Türkiye’de Kentleşme ve Kentleşme Politikaları, BÖLÜM 2
Planda, sanayileşme potansiyeli olan alanların tespit ve ilan edileceği,
kentlerde hizmet standardını yükseltecek yatırım ve politikalara ağırlık verileceği, dengeli kentleşmeyi sağlamak için orta büyüklükteki kentlerin destekleneceği, kentlerin ihtisaslaşmasının sağlanacağı, organize sanayi bölgelerinin kurulacağı belirtilmiş (DPT, 1984: 164-165) ve şehircilik hizmetlerinin görülmesinde belediyeler ana kuruluşlar olarak kabul edilmiştir (DPT, 2007: 7-8).
Öngörüsü, köylerden kentlere olan nüfus akımlarının süreceği ve kentleşmenin
yavaşlamayacağı şeklinde olan ve kentleşmeye olumlu olarak yaklaşan planda göze çarpan özellikler; büyük kentlere göre orta büyüklükteki kentlerin tercih edilmesi, büyük kentlerdeki yığılmanın caydırıcı önlemlerle önlenmesi, kentler arasında uzmanlaşmanın sağlanması, tarım toprakları üzerindeki dağınık ve düzensiz yapılaşmanın önlenmesi, sanayi kuruluşlarının yerlerinin tüm ülke sathına dağıtılmasıdır (Keleş, 2008: 84-85). Planda kentleşme açısından dikkat çeken diğer bir husus ise, konut yapımı ile ilgili düzenlemelerin varlığıdır. Ancak bu plan döneminde de hedeflenen ve beklenen gelişmelere ulaşılması mümkün olamamıştır.
4.6. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)
Planda, kentlerde yaşayan nüfusun şehir hayatına uygun bir yapıya kavuşturulacağı, orta büyüklükteki (50.000-500.000 nüfuslu) kentlerin gelişmesinin destekleneceği, kentler arasında ihtisaslaşmanın sağlanacağı, nüfusları artacak olan büyük kentler, metropoller ve metropolleşen yörelerde altyapı, ulaşım, istihdam, konut, eğitim, sağlık sorunlarının hafifl etmesine çalışılacağı, tarihi, kültürel, doğal değerlerin ve kıyıların korunacağı, kent planlaması ile ilgili mevzuatın yeniden düzenleneceği ifade edilmiştir (DPT, 1989: 314315).
Planın temel stratejisinde; şehir kademelenmesini dengeli bir şekilde yönlendirmek üzere, büyük kentlere yönelimin azaltılması amacıyla, orta büyüklükteki kentlerin geliştirilmesi, araç olarak da organize sanayi bölgelerinin
kullanılmasına önem verilmesi hedeflenmiştir. (DPT, 1989: 358).
Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemindeki dört hükümet programına
bakıldığında; “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nın onaylanması,
“Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında koordinasyon sağlayacak
bir bakanlık kurulması çalışmaları” ve “Merkezi yönetim ile yerel yönetimler
arasında görev, yetki, sorumluluk ve kaynak paylaşımına ilişkin çerçeve
yasa çalışmaları” olmak üzere üç önemli adımın atıldığı görülmektedir (DPT, 2007: 8).
Planda kentlerde kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sağlamak amacından yola çıkılmış
ve orta büyüklükteki kentlerin ve kentler arası uzmanlaşma desteklenmiştir.
Bu planda çevre ve çevre ilgili konular yeni yükselen bir değer olarak karşımıza çıkmış ve planda yerleşme alanlarına sağlıklı ve kaliteli bir
çevrenin sağlanması esas alınmıştır.
4.7. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)
Planda, nispeten gelişmiş olan yörelerdeki kentleşme sorunlarının önemli
ve acil sorunlar haline geldiği, metropol niteliği kazanan yerleşme merkezlerin de açık işsizlik, arazi spekülasyonu, yanlış yapılanma, enerji ve su yetersizliği,
çevre kirliliği gibi sorunların giderek arttığı belirtilerek, amaçlar, ilkeler
ve politikalar açıklanmış, İstanbul›un nüfusunun 2000 yılına kadar 11,5
milyona yükselmesinin beklendiği, bu nedenle, nüfusu bir milyonun üzerindeki
büyük kentlere doğru göç eğilimini yavaşlatıcı politikaların uygulamaya
konulacağı, yerleşmelerin planlanmasında kentlerdeki yaşam çevresi
ve yaşam kalitesinin geliştirileceği ve iyileştirileceği ifade edilmiştir. En az
bir kentin uluslararası bir merkez haline getirileceği ve kentler arasında ihtisaslaşmaya önem verileceği, kentlerde tarihi, doğal ve kültürel değere sahip
alan ve eserlerin korunması ve yenilenmesine önem ve öncelik verileceği
belirtilmiştir (DPT, 1996: 170-180). Ayrıca metropoller ile ilgili düzenlemelere
de yer verilerek, konuyla ilgili amaçlar, ilkeler ve politikalar açıklanmıştır (DPT, 1996: 184-187).
Planda, nüfusu bir milyonu aşan kentlere doğru olan göç eğiliminin, sanayileşme, kamu yatırımları ve özendirme politikaları ile engellenerek yavaşlatılması planlanmıştır. Ayrıca bölge merkezleri ile orta büyüklükteki kentlerin geliştirilmesi tercih edilmiş, kentler arasında uzmanlaşmaya önem verilmiş ve en az bir kentin uluslararası bir merkez durumuna getirilmesi düşünülmüştür.
Bu planda, kentsel yaşam kalitesinin, imar planları, konut, altyapı ve arsa
gibi araçlarla iyileştirilmesinin yanı sıra, kentlerin güzelleştirilmesi, fikir ve
sanat etkinliklerinin özendirilmesi, kente göç edenlerin sorunlarının çözümü
için eğitim kurumlarının, gönüllü ve sivil kuruluşların ve kitle iletişim
araçlarının rol oynayacağı uygulamalardan da söz edilmiştir (Keleş, 2008: 87).
Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planının bir devamı niteliğinde olan planda
kentleşme açısından amaç, ilke, hedef, politikalar ve stratejiler detaylı bir
şekilde, özellikle de metropollerle ilgili olarak birçok tedbirin alınması planlanmış, ancak planın uygulanmasında daha önce olduğu gibi çeşitli nedenlerle başarı gösterilememiş, önemli gelişmeler kaydedilememiştir.
4.8. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)
Planda, kent ve kentlilik kültürünün oluşturulmasına dönük çalışmaların
yapılacağı, uluslararası düzeyde ticari ve mali merkezlerin oluşturulacağı,
kentlerin karakteristik kültür dokuları ile turistik özelliklerinin korunacağı,
orta büyüklükteki kentlerde sanayi bölgelerinin geliştirileceği ve teknokentlerin
oluşturulacağı belirtilmiştir (DPT, 2000, 169-170).
Plan hazırlanırken, Yerel Yönetimler ve Kentleşme Özel İhtisas Komisyonu
ve Yerel Yönetimler Kentleşme-İmar Alt Komisyonu olmak üzere iki
komisyon halinde çalışmıştır. Kentleşme ve imarla ilgili alt komisyonda,
kentleşmenin kent yoksulluğunu kır yoksulluğuna tercih edenlerin göçüyle
gelişen bir süreç olduğu belirtilmiş, Türkiye kentlerinin temel karakteristiklerinin
yoksulluk, sefalet, yasa ve hukuk tanımazlık, günlük yaşamda
kargaşa, ulaşım ve altyapı yetersizlikleri, kirlilik, denetimsiz büyüme, kaçak
yapılaşma şeklinde olduğu ifade edilmiştir (DPT, 2007: 9-10).
Planın dikkati çeken özelliği, bir yandan ulusal kültürün belirleyiciliği
çerçevesinde kent ve kentlilik kültürü oluşturulurken, diğer yandan kentlerin
küreselleşmenin isteklerine cevap verecek duruma getirilmesidir (Keleş,
2008: 87-88). Planda kentsel alanlarda bilimsel yöntemlerle arsa üretimi ile
düzenli yapılaşmayı kolaylaştırmak ve etkin denetimlerin yapılması, konut
piyasasında fon fazlası olan kesimlerden ihtiyacı olan kesimlere kaynak aktaracak finansman sistemlerinin oluşturulması da öngörülmüştür.
4.9. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013)
Planda, ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın istikrarlı bir yapıda
sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda belirlenmiş olan
stratejik amaçlardan birinin bölgesel gelişmenin sağlanması olduğu belirtilmiştir
(DPT, 2006: 1-2).
Planın Beşinci Bölümünde, kent içi ulaşım, çevrenin korunması ve kentsel altyapının geliştirilmesinde yetersiz kalındığı, kırsal ve kentsel yerleşim
birimleri ile bölgeler arasındaki sosyo-ekonomik yapı ve gelir düzeyi dengesizliklerinin önemini koruduğu, kentlerin sunduğu istihdam imkânlarının
yoğun göç hareketlerinin yarattığı nüfus baskısını karşılamakta yetersiz kaldığı,
2006 yılında uygulamaya konulan “Köylerin Altyapısını Destekleme Projesinin (KÖYDES)” kırsal yerleşim birimlerinin parçalı ve dağınık bir yapıya sahip olması nedeniyle, fiziki ve sosyal alt yapı hizmetlerinin etkin ve yaygın bir şekilde sağlanmasını sınırlandırdığı ifade edilmiştir (DPT, 2006: 46-49).
Yedinci Bölümünde ise, kent içi ulaşımında çeşitlilik sağlanacağı, kent bilgi
sistemlerinin geliştirileceği, çevre yönetim sistemlerinin oluşturulacağı,
kentsel altyapı ana planı ve finansman stratejisinin hazırlanacağı belirtilerek
(DPT, 2006: 72-74), kültürün korunması, geliştirilmesi ve toplumsal diyalogun
güçlendirilmesi için yoğun göç ve çarpık kentleşme neticesinde ortaya çıkan sosyo-kültürel uyum sorunlarını azaltıcı önlemlerin alınacağı ifade edilmiştir.
Planda bölgesel gelişme politikasının merkezi düzeyde etkinleştirileceği,
göç baskısı altında olan kentlerin, göçten kaynaklanan temel sorunlarının
tespit edilerek fiziki ve sosyal altyapılarının iyileştirileceği, metropolleri küresel
rekabette öne çıkaracak iş ve yaşam ortamının destekleneceği, bölgelerde
yenilikçi, rekabet edebilir, dinamik ve yüksek katma değer yaratabilen
öncü sektörlerin destekleneceği belirtilmiştir. Ayrıca, kırsal kesimde kalkınmanın
sağlanması için, ulusal bir “Kırsal Kalkınma Planı”nın hazırlanarak
uygulamaya konulacağı, kırsal alanda tarım ve tarım dışı ekonomik faaliyetlere
yönelik insan kaynaklarının geliştirileceği, kırsal kesimde temel altyapı ihtiyaçları nın karşılanacağı, gelişmekte olan merkezi yerleşim birimlerine, turizm bölgelerine, koruma alanlarına ve afet riski yüksek yörelere öncelik verileceği belirtilmiştir (DPT, 2006: 90-94).
Planda, kentleşme ile ilgili tüm konular değişik paragraflara serpiştirilmiş
durumdadır. Plan’ın; 157. paragrafında; hızlı ve plansız kentleşmenin
büyük kentlerde yaşanan yüksek nüfus artışı ve motorlu taşıt sahipliğindeki
artış, kent içi ulaşımda yaşanan fazla yakıt tüketimi, çevre kirlenmesi,
kazalar ve trafi k tıkanıklığı problemlerinin artarak devam etmesine yol açtığı
ifade edilmiştir. 265. ve 273. paragraflarında göç ve kentleşmenin çeşitli
nedenlerle artmakta olduğu vurgulanarak, yoğun göç ile çarpık kentleşmenin
oluşturduğu uyum sorunlarının, terör ve asayiş başta olmak üzere toplumsal bütünlüğü ve uyumu zedeleyici ortamlar hazırlamakta olduğuna değinilmiştir. Planda kentleşmeye ilişkin politika önerisi sayılabilecek tek ifade, yoğun göç ve çarpık kentleşme sonucunda ortaya çıkan sosyo-kültürel uyum sorunlarını azaltıcı önlemlerin alınacağı ifadesidir (Keleş, 2008: 88).
Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planının, belirli bir kentleşme politikasını
ortaya koyduğunu ve bu yolda yapılması gerekenleri açıkladığını söylemek
mümkün olamamaktadır. Devletin diğer politikalarını etkileme gücüne sahip
olan ve Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olan kentleşme konusunda
net bir politika belirlenmemesi, planın önemli bir eksikliği olup, politika
eksikliği de kentleşme konusunda yaşanan sorunların giderek artmasına
neden olmaktadır.
Türkiye’de yaşanan kentleşme, dengeli ve düzenli olmayan hızlı nüfus
artışı ve göçler sebebiyle yoğun bir baskı altında yaşanmakta olup, gelişmiş
toplumlarda yaşanan kentleşmeden farklı şekilde gerçekleşmektedir. Türkiye’de
Kalkınma Planları ile planlanmaya çalışılan, ancak planların çeşitli nedenlerle uygulanamaması sonucunda dengesiz bir kentleşme süreci yaşanmakta,
dengesiz kentleşme ise berberinde nüfusun belirli bazı bölge ve kentlerde aşırı yoğunlaşması sonucunu doğurmakta, sanayi, ticaret, hizmet ve tarım sektörlerinde iş imkânlarına sahip şehirlerin nüfusunu arttırmaktadır.
5. SONUÇ
Kentler günümüzde üretim, ticaret ve ulaşım faaliyetlerinin yürütüldüğü
merkezler haline gelmiştir. Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu kentlerde
yaşamakta, ülkelerin ve dünyanın geleceği modern kentlerde şekillenmektedir.
Türkiye kentleşme ile 1950’li yıllardan sonra, kırsal alanlardan kentlere
göçlerin başlaması ile tanışmış olup, kentleşme kısmen gelişmiş kısmen de
gelişmekte olan ülkelerdekine benzer özellikler göstermektedir.
Türkiye’de kentleşme, yaşama koşulları yönünden daha iyi imkânlar sağlama
endişesinin sonucunda ortaya çıkmıştır. Kentleşmenin demografik yönünün ağır bastığı Türkiye’de büyük kentlerin çoğu sağlıksız yapılaşma, konut, ulaşım, su, kanalizasyon, hava kirliliği, yeşil alanların azlığı, okul, eğitim ve kültürel imkânların yetersizliği gibi önemli sorunlar ile karşı karşıyadır.
Bu durumun ana nedeni ise, kentleşme sürecinin gelişmiş ülkelerin
aksine çok daha kısa bir zaman diliminde gerçekleşmesidir.
Türkiye’de kentleşme politikaları, genel hatlarıyla “Beş Yıllık Kalkınma Planları”n da açıklanmakla birlikte, bu konuda esas rolü belediyelerin oynadığı görülmekte dir. Beş Yıllık Kalkınma Planları incelendiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmaktadır.
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; ayrıntılı ve açık bir kentleşme politikasına
yer verilmemiş olup, büyük kentlerin sınırsız büyümesi önlenmek istenerek, bölgeler arasında denge ilkesine ve özellikle de köylerin kalkınmasına büyük ağırlık vermiştir. Bu dönemde, nüfusun artması ve tarımda makineleşmeye geçilmesi gibi nedenlerle, kırsal alanlardan kentlere doğru yoğun göçlerin yaşanması ise kentleşme hızını arttırmıştır.
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; kentleşmenin nasıl bir sanayileşme
politikasına dayanarak gerçekleştirileceği açık olarak belirlenmediği için
kentleşme konusundaki gelişmeler tutarlı olmamış, plan ile yıllık programların
uygulanması esnasında aksaklıklar meydana gelmiştir.
Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında; kentlerin mekânsal düzenlenme
ve yönetimine özel önem verilmiş, sosyal ekonomik ve kültürel bütünleşmeyi
sağlayacak bir kentleşmenin gerçekleşmesi hedeflenmiştir. Kırsal alanlardan
kentlere göç eden nüfusun, kurulacak organize sanayi bölgelerinde
istihdam edilmesi, geri kalmış bölgelerin sorunlarının ise, yerel yönetimlerin
güçlendirilerek çözülmesi amaçlanmıştır.
Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında; kentleşmeyi yavaşlatmak yerine,
kentleri yaşanabilir yerler yapmak ve kent halkının ihtiyaçlarını karşılamak
ilkeleri benimsenmiş, doğal ve tarihi çevrenin korunmasının önemine
değinilerek, kentsel alanların yönetimiyle ilgili ilke ve politikalara ayrıntılı
olarak yer verilmiştir. Kentleşme politikasının hedefleri ise, kentlerdeki arsa
ve arazilerin kullanılırken kamu yararının göz önünde tutulması, kamu arsa
ve arazilerin konut yapımı için yerel idarelere devredilmesi, ucuz ve sağlıklı
konut yapımı için yasal düzenlemelerin yapılması, özellikle gelir seviyesi
düşük halk kesimleri için toplu konutlar yapılması şeklinde belirlenmiştir.
Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; şehircilik hizmetlerinin görülmesinde
ana kuruluşlar olarak belediyeler kabul edilmiş, büyük kentlerdeki yığılmanın caydırıcı tedbirlerle önlenmesi, kentler arasında uzmanlaşmanın sağlanması, tarım toprakları üzerindeki dağınık ve düzensiz yapılaşmanın önlenmesi, sanayi kuruluşlarının yerlerinin ülke sathına yayılması hedeflenerek, konut yapımı konusunda düzenlemelere gidilmiş, ancak planlanan hedeflere ulaşılması mümkün olmamıştır.
Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında; kentlerde kaliteli ve sağlıklı bir yaşam
sağlamak amacından yola çıkılarak, orta büyüklükteki kentler ve kentler
arası uzmanlaşma desteklenmiş, çevre ve çevreyle ilgili konulara önem
verilerek, yerleşim alanlarında sağlıklı ve kaliteli bir çevrenin sağlanması
esas alınmıştır.
Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; kentleşme konusunda ilkeler, hedefler,
politikalar ve uygulanacak olan stratejiler detaylı bir şekilde açıklanmış,
metropol ler ile ilgili olarak birçok tedbirin alınması planlanmış, ancak
planın uygulanmasında daha önceki planlarda olduğu gibi çeşitli nedenlerle
başarı gösterilememiş, önemli gelişmeler kaydedilememiştir.
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; kent ve kentlilik kültürünün
oluşturulmasına dönük çalışmaların yapılması, uluslararası düzeyde ticari
ve mali merkezlerin oluşturulması, karakteristik kültür dokuları ile turistik
özelliklerin korunarak, orta büyüklükteki kentlerde sanayi bölgelerinin geliştirilmesi ve tekno kentlerin oluşturulması planlanmıştır.
Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında; kentleşmeye ilişkin konular
değişik paragraflara serpiştirilerek, yoğun göç ve çarpık kentleşme sonucunda
ortaya çıkan sosyo-kültürel uyum sorunlarını azaltacak önlemlerin alınacağı ifade edilmiştir. Planda net bir kentleşme politikası belirlenmemiş olduğu için, kentleşme konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur.
Sonuç olarak, Türkiye’de kentleşmenin dengeli ve düzenli olmayan hızlı
nüfus artışı ve göçler sebebiyle yoğun bir baskı altında yaşandığı ve gelişmiş
toplumlarda yaşanan kentleşmeden farklı şekilde gerçekleştiği görülmektedir.
Türkiye’de Kalkınma Planları aracılığıyla planlanmaya çalışılan, ancak planların
çeşitli nedenlerle uygulanamaması sonucunda dengesiz bir kentleşme süreci
yaşanmaktadır. Yaşanan dengesiz kentleşme ise, nüfusun belirli bazı bölge
ve büyük kentlerde aşırı yoğunlaşması sonucunu doğurmaktadır.
Kaynakça
Akkayan, T. (1979), Göç ve Değişme, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını.
Akşit, B. (1998), “İçgöçlerin Nesnel ve Öznel Toplumsal Tarihi Üzerine
Gözlemler: Köy Tarafından Bakış”, Türkiye’de İç Göç, Konferans, Bolu-
Gerede, 6-8 Haziran 1997, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal
Tarih Vakfı, s. 31.
Bal, H. (1999), Kent Sosyolojisi, Ankara: Turhan Kitabevi.
Bal, H. (2003), Kentsel Yapı ve Kentlileşme Süreci. Isparta-Van Karşılaştırması, Isparta: Fakülte Kitabevi.
Bilgili, A.E. (2007), “Şehir ve Kültür: İstanbul”, İstanbul Kültür Turizm,
2006 Değerlendirmesi, İstanbul: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Doğan, C. ve Arslan, Ü. (2004), “Kentleşmemiş Kent Ekonomileri:
Türkiye Örneği”, Küreselleşme Kıskacında Kent ve Politika, Ed.Muharrem
Güneş, Ankara: Detay Yayıncılık, s. 234-236.
DPT, (1963), Kalkınma Planı (Birinci Beş Yıl) 1963-1967, Ankara: DPT Yayını
DPT, (1968), İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1968-1972, Ankara: DPT Yayını.
DPT, (1973), Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1973-1977, Ankara: DPT Yayını.
DPT, (1979), Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1979-1983, Ankara: DPT Yayını.
DPT, (1984), Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1979-1983, Ankara: DPT Yayın No: 1974.
DPT, (1989), Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı 1990-1994, Ankara: DPT Yayın No: 2174.
DPT, (1995), Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1996-2000, Ankara: DPT Yayını.
DPT, (2000), Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001-2005, Ankara: DPT Yayını.
DPT, (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), Ankara: DPT Yayını.
DPT, (2007), Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Yerleşme-Şehirleşme Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara: DPT Yayını.
Ekin, N. (1986), “Hızlı Şehirleşmenin Sosyo-Ekonomik Etkileri”, Hızlı
Şehirleşmenin Yarattığı Ekonomik ve Sosyal Sorunlar, 10-11 Ocak 1986,
İstanbul: Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (SİSAV) Yayını, s.79.
Ertürk, H. ve Sam, N. (2009), Kent Ekonomisi, Güncellenmiş 3. Baskı,
Bursa: Ekin Basım Yayın Dağıtım.
Goodall, B. (1972), The Economics of Urban Areas, Oxford: Pengamon Press.
Hatt, Paul K., and Reiss, Jr. Albert. J. (2002), “Kentsel Yerleşimlerin
Tarihi”, 20. Yüzyıl Kenti, Çev. Bülent Duru, Ayten Alkan, Ankara: İmge
Kitabevi. s.30.
Harris, C. D. and Ullman E. L. (2002), “Kentin Doğası”, 20. Yüzyıl Kenti,
Çeviren: Bülent Duru ve Ayten Alkan, Ankara: İmge Kitabevi, s. 55-56.
Keleş, R. (2008), Kentleşme Politikası, Genişletilmiş, Güncelleştirilmiş
10.Baskı, Ankara: İmge Kitabevi.
Keleş, R. (1974), “Şehirleşmede Denge Sorunu”, Mimarlık Dergisi, Yıl:4,
Sayı:37, İstanbul, s.53.
Kepenek, Y. ve Yentürk, N. (2000, Türkiye Ekonomisi, 10.Baskı, İstanbul: Remzi Kitabevi.
Kıray, Mübeccel B.(1999), Toplumsal Yapı, Toplumsal Değişme, İstanbul:
Bağlam Yayınları.
Kutlu, K. (1986), “Hızlı Şehirleşme ve Ulaşım Sorunu”, Hızlı Şehirleşmenin Yarattığı Ekonomik ve Sosyal Sorunlar, 10-11 Ocak 1986, İstanbul: Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (SİSAV), s.210.
Mills, E. S. (1972), Studies in the Structure of Urban Economy, Baltimore:
John Hopkins Press for Resources fort the Future.
Murat, S. (2006), Dünden Bugüne, İstanbul’un Nüfus ve Demografi k Yapısı,
İstanbul: ITO Yayın No: 2006-49.
Mumford L. (1961), The City in History, Its Origins, Its Transformations, Its
Prospect (Tarih Boyunca Kent: Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği,
Çeviren: Gürol Koca ve Tamer Tosun, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2007.)
OECD. (2012), Trends in Urbanisation and Urban Policies in OECD
Countries: What Lessons for China?, Paris-France.
Özek, Ç. (1974), “Türkiye’de Şehirleşmenin Ana Nitelikleri ve Ceza Adaleti Yönünden Yol Açabileceği Sorunlar”, Şehirleşmenin Doğurduğu Ceza Adaleti Sorunları Sempozyumu (17-19 Aralık 1973),
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji
Enst. Yayını, İstanbul: Fakülteler Matbaası, s. 53-57.
Özer, İ. (2004), Kentleşme Kentlileşme ve Kentsel Değişme, Bursa: Ekin Kitabevi.
Richardson W. H. (1978), Urban Economics, Illionis: The Dryden Press,
Serter, N. (1994), Türkiye’nin Sosyal Yapısı, İstanbul: Filiz Kitabevi.
Sezal, İ. (1992), Şehirleşme, İstanbul: Ağaç Yayınları.
Tüfekçi, S. (2002), Kırsal Kesimlerden Büyükşehirlere Göç ve Göçün
Aile Yapısında Meydana Getirdiği Değişiklikler (İstanbul Örneği),
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Isparta: T.C. Süleyman Demirel
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Tekeli, İ. (1997), “Türkiye’de İçgöç Sorunsalı Yeniden Tanımlanma
Aşamasına Geldi”, Türkiye’de İç Göç, Konferans, Bolu-Gerede, 6-8
Haziran 1997, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, s. 12-16-17.
Tekeli, İ. (2008), Göç ve Ötesi, İlhan Tekeli Toplu Eserler-3, İstanbul: Tarih
Vakfı Yurt Yayınları.
Türkdoğan, O. (1988), Değişme, Kültür ve Sosyal Çözülme, İstanbul: Türk
Dünyası Araştırmaları Vakfı.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982), Kanun Numarası: 2709, Kabul
Tarihi: 18.10.1982, Yayımlandığı R.Gazete: Tarih: 9.11.1982 Sayı:17863
(Mükerrer), Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5 Cilt: 22.
Vergin, N. (1986), “Hızlı Şehirleşmenin Sosyolojik ve Siyasal Sonuçları”, Hızlı
Şehirleşmenin Yarattığı Ekonomik ve Sosyal Sorunlar, 10-11 Ocak 1986, İstanbul: Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (SİSAV) Yayını, s. 28-30.
Yeter, E. (2009), Kentsel Gelişme ve Kültür Değerleri, İstanbul: Tarihi
Kentler Birliği Yayını.
Yıldırım, A. (2004), Kentleşme ve Kentleşme Sürecinde Göçün Suç Olgusu
Üzerindeki Etkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: T.C.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ EKONOMİK, TOPLUMSAL ve SİYASAL ANALİZ DERGİSİ
• Maltepe Üniveristesi – İİBF Ekonomik, Toplumsal ve Siyasal AnalizDergisi, Maltepe Üniversitesi’nce yılda iki kez yayımlanan hakemli bir dergidir.
• Dergimizde tüm sosyal bilim dallarında makaleler yayımlanmaktadır.
• Dergide yayımlanmak üzere gönderilen yazılar, belirtilen kurallara uygun olarak hazırlanmalıdır.
• Dergide yayımlanan makalelerde görüşler yazarlara ait olup, dergimizi bağlamaz.
• Dergimizde yer alan makalelerden kaynak gösterilerek aktarma ve alıntı yapılabilir.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder