Espiyonaj (Casusluk) İşleri.. BÖLÜM 3
Rus İstihbaratı..
20. yüzyılda Rusya’nın siyasi tarihinde yaşanan önemli değişmeler, Sovyet
hâkimiyetinin tesisi, 1980’lerin sonlarından itibaren siyasi sistemin dağılması ve yeni bir sisteme (aynı zamanda rejime) geçiş Rusya istihbarat teşkilatının gelişim sürecindeki önemli kırılma noktalarıdır. Sovyet casusluk faaliyetleri, diğer ülkelerden oldukça farklı şekilde organize edildi. Bu organizasyon, Birinci Dünya Savaşı esnasında kurulmuş olan Leninist partiler içinde oluşturulmuştu. Ancak, 1950 ve 1960’larda ABD içindeki ajanların bir devrim yaratacağına olan inanç kaybolunca, Stalin bunları Komünist Partisi’nin propaganda vasıtası olarak kullanmaya devam etti. Batı için sorun, bütün Komünistler casus olmadığına göre, bunları ayırt etmek zordu ve pek çoğu ABD içinde iken anayasal haklarını da kullanmaktaydı.
Üstelik Sovyetlerin bütün casusları da Komünist değildi. Sovyetler, Soğuk Savaş süresince başka ülkelerdeki Komünist partileri ve sol devrimci hareketleri destekledi.
İstihbaratçılar genellikle endişe içinde yaşarlar ve bazen bu yüzden enerjilerini boşa harcarlar. 1981’de Sovyet Politbürosu’nun kararı ile KGB ve GRU küresel bir istihbarat operasyonuna başladılar. Kod adı RYAN (Raketno-Yadernoye Napadenie) olan bu operasyon Reagan yönetimi ve NATO’nun Sovyetlere ilk nükleer bombayı atmak için bir planı olduğu varsayımına dayanıyordu. Yıllar sonra Washington’a atanan Rus büyükelçisi Anatoly Dobrynin, bu varsayımı Reagan politikasının paranoyak bir okuması olarak nitelemişti 22.
1990-2000 yılları arası Rus istihbarat servisleri için adeta bir çöküş dönemi yaşadı. Sovyetler Birliği daha dağılırken Kasım 1991’de Alman Karşı-İstihbarat Direktör Yardımcısı Peter Fisch, şu notu düşmüştü; “Sovyet istihbaratının duraklama dönemi sona erdi.” 1992 Baharında ise ABD, İngiliz, İskandinav ve Benelüks ülkeleri istihbaratı şu sonuca vardı; “Sovyet Birliği dağılıyor olsa da, Rus istihbarat servisleri kendilerini kurtarıyorlar 23.”
Bu kurtulma ile paralel giden üç önemli gelişme söz konusu idi. İlki, Yeltsin’in gücü, KGB’nin takipçilerini kontrol edemeyecek kadar zayıftı. İkincisi Rus casusluğu, Sovyet döneminin aksine, askeri sırların değil ekonomik istihbarat peşine düşmüştü. Üçüncüsü Rusya artık istihbarat alanında süper güç olacak bütçeye sahip değildi.
1994 yılında Yeltsin muhaliflerini baskı altına alınca istihbarat servislerinde sınırsız süreli atama olmayacağı politikası belirledi. Bu dönemde Batılılar, Rusların demokrasi ve kapitalizme geçişi ile sponsor rolü edinmişlerdi. Ancak, bundan üç yıl sonra durumlar değişti ve Batının gerçek niyeti anlaşılınca romantizm bitti ve yeni bir kavram ortaya çıktı; ‘Rusyayı Rusya yapmak’. Ruslar, çokuluslu bir devletin yıkıntısından tekrar çokuluslu ve büyük güç olma yoluna seçtiler.
Artık İdeolojik değil jeopolitik nedenlerle büyük güç olacak yeni Rusya, güçlü bir istihbarata gene geleneksel istihbarat kültürü içinde sahip olacaktı. Ortada düşman yoktu ama pek çok ülke gibi Rusya için de istihbarat sadece gelenek değil bir politika vasıtası idi. Rus istihbarat toplama hedefi şimdi teknoloji idi ve bu iş dış istihbarata verildi. Yeltsin açıklaması bunu tamamlıyordu; “Diğer ülkelerin pazarlarına girmek sadece Ekonomi Bakanlığı’nın değil Dış İstihbarat’ın da görevidir.”
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte istihbarat teşkilatı KGB (Devlet Güvenlik Komitesi) içinde zorlu bir çözülme olmuştu. Ancak, yaklaşık on yıl sonra KGB’nin harabelerinin üzerinde eski KGB’ye çok benzeyen, devletin en üst kademesinin hizmetinde ve küresel operasyonlar sorumluluğu olan FSB adında bir kuruluş ortaya çıktı. 2000’li yıllarda Putin ile birlikte Rus istihbaratı yeniden örgütlendi;
- FSB (Federalnaya Sluzhba Bezopasnost: Federal Güvenlik Servisi),
- SVR (Sluzhba Vnesheny Razvedki: Dış İstihbarat Servisi),
- FSO (Federalnaya Sluzhba Okrhrany: Federal Koruma Servisi),
- GRU (Glannoye Razvedyvatelnoye Upravleniye: Ana İstihbarat Direktörlüğü, Askeri İstihbarat),
- GSUP (Glavneyo Upravelenniye Spetsyalnykh Program: Özel Programlar Ana Direktörlüğü).
ABD’deki Alternatif Sağ’ın ve Avrupa’daki Yeni Sağ’ın arka planında Putin’in aktif
tedbirleri var. 2004 yılında Ukrayna’daki Turuncu Devrim’den sonra Putin, Rusya’nın ABD tarafından parçalanacağını gördü. Putin, ekonomik ve coğrafi olarak Rusya için çok önemli olan Ukrayna’nın CIA destekli NGO’lar vasıtası ile rejiminin değiştirilerek Batı yanlısı bir hükümetle NATO’ya katılacağını ve Rusya’nın sürekli olarak zayıflatılmaya çalışılacağını anlamıştı 24.
Rusya, çevresinde başlayan Renkli Devrimlere bir tepki olarak Batılı NGO’ların
Rusya içi ve dışındaki düşmanca faaliyetlerine karşılık vermek istedi. Böylece yeni aktif tedbirler (Batı jargonunda örtülü operasyonlar) hazırlanmaya başladı.
ABD ve Avrupa’daki seçimlerin ve referandumların etkilenmesi için yürütülen
kampanyalar bu savaşın bir parçası oldu 25.
Putin, Avrupa’ya hükmetmek için Rus milyarder ve Oligark Konstantin Malofeev’in desteği ile beşinci kol faaliyetlerine girişti.
Bu kolun ilk ayağı Doğu Ukrayna’da (Donetsk) halk hareketini örgütledi. Daha sonra Avrupa’daki radikal nasyonal-sosyalist partilerin desteklenmesini sağlandı. Sovyet stratejisi ayaklanma çıkarmak için işçileri ve işçi haklarını temel argüman yapardı. Yeni oluşum ise, bu hareketi Putincilik üzerinden Avrupa’nın birleşmesi için ümit olarak sunuyor 26.
Siber Espiyonaj ve Veri Madenciliği..
İstihbarat servisleri; değişen güvenlik ortamı, ekonomik koşullar, sosyal ve kültürel değişimler yanında baş döndürücü hızda yenilenen teknolojilere de ayak uydurmak zorundadır. Konumuz itibarı ile geçmişin gizli bilgi toplama yöntemleri nin modası büyük ölçüde geçmiş olsa da hala işe yarıyorlar. Siber espiyonaj konusuna önceki makalemizde değinmiştik. Klasik espiyonajda bile bilginin çalınması ve aktarılmasında bilgisayar sistemleri kullanılabilir. Bilgiye sızılacak bilgisayar için insan bağlantısı gerekli olabilir 27.
Günümüzde siber sistemler üzerinden espiyonaj konusunda her gün yeni örnekler ile karşılaşıyoruz;
- Çinlilerin ABD hükümeti personel yönetim ofisi bilgisayarlarını hacklemesi,
- Edward Snowden’in NSA bilgilerini çalması,
- Bradley Manning’in Wikileaks üzerinden gizli bilgileri yayınlaması gibi, çoğaltılacak pek çok örnek yanında geleneksel espiyonaj da bir yandan devam ediyor.
Tablo 1: Ülkelerin Toplam Siber Savaş Gücü
ABD istihbaratının % 95’ini açık kaynaklardan sağlamaktadır ve internet, oldukça önemli bir açık istihbarat kaynağıdır 28.
İnternetten istihbarat toplama sisteminin ana unsurları ABD’nin oluşturduğu internet ağ omurgasındaki dokuz ‘’Büyük İnternet Değişim Noktası” (IXP), NSA ürünü ‘’koklayıcı siteler’’, çeşitli kurumların bilgi toplamak için kullandığı ağ giriş noktalarıdır 29.
Facebook ve benzeri sosyal paylaşım siteleri önemli bir istihbarat kaynağıdır ve bu siteler Ortadoğu ayaklanmalarında kullanılmıştır.
Son yıllarda çeşitli modellemeler ile yeni sızma yöntemleri üzerinde çalışılmakta dır.
Bilgisayarlara sızabilen kişiler (hackerlar) gizli servisler tarafından profesyonelce
kullanılmaktadır. Dönem artık bilgisayarlarla casusluk dönemidir. Elektronik ortamda her şey dinlenir veya okunur, bunlar manyetik bantlara kaydedilir ve buradan da tercüme, analiz ve kıymetlendirme için ilgili merkeze gönderilir.
Bu işlemden sonra tekrar ama farklı disklere depolanır, özetleri ve indeksleri çıkarılarak karar merciine ulaştırılır. Bu da bilgisayar ve iletişim teknolojisi demektir. Bu bilgisayar sistemlerinin içeriği, güçleri, uyumlulukları, esneklikleri ve dahası uydular gibi iletişim ağı bağlantıları teknik istihbaratın bir parçasıdır.
Korumasız ve devasa bir bilgi yığını internette sizi bekliyor. Bu bilginin çoğu gizli
değil ama faydalı. Ama bilgi o kadar çok ki istihbarat teşkillerinin hepsini rafine etme kabiliyetleri yok. Bu yüzden, geleceğin istihbarat sistemi için sektörler arası veri madenciliği araştırması başlatıldı. Önceki yıllarda veri madenciliği çalışmalarının amacı kitle halindeki veriyi analiz ederek, özellikle terör örgütleri gibi sosyal ağlar için bağlantılar yakalamaktı.
Şimdi bu analizlerin amacı önceden tahmin edilemeyen öngörülerde bulunmak ya da yeni öngörüler yakalamaktır. Mevcut vasıtalar bilgi yığınından istihbaratçı nın aradığı bağlantıları bulmayı hedeflerken, geleceğin vasıtaları bilgisayarlı istatistik modelleme ile öngörülememiş trendleri yakalayacaktır.
Ancak bu yöntemin de özel sorunları vardır 30;
- Kara kutu problemi; istihbarat analizi hangi sonuca varacağını ve neyi rapor
edeceğini bilmek ister ama veri-tabancılığı çözümleri genellikle bir kara kutu hesaplaması bırakır. Kullanıcı programa bir veri ekler ve bilgisayar, hesaplama sonucu bir cevap verir. Makinenin bunu yapması için öğrenmesi, yöntem tanımlaması, istatiksel model kullanması ve değerlendirmesi gerekir ve böylece öngörülmemiş bir sonuç üretir. Makineden bazı sektörler donuk kalır, bazı programlar paralel çalışarak sonucu teyit etmeye çalışır. Ancak istihbaratta
donuk kısım tehlikelidir. Eğer makine bir sonuç vermişse bu kara kutuda bir penceredir.
Karakutu problemi teknoloji geliştikçe yenilecek bir olgudur.
- Verileri anonimleştirme ve şifreleme; güçlü bir istatiksel model kurmak için, veri madenciliği programı büyük bir bilgi bankasına ihtiyaç duyar. Bu bilgi bankasında korunması gereken özel bilgiler de vardır. Şifreleme bilgi bankasını dışarıdakilere karşı korur. Edward Snowden gibi içeridekilere yani şifreleri bilenlere karşı değil. İstihbarat servisleri bu tür kaçakları önlemek için kullanıcıları takip eden teknolojiler kullanmaya başladılar. Kullanıcı yetkileri ve kullanım alanları da daraltılmaktadır.
- Şeffaflık ve halkın güveni; gizli sistemler içinde istismarların önlenmesi için
istihbarat teşkilleri farklı şeffaflık standartları uygulamalıdır. Bilgi toplama ve analiz sistemlerinizin tam kabiliyetlerini dışarıdakilerden saklamalısınız aksi takdirde rekabet edemezsiniz. Diğer taraftan şeffaflık ve halkın güveni olmadan size sağlanan desteği zamanla kaybedersiniz. Veri madenciliği vasıtaları geliştirilirken nelerin gizlilik dereceli olacağı, dışarıdaki araştırmacılar, akademisyen ler ve halk ile nelerin tartışılıp tartışılmayacağı iyice
düşünülmelidir. Mümkün olduğunca açıklık ve samimiyet sadece halk güveni sağlamaz, veri madenciliği için bilimsel tartışma alanını da genişletebilir.
Uzay ve Deniz altında Espiyonaj..
Görüntü alma, iletişim ve robot teknolojilerinde meydana gelen olağanüstü
gelişmelerle geçmişin istihbarat operasyonlarının basit kaldığı düşünülebilir. Ancak, teknolojideki büyük gelişmelerin haber toplama işinde kolaylık sağladığı iddia edilemez.
Aksine bazı açılardan haber toplama eskiye nazaran daha zor hale gelmiştir. Toplanan verileri olağanüstü hacimlere ulaşması yeni beceriler gerektirmekte, operasyonel riskler artmakta, yasal zorluklar teknik bilgi toplamayı eskiye oranla daha güç haline getirmektedir. Siber uzayın devreye girmesi ile birlikte teknik istihbarat ve insan istihbaratı çok daha iç içe geçti.
Gerçek dünyada hedeflerin bulunması ve yok edilmesi ihtiyacı ‘hedefli öldürme sistemi’nin doğmasına yol açtı.
Uzayda olduğu gibi okyanusun derinliklerinde de karanlık; teknoloji ve espiyonaj ile buluşur. Uzaydaki otobüs büyüklüğündeki uyduların yerini okyanusların derinlerine inebilen denizaltılar alır ve gizli görevdeki casusları ve bilim adamlarını taşırlar. Casus uydudan çekilmiş ilk resmin alındığı 15 Haziran 1971’den 11 yıl sonra okyanus derinliklerine ilk casus denizaltı da ulaştı.
KH-9 HEXAGON casus uydusu 100 mil yukarıdan pizza büyüklüğünde resimler
göndermişti. CIA ve NRO, Eastman Kodak ile birlikte casusluk için daha pratik film şeritleri üzerinde çalışmaya başladılar. Uydunun üstünde streo resim çeken büyük film kameraları vardı ve dönüşte çekilen fimler kapsül içinde paraşütle Hawaii civarına atılıyordu. Kova büyüklüğündeki kapsüllerin %30’una ulaşılamıyordu. Okyanusun derinliklerine giden kovaları bulmak gerekiyordu. 1963 yılından başlayarak Amerikan Deniz Kuvvetleri okyanus derinlerine inmeyi denemeye başlamıştı. Sovyetlerin 33 bin feet’e kadar inebildikleri düşünülüyor du ve kovaları kendilerinden önce toplayabilirlerdi31. 25 Nisan 1972’de
Amerikalılar Trieste II gemisinden 16.400 feet ile temas edebildiler. Bugün ABD Deniz Kuvvetleri dünyadaki denizlerin %80’inin altında kurtarma operasyonları icra edebiliyor.
Deniz altı araştırmaları, uzay çalışmaları kadar kamuoyunun ilgisini çekmiyor.
ABD Deniz Kuvvetleri’nin ana görevlerinden biri Harita-1’de görülen, okyanus
altındaki espiyonaj kablolarını korumaktır.
Harita 1: Dünya Genelinde Yeraltı Kabloları
özel şirkete Google’ın yan kuruluşu olan Skybox’ı ilave edebiliriz. Bu üç şirkette ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) uzay istihbaratından sorumlu NGA’ya32 görüntülü yer (nokta) istihbaratı sağlamaktadır 33.
Resim 2: Hava Fotoğrafı (Kuzey Kore’deki Sanum-Dong Nükleer Araştırma Merkezi)
< Map of NSA undersea cable intercepts
https://www.globalresearch.ca/wp-content/uploads/2019/03/Commercial-Satellite-Imagery-400x225.jpg
https://i0.wp.com/disobedientmedia.com/wp-content/uploads/2019/03/Screen-Shot-2019-03-08-at-3.49.25-PM.png?resize=560%2C374&ssl=1
>
Kuzey Kore’ye dönecek olursak bahsedilen haber nükleer faaliyetleri haber veriyordu ama resimde tesis dışında bekleyen birkaç araç dışında bir şey yoktu (Resim 2). Önemli olan iddia etmekti, nasıl olsa kimse nerede bu faaliyet nerede kanıt diye sormayacaktı.
Zaten amaçta, Trump’ın Kuzey Kore lideri ile yapacağı görüşmeler öncesi kamuoyu oluşturmaktı.
Teknoloji ve Espiyonaj..
Halihazırda espiyonaj işleri için en çok gelişme katkısı sağlayan iki teknoloji alanı; nano-teknoloji ve bilgi teknolojisidir. Bunlar daha küçük ve daha hızlı bilgisayarlar, daha hafif casusluk malzemeleri, hatta insan vücuduna hızla ilaç enjekte edecek iğne üretimi bile sağlamaktadır. Bütün bunlar gizli operasyonlar da kullanılan aletlerin taşınması, saklanması ve gizli bilginin aktarılması için önemlidir. Örneğin, ABD için yabancı ülkelerin silah sistemleri, nükleer testler ve füze denemelerinin takip edilmesinde sensör kullanımı çok önemlidir.
Nano-teknolojide sağlanan gelişmeler ile sensörlerin boyutları iyice küçülmüş ve çok daha uzun süre çalışacak güç (batarya) kapasitelerine kavuşmuşlardır.
Geleceğin savaşçıları nano-robotlar yanında bir böcek büyüklüğündeki insansız hava araçları da hızla gelişmektedir. Kapasitesi artan flash-diskler sayesinde bir ajan yabancı bir bakanlığın tüm dosyalarını kısa sürede kopyalayabilir. Bu tür nano-cihazlar sayesinde ajanlar, yöneticileri ile her an gerçek zamanlı teması sürdürebileceklerdir.
Eski moda insan istihbaratının yerini elektronik ve görsel yeni toplama yöntemleri almaktadır. Cep telefonları ve bilgisayar tabletleri daha yeni ses, görüntü, haritalama ve sayısal yazılım uygulamaları ile takviye edilmektedir. Analizcilere daha gelişmiş veri madenciliği, ses tanıma, doküman güvenirliği gibi kabiliyetler sunulmaktadır.
Ancak, bu sistemler aldatmaya açıktır ve yabancı servisler bir kere sizin işletme sisteminize sızdığında her şey boşa gidebilir.
Son yıllarda özelikle farklı dillerden tercüme konusunda önemli gelişmeler
sağlanmıştır. Biyometrik, insan kimliğinin ve davranışlarının tanımlanmasında faydalı olmaktadır. Biyometrik; parmak izi, iris ve retina taraması, ses ve yüz tanıma, elinizdeki damar taraması ile sizi her zaman ele verecektir. Bu aynı zamanda eski tip sahte pasaport ve kamuflajın sonu demektir. Biyometrik gibi GPS de sizin aleyhinize yerinizi ve faaliyet sahanızı belirlemede kullanılabilir. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, aletler bozulabilir ya da insan hata yapabilir. Makineler insanların beynini hala okuyamıyor ve böylece pek çok
istihbarat ihtiyacı eski tip casuslara gereksinim duyuyor. Bu yüzden, insan beynine nüfuz etmek (özellikle beyin fonksiyonlarını bilgisayarda izlemek) için pek çok çalışma hızla devam ediyor.
Sonuç..
21. yüzyıl istihbaratı uzun dönemli tarihsel bir unutkanlık içindedir.
Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında ABD istihbarat analizinin kurucu babası ve tarihçi Sherman Kent şöyle demişti;
“İstihbarat, ciddi bir literatürü olmayan tek profesyonel meslektir. Bu alan, literatür eksikliği çektikçe; onun yöntemleri, sözlüğü, doktriner yapısı ve hatta temel teorisi her zaman tam olgunluğa erişememe riski taşıyacaktır 34.”
İstihbarat alanında dersler çıkarmak zordur çünkü geçmiş tecrübeler konusunda oldukça az kayıt vardır.
Savaşların niteliği değişmeye devam ettikçe, istihbaratın rolü de değişecektir.
Savaşların yeni şekli ile ilgili üç konu dikkati çekiyor. Öncelikle savaşlardaki asimetri düzeyi çok değişti. Daha az sayıda militan daha çok ölüme ve yıkıma neden olmaya başladı.
Silahlar giderek daha güçlü ve etkili hale geldi. İkinci olarak devletlerin bağımsız olarak faaliyet gösterdikleri aktörlerin (terör örgütleri, sivil toplum örgütleri, medya, üniversiteler, dini gruplar, şirketler vb.) sayısı arttı. Üçüncü olarak ise artık savaş alanı küresel bir nitelik aldı.
Yani savaşların artık cephesi yok. Bütün bunlar asıl işi istihbarat olan örgütlerin işlerini gittikçe içinde çıkılmaz hale getiriyor.
Espiyonaja dönecek olursak, Soğuk Savaş’ın James Bond’u ile günümüzün modern casusu arasındaki önemli farklar vardır 35;
- Artık takma sakal, sahte kimlik veya teknoloji kimliğinizi saklamanıza izin vermiyor.
Hava alanı ya da elçilik vb. yerlerde biyometrik yani göz irisi taraması yapılıyor.
Buna son yıllarda belirli kemik taramaları eklendi yani bir kere bu taramadan geçtiniz ve rakip istihbarat servisin kayıtlarına girdiniz mi, sahte kimlik sadece sizi ele verir. Diğer yandan Google ya da Facebook da izinizin olmaması sizi şüpheli hale getiriyor.
- James Bond, kraliçeye sadık bir İngiliz ajanı olarak, diplomattı ve diplomatik
dokunulmazlığı vardı. Bugünün ajanı ise sözleşme ile servise giren, dünyanın herhangi bir yerinde (Afganistan, Ortadoğu ya da Afrika’da) pek çok ajan ve askerlerle birlikte, her an bir makineli tüfek ateşi ile vurulmayı bekleyen, bütün içinde kendi işini yapan biridir.
- Ancak, her ajan arabasının önünden makineli tüfek ile ateş eden kişi değildir. Diğer ülkelerin silahlı kuvvetlerinin hareketlerini takip eden, yabancı ülkelerin haberleşmelerine sızan ajanlar da var. Her ne kadar yöntemler hayal ettiğimizden farklı olsa da amaç gene gizli bilgi çalmak. Sadece devletler değil, devlet dışı gruplar da hedef tahtasındadır. Bunlar, kendi ülkelerinde değil, büyük ölçüde yabancı ülkelerde ve çatışma alanında bu işleri yapıyorlar.
- Ajan temini ve eğitimi ile ilgili şirketler var. Bu şirketlerin en büyükleri Booz Allen Hamilton, SAIC, Northrop Grumman başta olmak üzere pek çok özel şirkettir. Sizi ayartmak için bir kız arkadaş göndererek, işe başlıyorlar. ABD istihbarat bütçesinin %70’i bu özel şirketlere gidiyor. CIA ajanlarının %60’ı da ABD hükümeti çalışanı değil. Dünyanın en büyük istihbaratçıları NSA’de değil onlar için çalışan şirketlerin sokaktaki ajanlarıdır.
- Hemen hemen tüm yabancı ajanlar yerel halktan insanlar ile çalışıyor; Afganistan veya Ortadoğu’ya bir Amerikalı ajan giderse, örtüsü ne olursa olsun bu hemen anlaşılır.
Amerikan orijinli ajanların %90’ı ülkesinde çalışır. Geri kalan %10’u dış ülkelerde ajanları idare eden ve onlarla zaman zaman operasyonlara katılan “olay memuru” olarak çalışır.
Gerçek dünyada bir hizmetçi kız ya da keçi çobanı, bir M16 ajanından çok daha değerli bilgi getirebilir.
Bütün bu ajan değişikliklerine rağmen günümüzün istihbarat servisleri karşılaştıkları durumlara adapte olma, görevlerini yapma da hala marjinal durumdalar.
Batılı müttefik ülkeler arasındaki centilmenlik anlaşmasına göre birbirleri aleyhine casusluk yapılmaz ama bu her zaman lafta kalmıştır. Espiyonaj dünyasında kural, ahlak ve kanun yoktur. Yapılması gereken casuslara karşı casuslar ve güçlü bir kontr-espiyonaj sistemi kurmak yani casuslukla mücadeledir. Bunun için kurulacak teşkilat bağımsız bir yapıda olmalı ve dezenfekte olmuş bir teşkilat gerekirse sıfırdan teşkil edilmelidir. Aksi taktirde
kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan bir espiyonaj teşkilatı asıl işleri ile uğraşamaz.
DİPNOTLAR;
1 OSS: Organization of Strategic Services.
2 James Sherr, Cultures of Spying, (December 1, 1994).
3 Robert Wallace, Keith Melton, Spycraft The Secret History of The CIA’s Spytechs, From Communism to Al-Qaeda, A Plume Book,
(London, 2009), 202.
4 H.Keith Mellon, Robert Wallace, The Official C.I.A. Manual of Trickery and Deception, Harper, (2010), 3.
5 Wallace, Melton, ibid, (2009), xix.
6 Sait Yılmaz, Temel İstihbarat Toplama-Analiz-Operasyonlar, Kripto Yayınları, (Ankara, 2018), 245.
7 George Friedman, The Importance Of the Plame Affair, Stratfor: Geopolitical Strategic Report, (Oct 17, 2005).
8 U.S. Department of Defense, Joint Staff, Joint Publication 1-02, DoD Dictionary of Military and Associated
Terms, Joint Publictation 1-2, (Washington DC, 2009), 91.
9 Henry A. Crumpton, The Art of Intelligence: Lessons from a Life in the CIA's Clandestine Service, Penguin Books, (2013), 48.
10 Richard L. Russell, Spies Like Them, (September 1, 2004).
11 Crumpton, ibid, (2013), 107.
12 Wallace, Melton, ibid, (2009), 363.
13 Yılmaz, ibid, (2018), 254.
14 John R. Schindler, The Counterintelligence Imperative, U.S. Naval War College, (November 29, 2011).
15 Jacob Heilbrunn, Spies Among Us, (June 29, 2010).
16 Çin istihbaratı ile ilgili olarak bakınız; Sait Yılmaz, Çin İstihbaratı, Sait Yılmaz (Edt.), İstihbarat Dünyası, Kripto Yayınları, (Ankara, 2013).
17 Peter Mattis, China's Old-School Spies, Jamestown Foundation, (July 9, 2016).
18 Peter Mattis, This Is How Chinese Spying Inside the U.S. Government Really Works, (June 11, 2017).
19 Peter Mattis, Everything We Know about China's Secretive State Security Bureau, (July 9, 2017).
20 Uri Bar-Joseph, The Angel: The Egyptian Spy Who Saved Israel, Harper & Collins, (2016).
21 Bruce Riedel, How Israel Ignored Its Most Valuable Spy, Brookings Institution, (September 5, 2016).
22 Christopher Andrew, The Secret World: A History of Intelligence, Yale University Press, (New Haven and London, 2018),
23 James Sherr, Cultures of Spying, (December 1, 1994).
24 George Friedman, Russia's Strategy, Stratfor, (April 24, 2012).
25 Chris Zappone, Donald Trump-Vladimir Putin: Russia's Information War Meets the US Election, smh.com, (June 15, 2016).
26 Robert Zubrin, The Wrong Right. National Review, (June 24, 2014). .
27 Neal Duckworth, Cyber's Hot, but Low-Tech Spies Are Still a Threat, John F. Kennedy School of Government, (May 18, 2016).
28 Stephen C. Mercado, Sailing the Sea of OSINT in the Information Age, A Venerable Source in a New Era, 6, (April 14, 2007).
https://www.cia.gov/library/center-for-thestudy-of-intelligence/csi- publications/csi-studies/studies/vol48no3/article05.html
29 Sait Yılmaz, 21. Yüzyılda Güvenlik ve İstihbarat, Alfa Yayınları, (İstanbul, 2006), 433.
30 Laura K. Bate, Can American Intelligence Leverage the Data-Mining Revolution? National Interest, (May 21, 2014).
31 Steve Weintz, Spy Sats and Subs: The U.S. Military's Secret Deep-Sea Operations, (August 10, 2015).
32 NGA: National Geospatial-Intelligence Agency.
33 William Craddick, Intelligence Contractors Make New Attempt to Provoke Tensions with North Korea, Disobedient Media, (8 March 2019).
34 Andrew Christopher, The Secret World: A History of Intelligence, Yale University Press, (New Haven and London, 2018),
35 Robert Evans, 5 Ways Modern Espionage Has Left James Bond Behind, Cracked, (December 4, 2013).
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder