3 Mart 2017 Cuma

Orta Asya'nın Su Yönetimi Sorunları ve Aral Gölünü Geri Döndürme Çabaları BÖLÜM 2


  Orta Asya'nın Su Yönetimi Sorunları ve Aral Gölünü Geri Döndürme Çabaları BÖLÜM 2



Bu nehir MÖ. 5. Yüzyıldan MS 18. yüzyıla kadar Hazar a akmıştır. Bu nehrin kuruması üzerine yapılan araştırmalarda nehrin 18 yüzyılda kuruduğu belirlenmiştir.Kuruma nedeni ise Pamir dağlarındaki kar yağışının azalması ve buzulların küçülmesi olarak açıklanmaktadır13. 18 .yüzyılda kuruyan bu nehir, Orta Asya da nehirlerin beslenme kaynağındaki sorunların somut sonucunu göstermesi açısından önemli bir örnektir. Ancak Orta Asya.da bu örnek yeterince değerlendirilmemiştir. Bölgede daha çok dağlardaki kar erimeleri ve buzullardan beslenen Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin sularını kullanırken Uzboy Nehri örneği dikkate alınmalıdır. Bir diğer deyişle Aral Havzasında iklimsel değişimin sonuçlarını dikkate almadan sürdürülebilir bir su yönetiminin 
oluşturulamayacağı tarihsel olarak da görülmektedir. 

Aral Gölü Neden Yok Oldu ! 1960'lı yıllardan günümüze kadar, gölü besleyen su kaynaklarının SSCB zamanında tarımsal sulama amacıyla aşırı miktarda kullanılmasından dolayı Aral Gölü ciddi biçimde küçülmüştür. Aral Gölü su miktarındaki yaşanan bu azalma göl ve çevresi için bir çok ekolojik sorunu beraberinde getirmiştir. Aral Gölü'nde 33 000 km2 alan tamamen kurumuştur ve suyundaki mineral oranı artmıştır. Göl ekosistemi neredeyse tamamen yok olmuştur. 

1911 ile 1960 yılları arasındaki dönemde Aral Gölü.ne yıllık ortalama 56 milyar m3 su dökülmekteydi.1980 li yılların ortalarından itibaren Aral Gölündeki su 
seviyesindeki düşüş çok hızlanmıştır. Aral 1987 yılında ikiye ayrılmıştır. Kuzeydeki küçük Aral ın derinliği 12 m. Güneydeki Büyük Aral.ın derinliği ise 23 m. tahmin edilmiştir.Bu tarihte Aral Gölü alan olarak %74 hacim olarak da % 84 oranında küçülmüştür. 1960 yılındaki 67 500 km2 olan Aral Gölü alanı 
1976 yılında 55 700 km 2.ye 1996. da ise 33 400 km2.ye 2003 yılında ise 17 200 km2.ye düşmüştür. Bölgedeki en kalabalık ülkeler aynı zamanda en fazla endüstrileşmiş ülkelerdir.Bu nedenle bu ülkeler hem kalabalık nüfuslarını besleyebilmek için hem de endüstrilerine su sağlayabilmek için önemli bir su ihtiyacı duymaktadır. 



Aral Gölündeki sorunların yaşandığı dönemde Orta Asya'da çevrenin korunması iki engelle karşılaşmıştır. Bunlardan birincisi, SSCB döneminden kalan ve insan ihtiyaçlarını çevre korumanın önünde ele alan yaklaşım engeli ve diğeri de ekonomik engeldir. 

Aral Gölüne akan su miktarı hızla azalmış ve 2000 ve 2001 yıllarında Aral Gölü.ne 102 km. mesafedeki akım gözlem istasyonundaki yıllık ortalama debiler sırasıyla 300 000 m3 ve 30 000 m3.e düşmüştür.(Grafik 1). 

Aral Gölü nü besleyen sulardaki azalma nedeniyle göl 1998 yılında Kuzey Aral ve Güney Aral olmak üzere ikiye bölünmüştür.Daha sonra Güney Aral gölünün doğu kısmı tamamen kurumuştur.Aral Gölünü kurtarmak için başlayan çalışmalar önce Kuzey Aral.ın kurtarılmasına yönelmiştir. Kuzey Aral gölünü yeniden doldurabil mek için suyun güneye doğru boşalmasını engellemek amacıyla Siri Darya nın göle boşaldığı bölgenin hemen yanına Kazakistan tarafından bir kabartma yapısı (Gök Aral Barajı) yapılmıştır. 

Aral Gölü Geri Dönecek mi ? 

Bundan yaklaşık 60 yıl önceye kadar Dünyanın 4. büyük gölü olarak bilinen Aral Gölü bölgede “ çölün mavi gözü ”ydü. Ancak bu mavi göz 21. Yüzyıl’a ulaşamamıştır. Gölün yüzeyi yüzde 90 küçülerek, yerini suların çekildiği bölümde oluşan, “ dünyanın en genç çölü ” Aralkum’a bırakmıştır. 

Mevcut Durum Sovyetler Birliği döneminde, Aral Gölünü besleyen Amuderya ve Siriderya ırmaklarının sularının büyük bölümünün 1960'lı yılların başında pamuk üretilen alanlara çevrilmesi sonucunda Aral Gölü kurumaya başlamıştır.Bugün Aral Gölü, yüzde 90 oranda küçülerek eski kıyılarından 170 kilometreye 
kadar geri çekilmiş durumdadır.1960 yılında 68.900 kilometrekare yüzölçümü ve 1083 kilometreküp su hacmine sahip Aral Gölü.nün derinliği 68 metreyi bulmaktaydı. 2010'da gölün yüzölçümü 12.100 kilometrekareye, su hacmi 110 kilometrekübe, su derinliği ise 24 metreye düşmüştür. 

1960 Yılı Sonun Başlangıcı Oldu 

Eski Sovyetler Birliğinin, 1960-1990 yılları arasında Orta Asya.da pamuk üretimini artırma kararı sonun başlangıcı olmuştur.Bu dönemde su tüketimi üç kat sulamaya açılan alanlar ise üç kattan daha fazla artarak 8,11 milyon hektar.a ulaştı.Göle ulaşan suyun azalması sonucu göl su seviyesi yılda 1,5 -2 metre düşmeye başladı. 2010 yılına gelindiğinde gölün çekildiği 54.000 kilometrekarelik alanda, tuzlu kum tabakalarıyla kaplı “ Dünyanın en Genç çölü ” Aralkum oluşmuştur. Aral Gölü çevresinden her sene rüzgarla birlikte uçan yaklaşık 15-75 milyon ton tuzlu kum tozlarının 150-500 km lik bira alan içine dağılarak bölgeyi büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya bıraktığı görülmüştür. 

Aral Gölü Havzasında 1960'lı yıllarda 300'den fazla bitki, 35 kuş, 23 diğer hayvan türü, bulundğu Özbekistan.da kayıt altına alınmıştı. 1960'ta 34 
balık türü bulunan gölde o dönemde yılda ortalama 60 bin ton balık avlanırken, bugün Kuzey Aral hariç balıkçılık yok olmuştur. Kuzey de Kazakistandaki 
Güneyde ise Moynak taki balık konservesi fabrikaları ve soğuk hava depoları terk edilmiştir. Gölün eski kıyısında kalan balıkçı tekneleri bu bölgeleri gemi 
hurdalığına çevirmiş , oluşan Aral kum Çölünde artık develer gezmeye başlamıştır. Aral Gölü'nün su hacmi son 50 yılda 1083 kilometre küpten 115 kilometre küpe düşerken, gölün su seviyesi ise 53,4 metreden 30,72 metreye inmiştir. 

Aral Gölü’nden Aralkum Çölü’ne 



Şekil 1. Aral Gölünde Su Seviyesindeki Keskin Düşüş 

Aral Gölünün su seviyesindeki düşüş Şekil1.de verilmiştir. 1998 yılında Aral Gölü iki ayrı su kütlesine ayrılmış ve bunlardan Kuzey Aral tümüyle Kazakistan.ın içinde kalmış, Güney Aral ın büyük bir bölümü ise Kazakistan topraklarında yer almıştır.1998 yılından sonra da su seviyesi düşen gölde sonunda göl tabanındaki kum ortaya çıkmıştır. Bu da bölgede Kızılkum, Karakum çöllerinden sonra bir de Aralkum Çölü nün oluştuğu şeklinde yorumlanmıştır. 

Aral gölündeki suyun çekilmesi bölgedeki iklim koşullarını da etkilemiştir. Kazakistan daki yerel İFAS uzmanları14 Aral Gölünde su varken bölgede daha ılıman bir iklimin hüküm sürdüğünü açıklamıştır. Gölün dolu zamanında göl suyu geç ısınıp geç soğuduğundan bölgede özellikle gece gündüz arasındaki sıcaklık farkı daha az olmuştur. Aral Gölü suyu çekilip yerini Aral Çölü.ne bıraktıktan sonra yüzeyin çabuk ısınıp çabuk soğuması gece ve gündüz sıcaklık farklarını arttırmıştır. Kazakistan Kızılorda Bölgesi IFAS uzmanı Bayalimov Daulet Aymagambetovich 

1960 yılında Aral Gölü çevresindeki gündüz sıcaklıkları ortalama 40-45 *C gece sıcaklıklarının ise 30-35 oC iken göl kuruduktan sonra gündüz 40 oC olan sıcaklıkların gece yarı yarıya azalıp 20 oC ye düştüğünü belirtmiştir. 

Aral Gölü’nü Kurtarma Çabaları 

Aral Gölü nde ortaya çıkan çevre felaketi 5 Orta Asya ülkesinin ( Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan,Türkmenistan,Tacikistan) de bu durumdan etkilenmesine yol açmıştır.Bu nedenle 1993 yılında biraraya gelen bu beş ülkenin liderleri bu sorunun birlikte çözümüne yönelik bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma çerçevesinde Aral Gölünü Korumak İçin Uluslararası bir Vakıf ( IFAS) kurulması da karara bağlanmıştır. 

Bu vakfın ve AGİT,UNDP gibi uluslararası kuruluşların bölgeye olan ilgisinin artması gölü kurtarma çalışmalarında hareketlenmeye neden olmuştur. Bu konuda birçok proje oluşturulmuş ve kongre ve konferanslar düzenlenmiştir. 

Ancak Dünya Bankası tarafından yapılan bir çalışmada Aral Gölü.nün tümüyle kurtarılmasının yakın bir gelecekte mümkün olmayacağı tesbit edilmiştir. Bu gölün tümüyle dolması için 25 yıl boyunca yılda 75 milyar m3 suya ihtiyaç olduğu belirlenmiştir. Bunun sağlanmasının Siri Darya ve Amu Darya nehirlerinin yıllık toplam kapasitesinin yaklaşık 112 milyar m3 olduğu ve mevcut kullanımlarla bu suyun çok büyük bölümünün göle gitmeden çevrildiği düşünüldüğünde gerçekçi olmadığı görülmektedir.Bu nedenle gölü kurtarma çalışmaları önce Kuzey Aral'ın yeniden kazanılması için başlatılmıştır. Bu projenin başarılı olmasının temel iki nedeni vardır. 

Bunlardan ilki projenin tümüyle Kazakistan sınırları içinde kalacak olan Kuzey Aral a yönelik olması nedeniyle Kazakistan tarafından daha çok desteklen mesidir. Diğeri ise göl hacminin Güney Aral.a göre çok küçük olması ve bunun da göle giren suyu bir mühendislik yapısı ile kabararak sonuç alınabilmesinin mümkün olmasıdır. Aral.ı kurtarma çalışmaları 1992 yılında yerel halk.ın Kuzey Aral.a dökülen Siri Darya nehrinin suyunu bu gölde tutmak için yaptığı sedde ile başlamıştır. Ancak bu sedde 1993 yılında yıkılmıştır. 1996 yılında tekrar yapılan sedde 1999 yılında yine yıkılmıştır. Sonunda bölgeye Dünya Bankası kredisi ile ön yüzü beton kaplamalı Gökaral Barajı inşa edilmiştir. Bu proje 2006 yılında tamamlanmış ve Kuzey Aral.da su seviyesi yeniden artmaya başlamıştır. 

Kuzey Aral’da Durum 


Gökaral Su Yapısı.nın tamamlanmasından sonra Göldeki su seviyesi 5 yıl içinde 38 m. den 42 metreye çıkmıştır.. Bu durum göl alanının 874 km2 artarak 3288 km2.ye çıkmasına göldeki su hacminin 11,5 milyar m3 artarak 27 milyar m3 olmasına ve tuzluluk miktarının 23 g/lt den 17 g/lt ye düşmesine neden olmuştur. 



Gökaral Barajı-Kazakistan Foto Dursun YILDIZ Mayıs 2011 


Kuzey Aral ın kurtarılması için uygulanan proje kapsamında Gökaral Barajı en temel mühendislik yapısıdır. Bunun yanısıra Siri Darya.nın üzerindeki Aklak Kabartma Regülatörü de yeniden yapılarak nehir deltasındaki irili ufaklı göllere su birikmesi ve 6000 hektarlık bir alana su sağlanması amaçlanmıştır. 

Gökaral Barajı Vaziyet Planı Projenin ikinci aşamasında ise beslenen bu göllerden Kuzey Aral.ın kuzeyine bir kanal ve göl içine bir diğer kabartma yapısı yapılarak gölün buralardan da beslenmesi sağlanacaktır. Bölgede Yağışlar Azalıyor , Sıcaklıklar Artıyor, Buzullar Eriyor 

Aral Gölün ün geri dönüp dönmeyeceği sorusunun yanıtı bunun için uygulanan çözümlerin sürdürülebilir olup olmadığı araştırılarak 
verilebilir. Sürdürülebilir bir çözümün de öncelikle havza içinde aranması gerekir.Havza içindeki çözüm bölgedeki hidropolitik ve
meteorolojik iklim koşulllarına da doğrudan bağlıdır. Bölgede Hidropolitik ilişki ikliminin yumuşaması zamana bağlıdır. Ancak bu süre 
içinde sıcaklık artışının Seyhun ve Ceyhun un kaynakları olan buzulları eritmesi sözkonusudur.Bunun yanısıra yapılan incelemeler 
bölgede yağışlarda azalma olduğunu ortaya koymaktadır. 

Tüm bu koşullar Aral Gölü.nü geri getirecek çözümün sürdürülebilir olmasını zorunlu kılmaktadır. 

Sonuç ve Değerlendirme 


Su, 21. yüzyılda üzerinde önemli stratejiler geliştirilen bir doğal kaynak olmaya başlamıştır. Bir diğer deyişle bu yüzyıl suyun jeopolitik bir 
kaynak olarak daha fazla gündeme geleceği bir yüzyıl olacaktır. Bu da su sorunlarının politik zeminde daha çok ele alınacağı ve gündem oluşturacağı 
anlamına gelir ki bu bölgelerden birisi de Orta Asya olacaktır. 

Orta Asya kapalı bir coğrafya olup burada bölge ülkeleri ve komşu ülkeler tarafından paylaşılan 18 sınır aşan nehir bulunmaktadır ( Uslu,Öngel,Sözen 2011). 
Bu nedenle bu coğrafya bir anlamda bölge ülkelerini, ulaşım, güvenlik gibi konularda olduğu gibi su kullanımı konusunda da işbirliğine 
zorunlu kılmaktadır. Bölge en azından güvenlik ve tehdit algısındaki benzerlikler açısından da bir birlikteliğe ihtiyaç duymaktadır. 

Bu koşullar dikkate alınarak bölgede orta ve uzun vadede gerçekleşecek akılcı bir planlama ile karşılıklı bağımlılık ilişkileri geliştirilmelidir. 
Bu ilişkilerin gelişmesinde bölge ülkelerinin üretim alanlarında benzer üretim özellikleri taşımaları olumsuz bir faktör olarak düşünülebilir. 
Ancak teknolojik gelişmeler yardımı ile bölgede farklı ürün ve üretim alanları geliştirilerek işbirliği olanakları arttırılabilir. Ama bunun için de 
bölgesel bir liderlik gerekmektedir. 
Orta Asya.nın su sorununun çözümü için zamana ihtiyaç vardır.Bu zamanın kısaltılması zor görünmektedir. Ancak bu zaman süresinde 
sorunun artması ve kronik hale gelmesi önlenebilir. Ancak bugünkü şartlar altında Orta Asya.da su yönetimi sorununa " Havza bazında 
tüm ülkelerin destekleyeceği merkezi projelerle " Çözüm bulmak zordur. Bunun için önce ülkelerin suyu verimli yönetmesinin kurumsal ve yasal 
altyapısı geliştirilmelidir. Bunun yanısıra sorunun kökleşmesine neden olmayacak uygun su projeleri teşvik edilmelidir. Bu adımlar bölgede 
kurulacak bir üst organizasyon tarafından koordine edilebilir. Ülkelerdeki bu gelişme belirli bir aşamaya geldiğinde tüm Orta Asya ülkelerinin 
bölge için ortak bir projeye tam destek vermeleri mümkün olacaktır. 

Bölgedeki su kaynakları, halen kullanım sorunları nedeniyle ülkeler arasındaki işbirliğini değil gerilimi beslemektedir. Bölge hidro-politiğinin en 
öncelikli hedefi bu gerilimin " Artmasını Engellemek " olmalıdır. Bu hedefin önündeki zorluklar aşılabilir.Çünkü bölgede su kaynaklarının ülkeler 
arasında işbirliği aracı olarak kullanımı için halen mevcut olan nedenler ağırlığını gün geçtikçe daha çok hissettirecektir. 

Ancak bu süreç gerilimin artması riskini de bünyesinde taşır .Bu nedenle bölgede gerilimin artmasını önlemek amacıyla yapılacak girişimler 
kesintisiz sürdürülmelidir. Bölge su işbirliği için bir laboratuvar olarak ele alınmalıdır. Bu girişimlerle alınacak yol bölgede nihai çözüme 
erişilmesi süresini de kısaltacaktır. 

Yukarıda belirtildiği gibi Orta Asya su konusunda bir işbirliğine zorunludur. Bölgede en azından yerel ve ülkesel ölçekte su sorununun artmaması 
ve suyun politik gerilim yaratmaması için çaba gösterilmesi gerekmektedir. Buna rağmen bölgede su.yun tehdit unsuru olarak kullanıldığı 
politik bir zemine kayma olasılığı da düşük değildir. Çünkü bölgedeki hızlı değişimi kontrol etmek isteyen küresel güçler bazı planlarını su 
üzerinden uygulamaya koyabilirler. Bu da suyun doğrudan ya da dolaylı olarak bölge politikalarına alet edilmesi anlamına gelecektir. 

Sınıraşan sular denkleminin çözümü dünyanın hemen her bölgesinde zordur. Bu nedenle sınıraşan sular konusunda kalıcı bir anlaşmaya 
varılması uzun süreler almaktadır. Bundan dolayı Orta Asya gibi jeostratejik önemi çok yüksek olan bir bölgede bu sürecin yavaş ilerlemesi şaşırtıcı 
değildir. Diğer taraftan bölgenin uluslararası sistemle bütünleşmesi ekonomik, kültürel ve siyasal olarak gelişmesi açısından sürecin 
ilerlediği görülmektedir. Bu gelişmenin bölgedeki hidro-politik ilişkilere de olumlu yansıyacağı açıktır. Bu nedenle sınıraşan ve sınıroluşturan su 
havzalarındaki ikili veya çok taraflı görüşmelerde yaşanan zorluklar ne olursa olsun, görüşmelerin kesilmeden sürecin devam ettirilmesi büyük önem 
taşımaktadır15. 

Ancak tüm bunlara rağmen bölgede su sorununun bir bölgesel güvenlik sorunu olarak ortaya çıkması önlenemez değildir. Ancak bunun için öncelikle 
Orta Asya Türk Dünyası ülkelerinin bölgesel işbirliğine açık olmaları ve bölge dışından gelecek etkilere karşı dikkatli olmaları gerekmektedir. 

Bölgede istikrar bölge ülkeleri kadar bölge dışı güçler açısından da önemli hale gelmiştir. Bu nedenle bölgenin hidro-politiği bölge içi kadar 
bölgenin dış politikasıyla da iç içe şekillenecektir. Bu da Orta Asya Türk Dünyası'nın dış politikadaki açılım ve tercihlerini çok daha önemli kılmaktadır. 

Aral Gölü'nün geriye döndürülmesi zor ama imkansız değildir.Kuzey Aral.da elde edilen ilerleme Aral Gölü.nün geri dönmesi için beslenen umutları arttırmıştır. Ancak Aral Gölü.nün tümüyle geri dönmesi Kuzey Aral kadar kolay olmayacaktır. Kuzey Aral.da yapılan mühendislik yapıları ve coğrafyanın sunduğu olanaklar çözüme yardımcı olmuştur.Ancak Güney Aral için çözüm ülkelerin su yönetimlerine ve hidropolitik ilişkilerine daha çok bağlıdır. Bunun yanısıra bulunan çözümün sürdürülebilir olması da çok önemlidir. 

Aral gölü havzasının su sorununun çözümünün en önemli noktası çözümün sürdürülebilir olmasıdır. 
Aral Gölüne başka havzadan su taşımak sürdürülebilir bir çözüm olmayabilir. 
Bu nedenle havza dışından su getirmek yerine çözüm öncelikle havza içinde aranmalıdır. 
Konuya Orta Asya„daki su sorunu çerçevesinde bakıldığında Aral Gölü Havzası.nda ve Orta Asya.daki su sorunu çözümünün zamana ihtiyacı 
olduğu ortaya çıkmaktadır.Ancak bu süre içinde bölgede su sorununun artmasına izin verilmemelidir.Bu konuda önemli olan Orta Asya 
ülkelerinin su konusunda Bölge Çapındaki projelerde ortaklaşa ne yapması gerektiği değildir. 

Yakın gelecekte daha önemli olan bu ülkelerin kendi coğrafyalarında problemin artmaması için ne yapmamaları gerektiğidir. 

Aral Havzasındaki su kaynakları politik iklimdeki olumsuzluklar kadar küresel iklimdeki değişikliğin de tehdidi altında bulunmaktadır.Bu tehdidin en belirgin sonucu Orta Asya sularının kaynağı olan buzullarda hızlanan erimelerdir. 

Tüm bu nedenlerle Aral Gölü geri dönecek mi ? Sorusuna yakın bir gelecek için olumlu yanıt verebilmek zordur. Bir bütün olarak yarım yüzyılda kaybedilen 
gölün daha uzun dönmede ve bölüm bölüm olarak geri gelmesi mümkün olacaktır.Bu bölümlerden şanslı olan Kuzey Aral da bu geri dönüş kısmen 
tamamlanmak üzeredir. Seyhun Nehri.ni sularını Kuzey Aral.da tutacak mühendislik yapıları ile göl seviyesi Kuzeyde yükselmiştir. Ancak Güney Aral ın 
dolmasında mühendislik yapıları yerine bölge ülkelerinin verimli su yönetimi etkili olacaktır. Bu nedenle Güney Aral ın geri dönüşünün önünde küresel iklim 
değişikliğinden ülkeler arasındaki hidropolitik iklimin yumuşamasına kadar birçok sorun yer almaktadır. 

DİPNOTLAR,

1 Renato Sala 2003 “Hıstorıcal Survey Of Irrigation Practices In West Central Asia” ispkz@nursat. kz 
2 Smagulov, E., Sala, R. 2003 „Karizi Turkestankogo oasika. In: Promislennost II-2003, Almaty (in Russian) 
3 Cotton Committee International, Cotton USA Global Fax Update - January 2002; World Development Indicators 2001. 
4 Özbekistan.da yıllık tüketimin sadece yaklaşık 10 milyar m3 ulusal kaynaklardan elde edilmektedir. 5Age. 
6 ICG, ”Central Asia : Water and Conflict “a. g. e ss. 14-16 
7 Voır Khamidov. A. , ”Water continues to be source of tension in Central Asia”Eurasia İnsight, October 23 , 2001. 
8 Age ve Koichev. A. , ”Water games could leave central asia high and dry this summer”. Eurasia İnsight, March 19 2001 
9 Bkz. J. F. Linn, “The Compound Water-Energy-Food Crisis Risks in Central Asia: Update on an International Response”, Brookings Institution Commentary, 12 August 
2008, ; and the July 2008 UN World Food Programme Emergency Food 
Security Assessments in urban and rural areas of Tajikistan, 
10 International Crisis Group, op. cit., p. 9. 
11 Diagnostıc Report On Water Resources In Central Asia http: //www. cawater-info. net/library/eng/water-eng. pdf   Erişim 10 Haziran 2010 
12 Age. 
13 Robert Kozubov.Ecology. 
14 Bayalimov Daulet Aymagambetovich -Expert-IFAS Kyzlorda Department –Kazakistan 11 Mayıs 2011 Kişisel Görüşme 
15 Gulnara Shalpykova “Water Disputes in Central Asia: The Syr Darya River Basin” Master Thesis In Internatıonal Relations At The International University 
Of Japan 2002 

Yararlanılan Yayınlar; 

Djalili R. M. ve Kellner. T. 2009 , ” Yeni Orta Asya Jeopolitiği ” SSCB.nin bitiminden 11 Eylül sonrasına Çev. Reşat Uzmen. Bilge Kültür Sanat. Kasım 2009 

İstanbul Dukhovny,A.V,Schutter J. 2011 Water in Central Asia . Balkema 2011 London. 

Julia Bucknall,Irina Klytchnikova ,Julian Lampietti,Mark Lundell,Monica Scatasta , Mike Thurman 2003 ” Irrigation in Central Asia “Social, 
Economic and Environmental Considerations The World Bank , February 2003 

Stephen Hodgson 2010“Strategic Water Resources in 
Central Asia in Serach of a new İnternational legal order. EUCAM EU Central Asia Monitoring . No: 14 May 2010 CEPS Centre for European Policy Studies.

Stuart Horsman. 2001“Water in Central Asia: Regional 
Cooperation or Conflict? ” In Central Asian Security: 
the New International Context, edited by Roy Allison 
and Lena Jonson. Washington: Brookings Institution 
Press, 2001, p. 72. 

Uslu .K,Öngel .V,Sözen .İ,2011 “Aral Gölü 
Havzasındaki Su Kaynaklarının Orta Asya Ülkelerinin 
Sürdürülebilir Büyümelerine Etkisi” Marmara 
Üniversitesi İ.İ.B.F.Dergisi Yıl:2011 Cilt XXX. Sayı: 
1 s. 141-162 

YILDIZ Dursun, 2011 a Orta Asya'nın Stratejik 
Suları. Truva Yayınları.2011 İstanbul 

YILDIZ Dursun, 2011 b Orta Asya'nın Saatli 
Bombası: Su Sorunu. Truva Yayınları.2011 İstanbul 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder