19 Şubat 2020 Çarşamba

YENİ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ (YET) VE “ZAMANLAMA BELİRSİZLİĞİ” BÖLÜM 2

YENİ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ (YET) VE “ZAMANLAMA BELİRSİZLİĞİ”  BÖLÜM 2





ÖNERİ 10:

YET yatırımlarındaki artış halen arzulanan düzeylerin çok
altında olmakla birlikte, yaklaşan iklim krizi YET’in belli olmayan
zaman diliminde mutlaka dik büyüme eğrisi göstereceğini
düşündürmektedir. Büyük büyüme potansiyeli taşıyan bu sanayi
hızla yükselişe geçene kadar, Türkiye’nin, gerekli YET imalat
ve bilgi sektörlerini güçlendirmeye dönük kararlı bir strateji
yürütmesi koşuluyla, bu süreçten yararlanmak üzere kendini
konumlandırması için hâlâ zamanı bulunmaktadır.

b) YET’i Özümseme Politikaları

Daha önce de belirtildiği gibi YET, hem sanayi politikasının
bir alanı olarak, hem de enerji politikasının başetmesi gereken
sorunlara yanıt olarak formüle edilebilir. Sanayi politikası ile
enerji politikasının dayandırıldığı gerekçeler pek çok durumda iç
içe geçmekte ve bu kavramsal karışıklık politika tartışmalarına
gölge düşürmektedir. Bu bölümde, esas olarak, enerji güvenliği
ve iklim değişikliği kaygılarının yol açtığı enerji politikalarına
odaklanılmakta, gerekli olan noktalarda sanayi politikalarıyla
karşılıklı olarak birbirini güçlendiren etkileşimlere de dikkat
çekilmektedir.

İkinci bir zihin karışıklığı kaynağı da, enerji güvenliği ile karbon
verimliliği arasındaki ayrışmadır. İki hedef sıklıkla örtüşmekle
birlikte, zaman zaman birbirinden uzaklaşabilmektedir. O itibarla,
siyasi söylem ile politika tasarımının bu ayrım konusunda net
olması gerekmektedir. Bazı temiz fosil yakıt teknolojilerinin ve
biyoyakıt kullanımının değerlendirilmesi söz konusu olduğunda
özellikle dikkat edilmesi gereken bu ayrım, fosil yakıtların
hakim olduğu elektrik üretim sistemlerinin bulunduğu ülkelerde
elektrikli taşıtların değerlendirilmesinde de önem kazanabilir.
Bu örneklerde, karbon verimliliği her zaman arz güvenliğinin
iyileşmesi anlamına gelmemektedir.

YET tartışmalarının etrafındaki temel belirsizlikler açıklığa
kavuşturulduktan sonra, politika sürecinin bir sonraki aşaması,
çeşitli maliyetleri ve faydaları kapsayacak bir çerçevenin çizilmesi
olmalıdır. Meselenin içeriği dinamik olduğundan, zorunlu
esneklikleri içerecek uzun vadeli bir çerçeveye ihtiyaç vardır.
Halihazırda birim maliyeti fosil yakıt ağırlıklı alternatiflere yakın
olan ve rekabet edebilen teknolojiler için belirlenecek politikalar
daha sınırlı ve kolay olacaktır. Bu teknolojiler için, YET’in
ekonomide kullanılma ve benimsenme hızını esas olarak piyasalar
belirlemelidir. Bu çerçevede izlenecek politikalar, sadece piyasa
mekanizmalarının önündeki engelleri kaldırmayı amaçlamalıdır.
Ancak henüz fiyatlarda rekabetçi olmayan ve özümsenmeleri
için kamu desteğine ihtiyaç duyan YET segmentleri, daha zor
politika tercihlerine yol açacaktır. Politika yapıcılar, güvenlik,
maliyet ve salınım kaygılarının ciddiyetini ve aciliyetini tartarak,
henüz maliyet açısından rekabet gücüne sahip olmayan YET
segmentlerinin özümsenmesi için gerekli atılımın kapsamını ve
hızını belirlemelidirler.

Teorik olarak, temel enerji politikası hedefleri, gerek arz güvenliği,
gerekse salınım azaltımları bakımından pekçok YET segmentinin
özümsenmesini desteklemek durumdadır ancak yüksek maliyetler,
bunların yaygın uygulanmasına henüz imkan vermemektedir.
Verilecek siyasi desteğin zamanlamasını ve yoğunluğunu
belirlemek için, uzun vadeli gelişmelerin aşağıdaki soruların
yanıtları çerçevesinde net bir şekilde değerlendirilmesi gerekir:

i. Henüz rekabet gücüne sahip olmayan YET seçeneklerinden
hangisinin, makul bir politika desteği sağlanırsa,
Türkiye’nin bugünkü enerji güvenliğine ve karbon salınım
azaltımına kayda değer bir katkı yapması gerçekçidir?

ii. YET segmentlerinin herbirini destekleyen politikaları
ertelemenin maliyetleri ve faydaları nelerdir? YET
segmentleri gelecekte hangi noktada enerji güvenliğine
ve karbon salınım politikalarına kayda değer bir katkıda
bulunabilir? Bu siyasi desteği vermek için en uygun zaman
nedir?

iii. Yapılacak güvenlik, maliyet ve iklim değerlendirmelerinin,
gelecekte bazı YET segmentlerinin yüksek düzeyde
özümsenmesini meşru kılması halinde, Türkiye bu YET
segmentlerinin hızla uygulanmasına nasıl hazırlıklı (akıllı
şebekeler vb.) kılınabilir?

Türkiye bugün, YET’e makul maliyetli yatırım yaparak, kendi
enerji güvenliği/karbon salınımı sorunlarına anlamlı katkıda
bulunabilir mi?

Hiç kuşkusuz, arz güvenliği ve salınım hedeflerinin enerji
politikasının özünü oluşturması gerekir ve birçok YET segmenti
teorik olarak her iki hedefe de hizmet edebilir. Ancak şu anda,
makul bir ulusal politika desteğiyle bile, herhangi bir YET
segmentini özümsemenin, Türkiye’nin enerji güvenliğinde
ya da karbon salınımında yapısal değişim yaratma olasılığı
düşüktür. YET’in güvenlik ya da iklim alanında bugün için sınırlı
olan faydalarının, her bir segmenti destekleyecek politikanın
maliyetleriyle dengelenmesi gerekmektedir. Mevcut faydamaliyet
dengesi, YET’in yaygın uygulanmasını haklı kılacak bir
durum olmaktan uzaktır.

YET’in gelecekte sağlayacağı faydalar ile mevcut uygulama maliyetleri,
siyasi desteği meşrulaştırıyor mu veya ne zaman meşrulaştırır?
Azalan YET maliyetleri, YET yatırımlarının ertelenmesine
sebep olabilecek bir unsurdur.

Maliyet hesaplarındaki en temel belirsizlik, YET segmentlerinin
hızla değişen maliyet profilidir. YET; yenilenebilir enerjiler,
elektrik üretiminde temiz fosil yakıt kullanımı (esas olarak
karbon tutma ve depolama), ulaşımda, binalarda, sanayide
ve elektrik santrallerinde verimlilik gibi pek çok teknolojiyi
kapsamaktadır. Çeşitlilik gösteren bu teknolojilerin hepsi, azalan
birim maliyetleriyle olgunlaşma süreci içine girmiştir. Aşağı
doğru inen maliyet eğrileri düşünüldüğünde, büyük teknoloji ve
maliyet yatırımlarına erken yönelmek, YET politikaları açısından
zamanlama riski oluşturmaktadır.

…ancak, YET’in ertelenmesi, fosil yakıt altyapısına daha da
bağımlı olunmasına neden olacaktır.

Öte yandan, gelecekte fiyatların düşeceği öngörüsüyle yeni
teknolojilerin ertelenmesi, fosil yakıt kullanan ve uzun ömürleri
olan taşıtlara, binalara ve santrallere sürekli yatırım yapılmasına
yol açmaktadır. YET’teki azalan maliyetleri beklemenin bedeli
fosil yakıt tabanlı altyapıya daha fazla kilitlenmektir,
…ve bugün yapılacak YET yatırımları, gelecek için dolaylı
olumlu sonuçlar (pozitif dışsallıklar) içerebilir.

YET, gelecekte ulusal ekonomi için değerli olabilecek fırsatlar
içerebilir. YET’e yatırım, ileride bu teknolojilerin benimsenmesine
hız verilmesi halinde gerekli olacak YET konusunda eğitimli
insan sermayesi ve dolaylı olarak bilgi üretilmesini sağlar.
Benzer biçimde, ülkenin YET’i hedefleyen iyi hazırlanmış bir sanayi
politikası varsa, YET’i özümserken edinilen yetkinlik değerli olabilir.
Ancak, gelişen yetkinliklere ağırlık verecek kapsamlı bir politika
ortamı olmadığı takdirde, bu fırsatların bir değer taşıma olasılığı
düşük olduğundan, bunların titizlikle yeniden değerlendirilmeleri
gerekir. Politika tasarımı, bu fırsatlar ortaya çıktığında hızla
verim sağlayabilecek sanayi, teknoloji ve insan sermayesinin
gerekleri konusunda öngörülü olmalıdır. Destekleyici altyapısı
kurulmadığı takdirde, bu fırsatlara dönük aşırı iyimserlik
muhtemelen verimsiz bazı faaliyetlere neden olacaktır. Öte
yandan destekleyici altyapının kurulmuş olması, YET için daha
güçlü bir politika desteğini meşrulaştıracaktır.
Uzun vadeli değerlendirmeler kararlı bir politika desteğini makul
kıldığında, Türkiye YET segmentlerinin yaygın uygulamalarını
gerçekleştirmeye nasıl hazır olabilir?

Bazı YET segmentleri enerji arzına ya da kullanımına anlamlı
bir katkı yapabilecek duruma geldiğinde bile, gerekli altyapı
yatırımları olmaması durumunda, bunların pek çoğunun
uygulamalarını gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır. Akıllı
şebekeler ya da yakıt dolum istasyonu ağları gibi temel altyapı
yatırımları, yeni teknolojilerin yaygın uygulamalarının önündeki
kritik engellerdir. Bu nedenle temel altyapı yatırımlarının
zamanlaması ve planlanması, genel politika planlama girişiminin
ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
Özetle, ulusal enerji teknolojisi benimseme politikalarının ve
yatırımlarının zamanlamasını, kapsamını ve hızını belirlerken,
politika yapıcıların güvenlik ve iklim hedeflerini maliyet eğrilerindeki
zamanlama belirsizliği ile dengelemeleri gerekmektedir. Bu
hesaplamaya, YET yatırımlarını erteleme sonucunda genişleyecek
fosil yakıt altyapısına aşırı bağımlılığın yüklediği maliyetler de
dahil edilmelidir. Destekleyici altyapının bulunması halinde,
YET yatırımlarının ileriye doğru yarattığı fırsatlar da göz önünde
bulundurulmalıdır. Benimsenmeleri iktisadi olarak meşrulaştığında
yeni teknolojilerin hızla yayılmasını sağlayacak altyapı yatırımlarını
önceden planlamak politika süreçlerinin parçası olmalıdır.
Böylesine dinamik bir politika problemi, esnek biçimde tasarlanan
ve yeni verilere dayanarak sık sık revize edilen kararlar gerektirir.
Politika süreci kurumsal esneklikle de desteklenmelidir. Bu
sürece rehberlik etmek için, politika yapıcıların şu hususları
dikkate almaları gerekecektir:
- YET segmentlerinin öngörülen maliyet eğrisinin tahmin
edilmesi ve sürekli olarak revize edilmesi,
- Faaliyet ömürleri ve yenileme potansiyeli göz önünde
bulundurularak, geleneksel altyapılara bağımlılığın
maliyetlerinin değerlendirilmesi,
- Ulusal arz güvenliğinin ve küresel ısınmanın dinamik biçimdedeğerlendirilmesi,

- YET’in insan sermayesi, bilgi birikimi ve daha geniş sanayi
politikası açısından içerdiği fırsatların gerçekçi biçimde
değerlendirilmesi.
Farklı YET segmentlerinde ulusal politikaların zamanlamasını ve
hızını belirlemek için kapsamlı bir çerçevenin oluşturulmasında,
böyle dinamik bir değerlendirme mekanizması ve yaklaşımı
esastır. Bazı segmentlerin hemen, diğerlerinin ise deneme
mahiyetinde desteklenmesi ya da uygulanabilir hale gelene kadar
ertelenmesi gerekecektir



ÖNERİ 11:

YET’in belirsiz maliyet eğrileri, enerji yatırımlarının yapısı
gereği içerdiği uzun vadeli yatırımlara kilitlenme sorunu ve
yeni teknolojilerin sunduğu dolaylı sonuçlar (dışsallıklar),
Türkiye’nin YET benimseme politikalarının dinamik olmasını
gerektirmektedir.

YET yatırımlarının uzun vadeli niteliği göz önünde tutulduğunda,
özel sektör oyuncularının olabildiğince öngörülebilirliğe
ihtiyaçları vardır. Politika yapıcılar, dinamik politika oluşturma
süreçlerini olabildiğince kapsamlı ve öngörülebilir kılmak için
gayret sarfetmelidirler.

Politika oluşturma süreci, dinamik karar alma prosedürünü açık
şekilde ortaya koymalı, kararlarına rehberlik edecek verileri
üretmeli ve paylaşmalı, yatırımcıları uzun vadeli altyapı stratejileri
konusunda bilgilendirmelidir.
Politika netliği olmadığı takdirde, Türkiye’nin YET’i özümseme
çabaları sonuç vermeyecek, ihtiyari ve kısa vadeli girişimler olarak
algılanma riskini doğuracaktır.

Farklı YET segmentlerinde ulusal politikaların zamanlamasını ve
hızını belirlemek için kapsamlı bir çerçevenin oluşturulmasında,
böyle dinamik bir değerlendirme mekanizması ve yaklaşımı
esastır. Bazı segmentlerin hemen, diğerlerinin ise deneme
mahiyetinde desteklenmesi ya da uygulanabilir hale gelene kadar
ertelenmesi gerekecektir.

c) YET Üretim Politikaları

YET, farklı gelişme aşamalarındaki çok sayıda segmenti kapsar.
Karada rüzgâr enerjisi gibi olgunlaşmış bazı segmentler, özel
sektör tarafından üstlenilebilecek ekonomik nitelik kazanmış
teknolojilerdir. Diğer uçta, hidrojenle çalışan yakıt pilleri ve CO2
tüketen genetik mühendislik ürünü mikroplar65 gibi teknolojiler
ise hâlâ uzun vadeli araştırma gerektirmekte ve bu nedenle de
kamu sektörünün önemli ölçüde katkısına ihtiyaç duyulmaktadır.
Ulusal stratejinin yeni enerji alanındaki segmentlere odaklanması
halinde, teknolojinin gelişmişlik ve olgunluk düzeyine dayalı,
ihtiyaca uygun politikaların uygulanması önem kazanacaktır.66
Bunlara alternatif ya da ek olarak, YET üretim stratejisi, çok
sayıda YET segmentini destekleyebilecek yatay yetkinliklere de
odaklanabilir. Hangi segmentin ne hızda büyüyeceği konusunda
büyük bir belirsizlik olduğundan, çok sayıda segment için
uygun girdi ve uzmanlık biriktirebilecek AR-GE alanlarına
ya da insan sermayesine yatırım yapmak daha akıllıca olabilir.
ABD Enerji Bakanlığı’nın, temel bilimler ile uygulamalı enerji
araştırmaları arasında bağlantı kuran çalışması yararlı bir emsal
teşkil etmektedir (Şekil 4). Örneğin, neredeyse tüm verimli ve
temiz enerji teknolojileri, malzeme bilimlerinde ilerlemeler
kaydedilmesini gerektirmektedir. Benzer biçimde, bilgi işlem
bilimlerinin yeni enerji teknolojisi segmentleri arasında geniş
uygulama alanları vardır. Yatay yetkinliklere stratejik yatırımlar ile
YET alanının belli segmentlerinin desteklenmesinde kullanılacak
dikey stratejiler birbirini tamamlamalıdır.

İster YET segmentlerini dikey olarak hedefleme, ister yatay
yetkinliklere yatırım yapma stratejisi benimsensin, teknoloji
birikimini hızlandıracak etkili mekanizmaların kurulması,
Türkiye için çok büyük önem arz etmektedir. Teknoloji birikimi
aşağıdaki adımları gerektirmektedir:

i. Mevcut ulusal yeteneklerin etkin biçimde düzenlenmesi
(ülke içi YET politikaları),

ii. Ulusal teknoloji kurumları ile muhatapları arasında,
stratejik olarak yönlendirilen sınırötesi ortaklıkların ve
işbirliğinin oluşturulması (sınırötesi YET politikaları).

Bu çabanın ulusal ve uluslararası eksenleri, karşılıklı olarak
birbirini güçlendirecektir.

3. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder