14 Kasım 2019 Perşembe

TÜRK ANAYASALARINDA LAİKLİK VE DİNLE İLGİLİ HÜKÜMLER

TÜRK ANAYASALARINDA LAİKLİK VE DİNLE İLGİLİ HÜKÜMLER 

Prof.Dr.Temuçin Faik ERTAN 

GİRİŞ 

Anayasa: 

Devletin temel yapısını, yönetim biçimini, temel organlarını, bunların birbiri ile olan ilişkilerini, bireylerin devlete karşı, devletin bireylere karşı olan hak ve görevlerini düzenleyen en üstün yasadır. 

Laiklik: 
Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün El Yazıları: 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Resmi dini yoktur. 

Devlet idaresinde bütün kanunlar, nizamlar ilmin çağdaş medeniyete temin ettiği esas ve şekillere, dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve tatbik edilir. Din telâkkisi vicdani olduğundan, Cumhuriyet, din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı, milletimizin çağdaş ilerlemesinde başlıca muvaffakiyet etkeni görür. 

1876 Kanun-i Esasisi 

MADDE 4.- Zatı Hazreti Padişahi hasbel hilâfe dini İslamın hâmisi ve bilcümle tebeai Osmaniyenin hükümdar ve padişahıdır. 

MADDE 7. -Vükelânın azil ve nasbı ve rütbe menasıp tevcihi ve nişan itası ve eyalâtı mümtazenin şeraiti imtiyazilerine tevfikan icrayı tevcihatı ve meskûkat darbı ve hutbelerde nâmının zikri ve düveli ecnebiye ile müahedat akdi ve harb ve sulh ilanı ve kuvvei berriye ve bahriyenin kumandası ve harekâtı askeriye ve ahkâmı şeriye ve kanuniyenin icrası ve devairi idarenin muamelâtına müteallik 
nizamnamelerin tanzimi ve mücazaatı kanuniyenin tahfifi ve affı ve Meclisi Umuminin akt ve tatili ve ledel iktiza Heyeti Mebusanın azası yeniden intihap olunmak şartile feshi hukuku mukaddesei Padişahi cümlesindedir. 

MADDE 8.-Devleti Osmaniye tabîyetinde bulunan efradın cümlesine herhangi din ve mezhepten olur ise olsun bilâ istisna Osmanlı tabir olunur ve Osmanlı sıfatı kanunen muayyen olan ahvale göre istihsal ve izae edilir. 

MADDE 11.- Devleti Osmaniyenin dini İslamdır. Bu esası vikaye ile beraber asayişi halkı ve adabı umumiyeyi ihlâl etmemek şartile memaliki Osmaniyede maruf olan bilcümle edyanın serbestii icrası ve cemaatı muhtelifiye verilmiş olan imtiyazatı mezhebiyenin kemakân cereyanı Devletin tahdi himayetindedir. 

MADDE 17.-Osmanlıların kâffesi huzuru kanunda ve ahvali diniye ve mezhebiyeden maada memleketin hukuk ve vezaifinde mütesavidir. 

MADDE 27.- Mesnedi sadaret ve meşihatı İslamiye tarafı Padişahiden emniyet buyurulan zatlara ihale buyurulduğu misullû sair vükelânın memuriyetleri dahi ba iradei şahane icra olunur. 

MADDE 64.- Heyeti Âyan, Heyeti Mebusandan verilen kavanin ve muvazene lâyihalarını tetkik ile eğer bunlarda esasen umuru diniyeye ve Zatı hazreti Padişahinin hukuku seniyesine ve hürriyete ve Kanunu Esasi ahkâmına ve Devletin tamamiyeti mülkiyesine ve memleketin emniyeti dahiliyesine ve vatanın esbabı müdafaa ve muhafazasına ve adabı umumiyeye halel verir bir şey görür ise mütalâasını ilâvesile ya katiyen red veyahut tâdil ve tashih olunmak üzere Heyeti Mebusana iade eder ve kabul ettiği lâyihaları tasdik ile Makamı Sadarete arzeyler ve Heyete takdim olunan arzuhalları bittetkik lüzum görür ise ilâvei mütalâa ile beraber Makamı Sadarete takdim eder. 

MADDE 87.- Deavii şer’iye, mehâkimi şer’iyede ve deavii nizamiye, mehâkimi nizamiyede rüyet olunur. 

1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 

MADDE 2.- İcra kudreti ve teşri salahiyeti milletin yegâne ve hakiki mümessili olan Büyük Millet Meclisi’nde tecelli ve temerküz eder. 

29 Ekim 1923 Tarihinde Yapılan Değişiklik Sonucu; 

MADDE 2.- Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslam’dır. Resmî lisanı Türkçe’dir. 

1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 

MADDE 2.- Türkiye Devleti’nin dîni, Din-i İslamdır; resmî dili Türkçe’dir, makam Ankara şehridir. 

10 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 
MADDE 2.- Türkiye Devleti’nin resmî dili Türkçe’dir; makam Ankara şehridir. 

5 Şubat 1937 tarih ve 3115 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 
MADDE 2.- Türkiye Devleti, Cumhuriyetçi, Millîyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Inkılapçı’dır. Resmi dili Türkçe’dir. Makam Ankara şehridir. 

MADDE 26.- Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyyenin tenfîzi, kavâninin vaz’ı, tâdîli, tefsiri, fesih ve ilgası, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilanı, muvâzene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesâb-ı katî kanunlarının tetkik ve tasdiki, meskukat darbı inhisar ve mali taahhüdü mutâzâmmın mukavelat ve imtiyâzâtın tasdik ve feshi, umûmî ve hususî af ilanı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikat ve mücâzât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sadır olup kuvvetler ayrılığı kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin 
infazı gibi, vezâifi bizzat kendi ifâ eder. 

10 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

MADDE 26.-Büyük Millet Meclisi, kavâninin vaz’ı, tâdîli, tefsîri, fesih ve ilgâsı devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilanı, muvâzene-i umûmîye-i maliye ve devletin umûm hesâb-ı kafi kanunlarının tetkik ve tasdîki, meskukât darbı, inhisar ve mâlî taahhüdü mutâzâmmın mukâvelât ve imtiyâzâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilanı, cezaların tahfif ve tahvîli, tahkikat ve 
mücâzât-ı kanûniyenin te’cili mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezâifi bizzat kendi ifâ eder. 

MADDE 16.- Meb’ûslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: 

(Vatan ve Milletin saadet ve selâmetine ve Milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takib etmeyeceğime ve Cumhuriyet 
esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma “vallahi”). 

10 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 
MADDE 16.- Meb’ûslar Meclis’e iltihâk ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: 

“Vatan ve milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugayir ve gaye tâkib etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadâkatten ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm.” 

MADDE 38.-Reisicumhur intihabı akabinde ve Meclis huzurunda şu suretle yemin eder: 

(Reisicumhur sıfatiyle Cumhuriyet’in kanunlarına ve hâkimiyet-i millîyye esâslarına riâyet ve bunların müdâfaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarf-ı mesâû, Türk Devleti’ne teveccüh edecek her tehlikeyi kemâl-i şiddetle men, Türkiye’nin şân ve şerefini vikaye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazîfenin icâbâtına hasr-ı nefs etmekten ayrılmayacağıma “Vallahi”) 


TÜRK ANAYASALARINDA LAİKLİK VE DİNLE İLGİLİ HÜKÜMLER 

10 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

MADDE 38.- Reisicumhur, intihabı akabinde ve Meclis huzurunda şu suretle yemin eder: 

“Reisicumhur sıfatiyle Cumhûriyet’in kanunlarına ve hâkimiyet-i millîyye esâslarına riâyet ve bunların müdâfaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarf-ı mesâû, Türk Devleti’ne teveccüh edecek her tehlikeyi kemâl-i şiddetle men, Türkiye’nin şân ve şerefini vikaye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazîfenin icâbâtına hasr-ı nefs etmekten ayrılmayacağıma namusum 
üzerine söz veririm.” 

MADDE 88.- Türkiye ahâlisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur. 

Türkiye’de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiye’de mütemekkin bir ecnebî babanın sulbünden Türkiye’de doğup da memleket dahilinde ikâmet ve sinn-i rüşde vusulünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanunu mucibince Türklüğe kabul olunan herkes Türk’tür. 

Türklük sıfatı kanunen muayyen olan ahvâlde izâa edilir. 

1961 Anayasası 

II. Cumhuriyetin Nitelikleri 

MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. 

III. Eşitlik 
MADDE 12.- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. 

IV. Düşünce ve İnanç Hak ve Hürriyetleri 

a) Vicdan ve Din Hürriyeti 

MADDE 19.- Herkes, vicdan ve dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 

Kamu düzenine veya genel ahlâka veya bu amaçlarla çıkarılan kanunlara aykırı olmayan ibadetler, dini ayin ve törenler serbesttir. 
Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Kimse, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz. 
Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğini ve küçüklerin de kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır. 
Kimse, Devletin sosyal, iktisadî, siyasi veya hukukî temel düzenini, kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya şahsî çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu yasak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kışkırtanlar kanuna göre cezalandırılır; dernekler, yetkili mahkemece ve siyasi partiler, Anayasa Mahkemesince temelli kapatılır. 

20.9.1971 tarih ve 1488 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

MADDE 19.- Herkes, vicdan ve dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 

Kamu düzenine veya genel ahlâka veya bu amaçlarla çıkarılan kanunlara aykırı olmayan ibâdetler, dini âyin ve törenler serbesttir. 

Kimse, ibâdete, dini âyin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Kimse, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz. 

Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanunî temsilcilerinin isteğine bağlıdır. 

Kimse, Devletin sosyal, iktisadî, siyasi veya hukukî temel düzenini, kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya şahsî çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu yasak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kışkırtan gerçek ve tüzel kişiler hakkında, kanunun gösterdiği hükümler uygulanır ve siyasi partiler Anayasa Mahkemesince temelli kapatılır. 

b) Partilerin Uyacakları Esaslar 

MADDE 57.- Siyasi partilerin tüzükleri, programları ve faaliyetleri, insan hak ve hürriyetlerine dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği temel hükmüne uygun olmak zorundadır. Bunlara uymıyan partiler temelli kapatılır. 

Siyasi partiler, gelir kaynakları ve giderleri hakkında Anayasa Mahkemesince hesap verirler. 

Partilerin iç çalışmaları faaliyetleri, Anayasa Mahkemesine ne suretle hesap verecekleri ve bu mahkemece malî denetimlerinin nasıl yapılacağı, demokrasi esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir. Siyasi partilerin kapatılması hakkındaki davalara Anayasa Mahkemesinde bakılır ve kapatma kararı ancak bu Mahkemece verilir. 

15.3.1973 tarih ve 1699 sayılı Kanunla 2’nci ve 3’üncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

MADDE 57.- Partilerin iç çalışmaları, faaliyetleri, Anayasa mahkemesine hangi hallerde ve ne suretle hesap verecekleri ve bu mahkemece malî denetimlerinin hangi hallerde ve nasıl yapılacağı, demokrasi esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir. 

b) And İçme 

MADDE 77.- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, görevlerine başlarken şöyle and içerler: 
Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma; Milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm. 

II. And İçmesi 

MADDE 96.- Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde şöyle and içer: 
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Türk Devleti’nin bağımsızlığına, vatanın ve Milletin bütünlüğüne yönelecek her tehlikeye karşı koyacağıma; 
Milletin kayıtsız şartsız egemenliğini ve Anayasa’yı sayacağıma ve savunacağıma; İnsan haklarına dayanan demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden ve tarafsızlıktan ayrılmayacağıma; Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini koruyup yüceltmek ve üzerime aldığım görevi yerine getirmek için bütün gücümle ve varlığımla çalışacağıma namusum üzerine söz veririm.” 

b) Radyo ve Televizyonun İdaresi ve Haber Ajansları 

MADDE 121.-Radyo ve televizyon istasyonların idaresi özerk kamu tüzel kişiliği halinde kanunla düzenlenir. 
Her türlü radyo ve televizyon yayımları, tarafsızlık esaslarına göre yapılır. 
Radyo ve televizyon idaresi, kültür ve eğitime yardımcılık görevinin gerektirdiği yetkilere sahip kılınır. Devlet tarafından kurulan veya Devletten malî yardım alan haber ajanslarının tarafsızlığı esastır. 

20.9.1971 tarih ve 1488 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 
MADDE 121.- Radyo ve televizyon istasyonları, ancak Devlet eliyle kurulur ve idareleri tarafsız bir kamu tüzel kişiliği halinde kanunla düzenlenir. Kanun, yönetim ve denetimde ve yönetim organlarının kuruluşundan tarafsızlık ilkesini bozacak hükümler koyamaz. 
Her türlü radyo ve televizyon yayımları, tarafsızlık esaslarına göre yapılır. 

Haber ve programların seçilmesinde, işlenmesinde ve sunulmasında ve kültür ve eğitime yardımcılık görevinin yerine getirilmesinde devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, insan haklarına dayanan millî, demokratik, laik ve sosyal Cumhuriyetin, millî güvenliğin ve genel ahlâkın gereklerine uyulması, haberlerin doğruluğunun sağlanması esasları ile organların seçimi, yetki, görev ve 
sorumlulukları kanunla düzenlenir. Devlet tarafından kurulan veya devletten malî yardım alan haber ajanslarının tarafsızlığı esastır. 

Dördüncü Kısım 

ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER 

I. Devrim Kanunlarının Korunması 

MADDE 153.- Bu Anayasanın hiçbir hükmü Türk toplumunun çağdaş uygarlık seviyesine erişmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik niteliğini koruma amacını güden aşağıda gösterilen Devrim Kanunlarının, bu Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz: 

1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu; 
2. 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisa’sı hakkında Kanun; 
3. 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Şeddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; 
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru tarafından yapılacağına 
    dair medenî nikah esası ile aynı Kanunun 110’uncu maddesi hükmü: 
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü hakkında Kanun; 
6. 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkında Kanun; 
7. 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun; 
8. 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemiyeceğine Dair Kanun. 

II. Diyanet İşleri Başkanlığı 

MADDE 154.-Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir. 

1982 Anayasası 

II. Cumhuriyetin nitelikleri 

MADDE 2-Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk millîyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti dir. 

X. Kanun önünde eşitlik 

MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 
(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. 
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. 

1982 Anayasası 

IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması 

MADDE 15- Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. (Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.) Birinci fıkrada belirlenen durumlarda 
da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. 

VI. Din ve vicdan hürriyeti 

MADDE 24 - Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini âyin ve törenler serbesttir. 
Kimse, ibadete, dini âyin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. 

Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır. Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut 
dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. 

II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi 

MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. 

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. 
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. 
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. 
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. 
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir. 

Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. 

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. 

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. 
Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır. 

IX. Gençlik ve spor 

A. Gençliğin Korunması 

MADDE 58.- Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. 
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır. 

III. Siyasi partilerle ilgili hükümler 

A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma 

MADDE 68- (Değişik: 23.7.1995-4121/6 md.) Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir. 

Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. 
Siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler. 

Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez. 

Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yüksek öğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar. 

Yüksek öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasi partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının yüksek öğretim kurumlarında uyacakları esasları belirler. 

Yüksek öğretim öğrencilerinin siyasi partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir. 

Siyasi partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça malî yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir. 

2. Andiçme 

MADDE 81.- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde and içerler: 

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve 
Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.” 

I. Cumhurbaşkanı 

C. And İçmesi 

MADDE 103- Cumhurbaşkanı, Görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde Aşağıdaki şekilde Andiçer: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine 
bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” 

İ. Diyanet İşleri Başkanlığı 

MADDE 136- Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir. 

I. Inkılap kanunlarının korunması 

MADDE 174- Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz: 

1.  3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu; 
2. 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun; 
3. 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Şeddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; 
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî 
nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü; 
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun; 
6. 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun; 
7. 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun; 
8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun. Genel Değerlendirme 

Bir ferman anayasa olan 1876 Anayasasında, laik devlet anlayışı görülmediği gibi, devletin dininin İslam olduğu ilk kez bir pozitif hukuk belgesinde yer almıştır. 

Olağanüstü koşulların bir ürünü olan 1921 Anayasasında Laiklikten bahsedilemeyeceği gibi, 29 Ekim 1923 tarihindeki değişikliklerle devletin dininin İslam olduğu hükmü eklenmiştir. Burada önceliğin Bağımsızlık Savaşı’nın kazanılması olduğu unutulmamalıdır. 

1924 Anayasası ilan edildiğinde laikliğe aykırı hükümler bulunmasına karşın, 1928 yılında yapılan değişikliklerle bunlar kaldırılmıştır. 
Ancak laikliğe sadece bir kez vurgu yapılmıştır. Bu anayasa laik devlet anlayışı için köprü görevi görmüştür. 

Bir tepki anayasası olan 1961 Anayasasında laik ya da laiklik ifadesi, 7 kez ve genel olarak millî, demokratik ve sosyal devletin parçası olarak kullanılmıştır. Bu nedenle laiklik açısından güçlü bir anayasadır. 

Bir başka tepki anayasası olan 1982 Anayasasında laikliğe daha çok vurgu yapılmıştır. Başlangıç ve geçici hükümler dahil 10 kez kullanılan laiklik, genel olarak demokratik cumhuriyetin parçası olarak sunulmuştur. Ancak din ve ahlak derslerinin ilk ve orta öğretimde zorunlu olması tartışmalara yol açmaktadır. 

SONUÇ 

Türk Anayasalarında laiklik ve dinle ilgili hükümlerin yer almasının dört temel nedeni olduğu söylenebilir.

1-Devletin niteliğini açıklamak ve tanımlamak (Nitelik)
2- Yurttaşlar arasında eşitlik vurgusu yapmak (Eşitlik) 
3-Başta yasama organı olmak üzere, yürütme ve yargı organlarının yetkilerini kullanmaları sırasında yol gösterici olmak (Yol gösterici) 

Devleti korumak amacıyla getirilen sınırlamaların bir ölçüsünü belirlemek (Sınırlama) 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder