TÜRKİYE’NİN BALKANLAR POLİTİKASI 2009, BÖLÜM 4
Türkiye-Bosna-Hersek Federasyonu İlişkileri.,
Yugoslavya’nın parçalanma sürecine girdiği 1990 yılından itibaren Boşnak halkının yanında olan ve Bosna-Hersek’in ülkesel bütünlüğünün korunmasını savunan Türkiye, 1995 Dayton Anlaşması ile kurulan siyasal dengenin sarsılmadan daha işlevsel demokratik bir temelde yeniden yapılanmayı öngören reform çabalarını desteklemiştir.
Davutoğlu, 2009 yılında Sırbistan ve Bosna-Hersek arasındaki sorunların çözülmesine özel bir önem vermiş; iki ülke liderlerini farklı zeminlerde bir araya getirerek sadece Türkiye ile Balkan ülkeleri arasında değil, aynı zamanda diğer bölge ülkelerinin de sürekli siyasal diyalog yoluyla sorunlarını çözmelerine katkı sağlamaya çaba göstermiştir.
2009’da Türkiye’den Bosna-Hersek’e ilk ziyaret 14-16 Ocak 2009 tarihlerinde Dışişleri Bakanı Babacan tarafından gerçekleştirilmiştir.148 Babacan, Dışişleri Bakanı Sven Alkalaj ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında iki ülkenin arasındaki yakın ilişkilerin ekonomi ve ticaret alanlarına yansımasının önemini vurgulamış, Bosna Hersek’in toprak bütünlüğünün ve siyasal egemenliğinin korunmasına büyük önem verdiklerini ifade etmiştir.149
Babacan’ın ziyaretinden uzunca bir süre sonra Bakan Alkalaj, İstanbul’da düzenlenen 12. Avrasya Ekonomi Zirvesine katılmıştır.
Alkalaj zirvede yaptığı konuşmada, ülkesindeki mevcut elektrik santrallerini modernize ettiklerini ve bunlara yenilerinin de eklenmesiyle enerji potansiyellerini 3 katına çıkarabileceklerini belirtmiştir. Avrupa ailesi olarak doğalgazı kullanacaklarını, yeni kaynaklarla işbirliğini sürdüreceklerini ve komşu ülkelerle açıklık ilkesi çerçevesinde bir araya geleceklerini açıklamıştır.150
Türkiye, Dayton Anlaşmasının imzalanmasından sonra Bosna-Hersek’in askeri hazırlık kapasitesinin arttırılmasında önemli bir rol üstlenmiş, ancak geçen süre zarfında üst düzeyde askeri temasların yoğunlukla gerçekleştirilmesi söz konusu olmamıştı. 2009 yılı bu açıdan farklı oldu. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, 10-12 Haziran tarihlerinde Bosna Hersek’e resmi bir ziyarette bulunmuştur.151 Bosna-
Hersek Savunma Bakanı Selmo Cikotic, 20 Temmuz 2009 tarihinde iade ziyarette bulunmuş ve iki ülke ikili askeri ilişkileri başta olmak üzere bölgesel güvenlik konuları değerlendirilmiştir.152
TİKA, birçok Balkan ülkesinde çok önemli projeler yürütmektedir, ancak faaliyetlerinin en çok yoğunlaştığı ülkelerden birisi de Bosna-Hersek’dir. Türkiye, TİKA tarafından tamamlanan bu projelerden birisinin açılışına bakanlık düzeyinde katılarak yürütülen bu projelere verdiği önemi göstermiştir. Devlet Bakanı Faruk Çelik, beraberindeki bir heyetle birlikte 16 Haziran 2009 tarihinde Sultan IV. Mehmet’in saltanatı sırasında 1682 tarihinde inşa edilmiş olan, ancak II. Dünya Savaşı sırasında Alman piyadelerinin geri çekilmesi esnasında yapılan bombardıman sonucu kemerleri yıkılan Saraybosna-Mostar Devlet yolunun 52. km’sindeki tarihi Konjic Köprüsünün 2005 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlanması üzerine köprünün açılışına katılmıştır.153
Çelik, Konjic köprüsünün restorasyonu nedeniyle Bosna-Hersek’e geldiklerini
ve ecdat mirasına sahip çıkmak için TİKA olarak yoğun bir çalışma yürüttüklerini, TİKA, “medeniyetimizin ve kültürel değerlerimizin ayağa kaldırılması yönünde Balkanlarda, Ortadoğu’da ve dünyanın birçok yerinde kültürel değerlerimizin, mirasımızın ayağa kaldırılması, restore edilmesi ve hizmete sunulmasına yönelik çalışmalar” yaptığını belirterek TİKA’nın önemli başarılara imza attığını vurgulamıştır.154
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ilk mezunlarını veren Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nin 26 Haziran 2009 tarihinde düzenlenen mezuniyet törenine katılarak bir öğrenci yurdunun açılışını gerçekleştirmiştir. Eroğlu burada yaptığı açıklamada Boşnakların geçmişte çok büyük zulüm gördüklerini, genç insanların hayatlarını kaybettiğini ifade etmiştir.155
2009 yılında Davutoğlu’nun en çok temas ettiği iki kişi belki de Dışişleri Bakanı Sven Alkalaj ile Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic’dir. Davutoğlu, GDAÜ Gayri Resmi Dışişleri Bakanları Toplantısı vesilesiyle Türkiye’de bulunan Jeremiç ve Alkalaj’ı bir araya getirmiştir. Davutoğlu’nun bu girişimi, taraflar arasında siyasal diyalog kanallarının açık tutulması yönündeki gayretlerinin göstergesi olarak değerlendirilmiştir. 29-31 Temmuz 2009 tarihinde Türkiye’ye gelen
Alkalaj, Davutoğlu ile görüşmüş ve Gül tarafından kabul edilmiştir.156
Davutoğlu, Türkiye’nin Bosna-Hersek’in geleceğiyle yakından ilgilendiğini ve Bosna-Hersek’in AB ve NATO örgütleriyle bütünleşmesinin Türkiye ve Bosna-Hersek’in istikrarı açısından önemli gördüklerini ifade etmiştir.157
Davutoğlu, bölgesel ve küresel sorunların çözümlenmesinde İKÖ’yü önemli bir araç olarak devreye sokma çerçevesinde, 12 Ekim 2009 tarihinde Dışişleri Bakanlığında İKÖ-Bosna-Hersek Temas Grubu Toplantısında Bosna-Hersek’teki güncel gelişmeler hakkında görüş alış-verişinde bulunulmuş ve bir sonraki toplantının İSEDAK Ekonomi Zirvesinde düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Davutoğlu, 16-17 Ekim 2009 tarihinde Bosna-Hersek’e resmi bir ziyarette bulunmuş, temasları sırasında Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi
Üyesi Haris Slajdziç ve Bosna-Hersekli Parti liderleriyle bir araya gelerek ülkede yaşanan gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunmuştur. Saraybosna’da Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin açılışını da gerçekleştiren158
Davutoğlu, Bosna-Hersek’e giderken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, Bosna’yı yeniden şekillendirecek süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunarak Boşnakları Dayton Anlaşması’nın da gerisine düşürecek yaklaşımlara seyirci kalmalarının ve Türkiye’siz bir çözümün mümkün olmadığını ifade etmiştir.159
Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Slajdziç ile görüşmesinde ikili ilişkiler ele alınmış ve Bosna-Hersek’te süren anayasa reformu süreci hakkında görüş alışverişinde bulunulmuştur. Cumhurbaşkanı Slajdziç’in, özellikle Bosna-Hersek’te eğitim alanında yaşanan sıkıntılara değindiği ve beyin göçüne dikkat çekerken, Davutoğlu da Slajdziç’e gerek AB gerekse de ABD’li yetkililerle yaptığı temaslarda Bosna-Hersek sorununu dile getirdiğini söylemiştir. Davutoğlu
Bosna-Hersek’in Türkiye’nin bir dış değil, bilakis iç politika meselesi
olduğunu vurgulamıştır.160 Ziyareti sırasında TİKA’nın da katkılarıyla Balkan Medeniyetleri Merkezi tarafından düzenlenen Osmanlı Mirası ve Bugünkü Balkanlarda Müslüman Topluluklar başlıklı konferansta bir konuşma yapan Davutoğlu, Osmanlı dönemindeki Balkanlardan bahsetmiş, bugün Bosna’dan Abhazya’ya, Çeçenistan’dan Suriye ve Irak’a kadar birçok halkın Türkiye’den büyük beklentiler içerisinde olduğunu dile getirerek Türkiye’nin Bosna-Hersek ile ortak bir kaderi paylaştığını ifade etmiştir.161 Davutoğlu, Saraybosna’nın
Balkanların yükselişini gösteren bir örnek olduğunu, Saraybosna’nın
güvenlik ve refahının İstanbul’un güvenlik ve refahı kadar önemli olduğunu
ve Boşnaklarla ortak bir kaderi paylaştıklarını vurgulamıştır.162
16-17 Ekim 2009 tarihinde gerçekleştirdiği ziyarette Davutoğlu, Boşnak tarafının sorunlarını dinlemiş, görüşlerini aktarmıştır. Kısa bir süre sonra, İKÖ-Bosna Hersek Temas Grubu Toplantısının ikincisi Davutoğlu’nun ev sahipliğinde İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ve Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Haris Slajdziç’in katılımlarıyla İstanbul’da yapılmıştır. Toplantıda, Bosna-
Hersek’in toprak bütünlüğü ve siyasi istikrarına verilen önem vurgulanmış
ve Temas Grubu ülkelerinin Bosna-Hersek halkının yanında olduğu mesajı verilmiştir. Davutoğlu, Alkalaj ve Jeremiç ile bir araya gelerek Bosna-Hersek’teki mevcut sorunları ve anayasal reform sürecini ele almıştır.163
Bölgesel ve özellikle Bosna-Hersek’in istikrarı için Hırvatistan’ın öneminin bilincinde olan Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Gordan Jandrokoviç’in daveti üzerine 12-13 Aralık 2009 tarihinde Hırvatistan’a resmi bir ziyarette bulunmuştur. Davutoğlu, yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Bosna-Hersek konusunda, Türkiye-Hırvatistan işbirliğinin 1990’lı yıllarda barış ve
istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynadığını ve bugün Bosna-Hersek durumunun aynı işbirliğini gerektirdiğini ifade etmiştir. Davutoğlu ayrıca iki ülkenin tarihleri kadar gelecek perspektiflerinin de ortak olduğunu ve bölgedeki istikrarın temel unsuru olan bu iki ülkenin aralarında sınır olmamakla birlikte Türkiye’nin Hırvatistan’ı komşu olarak telakki ettiğini söylemiştir.164
Davutoğlu, Saraybosna’da 13-14 Aralık 2009 tarihinde düzenlenen Medeniyetler İttifakı Güney Doğu Avrupa Bakanlar Toplantısına katılmıştır. 6-7 Nisan 2009 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Medeniyetler İttifakı İkinci Forumunda benimsenen ve ittifakın temel ilke ve hedeflerinin hayata geçirilebilmesi ve kültürlerarası diyalogun güçlendirilmesini sağlamak amacıyla bölgesel stratejiler oluşturulması fikri doğrultusunda yapılan toplantıda Güney Doğu Avrupa
bölgesi için oluşturulan bölgesel strateji kabul edilmiş ve bir Bakanlar Bildirisi yayınlanmıştır. Toplantı vesilesiyle Saraybosna’da bulunan Davutoğlu, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Zelijko Komsiç ve Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleri Haris Silajdziç ile Nebojsa Radmanoviç ile görüşmüştür.165 Alkalaj ve Jeremiç ile bir araya gelen Davutoğlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada görüşmenin çok verimli geçtiğini belirterek, Türkiye ve Sırbistan
olarak Bosna Hersek’teki bütünleşmeyi desteklediklerini ifade etmiştir.166
2009’un son ayında üst düzeyde siyasi bir ziyaret 14-16 Aralık 2009 tarihinde Bosna-Hersek’ten Türkiye’ye gerçekleşmiştir. Bosna-Hersek Başbakanı Nikola Şpiriç, Başbakan Erdoğan’ın davetine icabetle yaptığı ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Gül ve TBMM Başkanı Şahin tarafından da kabul edilmiştir. Ziyareti çerçevesinde ilk olarak Gül tarafından kabul edilen Şpiriç, daha sonra Başbakan Erdoğan ile görüşmüştür. Görüşmenin ardından düzenlenen basın
toplantısında Erdoğan, Türkiye’nin daima Bosna-Hersek’in yanında olduğunu, Bosna-Hersek Türkiye’nin ve Türk halkının gönlünde müstesna bir yere sahip olduğunu ve ilişkilerin artarak devamından yana olduğunu ifade etmiştir.167 Siyasi düzeydeki temaslarının dışında TOBB Başkan Vekili Faik Yavuz başkanlığındaki işadamları ile de bir toplantı yapan Başbakan Şpiriç, Türkiye’nin, Bosna-Hersek’in en çok işbirliği imzaladığı ülke olduğunu ancak, ekonomik alanda bu durumun geçerli olmadığını söylemiştir. İki ülke arasında ekonomik
alanda büyük bir potansiyelin olduğunu aktaran Şpiriç, bu alanda daha fazla işbirliğine gidilmesi gerektiğini dile getirerek Türkiye ile her türlü işbirliğine açık olduklarının altına çizmiş iki ülke arasındaki dostluğun ekonomik alanda da geliştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.168
Türkiye-Moldova İlişkileri,
Türkiye’nin Moldova ile ortak bir kara sınırı ve Karadeniz üzerinden bir komşuluk bağı bulunmamasına karşın, 2009 yılında iki ülke ilişkilerinin yavaş yavaş gelişme kaydettiğine tanık olunmaktadır. Moldova, Balkan ülkeleri arasında 2009’da her düzeyde en az temas ve ilişkinin yaşandığı, sadece belirli toplantı ve örgütsel zeminlerde ziyaret edilen bir ülke olmuştur. Yılın ilk ziyareti, Moldova
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Yardımcısı Tudor Cobacı’nın 12. Avrasya Ekonomi Zirvesi çerçevesinde İstanbul’a gelmesi oldu. Zirvede Moldova’daki ekonomik imkanları anlatan bir konuşma yaptı.169
Bu tarz toplantıların bir diğeri, 5 Haziran 2009 tarihinde Kişinev’de gerşekleşen GDAÜ Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi olmuştur. Zirve öncesinde düzenlenen GDAÜ Dışişleri Bakanları Toplantısına da Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış katılmıştır.170 Başbakan Erdoğan zirvenin açılışında yaptığı konuşmada küresel mali kriz ve enerji sorunlarının dünya gündeminde daha ağırlıklı olarak yer aldığı bir dönemde yapılan Kişinev Zirvesi’nin küresel sorunlara karşı Güneydoğu Avrupa ülkelerinin işbirliği yapacaklarını belirtmiştir. Erdoğan, bölge ülkelerinin ortak bir geçmişe ve ortak hislere sahip olduklarını katılımcı ülkelerin yöneticileri olarak bu hissiyatı
halklara ve bölgenin barışına, istikrarına ve refahına katkı sağlayacak
bir istikamete yönlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Son dönemde bölge ülkeleri arasındaki ikili ilişkilerde ve bölgesel işbirliğinde tanıklık olunan gelişmelerin geleceğe daha güvenle bakılmasına imkân verdiğini açıklamıştır.171
4-7 Ekim 2009 tarihinde Sağlık Bakanlığından bir heyet Moldova’ya bir ziyarette bulunmuş ve Sağlık Bakanlığınca temin edilen 51 kalem ve 34 paketten oluşan tıbbi cihaz ve malzemenin teslimi ve kurulumu gerçekleştirilmiştir.172
14-15 Kasım 2009 tarihinde TİKA ve DEİK Sağlık Komitesi işbirliğinde İstanbul’da düzenlenen Balkanlar ve Avrasya’da Sağlıkta Kalkınma Konferansına Moldova’dan da katılım olmuş, diğer katılımcı ülkelerle Türkiye arasında
sağlık konusunda sinerji yaratılması hedeflenmiştir.173
2009 yılında doğrudan üst düzey siyasi temaslar oldukça zayıf olmasına karşın, Moldova İstanbul Başkonsolosu iki ülke arasında hareketli bir ekonomik ilişkiyi vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Çanakkale’de çeşitli temaslarda bulunan Moldova’nın İstanbul Başkonsolosu Sergiu Goncerenco Vali Abdülkadir Atalık’ı ziyaret etmiş ve İstanbul’da yeni kurulan bir başkonsolosluk olduklarını ve kendisine bağlı bölgede 8 il olduğunu ve bu illerden birinin de Çanakkale
olduğunu ve bu nedenle Çanakkale’ye geldiğini ifade etmiştir. Türkiye ile Moldova arasında sıkı bir işbirliği olduğunu ve iki ülke arasında ekonomik, kültürel, siyasal ve bilimsel olmak üzere 32 sözleşme bulunduğunu hatırlatmıştır. Goncerenco, iki ülke arasındaki ithalat ve ihracat ilişkilerinin iyi olduğunu, Türkiye’nin Moldova ihracatında 11, ithalatında ise 7. sırada yer aldığını, 700 Türk şirketinin ülkesinde çalışmalar yaptığını ve Türk işadamlarının Moldova’da açılan üç fuarda firmalarını en iyi şekilde tanıtma fırsatı bulduğunu
ifade etmiştir. Goncerenco, Türkiye sınırları içinde 40 bin Moldovalının
çalıştığını, başkonsolosluk sayesinde bütün işlemlerini en kısa sürede yapmaya gayret ettiklerini ve iki ülke arasında imzalanan eğitim sözleşmelerine göre öğrencilere çeşitli burslar verildiğini açıklamıştır.174
Sonuç
Türkiye, Balkan ülkelerine yönelik dış politikasını komşularıyla sıfır sorun, sürekli siyasal diyalog ve maksimum karşılıklı bağımlılık ilkeleri çerçevesinde şekillendirmiştir. Türkiye, Sırbistan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Karadağ ve Arnavutluk’un yer aldığı Batı Balkanlarda tam bir diplomasi atağına kalkmış ve bugüne kadar diplomasi tarihinde olmadığı kadar üst düzeydeki siyasi, askeri ve ekonomik temaslar gerçekleştirmiştir. Türkiye, Soğuk Savaş sonrasında
Balkan ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarına katılımını desteklemiştir.
Bu noktada izlediği tutarlı dış politikasının en son başarısı, Estonya’nın Başkenti Talinn’de bir araya gelen NATO Dışişleri Bakanlarının Bosna-Hersek’in NATO Üyelik Eylem Planına katılımı konusunda anlaşmalarıdır. Türkiye’nin yürüttüğü yoğun müzakereler sonrasında Davutoğlu bu kararın Bosna, NATO ve Bosna’yı her zaman destekleye gelen kardeş ülke Türkiye için tarihi bir gün olduğunu
açıklamıştır.175 2009 yılında sadece başbakan ve bakanlar değil aynı zamanda cumhurbaşkanı da Balkan ülkeleri ile yürütülen son derece yoğun diplomasi trafiğinin içinde yer almıştır. Yukarıda belirtilen Balkan Zirvesinin düzenlenmesi sürecinde Cumhurbaşkanı Gül’ün de çok önemli katkısı olmuştur.
Türkiye, 2009 yılında Davutoğlu’nun ortaya koyduğu “bölgesel sahiplenme” yaklaşımı içinde Balkanların sorunlarını tüm tarafların katılımı ile bölge içi dinamikleri harekete geçirerek çözmeyi amaçlamıştır. Türkiye, tarihsel olarak bölge ile doğrudan ilişkisi bulunmayan fakat Medeniyetler İttifakı Projesi çerçevesinde yakın ilişki içerisinde olduğumuz İspanya’yı pozitif etkileyici bir faktör olarak Balkanların Avrupa-Atlantik kurumlarına bütünleşmesini devrede tutmaktadır. Talin’de NATO Dışişleri Bakanlarının düzenledikleri toplantı
öncesinde İspanya’nın isteği üzerine Türkiye, Sırbistan ve İspanya Dışişleri Bakanları Belgrat’ta bir araya gelmişler; toplantının ardından yapılan açıklamada Batı Balkanların AB’ye entegrasyonunun önemi vurgulanmıştır. Davutoğlu, Türkiye’nin bu konudaki vizyonunu “Balkanların Avrupa’ya tamamen entegre olması” şeklşinde ifade etmiştir. İspanyol Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, hem İspanya dışişleri bakanı hem de AB’nin resmi temsilcisi olarak,
Türkiye’nin ve Batı Balkanların AB’ye tam üyeliğini desteklediğini açıklamış tır.176
Türkiye, 2009 yılında Batı Balkan ülkeleri dışındaki Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Moldavya ile de her düzeyde ilişkilerini geliştirmek için çaba harcamıştır. Romanya ile ilişkisini “stratejik ortaklık” temeline oturtarak önemli bir aşama kaydedilmiş, Bulgaristan ile yaşanan sorunlar da “ortak mekanizmalar” oluşturularak çözümlenmeye çalışılmıştır. Yunanistan ile ilişkilerde her iki tarafın karşılıklı iyi niyetli açıklamalarına karşın, bütünüyle iç kamuoylarının özellikle Yunan kamuoyunun ve Kıbrıs Rum tarafının yarattığı
sorunların gölgesinden kurtulunamadığı izlenimi vermektedir. Her iki taraf da kırmızı çizgilerini aşmadan çözüm sürecini zorlamayı hedeflemektedir. Çoğu zaman Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimini iyi polis-kötü polis yaklaşımı çerçevesinde bir dış politika aracı olarak Türkiye’ye karşı kullanmaktadır. 2009 yılında Türk-Yunan sorunlarına köklü bir çözüm iradesi özellikle Yunan tarafınca ortaya konulamamıştır.
Yunanistan, Türkiye’ye yönelik çekinceli diplomatik girişimleri ile Türkiye’nin Balkanlar bölgesinde çok fazla inisiyatifi ele geçirmesinden rahatsız gibidir. Hatırlanacağı üzere, Yunanistan’ın 1997’den sonra bazı Balkan ülkeleriyle ilişkilerini düzeltmeye çalışmasında bu ülkeler üzerinde Türkiye’nin artan etkisi önemli rol oynamıştı. Ancak Türkiye, hiçbir zaman Yunanistan’a karşı dışlayıcı bir diplomatik yaklaşım içinde olmamıştır. Yunanistan da samimiyetle
kabul etmelidir ki iki ülke, sorunlarını kendileri çözeceklerdir. Dış müdahaleler sorunları çözmekten çok daha da karmaşık hale getirebilmektedirler.
AB’nin sorunlu bir ülke olan Kıbrıs Rum Kesimini üyeliğe kabul etmesinin yarattığı sorunlar buna en güzel örnektir.
2 Haziran 2010’da Saraybosna’da yapılması planlanan AB-Batı Balkanlar toplantısına Belgrad yönetiminin tanımadığı Kosova’nın egemen bir ülke olarak davet edilmesinin yarattığı sorun karşısında Sırbistan Dışişleri Bakanı Jeremic’in “Buradaki sorunları biz çözemezsek hiç kimse çözemez. Bu sorunları bizim çözeceğimize inanıyorum” diyerek bölgesel diplomasinin dinamiklerini açıklamıştır.177 Jeremiç’in bu ifadesi, “bölgesel sahiplenme” yaklaşımının bir yansımasıdır.
2009 yılında Türkiye ile Slovenya ve özellikle Moldova arasındaki ilişkiler daha çok ekonomik karakter taşımaktadır. Karşılıklı ilişkilerin her alanda daha çok derinleştirilebilmesi açısından en üst düzey diplomatik temasların daha da arttırılması gerekmektedir. 2009 yılı Türkiye-Balkan ülkeleri ilişkileri açısından var olan sorunların çözümü için çok güçlü adımların atıldığı, ortak mekanizma ların oluşturulmaya çalışıldığı, var olan mekanizmaların ise etkili bir şekilde devreye sokulduğu ve maksimum karşılıklı bağımlılık ilişkisinin şekillenmeye
başladığı bir dönem olmuştur.
Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki ilişkilerde son yıllarda yaşanan canlanma ekonomik ilişkilere de yansımıştır. Ekonomik ilişkilerde gelinen nokta, ülke başlıkları içinde daha ayrıntılı vurgulandığı için burada son iki yılın verilerine bakmak yeterli olacaktır. Özellikle son yıllarda Türkiye’nin bölge ülkeleriyle siyasi ilişkilerinde yaşanan ilerlemenin ekonomik ilişkilere yansımalarının olumlu neticeler verdiği rakamlara da yansımıştır. 2008 yılına ilişkin ekonomik
veriler yakından incelendiğinde de bu eğilim görülebilecektir. Ekonomik
ilişkilerde yaşanan yükselişin 2009 yılında bir miktar azalması küresel ekonomik krizden kaynaklanan gelişmelerden kaynaklanmıştır.178
2008 YILI İHRACAT VE İTHALAT RAKAMLARI (000 $)
Kaynak: TÜİK verileri
2009 YILI İHRACAT VE İTHALAT RAKAMLARI (000 $)
Türkiye’nin Balkanlar Politikası 2009 Kronolojisi
14-16 Ocak Dışişleri Bakanı Ali Babacan Bosna-Hersek’i ziyaret etmiştir.
17-18 Şubat Hırvatistan Başbakanı Ivo Sanader, Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş ve iki ülke arasında beş önemli antlaşma imzalamıştır.
18-19 Şubat Hırvatistan Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi, İstihdam ve Girişimcilik Bakanı Damir Polancec Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Türk-Hırvat İş Konseyi Toplantısına katılmıştır.
19 Şubat Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren Yunanistan’ı ziyaret etmiştir.
12 Mart Balkan Odalar Birliği 1. Genel Kurul toplantısı Tiran’da yapılmıştır. Toplantıda Türkiye’yi TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki heyet temsil etmişti.
12-14 Mart Bulgaristan Meclis Başkanı Georgi Pirinski, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın daveti üzerine resmi bir ziyarette bulunmuştur.
12-14 Mart Dışişleri Bakanı Babacan Kosova’ya resmi bir ziyarette bulunmuş ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri bakanı ile görüşmüştür.
19-20 Mart Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, Dışişleri Bakanı Babacan’ın resmi davetlisi olarak Türkiye’ye ziyarette bulunmuştur.
5 Nisan Sırbistan Dışişleri Bakanı Jeremiç ve Karadağ Dışişleri Bakanı Rocen de katılımıyla İstanbul’da Medeniyetler İttifakı projesinin İkinci Yıllık Forumu düzenlenmiştir.
14-16 Nisan Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in Bulgaristan ziyaretinde, Ekonomi ve Enerji Bakanı Petar Dimitrov, Bölgesel Kalkınma ve Bayındırlık Bakanı Asen Gagauzov, Maliye Bakanı Plamen Oresharski ve Tarım ve Gıda Bakanı Valeri Mitkov Tsvetanov ile görüşmüştür.
17 Nisan Romanya’da Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş Sözleşmesi) imzalanmıştır. Bakanlar Toplantısı’nda Türkiye, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu başkanlığındaki bir heyetle temsil edilmiştir.
24-25 Nisan Cumhurbaşkanı Gül, Sofya’da düzenlenen “Avrupa için Doğalgaz: Güvenlik ve Ortaklık” başlıklı enerji zirvesine katılmıştır.
27-30 Nisan Sırbistan Savunma Bakanı Dragan Stanovac İstanbul’da düzenlenen IDEF-2009 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarına katılmıştır.
11-13 Mayıs Sırbistan Savunma Bakanı Dragan Stanovac, Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün davetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret etmiştir.
20-21 Mayıs Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk, Cumhurbaşkanı Gül’ün konuğu olarak Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
25-28 Mayıs Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Makedonya’ya resmi bir ziyarette bulunmuştur.
27-29 Mayıs Devlet Bakanı Çağlayan, Kosova’ya resmi bir ziyarette bulundu.
1-3 Haziran Sırbistan Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Mlajan Dinkic’in katılımı ile Ticaret Bakanları Zirvesi düzenlenmiştir.
5 Haziran Moldova’da gerçekleşen GDAÜ Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi Toplantısına Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış katılmıştır.
25 Haziran Başbakan Erdoğan bir Türk firmasının da yapımında ortak olduğu Arnavutluk’u Dures Limanı’na bağlayacak Reşen-Kalimaş Otoyolunun açılış törenine katılmıştır.
3 Temmuz Dışişleri Bakanı Davutoğlu Romanya’ya resmi bir ziyaret gerçekleşmiş; gezi kapsamında Devlet Başkanı Traian Basescu, Başbakan Emil Boc, Senato Başkanı Mircea Dan Geoana ve Temsilciler Meclisi Başkanı Roberta Anastase ile görüşmüştür.
5-7 Temmuz TBMM Başkanı Köksal Toptan, Kosova Meclis Başkanı Jakup Krasniqi’nin davetine icabetle Kosova’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
7-8 Temmuz TBMM Başkanı Toptan, Meclis Başkanı Ranko Krivakopiç’in daveti üzerine Karadağ’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Cumhurbaşkanı Filip Vujanoviç ve Başbakan Milo Djukanoviç ile görüşmüştür.
9-10 Temmuz Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dubrovnik kentinde düzenlenen “Hırvatistan Zirvesi 2009: Avrupa’nın Stratejik Mecburiyeti: Enerji, Yatırım ve Kalkınma” konferansına katılmak üzere bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
13-16 Temmuz Arnavutluk Savunma Bakanı Gazmend Oketa, Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün resmi davetlisi olarak Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunmuştur.
22-24 Temmuz Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Sırbistan’a yaptığı resmi bir ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Tadiç, Başbakan Cvetkoviç, Meclis Başkanı Djukic-Dejanoviç, Dışişleri Bakanı Jeremiç ve Boşnak liderler Rasim Ljajic ve Süleyman Ugljanin ile görüşmüştür.
24-26 Temmuz Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Karadağ’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
29-31 Temmuz Türkiye’ye gelen Boşnak Dışişleri Bakanı Sven Alkalaj, Davutoğlu ile görüşmüş ve Gül tarafından kabul edilmiştir.
26-27 Ağustos Romen Dışişleri Bakanı Cristian Diaconescu Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
27-28 Ağustos Kosova Dışişleri Bakanı Hüseyni, Davutoğlu’nun davetine
icabetle Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştirmiştir.
29-30 Ağustos Dışişleri Bakanı Davutoğlu Slovenya’yı ziyaret etmiş, Bled Stratejik Forumu Liderler Paneli’ne katılmış ve bir konuşma yapmıştır.
5.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder