3 Mart 2017 Cuma

Orta Asya'nın Su Yönetimi Sorunları ve Aral Gölünü Geri Döndürme Çabaları BÖLÜM 1


 Orta Asya'nın Su Yönetimi Sorunları ve Aral Gölünü Geri Döndürme Çabaları 


Dursun YILDIZ 
Su Politikaları Uzmanı 
1 Kasım 2014 


ÖZET 

SSCB merkezi idaresinden ayrıldıktan sonra ekonomik, siyasi, dış ilişkiler gibi alanlarda geçiş dönemi yaşayan bu ülkelerde, merkezden kopmanın getirdiği problemler ortaya çıkmıştır. 

Bölgede 1991 sonrasında Sovyetler Birliği döneminin eş sesliliği yerine geçiş döneminin çok sesliliği etkin olmaktadır. Bu dönüşümden bu yana yaklaşık 23 yıl geçmiş olmasına rağmen Orta Asya kararlı bir yapıya kavuşamamıştır.Çünkü Soğuk Savaşın jeopolitik düzeninin ortadan kalkması ile bölge uluslararası satranç tahtasında ortaya çıkmıştır. Orta Asya.nın uluslararası hayata dönüşü ile küresel güçler bölgedeki çıkarlarına yönelik çeşitli stratejiler ve politikalar üzerinde çalışmaya başlamıştır.Bölgedeki petrol ve doğalgaz zenginliği bu çalışmaları hızlandırmıştır. 

Bu arada bölge ülkelerinin su kaynakları konusunda yaptıkları açıklamalar ve uygulamalar zaman zaman ülkelerarasındaki gerilimi arttırmıştır.
Orta Asya'da işbirliği veya çatışma potansiyeli taşıyan en önemli kaynak su kaynağıdır. Bu nedenle Orta Asya'nın geleceği için su kaynaklarının yönetimi çok önemli bir rol oynayacağı gibi kuruyan Aral Gölü'nün geleceğini de belirleyecek en önemli unsur olacaktır. Bu makalede Orta Asya'da Aral Havzasındaki su (yönetimi) sorunlarının nedenleri ve sonuçları ile Aral Gölü'nü geri getirme çabaları ele alınmıştır. 

Giriş 

Dünyamız sosyo-kültürel açıdan olduğu gibi siyasal sistemlerde de büyük değişimler yaşanan bir yüzyılı geride bıraktı. 20.nci yüzyılın başında 
dünyada sadece 57 bağımsız ülke varken bugün bu sayının 190.ı aştığı bilinmektedir. 20. Yüzyılın başında yaklaşık 1 milyar olan dünya nüfusu 
bugün 7 milyarı aşmış bulunmaktadır. İnsanlık çok hareketli bir yüzyıl yaşamıştır.

Balkanlardan Orta Asya ya kadar birçok coğrafya.da yeni ülkelerin ortaya çıkarak siyasal sınırlarının değişmesine neden olan bu hareketlilik özellikle 
SSCB nin dağılmasıyla Orta Asya.da da çok önemli sonuçlar yaratmıştır. 

Sovyet İmparatorluğu.nun bütünleyici parçaları olan bugünkü Orta Asya ülkeleri ( Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan ) SSCB.nin çözülme tarihi olan 1991.e kadar hiçbir uluslararası varlığa sahip değildi. Ancak 1991 „den önce uluslararası siyaset sahnesinde yer almayan ve İngiliz Jeopolitikçi Mackinder tarafından “tarihin coğrafi ekseni“ olarak tanımlanan Orta Asya, 1991.den sonra hareketli günler yaşamaya başlamıştır. Bu bölgenin uluslararası sahnede görünmesiyle yeni bir jeopolitik doğmuştur. Bir diğer deyişle uluslararası sistemin jeopolitik biçimlenmesi değişmiştir. 

 < Orta Asya ülkelerindeki doğal kaynakların planlamasının SSCB döneminde merkezi bir anlayışla yapılması ülkelerin bağımsızlık larından sonra bu planlarda değişikliğe gitme sonucunu doğurmuştur. >

 Ancak SSCB.nin merkezi planlamasından Orta Asya ülkelerinin kendi doğal 
kaynak planlamalarına geçişleri önemli zorluklar taşımakta ve ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bölge dışındaki küresel güçlerin bölgenin doğal kaynaklarına çok fazla ihtiyacı vardır. Orta Asya hala kararlı bir yapıya ulaşamamıştır. Bölgenin bu kararsız yapısı Orta Asya.nın bir diğer stratejik doğal kaynağının da çatışma nedeni olarak kullanılmasına neden olabilir. 

Bu Doğal Kaynak şudur. 

Bölgeyi besleyen Seyhun (Siri Derya) ve Ceyhun (Amu Derya) Nehirleri özellikle doğalgaz temininde tamamen dışa bağımlı olan Kırgızistan ve Tacikistan.dan çıkmakta ve bu sulara çok muhtaç olan, zengin doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan ı geçerek Aral Gölü ne ulaşmaktadır. Son zamanlarda bu nehirlerin Aral Gölü ne ulaşmaya çalıştıklarını söylemek daha doğru olacaktır. 

Bölgede su kaynakları eşit dağılmadığı gibi Orta Asya coğrafyası su kaynakları açısından ülkelerin birbirine bağımlılıklarının çok fazla olduğu bir coğrafyadır. Bölge ülkeleri arasındaki en önemli sorun su (yönetimi) ve enerjidir. 

Bölge kalkınması ve gelişmesinde çok önemli bir rol oynayan olan su kaynakları aynı zamanda ülkeler arasındaki gerginlik ve istikrarsızlık yaratma potansiyeli taşımaktadır. Ancak Orta Asya da ki su(yönetimi) sorunu sadece iki ülke arasında değil bölgesel ölçekte bir sorundur. 

Bölgesel alanda, su yönetimine bağlı problemler de Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkileri germiştir. 

1992'den beri durum gitgide bozulmaktadır. International Crisis Group'un “Central Asia: Water and Conflict” raporunda, Orta Asya'daki su problemi ve anlaşmazlıklar incelenerek, ”su meselesinin yakın bir gelecekte muhtemelen savaşa yol açmasa bile gene de beş ülke arasındaki ilişkiler bakımından zorlayıcı bir etmen ve bölgesel çatışmalara önemli bir katkı yapıcı unsur olacaktır” denmektedir. Tacikistan ve Kırgızistan için enerji üretimi, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan için sulama suyu olarak çok hayati bir önem taşıyan su kaynaklarının yönetimi diğer unsurlarla birlikte bölgenin geleceğinin belirlenmesinde etkili bir rol oynayacaktır. Bu nedenle uluslararası sisteme yeni 
giren bu bölgenin sularının hidro-politiği ve bölgenin Hidrojeopolitiği.nin önemi ortaya çıkmıştır. 

Orta Asya'nın Su (yönetimi) Sorunları Çok büyük bir bölümü Aral Gölünü besleyen nehirlerden oluşan bu su kaynakları daha çok dünya gündemine Aral Gölünde yaşanan su çekilmesi sorunu olarak gelmiştir. Diğer bir deyişle Orta Asya da ki su konusu genellikle Aral Gölü'n de yaşanan sonuç olarak bilinmektedir. Bu sonucu doğuran en önemli etkenlerden birisi de göle boşalan suların çok büyük bir miktarının tarımsal sulama için çevrilmesi olmuştur. Tarımsal sulama Orta Asya'da hem su yönetimi hem de Aral Gölü ekolojik felaketi açısından önemli bir konudur. Bu nedenle bu incelemede öncelikle ve detaylı olarak ele alınmıştır. Orta Asya’da Tarımsal Sulama ve Gıda Güvenliği ikilemi Orta Asya Avrasya coğrafyası içinde bir iç drenaj alanı olarak yer alır. Orta Asya.da sulamanın tarihçesi için M. Ö 5000 yılına gitmek gerekir1. 
Yapılan araştırmalarda Orta Asya.da ilk sulama.nın bu tarihte akışı çok düzenli olan Kopet - Dag derelerinden alınan sularla yapıldığı belirlenmiştir. 
Aynı akım özellikleri Karatau, Nuratau ve kısmen Fergana Vadisinde de tespit edilmiştir. 
Bu bölgelerde Orta çağ da drenaj galerileri açılarak yer altı suyunun çıkartılıp yapay nehirler oluşturulduğu bilinmekte dir 2. 

Tarım Sektörü: 

Tarım Orta Asya ülkelerinin ekonomilerinde ana sektörlerden biri olarak yer alır. Tarımsal üretimde Pamuk özellikle Özbekistan ve Türkmenistan da 
çok önemli bir yer tutar. Kazakistan ve Tacikistan da ise bu önemin daha az olduğu görülmektedir. Tarım ın bölgenin yoksul ülkeleri olan Kırgızistan ve Tacikistan.da gıda güvenliğinin sağlanabilmesi açısından da büyük bir önemi vardır. 
Orta Asya ekonomilerinde sulamanın önemi çok büyüktür. Dünya Bankası tarafından yapılan bir çalışmada 2000.li yılların başında Kazakistan GSMH 
sının %11, i Tacikistanın %19.u, Türkmenistanın %27.si, Özbekistanın %33.ü, Kırgızistanın ise %38 „inin sulama destekli tarımsal ürünlerden sağlandığı belirtilmekte dir3. Bunun yanısıra bu ülkelerde tarım sektörü işgücünün yaklaşık yarısını istihdam etmektedir. 

Türkmenistan ile Özbekistan, ekonomilerinin tarım sektörüne olan bağımlılığı dikkate alındığında sulama ile ilgili sorunların güvenliklerini doğrudan 
ilgilendirdiği ortaya çıkmaktadır Tarımsal Su Kullanımı ve Pamuk Üretimi Bölgedeki uygun olmayan iklim koşullarına rağmen Sovyetler Birliği 1960 lı yılların başında bazı Orta Asya Cumhuriyetlerini ( Özellikle Özbekistan ve Türkmenistan) pamuk üreticileri haline getirmeye karar vermişti. 
Bu kararını uygulayan SSCB bu ülkelerdeki üretimi hızla arttırmış ve 1980 de dünya pamuk üretiminin beşte birinden fazlası Orta Asyada üretilmiştir. 
Orta Asya'da pamuk üretimi özellikle 1990 dan sonra azalmış ancak 2000. li yılların hemen başında yeniden artışa geçmiştir. 

Orta Asya'nın tümü için tarım sektöründe kullanılan su toplam tüketimin %9l'ini oluşturmaktadır, Tarım sektöründe kullanılan su miktarının büyüklüğü ve ulusal su kaynaklarının azlığı nedeniyle Türkmenistan ihtiyacı olan suyu karşılamak için %97 oranında , Özbekista'nın ise %77 oranında sınır ötesinden gelen suya bağımlıdır 4. 

Pamuk aşağı havzadaki Orta Asya ülkelerinin döviz girdilerinin çok önemli bir kaynağıdır. International Crisis Group'un işaret ettiği gibi pamuk bölgede siyasi ve toplumsal denetim sisteminin kalbinde yer almaktadır5. Bu yüzden SSCB döneminde Moskova, Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan'ı sulama konusunda teşvik etmiştir. Aşağı havzada yer alan pamuk üreticisi ülkelere büyük miktarda su temini için yukarı havzadaki cumhuriyetler üzerinde su konusunda kısıtlamalar uygulanmıştır. 

SSCB döneminde Tacikistan ile Kırgızistan, sonbahar ve kış aylarında barajlardan elde ettikleri elektriği kısıtlayarak pamuğun büyüme 
zamanı olan ilkbahar ve yazın aşağıdaki cumhuriyetleri beslemek üzere barajlarını doldurmaktaydı Buna karşılık, aynı zamanda enerji ham maddeleri bakımından zengin olan pamuk üreticisi ülkeler ise bu dağlık iki cumhuriyete kömür, gaz ve petrol sağlamaktaydı. O dönemde SSCB Cumhuriyetleri su konusunda bir anlaşmazlık yaşadıklarında Moskova'nın hakemliğine 
başvuruyorlardı. Merkezi yönetim sulama için kullanılan barajların, kontrol yapıları ve sulama kanallarının bakımı ve onarım masraflarını da karşılıyordu. SSCB'nin dağılmasıyla bu sistemin dengesi de bozulmaya başladı. 1992 Şubat'ında her bir cumhuriyet için su kotalarını belirleyen bir anlaşma yapılmış olmasına rağmen bu ülkeler arasında çok kısa zamanda görüş ayrılıkları ve çıkar çatışmaları başladı. 
1990'lı yılların başlarından itibaren Kırgızistan ile Tacikistan sulayacakları araziyi arttırmak istediler. Diğer cumhuriyetler de aynı yolu benimseyince mevcut kullanılabilir suyun paylaşılmasında sorunlar baş gösterdi. 

Aynı dönemde petrol ve doğalgaz üreticisi bölge ülkeleri de bunların fiyatlarını uluslararası piyasa fiyatlarına göre ayarlamaya karar verdiler. Bu durum, enerji faturasını ödeyemeyecek hale gelen Kırgızistan'ı, elektriğe en fazla ihtiyacı olduğu zamanda, yani sonbahar ve kış aylarında hidroelektrik üretimini arttırmaya sevk etmiştir. Bu işletme programı tarımsal sulama döneminde nehrin akış aşağısındaki Özbekistan ve Türkmenistan'a gelen suyun azalmasına diğer dönemde de taşkınlara neden olmuştur. 1997 yılında yaşanan kuraklık bölgedeki su (yönetimi) sorununu ve ülkelerarasındaki gerilimi arttırmıştır. Bunun sonucunda 1998'de Kırgızistan ile Kazakistan ve Kırgızistan ile Özbekistan arasında anlaşmalar imzalanmıştır. 

Bu anlaşmalara göre, Kırgızistan aşağı havzadaki cumhuriyetlere tarımsal sulama için yeterli su bırakacak , buna karşılık olarak Kırgızistan'a gaz ,kömür gibi enerji kaynakları verilecekti. Ancak bu anlaşmada öngörülen düzenlemeler taraflarca ihlal edilmiş ve uygulamada istenen sonuç alınamamıştır. Orta Asya ülkeleri bugüne kadar gerek su kullanımı gerekse su ve enerji kaynakları değişimi konusunda birçok anlaşma yapmasına rağmen bunların hiçbirinden istenilen sonucu alamamıştır. Orta Asya bölgesi anlaşma yapma konusunda 
oldukça başarılı bu anlaşmaları uygulama konusunda ise o denli başarısız bir bölge özelliği taşımaktadır. 

Örneğin 1998 'deki anlaşmaya rağmen Taşkent birçok kez Bişkek'e ön görülen miktarlarda gaz verememiş, dolayısıyla Kırgız halkı kışın büyük zorluklar yaşamıştır. Yine Astana Bişkek'e anlaşmalarda öngörülen miktarlarda kömür temin edememiştir.Bu sorun günümüze kadar sürmüş ve Temmuz 2014'de Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, Özbekistan.ın doğalgaz için çok ağır şartlar sunduğunu belirterek yere diz çökerek onlardan gaz istemeyeceklerini söylemiştir.Atambayev, “ Ben Rus şirketi Gazprom.dan bu krizi çözmesini istedim. Onlar Kazakistan.ın Talas bölgesinden memleketimizin güneyine yeni doğalgaz hattı inşaatına başlayacaklar” demiştir. 

Bu sorun Kırgızistan'ın enerji ihtiyacı olduğu kış döneminde suyu türbinlerden geçirerek akışaşağısına bırakması sonucunu doğurmakta bu da Kazakistan ile Özbekistan'da büyük zararlar veren su baskınlarına yol açmaktadır 6. 

Bölgede bu sorunlar sürmekte ve 1990'dan beri Kırgızistan barajların bakım masraflarının tek başına kendisi tarafından yüklenildiğinden, ancak pamuk tarımının kazancının Özbekistan ile Kazakistan'a aktığından şikayetçi olmaktadır. Kırgızistan diğer cumhuriyetlerden bu masraflara katkıda bulunulmalarını talep etmektedir. 1997 Temmuz'unda. Kırgız Parlamentosu bu yönde bir karar almış ama aşağı havza ülkeleri bu katkıyı reddetmiştir. Bunun üzerine 2001 Haziran'ında Kırgızistan suyun artık bir mal olarak kabul edildiğine ilişkin bir yasa çıkartmıştır7. Özbekistan ile Kazakistan Bişkek'in bu kararını hemen eleştiri yağmuruna tutmuşlardır8. Yukarıda detaylı olarak açıklanan sorunların bugün de Orta Asya ülkeleri arasında sürdüğü görülmektedir. Orta Asya'daki Pamuk Üretimi ve Gıda Güvenliği Sağlama İkilemi Bilindiği gibi Orta Asya.nın en stratejik tarımsal ürünü pamuktur. Aslında Pamuk Orta Asya ülkelerinden özellikle Özbekistan ve Tacikistan'ın döviz getiren en önemli ihraç ürünleri arasında yer almaktadır. Orta Asya.da üretilen pamuğun üçte ikisi ihraç edilmektedir. Bu oran dünya pamuk ihracatı pazarının %15.ine karşılık gelmektedir. Özbekistan ise pamukta dünyada üçüncü büyük üretici ve ikinci büyük ihracatçı ülke durumundadır.Türkmenistan ise dünyadaki en büyük 10 pamuk üreticisi ülke arasındadır. 

Yapılan araştırmalar bölgede pamuk ve gıda ürünleri üretim arasında bir denge kurulması gerektiğini ortaya koymaktadır. BM Dünya Gıda Programı.na göre Tacikistanın her yıl 1, 2 milyon ton hububata ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak en iyi durum senaryosuna göre bunun yarısından biraz fazlasını üretebilme olanağı bulunmakta ve diğer bölümü için insani yardım ya da ithalat yapılması gerekmektedir 9. 

Pamuğun Orta Asya.daki gıda güvenliğini büyük oranda etkileyen önemli bir faktör olduğu ileri sürülmektedir. Örneğin A Mercy Corps „un çalışması kötü beslenmenin daha çok pamuk ekilen alanlarda ortaya çıktığını göstermiştir10. Bazı uluslararası organizasyonlar ( International Crisis Group) bölgede daha fazla tahıl ve sebze üretimi için pamuk üretiminin azaltılması gerektiğini ileri sürmektedir. 

ARAL GÖLÜ HAVZASI 

Aral Gölü Orta Asya'daki en büyük göl olup Kuzeyde Kazakistan, güneyde Özbekistan sınırları içinde kalır. Aral Gölü Havzası Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan arasında paylaşılır. Ancak bu havzadaki nehirlerin beslenme alanları dikkate alındığında havzaya Afganistan ve İran ile birlikte toplam 7 ülkenin katkısı olduğu görülmektedir. 

Aral Gölü Havzasında 1911-2000 yıllları arasındaki ölçümlere göre toplam akımın uzun yıllar ortalaması 112,5 milyar m3/yıl olarak belirlenmiştir. Bunun 78 milyar m3.ünün Ceyhun (Amu Derya) „dan 34, 5 milyar m3.ü ise Seyhun (Siri Derya) „dan geldiği ileri sürülmektedir. Aral Havzası hidrolojisi incelendiğinde Ceyhun (Amu Derya) havzasının 19 yıl, Seyhun (Siri Derya) 

Havzası.nın ise 12 yıl da bir yağışlı ve kurak periyot döngüleri yaşadığı görülmüştür11. Yukarıda belirtilen akımların dışında “The Scientific and Information Centre of the Interstate Coordination Water Commission (SICICWC)” tarafından hesaplanan yıllık ortalama akımlar 

Tablo 1 de verilmiştir.Buradaki uzun yıllar ortalama yıllık akım değerlerine göre Ceyhun 



(Amu Derya) Havzasından 79 milyar m3, Seyhun (Siri Derya) Havzasından ise 37 milyar m3 olarak toplam 116 milyar m 3 akım gelmektedir. 


Uzun yıllar boyunca yapılan akım gözlemlerine göre Ceyhun (Amu Derya) havzasının en düşük yıllık akımı 58, 6 km3, en yüksek yıllık akımı 110 
km 3, Seyhun (Siri Derya) Havzası için ise en düşük yıllık akım 23, 5 km 3, en yüksek ise 51 km3 olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda Ceyhun (Amu Derya) Havzası su toplama potansiyeli olarak Seyhun (Siri Derya).nın yaklaşık iki katı büyüklüğündedir. Uzun yıllar boyunca yapılan gözlemler Aral havzasındaki toplam suyun %25.inin Kırgızistan, %43, 4 ünün Tacikistan, %9, 6.sının Özbekistan, %2, 1.inin Kazakistan, %1, 2.sinin Türkmenistan ve %18, 6.sının Afganistan ve İran. topraklarından geldiğini göstermiştir12. Aslında Kırgızistan ve Tacikistan arazi genişliği olarak Aral Havzasının sadece yaklaşık %18.ini oluşturmasına rağmen bu havzanın suyunun yaklaşık %70.i bu iki ülkeden kaynaklanmaktadır. 

 Şekil1. Aral Gölü Havzası Tablo1. Aral Havzası.ndaki nehirlerin uzun yıllar yıllık ortalama akımları 1934-1992 


Kaynak: SIC ICWC, 2000. Taken from SPECA, “Diagnostic Report on Water Resources in Central Asia. ” Orta Asya’da Kuruyan Nehir: UZBOY Uzboy Nehri Ceyhun Nehri.nden ayrılıp Karakum Çölünün kuzeyinden Hazar Denizine dökülen bir koluydu. Ancak 18. Yüzyılda 750 kilometre uzunluğundaki bu kol kurumuştur.(Şekil 1 ) Bu kolun kuruması o bölgede yerleşik Türkmen nüfusun da bölgeden ayrılması sonucunu doğurmuştur. 





2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder