2 Aralık 2017 Cumartesi

Suriye Demokratik Türkmen Hareketi


Suriye Demokratik Türkmen Hareketi ve Suriye Türkmen Kitlesi Kurucu Üyesi Bekir Atacan ile Söyleşi


Bekir ATACAN*
25.01.2013





 * Bu söyleşi ORSAM Ortadoğu Uzmanı Oytun Orhan tarafından 17 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.

Suriye’de halk ayaklanması uzun yıllardır üstü kapatılan toplumsal ve siyasal taleplerin su yüzüne çıkmasına imkan sağladı. Bunların başında Suriyeli Türkmenler gelmektedir. Baas yönetimi altında hiçbir şekilde örgütlenme imkanı tanınmayan ve baskı politikalarına maruz kalan Suriyeli Türkmenler yeni dönemde uzun yılların açığını kısa sürede kapatma çabası içindedir. Suriye Türkmen siyasal hareketleri diğer muhalifler gibi ülke dışında örgütlenmek durumunda kaldı. Türkiye merkezli olarak gelişen Suriyeli Türkmen hareketlerinin başından beri kurucu üye olarak içinde yer alan Bekir Atacan ile Suriye Türkmenlerinin durumu, Türkmen siyasal hareketlerinin gelişimi ve Suriye Türkmenlerinin beklentileri konusunda bir söyleşi gerçekleştirdik.

“Türkmenler Olarak Türkiye ve Suriye Arasında Köprü Rolü Oynamak İstiyoruz”

ORSAM: Öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz?

Bekir ATACAN: 

               Bekir Atacan

Ben Bekir Atacan. Suriye’nin Bayır Bucak Türkmenlerindenim. 

32 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Türk vatandaşıyım. Son zamanlarda kurulan siyasi örgüt ve partilerde görev aldım. Suriye Türkmen Kitlesi’nin hem kurucu üyesiyim hem de ilk genel kurul başkanıyım. Kitleyi büyütmek istedik ancak başarılı olmayınca istifa ettim. Türkiye’nin de desteğiyle Suriye Demokratik Türkmen Hareketi’ni kurduk. Hareket’in de hem kurucu üyesiyim hem de Genel Başkan Yardımcısıydım. Sonrasında ise Türkiye’de Suriye Türkmenleri adına geniş yelpazeye sahip bir siyasi parti kurulmasını istediğimiz için bir grup arkadaşımla Hareket’ten istifa ettik. Bunun gerçekleştirilebilmesi için zemin hazırlığı yapıyoruz. Umuyorum ki Ocak ayına kadar çekirdek kadromuz oluşmuş olacaktır. Suriye’de muhalefet gruplarının tamamının parti kurması imkansızdı. En çok baskı gören grup Türkmenlerdi. Çünkü dağınık şekilde yaşıyorlardı. Ama son zamanlarda hem Türkiye’nin desteğiyle hem de muhalefetin güçlenmesiyle birlikte aktif şekilde siyasi yaşamımız devam etmekte. Amacımız yeni bir yapılanmaya gitmek. Bu yapılanma siyasi parti olmalı. Birinci amacı Suriye’deki Türkmenlerin haklarını savunmak, sonrasında ise Suriye ve Türkiye arasında bir barış köprüsü vazifesi üstlenmek. Önemli bir diğer amaç ise Suriye’de bulunan tüm azınlık grupları ve diğer kesimlerle dostane ilişkiler kurulmasını sağlamak. Bu sayede Suriye’nin geleceği için barışçıl bir sistemin benimsenmesinde rol oynayacağımıza inanıyorum. Bu da ancak Türkiye’nin bizi desteklemesi ile mümkün olacaktır. Bizim Suriye’de bütün kesimlerle iyi ilişkilerimiz var ancak güçsüzüz. Bir Türkmen bir Nusayri’yle, bir Arap’la, bir Kürt’le çok iyidir. Tüm kesimlerle içli dışlı yaşıyoruz. Dağınık şekilde yaşadığımız için birimizin komşusu Arap, diğerimizin Kürt bir diğerinin Hıristiyan. Atalarımızdan kalan barışçıl özelliğimiz sayesinde iyi münasebetler geliştirdik. Şimdi bunları değerlendirme zamanı. Bu durum hem Suriye halkının hem de Türkiye’nin lehine olacaktır. Bunun için büyük çaba harcanması ve Türkiye’nin bize destek vermesi gerekiyor.

ORSAM: Suriye’deki Türkmen siyasal hareketini geçmişten günümüze özetleyebilir misiniz?

Bekir ATACAN: 

Suriye’de devrim başladığında, bundan 20 ay önce Suriye Ulusal Konseyi kuruldu ve Türkmenlere hiç yer verilmedi. Bunun üzerine bizim de Konsey’de olmamız gerektiğini ve diğer kesimler gibi kendi haklarımız adına konuşmamız gerektiğini düşündük. Bunun üzerine görüşmeler yapmaya başladık. Bize öncelikle Türkmenlere ait bir örgütün olup olmadığını sordular. O tarihte bir örgütümüz yoktu. Ben kendi imkanlarımı kullanarak Türkiye’de bulunan 180 Suriyeli Türkmeni bayram münasebetiyle bir yemekte bir araya getirdim. Bu yemekte mutlaka örgütlenmemiz gerektiğini ve bu sadece haklarımızı savunabileceğimizi konuştuk. Bunun üzerine bir araya gelip Suriye Türkmenler Birliği adıyla bir dernek çalışması yaptık. Sonrasında bu derneği 2011 yılının Kasım ayında bir siyasi harekete dönüştürdük. Adını da Suriye Milli Kitle Partisi olarak belirledik. Ben bu kitlenin kurucusu ve genel başkanıydım. Bu çatı altında az da olsa bir yol kat ettik. Ancak zaman içinde gördük ki çalışmalar bir kısır döngü içinde. Bu nedenle oradan istifa edip Türkiye’nin de desteğiyle Suriye Demokratik Türkmen Hareketi’nin kurulmasına öncülük ettik. O patinin de kurucusu ve genel başkan yardımcısıydım. Demokratik Türkmen Hareketi çatısı altında ve Türkiye sayesinde Suriye Ulusal Konseyi’nde temsil edilmeye başlandık. Ulusal Meclis bizden 16 üye aldı. Aynı zamanda diğer azınlıklara verilecek bazı hakların bize de verilmesini sağladık. Demokratik Türkmen Hareketi, Suriye Milli Kitle Partisi’ne göre daha geniş çaplı çalışmalar yürütüyor olsa da kadrosu ve çalışmaları yetersizdi. Biz bu kadrodan Lazkiye, Humus, Halep ve Tarsus Türkmenlerinden bir grup istifa ederek yeni bir partinin kurulmasını savunduk. Suriye Türkmen Kitlesi, İslam Partisi adı altında bir partimiz daha vardı, bütün bunları lağvedip yeni bir yapılanmaya gidilmesi ve tek bir çatı altında toplanmasına karar verildi. Ocak ayında bir kurultay düzenlemeyi düşünüyoruz. Bu kurultayda yeni partinin kurulması kararı alınacak. Şu an için isim belli değildir. Ancak büyük ihtimalle “Türkmen” ve “Demokrasi” kelimeleri kullanılacaktır.

ORSAM: Esat sonrası için Suriye Türkmenleri olarak talepleriniz neler? Nasıl bir Suriye görmek istiyorsunuz?

Bekir ATACAN: 

Türkmenler Suriye’nin her şehrinde her kasabasında 1000 yıldan beri var. Biz Suriye’de varlığımızı devam ettirmek ve yeniden inşasında yer almak istiyoruz. Suriye’de tek çatı altında devam etmek istiyoruz. Elbette bazı kültürel hak isteklerimiz olacak. Dernek toplantılarının yapılması, kendi dilimizi konuşabilmek, kendi kültürümüzü yayabilmek gibi isteklerimiz var. Ama asla bağımsızlık ya da federal bir yapı isteğimiz yok. Suriye’nin üniter yapısını destekliyor; toprak ve siyasi bütünlüğünü savunuyoruz.

ORSAM: Suriye’deki genel durum nedir? Rejimin geleceği için neler söyleyebilirsiniz?

Bekir ATACAN: 

Bir diktatörlüğün bir günde yok olması mümkün değil.  Hele ki Suriye’de Baas diktatörlüğü 1963 yılından beri devam etmektedir. Çatışmalar 21 aydır devam etmekte. Biz çatışmaların bir süre daha devam edeceğini düşünüyoruz. Halep düştü, Şam ise şu an kuşatma altında. Şam da düştüğünde, daha önce Irak’ta ve yakın zamanda Libya’da olduğu gibi, Devlet Başkanları doğdukları yerlere çekilecektir. Muhtemelen orada da çatışmalar sürecek. Beşar Esad, Lazkiye’de yer alan Kırdaha’da doğmuştur. Çatışmalar o topraklara kayacak. Sonuç olarak ise federal bir yapıya gidileceğini düşünüyorum. Eğer yakın zamanda olmazsa bile gelecekte federal yapı kurulacaktır. Rusya’nın isteği Nusayri Devleti’nin kurulmasıdır. Bu sayede Rusya kendi çıkarlarını korumaya devam edecektir. Bu sınırlar içinde kalacak yaklaşık olarak 600 bin Türkmen yaşamaktadır. Bu toplam Türkmen nüfusunun yaklaşık dörtte birine denk gelmektedir. Bu durum bizler için kabul edilebilecek bir şey değildir. Bunun olmaması adına elimizden geleni yapacağız.

ORSAM: Ülkede federalleşmeye gidilirse Türkmenler çatışmaların ortasında kalabilir ve büyük sıkıntılar yaşayabilir…

Bekir ATACAN: 

Aynen. Türkmenler 1000 yıldan beri oradalar ama hep geri planda kalmışlar. Lazkiye’ nin ilk şehidi Türkmenlerdir. Suriye basınının iddiası Devrimi Türkmenlerin başlattığı yönünde olmuştur. Ancak maalesef ne Türkiye’de ne de dünyada bizden bahsedilmemiştir. Çünkü biz bugüne kadar önce “Suriyeli yiz” dedik. Biz kendimizi Suriye’ nin parçası, Suriye’nin vatandaşı olarak gördük. Ön planda olmasak bile devrimin her adımında biz de vardık. En fazla şehit veren toplum Tükmen ler dir. Bab-ı Amr’ın %80-90’ı Türkmendir. Şu an da katliam yapılan illerin ve ilçelerin çoğunda Türkmenler vardır. Biz önce Suriyeli sonra Türkmeniz. Ama diğer azınlıklar önce mensup oldukları azınlığı söylüyor sonra Suriye diyorlar. Onlarla aramızdaki fark budur. Biz 1000 yıldan fazladır bu topraklarda yaşayan asli unsurlar ız. Zaten Ulusal Konsey’den talep ettiğimiz konulardan biri de asli unsur olarak kabul edilmemiz dir. Umarız ki bu anayasaya girer.

ORSAM: Suriye Türkmenlerinin zayıf oldukları noktalar neler?

Bekir ATACAN: 

Zayıflığımızın iki nedeni vardır. Örgütlenemememiz ve dağınık halde yaşıyor olmamız. Kürtlerin, Süryanilerin, Hıristiyanların, Çerkeslerin, Nusayrilerin, Dürzilerin bölgeleri belli ancak bizim bölgemiz belli değil. Suriye’nin her karışında varız. 4 milyon Türkmen Suriye topraklarına yayılmış durumda. Çünkü o bölge bizlerin atalarından kalma. O topraklar bir zamanlar Selçuklu’ya, Osmanlı’ya aitti.

ORSAM: Son olarak Türkiye’nin Suriye Türkmenlerine ve Suriye’ye yönelik politikası hakkında neler düşünüyorsunuz? Beklentileriniz nelerdir?

Bekir ATACAN: 

Hem Suriye’deki halklar arasında hem de Suriye ve Türkiye arasında bir köprü olduğumuza inanıyoruz. Bu nedenle Suriye’de barış elçisi olmak istiyoruz. Türkiye’den beklentimiz bunu sağlayabilmek ve daha örgütlü hale gelebilmek için bize destek vermesidir.


http://orsam.org.tr/orsam/soylesi/10085?dil=tr

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder