Alternatif Analiz..
Prof.Dr. Sait YILMAZ
07 Aralık 2019
Sizi Bekleyen Asıl Tehlike;
Göremediğiniz,
Bilmediğimiz,
Anlayamadığınız dır..
Giriş
Sıra gene bir (Akademik) istihbarat makalesine geldi. Bu sefer, alanla ilgili literatüre yeni bir kavram eklemek gayretindeyiz; ‘bilinmeyen bilinmeyenler’.
Bu makaleyi tetikleyen ise geçenlerde NATO’nun yeni çalışmalarını incelerken dikkatimi çeken bir şey oldu. NATO dünyayı anlayamıyor, operasyon sahasında kendini nelerin beklediğini yani harekât ortamını öngöremiyor ve bunun çaresini bulmak için yeni bir analiz yöntemini test ediyor; Alternatif Analiz (AltA). AltA, sadece karar verme sürecine daha fazla katkıyı değil, çoklu bakış
açılarını yakalayarak, operasyonel resmin daha iyi anlaşılmasını da hedefliyor. Kanımca, bu da çözüm değil çünkü sorun artık bulmacanın daha çok parçasını bir araya getirmek değil, Sorun, ‘bilinmeyen bilinmeyenleri’ yani aklımızdan geçmeyen, varlığından haberdar olmadığımız bilinmeyenleri yakalamakla ilgili. Geçmişte analiz, gerçeğin bir versiyonunu yakalamaya çalışır, bulmacanın yerine oturan parçalarından yani mevcut bilgi ve veriler ile tahminlere dayanırdı. Her zaman bilinmeyenler çoğunlukta olduğundan; siz, işe yaradığı tam belli olmayan bilgilerden bir tahmini gerçek daha doğrusu bir hikâye yazardınız. Örneğin
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin Avrupa’ya saldıracağı hikâyesi, her iki tarafın da işine yarayan, en çok sevilen analiz idi. Ama içinde yaşanan yani güvenlik sorunlarının hem genişlediği hem de derinleştiği dünyada bilinmeyenler öyle çok genişledi ki, komplo teorileri popüler oldu. Özetle analizcinin asıl sorunu; bilinmeyen bilinmeyenler yani bulmacanın hiç göremediğimiz bölümleri. Bu makalede, istihbarat analizcisi ile sohbete devam edeceğiz ama önce analiz ve analizcinin işi ile ilgili sizlere özet bir bilgi verelim.
Analiz ve Analizci..
İstihbarat analizcisinin bilgi yığını içinde doğru resmi oluşturması yaratıcılık ister.
Dört analitik kural, düşünmeye yardım eder1. İlk kural “Bütün, parçaların toplamıdır” der.
Önce parçalara ayrı ayrı bakmalı ve ilişkili olanları birbirine eklemelidir. İkinci kurala göre; ‘Davranışlar tekrar eder ve gelecekteki davranış muhtemelen geçmişe benzer olacaktır’. Bu yüzden, geçmişteki trendler ile gelecek arasında ilişki kurulmalıdır. Üçüncü kural; ‘Eylemler ve sonuçları arasında açık ve tanımlanabilir neden-sonuç ilişkisi vardır’. Analizci, ilk sonuçlara götürecek basit neden zincirleri aramalı ve bulmalıdır. Son kural ise ‘Girdi ve çıktı arasında orantılılık olduğunu’ söyler. Küçük eylem küçük sonuç veya etkilere yol açar,
büyüğü ise büyük olanlara. Bu da analizcinin önemli olanları ayırt etmesine yardım eder. En büyük zorluk birinci kuralda yaşanır çünkü makro davranışları belirlemek, bağlantı kurmak için önemlidir. Yaratıcılığın temel sırrı “farklı düşünmek” ancak bu mistik ya da artist tipi düşünmek değildir. Daha çok yeni dünya koşullarına uygun olguları dikkatlice bulup, değerlendiren, hayati ve temel bir yetenektir. Analizcinin en büyük zorluklarından birisi trendleri oluşturma zorluğudur. Çünkü çağımızın pek çok önemli alanı 10-15 senelik bir gelişme alanına yani geçmişe sahiptir. Pek çok alan ise henüz keşfedilmemiştir. İstihbarat eski alanlarda daha iyi çalışır. Analizcinin işini başarı ile yapabilmesi için; belirli analitik vasıtaları kullanmalı, rakip ve çevre hakkında anlayışı geliştirecek tanımlama, açıklama, değerlendirme ve öngörü yeteneklerine sahip olmalıdır2. Bu da profesyonellik gerektirir yani işini iyi bilmelidir.
İstihbarat, bilim gibi hipotezlerle çalışır ve doğasında yanılma payı çoktur. Hangi metodu kullanırsanız kullanın hatalardan kaçınmak zordur. Alanla ilgili bilim insanlarından Loch Johnson’a göre analiz, karmaşık bir iştir. Genellikle belirsizlik, şüphe, tartışma ve yarım cevaplar ile yürütülen bir sürecin sonunda eksik bilgiler ve sıcak tartışmalar ile şekillenir 3.
Analizci genellikle aşağıdaki 12 mantık hatasından bir ya da bir kaçını yapabilir;
- Rakibin kendisi gibi düşündüğünü sanmak,
- (Bilmediği şeyler hakkında) yanlış veya hatalı varsayımlar,
- Daha uzman gözüken kişinin doğru düşündüğünü farz etmek,
- Hatalı etki-sonuç ilişkisi kurmak,
- Gerçekler ve kanıtlardan ziyade önyargılara, duygulara ve özel çıkarlara göre değerlendirmek (ad hominem),
- Faraziye ile sonucu aynı düşünme hatası,
- Aşırı basitleştirme ile ciddi sonuçları kavrayamama,
- Küçük kanıtlarla genelleştirme yapma,
- Bir olayın takip eden diğer olayın nedeni olduğunu düşünmek,
- Pek çok seçenek olma ihtimali varken bunları bir ya da ikiye indirerek diğerlerini dikkate almamak,
- Bir konudan çıkarılan sonucu, belirli bir benzerlikten dolayı diğer bir konuya da uygulamak,
- Önceki faraziyelerini bir kenara bırakıp düşüncelerinde ani değişiklikler yapmak.
İstihbarat analizcisinin mahareti birçok veri arasından doğru noktaları birleştirmek, anlamlı hale getirmek yani istihbaratı üretmektir. Bunun için tümden gelen, tümevarım, dışa çekim’in dâhil olduğu bilimsel bir metot içinde hipotezlerini test edecektir. Analizci, gelen bilgi yığını içinden gerçekleri, hipotezleri ve teorisini çıkarabilmesi için sosyal bilimler metodolojilerine aşina olmalıdır. Ayrıca, ulusal güvenlik için önemli olan uluslararası davranış ve eğilimleri sezecek, belirli zaman diliminde artan veya eksilen değişimleri
tanımlayacak bir kabiliyette olmalıdır 4. Analizci, genellikle üç aşamada işini yapmaya çalışır; mümkün olduğu kadar okumak, problemle ilgili cevap bulmaya çalışmak ve mümkün olduğu kadar düzenli bir şekilde yazıya dökmek 5.
İstihbarat analizi her zaman gelişmiş ve yapılandırılmış metotlar ile yapılmamaktadır.
Kullanılan klasik analiz teknikleri arasında istihbarat kültürlerine göre değişkendir. Örneğin Çin istihbaratı; Mikro Ölçekleri Karşılaştırma Tekniği, Veri Daraltma Yöntemi, Ajan
Çarpıştırması Yöntemi gibi teknikler kullanır6. Batılı servisler ise daha çok; Matris Bağlantı
(Link) Analizi, Hipotezlerin Karşılaştırmalı Analizi, T Matrisi Analizi, Olasılık Ağacı, Fayda Ağacı ve Matrisi, Bilinenler-Bilinmeyenler-Varsayımlar, Akıl Yürütme Zinciri, “Sebebe Ait Akış Diyagramı gibi pek çok teknik kullanır7. Şekil 1’de bazı örnekler görülmektedir.
Şekil 1: Geleneksel Analiz Teknikleri
Analizcinin mahareti; doğru noktalar arasında bağlantı kurmak, önemli bilgi/veriyi ayırt edebilmek, daha da önemlisi bilinmeyenleri tespit etmek ve bilinmeyen bilinmeyenleri öngörebilmektir. Bu ise anlama seviyesi ile ilgilidir. Anlama, sadece çok okumak değil tecrübe yolu ile de kişinin bilgi ve yetenek kazanmasıdır. Böylece, doğruluğu kanıtlanmış bilgi kapasitesi ile harekete geçme imkânı verir, dünyaya nasıl bakacağımızı söyler. İstihbarat, harekete geçmek için işlenmiş bilgi üretir. Bilgi, statik bir sürece sahip iken anlayış dinamik bir sürece sahiptir. Elde edilen bilgiler en sonunda bize avantaj sağlayacak ‘anlama’ya dönüşür ve anlamayı kullanarak düşünür, plan yapar, hızlı karar verir ve rakiplerimizden daha iyi oluruz. Anlayış ve istihbarat arasında güçlü bir ilişki vardır. Anlayışın veri ve bilgiden temel farkı idrak yeteneği olan birinin aklında oluşmasıdır. Anlama ise problemi çözmek için öngörü ve kanı kazandırır. Anlayış, karar vermemize ve durum içinde reaksiyon göstermemize yardım eder. Bilgi piramidinin en üstünde olan üst akıl (bilgelik) ise istihbaratın ihtiyaç duyduğu yaratıcılığa yardımcı olabilir8. Bunun için de anlama seviyesinin
yüksek olması kadar geniş bir alana yayılması gerekir. Bu anlamanın yaratılması çok disiplinli çalışmaları yani istihbaratçıların akademisyenler ve teknoloji uzmanları ile çalışmasını zorunlu kılmıştır. Amerikan istihbaratının son yıllarda kullandığı “işbirlikçi istihbarat” ve “sözsüz anlama” gibi kavramlar 9, anlama için dünya genelinde farklı kültürlerden beyinlerden istifade etmeyi öngörmektedir.
Alternatif Analiz.. AltA
NATO’ya göre; günümüzün dünyasının süratle değişen ve geçmişte benzeri olmayan siyasi, stratejik ve operasyonel ortamında; kurumlar daha iyi uygulanacak planlar, politikalar ve prosedürler geliştirmek zorundadır. Karar vericilerin bu ortam içinde geniş bir görüş açısı sağlaması ve bağımsız eleştirel düşünce ile yaklaşması gereklidir. Alternatif Analiz (AltA), karar vericiler için bağımsız eleştirel düşünme ve alternatif perspektifler sağlayan ve bu
yönde geniş bir uygulama alanı olan kabiliyet olarak düşünülmüştür. NATO tarafından geliştirilen bu kabiliyet, karar verme süreçlerine entegre edilerek farklı bir yöntemle anlama kabiliyeti sağlayacaktır. Genel olarak AltA’nın, yaratıcı çözümler ile riskleri azaltacağı ve fırsatları artıracağı beklenmektedir. AltA; daha doğru karar vermek için tasarlanmış bağımsız, eleştirel düşünce ve alternatif perspektif uygulanmasıdır. Buradaki “bağımsız” kelimesi düşünmemize etki eden diğerlerinin etkisi ve kontrolünden uzak olmak anlamındadır. Eleştirel düşünce ise bilginin konseptleştirilmesi, işlenmesi, analizi, sentezi ve değerlendirilmesin de entelektüel olarak disipline edilmiş süreçtir. Alternatif perspektif ise duruma, probleme veya gerçeğe farklı bir zihniyet, kültürel çerçeve veya değer ve inanç
yapısı ile bakma sonucu ortaya çıkacaktır.
Tablo 1: AltA Teknikleri ve Uygulanması
AltA daha iyi kararlar vermek için problemlere farklı bir yolla bakma kabiliyeti olarak hazırlandı. Amacı, yenilikçiliği ve yaratıcılığı geliştirmek, diğer yandan anlamayı genişletmektir. AltA tekniklerinin amacı ön yargılarla mücadele etmektir. Çünkü analizci değerlendirme yaparken önceki bilgileri ve inançlarının etkisinde bilinçli ya da bilinçsiz şekilde pek çok ön yargı çerçevesinde ilerler10. AltA, mevcut süreçleri zenginleştiren analiz tekniklerinden oluşur. Ancak bu teknikler içlerinde sanayi, istihbarat ve akademik dünyadan en iyi pratiklere hâkim kişilerin oluşturduğu gruplar tarafından test edilir. NATO için yararlı
olacağı düşülen seçilmiş AltA teknikleri şu şekilde sınıflandırılmaktadır (Tablo 1);
- Yapısal teknikler (gerçekleri, problemleri ve fikirleri tanımlamak ve organize etmek için); düşünce haritası, konsept haritası ve kıymetli resimler.
- Yaratıcı teknikler (yeni düşünce ve tahayyülleri geliştirmek amacıyla); beyin fırtınası, karşı beyin fırtınası, yazılı beyin fırtınası, yıldızyağmuru, altı şapkalı düşünme ve yaratıcı kombinasyonlar.
- Teşhis teknikleri (problem teşhisi veya alternatif perspektiflerin test edilmesi için); SWOT, PMI (artılar, eksiler, ilginç noktalar), beş niçin, temel varsayımlar, bilginin kalitesinin kontrolü, dışarıdan düşünme, vekil rakip/rol oyunu, alternatif gelecekler.
- Meydan okuma teknikleri (zıt veya rakip düşüncelerin test edilmesi amacıyla); Şeytanın Avukatlığı, A Timi/B Timi Analizi, pre-mortem (ölüm öncesi) analizi, ya olursa analizi.
AltA uygulamasının hazırlık döneminde önce analizin amacı, beklenen ürün çeşidi, katılımcılar, muhtemel sorun sahaları ve uygulanacak sürece karar verilir. Daha sonra analizin yapılacağı oda hazırlanır, gündem belirlenir, kurallar ortaya konur. Alternatif analizi için daha hazırlık döneminde tartışmaların nasıl yönlendirileceği, ürünün nasıl ortaya çıkarılacağının belirlenmesi önemlidir. Analizci grubun bir araya gelmesi ile uygulama başlar; sorular sorulur, notlar (genellikle tahtaya yazarak) alınır, grubun enerjisini kaybetmemesine dikkat
edilir. Her tekniğin uygulaması ve yönetimi farklıdır. Öte yandan katılımcıların farklı görüş ve kişiliklerinin idaresi önemlidir. Sonunda ortak görüşe oy birliği ya da bir gündem belirlenerek ulaşılır. Tam bir sonuçtan ziyade yüzde 80 civarında soruların cevaplanmış olması yeterli görülebilir. Nihai sonuç, başlangıçta tespit ettiğiniz soruların cevaplarını tartışırken farklı bakış açılarına sahip katılımcıların üzerinde anlaştığı konular veya yeni bir çalışma programı şeklinde ortaya çıkabilir. Ortaya çıkan ürün, bir eylem listesidir ve her eylem zamanlaması ile uygulama programının bir parçası olur. Analiz yöneticisi, nihayetinde her şeyin gözden geçirildiğine ve her konuda ne yapılacağına karar verildiğine emin olmalıdır.
Analiz için grup kurmak kolay iş değildir. AltA yöneticisi, beklenen çıktıya ve
tartışma için ayrılan sürelere odaklanmalıdır. Her zaman istenen sonuçlara ulaşılamayabilir ama sorunlu pek çok konunun tartışılması sağlanmış olur. Katılımcıların nitelikleri kadar onlara sunduğunuz bilgiler hatta çok küçük bir bilgi kırıntısı dahi sonuca etki edebilir. Bu kişilere rehberlik etmek, tartışmaları yönlendirirken bağımsız düşünmeyi teşvik etmek kadar nelerin sonuca etki edecek değerde olduğunu da belirlemek önemlidir. Bu yüzden, başkalarına
söz vermeden önce her katılımcıdan istenen katkıyı almaya dikkat edilmelidir. Tartışma uzadıkça grubun enerjisi düşebileceğinden analiz programını doğal bir ritim içinde sürüklemek ve sonucu alacak şekilde programı düzenlemek gereklidir. Toplantı dâhilinde sürekli olarak süreç ve kapsam dengelenmeli, tarafsız bir tartışma ortamı sağlanmalı, bunu bozan davranışlar önlenmelidir.
Bu ise sabırlı olmayı, ön yargılı olmamayı ve olumlu olmayı zorunlu kılar. Analiz programının her toplantısından elde edilen iyi sonuçları tespit ederken, işe yaramayanların diğer oturumları etkilemesinin önüne geçilmelidir.
Bilinmeyen bilinmeyenler..
İstihbarat analizinde ilk adım hangi bilginin analiz edileceğine karar vermektir11. Dört çeşit bilgi söz konusudur; açık, gizli, sahte ve henüz sır olan bilgiler. Bütün bunlar bulmacanın birer parçasını oluşturur ama istihbarat bulmacaları, kareli bulmacalar gibi doğru cevabı bulduğumuzdan emin olduğumuz bir form değildir. Analiz; açık bilgilerin toplanması, gizli bilgilerin ortaya çıkarılması ve sahte veya yanlış bilgilerin tanımlanması ve ayıklanması
ile istihbarat kullanıcılarına istenen bilginin sağlandığı, diğer yandan hala cevaplanması gereken veya çözülememiş bilgilerin tespit edilerek resmi yetkililerin uyarıldığı bir süreçtir. Bir analizci normal olarak analizci üç tür kavram üzerine yoğunlaşır12;
- Bilinebilir ve bilinenler (gerçekler),
- Bilinebilir ve bilinmeyenler (gizli, sırlar),
- Bilinemeyenler (gizem, kehanet).
Bu makale ile listeye yeni bir madde ekliyoruz;
- Bilinmeyen bilinmeyenler (hiç akla gelmeyenler).
Soğuk Savaş döneminde bilgilerin az olduğu bir dünya vardı ve istihbaratçının işi gizlileri bulmaktı. Bugün teknolojilerin getirdiği bilgi çokluğu sadece gizli olanı bulmayı değil, bütün kaynakları kullanarak dünyayı çok iyi anlamayı gerektiriyor13. Yakın gelecekte Ortadoğu ya da Afganistan’da neler olacağı bugünün trendleri ortaya koyamayacağız “bilinemeyenler” kategorisine girer. Bizim bahsettiğimiz ise yeni bir kavram kategorisidir; “bilinmeyen bilinmeyenler (BB)”.
Bilinmeyen bilmeyenler, henüz ne olduğundan beri haberimizin olmadığı, daha önce hiç görmediklerimiz, bilmediklerimizdir. Örneğin 1950’lerde uzaya gitmeden önce insanoğlunu orada neyin beklediği BB idi. Nitekim BB kavramını ilk defa dile getiren uzay bilimcileri oldular. Çünkü uzay çalışmaları için geçmişte olduğu gibi bugün de hala pek çok BB vardır. Yani ancak uzayın derinliklerine gittiğimizde farkına varmaya başlayacağımız yeni ortam ve tehditler. Başımıza geldiğinde “O neydi?” diyeceğimiz, şimdiden tedbir getiremeyeceğimiz bilinmeyen bilinmeyenler. BB’ler kehanet ya da gizem değil, ne olduğu ve
nasıl ortaya çıkacağı henüz bilinmeyen bilinmedik durumlar ve tehditlerdir.
İstihbarat analizcisine dönersek aşağıdaki örnekler öncesinde hep birer BB idi;
- M.S.374’de Hunların Avrupa’ya başlattığı saldırılar,
- 1492’de Amerika kıtasının bulunması ve 16. Yüzyıla kadar dünyanın düz olduğunun sanılması,
- 19. Yüzyılda elektriğin icadı ve sosyal hayatı değiştirmesi,
- Petrolün bulunması ile motorlu taşıt yapımının mümkün olması,
- II. Dünya Savaşı döneminde nükleer silahların geliştirilmesi,
- 1989’da internet ve klonlamanın ortaya çıkışı,
- 2003’te Amerikan askerlerini “Irak El Kaidesi”nin beklediği,
- 2014’de Suriye ve Irak’ta IŞİD’in ortaya çıkışı.
Sizi bekleyen asıl tehlike; göremediğiniz, bilmediğiniz, anlayamadığınızdır. İşte bu, bilinmeyen bilinmeyendir. Örneğin Ortadoğu’da IŞİD’in yerini neyin alacağı, yeni aktörlerin kimler olacağı, İran parçalanırsa yerine kimlerin dolacağı da birer BB’dir. Gelecekte petrol yerine geçecek yeni bir enerji kaynağının bulunması, yeni bir dünya bulunması, toptan bir yok olmaya neden olacak bir salgın hastalık ya da felaketin yaşanması da birer BB’dir.
İşte bütün bu örnekler; sadece ulusal istihbarat servislerini değil, başta NATO gibi güvenlik örgütleri olmak üzere uluslararası teşkilatları da BB’ler konusunda özel çalışmalar yapmaya zorluyor. NATO, Afganistan’da olduğu gibi göremediği, anlayamadığı, bilmediği bir düşmanla savaşarak kazanma şansı olmadığını biliyor. NATO, dünyayı AltA ile anlamaya çalışıyor ama bu BB’leri yakalamak için çözüm değil.
İstihbarat servisleri son yıllarda veri analizindeki gelişmeler ile anlama seviyesini artırmaya çalışıyor. Ancak, veri tabanında o kadar fazla veri var ki, herhangi bir analizcinin hepsini değerlendirmesi imkânsızdır. Bunu denese bile çok bilgi olduğu için verinin içinde ne olduğunu gösterecek tutarlı bir resim ortaya çıkarmaları fazlasıyla zor. Öte yandan uygulanan veri madenciliği teknolojileri bazı sorunlarla doludur. İstihbarat analizcisi kendisini sonuca
götürecek bir yol arar ama veri madenciliği ona genellikle bir kara kutu bırakır14. Makinenin sağladıkları ilişki ağları, istatistik model gibi bilgiler izlenmeyi sağlayan bir sonuç vermez.
Güçlü bir istatistiksel model ortaya çıkması için veri madenciliği programının büyük bir bilgi bankasına ihtiyacı vardır. Çünkü istihbaratı üretmek için sonucun arkasındaki kaynak ve gerekçe önemlidir. Teknolojinin ürettiği veri madenciliği size sadece bir hesap izlemesi verir belki bu teknoloji zamanla (örneğin yapay zekâ uygulamaları ile) daha yararlı bir hale getirilebilir.
İstihbarat analizcisi için diğer bir sorun alanı dezenformasyondur. Analizci, hatalı değerlendirmeye yol açabilecek sahte bilginin tespitini yapabilmelidir. Her gün uluslararası işlerle meşgul biri bir problemi çözecekse elinde belirli miktarda gerçek veri olmalıdır. Böylece bilgi toplayarak yığın yapmaktansa ihtiyaç duyduğumuz gerçekler için bir süzgeç bulmuş oluruz15. Veriler oradadır ve bir düzen içine girmesi için algılanmalı ve anlamlı bir şekilde açıklanmalıdır16. Büyük bir bilgi yığını içinde bağlantılar ve uyumluluklar görmek, büyük bir saman yığını içinde iğne aramak zorundasınızdır ve bunun için hazır bir mekanizma da yoktur. Hele küresel terör ortamında samanlar birden iğneye dönüşüyorsa durum çok çetrefillidir. Aynı problemler bulmaca çözme veya mozaik yöntemlerini de kullanırken de geçerlidir. Örneğin ortada 33 bin tane veri/kanıt olduğu halde, Amerikan istihbaratı 11 Eylül saldırılarının olacağı BB’sini göremedi.
Sonuç..
İstihbarat analizcilerinin işi hep elde edilen bilgi, haber, data, olgu vb. verileri
toplayıp, sınıflandırıp, işleyip, analiz edip, anlamlı sonuçlara ulaşmak oldu. Analizcinin işi dev bir bulmacayı çözmek, sonunda bütün ilgili gerçeklerin içinde açıklanabileceği bir resim anlatmaktır17 ama çağımızın asıl meselesi BB’leri bulmaktır. Analizci resme baktığı zaman sadece bir manzara görür ama anlama kabiliyeti yüksek olan analizci resimde saklı olan asıl tehlikeyi yani kaplanı fark eder. İşte bu BB’dir. Analizi derinleştirmek için diğer bir yöntem analiz türünü değiştirmek; veri (kanıt) bağımlı analiz yerine kavram (hipotez) bağımlı)
analizleri tercih etmek olabilir. Nitekim bazı istihbarat teşkilleri artık kaynağa dayalı çalışmaktan vazgeçiyor.
CIA’nın denemeye başladığı çözüm ise kaynak ve analizciyi bir araya getirmek oldu.
Bunu önce terörle savaşta denediler şimdi diğer alanlara da yayıyorlar.
Diğer yandan yenilenmiş bir analiz süreci ile analizciler ve kullanıcıları arasındaki iletişimin daha etkili hale getirilmesine çalışılıyor. Bütün bunlar, daha çok operasyonel amaçlı yani ‘istihbarata dayalı operasyon’ mottosunun gerekleri olarak düşünülüyor yani BB’yi bulmaktan daha da uzaklaşılıyor. Bu yüzden, mikro konulara odaklanıyor; dünyayı anlayamıyor, göremedikleri, anlayamadık ları bir ortamda çalışıyorlar. Anlamak için yanlış yöntemler
seçiyorlar; samanlıkta kaybolan iğneyi, dışarıda arıyorlar. BB’yi bulmak ayrı bir uzmanlık işi olmalı, daha basit teknikler kullanılmalıdır. Zaten zorluk, basit olanı bulmaktır. Bunun için de düşüncelerimiz var.
Merak etmeye devam edin.
DİPNOTLAR;
1 Josh Kerbel, The U.S. Intelligence Community's Creativity Challenge, Defense Intelligence Agency, (October 13, 2014).
2 Stephen Marrin, Improving Intelligence Analysis, Bridging the Gap Between Scholarship and Practice, Routledge, (New York, 2011). ibid, (2011), 1.
3 Loch K. Johnson, Analysis for a New Age, Intelligence and National Security 11, No.4 (October 1996), 661.
4 Mark V. Kauppi, Counterterrorism Analysis 101, Defence Intelligence Journal, Vol.11, No.1, (Winter 2002), 47.
5 David Brooks, The Elephantiasis of Reason, The Atlantic Monthly 29, No.1 (Jan-Feb 2003), 34-35.
6 Çin istihbaratı için bakınız; Sait Yılmaz, Çin İstihbaratı, Sait Yılmaz (Edt.), İstihbarat Dünyası, Kripto Yayınları, (Ankara, 2014),
7 Bakınız; Sait Yılmaz, Temel İstihbarat Toplama-Analiz-Operasyonlar, Kripto Yayınları, (Ankara, 2018), Ek-II.
8 Russell L. Ackoff, From Data to Wisdom, Journal of Applied Systems Analysis, Volume 16, 1989, 3-9.
9 Bakınız; Sait Yılmaz, İşbirlikçi İstihbarat ve Küresel Kaplama, academia.eu.tr, (19 Mayıs 2018).
10 NATO Alternative Analysis Handbook, Second Edition – December 2017.
11 Yılmaz, a.g.e., (2018), 179
12 Jack Davis, Tensions in Analyst-Policymaker Relations: Opinions, Facts, and Evidence, Kent Center Occasional Papers, Volume 2, Number 2, (January 2003).
13 Gregory Treverton, Reshaping National Intelligence for an Age of Information, RAND Corporation, (California, 2003), 13.
14 Laura K. Bate, Can American Intelligence Leverage the Data-Mining Revolution? National Interest, (May 21, 2014).
15 Roger Hillsman Jr., Intelligence and Policy-Making in Foreign Affairs, World Politics, No.3, (April 1953), 13.
16 Jeffrey R.Cooper, Curing Analytic Pathologies: Pathways to Improved Intelligence Analysis, Center for the Study of Intelligence Monograp,. CIA, (December 2005), 26.
17 Hillsman Jr., ibid, (April 1953), 3.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder