Başarısız Devlet.. BÖLÜM 7
Devletin bağımsızlığı genellikle „otonomi. olarak adlandırılır ve gücünün kaynakları şu şekildedir;
(1) Ülkesi dâhilinde yasal güç kullanımı tekeli.
(2) Yabancı rakiplerden ülkeyi korumak için tek sorumluluğa sahip olmak.
(3) Yasa çıkarma ve vergilendirme gücü.
Bu güçleri sayesinde hükümet yetkilileri, eğer devlet olarak aynı amaçları
paylaşıyorlarsa, toplum içindeki özel (işveren, iş veya siyasi partiler) gruplar ile koalisyona girerler.
Gerçekte devlet gücünün kimde olduğunu şu üç sorunun cevabını arayarak bulabiliriz;
(1) Kim faydalanıyor?
(2) Kim yönetiyor?
(3) Kim kazanıyor?
Eğer güç belirli bir kişi ya da kesim tarafından kullanılıyor ve kazanan gene bunlar oluyorsa, bu rejimin demokrasi olup-olmadığı sorgulanır. Eğer bu rejim liyakatli bir elit kesim tarafından yönetiliyorsa meritokrasi, ABD.de olduğu gibi her zaman zengin bir sınıfın çıkarlarını gözeten bir sistem ise plutokrasi, yolsuzlukların yaygın olduğu bir ülke ise kleptokrasidir.
İktidarların nihai olarak iki kaynağı vardır: güç ve meşruiyet. Güç ve meşruiyetin araçları zaman ve teknoloji ile değişmekte ise de hem güç hem de meşruiyet düzen için gerekli olmayı sürdürür. Meşru olmayan güç kaos getirir; gücü olmayan meşruiyet ise alaşağı edilir 68.
Şekil 3: Devlet ve Şiddet
Meşruiyet sorunun temelinde rıza sorunu ile birlikte devlet yönetiminde güç
kullanmayı bilmemek de etkili olur. İktidar, kuvvetler ayrılığı yerine daha fazla güç kazanmaya çalıştıkça bu toplumsal fay hatlarında gerilime yol açar.
Eğer bir devleti yönetenler halkın rızasını büyük ölçüde dikkate almıyorlarsa zamanla halkın muhalefeti pasif mukavemetten aktif şiddete dönüşür. Birçok devlet halen bu direniş ölçüsünde göreceli olarak meşruiyetini kaybetme riski ile karşı karşıyadır. Bu karşı devrim kendi halkından gelebileceği gibi dış güçler de bu fırsatı kullanmak isterler.
Bir devletin meşruiyeti erir ya da belirli yerlerde yok olursa onu başka devletler, silahlı gruplar, siyasi hareketler doldurur. Bu yapılar, devletin meşruiyeti ve kredisi yok sayarak, halk üzerinde kendi otoritelerini şiddet veya şiddet dışı yöntemlerle sürdürmeye çalışırlar.
Tablo 7: Şiddet ve Aktörler
Meşruiyetin göstergeleri olarak; siyasi şiddetin azlığı, polis ve asker sayısı, göç oranı kullanılabilir69. Ancak, bazı güçlü devletlerde meşruiyet belirli bir elite bırakılmış ve yönetim için zora başvuruluyor olabilir. Bu tür devletlerde devletin zorlayıcı gücü yeterlidir ama hukukun üstünlüğüne tabi değildir. Bu tür devletlere Çin, Rusya ve İran örnek verilebilir.
Devlet bazı temel işlevlerini sağlamakta ama devlet performansı nadiren kuvvetlidir. Kuzey Kore gibi bazı devletler ise temel işlevlerini bile yerine getiremeyebilir ama kalabalık bir ordu ve nükleer silahları ile kuvvetli kategorisinde yer alabilir.
Eğer halk, ortak amaç bir işgalciden ya da diktatörden kurtulmak isterse direniş rejim değişikliği getirecektir. Bu değişim üç alandaki dönüşüm ile sağlanır70;
- Elitlerin öncü olacağı „dönüşümler.,
- Muhaliflerin liderliğinde „yer değiştirmeler.,
- Hükümet ve muhaliflerin müşterek yapacağı „kontenjan. çalışmaları.
Leo Tolstoy, Mahatma Gandhi ve Gene Sharp gibi düşünürler hükümdarın gücünün yönetilenlerin işbirliği ve rızasına bağlı olduğunu, bu destek olmadan yaşamayacağını düşünmüşlerdir 71.
Rıza teorisi niçin sivil direnişin siyasi baskıya (ve diğer hâkimiyet şekillerine) karşı geldiğini açıklayan en doğrudan modele sahiptir. Ancak, bu teoriyi sorgulayan bazı analizler de yapıldı. Örneğin bir devlet bir yeri işgal ettiğinde onu doğal kaynaklarına nüfus etmek, yerli halkın yerini değiştirmek isterse rıza ve işbirliği aramaz 72. Filistin intifadası ve Kosovalı Arnavutların ayaklanmasında mesele rıza ve işbirliği değil, bağımsızlık isteğiydi 73.
İsrail işbirliği değil, Batı Şeria ve Gazze topraklarını istiyordu. Kosova.da ise
Miloseviç.in amacı bu toprakları Sırbistan.ın parçası yapmaktı. Bununla beraber rıza ve işbirliği bireysel bir karardır ve eğer kitlesel olarak karşı konulamadığında otokrat yönetim veya işgalci güç ile yönetilen halk bir şekilde anlaşmaya gidebilir. Bu itaatin arkasında ekonomik, psikolojik ve kültürel nedenler olabilir 74.
Halkın gücü ve siyasi şiddet..
Bugün yolsuzluk ve adam kayırmacılığa batmış birçok devlet şiddet ve hukuksuzluğu keyfi hale getirmiş, devlet kurumları ve bürokrasisini partisi ve ideolojisinin aracı haline getirmiştir. Baskıcı rejimleri muhafaza etmek için silahlı kuvvetler ve polisi kontrol etmek hayatidir. Ancak, bu sadakat maskeler arkasındadır ve bu çıkar eklentileri bir gün maskelerini çıkarma özlemi duyarlar.
Bu tür diktatoryal yönetimleri devirmek için genellikle elit bir kesim ile ordu veya güvenlik aygıtının bir kısmının işbirliği yapması beklenir. Örneğin Tunus ve Mısırda göstericiler karşısında ordu tarafsız kalmıştı. Bazen direnişin gücü kamu çalışanlarını rejim ile işbirliği yapmaktan vazgeçirir.
Bir diktatörü devirmek için genellikle devlet ve güvenlik aparatında kırılma aranır. Bunun oluşması için söz konusu aparatların sokaktaki halk gücüne ikna olması gerekir. Ancak, diktatörün devrilmesi ve rejimin değişmesi sonrası göstericilerin talepleri Tunus ve Mısır.da olduğu gibi daha problematik olabilir çünkü yeni gelenler geçiş döneminde kendi güçlerini test etmek isteyebilir.
Kendini ifade edemeyen, dışlanan halk, eğitimden polise ve hukuka gittikçe siyasilerin keyfi kontrolüne giren rejim içinde kendilerini çıkmazda hissetmeye başlarlar. Sonuçta halk, mutsuz ve huzursuzdur.
Halkın gücü aşağıdakilerden meydana gelir 75;
- Kurucu ideoloji ve kurumları savunanlar,
- Muhafazakârlar ve dini gelenekleri savunanlar,
- Köylüler,
- İşçiler,
- Sosyal gruplar (Kadınlar, hayvan severler, LBGT vb.),
- Etnik ayırımcı hareketler.
Ayaklanmalar genellikle önemli bir adaletsizliğe ya da reform isteğinin suiistimal
edilmesine karşı başlar, isyancılar birleşir ve radikal yollara başvurur. Bazı ayaklanmalar (Rusya.daki köylü ayaklanması gibi) en başından radikal eşitlik haklar ve rejim değişikliği ister.
Halk protestosu veya isyanı son on yıllarda genellikle anayasal değişim ve (ertelenen) seçimlere zorlamak için yapıldı (Tablo 8).
Tablo 8: 1975’den Beri Siyasi Baskıya Karşı Önemli Halk Gücü Hareketleri
2012), Ek-1.den yararlanılmıştır.
Rejim içinde iki siyasi faaliyet birbirine meydan okur; seçim ve anayasal, bu yüzden itaatsizlik ve anayasaya karşı olmak bir madalyonun iki yüzüdür. Halkın gücünün kaynakları şunlardır;
- Toplum içinde pek çok insan siyasi rejimi değiştirmek için protestoları sürdürme ve günlük yaşamlarını riske atmaya hatta yaralanma ve ölümü göze almaya eğilimlidir.
- Genel olarak belirli bir tırmanmadan sonra barışçı yöntemler yerine şiddet ve hatta silahlı mücadele eğilimi ağır basar.
Halkın gücünü ölçmekte bazı kriterler kullanılabilir;
- Gösterilere veya diğer direniş (grev vb.) yöntemlerine katılanların miktarı,
- Toplumun hangi kesimlerinin katıldığı ve konu ile ne kadar ilgi kurduğu,
- Direnişçilerin sürekliliği,
- Direnişi geliştirmek için kurulan yapılanmanın büyüklüğü ve kapasitesi.
Maskeli ve saklı direniş açık isyana dönüşebilir yani fazla su alan bir baraj
patlayabilir. Arap Hareketlerinin bu kadar hızlı yayılmasının arkasında da böyle bir patlama vardı.
Halk gücü ve halkın savaşının (özellikle uzun vadeli mücadelede) beş genel stratejik amacı vardır 76;
- Çoğunluğun desteğini sağlamak,
- Nüfusun diğer kesimlerini de harekete geçirmek,
- Asker ve polisi yanına çekmek,
- En alttan itibaren alternatif kurumlar inşa etmek,
- Dayanışma ve korkusuzluğu geliştirmek.
Bunlara ilave olarak sivil direniş stratejisini zamanla aktif şiddete dönüştürmek ister. Bu aktif direniş eğer uygun şartları sağlarsa şiddeti gittikçe artan illegal şiddet olaylarından gerilla savaşına da kadar ileri gidebilir.
Hükümetler de ayaklanmalar karşısında farklı yöntemler izlemişlerdir. Örneğin Arap Baharında Fas ve Ürdün.deki monarklar reform sözü vererek, ayaklanmayı boşa çıkardılar.
Bahreynde ise Suudi Arabistan.ın desteği ile acımasız bir şekilde şiddet kullanılarak bastırıldı. Tunus ve Mısır.da ayaklanmalar başarılı olup, otokrat liderler devrilse de, geçici hükümetler güven sağlayamadı ve eski rejime dönüldü. Libya, Yemen ve Suriyede ise halkın kendi mücadelesi değil vekil devletlerin arkasında olduğu mezhep savaşları yaşanıyor.
Bugünkü uluslararası düzen ve devlet..
21. yüzyıl siyasi politikalarının büyük oranda, devletin ideal boyutu ve gücü
konularında süren tartışmalar etrafında şekillendiğini söylemek yanlış olmaz. Devletin boyutu, işlevleri ve faaliyet sahası, 20. yüzyılın ilk üç çeyreği boyunca totaliter olmayan ülkelerde de, hemen her demokratik ülkede olduğu gibi genişlemiştir. Bu büyüme, onun yol açtığı verimsizlik ve beklenmedik sonuçlar, “Thatcherizm” ve “Reaganizm” şeklinde ifade bulan şiddetli tepkilere yol açtı. 1980.li ve 1990.lı neo-liberal yıllarda, devlet sektörünün küçültülmesi siyasetteki baskın temaydı 77.
ABD.nin arkasında olduğu IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kurumları ve devletin ekonomiye müdahale oranını azaltmayı amaçlayan bir dizi tedbirde ısrar ettiler.
Söz konusu öneri paketinin ortaya çıktığı Washington Konsensüsü, sadece küreselleşme karşıtı hareketlerin değil, itibarlı akademi çevrelerinin de ciddi eleştirilerine hedef oldu 78.
Peki devlet nasıl olmalı idi? Demokratik kapitalist bir sistem içinde devlet teorisi, çıkarların birleştiği bütün bir devlet yapısını öngörüyordu. Otonom bir devlet, çeşitli kolları ve bürokrasi olduğundan kırılgandı ve özel çıkarlara karşı hassastı. Elit kesimin özel çıkarları bu bürokrasinin çeşitli parçalarına sızabilir, devlet otonomi içinde yeni oyun güç çatışmasına dönüşür ve artık birlikte devlet politikalarını yürütemezlerdi.
Böylece devletin yönetim gücünün kaynaklarını tartışılmaya başlandı. Despotik güç, elitlerin sivil toplum grupları ile rutin kurumsal görüşmelere başvurmayan devlet yönetimi idi.
Yapısal güç ise daha mantıklı kararlar almak için sivil topluma nüfuz etmeyi başarmış devlet kapasitesi olarak görüldü. Bu iki yönetim anlayışı, tarihsel olarak devletin dört çeşidi (feodal, emperyal, bürokratik ve otoriter) içinde farklı ölçeklerde oldular 79.
Orta Çağ.ın feodal Avrupa devletleri hem despotik hem de yapısal güç bakımından zayıftılar. Roma İmparatorluğu gibi emperyal devletlerin despotikliği yüksek, sivil toplum ile aracısız gruplar olmadan koordine etme yetenekleri azdı. Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği gibi otoriter devletler hem despotik hem de bütün vatandaşlarının hayatına ulaşma kabiliyetine sahiplerdi.
Çağdaş demokratik devletlerde ise sivil toplum üzerinde despotik güç azdır ama
seçilmiş yetkililer büyük ölçüde sivil toplum dışındaki gruplar (finans kesimi veya seçmenler) tarafından kontrol edilir. Bu yüzden, 600 yıldır Batı devlet sistemi içinde devlet elitleri ile özel çıkarlar arasında bitmeyen bir savaş vardır.
Sonuç olarak, kapitalist bir ülkede devlet otonomisi teorisi ile ilgili hala pek çok soru vardır. Bugünün pek çok işlevi olan büyük modern devleti içinde yasama yanında pek çok kurum, planlama yapmak ve kaynakları dağıtmak için eklemlenmiştir. Bunun istisnası otoriter devletler, tek adam rejimleridir. Batıda devlet otonomisi ile ilgili tartışmalar yönetici sınıfın yetkileri ile ilgili değil, devlet ve sosyal sınıflar arasındaki etkileşim ile alakalıdır.
Sonuç..
Devletler ebedi değildir; oluşumun, değişimin ve de zamanın geçişindeki tarihi
olaylara yenik düşerler. Döngüsel tarih içinde idealin, ideal olmayana dönüşmesi kaçınılmaz bir süreçtir. İspanyol ve Osmanlı İmparatorlukları.nın çok hızlı büyümeleri, sınırlarını çok genişletmeleri ve sonuçta imparatorluğun tuğlaları arasına „harç. koymaya imkân bulamamaları nedeniyle çöküşe geçtikleri söylenebilir. Ortak bağların olmaması ya da zamanla unutulması çürüme yapmakta, başlangıçtaki erdemlerini kaybetmektedir. „İlerleme ruhu. kısa ömürlüdür ve sonsuz çaba gerektirir, bununla beraber „yozlaşma kaynakları. kalıcı ve sayısız olduğu için gerileme ve çöküş kaçınılmazdır.
Dünya devletlerinin ve dünya insanlarının gelirleri ve yaşam standartları arasında önemli farklılıklar var. Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin uygulamaları dünya genelinde yetersizdir. Yolsuzluk, küresel olarak ciddi bir problem, ekonomilerin kanseridir.
Dünya genelinde ahlaki çöküş yaşanmakta, diğer yandan köktencilik, dini fanatizm ve terörizm yükselmektedir. Seçtiğimiz liderler, ülke gelirlerinin önemli bir bölümünü hala savunmaya ve silahlanmaya harcamaktadır. Uluslararası düzenin kurallarını, kapitalizme ve moderniteye alternatif bir sistemi kurgulayarak yeniden yazmalıyız. Bu yüzden, siyasi yetkilerin sınırlanması, zenginliğin daha eşit dağıtılması, devlet yetkileri ve gelirlerinin nasıl kullanılacağı ile ilgili yeni bir sosyal sözleşmeye, yeni bir devlet anlayışına ihtiyaç var.
DİPNOTLAR;
1 Aslında 128 madde olan Westphalia Anlaşması.nın sadece 64 ve 65. maddeleri devlet egemenliğine yer verir.
2 Mark Mazower, Dünyayı Yönetmek, (Governing the World), Çev.M. Moralı, Alfa Yayınları, (İstanbul, 2012), 190-191.
3 Hans. H. Gerth & C. Wrights Mills, Max Weber Sosyoloji Yazıları, Çev.: T.Parla, Hürriyet Vakfı, (İstanbul, 1993), 79.
4 Gerth & Mills, a.g.e., (1993), 80.
5 Axtmann, Roland, State Formation and the Disciplined Individual in Weber’s Historical Sociology, R.
Schroeder (Der), „Max Weber, Democracy and Modernization., St. Martin Press, Inc., (New York, 1998), 46.
6 Sözleşmenin tamamı için bakınız; http://www.jus.uio.no/treaties/01/1-02/rights-duties-states.xml.
7 Münci Kapani, Politika Bilimine Giriş, BB101 Yayınları, (Ankara, 2017), 37-38.
8 Büyük Larousse, 6.cilt, 3105.
9 Michael Mann, The Sources of Social Power. Cambridge University Press, (New York, 1986), 20-24.
10 Onur Öymen, Ulusal Çıkarlar: Küreselleşme Çağında Ulus Devleti Korumak, Remzi Kitabevi, (İstanbul, Ekim 2005), 33-34.
11 Daniele Conversi, Reassessing Current Theories of Nationalism: Nationalism as Boundary Maintenance and
Creation, Nationalism and Ethnic Politics 1(1), (1995), 73–85.
12 Anthony D. Smith, Theories of Nationalism, Duckworth, (London, 1983), p.21.
13 George Friedman, Gaza, Catalonia and Romantic Nationalism, Stratfor, (November 27, 2012).
14 John P. Humprey, Political and Related Rights, Oxford Press, (1984), 193.
15 Dov Ronen, The Quest for Self-Determination, Yale University Press, (1979), 17.
16 Antonio Cassese, Self Determination of Peoples, A legal Reappraisal, Cambridge University Press, (1995), 136.
17 James Rosenau, Turbulence in World Politics. A Theory of Change and Continuity, Princeton University Press, (New York, 1990), 406.
18 Thomas D. Musgrave, Self Determination and National Minorities, Oxford Monographs in International Law,
Oxford University Press, (New York, 1997), 180.
19 Peter Harris, Losing the International Order: Westphalia, Liberalism and Current World Crises, National Interest, (November 10, 2015).
20 Querine Hanlon, State Actors in the 21st Century Security Environment, National Strategy Information Center, (2011(.
21 Angel Rabasa, Stephen Boraz vd., Ungoverned Territories: Understanding and Reducing Terrorism Risks, The RAND Corporation, (Santa Monica, CA, 2007), 12.
22 Robert I. Rotberg, Failed States, Collapsed States, and Weak States: Causes and Indicators, in State Failure and State Weakness in a Time of Terror, R.I.
Rotberg (Edt.), Brookings Institution Press, (Washington DC, 2003), 2-3.
23 Rotberg, ibid, (2003), 2-5.
24 Querine Hanlon, The Three Images of Ethnic Wa, Praeger Security International, (Westport, CT, 2009), 36-39.
25 Robert H. Dorff, Failed States after 9/11: What Did We Know and What Have We Learned? International Studies Perspective, 6:1, (February 2005), 22.
26 Barry Buzan, People, States and Fear: An Agenda for International Security Studies in the Post-Cold War Era, Harvester Wheatsheaf, (New York, 1991), 42.
27 United Nations Development Program, 2007/2008 Human Development Report.
http://hdrstats.undp.org/indicators/5.html.
28 US Fund for Peace, Failed State, (2009).
http://www.fundforpeace.org/web/index.php?option=com_content&task=view&id=292&Itemid=452.
29 Roy Godson and Jose Manuel Vergara (Eds.), Democratic Security for the Americas: Intelligence
Requirements, National Strategy Information Center, (Washington, DC, 2008), 19.
30 Francis Fukuyama, Devlet İnşası, Çev. D.Çetinkasap, Remzi Kitabevi, (İstanbul, 2005), 111.
31 Chester Crocker, Engaging Failing States, Foreign Affairs, 82-5, (2003), 32-45.
32 Fukuyama, a.g.e., (2005), 111-112.
33 Thomas Dempsey, Counterterrorism Challenges in African Failed States: Challenges and Potential Solutions Strategic Studies Institute, (Carlisle, PA, April 2006), 1.
34 Xan Rice, Cholera Crisis is Over says Mugabe, The Guardian, (December 12, 2008).
35 William Reno, Warlord Politics and African States, Lynne Rienner Publishers, (Boulder CO, 1998), 3,55.
36 Arch Puddington, Freedom in the World 2009: Setbacks and Resilience, Freedom House, (January 2009), 21.
http://www.freedomhouse.org/uploads/fiw09/FIW09_OverviewEssay_Final.pdf.
37 Fund for Peace, Fragile States Index, (2009). http://www.fundforpeace.org/web/index.
38 Susan E. Rice, Stewart Patrick, Index of State Weakness in the Developing World, The Brookings Institution, (Washington, DC, 2008).
39 J.J. Messner, Fragile States Index 2016, Fund for Peace, (Washington D.C., 2017).
40 Peace For Fund, Fragile States Index, Country Dashboard (Turkey), (2019).
https://fragilestatesindex.org/country-data/
41 David Carment, Stewart Prest, Yiagadeesen Samy, Security, Development, and the Fragile State Bridging the
Gap between Theory and Policy, Routledge, (2010), 86.
42 Andrew Branchflower, Sarah Hennell, Sophie Pongracz, Malcolm Smart, How Important are Difficult
Environments to Achieving the MDGs? PRDE Working Paper No. 2, Poverty Reduction in Difficult
Environments Team, Policy Division, (London, 2004).
43 Jean-Marc Châtaigner, François Gaulme, Beyond the Fragile State: Taking Action to Assist Fragile Actors and
Societies, Agance de France Developmente, (November, 2005), 3.
44 DFID: Department for International Development.
45 3D: (Development, Defence, Diplomacy) Kalkınma için strateji olarak savunma ve diplomasinin kullanılması.
46 Sonja Grimm, Nicolas Lemay-Herbert, Oliver Nay, Fragile States: Introducing a Political Concept, Third World Quarterly, (20 March, 2014).
47 David Harvey, Yeni Emperyalizm, Everest Yayınları, (İstanbul, 2004), 28
48 Ergin Yıldızoğlu, Globalleşme ve Kriz, Alan Yayıncılık, (İstanbul, 1996), 165
49 Öymen, a.g.e., (2005), 466.
50 Tricontinental Institute for Social Research, A “Twelve Step Method” to Conduct Regime Change: From Chile
(1973) to Venezuela (2019), (1 February 2019).
51 New Scientist, The Capitalist Network that Runs the World, (October 2011). Forbes, The 147 Companies that
Control Everything, (22 November, 2011). http://www.forbes.com/sites/bruceupbin/2011/10/22/the-147-
companies-that-control-everything/
52 Bu ağın kimliği ile ilgili bakınız; Sait Yılmaz, Küresel Sermaye ve Türkiye, Kaynak Yayınları, (İstanbul, 2012).
53 Fukuyama, a.g.e., (2005), 120.
54 Fukuyama, a.g.e., (2005), 36-37.
55 Fukuyama, a.g.e., (2005), 89.
56 Rotberg, ibid, (2003), 6.
57 Arch Puddington, Freedom in the World 2009: Setbacks and Resilience, Freedom House, (January 2009), 21.
58 Arch Puddington, Freedom in the World 2010: Erosion of Freedom Intensifies, Freedom House, (January 31, 2011).
59 Robert A. Dahl, Dilemmas of Pluralist Democracy, Yale University Press, (New Haven CT, 1982), 11.
60 Larry Diamond, A Report Card on Democracy, Hoover Digest 3 (2000), 3.
61 Ecuador Assembly, Loosens Term Limits for Correa, U.K. Reuters Business and Finance (July 7, 2008).
62 Steven Heydemann, Authoritarian Learning and Current Trends in Arab Governance, in “Oil, Globalization, and Political Reform,” Brookings Institute Doha Discussion Paper, 2009, (January 31, 2011).
63 Claire Berlinski, The Dark Figure of Corruption, Policy Review, No.155, (May 29, 2009).
64 International Law Office, Turkey's Corruption Perceptions Index Ranking Falls, (June 05, 2017).
65 Arthur D. Simons, Interagency Handbook for Transitions, CGSC Foundation Press, (Kansas, 2011), 23.
66 World Justice Project.in Rule Of Law, 2017-2018 Index 2017-2018, 145.
https://worldjusticeproject.org/sites/default/files/documents/WJP_ROLI_2017-18_Online-Edition.pdf
67 Matthias vom Hau, State Theory: Four Analytical Traditions, Oxford Press, (2014), 10.
68 Robert Cooper, Ulus Devletin Çöküşü, Güncel Yayıncılık, (İstanbul, 2005), 91.
69 U.S. the Fund for Peace, 2009 Failed States Index, http://www.fundforpeace.org/
70 Samuel P. Huntington, The Third Wave: Democratization in the Late Twentieth Century, University of Oklahoma Press, ( Norman OK, 1991), 78.
71 Leo Tolstoy, Letter to a Noncommissioned Officer, in P. Mayer (Ed.) The Pacifist Conscience
Harmondsworth, Penguin, (1966), 162–3; Gene Sharp, Gandhi as a Political Strategist, Porter Sargent, (Boston MA 1979), 48-49.
72 Lewis Lipsitz, Henry Kritzer, Unconventional Approaches to Conflict Resolution, Journal of Conflict Resolution, 19(4), (1975), 713-733.
73 Andrew Rigby, Living the Intifada, Zed Books, (London, 1991), 98.
74 Gene Sharp, The Politics of Nonviolent Action, Porter Sargent, Part 1, (Boston MA, 1973), 16-24.
75 April Carter, People Power and Political Change, Key issues and Concepts, Routledge, (Abingdon, 2012), 12.
76 Carter, ibid, (2012), 23.
77 Fukuyama, a.g.e., (2005), 16.
78 Joseph E. Stiglitz, Globalisation and its Discontents, W.W. Norton, (New York, 2002), 17.
79 G. William Domhoff, The Power Elite And State, Aldine De Gruyter, (New York, 1990), 174.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder