27 Aralık 2019 Cuma

MONTRÖ ÖNEMSİZ DEMEK KENDİ AYAĞIMIZA SIKMAKTIR

MONTRÖ ÖNEMSİZ DEMEK KENDİ AYAĞIMIZA SIKMAKTIR


Oraj POYRAZ 
0raj.p0yraz@neomailbox.net
25 ARALIK 2019 

Montrö Sözleşmesini kaldırmak üzere masaya oturduğunuzda, masadan Boğazları kaybederek çıkma ihtimaliniz çok yüksektir.
Çünkü Türkiye ne süper güçtür, ne de bölgesel güçtür. Oturun bir kuvvet kıyaslaması yapın.

Batılıların bu işe ne kadar asıldıklarını bir hesaplayın. Lozan'da görüşmeler pek çok kez koptuğu halde, ucunda yeniden savaşmak
ihtimali olduğu halde direnmişler.
Ve bu konu ancak 2. Dünya Savaşının ikliminde çözüme kavuşturulabilmiştir.

Montrönün alternatifi Boğazlarda tam hakimiyet değildir, tam tersi yeniden Boğazlar Rejiminin ihya edilmesine sebep olabilirsiniz.

Evet, aradan yıllar geçti, Türkiye elbette eski Türkiye değil. Ama bilin ki, dünya da eski dünya değil.
Biz kaç adım ileri gittiysek, düşmanlarımız bizden misli misli fazla adım attılar.
Biz kaç km, otoyol yaptıysak onlar yine aynı şekilde misli misli fazla otoyol yaptılar.
Biz ülkemizin refahını artırmak için neler başardıysak, batılı rakiplerimiz bizden misli misli fazlasını yaptılar.

Bakmayın, batılı halklarda savaşma azmi yok.
Onlar bu günlerde daha çok sevişmekten yana.
Ama belli de olmaz, batıda yükselen ırkçı dalganın toplumlarına nasıl bir moral ve motivasyon verebileceğini bilmek imkansız.

Bu günlerde pek çok meydan okumada geri adım atmış olmalarını bizim suistimal edebileceğimiz bir zaaf olarak düşünmek hata olur.

Sürekli olarak güç kullanan bir Türkiye elbette bir gün kendisine dur demek üzere irade koyan bir koalisyon, ya da ittifak ile karşılaşır.
Şımarmanın dış politikada yeri olmaz.

Oraj POYRAZ
0raj.p0yraz@neomailbox.net 
oraj.poyraz@openmail.cc 

----

MONTRÖ ÖNEMSİZ DEMEK KENDİ AYAĞIMIZA SIKMAKTIR 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Montrö’de bize tanınan bir hak yok ifadesini emekli Büyükelçi Uluç Özülker ve Onur Öymen’e sorduk. Özülker ve Öymen Montrö’nün Türkiye için en önemli ve en başarılı anlaşmalardan biri olduğunu belirterek Montrö’nün mutlak suretle korunması gerektiğini vurguladılar.

20.12.2019 09:28

Cumhurbaşkanı Tayyip  Erdoğan Kanal İstanbul Projesi’ni anlatırken 20 Temmuz 1936’da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili Montrö’de bize tanınan bir hak yok. İstedikleri gibi gelip geçiyorlar. Düşünün sizin boğazınızı kullanıyorlar ama hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Ama Kanal İstanbul’da böyle değil dedi. Erdoğan’nın Montrö açıklamasını emekli büyükelçiler Uluç Özülker ve Onur Öymen’e sorduk.

MONTRÖ İLE TESCİLLEDİK

Özülker Türkiye’nin iki kurucu anlaşmasından birinin Montrö olduğuna dikkat çekti: Türkiye’nin iki tane kurucu anlaşması vardır. Bunlardan biri Lozan Antlaşması diğeri Montrö Boğazlar Sözleşmesidir. Lozan’da boğazlar bölümü bütün çevresiyle birlikte uluslararası bir komisyonun emrine verilmişti. Yani buralar Türkiye’nin toprağıydı ama Türkiye’nin emrinde değildi.  Boğazlar Montrö’den sonra doğrudan doğruya Türkiye’nin emri altına sokuldu ve onun bir parçası olduğu tescil edildi. 

HİÇ BİR DEVLET MONTRÖ’ YE DOKUNMADI

   Montrö 16 Devletin imzasıyla yapıldı. Bu 16 ülkenin  bazısı şimdi yok. Yine aynı şekilde bu ülkelerin bazıları savaş galibi bazıları savaşların malubu durumunda bazılarıysa savaşa dahil bile değil ve Karadeniz’e kıyısı yok. Burada 16 ülkenin  İmzaladığı anlaşma tüm dünyayı bağlayacak bir anlaşma haline getirilmiştir. Montrö  20 yıllık olarak hazırlandı. 1956’da anlaşmanın süresi bitti. Önceden yazılı olarak müracaat edilmesi halinde revizyona tabi tutulabilir. Fakat bu yapılmamıştır. Çünkü herhangi bir şekilde buna dokunulursa altından büyük bir çapanoğlu çıkar. Ne imzacılar ne de imzası olmayan ülkeler Montrö’ye dokunmadı. 

ABD KARADENİZ  DE GÜÇ OLMAYA ÇALIŞIYOR.,

Özülker Montrö’nün esası itibariyle Karadeniz ülkelerinin lehine olduğunu belirtti. Karadeniz ülkeleri savaş gemilerini istedikleri gibi boğazlardan aşağı indirebilirler. Buna karşı Karadeniz’e giren savaş gemileri sınırlandırmalara tabidir diyen Özülker şu ifadeleri kullandı: Siz Kanal İstanbul gibi bir proje yapıp Karadeniz ülkelerinin haklarından vazgeçmesini bekleyemezsiniz.

Akdeniz’de yapılan tüm tatbikatları Karadeniz ile birlikte düşünmelisiniz.  NATO Dışişleri Bakanları toplantısında alınan kararlarda Karadeniz’e farklı bir şekilde bakılmasının önü açıldı. Alınan kararlarda Karadeniz’in güneyine -burası netice itibariyele Türkiye oluyor- elektronik harp sistemlerinin konuşlandırılması vardır. Başka bir deyişle ABD burada Rusya konusunu gündeme getirerek Karadeniz’de de bir güç haline gelmenin peşindedir. Türkiye burada Montrö’yü konuşarak  ABD’nin düşüncelerine hizmet etme konumuna gelmiş oluyoruz. 

ANLAŞMA BİTERSE SİZDE BİTERSİNİZ.,

İsmet İnönü’nün  Boğazlara çok dikkat edin orada Türkiye’nin her türlü hakkı hukuku vardır. Bunun kaybedilmemesi için her türlü
mücadeleyi verdik. Bundan sonra da teyakkuz halinde olmak gerekir sözünü hatırlatan Özülker,  Bugüne kadar verilen
mücadelelerle boğazları kendi toprağımız olarak idame ettirdik. Montrö Sözleşmesi Atatürk’ün emriyle 1933 yılında ortaya atılan bir Türk talebinin sonucudur. O zamanlarda Hitler güçlendi Stalin daha tehlikeli hale geldi. Bütün bu koşullar altında Atatürk  Bu topraklar uluslararası statüden çıkarılıp Türk toprağı haline getirilmelidir’ dedi. Bunun gereği yapılsın diye Milletler Cemiyeti’ne gidildi. Tüm anlaşma devletleri ile görüşüldü. Çok büyük mücadele ler verildi. Savaş arifesinde de olunduğu için ülkeler bize daha müzahir
davranmak zorunda kalmışlardır. Bugün aynı sonucu almak çok zordur. Şunu da aklımızdan çıkarmamak gerekir ki; ABD  Montrö’de imzacı değildir ama zımmen en büyük baskı ondan gelmektedir. Kimseye boğazlardan serbest geçiş bitmiştir. Bundan sonra para vererek geçeceksiniz’  diyemezsiniz. 

Bu anlaşma ihlali olur. Anlaşma biterse siz de bitersiniz. 

MONTRÖ ÖNEMSİZ DEMEK KENDİ AYAĞIMIZA SIKMAKTIR..,

Emekli Büyükelçi Onur Öymen Montrö ile ilgili yapılan açıklamaların doğru dürüst incelenmeden uzmanlarla konuşmadan yapıldığını belirterek  Açın Lozan’ın Boğazlar Sözleşmesini ve Montrö Boğazlar Sözleşmesini yan yana koyun ne
kazandığımızı görürsünüz. dedi.

Öymen şöyle devam etti: 

Lozan’dan önce boğazlar işgal kuvvetlerinin elinde. Lozan’da bir çok şey kurtardık ama boğazlar bir komisyona teslim ediliyor. Montrö ile bu komisyon kaldırıldı Boğazlar tekrar askeri statüye açık hale geldi. Bunlar başlı başına güvenlik alanında mükemmel şeyler. Halka farklı bir düşünce yansıtılmak istenirse söylenebilir bunlar. Lozan içinde buna benzer ifadeler kullanıldı. 
Şimdi de Montrö’yü beğenmiyorlar. Montrö’süz bir yönetimin daha iyi olacağını düşünüyorlar. Halbuki bu dehşet verici bir senaryodur. 
Yeni bir anlaşmaya kadar Montrö geçerlidir. İkinci olarak Montrö dönemindeki uluslararası koşullar olmadığı için Türkiye’nin isteklerini kabul ettirme ihtimali sıfıra yakın. Montrö’nün öneminin olmadığını söylemek kendi ayağımıza ateş etmek gibi bir şey. 1936’dan beri titizlikle korumaya çalıştığımız bir anlaşma bu. 


MONTRÖ NÜN  ORTADAN KALKMASI ABD YE YARAR

Montrö’nün ortadan kalması durumunda ortaya çıkaccak tabloya bir bakın. Bu en çok ABD ’ye yarar. Çünkü kayıtsız bir şekilde
giremedikleri tek deniz Karadeniz. Kanal İstanbul devreye girer girmez bu tartışma çıkacaktır. Montrö boğazlar için hazırlanmış bir anlaşma.
Karadeniz’e giren bir gemi Kanal’ı kullandığı zaman kendini Montrö’ye bağlı sayacak mı? Saymayacak. Savaş gemilerinin durumu ne olacak? Kaza
durumunda ne olacak? Savaş durumunda ne olacak? Siyasetçilerin bunu hiç gündeme bile getirmemesi ve yabancıların oyununu bozması gerekir. 


https://www.turkishnews.com/tr/content/2019/12/25/montro-onemsiz-demek-kendi-ayagimiza-sikmaktir/

**

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder