7 Aralık 2018 Cuma

KONKORDATO UYGULAMALARINA İLİŞKİN BEKLENTİLER VE RİSKLER BÖLÜM 2

KONKORDATO UYGULAMALARINA İLİŞKİN BEKLENTİLER VE RİSKLER BÖLÜM 2


TABLO 2. KONKORDATO SÜRECİ;


Konkordato komiserinin nitelikleri, eğitimi, eğitim verecek kurumlar ve eğitimden muaf tutulacak kişiler ile komiserliğe ilişkin diğer hususlar yönetmelikle düzenlenecektir. Konkordato komiserlerinin görevlendirilmesi ve yeterlikleri ne ilişkin TBMM gündemindeki değişiklik önerisiyle kurumun sağlıklı, etkin ve verimli şekilde işleyebilmesi için komiserlerin yetkinliğinin artırılması amaçlanmaktadır.5 

Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez. Geçici mühlet esasen kesin mühlet ile aynı sonuçları doğurmaktadır. 

KESİN MÜHLET VE HUKUKİ SONUÇLARI 

Geçici mühlet süresi içinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu anlaşılırsa bir yıl süreyle kesin mühlet kararı verilir. Bu süre altı aya kadar uzatılabilir. Kesin mühlet kararıyla konkordato komiseri de atanır. Komiser kesin mühlet içinde konkordatonun tasdikine yönelik işlemleri tamamlayarak dosyayı raporuyla birlikte mahkemeye iade eder. Konkordato projesinin tamamlanması na katkıda bulunmak, borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek, mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak, alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek, diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel mali durumu hakkında bilgi vermek komiserin görevleri arasındadır. 

Geçici ve kesin mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere “hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur”. 
Ancak nafaka ya da işçilik gibi imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip gerçekleştirilebilir. Konkordato sürecinde işçilerin alacakları ödenmeye devam eder. Bununla birlikte konkordato ilan eden borçlunun işvereni olduğu işçiler bakımından mevzuatımızda özel düzenlemeler bulunmaktadır. 

İşçinin iş ilişkisinden kaynaklanan ve işverenin konkordato ilan etmesi nedeniyle ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki ödenmeyen en fazla üç aylık temel ücrete ilişkin alacakları Ücret Garanti Fonu tarafından ödenir (Ücret Garanti Fonu Yönetmeliği m. 8). İşçi ücretlerinin anılan fon marifetiyle ödenmesi sosyal devlet ilkesinin gereği olup diğer alacaklılara nazaran daha özel bir konumda bulunan işçilerin işverenin yaşadığı ödeme güçlüğünden kaynaklanan sıkıntılarını kısmen de olsa gidermeye yöneliktir. 

Bu suretle işçilerin üretime devam etmeleri sağlanarak borçlunun ekonomik durumunu iyileştirmesi ümidi artırılmaktadır.

Borçlu mahkemenin izni dışında konkordato mühleti kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını tamamen ya da kısmen devredemez, takyit edemez ve karşılıksız tasarruflarda bulunamaz. Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür. Borçlunun tasarruf yetkisine ilişkin sınırlamalar mal varlığını koruma amacı gütmekte, bir yandan da alacaklılar bakımından borçlunun mal kaçırma ihtimalini bertaraf ederek güvence sağlamaktadır. 

KONKORDATO PROJESİNİN ONAYLANMASI 

Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkikin tamamlanmasından sonra komiser konkordato projesini müzakere etmek 
üzere alacaklıları toplanmaya çağırır. Konkordato projesi borçlunun alacaklıları tarafından oylanır. Konkordato projesi kaydedilen alacaklıların ve alacakların yarısını veya alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imzalanmış ise onaylanmış sayılır. Alacaklılar özellikle borçlunun iflas etmesi halinde alacaklarının büyük bir kısmını tahsil edemeyecekleri öngörüsüyle konkordato projesini kabul etmektedir. Alacaklıların konkordato projesini onaylaması ölümü gösterip sıtmaya razı etmek vecizesiyle açıklanabilir. 

Alacaklılar tarafından kabul edilen konkordato projesi mahkemenin onayına sunulur. Mahkeme konkordatoda teklif edilen ödeme tutarının borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçmesi muhtemel alacaktan fazla bulunması, teklif edilen miktarın borçlunun mevcut mal varlığı ile orantılı olması ve kanunda öngörülen alacaklar için teminat yatırılması şartıyla konkordatoyu tasdik eder. Konkordatonun tasdiki konkordatoya olumsuz oy veren veya konkordato dan haberdar olmayan alacaklılar da dahil tüm alacaklılar bakımından bağlayıcıdır. 

Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme borçlunun iflasına resen karar verir. Teklifte borçlunun kötü niyetli davranışlarını engellemek üzere maddenin kapsamı genişletilmektedir. Kesin mühletin kaldırılması, konkordato talebinin reddedilmesi ve iflasa tabi olan borçlu bakımından iflasa, iflasa tabi olmayan borçlu bakımından ise talebin reddine karar verilmesine ilişkin hallere borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket etmesi durumu da eklenmektedir. Atıf sebebiyle bu hüküm geçici mühlet içinde de uygulanabilecektir. 

BEKLENTİLER VE RİSKLER 

Konkordato kurumundan beklenti dürüst borçluların mali durumlarını düzeltmelerine imkan verilmesidir. Aslında borçlarını ödemek isteyen 
ancak çeşitli sebeplerle borçlarını ödemekte güçlük çeken borçluların iflası konkordato ile engellenir. Konkordato uygulamasında alacaklıların 
alacaklarını borçlunun iflasına nazaran daha avantajlı şekilde tahsil edebilmeleri mümkündür. 

Borçlunun mali durumunun iyileştirilmesi suretiyle hem borçlunun hem de alacaklıların ekonomik faaliyetlerine devam etmeleri sağlanarak aslında milli ekonominin korunması amaçlanmaktadır. 

Konkordato uygulamasının özellikle kötüye kullanılabilme ihtimali birtakım riskleri ortaya çıkarmaktadır. Mali durumu gerçekte borçlarını ödemeye elverişli olduğu halde kötü niyetli konkordato başvuruları yapılabilmesi Mart-Kasım 2018 sürecindeki en önemli risk olarak karşımıza çıkmıştır. Konkordato mühletleri sürecinde yapılmayan ödemeler sebebiyle piyasadaki sıcak para döngüsü bozulmaktadır. Bu çerçevede alacaklarını tahsil edemeyen alacaklıların mali sıkıntıya düşmesi ve konkordato başvurularının domino etkisiyle yayılması söz konusu olabilir. TBMM’ye sunulan kanun teklifi bu riskleri bertaraf etme amacı taşımaktadır. 

TABLO 3. BEKLENTİLER VE RİSKLER BEKLENTİLER RİSKLER 


SONUÇ VE ÖNERİLER 

  Konkordato dürüst ve iyi niyetli borçlulara iktisadi hayatlarına devam etmeleri için verilen bir imkandır. 
Uygulama bakımından belge düzenine bağlı bir inceleme yapılması gerçekte iyileşme amacı olmayan, sadece konkordatonun sağladığı avantajlardan yararlanmak isteyen borçlular bakımından cazip bir imkan gibi görünmektedir. 

Yargı uygulamasının resen araştırma ilkesi ile İcra ve İflas Kanunu’nun sağladığı yetkileri kullanması, borçlunun mali durumu ve konkordato projesinin başarı şansı konusunda esaslı bir kanaate ulaşmadan konkordato mühleti vermemesi gerekmektedir. Hazırlanan kanun teklifi konkordato talebinde bulunan borçlunun gerçek mali durumunu mahkemeye sunmasına ve bu çerçevede kötü niyetli başvuruları bertaraf etmeye yöneliktir. 

Ancak teklifte öngörülen borçlunun gerçek mali durumunun tespiti için yapılan denetim raporlarına ilişkin değişiklik eleştirilmektedir. 

Kanun Teklifine İlişkin Adalet Komisyonu Raporu’nda “Sermaye Piyasası Kurulunun bağımsız denetim kuruluşu belirleme yetkisinin kaldırılarak 
konkordato ön projesine dayanak teşkil edecek denetim raporlarını hazırlayacak olan kuruluşların sadece Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca belirlenmesine yönelik düzenleme, Sermaye Piyasası Kurulunun sermaye piyasalarının güvenilir işlemesinden ve yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunmasından sorumlu olduğu dikkate alındığında yerinde” olmadığı eleştirisi ileri sürülmektedir. 

Keza finansal analiz raporu yerine denetim raporunun benimsenmesi uygun görülmekle birlikte Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarının çok az sayıda ilde bulunması gelecekte teklifle getirilen düzenleme denetim müessesesinin belli kuruluşların tekeline girmesine neden olabilecektir.6 

Bu değişikliğin kanunlaşmasıyla konkordatoya ilişkin finansal raporları hazırlayabilecek kuruluş sayısı yarı yarıya azalacaktır.7 
Raporların hazırlanması için daha ayrıntılı inceleme süreci de gerekecektir. 
Zira burada denetim bireysel olarak yapılmamakta, bu alanda tecrübe sahibi 
denetçilerden oluşan ekiplerce yerine getirilmektedir. 

Konkordato başvurularının sayısının azalması doğal bir sonuç olacaktır. 

Toplamda 29 ayı bulabilen konkordatonun tasdiki sürecinde borçlular borçlarını ödememektedirler. Borçluların alacaklılarına borçlarını ödememesi piyasalarda domino etkisine yol açabilir. Basına yansıyan bilgilere göre halihazırda 750 civarında konkordato mühleti verilmiş borçlu bulunmaktadır.8 Ancak konkordato başvurusu yapan borçlu sayısı daha fazladır. Lakin konkordato mühleti verilmiş borçluların alacaklılarının sayısı ve alacak tutarları konusunda kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. 

Bu alacakların konkordato mühleti boyunca ödenmemesi piyasadaki sıcak para akışını etkileyecektir. Bu çerçevede özellikle konkordato uygulamasının yaygın olduğu sektörlerde borçlunun alacaklıları da likidite krizine girip konkordato 
yoluna başvurabilir. Bu durum piyasada konkordato sarmalı oluşturabilir. Keza konkordato mühletinin kaldırılması, konkordatonun tasdik edilmemesi ve konkordatonun feshedilmesi hallerinde iflasa tabi borçlular bakımından iflas etme sonucu ortaya çıkar. İflas süreçleri ekonomiyi daha olumsuz etkileyecektir. 

<  Konkordato dürüst ve iyi niyetli borçlulara iktisadi hayatlarına devam etmeleri için verilen bir imkandır.  >

Mart 2018’den Kasım 2018’e kadar gerçekleşen konkordato uygulamalarına yöneltilen en büyük eleştiri bazı borçluların gerçek mali durumu bakımından borçlarını ödeyebilme gücüne sahip olmasına rağmen bunu erteleyerek zaman kazanmaya çalışmalarıdır. Hatta bazı borçluların bu yöntemle kısmi ödemede bulunarak borçlarından kısmen kurtulma yolunu tercih ettikleri öne sürülmektedir. Konkordato prosedürünün maliyeti fazla olduğu için genellikle büyük şirketler bu yola başvurmaktadır. Konkordato mühleti alan bu şirketler alacaklıları olan küçük ve orta ölçekli işletmelere borçlarını ödemeyi ertelemektedir. 

Ödemelerin yapılamaması bu işletmeleri büyük şirketlere göre daha fazla etkilemektedir. Konkordato maliyetleri karşısında kendileri de bu yola başvuramamaktadır. Alacaklarını tahsil edemeyen bu küçük işletmeler hakkında icra takipleri başlatılmaktadır.

Bu durum esasen bir eşitsizliğe neden olmaktadır. Küçük işletmeler bakımından tek bir komiser atanarak konkordato maliyetlerinin azaltılabileceği düşünülse de bu işletmelerin avukatları dahi olmadığından konkordato başvurusunda bulunmaları çoğu zaman mümkün görülmemektedir. 

Alacaklarını tahsil edemedikleri için borçlarını ödeyemeyen bu işletmeler haciz tehdidi ile karşı karşıyadır. Mallarının haczedilip satılması halinde piyasadan çekilmek durumunda kalacaklardır. 

TBMM’de yer alan teklifin kanunlaşmasıyla konkordato kurumu esasen mali durumu bozulan büyük işletmelerin iyileştirilmesine yönelik hale gelecektir. Mali durumu bozulan küçük işletmelerin konkordato ile iyileştirilmesi konkordato giderleri ve hazırlanması gereken bilgi ve belgeler bakımından olası görülmemektedir. 

Ancak yürürlükte bulunan düzenleme KOBİ’lere bu hususta kolaylık sağlamakla birlikte konkordato sürecinin kötüye kullanılmasına da yol açmaktadır. Mevcut düzenlemeye yöneltilen eleştiriler sebebiyle değişiklik yapılması elzemdir. Lakin önerilen değişiklik özellikle kötüye kullanımları engellemek açısından bir fayda sağlayacaktır. Ancak mali durumu bozulmuş iyi niyetli borçluların tamamı 
bakımından bir iyileştirme rejimi düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır. 

Konkordato sürecinde uygulayıcılar hem alacaklıların korunmasını hem de borçlunun mali durumunun iyileştirmesini sağlama görevlerini yerine getirmelidir. Borçlunun ve alacaklılarının menfaatleri arasında çoğu zaman bir gerilim bulunmaktadır. Konkordato sürecinde en önemli görevi üstlenen konkordato komiserinin borçlu ile alacaklıları arasındaki menfaatler dengesinin kurulmasını sağlaması gerekmektedir. 

Bu çerçevede konkordato komiserlerinin yetkinliği konkordato kurumunun amacına uygun şekilde işlemesi için büyük bir öneme sahiptir. 

TBMM’ye sunulan kanun teklifinde konkordato komiserlerinin yetkinliğini artırmak amacıyla nitelikli ve eğitimli olmalarını sağlamaya yönelik değişiklik önerisinde bulunulmuştur. Konkordato komiserlerinin nitelikleri ve eğitimi bakımından istenilen düzeye ulaşılamaması kurumu işlevsiz hale getirebilir. Halihazırda bir denetim ve sisteme tabi olmayan düzensiz komiserlik eğitimleri verilmesinden şikayet edildiği görülmektedir. 
Teklifin yasalaşmasıyla konkordato komiserleri ve eğitimleri düzenli hale gelecektir. Kanun teklifinin hızlı bir şekilde kanunlaşma sürecine girmesi eleştirilmiştir. Ancak konkordato uygulamasına şikayetler dikkate alındığında kötüye kullanımları ve mal kaçırmaları engellemek üzere teklifte öngörülen tedbirlerin bir an evvel hayata geçirilmesi gereği vardır. Ayrıca kanun teklifindeki değişikliklerin uygulanmasını düzenleyen hüküm uyarınca konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam edilecektir. 

Yeni değişiklik konkordato başvuru şartlarını ağırlaştırdığı için son birkaç haftadır yapılan konkordato başvurularının sayısı artmıştır. Bu süreç karşısında yürürlük maddesinin gözden geçirilmesinde fayda vardır. Mevcut başvurulardan kesin mühlet verilmemiş olanlar bakımından kesin mühlet kararı için teklifte belirtilen denetim raporlarının mahkemeye sunulması esası benimsenebilir. 

Konkordato talebinde borçlular arasında kötü niyetli yani gerçekte mali durumu iyi veya mali durumu iyileşme ümidi olmaksızın kötü bulunan borçlular da vardır. Kanun teklifi borçlunun gerçek mali durumunu ortaya çıkartmaya yönelik olup kötü niyetli borçlular bakımından konkordato kapılarını kapatmaktadır. 
Bu çerçevede bir an evvel kanun teklifinin kanunlaşması sağlanarak konkordatonun sadece dürüst borçlular bakımından işlerlik kazanan iyileştirme rejimine dönüştürülmesinin sağlanması gerekmektedir. 

Bununla birlikte konkordatonun giderleri sebebiyle bu yola başvurabilecek ekonomik gücü dahi bulunmayan borçlular bakımından ekonomik faaliyetlerinin devamını sağlayacak borçları yeniden yapılandırmaya yönelik çözümler geliştirilmelidir. 

Bu çerçevede 15.08.2018 tarihli ve 30510 sayılı Resmi Gazete’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren “Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik” önemli bir adım olmuştur. 

Yönetmelik Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar ile finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alacaklarının Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanacak Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları kapsamında ve bu anlaşmaların BDDK tarafından onaylandığı tarihten itibaren yeniden yapılandırma sözleşmelerine bağlanmak şartıyla yeniden yapılandırılmasına imkan vermektedir. 
Bunun dışında borcun taksitle ödenmesi (İİK m.111) veya ödemelerin kısa süreli ertelenmesi gibi farklı yeniden yapılandırma modelleri üzerinde de çalışılabilir. 


TABLO 4. KANUN TEKLİFİNE İLİŞKİN BEKLENTİLER VE RİSKLER BEKLENTİLER RİSKLER 



Analiz ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmeler çerçevesinde gündeme gelen konkordato uygulamasını konu almaktadır. Konkordato dürüst bir borçlunun kanunda öngörülen alacaklı çoğunluğunun rızası üzerine verilen mahkeme kararı çerçevesinde borçlarını kısmen veya vadelerle ödemesini öngören cebri icra hukukuna özgü bir kurumdur. Dürüst borçluların iflas etmesini engelleyerek veya haciz yoluyla takiplerden korunmasını sağlayarak ekonomik hayatlarına devam etmelerini teminat altına almaktadır. Alacaklıların da alacaklarını borçlunun iflasına nazaran daha avantajlı bir şekilde tahsil edebilmelerine imkan vermektedir. 

Konkordato mühletleri boyunca alacaklıların borçluya karşı takip başlatamaması ve başlamış takiplere devam edilmemesi imkanları konkordatoya olan ilgiyi 
artırmıştır. Ancak mahkemenin konkordato başvurusuna ilişkin şekli inceleme yapması ve konkordato başvurusunda mahkemeye sunulan bilgi ve belgelerin 
borçlunun gerçek mali durumuyla ilgili mahkemeye makul güvenlikte bilgi sunmaması konkordatonun suistimal edilmesine yol açmaktadır. Gerçekte mali durumu borçlarını ödemeye imkan verdiği halde sıcak parayı ödemelerine ayırmak istemeyen borçlular konkordato başvurusunda bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulan kanun teklifi kötü niyetli kullanımları bertaraf etmeye yöneliktir. 

Analizde konkordato kurumunun hukuksal niteliğinin ne olduğu, amacı ve işleyişi ele alınmaktadır. Konkordatoya duyulan ekonomik ve hukuksal ihtiyaç 
ortaya konulmakta ve konkordato sürecinin nasıl işlediği tespit edilmektedir. Ayrıca TBMM Genel Kurul gündeminde bulunan kanun teklifi değerlendirilmekte 
ve teklifin yasalaşması halinde konkordato uygulamasında meydana gelecek değişiklikler ile bu değişikliklerin hukuki ve ekonomik sonuçları incelenmektedir. 

Mevcut düzenlemelerin yol açtığı ve kanun teklifinin yasalaşması halinde ortaya çıkacak riskler irdelenmektedir. Son olarak konkordato sürecine yönelik 
tespit edilen sorunlara ilişkin çözüm önerilerinde bulunulmaktadır. 

DİPNOTLAR;

1. “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi”, 
TBMM, www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-1286.pdf, (Erişim tarihi: 17 Kasım 2018).
2. “15 Kasım 2018 Tarihli Adalet Komisyonu Tutanakları”, TBMM, 
   www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2223, (Erişim tarihi: 22 Kasım 2018), s. 5.
3.Yüksek kalitede ve güvenilir bir finansal raporlama ve bağımsız denetim ortamı oluşturmak amacıyla kurulan kurumun temel 
görevi finansal raporların uluslararası standartlarla uyumlu olarak düzenlenmesini ve denetlenmesini sağlayacak standartlar koymak 
ve etkin bir kamu gözetimi gerçekleştirmektir. 
4. Konkordato Gider Avansı Tarifesi madde 4: 
(1) Talep eden; 
a) Konkordato talep edilirken bildirilen alacaklı sayısının üç katı tutarında tebligat gideri, 
b) Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarı olan 550,00 Türk Lirası, 
c) Resmi İlan Fiyat Tarifesinde belirlenen Basın-İlan Kurumu resmi ilan portalında yapılacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarı, 
ç) İlgili kurum ve kuruluşlara yapılacak bildirim için 50 adet iadeli taahhütlü posta ücreti, 
d) Bir bilirkişi için Bilirkişi Ücret Tarifesinde belirlenen ücretin üç katı tutarı, 
e) Mahkemece belirlenecek ücreti sonradan tamamlanmak üzere konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişi için asgari 
1.000,00 Türk Lirası üzerinden hesaplanan beş aylık ücret tutarı, 
f ) Diğer iş ve işlemler için 300,00 Türk Lirası, 
g) İflas a tabi olanlar yönünden 15.000,00 Türk Lirası iflas gideri, toplamını avans olarak öder. 
(2) İflas a tabi olmayan borçlular yönünden yukarıda sayılan gider avansı miktarından indirim yapılmasına mahkemece karar verilebilir. 
5. “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi, Madde 
    15 Gerekçesi”, TBMM, www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-1286.pdf, (Erişim tarihi: 17 Kasım 2018). 
6. “Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve 5 Milletvekilinin Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin 
Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi (2/1286) ve Adalet Komisyonu Raporu”, TBMM, www.tbmm.gov.tr/sirasayi/ 
donem27/yil01/ss16.pdf, (Erişim tarihi: 21 Kasım 2018), s. 12. 
7. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilmiş toplam 263 bağımsız denetim kuruluşu vardır. 
Bu denetim kuruluşlarının 127 tanesi kamu yararını ilgilendiren şirketleri denetleyen kuruluşlardır. Bunlar Türkiye’de sekiz ilde yerleşiktir. 
Ancak Türkiye çapında denetim yetkisine sahiptir. 
8. Erdal Sağlam, “Konkordato Sayısı Kaç?”, Hürriyet, 18 Kasım 2018. 



ANKARA • İSTANBUL • WASHINGTON D.C. • KAHİRE • BERLİN 
www.setav.org

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder