10 Şubat 2020 Pazartesi

Başarısız Devlet.. BÖLÜM 3

Başarısız Devlet.. BÖLÜM 3




20. yüzyılda liberal dünya düzeni üç genişleme safhasından geçti; 

- I. Dünya Savaşı sonrası kısa süre sonra başarısız olan Milletler Cemiyeti.nin 
kurulması ve çeşitli silahların kontrolü anlaşmaları, 

- II. Dünya Savaşı sonrası BM ve Bretton Woods uluslararası finans kurumlarının oluşturulması, 

- 1970.lerde Batı tarafından bireysel insan hakları konusunun uluslararası toplumun ana gündem konularından biri haline getirilmesi. 

21. yüzyılda uluslararası politika iki temel mantık üzerinden işlemektedir19; 

- Westphalia mantığı; devletlerin otonomisi ve dokunulmazlığı, toprakları üzerindeki yetkisi, 

- Liberal mantık; uluslararası sistemin kurucu birimleri arasında liberal bir düzen sağlama ısrarı. 

1990.ların başında Sovyetler Birliği çökmesine rağmen, ABD.nin arkasında olduğu liberal düzen ve bu düzenin kuralları devletler arası ilişkilere yön vermeye devam ediyor. 

Rusya ve Çin gibi liberal olmayan devletler, uluslararası düzen için Westphalia sistemini yeterli görmektedir. Bugünün uluslararası anlaşmazlıklarının temelinde de aslında bu iki düzen arasındaki kırılma, hatta çatışma vardır. Örneğin Suriye.de liberal Batı ile egemen devlet düzenini yani Westphalia anlayışını savunanlar, uluslararası oyun kitabının nasıl uygulanacağı konusunda anlaşmazlık içindedir. 

Güçlü devlet & zayıf devlet.. 

 Tarih boyunca, devlet şekilleri ne olursa olsun, toplumun çeşitli hizmetlerini yürütecek bir teşkilata gerek görülmüştür. Çünkü devlet yönetimi, bu hizmetlerin düzenli bir şekilde yürütülmesi demektir. Bundan ötürü bu görevleri yürütmekle yükümlü olan devlet, yasal yetkiler ve güçlü vasıtalarla donatılmıştır. Devlet; görevlerini, yani yürütmeyi hükümetler vasıtasıyla gerçekleştirir. Devletin siyasal teşkilatı, başta hükümet olmak üzere, devlet teşkilatına dâhil olan kamu kurum ve kuruluşlarıyla, bunların görevli personelinden oluşur. 
Hükümet örgütü vazifelerini yerine getirmede yapı olarak değişik işlev gruplarına ayrılmıştır. Çağdaş egemen devletin fonksiyonları ile ilgili bir örnek Tablo 1.de görülmektedir. 



Tablo 1: Çağdaş Egemen Devletin 10 Temel Fonksiyonu 


Kaynak: Ashraf Ghani, Michael Carnahan, Clare Lockhart, Stability, State-Building and Development 
Assistance: an Outsdide Perspective, Princeton Project on National Security, (Princeton, 2006), p.2. 


 Çağdaş devletleri kategorilendirmek için kullanılan yöntemlerden biri çeşitlerine göre güçlü, zayıf veya başarısız devlet olarak tanımlamaktır. 
Burada kategorilendirme de ayırt edici olan kriterler şunlardır 20; 

 (1) Kendi topraklarını kontrol etme kabiliyeti; sınırlarının (limanlar ve hava sahası dâhil) izleme ve güvenliğini sağlama, ülkenin tamamında (nüfusun çok seyrek olduğu hatta çatışmaların olduğu komşu bölgeler de dâhil) devletin varlığı. Toprakların kontrolü; devletin, diğer devlet ve devlet dışı (terör örgütleri gibi) aktörler tarafından sömürülmesini engeller 21. Kuvvetli devletler torakları üzerinde yüksek derecede kontrol sağlarken, zayıf, başarısız ve başarısızlığa giden devlet devletler bu kabiliyetleri erozyona uğramış ya da kalmamıştır. 

 (2) Devlet temel işlevlerini yerine getirme kapasitesi; bu işlevlerin başında devletin güç kullanma tekelini elinde bulundurması ve topraklarında yaşayan herkesin güvenliğini (terör ve suçu önleme, insan hayatı ve mülkiyetini koruma) sağlaması gelir22. İnsanların güvenliğinin sağlanması devlet zayıflığı veya başarısızlığı olarak kabul edilir. Güvenlik, diğer temel devlet işlerinin ana kapısıdır23. Güvenlik olmadan devletlerin alt yapıyı muhafaza etmesi, sağlık imkânları sunması ve adalet sağlaması sınırlı olur. Devletin temel işlevlerinin 
performansı, bu işlevlerin yerine getirilmesinin sürekliliği ve insanlarına ne kadar ulaştığı ile ölçülür. Bu işlevlerin yeterince ulaşmadığı bölgeler ve sektörlerde devlet meşruiyetine meydan okuma olması muhtemeldir24. 

 (3) Meşruiyetine yönelik meydan okumalara yönelik hassasiyeti; meşruiyet, 
devletin ahlaki veya yasal yönetim hakkına sahip olduğunun tanınmasıdır. Devlet ve toplum siyasi ve ahlaki değerler konusunda paylaşılmış bir konsensüs üzerine kurulmuştur 25. 
20. yüzyıla kadar eğer bir devlet mevcutsa, meşru olarak düşünülürdü. Ancak, yeni bağımsızlığını kazanan Kongo, Sudan, Nijerya, Burma gibi devletlerin bazı temel kriterlerden yoksun oldukları görüldü. BM tarafından tanınmalarına, egemen devlet görülmelerine rağmen toprakları üzerinde güç kullanma tekeline sahip olmadıkları ya da halkın bir kısmı tarafından meşru olarak kabul edilmedikleri anlaşıldı. Bununla beraber, 20. yüzyılda BM tarafından tanınması bir devletin meşruiyeti için yeterli görülmeye devam etti26. 

 Güçlü devletler, yönetmek için yeterli zorlayıcı kurumları olan bir iktidara sahiptir. 
Kendi topraklarını kontrol etmekte ve sınırları için kuvvet kullanma tekelini muhafaza etmektedirler. Bu devletler arasında ABD, Japonya, Kuzey Kore, Rusya, İran, Çin gibi ülkeler sayılabilir. Ancak, güçlü devletler vatandaşlarına güçlü siyasi haklar tanır ve kişi başına gelir bakımından dünya sıralamasında üst sıralarda olması beklenir 27. Aynı zamanda siyasi özgürlükler, temsili hükümet, sivil özgürlüklerin korunması, hukukun üstünlüğü gibi konularda da üst sıralarda olması aranır. Bu ülkelerde devlete meydan okuma çok azdır ve sorunlar şiddet kullanmadan devlet kurumları ve süreçleri içinde çözülür. Hukukun üstünlüğü 
ve zorlayıcı kurumlar halkın rızasına göre hareket etmektedir. 



Tablo 2: Güçlü Ülke-Zayıf Devletler 

Kaynak: Robert Jackson, George Sorensen, Introduction to International Relations, Theories and Approaches, 
Oxford University Press, (New York, 2003), 24. Kutu: 1.15.den yararlanılarak yapılmıştır. 

Zayıf devletler, kendi topraklarını kontrol ve temel işlevlerini yerine getirmekte sınırlı düzeyde kalan devletlerdir28. Bunlar arasında; Meksika, Kolombiya, Venezüella, Cezayir, Tayland, Bostwana, Endonezya ve Filipinler gibi devletler sayılabilir. Örneğin Kolombiya ve Meksika.da illegal uyuşturucu kaçakçısı örgütler ve diğer şiddet örgütleri belirli bölgelerde halkı domine etmekte ve devleti yok saymaktadır 29. 

Öte yandan, devletin alt yapısı başkentlerin dışında zayıftır. Hastaneler sınırlı hizmet vermekte, yollar bakımsız, okullar kötü, kamuda hizmetler kalitesizdir. Çocuk ölümleri yüksek, yaşam süresi az, ilkokul tamamlama oranı düşüktür. Ekonomik alanda ise kişi başına gelir düşük ve oldukça eşitsiz,ekonomik büyüme düşük, enflasyon yüksektir. 

Zayıf yönetimlerin eksik ya da yetersiz kurumlar sorunu, Westphalia sisteminin temel taşları olan egemenlik ve ulus-devlet anlayışını erozyona uğratır. Üstelik ulusal düzeyde-başka bir deyişle iç yönetim düzeyinde -olup bitenler, çoğunlukla uluslararası sistemin diğer üyelerini de etkiler 30. Zayıf devletlerin kendileri ve öteki devletler için yarattıkları sorunlar, uluslararası sistem içindeki birilerinin, bu devletlerin sorunlarını zorla çözmek yönündeki iradelerine karşıt olarak içişlerine karışmaya çalışma olasılıklarını geniş ölçüde artırır. 

4. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder