Zabit ve Kumandan ile Hasbihal., Mustafa Kemal, BÖLÜM 4
Atatürk’ün Zâbit ve Kumandan ile Hasbihal kitabı Sofya’da 1330 [1914] yılında yazıldığı halde “Bazı takyidattan dolayı tab'ı bugüne kadar teehhür etmiştir” diye kaydedilmiştir. Minber matbaasında 1334’te [1918] İstanbul’da basılan bu kitabın ilk sahifelerin- de sağ köşede M. Kemal’in madalyon içinde bir asker resmi vardır ve imzası da “Sofya Ataşemiliteri Erkânıharbiye Kaymakamı M. Kemal” yazılıdır. Diğer köşede “Erkânıharbiye Binbaşısı Mehmet Nuri Bey’e” ibaresi konmuştur.
Broşür, 32 sahifedir, 6 bölüme ayrılmıştır. İçinde altı tane resim vardır. İlkinde M. Kemal, Nuri Conker’le sakallı olarak Afrika’da Trablus Garp muharebesindeki kıyafetleriyledir.
M. Kemal : Derne Kuvvetleri Kumandanı
M. Nuri : Umumi Bingazi ve Havalisi Kuvvetleri Erkânıharbiye Reisi
Diğer beş resim Derne’de çekilmiş grup halindekilerdir. Atatürk yazılarına şu cümle ile başlıyor :
“1329 senesi kışında Birinci Fırka zâbit ve arkadaşlarına verdiğin konferansların tevhidinden vücut olan Zâbit ve Kumandan’ı, bu senenin Mayısında okuyabildim.” (Nuri Bey’in eseri, kitabın kapağında da kaydedildiği gibi Nisan ayında basılmıştır.) “Bu güzel ve kıymetli eserini okumakta birkaç gün geç” kaldığını esefle kaydeden Atatürk, arkadaşının kitabından çok duygulanmış ve onu beğenmiştir. Sıra ile satır satır, hattâ aynen cümleler alarak izah ediyor ve kendi fikirlerini ekliyor. Fakat bazen de tamamen kitabın muhteviyatını bırakarak Nuri Conker’le beraber takip ettikleri manevralardaki kumandan ve zâbitlerin durumlarını ve bilgisizliklerini acıklı bir surette tasvir ediyor. Atatürk’te
Balkan Harbi’nin acıları çok derin ve büyüktür. Doğduğu, büyüdüğü Selânik’in düşmana hibe edildiğini Afrika’da duyduğu vakit ne kadar elemli günler geçirdiğini burada hatırlatıyor. Sonra yine Nuri Conker’in kitabına dönerek hasbıhaline devamla diyor ki:
Atatürk, Nuri Conker’in kitabının her bölümü üzerinde ayrı ayrı dururken kendi fikirlerini verdiği misallerle de zenginleştirerek o kadar güzel yazıyor ki, âdeta bu cümleler istikbalin müjdelerini içinde barındırmaktadır. Bazı cümlelerin altları da çizilmiştir. Mesela:
“İnsanlar; ancak emelleri, fikirleri teşhis ettirilerek sevk ve idare olunabilir’’'’ diye yazdığı cümleyi ismini vermediği bir filozofa atfetmektedir.
(s. 17) [bu baskıda s. 13],
Bu ifadelerden ve kendisinin sonraları anlattığına göre şu meydana çıkıyor ki, Atatürk Sofya’da, yeni yeni kitaplar okumakta ve onların üzerinde durmaktadır. Mesela istikbalin devlet kurucusu ve inkılâpçısı şu suali yazdığı zaman acaba ne düşünüyordu:
“Şimdi, bizim sevk ve idare edeceğimiz insanların emelleri fikirleri, ruhlarında meknuz hassaları nedir? Biz, kumanda edeceğimiz insanların hangi emellerini şahıslarımızda tecelli ve tecessüm ettirerek onların kalplerini, onların itimatlarını kazanacak ve onlara manevî kuvvetler ilham vesaitini tâyin edeceğiz?”
Dördüncü başlık Ruh-î Taarruz’dur. Bu kısımda Japonlardan örnek getirerek bu fasla cevap vermiş oluyor.
Atatürk’ün en çok üzerinde durduğu bölümün İnisiyatif başlığı altındaki yazılardır.
Bu kelimenin izahı “kendiliğinden hareket ve iş görme”dir. Bölüm başlı başına bir fikir muhassalasıdır.
Mustafa Kemal’in bu kitabının son faslı (6) Sirenayik Harbi ile ilgili örneklerdir:
“Bizim Sirenayik’te kumanda ettiğimiz kuvvetlerin eczasında, kuvve-ı mânevîye, fikr-i taarruz ve inisiyatif evsaflarının mevcut olduğundan bahsedilmiştir” diyor. Fakat buna derhal cevabı Afrikalılarda bu sayılan vasıfların fiil halinde gösterilebilmesi, Türkiye’den gidenlerin orada başa geçmeleriyle meydana çıkabilmiştir.
Atatürk, bu küçük kitabında okunduğu zaman görüleceği gibi çok meselelere temas etmiştir. Burada yeni harflerle okuyacak olanlara eski harflerle basılmış kitabın kısa bir tasvirini yapmış oldum. [...] Fenne, ilme, insan kudretine büyük değer veren Atatürk’ün bu kitabındaki şu cümlesi ne kadar çok şey ifade etmektedir:
“İnsanları istediği gibi kullanan kuvvet, fikirler ve bu fikirleri teşhis ve tamim eden kimselerdir. ”
Bu küçük kitap, XX. asrın milletçe ve dünyaca büyük adam tanıdığı Atatürk’ün hayatının belirli bir devresinde fikrî çalışmalarını aksettirmesi bakımından çok önemlidir.
O, okumuş, öğrenmiş ve öğretmek için de yazmıştır.
Prof. Dr. AFETİNAN
27 Mayıs 1959
( Atatürk’ün Askerliğe Dair Eserleri için yazdığı sunuş yazısından.)
Yazan : Kurmay Binbaşı Sofya Askeri Ataşesi Mehmet Nuri Bey’e
5. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder