu'nda ve daha sonra Fort Hood-Texas'ta eğitim alan Banzer, ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Robert Lundin'le görüşmek üzere sık sık gidip geldi. 1971 yılında ABD Hava Kuvvetleri radyo sisteminin yardımıyla başarılı bir darbe gerçekleştirdi. Diktatörlüğünün ilk yıllarında ABD'den, önceki on yıllarda yapılan toplam yardımın iki katı kadar askeri yardım aldı.

Birkaç yıl sonra Katolik Kilisesi, ordunun 1975 yılında grevdeki kalay işçilerine karşı gerçekleştirdiği bir katliamı ifşa etti. CIA'in sağladığı bilgilerden yardım alan Banzer, solcu rahip ve rahibelerin yerini bulup onları hedef alabildi. Banzer Planı olarak bilinen ruhban karşıtı stratejisi, 1977 yılında Latin Amerika'daki dokuz başka diktatörlük tarafından da benimsendi. (2) Banzer, iktidarda olduğu dönem boyunca gerçekleşen 400 ölümden sorumlu görüldü. (1)

Ayrıca bkz. Güney Amerika: Condor Operasyonu

Brezilya: Bkz. Güney Amerika: Condor Operasyonu


Kamboçya

ABD'nin Kamboçya'yı bombalaması, Johnson ve Nixon yönetimleri esnasında hâlihazırda geliştirilmekteydi, ancak Başkan Nixon Kamboçya'ya yönelik bir kara saldırısına hazırlık olarak ülkeyi açıktan bombalamaya başladığı zaman bu durum ABD'de Vietnam Savaşı'na karşı büyük çaplı gösteriler düzenlenmesine yol açtı.

Bugün bu bombalamaların kapsamı ve bunun getirdiği beşeri acılar hakkında çok az farkındalık vardır.

Kamboçya'nın köy ve şehirlerine çok büyük çaplı hasar verildi ve bu durum mültecilerin ortaya çıkmasına ve nüfusun ülke içinde yer değiştirmesine yol açtı. Bu istikrarsız durum, Pol Pot liderliğindeki küçük bir siyasi parti olan Kızıl Khmerler'in iktidarı almasına olanak verdi. Yıllardır Kızıl Khmerler'in Kamboçya'da milyonlarca insanın ölümündeki rolü hakkında pek çok şey duymuşuzdur, ancak bu kitle katliamlarının, ölüm, yaralanmalar, açlık ve halkın yer değiştirmesi yoluyla ülkeyi istikrarsızlaştıran ABD bombardımanlarıyla mümkün olduğu bilinmez.  

Bu yüzden ABD yalnızca bombalamalardan kaynaklı ölümlerden değil, aynı zamanda Kızıl Khmerlerin fiillerinden ileri gelen ölümlerden – toplamda yaklaşık 2,5 milyon kişi – de sorumludur. Daha ileride Vietnam 1979 yılında Kamboçya'yı işgal ettiği zaman bile CIA halen Kızıl Khmerler'i destekliyordu. (1,2,3)

Ayrıca bkz. Vietnam


Çad

Çad'da, Haziran 1982'de CIA'in para ve silah yardımıyla iktidara gelen Hissen Habre liderliğindeki hükümet tarafından, tahminlere göre 40 bin kişi öldürüldü ve 200 bin kadar insan işkenceden geçirildi. Habre sekiz yıl boyunca iktidarda kaldı. (1,2)

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Habre'nin binlerce insanın ölümünden sorumlu olduğunu ileri sürdü. Habre 2001 Senegal'de yaşarken, Çad'da işlediği suçlardan ötürü neredeyse yargılanıyordu. Ancak oradaki bir mahkeme bu davaları bloke etti. Ardından insan hakları savunucuları davayı Belçika'ya taşımaya karar verdi, zira Habre'nin işkence kurbanlarından bazıları orada yaşıyordu. Haziran 2003'te ABD Belçika'ya, böyle bir davanın gerçekleşmesine izin vermesi halinde NATO merkezine ev sahipliği yapma statüsünü kaybedebileceğini söyledi. Bunun sonucunda, Belçika'da başka ülkelerde işlenmiş vahşetler nedeniyle dava açmaya izin veren yasa yürürlükten kaldırıldı. Ancak iki ay sonra, Habre davasının sürdürülmesi için özel bir hüküm içeren yeni bir yasa çıkarıldı.

Şili

CIA, Şili'de yapılan 1958 ve 1964 seçimlerine müdahale etti. 1970 yılında sosyalist bir aday olan Salvador Allende başkan seçildi. CIA onun yemin edip göreve başlamasını engelleyecek bir askeri darbe tezgâhlamaya çalıştı, ancak Şili ordusu genelkurmay başkanı General Rene Schneider buna karşı çıktı. CIA bunun üzerine, Şili ordusundaki bazı kişilerle birlikte, Schneider'a suikast planlamaya başladı. Bu komplo da başarısız oldu ve Allende göreve başladı. Başkan Nixon yılmayacaktı ve CIA'e bir darbe atmosferi yaratma emri verdi: “Ekonomiye çığlık attırın” dedi.

Bunun ardından gelen şey gerilla savaşı, kundaklamalar, bombalamalar, sabotaj ve terör oldu. ITT ve Şili'de varlıkları bulunan başka ABD'li şirketler gösterilere ve grevlere sponsorluk yaptı. En sonunda 11 Eylül 1973 günü Allende, ya intihar ya da suikast sonucunda hayatını kaybetti. O dönemde ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Şili hakkında şu cümleyi sarf etmişti: “Halkının sorumsuzluğu nedeniyle bir ülkenin komünistleşmesini neden durup izlememiz gerektiğini anlayamıyorum.” (1)

Allende'nin halefi General Augusto Pinochet'nin 17 yıllık terör yönetimi boyunca tahminlere göre 3 bin Şilili öldürüldü ve pek çok insan ya işkenceden geçirildi ya da “kayboldu”.  (2,3,4,5)

Ayrıca bkz. Güney Amerika: Condor Operasyonu

Çin: Kore Savaşı esnasında 900 bin Çinlinin hayatını kaybettiği düşünülmektedir.

Daha fazla bilgi için, bkz. Kore


Kolombiya

Bir değerlendirmeye göre, ABD'nin Kolombiya'daki devlet terörizmine verdiği destek nedeniyle 1960'lı yıllardan günümüze kadar 67 bin kişi hayatını kaybetmiştir. (1)

Uluslararası Af Örgütü'nün 1994 tarihli bir raporuna göre, Kolombiya'da 1986 yılında, temel olarak ordu ve onun paramiliter müttefikleri tarafından 20 bini aşkın insan, siyasi sebeplerden ötürü öldürüldü. Af Örgütü, “ABD tarafından, görünürde uyuşturucu kaçakçılarına karşı kullanılmak üzere gönderilen askeri teçhizatlar, Kolombiya ordusu tarafından ‘isyan bastırma' adı altında suiistimaller gerçekleştirmek için kullanıldı” iddiasında bulundu. (2) 2002 yılında yapılan bir diğer değerlendirmeye göre Kolombiya'daki ABD finansmanlı iç savaşta her yıl 3,500 kişi hayatını kaybediyor. (3)

1996 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yayınlanan “Kolombiya'daki Ölüm Mangaları” başlıklı bir rapor, CIA ajanlarının 1991 yılında, yıkıcılıkla mücadele faaliyetlerinde görev alacak gizli ajanları eğitmek üzere orduya yardım etmek için Kolombiya'ya gittiğini açığa çıkardı. (4,5)

Son yıllarda ABD hükümeti, Kolombiya Planı dahilinde destek sağladı. Kolombiya hükümeti, fonların çoğunu mahsullerin imha etmek ve paramiliter grubu desteklemek için kullanmakla suçlanıyor.

[Çevirmenin notu: Farklı ülkeler ve süreçler için zaman zaman aynı kitap ve makalelere referans verilmiştir. Parantez içindeki rakamlarla gösterilen referansların tümü, son bölümün sonunda toplu olarak gösterilecektir. Ülkeler orijinal metinde İngilizce alfabetik sıraya göre dizilmiş olup, çeviri esnasında bu sıralama değiştirilmemiştir.]



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder