9 Şubat 2017 Perşembe

İki yazardan iki siyasi lider


İki yazardan iki siyasi lider,



Devlet Bey’e Mektubumdur… Aferin Sana beyefendi!

Emin Cölasan,

“ Sizi arada sırada bu köşede yazdığım mektuplar ve yazdığım yazılarla rahatsız ettiğimi, keyfinizi kaçırdığımı biliyorum.
Ama ne yapayım, başkası elimden gelmiyor.
Herhalde zat-ı âlinize övgüler düzecek değilim.
Beyefendi, sizin ne biçim bir siyasetçi olduğunuzu, MHP gibi bir partinin başında nasıl oturmakta olduğunuzu bugüne kadar anlayamadım.
Sadece ben değil, hiç kimse anlayamıyor…
Ülkücü tabanınız, partilileriniz bile!
Dün yine çıktınız Meclis kürsüsüne, iktidara övgüler düzdünüz.
Zaten uzunca bir süredir işiniz ve göreviniz bu…
AKP iktidarına çanak tutmak, övmek ve önünde payanda olmak…
Başka bir deyişle siz bu iktidarın en büyük övücüsü, bastonu, stepnesi ve kurtarıcı meleği olarak görev yapmaktasınız.
Böyle olmanız bir muhalefet partisinin genel başkanına yakışmıyor ve hiçbir zaman da yakışmayacak.
Bir adım önünüzü bile göremiyorsunuz. Kaprisleriniz ve yanlışlarınız yüzünden partinizi küçülttünüz. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP yenilgiye uğramıştı. Size hükümet ortaklığı, hatta başbakanlık bile teklif edildi ama elinizin tersiyle ittiniz…
Çünkü siz iktidar olmayı asla istemeyen ve hatta iktidar olmaktan korkan bir genel başkansınız.
Nitekim sizin bu kaprisleriniz ve mızıkçılığınız nedeniyle Türkiye yeni bir seçime gitti, 1 Kasım'da AKP'nin toparlanmasına yol verirken partinizi küçülttünüz.
80 milletvekili çıkarmıştınız, beş ay sonra 40 milletvekiline indiniz.
Siz bunun hesabını vermekten bile kaçındınız, korktunuz.
Ne biçim siyasetçi, ne biçim genel başkansınız siz?..
Ve kime hizmet ediyorsunuz?
Şunu açıkça söyleyin de bilelim.
Kendinizi işinize geldiğinde “Türk milliyetçisi” olarak tanımlarsınız… Ancak bırakın milliyetçiliği, “Türk” kavramını bile reddedip ümmetçilik ve din ticareti yapan bir iktidarın dümen suyuna takılmış gidiyorsunuz.
Nasıl bir milliyetçiliktir bu sizinki beyefendi, anlatır mısınız!
Sevsinler sizin milliyetçiliğinizi!
Hiç değilse partinize oy veren yurtsever ülkücü tabandan utanın, hiç olmazsa onları zor durumda bırakmaktan biraz olsun kaçının.
Çok sayın ve muhterem beyefendi, Türkiye bugüne kadar nice muhalefet partileri gördü, onların nice başkanlarını tanıdı ama zat-ı âliniz gibisine hiç tanık olmadı!
İktidar bir isterse siz her seferinde üç verip destek olmaya hazır durumdasınız!
Kendisi iktidar olmaktan korkan, böyle bir niyeti olmayan ama başkalarının iktidarına bütün gücüyle baston olan bir genel başkan!..
Vallaha helal olsun yani!
AKP'ye öylesine yamanmışsınız ki, dünya liderimiz ve onun başbakanı Binali Bey size her fırsatta, her konuşmalarında kafadan teşekkür ediyor…
Hiç kuşkum yok, bunu yaparken içlerinden şöyle diyorlar:
“Devlet Bahçeli bizim başımıza Allah tarafından kondurulan bir devlet kuşudur, değerini bilelim, aman incitmeyelim!..”
İktidar başkanlık sistemi der, üzerine balıklama atlayıp destek sunarsınız.
İdam der, aynı şeyi yaparsınız.
Cumhuriyet Gazetesi'ne operasyon düzenlenip gazeteciler gözaltına alınır, dünkü konuşmanızda olduğu gibi yine destek atarsınız.
Ne biçim muhalefet partisi genel başkanısınız siz beyefendi, ne biçim!
Allah rızası için yahu, biraz da eleştirin!
Ya da gidin hükümete ve açıkça bir öneride bulunun:
“Ben sizinle hükümet ortağı olmak istiyorum. Beni de aranıza alın, işleri kardeş kardeş götürelim!..”
Başbakan önceki gün durup dururken bir vecize yumurtlamıştı:
“Başkanlık sistemi gelmezse Türkiye'nin bölünme riski vardır.”
Bu ciddiyetsiz sözleri dün grup toplantınızdan sonra size sorduklarında verdiğiniz yanıt hem muhteşem (!) hem de en az onun sözleri kadar ciddiyetten yoksundu:
“Türkiye bölünmez. Ama Sayın Başbakan sahip olduğu bazı bilgiler ışığında değerlendiriyorsa onu da saygıyla karşılamak lâzım!”
Evet, ülkemizi tehdit etmeye yönelik bu saçma sapan sözleri “Saygıyla” karşılamak gerektiğini söylediniz.
Vay anasını sayın seyirciler!.. Ayıptır yahu, ayıptır.
Hayret yani, bir daha hayret!
Beyefendi, bu iktidar
yağcılığını, hükümet destekçiliğini artık lütfen bir yana bırakın da, hiç değilse belli konularda biraz olsun muhalefet yapmayı öğrenin.
Böyle giderse zat-ı âlinizin heykelini gerçekten de AKP genel merkezinin önüne dikecekler, belki üzerine kocaman harflerle şöyle yazdıracaklar:
“En büyük kurtarıcı meleğimize, en sağlam stepnemize sonsuz teşekkürlerimizle.”
Ama bu olduğu takdirde sizin gurur değil utanç anıtınız olacaktır.
Kolay gelsin Devlet Bey, Allah yolunuzu açık etsin. Amin!”
 
****

Doğu Perinçek ’ Tartışması ’

Bayram Yurtçiçek

Doğu Perinçek’e karşı günümüz dünyasında hiçbir devrimci lidere yapılmayan ölçüde ve sertlikte bir psikolojik savaş yürütülmektedir. Bütün bu yalanlar ve tertipler para etmeyince Doğu Perinçek’e, hapislerde çürütmek için Ergenekon gibi büyük tertipler yaptılar. Türkiye’ye yapılan her türlü tertipten Doğu Perinçek’in payına mutlaka bir şeyler düşer. Perinçek içerdeyse, Türkiye dardadır. Tersi de doğrudur. Türkiye darda ise Perinçek mutlaka içerdedir.
Son olarak yürürlüğe koydukları konu, yürüttüğü Vatan Partisi Genel Başkanlığı göreviyle ilgili insanların kafasında kuşkular yaratmak.
Yok efendim,Doğu Perinçek, Genel Başkanlığı bırakmalıymış.
Perinçek Vatan Partisinin başında durdukça oy alması mümkün değilmiş.
AKP’yi ve Tayyip’i bırakmış, CHP’yle uğraşıyor. Hatta Tayyip ile işbirliği yapıyor vb.

Bu önerileri ve eleştirileri kimler yapıyor?

Bu öneri ve eleştirileri yapanların önemli bir kesimi, bize dost gibi görünen çevrelerden oluşuyor.

Bu eleştiri ve önerilerin merkezi neresidir? Hiç bunun üzerinde düşünülmüş müdür?

Bu eleştirilerin kaynağı ABD emperyalizmidir. Vatan Partisi önderliğini zaafa uğratarak, vatan savaşını başarısızlığa uğratma çabasıdır.Son günlerde dillerine doladıkları “darbe” ve “suikast” yalanları Amerikan emperyalizmini ele vermiştir.

Niye Doğu Perinçek? Doğu Perinçek her zaman ve her karmaşık durumda, emperyalizmin, özellikle emperyalizmin ağa babası ABD emperyalizminin plan ve projelerini açığa çıkarmasını bilmesindendir. Öyle olmuştur ki, MİT, Emniyet , Yargı ve TSK içinde Türkiye’nin bağımsızlığından yana tavır koyan herkes, hiç ilgisi olmamasına rağmen Perinçekçi damgasını yemektedir.
Türkiye’nin mecburiyetlerini ileri sürerek, Türkiye’nin açılım politikalarına son vermek zorunda olduğunu söyleyen Doğu Perinçek değil miydi?
Borçlanma, sıcak para ekonomisinin sonuna geldiğimizi, üretim ekonomisine geçmek zorunda olduğumuzu söyleyen de Doğu Perinçek değil miydi?
ABD emperyalizminin Tayyip karşıtlığı üzerinden oluşturduğu Amerikancı cepheyi açığa çıkaran Doğu Perinçek’tir.
CHP’nin Tayyip’e karşı el altındanFetullahçı terör örgütü ve PKK ile ittifak yaptığını deşifre eden Doğu Perinçek’tir. Böylece Amerika’nın parlamento içi hükümet seçeneğini bozduk. Tek çare olarak, darbe teşebbüsünde bulunmak zorunda kaldılar.

Bu nedenle Amerikancı FETÖ darbesine en başında ve en kararlı tutumu alan Doğu Perinçek oldu.

Anlamadıkları şey Doğu Perinçek’in yalnız kalsa bile doğrulardan şaşmadığı ve olağanüstü siyasi cesaretidir. Doğu Perinçek bu tür saldırılara karşı şerbetlidir. Onu üzecek tek şey dostların attığı güllerdir.

Doğu Perinçek, Türkiye’de vatanseverliğin siyasi lideridir. Vatan Savaşı politikalarıyla vatanseverlerin önünü açmıştır.

70 yıllık milli iktidar özlemi vatan savaşı mücadelesinde gerçekleşmeye başlamıştır. Bizim bazı siyaseten miyop arkadaşlarımızın göremediğini düşman görmüştür. Milli saflara nifak tohumları atmak için bütün güçlerini seferber etmelerinden de bunu anlayamıyor muyuz?


İyi çalışmalar, saygı ve sevgiler
MuratBinzet

***




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder