27 Eylül 2019 Cuma

DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ÖRGÜTLER, BÖLÜM 1

DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ÖRGÜTLER, BÖLÜM 1




(Kaynak : Komploteorileri Grubu )
Genel Durum

Yeni Dünya Düzeni’nin dünyayi yeniden paylasmada Türkiye’nin basina 21. Yüzyilda inanilmaz çoraplar örülmek istenmekte ve Türkiye adim adim Sevr kosullarina sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç oyununda Türkiye’de dev bir operasyon yapilmis ve “Sah” köseye sikistirilmistir (Manisali 2002a ve 2002b). Mat olup olmamasi bundan sonra Türk Genelkurmayi’nin atacagi adimlara baglidir. ABD tarafindan planlanan bu operasyon, AB ülkelerinin de yardimiyla simdilik basariyla yürütülerek hedeflenen ekonomik kriz ülkede basariyla yaratildiktan sonra, tüm piyonlar rollerini basariyla oynamislar ve 79 yil önce Hilafeti kaldiran Türk devletinin tepesine Hilafetçi artigi ve ABD kuklasi bir parti usta bir manevra ile -umutsuzluk içindeki halk kandirilarak- geçirilmistir. 

Tüm hükümet üyelerinin ve bakanlarinin Naksibendi veya Fethullahci baglantilari Aydinlik dergisinde yayimlandigi halde sadece bir iki bakandan tekzip gelmistir. Hükümet üyelerinin büyük çogunlugu ünlü Abant Toplantilarini düzenleyen Fethullahçi örgütlenmenin odagindaki Birlik Vakfi’nin üyesidir. Bir zamanlar “demokrasi tramvayi”na gerekirse binebilecegini ya da eregine ulasmak amaciyla papaz giysisi bile giyebilecegini söyleyen, camilerin kubbelerini migfer olarak takacak, minareleri de mizrak olarak kullanacak Tayyip Erdogan liderligindeki kadronun yönetiminde Türkiye’yi ileride daha vahim sorunlarin bekledigi açiktir. 

Diger yanda ise ABD 80 bin askeriyle Diyarbakir’da konuslanmak ve Türkiye’yi hiç ilgisi olmadigi bir savasa bulastirmak istemektedir. ABD’nin hedefi açiktir. Kafkasya ve Ortadogu petrol ve dogal gaz bölgelerini Naziler gibi isgal etmek ve Asya’nin stratejik bölgelerini kontrol altina almak! Ama rambo çigliklariyla savas naralari atan Türk medyasinda hiç deginilmedigi üzere, ABD’nin asil hedeflerinden birisi de Türkiye’yi parçalamak ve Dogu Anadolu’da ABD kuklasi bir Kürt devleti kurmaktir. Türkiye’yi parçalama ve çökertme operasyonu asikar bir biçimde Kibris üzerindeki Annan Plani ile, NGO’lari ile, Fener Patrikhanesi’ne ve Rum azinliklara verilen haklar ile, Rum Pontus’u ile, Kuzey Irak’taki Kürt Senatosu ile Türkiye’de ajanlik faaliyeti gösteren vakiflariyla basarili bir sekilde sürdürülmektedir. Degerli Necip Hablemitoglu’nun katledilmesi Türkiye’yi istikrarsizlastirma operasyonunun bir parçasidir ve korkarim ki bu cinayetler sürecektir. Cinayetleri ise çok daha büyük bir ekonomik kriz beklemektedir. Ya Türk askeri, kriz durumlarinda ABD’nin müdahele gücü haline getirilecek ya da ekonomisi kisirlastirilmis ve tarimi çökertilmis olan Türkiye açliga mahkum edilecektir. Yani “Sah ve Mat” gerçeklesmesi planlanmistir.

Bu yazida Türkiye’deki durumu irdelemek açisindan dünyayi yöneten gizli güçleri ortaya koymaya çalisacagiz. 

Simdilerde Globalizasyon adiyla bize yutturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni bir günde kurulmus bir strateji degil, kökeni imparatorluklar ve sömürgeler dönemine dayanan bir plandir. Globalizasyon, ulusçulugu ve sinirlari kaldiran bir sistem degil, aksine ezen uluslarin kayitsiz sartsiz hakimiyetine yol açacak acimasiz, emperyalist ve fasist bir yapidir. Yeni Dünya Düzeni’ni sekillenderen iki temel dev güç vardir. 
Bunlardan birisi Yahudi lobisi ve tekellerinin kurdugu gizli cemiyetler, ötekisi ise WASP adi verilen beyaz, Anglo Sakson, Protestan azinligin kurdugu gizli cemiyetlerdir. ABD’de tüm güç ve medya bu gizli cemiyetler tarafindan sekillendirilmektedir. Yahudilerin de içinde yer aldiklari CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg gizli örgütü ve Trilateral Komisyon bu cemiyetlerin temelini olusturur. 

Bir istihbaratçi olan George Orwell’in 1984 isimli kitabinda belirtildigi üzere, medyayi kontrol eden beyinleri kontrol eder. 

Beyinleri kontrol eden ise, toplumlari kontrol eder (Son örnegini 3 Kasim Seçimlerinde gördügümüz gibi). 

ABD’de medyayi ve beyinleri kim kontrol eder?

ABD’de her yere yayilan ve en çok seyredilen kanallar yaklasik 15 aile tarafindan ve 24 sirketle yönetilmektedir (Chomsky, 1988, 1991, 1992, 1994). 
Bu Şirketler şunlardir (Chomsky, 1988, 1991): 

•        Advance Publications (Newhouse ailesi), 
•        Capital Cities (Devlet Kökenli, DK), CBS (DK), 
•        Cox Com (Cox ailesi) , 
•        Dow-Jones (Bancroft-Cox ailesi), 
•        Gannet (DK), 
•        GE (General Electric), 
•        Hearst (Hearst ailesi), 
•        Knight-Ridder ailesi, 
•        News Corp (Murdoch ailesi), 
•        New York Times (Sulzberger ailesi), 
•        Reader’s Digest (Wallace ailesi), 
•        Scripps-Howard (Scrips ailesi), 
•        Storer Corp (Storer ailesi), 
•        Taft (Taft Ailesi), 
•        Time Inc. (karisik ve DK), 
•        Times Mirror (Chandler ailesi), 
•        Triangle (Annenberger ailesi), 
•        Tribune Co. (McCormick ailesi), 
•        Turner Broadcasting (Turner ailesi), 
•        Fox Broadcasting (Fox ailesi). 

ABD’de bugün, hem gizli-derin devletten izinsiz, hem de bu ailelerden izinsiz hiç bir gerçegi yayimlayamazsiniz  (ABD gizli devleti için bkz. Vankin 1996; Constantine1997; Blum 2000). Belirli bir elit zümrenin kontrolü altinda olan ABD medyasinin, bunun bir sonucu olarak da dünya medyasinin gerçeklerle ilgili fazla bir bilgi yayinlanmasi beklenemez. Zaten tüm Amerikan halki 11 Eylül 
olayinda oldugu gibi medya tarafindan tamamen uyutulmus ve inanilmaz senaryolar ile sadece Amerikan halki degil, tüm dünya kandirilmistir (Meyssan 2002; Sayin 2002).

Bu sirketlerin pek çogunun yöneticisi özel ve elit bir alt kültürden gelmektedir ve hep ayni söylemi dile getirirler ve Yeni Dünya Düzeni’nin 
temel bir parçasidirlar. Bu egilim, dünyayi dinlemek ve yönetmek için NSA (National Security Agency) tarafindan kurulmus ECHELON 
sisteminin diger üyeleri Ingiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’da da pek degismemektedir (Sayin 1998; Hager 1997). ABD’de de 
Washington ve New York merkezli CFR’nin yerini bu ülkelerde Bilderberg ve Trilateral Komisyon almaktadir.

Medyanin basinda da mutlaka bu örgütlerin elemanlari bulunur. Asagida bazi örnekleri siraliyoruz 
(Kisaltmalar 

B: Bilderberg üyesi; 

T: Trilateral Komisyon; 

C: Council on Foreign Relations, 

En az iki veya üç gizli cemiyete üye olanlardan örnekler verilmistir, bu örgütler daha sonra tanimlanacaklardir, Kaynak: Ross 2000):

Robert Erburu (C ve T): Times Mirror baskani
Forester Lynn ( B ve C): Netwave Inc. Haberlesme sistemleri
Paul Gigot (B ve C): Wall Street Journal, Washington yazari.
Henry Anatole Grunwald (B ve C): Time dergisi, editör
Jimmie Lee Hoagland (B ve C): Washington Post, editör yardimcisi.
Claude Imbert (B ve T): Le Point, Paris.
Dinç Bilgin (B ve T): Sabah Yayincilik ve 1 Numara Yayincilik. 
Wyatt Thomas Johnson (C ve T): CNN baskani.
Flora Lewis (C ve T): New York Times, Paris, köse yazari
Charles William Maynes (B ve C): Foreign Policy Magazine, Carnegie vakfi (CIA baglantili)
Albert J. Wholstetter (B ve C): Wall Street Journal, yazar
Robert Leroy Bartley (B, C ve T): Wall Street Journal, Editör ve baskan.
Thomas L. Friedman (B, C ve T): New York Times, köse yazari.
David Gergen (B , C ve T): US News and World Report, Baskan ve editör.
Katharine Graham (B, C ve T): Washington Post, direktörlerden
James Fulton Hoge (B, C ve T): Foreign Affairs Magazine direktörü (bu dergi CFR’in resmi organidir).
Mortimer Benjamin Zuckerman (B, C ve T): US News ve World Reports, Atlantic Montly, NY Daily News. Bas Editör.

Dünyada hakimiyeti elinde tutan bu Anglo Sakson ve Yahudi medyalarinda tek bir ideolojinin borusu öter: Globalizm. Globalizasyonun ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel felsefesini ortaya koyan da ORDO AB CHAO (Kaostan Düzen) mottosu ile ortaya çikmis Illüminati, Skulls and Bones Society (SBS, Kuru Kafa ve Kemik Cemiyeti), Bohemian Grove (veya Bohemian Club) gibi gizli cemiyetlerin ta kendisidir! Daha sonra bu cemiyetlere 20. yüzyilda Council on Foreign Relations (CFR, Dis Iliskiler Konseyi), Bilderberg ve Trilateral Komisyon eklenecek ve diger ülkelere de yayilarak kayitsiz sartsiz bir Yeni Dünya Düzeni veya bir Anglo Sakson Firavunlar devri yaratmak için büyük bir mücadele verilecektir (Sutton 1986; Domhoff 2000; Ross 2000; Marrs 2000).

Dünyadaki pek çok tüketim malzemesini ve diger mallari sistematik gizli örgüt agina sahip bir elitler grubu kontrol etmektedir. Bu elitler grubu tüm dünyaya yayilmislar ve pek çok kilit noktayi bilinçli ve planli bir biçimde isgal etmislerdir. Artik dünyayi yöneten bir Büyük Agabey vardir ve bu Büyük Agabey bahsedilen elitlerin olusturdugu gizli bir agdir; bu agin tarihsel mistik bir geçmisi de vardir! Büyük Agabey örgütünün üye sayisi 8-10 bini asmaz, ama savaslarin çikmasindan dünyadaki para hareketlerine, uyusturucu trafigi ve kara paradan ülkelerin çökertilmesine, hükümetlerin degistirilip, ülkelerin parçalanmasina kadar (Rusya ve Yugoslavya örnegi) bu elitler grubu ve Büyük Agabey etkilidir. 

Yeni Dünya Düzeni, arkasinda masonik gizli örgütlenmelerin oldugu bir uluslararasi agin ve Council on Foreign Relations (Dis iliskiler konseyi), 
Trilateral Komisyon ve Bilderberg isimli örgütlerin planlayip, dünyaya dayattigi kayitsiz sartsiz emperyalist bir sömürü sistemidir. 

 Yeni Dünya Düzeni ve bu örgütler neden tehlikelidirler?

Yeni Dünya Düzeni’nin amaçlari ve tehlikeleri hakkinda tonlarca kitap yazilmis, globalizasyonun insanliga sunacagi acimasiz gerçekler hakkinda yüzlerce konferans verilmistir. Fakat bahsedilen gizli örgütlerin ve CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyo’nun tehlikeleri hakkinda yazilan kitaplar bir avuçtur. Çünkü bu örgütler hakkinda bilgiye ulasmak çok zordur. Bu örgütlere üye olan kisiler istihbarat örgütlerinin, silahli kuvvetlerin, NATO’nun veya Savunma Bakanliklarinin, bankalarin, dev tröstlerin en tepesindeki insanlardir. Nazilerden pek de farkli olmayan bu insanlarin gerçek yüzlerini daha iyi anlayabilmek, ancak onlarin dünya insanligi üzerinde oynadiklari rolü sergileyerek mümkün olabilir. Bu örgütler niye tehlikelidirler? Çünkü:
Savaslari onlar çikarirlar. Ne kadar sürecegine onlar karar verirler, kimlerin katilacagina ve hangi sinirlarin çizilecegine onlar karar verirler (Su anda içine girmekte oldugumuz savasta oldugu gibi). 

Birinci Dünya Savasi’nin çikmasinda J. P. Morgan ve Rockefeller’in büyük etkileri oldugu ve savas sonunda da inanilmaz kârlar elde ettikleri bilinmektedir (Marrs 2000). Ayrica 2. Dünya Savasi’nin basinda (Hitler’in yükselisinde de) Rockefeller grubunun Hitler’e yaptigi yardimlar bilinmektedir. Rockefeller’lar, bu Büyük Agabey’in, CFR veya Skulls and Bones Society’nin merkezindedirler. 

Parayi kayitsiz sartsiz onlar kontrol ederler. ABD’deki Merkez Bankasi’ndan tutun, diger uluslardaki merkez bankalarina kadar tüm temel bankalarin kilit noktalarini onlar kontrol ederler. Iskonto oranlarini, para teminini, altin stoklarini ve altin fiyatlarini, borsa fiyatlarini onlar ellerinde tutarlar ve kontrol ederler. Dünyada akmakta olan tüm kara para bu örgütlerin kontrolündedir.

Hükümetleri onlar kontrol ederler. Pek çok ülkede kimin basbakan, kimin vali veya kimin yönetici konumuna gelecegini onlar kontrol ederler. Gerekirse hükümetleri yikarlar, yerine yenisini kurarlar, islerine gelmezse onu da yikarlar ve bunu kimsenin ruhu duymadan yaparlar. Medya bu gerçeklerden bahsedemez.

Medya ve bilgiyi onlar kontrol ederler. Temel pek çok medya kuruluslarini onlar kontrol ederler. Beyin yikama yöntemleri ve medyayi yönlendirme yöntemleri korkunçtur. Onlarin izni olmadan büyük medyaya yayin yapmaniz mümkün degildir.

Ücretleri, vergileri maaslari onlar kontrol ederler. Emeginize net olarak hakimdirler. Tüm ücretleri, endüstrilerdeki maaslari, isçi maaslarini onlar kontrol ederler.

Mafyayi onlar kontrol ederler. Detaya girmeye gerek yok, çünkü zaten kendileri mafyadir. Diger mafya örgütlenmelerini onlar kontrol ederler.
Bilimi ve teknolojiyi onlar kontrol ederler. Bilimi ve teknolojiyi çok kilit noktalardaki ögretim görevlileri veya çok kilit noktalardaki sirket görevlileri sayesinde onlar kontrol ederler.

Istihbarat örgütlerini ve ordulari onlar kontrol ederler. ABD’deki hemen her istihbarat örgütünün üst düzey görevlisi veya ileri geleni ya bahsedilen gizli örgütlerin üyesidir, ya da CFR, Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir. Avrupa ve Japonya’daki istihbarat örgütlerinde de bu kisiler çok etkilidir. Türkiye’de ise son 50 yildir yönetici konumuna gelmis pek çok kisi ya Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir. 

Şu Unutulmamalidir: Bu örgütlerin güçleri, nitelikleri ve üyeleri ortaya çikarildiktan sonra kesinlikle alt edilebilirler. Bu örgütleri böylesine siralamak onlarin yenilmez olduklari vurgulamak amaciyla degil, aksine onlarin iç yapilarini ortaya koymak ve alt edilebileceklerini vurgulamak amaciyla yapilmaktadir. 

Aşagida her üç örgüte de (Trilateral Komisyon, Bilderberg ve CFR) üye olan kisilerin isimlerini ve bulunduklari konumlari sunuyorum (Ross 2000). 

Her Üç örgüte de Üye olan elitler

Paul Arthur Allaire: Xerox sirketi direktörü, CFR direktörü.
Graham T. Allison: Ulusal Politika Merkezi üyesi, eski CFR Direktörü.
D. Orville Andreas: Archer Daniels Sirketi Baskani.
R. Leroy Bartley: Ünlü Wall Street Journal Editörü.
C. Fred Bergsten: Ünlü Brookings Institition Yöneticisi.
Robert R. Bowie: Kitalararasi Gelistirme Merkezi üyesi.
John Bredemas: Texaco sirketi direktörü, eski senatör.
Zbigniew Brzezinski: Ulusal güvenlik danismani, Stratejik ve Uluslararasi Çalismalar Enstitüsü.
John H. Chafe: Senatör, Fin. Sel. Intellig. Direktör.
Bill Clinton: Eski Baskan, Arkansas Valisi.
Richard N. Cooper: Harvard’da Prof. CFR direktörü, Devlet Bakanligi, Ekonomik isler.
Gerald Corrigan: CFR direktörü, Federal Merkez Bankasi. Eski direktörü, Goldman Sachs.
Lynn E. Davis: Devlet Bakani, Uluslararasi Güvenlik Sekreteri.
John Mark Deutch: CIA direktörü, Savunma Bakanligi.
Martin S. Friedman: Prof. (Harvard) Ekonomik Arastirmalar Ulusal Bürosu.
Stephan J. Friedman: Goldman Sachs Sirketi.
Thomas L. Friedman: New York Times gazetesi, köse yazari.
David. L. Gergen: US News ve World Report Direktör ve Clinton’in danismani.
Louis Gerstner: IBM Sirketi sahibi ve Baskani.
Kathrine Graham: Washington Post gazetesi, köse yazari ve Brookings Inst.
Maurice Greenberg: CFR direktörü, Am. Int. Group Inc. Baskan Yardimcisi.
Lee Herbert Hesburgh: Senatör, Indiana uluslararasi iliskiler.
W. Alexander Hewitt: Jamaica Büyükelçisi.
James F. Hoge: CFR’nin yayin organi Foreign Affairs’in direktörü. 
Richard Holbrooke: ABD Büyükelçisi, B. M. üyesi Credit S. First Boston Corp.
Vernon E. Jordan: Aikin, Huer and Feld Sirketi, RJR Nabisco yöneticisi.
Henry A. Kissenger: Nixon ve Carter dönemi Devlet Bakanligi, Sekreter. 
Winston Lord: Devlet Bak. Sekreter yardimcisi, Dogu Pasifik ve Asya Iliskileri.
Jessica T. Mathews: Uluslararasi baris için Carnegie Vakfi Baskani (CIA ve DIA).
Winston P. McCracken: Michigan Üniversitesi Prof. 
Robert Strange Mc Namara: Dünya Bankasi Baskani, Eski Savunma Sekreteri, Brookings Inst. (CIA baglantili).
Walter F. Mondale: ABD Büyükelçisi, Japonya Devlet Bakanligi.
J. Benjamin Nye: Hazine Bakanligi Sekreteri ve etkin baskani.
Joseph S. Nye: Ulusal Istihbarat Konseyi Baskani, Harvard Dekani
Rozanne L. Ridgway: Atlantik Konsül, RJR Nab Direktörü.
Charles W. Robinson: Kitalararasi Gelistirme Konsülü, Brookings Inst. (CIA baglantili).
David Rockefeller: Chase Manhattan Bankasi baskani, Rockefeller Sirketi Baskani, CFR baskani, Trilateral Komisyon baska. Bahsedilen tüm örgütlerin basindaki çekirdegin yöneticisi.
Brent Snowcroft: Ulusal Güvenlik Konseyi Baskan yard, CFR eski baskani.
Helmut Sonnefeldt: Brookings ve Carnagie Endowment (CIA baglantili).
George Soros: Soros Fund Baskani, Open Society Institute.
Laura D. Tyson: Prof, Harvard, Ekonomik danismanlik Komisyonu baskani.
Paul A. Volcker: Federal Reserve System (Merkez Bankasi) Baskani. 
John C. Whitehead: Brookings Institution baskani (CIA yan kurulusu) NYC, AEA investor.
Paul D. Wolfowitz: John Hopkins Ünv Dekani, Ileri Uluslararasi Iliskiler (CIA).
Robert B. Zoellick: Stratejik ve Uluslararasi Iliskiler Merkezi baskani.
M. Benjamin Mortimer: US News, World Reports, NY Daily News, Atlantic Montly Baskani ve yöneticisi, pek çok medyayi kontrol etmekte.

Eski ve Yeni Dünya Düzeni’nde gizli cemiyetlere kisa bir bakis

Dünyanin kurulusundan beri insanlar sosyal sistemler içinde belirli bir güç arayisinda olmuslardir. Belirli sosyal siniflarda ve özellikle 16-18. yüzyildan sonra yönetici sinifi teskil eden üst burjuvazide belirli mevkilerin dagilimi arz-talep dengesine uygun olmamaya baslamistir. Ayrica klise ve din baskisina karsi da, farkli ve daha açik görüslü düsünceye sahip insanlar farkli örgütlenmeler içine girme ihtiyaci duymuslardir. Bu yüzyillarda eski mistik gizli cemiyetlerin de törelerini ve yöntemlerini kullanan yeni yapilanmalar görmekteyiz. Masonluk ve ILLUMINATI bu özellikleri fazlasiyla içermektedir. 

Aslinda gizli cemiyetler büyünün ve ayinlerin basladigi çok eski dönemlere kadar gider ve pek çok gizli cemiyetin kurulusu Misirlilar ve Mezopotamyalilar zamanina kadar uzanmakta, Sümer ve Akadlara, 5000 yil önceye gitmektedir. Ama ilk gizli cemiyetlerin temel çikis noktasi din ve Tanri ile bütünlesme çabasidir. Ilk gizli cemiyetleri olusturanlar da zaten samanlar, din adamlari ve ruhban sinifi olmustur. Zoroastrianizm, Mithraism, Pitagorasçilik, Neo-Platonizm, Kabalizm, Sufism, Batiniler (Hasan Sabbah’in gizli cemiyeti), Tapinak ve Malta Sovalyeleri ve Gül Haç örgütü ve daha binlercesi Misir, Mezopotamya ve Ortadoguda kendi inanç, sembolizm ve ritüel sistemleri ile yogrulmuslar ve yillarca birbirlerinden etkilenerek Rönesans dönemine kadar ulasmislardir. Burada söz konusu olan masonik cemiyetlerdir, ama burada hedefimiz tüm masonlari ve masonik aktiviteleri kötülemek degildir. Yüzlerce kola ayrilmis olan masonluk kendi alt kültürü içinde bazi masonik olgulari ve yapilari da beraberinde getirmistir. Masonlugun tarihte insanlara olumlu etkileri de olmustur. Öncelikle 18. yüzyil öncesi Anderson Anayasasi’ndan önceki masonlarin pek çogu aydinlanmaci ve bilimsel kisiligi ön plana çikan kisilerdir. 

Varligi halen tartisilan Gül Haç (Rose Croix) örgütünün de masonlugun farkli bir devami oldugu, hatta 1614’lerde kliseye karsi Ingiltere’de manifestolar verdigi de söylenir. Rose Croix’da bulundugu ve büyük üstatlik yaptigi söylenen bazi kisileri son yillarda bulunan parsomenlerdeki kayitlarina ve ‘Holly Blood and Holly Grail’ (Kutsal Kan, Kutsal Kase) isimli kitaptaki bilgiye göre sayalim isterseniz (Baigent 1983). Leonardo da Vinci (1510-1519); Robert Boyle (1654-1691); Isaac Newton (1691-1727); Charles Radclyffe (1727-1746); Victor Hugo (1844-1885); Claude Debussy (1885-1918). Daha pek çok ünlü isim mevcut bu gizli masonik örgüttedir! Bu örgütün de farkli bir masonik örgüt olarak faaliyetlerini halen dünyanin heryerinde sürdürdügü iddia edilmektedir. ILLUMINATI’ye de bir kol veren grubun Gül Haç teskilati oldugu düsünülmektedir.
Bu gizli cemiyetlerin hepsi tarihte olumsuz etkiler yapmamistir, aksine Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Cemiyeti Fransiz Ihtilali ve Amerikan Devriminin örgütlenme yapisini ve temel kardeslik, esitlik felsefesini olusturmus, devrimlere ideolojik bir ag örmüstür. Fransiz Ihtilali’nin pek çok kahramani masondur. Kuzey Amerika’ya masonluk 1730’larda gelmistir. Benjamin Franklin 1731’de mason olmus ve 1734’de Pennsylvania’nin Büyük Üstadi olmustur. Rose Croix’larin (Gül Haç) üçlü konsülünde yer almistir. George Washington 1752’de masonluga alinmis 1789’da da Baskan olmustur. Amerikan baskanlarinin büyük çogunlugu masondur. Masonik örgütlerin pek çogu Türkiye’de de adi çok tartisilan Tapinak Sovalyeleri’ne dayanir. 

Tapinak Şovalyeleri

Tapinak sovalyeleri, Haçli seferleri sirasinda Hugues de Payen isimli soylu bir sovalye tarafindan 8 diger sovalye ile birlikte 1119’da kurulmustur (Baigent 1983; Barret 1999; Draul 1989). Bu dönem Hasan Sabbah’in ve Batinilerin etkisinin bitmek üzere oldugu bir dönemdir. 1099’da Kudüs alininca, Tapinak sovalyeleri buraya giden hacilari ve Avrupalilari korumak için devreye girdiler. Resmi olarak Troya konsülü tarafindan 1129’da Isa’nin Fakir Sovalyeleri ve Süleyman Tapinagi Tarikati olarak kuruldular. Tapinak sovalyelerinin sayisi hizla artti, 1130’da 300 kadar Tapinak sovalyesi Kudüs civarina vardi. Tapinak sovalyesi olabilmek için klise karsisinda fakirlik yemini etmek, bekaret ve kliseye itaat basta geliyordu. Görevleri din adamlarini ve Kudüse gidenleri korumakti. Sayilari artti, Anadolu’da ve Kudüs civarinda kendilerine kaleler insaa ettiler ve kendilerine ait bir alt kültür kurdular. 1139’da basarilarindan dolayi Papa Innocent II onlara tam bagimsizlik tanima hatasinda bulundu. Krallar ve soylular da hoslanmamalarina ragmen mecburen Tapinak Sovalyeleri’ne toprak ve toprak kirasi alma hakki tanidi. Böylece sayilari binleri asti ve hem Anadolu’da hem de deniz kenarindaki diger bölgelerde kaleler insaa ettiler ve duvarci ustasi anlamina gelen ilk ‘masonik’ aktivitelerine baslamis oldular. Zamanla soyulmaktan korkan hacilara yardimci olmak için onlarin degerli esyalarini muhafaza etmeye, ilk seyahat çeklerini ortaya çikarmaya basladilar. Tabii gizli bazi isaretler tasimasi gereken bu yazili kagitlardaki semboller yüzyillardir bölgedeki mistik akimlardan etkilendi ve onlarin alt kültürleriyle bütünlesti. 

Tapinak Sovalyeleri’ne üye özel olarak seçilir, tarikata kabul edilirler ve çok farkli bir egitimden geçirilirlerdi. Bu sirada Arapça ögrenip, eski Yunan eserlerini okumaya basladilar. Bankerlikle ve ticaretle de çok zenginlestiler. Papalik ve Fransiz krali onlarin gücünün azaltilmasi gerektigini sonunda anladilar, çünkü hermetizm, alkemi (simya) ve bilimle de ugrasan bir alt kültür yaratmislardi. 1307’de Papa Clement V’in emri ile bazi Tapinak Sovalyeleri geri çagrildilar, büyücülükle suçlandilar, iskence gördüler ve yakildilar. 1314’de Tapinak Sovalyeleri’nin büyük üstadi Jacques de Molay Paris’te bir kaziga çakilarak yakildi. Bunun üzerine geri çagrilan Tapinak Sovalyeleri Iskoçyaya kaçtilar ve orada operatif masonlugu kurdular ve Anadolu’daki, Kudüs’teki kaleleri ve merkezleri ile haberlesmeyi sürdürdüler. 36’sinin haricindeki Tapinak Sovalyelerini yakalayamadilar. Özellikle suçlama büyü, hermetizmle (ilk kaynaklari astroloji, astrolojiye dayali hekimlik ve büyü olan, I.S. II ve III yüzyilda ise Stoaciligin ve Platonculugun, Zerdüst dininin de da damgasini tasiyan, Hristiyanligini Mesih anlayisini reddeden, Bati mistisizminin esasini olusturan bir felsefe ve din) ve alkemi ile ugrasmalari, maddi güçlerini Papaligin hizmetine sunmamalari ve Papaliga garip gelen sembolik ve allegorik ritüelleriydi. Bu ritüellerde söylenen sözler ezberleniyordu ve yazili degildi ve ne yaptiklari belirsizdi, kliseye karsi ayaklaniyor olabilirlerdi. Avrupa’da büyük bir olasilikla Tapinak Sovalyeleri daha sonraki yüzyillarda farkli örgütler olarak devam ettiler, bunlarin en önemlisi asagida açiklayacagimiz Rose Croix (GÜL HAÇ) örgütüdür.   Rose Croix (Gül Haç örgütü)

1188’de Prieree De Sion MS 46 yilinda kurulan ORMUS (inisiye edilenler tarikati veya tekris edilenler tarikati) isimli tarikatin bir adinin da l’Ordre de la Rose-Croix Veritax oldugu, bir rivayete göre de Isa’nin çarmihtan inip bu tarikati kurdugu söylense de, Dames Frances Yates’e göre ilk ismine 1614’de yayimlanan Fama Fraternatis’de, Confessio Fraternatis ve The Chemical Wedding of of Christian RosenKreuz’ da rastlanir. Bu devirde yazilan ve Rosy Cross Manifestolari olarak bilinen üç eser bir Hiristiyan olan Rossy Cross’dan ve allegorik bir efsaneden ve bir manifestodan bahseder. Almanya’da 1378’de dogan Rosy Cross Anadolu’ya ve kutsal topraklara gitmis 106 yasinda 1484’de ölmüstür. Bu eserler simya ile, gizli bilimle ve tipla ugrasan kliseye karsi olan gizli bir toplulugun varligindan dem vurur. Eserlerde masonik sembolizm ve dolayli anlatim kullanilir. Bu yazilarda belirttigimiz gibi Boyle ve Leonardo da Vinci’den, Isaac Newton’a kadar pek çok bilim insani bu gizli örgüte üye olmus ve bu örgüt sayesinde kendini gelistirmistir. Örgütün tüm özellikleri masoniktir ve Tapinak Sovalyeleri ile iliskileri olduguna kesin gözüyle bakilmaktadir. Daha sonra ABD’ye masonlugu getiren kisiler ve Benjamin Franklin’in kendisi bile Gül Haç örgütünün iç çekirdegindendir. Manifestolar insanlik için çalisan kardeslik ve iyiligi yayma motiflerini isler, Fransiz Ihtilali ve Amerikan ihtilalinde de gelisen devrimci masonik örgütlenme Rose Croix ile içiçedir. 
 Gül Haç isminin de çok sembolik bir anlami vardir (detaylar için Baigent 1983 ve Barret 1999) Rose Croix ayrica pek çok yönü ve mistik islevi ile Kabalizmle içiçedir, bu da hem Yahudilerden hem de konuyu isleyen Tapinak Sovalyelerinden geçmis bir gelenektir. 

1623’de Gül Haç örgütü Pariste çok yaygindi ve bazi üyelerinin görünür, bazi üyelerinin de görünmez oldugu ve görünmez olanlarin seytanla isbirligi içinde oldugu dedikodusunu dogurmustur. 1640’larda Avrupa ve Ingiltere’de pek çok Rose Croix örgütü mevcuttu ve Ashmole ve Lilly tarafindan Londra’da 1646’da kurulan bir locanin Hür ve Kabul Edilmis masonlugun, Tapinak Sovalyeleri ile birlikte temeli attigi iddia edilmistir. 17. Yüzyildan sonra Gül Haç örgütü masonluktan daha gizli ve daha ölümcül bir biçimde devam etmis ve bir kola ayrilarak ILLUMINATI’yi olusturmustur. Rose Croix o kadar gizlidir ki, halen sürüp sürmedigi bile resmi olarak bilinmemektedir. 

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder