AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ STRATEJİSİ, BÖLÜM 1
ÖNSÖZ
Bu rapor, Amerika Birleşik Devletleri’nin 2006 yılında insan haklarına saygıyı yaygınlaştırmak ve dünya çapında demokrasiyi teşvik etmek için gerçekleştirdiği çeşitli çalışmaları belgelemektedir.
Başkan Bush, özgürlüğe odaklanmış bir dış politika yürütmemizi taahhüt etmiş, ve insan hakları ve demokrasi’nin geliştirilmesini ulusal güvenlik stratejimizin vazgeçilmez unsuru olarak belirlemiştir. Başkan’ın söylemiş olduğu gibi: “Her terörist’te en derin korkuyu yaratan şey özgürlüktür – insanların kendi tercihleri ni yaptığı, kendi vicdanlarına hesap verdiği, ve kinleri ile değil, umutları ile yaşadıkları toplumlardır.”
2006 yılı boyunca dünyanın her bölgesinde uluslararası insan hakları standartlarını ve demokratik ilkeleri yaygınlaştırmak ve korumak uğruna çaba sarf ettik.
Demokrasilerde, hukukun üstünlüğü ve hesap verebilen devlet kurumlarının oluşturulmasına ve yaşatılmasına destek olduk.
Özgür ve adil seçim süreçlerini yaygınlaştırırken, aynı zamanda kadınlar ve azınlıklar dahil olmak üzere tüm vatandaşların ülkelerinin kaderinin belirlemesin de yer almalarını teşvik ettik. Sivil toplumun güçlenmesi ve medya özgürlüğünün geliştirilmesi konularında çalıştık. Bunun yanında, insan hakları ve demokratik ilkelerin ablukaya alındığı yerlerde, barışçıl değişim için baskı yapanların yanında yer aldık.
İnsan onurunu korumak ve dünya çapında etkin demokrasilerin çoğalmasına destek olmak, başka hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile güçlü ortaklıklar gerektiren uzun vadeli bir çabadır. Aksilikler olacaktır, ve ilerleme bazen yavaşça kaydedilecektir, ancak ortaklarımız ile birlikte bu çabamızda sebat edeceğiz – çünkü her kültür ve rengin, her ırk ve inancın kendileri, çocukları ve ülkelerinin geleceği için hürriyetin nimetlerini temin etme arzularına yatırım yapmak, hem doğru, hem de akıllı bir yatırımdır.
Bu düşünceler ile, Dışişleri Bakanlığı’nın “İnsan Hakları ve Demokrasiyi Desteklemek: A.B.D. 2006 Sicili” konulu raporunu A.B.D. Kongresine sunuyorum.
[imza]
Condoleezza Rice
Dışişleri Bakanı;
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ STRATEJİSİ
“İnsan Hakları ve Demokrasiyi Desteklemek: A.B.D. 2006 Sicili”, geçtiğimiz yıl içinde dünya çapında kökten reform çabalarını desteklemek amacı ile uygulamış
olduğumuz diplomatik araçları anlatmaktadır.
Kişisel ve demokratik özgürlüklerin ilerlemesini sağlamak için tek bir formül yoktur.
Çabalarımız, işleyen bir demokraside insan haklarının etkin bir biçimde uygulanıyor ve korunuyor olmasını sağlamak için var olması gereken üç ana unsur üzerine odaklanmıştır: Bir – özgür ve bağımsız seçim süreci; ve bu süreçte gerçek rekabetin olmasını mümkün kılan eşit zeminin oluşması; İki – iyi yönetim; temsili, şeffaf ve hesap veren kurumların yanı sıra bağımsız yasama ve yargı organlarının bulunduğu, ve hukukun üstünlüğü ilkesini esas alarak işleyen yönetimler ve, Üç: hükümetin dürüst davranmasını mecbur kılan, vatandaşların ilgisini kazanan, ve reformların devamını sağlayan, dinç bir sivil toplum ve bağımsız medya. Demokrasinin bu üç vazgeçilmez unsurunun zayıf olduğu yerlerde, onları güçlendirmek için çalıştık; saldırıya uğradıkları yerlerde onları korumaya çabaladık, ve devlet baskısı sonucunda var olamadıkları yerlerde, korku ile yaşayan ancak özgürlüğü hayal edenler adına sesimizi yükselttik.
Bu raporların da belirttiği gibi, insan hakları ve demokrasiye verdiğimiz desteği, her ülke ve bölgenin ihtiyaçlarına göre uyarladık.
Örneğin, Batı Yarı küresi’nde aşılması gereken başlıca zorluklar, demokratik gelişim alanındadır–vatandaşlarının daha iyi bir yaşam için talep ve ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla, demokrasilerin bu doğrultuda kapasitelerini
geliştirmelerine yardımcı olmak. Afrika’nın birçok ülkesi için şiddete son vermek, insan hakları koşullarını ve devlet reformlarının devamını sağlamanın ana meselesidir. Güney, Orta ve Doğu Asya ve Pasifik bölgelerinde insan hakları ve demokrasi konularında karşılaşılan zorluklar, o geniş coğrafya kadar çeşitlidir. Birçok durumda iyi yönetim konusunda kaydedilen gelişimi pekiştirmek için, mevcut olan sorunların yanıtlanmasını destekledik. Öte yandan, liderler vatandaşlarının haklarını ihlal ederek hâkimiyeti ellerinde tutarken, bu ihlalleri vurgulayarak küresel fikir ve bilgi alışverişine halkların erişimini sağlama yönünde çalıştık. Avrupa’da, Avrupalı ortaklarımızla işbirliğimizi devam ettirerek, nihayet bütün, özgür ve barış içinde var olan bir kıta vizyonunu gerçekleştirme yönünde çalışmalarımızı sürdürdük. Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde ise siyasi, ekonomik ve eğitim reformu için gittikçe artan talebe Gelecek Forum’u (Forum for the Future) ve Ortadoğu Ortaklık Girişimi (Middle East Partnership
Initiative) gibi yenilikçi, çok taraflı ve ikili çabalarla yanıt verdik.
Yine 2006’da Dışişleri Bakanı Rice, insan hakları ve demokrasi savunucularını
desteklemek amacı ile tasarlanmış iki önemli girişimi açıkladı. Bunlar: İnsan Hakları Savunucuları Fonu; ve devletler tarafından sivil toplum kuruluşlarına yapılan muameleler konusunda STK’lar Hakkında On Yol Gösterici İlke girişimleri dir.
İnsan Hakları Savunucuları Fonu, devlet baskısı sonucu olağanüstü ihtiyaçlar ile yüz yüze kalan insan hakları savunucularına küçük miktarlarda yardımların
Dışişleri Bakanlığı tarafından ivedilikle dağıtılma imkânını sağlayacaktır. 1,5 milyon dolar ile başlayacak olan ve ihtiyaçlara göre her yıl yenilenecek olan bu kaynak, hukuki savunma ve sağlık yardımı maliyetlerini karşılamak, veya savunucuların acil aile ihtiyaçlarını kısa vadede karşılamak için kullanılabilir.
STK’lar Hakkında On Yol Gösterici İlke,
( http://www.state.gov/g/drl/rls/77771.htm ), hem STKlar ile kendi ilişkilerimizi yönlendirecek, hem de diğer devletlerin davranışlarını
değerlendirmek için kullanılacaktır. Bu ilkeler, BM ve başka uluslararası kuruluşların STK ve diğer insan hakları savunucularını desteklemek amacıyla hazırlanan, daha uzun ve ayrıntılı belgelerini destekleyici niteliktedir. STKlar Hakkında On İlke girişimimizin devletler, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum grupları ve gazeteciler için bir kaynak olmasını ve güç durumda olan STKlar için dünya çapında destek yaratmasını ümit ediyoruz.
İnsan hakları ve demokrasi konularında gelişme, öncelikle kendi ülkelerinde reform için çalışmakta olan erkek ve kadınların cesaret ve bağlılıklarına dayanır.
İlerleme, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri ve dünyanın her bölgesindeki demokrasilerin sürekli ve yoğun çabalarını gerektirecektir.
İleriye giden yol çok nadiren düz olacaktır. Hassas demokrasiler bocalayabilirler. Liderleri tamamen demokrasiye bağlı olmayan ülkeler geriye doğru düşebilirler.
Reformlarda ısrar edenlerin, değişime sıcak bakmayanların direnci ile karşılaşmaları kaçınılmazdır. Bunlar ayıltıcı gerçeklerdir.
Yine de özgürlük uğruna çalışmalarımızın dünyanın tüm insanları için yeni, umut dolu gerçekler yaratabileceğine inanıyoruz.
Türkiye Türkiye, çok partili, tek meclisli parlamenter sistemi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen, sınırlı yetkiler ile donatılmış cumhurbaşkanı ile bir anayasal cumhuriyettir. 2002 Parlamento seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) sandalyelerin çoğunluğunu kazanmış ve tek partili bir hükümet kurmuştur.
Yıl boyunca hükümet, devlet güvenlik güçlerinin hukuken hesap vereme yükümlülüklerini arttırmak, ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamaları azaltma ve kadınlara karşı işlenen “namus cinayetleri” gibi çok eski geleneklere dayanan suçlara karşı çağdaşlaştırmak gibi, aşılması gereken zorluklar ile karşı karşıya kalmıştır. Ceza kanunu’nun yeniden düzenlenmesiyle işkence suçlarında azalma ve davalılar için yargılama sürecinde iyileştirmeye gidilmesine rağmen, hükümet yeni kanunların harfiyen uygulanmasında zorlanmıştır. Yasadışı cinayetler işleyen güvenlik güçlerinin tutuklanma ve yargılanma sayıları, yaşanan olayların sayısına kıyasla düşüktür ve bu kişilerin çok azı hüküm giymiştir. Güvenlik güçleri zaman zaman işkence, dayak ve çeşitli yöntemlerle kişilere karşı kötü muamele uygulamıştır. Cezaevlerinin kalabalıklığı ve cezaevi personelinin
eğitimlerinin yetersiz olması nedeniyle, cezaevi koşulları kötü olmaya devam etmiştir.
Emniyet yetkilileri, kanunların gerektirdiği gibi gözaltında bulunanlara daima ivedilikle avukat sağlamamıştır. Yürütme organı, yargının bağımsızlığını zaman zaman zayıflatırken, hakim ve savcılar arasında gereğinden yakın olan ilişkiler adil yargılama hakkını engellemeye devam etmiştir. Aşırı uzun süren mahkeme ler de sorun olmaya devam etmektedir. Hükümet anayasal sınırlamaları uygulamaya sokarak, devlete, “Türk kimliğine”, cumhuriyetin kurum ve simgelerine hakareti yasaklayan Ceza Kanunu maddeleri ve çeşitli kanunlar aracılığıyla ifade özgürlüğünü kısıtlamıştır. Garyri-Müslim dini grupları ve Alevi’lerin dinlerini açıkça icra etmeleri, mülk sahibi olmaları ve dini lider yetiştirme hususlarında karşılaştıkları kısıtlamalar devam etmiştir. Tecavüz dahil
olmak üzere, kadınlara karşı şiddet yaygın bir sorun olmayı sürdürmüştür. Çocuk
evlilikleri sorun olmaya devam etmiştir. Polisler arasında her seviyede görülen yolsuzluk, ülkeye ve ülke içerisinde cinsel istismar amacı ile kadın ve çocuk ticareti suçuna katkıda bulunmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri, polis ve yargı yöntemleri, dini özgürlük, ifade özgürlüğü, etik yönetim, insan ticareti, çoğunluğu Kürt’lerden oluşan iç göçe mecbur kalmış halkın geri dönüş hakkı gibi, geniş yelpazedeki konuları ele alan programları ile insan hakları ve demokrasiyi geliştirme çabalarını sürdürmüştür. Ülkede bulunan A.B.D. yetkilileri bu stratejik vizyonu uygulamak amacı ile rutin olarak ülkenin siyasi, dini, sosyal, kültürel ve etnik grupları ile görüşerek insan hakları koşullarını ve bu gruplar ile hükümet arasındaki ilişkileri geliştirme konusunu ele almışlardır. Aynı zamanda, A.B.D. yetkilileri yasama, yürütme ve yargı organları temsilcileri ile belli aralıklarla görüşerek, AB katılım kriterlerini yerine getirmek için gereken reformlar dahil olmak üzere, ülkede geniş çaplı
reformların sürdürülmesini teşvik etmek amacı ile görüşmüştür. Büyükelçi ve diğer A.B.D. yetkilileri, bakanlar ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile ifade ve inanç özgürlüğü konularını görüşmek için bir araya gelmiştir.
Amerika’nın sponsorluğunu yaptığı uluslararası ziyaretçi programları, çeşitli alanlardaki profesyonellere Amerika Birleşik Devletleri ve Amerikalı meslektaşlarını tanıma fırsatı vererek A.B.D.’nin stratejik amaçlarını gerçekleştirmekte önemli rol oynamıştır. Yıl içersinde, yerel yönetimler, A.B.D. dış politikasında insan hakları, STKlar ve sivil aktivizm, yargı reformu ve insan ticareti gibi konular ile ilgili programlar dahil olmak üzere, insan hakları ve demokrasi ile doğrudan ilişkisi olan projelere 25 Türk katılmıştır.
Yıl içerisindeki projeler arasında Türk ve Amerikan heyetlerinin katıldığı Amerika Genç Siyasi Liderler Konseyi değişim programı gerçekleşti. A.B.D. sponsorluğundaki televizyon işbirliği programında, ülkenin tanınmış ulusal televizyon istasyonlarından biri tarafından, şeffaflık ve idare, çok kültürlülük, sivil toplum kuruluşları ve ulusal hükümet arasındaki etkileşim gibi konuların ele alındığı ve ulusal çapta yayınlanacak olan belgeseller çekilmiştir.
Uluslararası ziyaretçi programları ülkedeki siyasi süreci geliştirme anlamında A.B.D. programlarında önemli bir rol oynamıştır. Şubat ayında ülkenin farklı yörelerinden altı belediye başkanı Amerika Birleşik Devletlerini ziyaret etmiştir. Ziyaretleri sırasında heyet, Amerika’da bulunan küçük ve büyük toplumların yaşamakta olduğu bölgelerdeki yerel idareleri inceleme fırsatı bulmuştur. Döndükten sonra, heyet sıkça Amerikan hükümet sistemlerindeki hesap verme yasaları hakkında yorum yapmıştır. Program sonrasında ise belediye başkanların dan bazıları benzer yasaları kendi belediyelerinde uygulamak üzere benimsemiş tir. Yine Amerika Birleşik Devletleri’nin sponsorluğunu yaptığı bir program kapsamında, Türk lise öğrencileri Ocak ayında üç hafta boyunca Amerika’ya yaptıkları ziyarette, Amerika’da demokratik idare ve insan haklarına saygı
konularını incelemişlerdir.
Medya özgürlüğünü teşvik etmek için, Amerika Birleşik Devletleri genç yazarlar
arasında etik ve gazetecilik sorumluluğunu, ve editörler ve medya denetçileri arasında ifade özgürlüğünü pekiştirmek amacı ile profesyonel programlarını desteklemiştir. Hem laik hem de İslamcı basından geniş yelpazede profesyonel ler bu programlara katılmıştır.
Ülkedeki A.B.D. yetkilileri, ayrıca bir National Public Radio görevlisini “Basında
Şeffaflık” konusunda konuşmacı olarak ağırlamışlardır.
Amerika Birleşik Devletleri ülkedeki hukuk reformlarının ilerlemesine verdiği desteği sürdürmüştür. Hükümet, A.B.D. desteği ile, Amerikan hukuk sistemindeki gelişmeleri ülkedeki hakim ve avukatlara anlatan A.B.D. Baro Başkanına konuşma programında evsahipliği yapmıştır. Bunun yanı sıra, ülkenin batı bölgelerinin büyük bölümünde yer alan cürüm davalarından sorumlu olan savcı, uluslararası ziyaretçiler programı kapsamında ülkedeki hakim ve hukukçular ile görüştü. Savcı, ceza davası duruşmalarını izleyip, hakimler, savcılar ve hukuk ile ilgili olan çeşitli gruplar ile görüştükten sonra, ülkesine mahkûm haklarına ilişkin yeni fikirler ile döndü. Aynı program kapsamında,
Fikri Mülkiyet Hakları Mahkemesi yargıçlarından biri Amerika’yı ziyaret etti, ve
ülkesine fikri mülkiyet haklarının uygulanması konusunda olumlu görüş ve düşünceler ile döndü. Ayrıca, ifade özgürlüğü, polis davranışları ve cezai adalet sisteminde yargılama alternatifleri ile ilgili konuların ele alınmasını teşvik eden hukuk projesi kapsamında, Türk ve Amerikan hukuk uzmanlarından oluşan heyetlerin ikili değişim programlarına katılımları A.B.D. hükümeti tarafından desteklendi. Ülkede görev yapan A.B.D.’li yetkililer, İstanbul’un en saygın hukuk fakültelerinin öğrenci ve öğretim üyelerinin de katıldığı, ve Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsberg’in hukukun üstünlüğü ve yargı organı ile yürütme organı arasındaki ilişki konularında konuşma yaptığı bir yemekte evsahipliği yaptılar.
Amerika Birleşik Devletleri, yıl boyunca insan hakları ve demokrasi konularına
odaklanmış konuşmacılara sponsorluk yapmıştır. Mart ayında Georgetown Üniversitesi
Hükümet Bölümü başkanı, demokratik toplumlarda özgürlüğü ve güvenliği dengeleme
sorunu konusunu 400’den fazla dinleyici ile paylaştı. Ocak ayında Virginia
Üniversitesi’nden bir konuk profesör İstanbul’da din özgürlüğü konusuna, Tennessee
Üniversitesi’nden gelen bir profesör ise, Ankara’da yaptığı bir konuşmada dinin
demokrasideki rolüne değindi.
Amerika Birleşik Devletleri, sponsorluğunu yaptığı bir konuşmacı programında yerel dinleyiciler ile insan hakları konularını ele almak üzere resmi sıfatlı konuşmacıların Türkiye’ye gelmelerini sağlamıştır. Ülkenin çeşitli yerlerindeki üniversiteler ve sosyal kulüplerinde, ifade özgürlüğü ve demokrasiden, Küba’daki Guantanamo üssünde terör zanlıları olarak tutuklu bulunanlar bağlamında insan hakları gibi çeşitli konuların konuşulduğu programlar düzenlenmiştir. Örneğin, İstanbul’da Amerikalı konuşmacılar yerel bir üniversite’nin düzenlediği “demokrasi yaz kampı” katılımcıları ile konuşma
yaptı. Bunun yanı sıra İzmir’de resmi bir konuşmacı ülkedeki Örnek BM ekiplerinden birine A.B.D. Hükümet Politikalarını anlattı. Bu programlarda konuşmacılar İnsan Hakları ve Siz: Amerikan Demokrasisinin tarihi ve işleyişi hakkında bir rehber ve yayınlar gibi A.B.D. Hükümet yayınlarından yararlanmışlardır.
Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda Protestan, Yehova Şahitleri ve Bahai’ler gibi ülkelerinde yasal konumu olmayan insanlar dahil olmak üzere, tüm dini inançların ifade özgürlüğünün serbest bırakılması gerekliliğini bir kez daha vurgulamıştır. Amerika Birleşik Devletleri, üst düzey devlet yetkililerini Heybeli Ada’daki Ruhban Okulu’nun yeniden açılması, Patrikhane’nin Ekümenik niteliğinin tanınması, ve Türk olmayan vatandaşların din adamı olarak görev yapma hakları konularında Ekümenik Patrikhane ile uzlaşmaya varılması yönündeki ısrarını yinelemiştir. A.B.D. yetkilileri dini özgürlükler konusunda hükümet yetkilileri ile sürekli bir diyalog içinde bulunmuşlardır.
A.B.D.’den yapılan bağış sayesinde, Uluslararası Göç Örgütü, kapsamlı bir mekanizma ile insan ticareti mağdurlarını korumak ve ülkenin insan ticareti ile mücadele gücünü arttırmak alanlarında, devlet yetkilileri ile çalışmalarını sürdürmüştür. Bağışın üçte biri doğrudan insan ticareti mağdurlarını korumak ve kendilerine yardım olarak aktarılmıştır.
Uluslararası Göç Örgütü, insan ticaretinin yoğun olduğu yerlerde A.B.D. fonları
sayesinde Jandarma ve yargı yetkililerine eğitim, ve tacirlerin yargılanmaları sağlamıştır.
Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda, 24-saat açık olan bir mağdur destek hattını ilan eden televizyon ve yazılı basın reklamları ile, hayata geçirildiği ilk altı ay içerisinde 50’den fazla mağdurun kurtulmasını sağlayan, çok büyük bir toplumsal bilinç kampanyasına kaynak sağlamıştır.
https://photos.state.gov/libraries/turkey/231771/PDFs/hrdemusr2006tr.pdf
2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder