25 Ağustos 2019 Pazar

AMERİKA DA HIZLA YAYILAN İSLAM BÖLÜM 4

AMERİKA DA HIZLA YAYILAN İSLAM  BÖLÜM 4



Amerikan Medyasında İslam

Günümüzde medya, kamuoyunun yönlendirilmesinde en etkili faktörlerden birisidir. Medyanın yönlendirmesi ile toplum ya bir konuya sempati duymakta 
ve onu benimsemekte, ya da konuya antipati duymakta ve karşı harekete geçmektedir. Amerikan halkının İslam'ı öğrenmesinde ve benimsemesinde ise 
medyanın önemli bir rolü olmuştur. 

Yakın geçmişe kadar İslam, Amerikan medyasının belli kesimlerinde genellikle olumsuz tanıtımlarla yer almış, halkın zihninde İslam'ın yalnızca 
Arap toplumlarına ait bir din olduğu kanaati oluşturulmaya çalışılmış, Araplar hakkında ise olumsuz bir tablo çizilmişti. Ancak yanlış bilgilerle ve ön yargılı 
bir bakışla hazırlanan bu haberler toplum üzerinde beklenenin tam tersi bir etki yapmış, kamuoyunun İslam'dan uzaklaşması beklenirken aksine İslam, 
Amerika'da en hızlı büyüyen din haline gelmiştir. Bu haberler İslam'ı ve Müslümanları Amerikan halkının hayatına sokmuştur. Böylece İslam'ı bilmeyen 
pek çok insan İslam'dan haberdar olmuş ve İslam'a ilgi duymaya başlamıştır. Bu, aynı zamanda Allah'ın "... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin 
için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216) ayetinin de bir tecellisi olmuştur. 
İlk bakışta olumsuz olarak değerlendirilen İslam aleyhindeki söz konusu medya yayınları, yanlış haber akışını engelleyecek ve halka doğru bilgi 
ulaştırabilecek yayınların yapılmasına da aracı olmuştur. Önceki sayfalarda Amerikan yönetiminin İslam'la ilgili politikalarından birisinin de toplu iletişim 
araçlarını kullanarak, halkın İslam hakkında doğru bilgilendirilmesini sağlamak olduğuna değinmiştik. Albright döneminde başlayan bu bilgilendirme 
kampanyasının temel amacı, zaman zaman Amerikan medyasında yer alan ve İslam'ı yanlış tanıtan haberler nedeniyle oluşabilecek toplumsal gerilimi 
ortadan kaldırabilmekti. Bununla birlikte Müslüman nüfusunda görülen yoğun artış da medyanın dikkatini Müslümanların üzerine çevirmesine neden oldu. 
Bu iki unsurun etkisi ile 90'ların son yıllarında İslam ve Müslümanlar, Amerikan medyasının en önemli konularından biri haline geldi. 

Bu haberleri önemli kılan bir yön de, hemen her haberde mutlaka Müslümanların düşüncelerine, inançlarına yer verilmesi ve bu haberlerin İslam'ı insanlara 
anlatan bir mesaj haline gelmesi idi. Müslümanların günlük hayatının, dünyaya bakış açılarının anlatıldığı bu haberlerde özellikle sonradan İslam'ı seçen 
kişilerin görüşlerine yer verilmekteydi. Bununla birlikte çoğu zaman İslam tarihi, İslam inancının temeli, Kuran'ın içeriği gibi konular özel bir bölüm olarak 
bu haberlerle birlikte sunuluyordu. Özellikle gazete ve televizyonların internet sayfalarında, İslami sitelerin adreslerine de yer ayrılmakta, böylece daha 
detaylı bilgi edinmek isteyenlere kolaylık sağlanmaktaydı. 

Söz konusu bilgilendirme süreci 11 Eylül'den sonra kamuoyundan gelen talebin de etkisi ile ivme kazandı. Hemen hemen bütün büyük gazeteler, İslam'da 
terörün olup olmadığı konusunu araştırmaya başladı ve bu araştırmalar, akademisyenlerin, din adamlarının, tarihçilerin, siyaset bilimcilerin görüşlerinin 
de yer aldığı kapsamlı haberler halinde halka sunuldu. Bu araştırmalar sonucu Amerikan halkı bir kez daha İslam'ın barış dini olduğunu gördü ve kendi 
inançları ile İslam dini arasındaki ortak yönleri öğrendi. Gazetelerin yanı sıra büyük kitlelere ulaşan televizyon kanallarında da İslam, hakkında en çok 
program yapılan konu haline geldi. 

Kuşkusuz bu sürecin İslam'a yönelişin artmasında önemli bir payı olmuştur. Pek çok insan daha önce İslam hakkında sadece birtakım kulaktan duyma 
bilgilere sahipken, bu süre zarfında kendi çabası ile ulaşmakta zorlanabileceği bilgilere hiçbir zahmete girmeden ulaşma imkanı bulmuştur. 

Kuran-ı Kerim Amerika'da En Çok Satılan Kitap Oldu

Önceki bölümlerde değindiğimiz gibi Amerika'da İslam'ın yükselişi 11 Eylül olayları ile birlikte büyük bir hız kazanmıştır. Bunun en önemli göstergelerinden 
birisi ise, saldırılardan sonra uzun süre pek çok eyalette, Kuran'ın en çok satılan kitap olmasıdır. Amerika'da Kuran'a olan ilgi o derece artmıştır ki, Kuran'ın 
İngilizce baskısını yapan yayınevlerinden biri olan ünlü Penguin Books, 11 Eylül sonrasında 20 bin ek baskı yaptıklarını açıklamıştır.65 
Kuran'a olan bu yoğun ilgiyi, 'People Want to Know, so Koran is Bestseller' (İnsanlar Bilmek İstiyorlar, Bu Nedenle Kuran En Çok Satan Kitap) başlıklı haberi ile ele alan USA Today gazetesi ise, 11 Eylül'den sonra Kuran satışlarının beş kat daha arttığını vurgulamıştır.66 Haberde görüşlerine başvurulan ünlü 
teolog John Esposito ise, bu ilgiyi açıklarken önemli bir nokta üzerinde durmuştur:
Kuran'ı güçlü kılan hususlardan birisi şudur; bir Müslüman veya herhangi bir insan Kuran'ı eline alıp herhangi bir sayfasını açıp okuduğunda, hayatın özüne 
dair alması gereken mesajı alır.67 

Bir yanda Kuran en çok satılan kitaplar listesinin birinci sırasında yer alırken, diğer yanda bazı eyaletlerde devlet okullarında kimi zorunlu derslerde 
öğrencilerden Kuran'dan ayetler ezberlemeleri istenmektedir. Örneğin California eyaletinde, Byron'daki devlet okulunda yedinci sınıfa giden öğrencilerin 
üç hafta süren bir ders programı ile İslam hakkında detaylı bilgi edinmeleri planlanmıştır. Buna göre öğrencilerin, Kuran'dan ayetler ezberlemeleri, İslam 
tarihi ve Hz. Muhammed'in hayatını öğrenmeleri, hatta ders boyunca birbirlerine kendilerinin seçtikleri Müslüman isimleri ile hitap etmeleri düşünülmüş 
ve bu program hemen uygulamaya konulmuştur. Bununla birlikte öğrencilerin Müslümanların ibadetlerini nasıl yerine getirdiklerini, İslam'ın şartlarının 
neler olduğunu öğrenmeleri de öngörülmektedir.68 

Maine Eyaleti de Kuran'a ilginin yoğun olduğu eyaletlerden birisidir. 11 Eylül olaylarından birkaç gün sonra Kuran ve İslam tarihi kitaplarının satışlarında 
büyük artış görülmüştür. 22 Eylül 2001 tarihli Bangor Daily News gazetesi Maine halkının İslam'a olan ilgisini 'Mainers Studying Tenets of Islam' 
(Maine Halkı İslam'ın İnançlarını Öğreniyor) başlığı ile haber yapmıştır. Haberde yer alan bilgilerden bir kısmı şöyledir:

Amerikalılar geçtiğimiz hafta yaşanan olayla mücadele etmeye devam ederken, Maine halkı da Müslümanların büyük çoğunluğunun neye inandığını 
bulabilmek için ansiklopedileri, tarih kitaplarını, biyografileri ve Kuran'ı inceliyor. Aşağı Bangor'da bulunan Gig Weeks Kitap Evi yetkilisi elindeki tek 
kopya hariç tüm Kuranların satıldığını söylüyor. Bu arada yayıncıların pek çok kitabı yeniden basmasını sağlayacak kadar da sipariş aldıklarını belirtiyor. 
Border Kitap Evi'nde çalışanlar ise 11 Eylül'den beri 5 adet Kuran sattıklarını, bundan önce ise 1 Ocak'tan 10 Eylül'e kadar yalnız bir adet Kuran satıldığını 
söylediler.69 

Haberin geri kalan bölümünde Maine halkının İslam'a olan ilgisini gösteren başka bilgiler de yer almaktadır. Örneğin, Bangor Teoloji Okulu öğrencileri, 
normal koşullar altında sene sonunda alacakları İslam tarihi derslerine hemen başlamak istemişler ve bunun üzerine okulun eğitmenlerinden 
Dana Sawyer da öğrencilerine Kuran'ı ve Hz. Muhammed'in hayatını anlatan dersler vermeye başlamıştır. Sawyer, derslerinde öğrencilerine, tüm 
Müslümanları terörist ilan etmenin, bir Hıristiyanın işlediği suçtan tüm Hıristiyanları mesul görmekle aynı anlama geldiğini anlatmaktadır.70 

Ünlü ekonomist Jeremy Rifkin ise The Guardian'da yayınlanan 'Dialogue is Necessity' (Diyalog Şart) başlıklı yazısında, önce 11 Eylül tarihine kadar İslam 
hakkında bir şeyler okuyup araştırma yapmadığı için kendisinden utandığını söylemiş, daha sonra da İslam'ı öğrenme girişiminde yalnız olmadığını anlatmıştır: 

Bunu söylemeye utanıyorum, ama 11 Eylül'den önce İslam'a gereği kadar önem vermemiştim. İsrail ve Arap komşuları arasındaki tarihi mücadele hakkında 
genel bir bilgim vardı. Bir de petrol üzerine Batı ile yaşanan mücadeleyi biliyordum... 5000 Amerikalının hayatına mal olan bu dehşet verici olaydan sonra İslam ilgimi çekmeye başladı. O günden beri diğerleri gibi ben de, İslam'ın kuralları, iç bölünmeleri, ileriye yönelik söylemleri, Hıristiyanlıkla ve 
Batıyla benzerlikleri ve farklılıkları üzerine okuyup duruyorum. Üstelik bu işte yalnız değilim. The New York Times'da yayınlanan en çok satılan kitaplar 
listesinde yer alan 15 kitabın 7 tanesi İslam'la ilgili. Kuran şu anda en çok satılan kitap. Öyle görünüyor ki, tüm dünya büyük bir sınıfa dönüşmüş.71 

İslam'ın Yükselişi Devam Edecek

Buraya kadar okuduğumuz bilgileri alt alta koyduğumuzda ortaya çok çarpıcı bir tablo çıkmaktadır: İslam Amerika'da gittikçe güçlenmekte ve hızla yayılmaktadır. 
Üstelik, kitabın ilerleyen bölümlerinde de göreceğimiz gibi, bu yükseliş sadece Amerika ile sınırlı kalmamakta, İslam dalga dalga tüm dünyaya yayılmaktadır. 
Bunların her biri olağanüstü gelişmelerdir ve Allah'ın izni ile, çok daha önemli gelişmelerin ilk işaretleri niteliğindedir. Dolayısıyla bu gelişmeler iman edenler 
için güzel bir müjde, aynı zamanda şevk ve heyecan kaynağıdır. 
Allah Kuran'da hak dinin muhakkak galip geleceğini bildirmiştir. Bu ayetlerden birisi şu şekildedir:

Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. 
(Saff Suresi, 9)

Bu nedenle tüm bu gelişmeleri değerlendirirken bunların Allah'ın birer vaadi olduğunu unutmamak gerekir. Yaşanılan gelişmelerin bu bakış açısıyla 
değerlendirilmesi, konunun öneminin gereği gibi takdir edilmesi açısından da önemlidir. Aksi takdirde bu olaylar, hayatın akışı içerisinde gerçekleşen 
sıradan gelişmeler gibi düşünülecek ve sadece birtakım siyasi gelişmelerin neticeleri olarak değerlendirilecektir. Oysa gerçek çok daha farklıdır. 
Gerçekte, yaşanılan her an Allah'ın kaderde önceden belirlediği şekliyle yaşanır. Kimin nerede hangi şekilde İslam'a yöneleceği, hangi kitap evinde ne kadar Kuran satılacağı, hangi devlet adamının ne şekilde İslamiyete ilgi duymaya başlayacağı ve bu ilgisini ne zaman nerede ne şekilde ifade edeceği Allah'ın önceden belirlemiş olduğu şekli ile gerçekleşmektedir. 
Elbette Allah görünürde her bir gelişme için bir sebep yaratmaktadır, ancak aslında takdir edilmiş olan bir kaderin yaşandığının da unutulmaması lazımdır. 
Söz konusu gelişmeler bu bilinçle değerlendirildiğinde, Allah'ın bizi bu önemli gelişmelerin yaşandığı dönemde yaratmış olmasının şükredilmesi gereken bir 
nimet olduğu da anlaşılır. Çünkü yaşanılan her bir olay, çok daha önemli ve büyük gelişmelere aracı olmakta, Müslümanların asırlardır bekledikleri kutlu 
dönemin yaklaştığını müjdelemektedir. Bu nimet karşısında yapılacak şükür ise hem sözlü olarak hem de fiili olarak gerçekleştirilmelidir. 
Fiili olarak yapılacak şükür, Kuran ahlakının dünyaya hakim olmasını hızlandırmak için çalışmaktır. Bu da bir yandan bu hakimiyete engel olmaya çalışan din dışı ideolojiler ile fikri olarak mücadele etmeyi, bir yandan da Kuran ahlakını her fırsatta insanlara ulaştırmak için çaba göstermeyi gerektirir.
İslam'ın dünya genelinde yükselişini ele alırken üzerinde durulması gereken önemli bir nokta daha vardır. 
Bu yükselişin yanı sıra zaman zaman farklı ülkelerde, farklı yönetimler ve çevreler tarafından Müslümanlara yönelik baskılar devam edebilmekte, Müslümanlar çeşitli zorluk ve sıkıntılarla  karşılaşmaktadırlar. Ancak bu durumun, kitapta ele aldığımız konulardan bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekir. Yaşanan baskılar ve zorluklar, İslam'ın dünya çapında hızla büyüdüğü, İslamiyet'e duyulan ilginin dalga dalga yayıldığı ve Müslümanların sayısının gün geçtikçe arttığı gerçeğini göz ardı ettiremez. 
Bu nedenle özellikle Batı dünyasında yaşanan İslam'a yöneliş süreci, yine Batı içerisinde bazı çevreler tarafından İslamiyet'e ve Müslümanlara karşı izlenen ön yargılı tutumlarla ve saldırganca tavırlarla karıştırılmamalı, bu iki yaklaşım iki ayrı konu olarak ele alınmalıdır. 
Aynı şekilde Batı dünyasının da İslamiyet'i değerlendirirken, Kuran ahlakını ve bu ahlaka uyan samimi müminleri kıyas alması gerekir. 
Aksi takdirde alınan kararlar ve yapılan uygulamalar dünya barışını destekleye cek,  huzur ve güvenliği sağlayacak nitelikte olmaktan ziyade, ayrılıkları körükleyecek ve diyaloğu zedeleyecek nitelikte olabilir. İki medeniyet arasında kurulacak diyaloğun temelini, samimi olarak Allah'a iman eden ve Allah'ın emrettiği güzel ahlakı savunan vicdan sahibi kişiler oluşturacaklardır. 
Bu diyaloğun sağlamlaşması, huzura ve barışa karşı olan, çatışmaları, kavgaları ve savaşları savunan, şiddeti temel alan her türlü görüş ve ideolojinin yok edilmesi anlamına gelmektedir. Terörle, şiddetle ve dünya barışına zarar veren her türlü unsurla yapılacak mücadelenin asıl dayanak noktası bu uzlaşma ve diyalog olmalı ve bu mücadele fikri zeminde yürütülmelidir. Dünya toplumlarına barış ve güvenlik getirmek için atılan adımların, yanlışlıkla masum insanlara zarar vermesini, farklı amaçlar için kullanılmasını önlemenin en önemli yolu da bu yaklaşım olacaktır. 

DİPNOTLAR ;

28- The Christianity Today, 3 Nisan 2000
29- http://usinfo.state.gov/journals/itdhr/1101/ijde/eck.htm
30- Teror in America, Muslim American Leaders: A Wave of Conversion to Islam in the U.S. Following September 11, MERIM Special Dispatch, 16 Kasım 2001
31- Al-Ahram Al-Arabi, 20 Ekim 2001
32- Moyers in Conversation, PBS TV, 19 Eylül 2001
33- The Los Angeles Times, 26 Eylül 2001
34- Mosque Study Project, www.cair-net.org
35- Islam Growing in America, American Forces Information Service, 4 Ekim 2001
36- The New York Times, 22 Ekim 2001
37- http://www.jannah.org/articles/islamicrise.html
38- The Detroit News, 21 Mart 2001
39- Islam in Chicago, Islam for Today, 29 Ekim 1996
40- Middle East Quarterly, Kış 2002
41- Middle East Quarterly, Kış 2002
42- The President's News Conference, Jakarta, 15.11.1994, U.S. Government Printing Office, http://www.gpo.gov
43- Fact Sheet, US Government Views on Terrorism, 7 Aralık 1999
44- Department of State Beyrle's Speech in Tashkent, 8 Şubat 2000
45- President's Speech, Islamic Center of Washington, 17 Eylül 1999
46- http://www.whitehouse.gov/news/releases/2001/09/20010917-8.html
47- News Conference with King Hassan II of Morocco, 15 Mart 1995,         www.gpo.gov
48- USIA, President Clinton's Ramadan Message, 27 Kasım 2000
49- USIA, 22 Aralık 2000, http://pdq.state.gov
50- Mofid Deak, First Lady Hosts Third Annual Eid Celebration, USIA, 22 Ocak 1999
51- Madeleine Albright, Learning More About Islam, State Magazine, Eylül 2000
52- Fact Sheet, Us Government's Views on Terrorism, 7 Aralık 1999
53- President's Message for Ramadan, 15 Kasım 2001
54- Remarks by Secretary of State Madeleine K. Albright at Iftaar Dinner, 19 Aralık 2000
55- Secretary Powell Hosts Iftaar at the State Department, 29 Aralık 2001
56- http://www.defenselink.mil/speeches/
1999/c19990115-depsecdef.html
57- Remarks as Delivered by Deputy Secretary of Defense Paul Wolfowitz, The Pentagon, Washington, DC, 30 Kasım 2001
58- http://www.amaana.org/ISWEB/ramadan.htm
59- http://www.amaana.org/ISWEB/ramadan.htm
60- http://www.whitehouse.gov/news/releases/2001/11/20011119-14.html
61- Islam Growing in America- U.S Military, American Forces Press Service, 4 Ekim 2001
62- http://defencejournal.com/jun99/orientation.htm
63- Military Muslim Life Meld on U.S. Bases, The Washington Post, 21 Aralık 1998
64- http://www.defenselink.mil/news/Jan1998/t01261998_t122iftr.html
65- People Want to Know, so Kuran is Bestseller, USA Today, 27 Kasım 2001
66- People Want to Know, so Kuran is Bestseller, USA Today, 27 Kasım 2001
67- People Want to Know, so Kuran is Bestseller, USA Today, 27 Kasım 2001
68- Public Schools Embrace Islam, The American Center for Law and Justice Press Release, 15 Ocak 2002
69- Bangor Daily News, 22 Eylül 2001
70- Bangor Daily News, 22 Eylül 2001
71- The Guardian, 13 Kasım 2001


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder