2 Haziran 2019 Pazar

2002 SONRASI VE ARAP BAHARI KAPSAMINDA TÜRKİYE SURİYE İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL YANSIMALARI BÖLÜM 3

2002 SONRASI VE ARAP BAHARI KAPSAMINDA TÜRKİYE SURİYE İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL YANSIMALARI BÖLÜM 3



5.SURİYE’DE YAŞANAN OLAYLARIN SINIR BÖLGESİNE YANSIMALARI 

2002 sonrasın dönemde gelişen ilişkiler çok iyi bir noktaya geldiğini yukarda birçok yerde ifade etmiştik. Ardından ilişkilerin kötüleşmesi ve hatta durmasının getirmiş olduğu etki Türkiye-Suriye sınırında olan şehirlerimizi çok derin 
bir şekilde etkilemiştir. Ve bölgede yaşanan Arap Baharı öncesi ‘Sınır Baharı’ sona ermiştir. Özellikle Hatay ve Gaziantep’in bu olaylar ve sonrasındaki süreçten derinden etkilendiğini görmekteyiz. 2010 yılında Yıllık 2,5 milyar 
dolar olan resmi ve bunun nerdeyse 2 katı olan gayri resmi ticaret hacminin nerdeyse noktasına geldiğini görmekteyiz 
(http://www.suriyeticaretofisi.com/suriye-ekonomisi,27.07.2012). 

İlk olarak yaşanan sorunların en fazla etkilediği şehir olan Hatay’ın durumundan bahsedecek olursak: Suriye’de yaşanan iç karışıklıktan kaynaklanan durgunluk ticaret hayatını olduğu kadar havayolları turizm sektörü ve bunun gibi birbiriyle bağlantılı birçok sektörü derinden etkilemiştir. 

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin, Türk Hava Yolları başta olmak üzere, diğer havayolu şirketlerinin Hatay Havaalanı'ndaki seferlerindeki azalmanın altında yatan ana nedenin, Suriye Arap Cumhuriyeti 
vatandaşlarının, olaylar nedeniyle Hatay Havaalanı'nı kullanmamaları olarak açıklamış 
(http://www.haberler.gen.al/2012-01-26/hatay-ticareti-suriyedeki-olaylardan-olumsuz-etkilendi, 27.07.2012). 

Antakya Ayakkabıcılar Odası Başkanı Gökhan Oral da Suriye’deki olaylar nedeniyle 5 milyon ürün sattıkları pazarı kaybettiklerini söylemiştir. ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye arasında 30-40 yıla dayanan bir soğuk savaş dönemi yaşadığını, ancak bu soğuk savaş dönemini müteakiben son 5 yıl içerisinde ciddi bir iyileşme ve ilişkilerde birbirine yakınlaşma olduğunu hatırlatmıştır. 

Çinçin, Türkiye-Suriye arasında başlatılan vize muafiyeti döneminde her iki ülkenin de küçük esnafından büyük esnafına kadar herkesin mutlu olduğunu, ancak son yaşanan olaylar ve karşılıklı yaptırımlardan sonra ciddi bir 
daralmanın baş gösterdiğini belirtti. Çinçin, bu daralmayı şu sözlerle açıkladı: “Hatay açısından konaklama tesisleri sahipleri, acenteler, lokantalar, ihracatçılarımız, nakliye filo sahiplerimiz ve her gün alışverişle muhatap olan küçük esnafımız, yani bavul ticareti adı altında yapılan bir ticaret vardı Suriye Arap Cumhuriyeti ile aramızda. Burada bavul ticaretinde daralma yüzde yüze yakın seviyede.” 

Suriye’nin, Hatay’a komşu ülke olma sıfatının ötesinde, Hataylı iş adamlarının Ortadoğu’ya yaptıkları yatırımlarda önemli bir kapı olduğunu söyleyen Çinçin, “İki ülke ilişkilerinin dışında Suriye Arap Cumhuriyeti'nin bizim için önemi, 
Suriye topraklarını kat ederek biz bu yolla ihracat yapıyoruz. Ortadoğu’ya ulaşıyoruz. Ve bu yolla giden nakliye firmalarımız Ortadoğu’nun en ücra köşesine gidiş geliş 8 gün içerisinde mal teslim edip tekrardan yükleme noktasında 
dönerek, ayda yaklaşık 3,5 sefer sayısına ulaşmaktadır. Ancak alternatif diye önümüze getirilen RO-RO Taşımacılığında, bu sefer süreleri henüz başlamamış ve bana göre alt yapısı bitmemiş olan bu RO-RO’da 20 ile 25 gün arasında bir sefer yapılabileceği ifade edilmektedir. Artı bin 400 dolara yakın bir sefer başına maliyet gelmektedir. Bunun da anlamı Türk mallarının Ortadoğu’da yüzde 20-yüzde 30 arasında pahalanmasıdır. Ve Türk ihracatçısının rekabet gücünün kırılması anlamını taşımaktadır.” diye ifade etmiştir. 

Hatay’dan Suriye’ye açılan Cilvegözü ve Yayladağı sınır kapılarında da ağırlaşma olduğunun altını çizen Çinçin, “Giriş çıkışlarda ağırlaşmalar var. Suriye Arap Cumhuriyeti'nin ifade ettiği gibi bilgisayar sisteminden kaynaklı ağırlaşmalar var. Ayrıca, maliyet arttı. Bu 300 ile 850 dolar kadar her TIR’a Suriye Arap Cumhuriyeti çeşitli başlıklar altında paralar tahsil etmekte. Bu da Türkiye ihracatçısının rekabet gücünü olumsuz etkilemekte.” şeklinde konuştu. Suriye’de yaşanan olayların, Hatay’ı olduğu kadar o bölgeyi de etkilediğini aktaran Çinçin, “Ben Halep’teki otellerin haline de lokantaların durumlarına bakıyorum. Onların durumu bizden çok daha kötü. Temennim, bir ortak platformda buluşup bu ilişkileri yumuşatmaktan yana.” diye belirtmiştir. 

Suriye’de yaşanan iç karışıklıktan doğan sıkıntıları sadece iş adamları ve nakliye firmaları çekmedi. Ayakkabıcılık sektörü de Suriye’deki olaylardan olumsuz etkilendi. Antakya Ayakkabıcılar Odası Başkanı Gökhan Oral, Suriye başta 
olmak üzere, Ortadoğu’ya açılan pazarlarını yaşanan iç karışıklık nedeniyle kaybetme noktasına geldiklerini söyledi. 

Suriye’de yaşanan olaylardan etkilenen sektörlerin başında ayakkabıcılığın geldiğini söyleyen Oral, olaylar öncesinde Hatay’a gelen Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının ayakkabıcı esnafına haftada 3 bin ila 4 bin TL arasında para 
kazandırdığını söyledi. Suriye’nin ayakkabıcı esnafı ve üreticileri için önemli bir kaynak olduğunun altını çizen Oral, şöyle dedi: “Suriye, bizim için önemli bir kaynak. Burada birçok arkadaşımız en az haftada 3 bin-4 bin TL gibi ciddi rakamlarla iş yeri kasasına para gelen bir yerdi Suriye. Aynı zamanda Suriye’nin diğer bir ayrıcalığı, Suriye üzerinden Lübnan’a, Ürdün’e diğer Arap ülkelerine de direk geçiş yapan ve satış yapan arkadaşlarımız vardı. Sadece Suriye’deki müşterilerimizi kaybetmedik, Suriye üzerinden Hatay’a gelen ve Suriye üzerinden diğer bölgelere giden ticaretimiz de engellendi. Şu anda 
kapılarda çok ciddi sorunlar var. Ve Suriye Hükümeti tarafından da Türk mallarına çok ciddi vergiler uygulanmakta. 

Bunlar da Hatay’da ayakkabıcılık sektörüne son derece ciddi sıkıntılar yaşatıyor. Suriye’ye ve Suriye üzerinden diğer Arap ülkelerine ortalama yıllık 5 milyonun üzerinde ayakkabı satışı yapıyorduk. Şu anda bu durma noktasına geldi desek doğru olur.”Suriye’den artık Hatay’a paranın gelmediğini ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin giriş ve çıkışlarda para çıkışını yasakladığını da aktaran Oral, “Çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Oradan gelen arkadaşlarımız da orada problemler olduğunu anlatıyorlar. Geçişlerde de zaten sıkıntılar ortada. Artı oradan buraya para gelmez oldu. Suriye çıkış kapılarından çıkışlarda para çıkışını yasaklamış durumda. Paranın gelmediği yerde de ticaret olmaz sanırım. 5 milyon ayakkabı 1 ya da 1,5 trilyon demektir. Bu da Hatay’ın ekonomik bütçesi için önemli bir eksikliktir.” diye konuşan Antakya Sanayi ve Ticaret Odası başkanı yaşanan olumsuzlukları net bir şekilde ifade etmiştir. 

Gaziantep bölgesindeki önemli bir ticaret merkezi olan zincirli bedesten esnafı bir gazeteye verdikleri röportajda yaşadıkları sıkıntıları ifade etmişlerdir 

Karaaslan Ticaret-Ökkeş Karaaslan: “Zincirli Bedesten’de 2 yıldır esnaflık yapıyorum, buraya genellikle yerli ve yabancı turistler geliyor. Şu anda esnaflar ancak kendi kendini idare ediyorlar. Suriye’de yaşanan olaylar bedestenimizi 
bayağı etkiledi. Gaziantep halkı burayı hala tam olarak tanımıyorlar. Bedesten eskiden et haliydi hala birçok kişi burayı et hali sanıyor.” 

Onur Bakırcılık-Ramazan Ekici: “Zincirli Bedesten açıldığından beri burada esnaflık yapıyorum. Suriye’re yaşanan olaylar nedeniyle bedestende hiçbir hareket kalmadı. Kent halkı fazla gelmiyor, genellikle yabancı turistler geliyor ancak yabancılar da pek alış veriş yapmıyorlar. Suriye’ye giden turlar Gaziantep’ten geçerdi Suriye’deki olaylar sebebiyle artık turlar da gelmiyor.” 

Göz Nuru Takı-Ümran Güler: “Zincirli Bedesten’de 3 yıldır esnaflık yapıyorum, buradaki esnafların durumu şu anda çok kötü. Suriye’de yaşanan olaylar Gaziantep’e de olumsuz yansıdı ve şu anda Zincirli Bedesten’e kimse gelmiyor. Esnaf neredeyse dükkânlarına kilit vuracak hale geldi. Piyasaların düzelmesi için öncelikle Suriye sınır kapısının açılması lazım. Sınır kapısının kapalı olması büyük sıkıntı yaratıyor.” 

Haksal Gümüşçülük-Faruk Haksal: “Zincirli Bedesten yeni açılan bir alış veriş merkezi, burada esnaflık yapmamın amacı yabancıların çok gelmesinden kaynaklanıyor. Ancak Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle işlerimiz tamamen durdu. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle millet para harcamaktan korkuyor. Suriye kapısının kapanması bizim Cumartesi-Pazar günleri yaptığımız satışları tamamen bitirdi. Kentimize gelen turlar sayesinde maddi anlamda büyük destek alıyorduk.” 
(http://www.gaziantepgunes.com/haberdetay.asp?haber=14895, 27.07.2012) 

6.SONUÇ 

Devletlerin dış ve iç politikalarında takındıkları tutumların mutlaka bir maliyeti olmaktadır. Görüldüğü üzere Ulasal düzeyde komşularla ilgili uygulanan bu politikaların merkeze olan etkisinden çok komşu şehirlere etkisi olmaktadır. Bu 
yüzden alınan kararların yerele danışılarak alınması olayın bir paydaşı olması sağlanmalıdır, çünkü yaşanacak olumsuzların en fazla etkisi yerel halka olacaktır. Bu kaybın algılanması merkez için zordur çünkü bu istatistikler 
merkez için küçük olabilir fakat bir şehir özelinde büyüktür. 

Konumuz çerçevesinde ifade edecek olursak Yüzyıllar boyu dost ve kardeş olarak yaşayan halkların arasına sokulmaya çalışılmış mesafe ve iki halkı birbirine yabancılaştırma çabaları başarılı olamamış yine ilk müsait, özgür ve demokratik ortamda kendini bulunmuştur. Bu barış ve karşılıklı güven ortamında insanlar psikolojik rahatlık ve huzurun yanında ekonomik manada da büyüme yaşanmışlardır. Fakat ardından gelen süreç bu durumu tam tersine çevirmiş ve soğuk savaşın dönemindekinden de kötü duruma getirmiştir. 

KAYNAKÇA 

Açıkalın, Serpil, “Ortadoğu’da Ekmek ve Demokrasi Savaşında Tarih Yazılıyor, Mısır’da Neler Oluyor?”, 

http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=1919, 13.03.2012. 
Akdemir, Salih(2000), “Suriye’deki Etnik ve Dini Yapının Siyasi Yapının Oluşmasındaki Rolü”, Avrasya Dosyası Dergisi, C. 6, S. 1, ASAM Yayınları, İstanbul. 
Aslan, Ozan Nejat(2006), Demokratikleş(tir)me Sürecinde Suriye, Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmalar Enstitüsü Ortadoğu Sosyolojisi ve Antropolojisi AnabilimDalı YL Tezi, İstanbul. 
Aras, Bülent – Toktaş Şule(2008), “Güvenlik Demokrasi ve İstikrar Sarmalında Suriye ve Afganistan”, Seta Yayınları, Ankara. 
Ayhan, Veysel,(2009), “Türkiye-Suriye İlişkilerinde Yeni Bir Dönem: Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi”, Ortadoğu Analiz Kasım’09 Cilt1 -Sayı 11. 
Aras, Bülent – Toktaş Şule(2008), “Güvenlik Demokrasi ve İstikrar Sarmalında Suriye ve Afganistan”, Seta Yayınları, Ankara. 
Bahadır, Gürhan, (2010), “İslam fethinden Haçlılara Kadar Antakya”, Cantekin Yayınları, Antakya, Cirit Hakan (2007) Sınır Aşan Sular ve Türkiye, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır: Dicle Üniversitesi Sosyal 
Bilimler Enstitüsü, Diyarbakır. 
Dursun, Davut, “Ortadoğu’nun Ekonomik Sosyal ve Siyasi Yapı Özellikleri Üzerine Genel Tespitler”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, Yıl, ?, S. ?, . 
Ekici, Birol, “Mısır Arap Cumhuriyeti Yönetim Sistemi”, http://www.politikadergisi.com/makale/misir-siyasal-tarihi-ve bugunu, 12.03.2011. 
Erhan, Çağrı, “Ortadoğu İçin Üç Senaryo”, http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=1974, 20.05.2012. 
Hamit Pehlivanlı, Yusuf Sarınay, Hüsamettin Yıldırım, “Türk Dış Politikasında Hatay (1918-1939)”, (ASAM Yayınları, 2001). 
Kambur Tuğçe Elif, (2012), “2002’den Arap Baharına Türkiye Suriye İlişkileri”, Arap Baharı ve Suriye, Ed. Adıbelli Barış, IQ Kültür ve Sanat Yayıncılık, İstanbul. 
Köylü Murat, Serdaroğlu Rıfat, Uçar Zahide, Bulut Levent, (2012) “Darağacı (BOP) Türkiye-İran-Suriye”, Bilim+Gönül Yayınları, İstanbul. 
Parlar, Suat(1997), “Ortadoğu Vaat edilmiş Topraklar”, Bibliotek Yayınları, İstanbul. 
Orhan Oytun, “Türkiye-Suriye İlişkilerinde Stratejik İşbirliği Dönemi”Türkiye-Ortadoğu Uluslar Arası Dostluk ve İşbirliği Sempozyumu-Hatay,3-5 Kasım 2009. 
Sağır, Muharrem, Ortadoğu’da Sırça Köşkler Yıkılırken, http://www.usak.org.tr/myazdir.asp?id=2007, 18.04.2012. 
Sayın,Yusuf,(2010) “Türkiye–Suriye İlişkilerinin Stratejik Derinliği”, 
http://yusufsayin.com/makaleler/turkiyesuriye.pdf, 20.06.2012. 
Sofuoğlu Adnan, Dağıstan Adil, (2008) “İşgalden Katılıma Hatay”, Phoenix Yayınevi, ankara 
Şen, Sabahattin(2004), “Ortadoğu’da İdeolojik Bunalım, Suriye Baas Partisi ve İdeolojisi”, Birey Yayıncılık, İstanbul/ 
Yılmaz, Sait(2010), “Ortadoğu’ya Demokrasiyi Getirmek”, Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, Yıl 3, S.5/ 
Togay Zeynep, (2010), “Beşar Esad Dönemi Türkiye-Suriye İlişkileri”, 

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=793 E.T.: 20.06.2012 
http://suriye.ihh.org.tr/turkiye/besaresad/besaresad.html, 30.07.2012 
http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2008/09/080904_syria_summit.shtml, 27.07.2012 
http://www.mfa.gov.tr/suriye-ile-emlak-muzakereleri.tr.mfa, 27.07.2012 
http://yasinatlioglu.blogspot.com/2004_12_01_archive.html, 25.07.2012 
http://www.gaziantepgunes.com/haberdetay.asp?haber=14895,27.07.2012 
http://www.kilispostasi.com/modules.php?name=News&file=article&sid=755 
http://arsiv.sabah.com.tr/2004/01/09/eko105.html, 28.06.2012 
http://www.stargazete.com/politika/esad-i-cok-uyardik-ama-o-da-kaddafi-gibi-bizi-dinlemiyor-haber419079.htm,28.06.2012 
http://www.ozgurmedya.org/articledetail.asp?AuthorID=52&ArticleID=2019, 27.07.2012 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye , 26.10.2012 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hatay_Cumhuriyeti ,26.10.2012 
http://www.cnnturk.com/2009/turkiye/09/16/turkiye.ile.suriye.arasinda.vize.kalkti/543804.0/index.html, 

27.07.2012 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder