15 Aralık 2017 Cuma

Çok Partili Siyasi Yaşama Geçildikten Sonra Yazılan Yurttaşlık Bilgisi Ders Kitaplarında Halkı Aydınlatma Araçları ,


ULUSLARARASI TARİH EĞİTİMİ SEMPOZYUMU 2016, Çok Partili Siyasi Yaşama Geçildikten Sonra Yazılan Yurttaşlık Bilgisi Ders Kitaplarında Halkı Aydınlatma Araçları 

Seval Yinilmez AKAGÜNDÜZ 
Ankara Üniversitesi, 
sevalyinilmez@gmail.com 

Özet 

Toplumsallaşmanın, ideolojik söylemlerin ve hükümetlerin kendilerini meşrulaştırma süreçlerinde eğitim ve eğitimin vazgeçilmez araçlarından birisi olan ders kitaplarının halk üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. Genel olarak daha iyi toplum ve beraberinde iyi yurttaşlar yetiştirme ideali, kendisini en açık biçimde ders kitaplarında göstermekte, yurttaşlık bilgisi ders kitapları ise bu noktada özel bir konuma yükselmektedir. Bu çerçevede çok partili siyasi yaşama geçildikten sonra yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında, “Halkın Aydınlatılmasına Yardım Eden Kurum ve Vasıtalar” adında bir bölüm açılarak, burada halkın aydınlatılmasının bir ihtiyaç olduğu üzerinde durulmuştur. 
Ders kitabı yazarlarına göre, halkın bilimsel gelişme ve yeniliklerden haberdar olması, uygar bir toplum yaratmak ve dünyadaki modernleşme hareketine dâhil olabilmek için bir tür zorunluluktur. İncelenen ders kitaplarında halkı aydınlatma araçları olarak şunlar gösterilmiştir; gazete, radyo, kitaplar, tiyatro, sinema, konser, konferans, miting, müzeler, sergiler. Bu çerçevede bildiride amaç 1945-1970 yıları arasında yazılmış ve örneklemimizi oluşturan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında, halkı aydınlatma araçlarının, halk üzerindeki etkisinin; dönemin toplumsal, sosyal, kültürel ve siyasi atmosferini göz önünde bulundurarak belirlemektir. Bu çalışmada yöntem olarak tarama modeli kullanılmıştır. 
Çalışmaya ilişkin veriler belgesel tarama modeli ile elde edilmiştir. Çalışmanın evreni 1945-1970 yılları arasında yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitapları oluşturmaktadır. Ancak dönem aralığının uzunluğundan dolayı belgesel tarama modeliyle elde edilen yurttaşlık bilgisi ders kitaplarından, amaçlı örneklem yöntemiyle kitaplar seçilmiş ve seçilen ders kitapları bildirinin amacı doğrultusunda doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. 

Anahtar Kelimeler: eğitim, ders kitapları, yurttaşlık bilgisi, çok partili siyasi yaşam, halk kültürü 

Araştırmanın Problemi 

Bireyi toplumsallaştırma araçlarından birisi olan eğitim, genel olarak dinamik bir süreç olarak kurgulanmaktadır. Bu süreç kendi içinde bir döngüseldik taşıyarak, çoğunlukla dinamik toplumun, dinamik bireyini yaratma idealinden hareket etmektedir. Ancak eğitimin bireyi etkileyebilmesi için öncelikle yetiştirilmesi hedeflenen birey ve halktan hareketle sınırlarının belirlenmesi gerekir. Bu 
amaç ise kendini en güzel şekilde öğretim programları ve bu sürecin en küçük parçası olan ders kitaplarında göstermektedir. Bu anlamda toplumun yeniden şekillendirilmesi, resmi ideolojinin meşrulaştırılması ve sürekliliğinin sağlanma sında genel de eğitim, özel de ise ders kitaplarından yararlanılmaktadır (Parlak, 2005, s. 1-3). Çünkü eğitim ve ders kitapları aracılığıyla ahlaki duyguları, 
iyi istençleri, değer yargıları, doğru ve yanlışları türdeş inşalar yaratmak ve bu isteği de tüm halka yayarak, bireylerin tutum ve davranışlarını istenilen doğrultuda yeniden organize etmek temel amaçlar arasındadır. 

Bu bağlamda incelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında, halkı aydınlatmak, söz konusu amaçların gerçekleştirilmesi için vazgeçilmez ve zorunlu bir tür ödev gibi karşımıza çıkmaktadır. Ancak değişen politikalar, hükümetler, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ve son olarak da ideolojik söylemler, her dönem eğitimin halka ulaşmasında kimi değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Hatta çok partili siyasi yaşamın eğitim üzerindeki etkileri ve aynı dönemde yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında halk kültürünü şekillendirme amacından hareketle yapılan açıklamalar dikkat çekicidir. Tüm bu açıklamalardan hareketle çalışmanın problemini, Türkiye’de 1945-1970 yıllarında yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında “Halkı Aydınlatılmasına Yardım Eden Kurum ve Vasıtaların” halk üzerindeki etkisini farklı boyutlarıyla gözler önüne sermektir. 

Araştırmanın Amacı 

İncelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında öncelikle halkın aydınlatılmasının bir ihtiyaç olduğu üzerinde durulmuştur. Bu ihtiyacın karşılanmasında da basın ve yayın organlarının önemi ve işlevinden sıklıkla bahsedilmektedir. İncelediğimiz ders kitabı yazarlarına göre, daha ileri bir uygarlık, modernleşmek, çağın gerisinde kalmamak, bilim ve teknolojik gelişmelerden haberdar 
olmak ve yaşamımızda uygulamak uygar bir toplum yaratmak için olmazsa olmazlar arasındadır. 

Bundan hareketle bu çalışmada amaç, 1945-1970 yıllarında yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarından hareketle, söz konusu halkı aydınlatma araç ve vasıtalarının halk üzerindeki etkisini; dönemin toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik gelişmelerinden yola çıkarak irdelemektir. 

Araştırmanın Yöntemi 

Nitel bir araştırma olan bu çalışmada tarama modelinin genel tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modelinde gerçekleştirilen bu araştırmada ders kitapları tarihsel veri kaynakları olarak kabul edilmiştir. Çalışmaya ilişkin veriler belgesel tarama modeli ile elde edilmiştir. Çalışmanın evreni 1945-1970 yılları arasında yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitapları oluşturmaktadır. Ancak dönem aralığının 
uzunluğundan dolayı belgesel tarama modeliyle elde edilen yurttaşlık bilgisi ders kitaplarından, amaçlı örneklem yöntemiyle kitaplar seçilmiş ve seçilen ders kitapları bildirinin amacı doğrultusunda doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. 

Araştırmanın Bulguları 

Türkiye’de, Cumhuriyet Halk Partisi, 1923’ten 1945 yılına kadar tek parti olarak ve milletin seçtiği vekillerle devlet yönetimini elinde tutmuştur. Ancak II. Dünya Savaşı (1939-1945) sonrasında Türkiye’de kimi dengeler değişmiş ve demokratikleşme süreci, beraberinde çok partili siyasi yaşamı ve farklı sesleri (siyasi partiler) doğurmuştur. Çünkü II. Dünya Savaşı sırasında CHP’ye karşı 
hissedilen toplumsal kırgınlık yüksektir. Hatta CHP’nin içinden İsmet İnönü, 19 Mayıs 1945’te yaptığı konuşmasında, yeni partilerin kurulmasının gerekliliğini belirtmiştir (Ahmad, 1976, s. 18). Bu açıklamanın ardından 7 Ocak 1946 yılında Demokrat Parti kurulmuştur. Demokrat Parti’nin kurucuları yine CHP’nin içinden çıkan, “Adnan Menderes, Celal Bayar, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü’dür (Ahmad, 1976, s. 16). Türkiye siyasi tarihinde CHP’den sonra ikinci partisi olarak tarihe geçen DP, basından da güçlü bir şekilde yararlanarak, halka isteklerini doğrudan aktarmayı başarmıştır (Ahmad, 1976, s. 23). Ancak DP’nin hızla örgütlenmesi CHP’yi telaşlandırmış ve sonrasında DP, 14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçim ile CHP’nin 27 yıllık iktidarına son vermiştir (Ahmad, 1976, s. 66). 

Çok partili siyasi yaşama geçiş, hükümet değişikliği, demokratikleşme süreci, bilimsel ve teknolojik gelişmeler beraberinde, halkın seçim ve kararlarında değişikliklere neden oluştur. Siyasi ve toplumsal yaşamdaki bu değişikliklerin bir ucu ise eğitime yansımıştır. Örneğin, köylünün köyde yetiştirilmesi ve toprak ağasının baskılarından kurtulmaları amacıyla açılan Köy Öğretmen Okulları (Akyüz, 1997, s. 338), Hasan Ali Yücel’in bakanlığı sırasında ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde, 17 Nisan 1940 yılında, Köy Enstitülerine dönüştürülmüş tür (Turan, 2004, s. 135). 1947 yılına kadar enstitüler devlet desteğinde gelişmiş ve ülkedeki 44 bin okula hizmet vermek için 20 enstitü kurulmuştur. Enstitüler hemen hemen 25 bin kişiyi yetiştirmeyi başarmışlardır (Akyüz, 1997, s. 342). Her ne kadar bu sayı, köylü nüfusu ile karşılaştırıldığında küçük bir miktar gibi görünsede köy enstitülerde eğitim almış kişilerin yarattıkları etki, sayılarına oranla çok daha fazla olmuştur (Ahmad, 2005, s. 104). Ancak çok 
partili siyasi yaşama geçişe kadar, halkın eğitiminde önemli ivme kazanan bu eğitim kurumları, DP’nin iktidara gelmesiyle hassas bir konu olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrasında, iş eğitimini ön plana alan bu kurumlar komünistlik ile suçlanarak, 1947 yılında çıkarılan kanun ile köylerdeki öğretmenlerin enstitülerle olan bağları kesilip, verilen araç ve gereçler alınarak, öğretmenlernormal memur haline getirilmiştir (Başaran, 1999, s. 102). Sonrasında DP’nin iktidara gelmesiyle zaten etkisizleştirilen enstitüleri kapatmanın önünde bir engel kalmamış ve 1954 yılında alınan kararla enstitüler klasik öğretmen okulları ile birleştirilmiştir (Akyüz, 1997, s. 342). 

Bu bağlamda, çok partili siyasi yaşama geçişle birlikte 1948 yılında hazırlanan ilkokul programında demokrasi, eşitlik, hoşgörü, hürriyet konularındaki açıklamalar dikkat çekicidir (MEB, 1949, s. 157). Çok partili siyasi yaşam ve milli söylem, önce öğretim programlarına, sonrasında ise bu programlara 
göre yazılan ders kitaplarına yansımıştır. Örneğin, 1948 ilkokul programında, ilkokulun en önemli ödevinin, toplumu oluşturan tüm vatandaşların, aynı milli ülkü ve amaçları edinmelerini sağlamak olduğu belirtilmiştir (MEB, 1949, s. 4). Bu anlamda incelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında halkın birlik ve bütünlük içinde hareket ederek, iyi bir yurttaş olması ise programın hedefleri 
arasındadır. Hatta Hasan Ali Yücel’e göre bu ders aracılığıyla, çocuklara pratik ahlak kuralları gösterilmekte ve bu sayede öğrencilerin telkin yoluyla kendine, ailesine, kendini terbiye eden öğretmenlerine, milletine ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarını anlatıp öğretmektir (Yücel, Felsefe Dersleri, 1959, s. 76). O halde sadece iyi yurttaşlar yetiştirmek yeterli değildir, aynı zamanda bu 
yurttaşların sorumluluklarının bilincinde, haklarını bilen ve ödev duygusu gelişkin bireyler olmalarını da sağlamak gerekir. Özellikle incelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında karşımıza sıklıkla “iyi” kavramı etrafında şekillenen iyi yurttaş, halkı iyi olan toplum gibi benzetmeler çıkmaktadır. 

Bu noktada iyi kavramına yüklenen anlamlar ise benzerlik göstermektedir. İyi kavramıyla genellikle halkın eğitiminde, resmi ideolojiler tarafından izin verilen, teşvik edilen, doğru kabul edilen; öte yandan izin verilmeyen, yanlış kabul edilen davranış ve tutumlar benimsetilerek, alışkanlık haline getirilmeye çalışılmaktadır. Tüm bu saydığımız davranışlar ise toplumun ahlaken doğru kabul ettiği 
söylemin bir parçasını oluşturmaktadır. 

Felsefi olarak iyi kavramına baktığımızda da karşımıza farklı bir tablo çıkmakta dır. Örneğin Kant’a göre iyi istenç bir tür maksimdir ve kesin buyruk şeklinde de kendini göstermektedir. Kant kesin buyruk adını verdiği: “Ancak aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir maksine göre eylemde bulun”, ilkesi kişinin sadece eyleminin değil, aynı zamanda niyetinin de iyi olması gerektiğini ve bu iyi istencin herkes için geçerli olan bir tür yasa olması gerektiğini belirtmektedir (Kant, 2002, s. 38). 

Öte yandan Aristoteles’ göre iyi kavramı şöyle tanımlanabilir: “Yapılanlarda kendisi için istediğimiz, başka şeyleri de onun için istediğimiz bir amaç varsa ve her şeyi bir başka şey için tercih ediyorsak, bunun iyi ve en iyi olacağı açıktır.” (Aristoteles, 1997, s. 2). O halde iyi kavramını, her şeyi kendisi için istediğimiz, 
tercih ettiğimiz ve kararlarımızda uyguladığımız yetkinlik durumu gibi düşünebiliriz. Ancak sadece bireyleri iyi olan bir toplum yaratmak yeterli değildir. Aynı zamanda öyle bir toplum olmalıdır ki, çağa ayak uydurmalı, bilimsel ve teknolojik gelişmelerden haberdar olmalı, görgü kuralları 
içselleştirebilmeli, hatta alışkanlık haline getirebilmeli, kısacası modern yaşamın kurallarına hâkim olmalı ve uygar bir halk topluluğu olabilmelidir. 

Çok partili siyasi yaşama geçildikten sonra hazırlanan 1948 ilkokul programı ve bu programa göre hazırlanan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında “Halkın Aydınlatılmasına Yardım Eden Kurum ve Vasıtalar” adlı bölümde, toplum içinde yaşayan insanların yurttaş, meslek adamı ve uygar bir insan olarak aydınlatılma sı gerektiği söylenmektedir (Arıç, 1954, s. 46). 
Birey yurttaş olarak  aydınlatılmalıdır, çünkü yeni çıkan kanunlar hakkında bilgi edinmesi, hangi partiye oy vermesi gerektiği ve ne zaman askere alınacağını bilmesi gerekir. Öte yandan birey meslek adamı olarak da aydınlatılmalıdır, çünkü ancak bu sayede mesleğini ilgilendiren yeni buluşları ve ilerlemeleri 
öğrenebilir. Son olarak da bireylerin uygar bir insan olarak halkının bilgili, görgülü olması gerekir, bunlar içinde öncelikle okumayı bilmesi ve tüm bunlardan dolayı da halkın gerek resmi kurumlar gerekse halkın oluşturduğu kurum ve araçlarla aydınlatılması gerekir (İleri, 1956, s. 44-45), (Arıç, 1954, 
s. 46). 
Hatta bu konuda Yurttaşlık bilgisi yazarlarından İleri, halkın aydınlatılmasını bir ihtiyaç olarak düşünmekte ve toplum içinde yaşayan insanların uygar bir vatandaş olarak aydınlatılması gerektiğini şu sözlerle anlatmaktadır: 

“Uygar bir insan olarak halkın bilgili, görgülü olması gerekir. Telefon, buzdolabı, çamaşır makinesi, radyo, vb. araçları ancak bilgili insanlar kullanabilirler. Hastalığın sebeplerini, mikroplardan sakınma yollarını bilen kimse, sağlığını koruyabilir. Müzikten, sinemadan, tiyatrodan, zevk almak için, bu sanatların bazı esaslarını kavramak şarttır. Okumayı bilmeyen için kitap, dergi ve gazetenin ne değer olur? Sözün kısası: yeni buluşlar, yeni yaratışlar, bilgi sayesinde ortaya çıkar, bilgi ve görgü sayesinde insan rahat yaşar” (İleri, 1956, s. 45) 

Halkı aydınlatmaya yarayan kurumlardan gazeteler ve dergiler, yurt ve dünyadaki olaylardan yurttaşlarını haberdar etmekle kalmaz aynı zamanda, hükümeti eleştirir, halkın istek ve şikâyetleri haber yapar, seçimlerde partilerin adaylarını tanıtır ve genel kültürümüzün artmasında da bize yardımcı olurlar (İleri, 1956, s. 45), (Tülin, 1969, s. 77). Öte yandan halkın aydınlatılmasında kullanılan araçlardan birisi de kitaplardır. Örneğin, Yurttaşlık bilgisi kitabı yazarlarından Arıç’a göre kitaplar, insana sadece doğru yolar göstermekle kalmaz, aynı zamanda kitaplar tıpkı okullar gibi insanı yetiştirir ve yükseltir. Hatta Arıç kitabında ailelere öneride de bulunmaktadır. Ona göre her aile 
gazete ve dergiler için bütçesinde bir para ayırmalı ve evinde hiç olmazsa kütüphane oluşturmalıdır (Arıç, 1954, s. 47-48). Arıç kitap okumanın önemi ve faydası hakkındaki görüşlerini ise şöyle anlatmaktadır: 

“Kitaplar hayatın zorluklarını yenmemize yardım eder. O, iyi bir arkadaş gibidir. İnsanı yalnızlıktan kurtarır, kaderlerini avutur, ona neşe ve cesaret verir… Kitap uygar bir insan için yemek, içmek kadar önemli bir ihtiyaçtır. Her aile, gazete ve dergiler için bütçesinden bir para ayırmalı, evinde hiç olmazsa, küçücük bir kitaplığı bulunmalıdır. Öğrenciler, bulundukları yerdeki devlet kitaplığından 
faydalanmaya ve okul kitaplıklarını zenginleştirmeye çalışmalıdır” (Arıç, 1954, s. 47-48). 

İncelediğimiz yurttaşlık bilgisi kitaplarında sinema, tiyatro ve konferanslarda halkı aydınlatmaya yardım eden araçlar arasında gösterilmektedir. Yurttaşlık bilgisi kitabı yazarlarından Kenres, konferansın halkı aydınlatma, bilgilendirme konusundaki başarısını anlatırken eski-yeni rejim karşılaştırması yaparak şunları söylemiştir: “Konferanslar yurttaşların bilgisini artırır, onlarının düşünüşünü geliştirir. İmparatorluk zamanında halkın toplanması hoş görülmezdi. Cumhuriyet yönetimiyle, türlü konferanslar verdirerek yurttaşlar aydınlatılmaya çalışıyor” (Kenres, 1956, s. 58). Bir başka yurttaşlık bilgisi yazarları İleri ise tiyatro ve sinema konusunda şunları söylemektedir: 

“Tiyatro ve sinema pek sevilen eğlence yerleridir; fakat görülen piyeslerle, seyredilen filmler, insanı yalnız eğlendirmez; aynı zamanda kötülüğün cezasız kalmadığını fena alışkanlıkların ne gibi acı sonuçları bulunduğunu da gösterir; artistlerin çok güzel canlandırdıkları bu hayat hikayelerinden birçok dersler almak mümkündür… Tiyatro ve sinema, halk için okul kadar faydalıdır. Çocuklar ana, baba ve öğretmenlerinin uygun buldukları filmlere ve tiyatrolara gitmelidirler.” (İleri, 1956, s. 48). 

Öte yandan incelediğimiz yurttaşlık bilgisi kitaplarında halka açık alanlarda uyulması gereken kurallardan da sıklıkla bahsedilmektedir. Sinema, tiyatro, tren, vapur gibi uyulması gereken kurallar ise şöyledir: bilet alırken sıraya girmek, yüksek sesle konuşmamak, gülmemek, kabuklu yiyecekler yememek vb. (Akşit & Eğilmez, 1965, s. 77). Son olarak incelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında halkı aydınlatma araçlarından birisinin de radyo olduğu söylenmekte ve halkın bir yandan radyo sayesinde dünyada olup bitenleri bize haber verdiği, öte yandan da güzel müzik parçalarıyla bizi eğlendirdiği söylenmektedir (Kenres, 1956, s. 59). 

Araştırmanın Sonuçları 

Çok partili siyasi yaşam ve beraberinde getirdiği kavramların eğitim üzerindeki etkisinin en güzel örneklerinden olan ders kitaplarında, bir ülkenin özelde eğitim felsefesini genelde ise toplumsal, ideolojik ve kültürel kodlarını bulmak olasıdır. Eğitimin somut bir gerçekliği olan ders kitapları toplumu meydana getiren tüm sistemlerden etkilenen açık bir yapı oluşturmaktadır (Baykal, 17-18 
Nisan 2004, s. 35). Hatta Pingel’a göre, ders kitapları sadece bilgi aktarma araçları değildir, aynı zamanda içinden çıktığı toplumun yüzyıllardır oluşturduğu gelenekleri ve normları yansıtarak, toplumun sınırını belirleyen bir tür materyaldir (Pingel, 2003, s. 1). Başka bir anlamda ise ders kitapları toplumsallaşmanın sürekliliği için olmaza olmazlardandır. Kısacası ders kitaplarından toplumsal düzenin sağlanması, milli birlik ve beraberliğin devam etmesi noktasında da önemi büyüktür (İnal, 2004, s. 85-86). O halde ders kitaplarının önemli bir işlevinin de toplumsal yapıyı değiştirmek ve egemen sınıfın ideolojisi doğrultusunda da şekillendirmek olduğunu söyleyebiliriz. 

Bu çerçevede ise ders kitaplarının yurttaşlık bilincinin yaratılması ve sürekliliğinin sağlanmasındaki işlevi büyüktür. İncelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında bu amaç esas alınarak kaleme alınmıştır. Çok partili siyasi yaşam ve beraberinde getirdiği demokrasi, hürriyet, eşitlik gibi kavramların kitaplardaki yansımaları dikkat çekicidir. Örneğin, daha önce yazılan yurt bilgisi ve yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında “Halkın Aydınlatılmasına Yardım Eden Kurum ve Vasıtalar” adlı bir bölüme yer verilmezken 1945 sonrasında yazılan yurttaşlık bilgisi kitaplarında, halkın aydınlatılmasının bir zorunluluk olduğu hatırlatılır. 

İncelediğimiz yurttaşlık bilgisi kitaplarında yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla, halkı aydınlatmak, yaşanan çağa ayak uydurulmasını sağlayarak biz duygusuyla şekillendirilmiş evrensel bireyler yaratmaktır. Yurttaşların radyo, kitap, konferans, sinema, tiyatro, gazete, dergi gibi görsel ve yazılı iletişim araçlarından en iyi şekilde nasıl yararlanabilecekleri gösterilerek uygar bir toplum yaratmak istenilmiştir. Öte yandan incelediğimiz kitaplarda dikkat çeken bir başka ayrıntı da gelişen dünyada bilim ve teknolojiye yapılan vurgudur. İyi yurttaş olmak sadece vazife ve sorumlulukların yerine getirilmesiyle sınırlı değil; aynı zamanda dünya vatandaşı olmak, dünyada olup biten gelişmeleri 
takip etmek ve bu gelişmelerden kendilerine pay çıkartmakla bağlantılıdır. 

Sonuç olarak çok partili siyasi yaşama geçiş sonrasında yayımlanmış yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında halkın aydınlatılmasına yardım eden araç ve vasıtalarla siyasi yaşamdaki değişikliklerin, kültürel kodlar üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bunların dışında, toplum yeniden yapılandırılmak istendiğinde başta okullar ve onun küçük araçları olan öğrenim 
programları ve bu programlardan hareketle kaleme alınan ders kitaplarının ne kadar önemli ve işlevsel olduğu da açığa çıkmaktadır. Çünkü çok partili siyasi yaşamla birlikte ortaya çıkan çok seslilik, eşitlik, hürriyet ve hoşgörü gibi kavramlarının ders kitaplarıyla yurttaşlara inmesinde aracı rol oynamışlardır. 

Kaynakça 

Ahmad, F. (1976). Türkiye'de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi(1945-1971). İstanbul: Bilgi Yayınevi. 
Ahmad, F. (2005). Modern Türkiye'nin Oluşumu. İstanbul: Kaynak Yayınları. 
Akşit, N., & Eğilmez, O. (1965). Yurttaşlık Bilgisi. İstanbul: Remzi Kitapevi. 
Akyüz, Y. (1997). Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1997'ye). İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi Yay. 
Arıç, S. (1954). Yurttaşlık Bilgisi-V. İstanbul: Ders Kitapları Limited Şirketi. 
Aristoteles. (1997). Nikomakhos'a Etik. (S. Babür, Çev.) Ankara: Ayraç Yayınevi. 
Başaran, M. (1999). Özgürleşme Eylemi Köy Enstitüleri. İstanbul: Cumhuriyet Kitapları. 
Baykal, A. (17-18 Nisan 2004). Türkiye'de Okutulan İlköğretim ve Lise Ders Kitaplarında Sayısal Veriler. İnsan Hakları Eğitimi ve Ders Kitabı Ararştırmaları Uluslararası 
Sempozyumu (s. 35-69). İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları. 
İleri, İ. (1956). Cumhuriyet Çocuklarına Yurttaşlık Bilgisi, Sınıf V. İstanbul: Çeltüt Yayınevi. 
İnal, K. (2004). Eğitim ve İktidar: Türkiye'de Ders Kitaplarında Demokratik ve Miliyetçi Değerler. Ankara: Ütopya Yayınevi. 
Kant, I. (2002). Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi. (İ. Kuçuradi, Çev.) Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. 
Kenres, S. S. (1956). Yurttaşlık Bilgisi-V. İstanbul: İnkilap Kitapevi. 
MEB. (1949). 1948 İlkokul Programı. İstanbul: MEB Basımevi. 
Parlak, İ. (2005). Kemalist İdeoloji'de Eğitim, Erken Cumhuriyet Dönemi Tarih ve Yurt Bilgisi Ders Kitapları Üzerine Bir İnceleme. Ankara: Turhan Kitapevi. 
Pingel, F. (2003). Ders Kitaplarını Araştırma ve Düzeltme Rehberi (UNESCO). (N. Elhüseyni, Çev.) İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları. 
Turan, R. (2004). Eğitim ve Öğretimdeki Gelişmeler: Yeni Devlet Yeni Eğitim. Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-II (s. 99-139). içinde Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi. 
Tülin, H. (1969). Yurttaşlık Bilgisi-V. İstanbul: Kanaat Yayınları. 
Yücel, H. A. (1959). Felsefe Dersleri. İstanbul: Maarif Basımevi. 

 ***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder