18 Şubat 2017 Cumartesi

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YAPILAN SÖZLEŞMELERDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ, BÖLÜM 2





ENERJİ SEKTÖRÜNDE YAPILAN SÖZLEŞMELERDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ,  BÖLÜM 2




B. Uyusmazlıkların Mahkeme Yoluyla Çözümü 

1. Genel Olarak 

Taraflar aralarındaki uyusmazlığın tahkim yoluyla çözümü yerine mahkemeler yoluyla çözümünü de tercih edebilirler. Yabancılık unsuru tasıyan bir olayda mahkemelerin milletlerarası yetkisi konusu Türk Hukukunda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’da (MÖHUK) düzenlenmistir4. MÖHUK, yabancılık unsuru tasıyan özel hukuka iliskin islem ve iliskilerde uygulanacak hukuk, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizine iliskin çesitli hükümler 
öngörmektedir. MÖHUK’a göre; “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder” (MÖHUK m. 40). 


1 Prof.Dr. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. 
2 Resmi Gazete Tarihi: 6.2.2000, Resmi Gazete Sayısı: 23956, Kanun No: 4519, Kabul Tarihi: 1.2.2000. 
3 Resmi Gazete Tarihi: 2.6.1988, Resmi Gazete Sayısı: 19830, Kanun No: 3460, Kabul Tarihi: 27.5.1988. 
4 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, Kabul Tarihi: 27.11.2007, Resmi Gazete Tarihi: 12.12.2007, Resmi Gazete Sayısı: 26728. 

Bu kapsamda, yabancılık unsuru tasıyan enerji sektörü ile ilgili yapılan bir özel hukuk sözlesmesinden doğan uyusmazlıkta Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin söz konusu olabilmesi için, Türk kanunları kapsamında öncelikle iç hukukta yetkili bir mahkemenin bulunması gerekir. Yetkili mahkeme konusuna iliskin hükümler basta Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) olmak üzere, Medeni Kanun (MK), Borçlar Kanunu (BK), Ticaret Kanunu (TK), Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) gibi çesitli kanunlarda düzenlenmistir. Bunun dısında MÖHUK ta da çesitli yetkili mahkemelere iliskin özel hükümler yer almaktadır. 

Yetki konusunun düzenlendiği genel kanun olan HMK’ya bakıldığında, Kanunda genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kisinin davanın açıldığı tarihteki yerlesim yeri mahkemesi olarak öngörülmüstür. Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerlesim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi tasıyan bir mahkeme belirtilmisse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerlesim yeri mahkemesinden baska bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlasılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki 
davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir (HMK m. 6-7). 

Bazen Türkiye’de yerlesim yeri bulunmayan kisiler hakkında dava açılması söz konusu olabilir. Bu durumda, Türkiye’de yerlesim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına iliskin dava, uyusmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir (HMK m. 9). 

Sözlesmelere iliskin olarak ise HMK’da genel yetki kuralı dısında özel bir yetki kuralı da öngörülmüstür. Sözlesmeden doğan davalar, sözlesmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir (HMK m. 10). 

MÖHUK’un 40 ıncı maddesinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kurallarının tayin edeceği hükme bağlandığından, iç hukukta yetkili olan mahkeme yabancılık unsuru olan bir olayda da davaya bakmaya yetkili olacaktır. Bu kapsamda enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıklarda da yabancılık unsuru bulunması durumunda hem HMK’ya göre genel yetkili mahkeme davaya bakmaya yetkili olacak hem de sözlesmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkili 
olacaktır. 

2. Yetki Sözleşmesi 

Yetki sözlesmesi ile hem bir Türk mahkemesi enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlığı çözümlemek için yetkili kılınabilir hem de benzer sekilde bu uyusmazlığı çözümlemek için yabancı bir mahkemenin yetkili kılınması mümkün olabilir. 

Türk mahkemesinin yetkili kılınması konusu HMK’da düzenlenmisken, yabancı bir mahkemenin yetkili kılınması konusu ise MÖHUK’ta düzenlenmistir. HMK’ya göre; tacirler veya kamu tüzel kisileri, aralarında doğmus veya doğabilecek bir uyusmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözlesmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlastırılmadıkça dava sadece sözlesmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır (HMK m. 17). 

Yetki sözlesmesi ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda yapılabilir. Kesin yetki hallerinde yine yetki sözlesmesi yapılamaz. Yetki sözlesmesinin yazılı olarak yapılması ve uyusmazlığın kaynaklandığı hukuki iliskinin belirli veya belirlenebilir olması yine yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi gerekir. (HMK m. 18). 

Bu kapsamda taraflar enerji sektörü ile ilgili yaptıkları özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıklarda, yer itibarıyla yetkili bir Türk mahkemesinin olmadığı, bu nedenle de milletlerarası yetkinin de doğmadığı hallerde yetki anlasması ile Türk mahkemelerini yetkili kılabilirler. Yetki anlasmasının sekli ve geçerlilik sartları lex fori olarak Türk hukukuna tabi 
olacaktır. 

Yabancı bir mahkemenin yetkili kılınması konusu ise MÖHUK’ta düzenlenmistir. Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği, yani münhasır yetkili bir Türk mahkemesinin bulunmadığı durumlarda taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru tasıyan ve borç iliskilerinden doğan uyusmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlasabilirler. Anlasma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki 
itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür (MÖHUK m. 47). Bu kapsamda enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinde, borç iliskisinden doğan bir uyusmazlık söz konusu olduğunda yabancı bir devlet mahkemesinin; (Örneğin Alman mahkemesi gibi) uyusmazlığa bakmak üzere yetkili kılınması mümkün olacaktır. Yabancı bir devlet mahkemesinin yetkili kılınması konusunda yapılacak yetki anlasmasının sekliyle ilgili MÖHUK’un 47 nci maddesinde sınırlayıcı bir hüküm yer almamaktadır. Bu kapsamda yetki 
anlasması açık olarak ya da zımnen, yazılı ya da sözlü olarak yabancı bir mahkemenin yetkili kılınmasıyla ilgili yapılabilir. Yazılı olarak anlasma yapılmamıssa ancak yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olur. 


3. Sözlesmeden Doğan Uyusmazlıkta Uygulanacak Hukuk 

a) Subjektif Yöntem 

Yabancılık unsuru tasıyan sözlesmelere uygulanacak hukukun tespit edilmesi için iki yöntem vardır. Bu yöntemlerden ilki sübjektif yöntem ikincisi ise, objektif yöntemdir. Subjektif yöntemde taraflar kendi iradeleriyle uygulanacak olan hukuku belirlemektedirler. Konu MÖHUK’ta düzenlenmistir. Buna göre; sözlesmeden doğan borç iliskileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tâbidir. Açık ya da zımni olarak hukuk seçimi yapılabilir. Sözlesme hükümlerinden veya hâlin sartlarından tereddüde yer vermeyecek biçimde anlasılabilen hukuk seçimi geçerlidir. Kısmi hukuk seçimi mümkündür. Taraflar, seçilen hukukun sözlesmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlastırabilirler. Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değistirilebilir. Sözlesmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kisilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir (MÖHUK m. 24/1,2,3). 

Bu kapsamda enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan borç iliskilerinde taraflar; örneğin Alman hukukunun uygulanması gibi, uygulanacak olan hukuku kararlastırabilirler. Tarafların seçecekleri hukuk Türk hukuku olabileceği gibi yabancı bir hukuk da olabilir. Hukuk seçimi sözlesmesinin geçerliliği seçilen hukuka tabi olacaktır. Tarafların bir hukuk seçimi yapmaları durumunda; taraflarca aksi kararlastırılmadığı sürece, seçilen hukukun kanunlar ihtilafı kuralları değil, maddi hukuk hükümleri uygulanır(MÖHUK m. 2). 

b) Objektif Yöntem 

Taraflar aralarındaki sözlesmeden doğan borç iliskisine uygulanacak olan hukuku seçmemislerse, uyusmazlık mahkeme önüne geldiği zaman hakim uygulanacak olan hukuku MÖHUK hükümlerine göre kararlastıracaktır. Kanun koyucu, subjektif olarak uygulanacak hukukun belirlenmediği durumlarda hangi hukuka göre uyusmazlığın çözümleneceğini hükme bağlamıstır. Buna göre; tarafların hukuk seçimi yapmamıs olmaları hâlinde sözlesmeden doğan iliskiye, o sözlesmeyle en sıkı iliskili olan hukuk uygulanacaktır. Bu hukuk, karakteristik edim borçlusunun, sözlesmenin kurulusu sırasındaki mutad meskeni hukuku, ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözlesmelerde karakteristik edim borçlusunun isyeri, isyeri bulunmadığı takdirde yerlesim yeri hukuku, karakteris tik edim borçlusunun birden çok isyeri varsa söz konusu sözlesmeyle en sıkı iliski içinde bulunan isyeri hukuku olarak kabul edilir (MÖHUK m. 24/4). 

Bir sözlesme iliskisinde tarafların karsılıklı hakları ve borçları bulunmaktadır. Bu kapsamda tarafların yerine getirmeleri gereken edimler de vardır. Karakteristik edim sözlesmeyi karakterize eden, borç iliskisinin ağırlık noktasını teskil eden edimdir. Bir tarafın edimi para ise genelde paranın karsısında olan edim karakteristik edim olarak kabul edilmektedir. Örneğin satım sözlesmesinde karakteristik edim, satıcının edimidir. Yine enerji satım sözlesmelerinde ise karakteristik edim satıcının, bir baska ifade ile, enerji satan kisinin 
edimidir. Yapılan sözlesme ticari nitelikte bir sözlesme olduğundan, sözlesmeye karakteristik edim borçlusunun isyeri, bulunmadığı takdirde yerlesim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok isyeri varsa söz konusu sözlesmeyle en sıkı iliski içinde bulunan isyeri hukuku uygulanacaktır. 

Enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinin türüne göre her sözlesme türü için ayrıca karakteristik edimin belirlenmesi gerekmektedir. 

Sözlesmeden doğan borç iliskisine objektif olarak uygulanacak hukuk konusunda MÖHUK’un 24 üncü maddesinde bir istisna kuralı da kabul edilmistir. Bu kapsamda, hâlin bütün sartlarına göre sözlesmeyle daha sıkı iliskili bir hukukun bulunması hâlinde sözlesme, bu hukuka tâbi olacaktır (MÖHUK m. 24/4). 

4. Sözlesmeye Uygulanacak Hukukun Kapsamı Dısında Kalan Konular Sözlesmeye uygulanacak hukuk her ne kadar sözlesmenin doğumundan sona ermesine kadar her yerde uygulanacak olsa bile; tarafların ehliyetine, sözlesmenin sekline uygulanacak hukuk gibi, bazı konular sözlesmeden doğan borç iliskisine uygulanacak olan hukukun kapsamı dısında kalmaktadır. Yine kamu düzeni ve doğrudan uygulanan kurallar da uygulanacak olan hukuka bir sınır getirmektedir. 

Sözlesmeyi yapan tarafların ehliyeti konusunda ilgilinin milli hukuku uygulanacaktır. Konu MÖHUK’un 9 uncu maddesinde düzenlenmistir. Buna göre; hak ve fiil ehliyeti ilgilinin millî hukukuna tâbidir. Millî hukukuna göre ehliyetsiz olan bir kisi, islemin yapıldığı ülke hukukuna göre ehil ise yaptığı hukukî islemle bağlıdır. Aile ve miras hukuku ile baska bir ülkedeki tasınmazlar üzerindeki aynî haklara iliskin islemler bu hükmün dısındadır. Tüzel kisilerin veya kisi veya mal topluluklarının hak ve fiil ehliyetleri, statülerindeki idare merkezi hukukuna tâbidir. Ancak fiilî idare merkezinin Türkiye'de olması hâlinde Türk hukuku uygulanabilir. Statüsü bulunmayan tüzel kisiler ile tüzel kisiliği bulunmayan kisi veya mal topluluklarının ehliyeti, fiilî idare merkezi hukukuna tâbidir. 

Bu kapsamda enerji sektöründe yapılan ve yabancılık unsuru tasıyan özel hukuk sözlesmelerinde, sözlesmenin taraflarının, bu sözlesmeyi yapmaya ehil olup olmadıkları konusunda milli hukukları uygulanacak, kendi millî hukukuna göre ehil olmasa bile, islemin yapıldığı ülke hukukuna göre ehil ise yine yaptığı sözlesme ile bağlı olacaktır. Taraflar tüzel kisi ise veya kisi veya mal topluluğu ise statülerindeki idare merkezi hukuku uygulanacaktır (Örneğin Ana Sözlesmelerin de yazılı olan idare merkezi neresi ise onun hukukunun ya da 
tüzüklerinde yazılı olan idare merkezi neresi ise oranın hukukunun uygulanması gibi) Ancak statülerindeki idare merkezi farklı olmakla birlikte, fiilî idare merkezinin Türkiye'de olması hâlinde Türk hukuku uygulanabilecektir. Statüsü bulunmayan (örneğin anasözlesmesi, tüzüğü olmayan) tüzel kisiler ile tüzel kisiliği bulunmayan kisi veya mal topluluklarının ehliyeti konusunda ise, fiilî idare merkezi hukuku uygulanacaktır. 

Enerji sektöründe yapılan ve yabancılık unsuru tasıyan özel hukuk sözlesmelerinin seklinin tabi olacağı hukuka bakıldığında ise bu sözlesmeler ya yapıldıkları ülke hukukunun veya o sözlesmenin esası hakkında yetkili olan hukukun maddî hukuk hükümlerinin öngördüğü sekle uygun olarak yapılabileceklerdir (MÖHUK m. 7). Örneğin Gürcistan’da yapılan ve sözlesmeden doğan uyusmazlıkların çözümünde esasa uygulanacak olan hukuk olarak Türk hukukunun kararlastırıldığı durumlarda, enerji satım sözlesmesi Gürcistan 
hukukunun bu sözlesme için aradığı sekil sartlarına uygun olarak yapılabileceği gibi, esasa uygulanacak hukuk olan Türk hukukunun aradığı sekil sartlarına uygun olarak da yapılabilecektir. 

Uygulanacak hukuk konusunda sınırlama getiren bir hüküm kamu düzeni ile ilgilidir. Eğer enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan borç iliskisine uygulanacak hukukun ilgili hükmü Türk kamu düzenine açıkça aykırılık olusturuyorsa uygulanmayacak, gerekli görülen hâllerde, Türk hukuku uygulanacaktır (MÖHUK m. 5). 

Örneğin astronomik tazminatların kabul edildiği, kisinin ekonomik olarak tükenmesine yol açacak kuralların olduğu bir hukuk sisteminin uygulanması söz konusu ise, somut uyusmazlıkta uygulanacak olan kurallar kamu düzeni engeli ile karsılasabilir. 

Doğrudan uygulanan kurallar ise kamu düzeninden farklıdır. Kamu düzeninde öncelikle uygulanması gereken yabancı bir hukuk bulunmaktadır. Bu hukukun ilgili hükmü kamu düzenine açıkça aykırılık olusturuyorsa uygulanmamaktadır. Doğrudan uygulanan kurallar ise devletin, güvenlik, asayis, politik, sosyal, ekonomik gerekçeler gibi çesitli nedenlerden dolayı koymus olduğu ve daha çok kamu hukuku alanında görülmekle birlikte özel hukuk alanında da bulunan, yabancı ya da vatandas ayırımı yapılmadan herkese uygulanması öngörülen kurallardır. Bu kuralların bir listesi bulunamakla birlikte, düzenleme amacı ve uygulama alanı dikkate alınarak bir kuralın doğrudan uygulanan kural olup olmadığı somut olaya göre belirlenmektedir. Her alanda bu kurallara rastlanabilmektedir. Örneğin dıs ticaret hukuku, tüketici hukuku, is hukuku, rekabet hukuku alanlarında olduğu gibi. Türk hukukunda doğrudan uygulanan kuralla düzenleme yapılan bir konuda yabancı bir hukukun uygulanması söz konusu olmaz. Direk Türk hukukundaki doğrudan uygulanan kuraluygulanarak olay çözümlenir. 

MÖHUK’ta doğrudan uygulanan kuralla ilgili iki yerde düzenleme yapılmıstır. Dlki Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarıdır, ikincisi ise üçüncü bir devletin doğrudan uygulanan kurallarıyla ilgilidir. Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarıyla ilgili hükme göre; yetkili yabancı hukukun uygulandığı durumlarda, düzenleme amacı ve uygulama alanı bakımından Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarının kapsamına giren hâllerde Türk hukukundaki kural uygulanır (MÖHUK m. 6). 

Diğer düzenleme ise sözlesmelerle ilgili kısımda yapılmıstır. Sözlesmeden doğan iliskinin tâbi olduğu hukuk uygulanırken, sözlesmeyle sıkı iliskili olduğu takdirde üçüncü bir devletin hukukunun doğrudan uygulanan kurallarına etki tanınabilir. Söz konusu kurallara etki tanımak ve uygulayıp uygulamamak konusunda bu kuralların amacı, niteliği, muhtevası ve sonuçları dikkate alınır (MÖHUK m. 31). Örneğin, sözlesme ile sıkı iliski içerisindeki üçüncü bir ülkenin ithalat-ihracat yasağı sonucu tarafın veya tarafların edimlerinin ifası imkânsız hale gelmisse hakim, var olan bu somut durum için üçüncü devletin doğrudan uygulanan kurallarına etki tanınıp tanınmayacağına karar verecektir. 

Enerji sektöründe yapılacak özel hukuk sözlesmelerinde de Türk hukukundaki doğrudan uygulanan kuralların dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda, doğrudan uygulanan kurallarla düzenlenen konularda yabancı bir hukukun uygulanması mümkün olmayacak, Türk Hukuku’ndaki doğrudan uygulanan kurallar direkt uygulama alanı bulacaktır. Enerji sektöründeki doğrudan uygulanan kurallara örnek olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurul’nun yetkisi kapsamında, bir kamu otoritesi olarak yaptığı islemler verilebilir. 

Sonuç 

Kapsamında kömür, petrol, doğal gaz, elektrik, günes, rüzgar, jeotermal, biyoyakıt, hidrolik, nükleer enerji ve hidrojen enerjisi gibi bir çok farklı enerji türü bulunan enerji sektörü kapsamında yapılan özel hukuk sözlesmeleri, her bir enerji türünün kendine özgü özelliklere sahip olması sebebiyle çesitlilik göstermektedir. Enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıklar tahkim yoluyla ya da mahkeme yoluyla çözümlenebilmektedir. 

Enerji sektörüyle ilgili, Türkiye’nin taraf olduğu ve Anayasanın 90 ıncı maddesi kapsamında iç hukuka aktarılan çesitli anlasmalar bulunmaktadır. Bu anlasmalara örnek olarak Enerji Sartı Anlasması ve ICSID verilebilir. Dç hukuka baktığımızda enerji piyasasına iliskin düzenlemelerin enerji türüne göre ayrı kanunlarla düzenlendiği, çesitli ikincil mevzuatın da olduğu ve bu mevzuatın dağınık bir sekilde yer aldığı görülmektedir. 

Enerji sektöründe, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teskilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Doğal Gaz Piyasası Kanunu, Petrol Piyasası Kanunu, Sıvılastırılmıs Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu ile kendisine verilen görevleri ifa etmek ve yetkileri kullanmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olusturulmus; enerji piyasasında bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanması amaçlanmıstır. 

Enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıkların hem tahkim yoluyla hem de mahkeme yoluyla çözümlenmesi mümkün olabilir. Uyusmazlığın tahkim yoluyla çözümlenebileceği, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlasma hükümlerinde yer alabileceği gibi; taraflarca, aralarında yaptıkları enerji sektörüne iliskin özel hukuk sözlesmelerine koyacakları tahkim sartı veya ayrı bir tahkim sözlesmesi ile de kararlastırılabilir. Örneğin, enerji sektörüyle ilgili olarak Enerji Sartı Anlasması’nın 26. maddesinde yer alan tahkim sartı gibi. 

Enerji sektörü ile ilgili yapılan ve yabancılık unsuru tasıyan özel hukuk sözlesmesinden doğan uyusmazlıkta taraflar, aralarındaki uyusmazlığın tahkim yoluyla değil de mahkeme yoluyla çözümlenmesini tercih edebilirler. Yabancılık unsuru tasıyan bir olayda mahkemelerin milletlerarası yetkisi konusunu düzenleyen MÖHUK m. 40’da Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının tayin edeceği belirtilmektedir. Bu bağlamda enerji sektöründe yapılan ve yabancılık unsuru tasıyan özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıklarda HMK kapsamında genel yetkili mahkeme ve sözlesmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkili olacaktır. Ayrıca taraflar, enerji sektörü ile ilgili yaptıkları özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıklarda yer itibariyle yetkili bir Türk mahkemesinin olmadığı, bu nedenle de milletlerarası yetkinin de doğmadığı hallerde yetki anlasması ile Türk mahkemelerini yetkili kılabilecekleri gibi; yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği, yabancılık unsuru tasıyan ve borç iliskilerinden doğan uyusmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda da anlasabileceklerdir. 

Enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinden doğan uyusmazlıklarda uygulanacak hukukun tespit edilmesi için subjektif ve objektif olmak üzere iki yöntem vardır. Subjektif yöntemde taraflar MÖHUK’da düzenlenen hükümler uyarınca uygulanacak hukuku kendi iradeleriyle belirlemektedirler. Objektif yöntemde ise taraflar subjektif olarak uygulanacak hukuku belirlemedikleri için hakim uygulanacak hukuku MÖHUK hükümlerine göre re’sen tespit edecektir. Bu hususta karakteristik edimin belirlenmesi önem tasımakta ve enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerinde her sözlesme türü için ayrı ayrı bu tespitin yapılması gerekmektedir. 

Sözlesmeden doğan borç iliskilerine uygulanacak hukuk kapsamı dısında kalan tarafların ehliyetine ve sözlesmenin sekline uygulanacak hukuka iliskin hususlar ehliyeti düzenleyen MÖHUK m. 9 ve sekle iliskin olan MÖHUK m. 7 uyarınca belirlenecektir. 

Uygulanacak hukuka iliskin iki sınırlama mevcuttur. Bunlar: Kamu düzeni ve doğrudan uygulanan kurallardır. Enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözlesmelerin den doğan borç ilişkisine uygulanacak hukukun hükümleri, Türk kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturuyorsa MÖHUK m. 5 uyarınca uygulan  mayacak ve gerekli görülen hallerde Türk hukuku uygulanacaktır. Diğer sınırlamaya göre de Türk hukukunda doğrudan uygulanan kuralla düzenleme yapılmıs bir konuda MÖHUK m. 6 uyarınca yabancı hukuk uygulanmayacaktır. Enerji sektöründe yapılan özel hukuk sözleşmelerinde genelde tahkim yoluna başvurulduğu, uygulanacak hukukun seçildiği; yine mahkeme yoluna basvurulsa dahi uygulanacak hukuk konusunda tarafların aralarındaki sözlesmeye hüküm koydukları görülmektedir. Bu nedenle de devlet yargısı yerine özellikle büyük çaplı uyusmazlıklarda tahkim yolunun tercih edildiği söylenebilecektir. 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder