18 Şubat 2017 Cumartesi

GÜRCİSTAN ÜZERİNDEKİ ABD-RUSYA REKABETİ VE ENERJİ POLİTİKALARI BÖLÜM 1




GÜRCİSTAN ÜZERİNDEKİ ABD-RUSYA REKABETİ VE ENERJİ POLİTİKALARI, BÖLÜM1 


DOĞU AKDENİZ’DE ENERJİ DENKLEMİ VE OLASI YAN ETKİLERİ,

Çağlar ÖZER*1 
*Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Öğrencisi 

Özet 

Enerji politikası, ülkelerin dıs politika hedeflerini saptayan önemli bir faktördür. Enerji politikasının önemli bir parçası olan Enerji Güvenliği 1970’li yıllarda petrol krizi ile ortaya çıkmıs, soğuk savasın sona ermesi, Körfez savasları ve 11 Eylül saldırılarıyla hız kazanan güvenlik problemini ortaya çıkarmıstır. Enerji fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalar, enerji arz kesintileri, enerji üretilen ve iletim hatları üzerinde bulunan ülkelerin siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkları gibi faktörler ülkelerin enerji politikalarının belirlenmesinde  önemli etkenler haline gelmislerdir. Enerji kaynakları ve bu kaynakların tasınmasını sağlayan bölgeler üzerinde hakimiyet kurma, dıs politikada etkin rol alma dürtüsü küresel güçler  arasında enerji rekabetini artıran unsurlardır. Enerjiye olan talebin artmasıyla enerji kaynaklarına sahip olmak, üretimini sağlamak ve ulastırılmasını kontrol altına almak küresel  güçlerin temel amaçları arasında yer almaktadır. Gürcistan jeopolitik konumu açısından küresel güçler için büyük önem arz etmektedir. Bu çalısmanın amacı Gürcistan’ın  jeopolitiğini, enerji kaynaklı olarak ABD-Rusya ile AB’nin bölgedeki politikalarını ve nüfus mücadelelerini incelemek, ayrıca bu mücadelenin Türkiye’ye olan etkilerini analiz etmektir. 

Anahtar Kelimeler: Enerji, Güvenlik, Türkiye, Nüfuz Mücadelesi, Küresel Güçler, Gürcistan, Çağlar ÖZER,

Giriş 

Soğuk savasın sona ermesinin ardından devletlerarası mücadele ideolojik olmaktan çıkmıs ve ekonomik güç mücadelesine dönmüstür. Bu rekabette öne çıkan unsurlar Enerji, Enerji kaynaklarına sahip olmak ve Enerji Ulasımını kontrol altına almak olmustur. Gürcistan, sahip olduğu jeopolitik konumu nedeniyle, özellikle de Hazar enerji kaynaklarının batı pazarına tasınmasındaki enerji koridorlarındaki kilit ülke konumunda olması nedeniyle küresel ve bölgesel güçlerin mücadelesine sahne olmaktadır. Enerjiye olan talebin artmasıyla 
enerji kaynaklarına sahip olmak, üretimini sağlamak ve ulastırılmasını kontrol altına almak küresel güçlerin temel amaçları arasında yer almaktadır. Avrasya bölgesinin zengin enerji kaynakları küresel güçlerin bu bölge üzerinde nüfuz etme mücadelesine yol açmıstır. Rusya sahip olduğu enerji kaynaklarıyla birlikte Avrasya bölgesindeki ülkelerin enerji kaynaklarının tasınma yolları üzerinde bulunması nedeniyle bölge üzerinde yeni bir güç merkezi olmustur. ABD; bölgedeki zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip ülkelere yakınlasması ile bir yandan Orta Doğu ülkelerine olan bağımlılığını azaltmak diğer yandan ise Avrasya enerji kaynakları ve boru hatları üzerinde söz sahibi olmak istemektedir. Gürcistan jeopolitik konumu açısından Rusya için büyük önem arz etmektedir. Rusya, Sovyet döneminde olduğu gibi bu ülke üzerinde yeniden hâkim bir konuma geçmek istemektedir. ABD’nin Gürcistan üzerindeki öncelikli amacı ise Rusya’nın yeniden etkinlik kazanmasını önlemek ve Rusya’nın tek basına bölgede hâkim olmasına olanak tanımamaktır. AB ise Rusya’ya olan enerji 
bağımlılığını azaltmak için Hazar ve çevresi enerji kaynaklarının batıya aktarılmasında önemli bir konuma sahip olan Gürcistan’ı maddi ve siyasi olarak desteklemektedir. ABD’nin Hazar Denizi ve çevresindeki enerji kaynaklarını Rusya sınırları dısında bir bölge üzerinden dünya pazarlarına tasımak istemesi ve bunun sadece Gürcistan üzerinden geçecek bir hatla mümkün olması ABD ve Rusya arasında Gürcistan üzerinde yasanan güç mücadelesinin en önemli nedenidir. Rusya günümüzde “Yakın Çevre” politikası çerçevesinde Gürcistan’ı 
yeniden kendi nüfuzu altına almaya çalısmaktadır. ABD, Rus baskılarına karsı Gürcistan’ı koruyan güç konumundadır. Ayrıca AB’de Gürcistan’ı desteklemekte, siyasi ve iktisadi olarak Rus baskısına karsı korumaktadır. Günümüzde Gürcistan üzerine yasanan ABD, AB ve Rusya arasındaki güç mücadelesi bu sekilde cereyan etmektedir. 

1. Gürcistan 

1.1.Gürcistan’ın Konumu Ddari ve Sosyo-Ekonomik Yapısı 

Gürcistan, Karadeniz kıyısında, Rusya ile Türkiye arasında yer alan tampon ülke konumundadır. Gürcistan’ın yüzölçümü 69.700 km2 dir. Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve Türkiye, Gürcistan’a komsu olan ülkelerdir. Karadeniz’de olan kıyısı 310 km’dir.2 Gürcistan Cumhuriyeti topraklarında ana ülke ile Abhazya ve Acara Özerk Cumhuriyetleri, Güney Osetya Özerk Bölgesi ve 9 yönetsel bölge bulunmaktadır.3 Ülke nüfusu yaklasık olarak 4,5 milyondur.4 

Gürcistan, Ukrayna - Karadeniz - Azerbaycan - Hazar - Orta Asya Hattı, Türkiye - Rusya Hattı, Rusya -İran Hattı ve Türkiye - Azerbaycan - Hazar -Orta Asya Hattı üzerinde bulunan birçok ülkeyi birbirine bağlayan transit ülke konumundadır. Gürcistan, Doğu - Batı ve Kuzey -Güney yönlü enerji nakil hatlarının kesisme noktasında yer almaktadır.6 Gürcistan’ın sahip olduğu bu jeopolitik konum küresel güçlerin ilgisini çekmekte ve Gürcistan’a yönelik etkin politikalar izlemelerine yol açmaktadır. 

Gürcistan’ın etnik yapısına baktığımızda; ülke nüfusunun % 70’ini Gürcülerin, % 8’ini Ermenilerin, % 6’sını Rusların geri kalanının Acarların, Abhazların, Osetlerin ve diğer bazı küçük grupların olusturduğunu görürüz. 5 

Gürcistan nüfusunun % 84’ü Hıristiyan -Ortadoks, %10’u Müslüman, % 4’ü Ermeni , % 2’si diğer dinlere mensuptur.6 

GSMH; 2009 yılında, 10.649 milyon dolar, 2010’da 1.277 milyon dolar, 2011’de 

14.016 milyon dolar, 2012’de ise 15.726 milyon dolar olmustur.7 Gürcistan ekonomisi turizm, tarım, madencilik ve sanayi sektörüne dayanmaktadır. 
Gürcistan’ın ihracat miktarı 2012 yılı verilerine göre 2.377 milyon dolardır. Gürcistan’ın ihracat yaptığı ülkeler arasında % 52,4’lük oranla Azerbaycan ilk sırayı almaktadır; Azerbaycan’ı sırasıyla Ermenistan, ABD, Ukrayna ve Türkiye izlemektedir. Gürcistan’ın ithalat miktarı ise 7.842 milyon dolardır. Gürcistan’ın ithalat yaptığı ülkeler arasında % 17,8’lik oranla Türkiye ilk sırayı almaktadır. Türkiye’yi sırasıyla Azerbaycan, Ukrayna, Çin ve Rusya izlemektedir.8 

1.2. Gürcistan’ın Sosyo -Politik Yapısı 

9 Nisan 1991 tarihinde Gürcistan S.S.C.B içerisinde Baltık ülkelerinden sonra ilk bağımsızlığını ilan eden ülke olmustur.9 

1992 Ekim’inde yapılan seçimlerde Sevardnadze oyların %90’ını alarak Meclis Baskanı seçilmis ve dolayısıyla Devlet Baskanı olmustur. 

Sevardnadze göreve geldiğinde, ülke içerisinde yasanan çatısmaları durdurmak, çatısmaların ileri boyutlara ulasmasını önlemek için birtakım tedbirler almıs, bu doğrultuda toplumun her kesimini ve ülke içindeki azınlıkları kucaklayan barısçıl politikalar izlemeye baslamıstır.10 

90’lı yılların ikinci yarısında ABD Hazar Denizi ve çevresindeki enerji kaynaklarını, Ortadoğu enerji kaynaklarına alternatif olarak görmeye baslamıstır. ABD’li yetkililer Hazar enerji kaynaklarının batılı pazarlara aktarılmasında kilit rol oynayan Gürcistan’a yönelik ilgilerini de arttırmıstır. 

Sevardnadze, dıs politika alanında Rusya’yı dengeleyebilmek için ABD ve Batılı kurumlarla olan iliskilerine önem vermeye baslamıstır. 90’lı yılların ikinci yarısında Sevardnadze dıs politika alanında ABD ve Rusya arasında izlediği denge politikasıyla ön plana çıkmıstır. 1990’lı yılların ikinci yarısından sonra küresel güçler arasında Gürcistan üzerinde güç mücadelesi özellikle enerji alanında kendini göstermeye baslamıstır. 

4 Ocak 2004 tarihinde yapılan devlet baskanlığı seçimlerinde Mihail Saakasvili oyların % 97’sini alarak Devlet Baskanı olmustur.11 

Seçimlerde ABD, Gürcistan üzerinde daha hâkim bir konuma sahip olabilmek için kendi çıkarlarını göz önünde bulunduracak kadroların iktidara gelmesini istemis ve bunun için batı yanlısı olan Saakasvili’yi desteklemistir. ABD bu güç mücadelesinde Ocak 2004’teki seçimleri Saakasvili’nin kazanmasıyla bir avantaj kazanmıstır. Fakat bu gelisme sonrasında Rusya, Gürcistan’daki ayrılıkçı bölgelere desteğini arttırarak, Saakasvili Hükümetini zor durumda bırakmaya ve ülke içerisinde istikrarın sağlanmasına engel olmaya çalısmıstır. Gürcistan üzerinde Rusya ve ABD arasında kıran kırana bir güç mücadelesi baslamıstır. Bunun son göstergesi Gürcistan üzerindeki etkinliğini kaybeden Rusya’nın, 2008 yılında Gürcü ordusunun Güney Osetya’ya girmesi üzerine Gürcistan’a savas açmasıdır. 

Rusya açısından savasın ana maksadı; Rusya’nın Güney Osetya’yı kontrol altına alma, Abhazya’daki konumunu güçlendirme ve Gürcistan’ın son yıllarda gelisen askeri potansiyeline ağır bir darbe vurmaktı. Rusya savas sonrasında bir anlamda bu hedeflerine ulasmıstır.12 

Diğer yandan Rusya bu saldırılarıyla, Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO’ya üyeliklerinin ileri bir tarihe ertelenmesine yol açmıs, Batılı ülkelere Gürcistan’ın güvenilir bir enerji koridoru olmadığı, Gürcistan’a ise ABD ve AB desteğine güvenip hareket etmemesi gerektiği mesajını vermistir. Ayrıca Rusya’nın bu müdahalesi diğer Güney Kafkasya ülkelerine, “Yakın Çevre ülkelerine” bir uyarı olmustur.13 

1.3. Gürcistan’ın İç Sorunları 

Gürcistan’ın iç sorunlarını bes baslık altında toplayabiliriz. Buna göre bu baslıklar: 

Abhazya Sorunu, Güney Osetya Sorunu, Acaristan Sorunu, Pankisi Vadisi Sorunu ve Rus Askeri Üsleri Sorunu olarak sıralanır. Gürcistan’ın iç sorunlarının da hepsi Rusya’yla bağlantılıdır. Özellikle Rusya ayrılıkçı bölgelerle ilgili sorunları, donmus çatısma alanlarını Gürcistan üzerindeki hâkimiyetini, etkinliğini devam ettirebilmek için bir koz olarak kullanmaktadır. 

1.3.1. Abazya Sorunu 

Abhazya Sorunu’nun temelinde Abhazya’nın statüsünün ne olacağı hususu yatmaktadır. Abhazlar tam bağımsızlık isterken; Gürcüler, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü korumaya çalısmakta ve federasyon-konfederasyon sistemine sıcak bakmaktadırlar. 

1.3.2. Güney Osetya Sorunu 

Güney Osetya Sorunu kısaca; Gürcistan topraklarında yer alan Güney Osetya’nın, Rusya Federasyonu içerisinde yer alan Kuzey Osetya ile birlesip, Rusya’nın egemenliği altına girmek istemesi ve Gürcistan’ın bu talebe karsı çıkması olarak tanımlanabilir. 

1.3.3. Acara Sorunu 

Rusya’nın örtülü olarak Acara Özerk yönetimini desteklemesi nedeniyle Gürcistan yönetimi ile Acara Özerk Cumhuriyeti arasında mevcut problemler devam etmekle birlikte, kısa dönemde siyasi bakımdan büyük çaplı bir sorunun yasanmasına neden olabilecek bir gelisme beklenmemektedir.14 

1.3.4. Pankisi Vadisi Sorunu 

Pankisi Vadisi Tiflis’in 190 km kuzeydoğusunda, Gürcistan -Çeçenistan sınırında yer alan 65 km uzunluğundaki bir vadidir. 11 Eylül sonrasında, 2002 yılının Subat ayında ABD’nin El-Kaide teröristlerinin de Pankisi Vadisi’nde eğitim gördüklerini açıklaması üzerine, Pankisi Vadisi hem Rusya’nın hem de ABD’nin ilgi odağı haline gelmistir. 

ABD, El-Kaide mensuplarının Pankisi Vadisi’nde olduğunu iddia ederek Gürcü birlikleri ile beraber vadide askeri operasyonlar düzenlemislerdir. ABD, Gürcistan’ın Pankisi Vadisi’nde devlet kontrolünü sağlayabilmesi için gerekli olan askeri mühimmat yardımında bulunmus ve Gürcü askerlerinin eğitimini üstlenmistir. ABD “2002 Eğitim ve Donatım Programı” çerçevesinde Amerikan ordusu mensubu 200 özel kuvvet askerini, Gürcistan ordusuna yardım etmeleri ve eğitim vermeleri için göndermistir.15 

1.3.5. Rus Askeri Üsleri Sorunu 

Rusya’nın Gürcistan topraklarındaki askeri üsleri, iki ülke arasındaki iliskilerde gerginliğe neden olmakta ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir. 

Gürcistan’daki Rus askeri varlığı iki sekilde gözlenmektedir. Buna göre Rusya anlasmalar yoluyla, Sovyet dönemindeki Gürcistan’da yer alan askeri üsler üzerinde kullanım hakkı kazanmıs, diğer yandan ayrılıkçı bölgeler, Abhazya ve Güney Osetya’da barısı sağlama amacıyla varılan anlasmalar sonucunda bu bölgelerde Rus Barıs Gücü askerlerini konuslandırmıstır.16 

2. Enerjinin Jeopolitikası 

Enerji politikası, ülkelerin dıs politika hedeflerini saptayan önemli bir faktördür. Enerji politikasının önemli bir parçası olan Enerji Güvenliği 1970’li yıllarda petrol krizi ile ortaya çıkmıs, soğuk savasın sona ermesi, Körfez savasları ve 11 Eylül saldırılarıyla hız kazanan güvenlik problemini ortaya çıkarmıstır. 

Enerji fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalar, enerji arz kesintileri, enerji üretilen ve iletim hatları üzerinde bulunan ülkelerin siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkları gibi faktörler ülkelerin enerji politikalarının belirlenmesinde önemli etkenler haline gelmislerdir. 

Enerji kaynakları ve bu kaynakların tasınmasını sağlayan bölgeler üzerinde hakimiyet kurma, dıs politikada etkin rol alma dürtüsü küresel güçler arasında enerji rekabetini artıran unsurlardır. 

Enerjiye olan talebin artmasıyla enerji kaynaklarına sahip olmak, üretimini sağlamak ve ulastırılmasını kontrol altına almak küresel güçlerin temel amaçları arasında yer almaktadır. 

Enerji politikaları içerisinde çok uluslu sirketler devletlerden daha fazla rol almaktadır. Sahip oldukları ekonomik güç ve uluslararası bağlantıları kullanarak gerek ticari anlamda gerekse devletler üzerinde siyasi nüfuzları anlamında etkin bir rol oynamaktadırlar. 

Soğuk savasın sona ermesiyle devletlerarası mücadele ekonomik rekabete dönmüstür. Bu rekabetin de stratejik unsuru ‘’Enerji‘’ olmustur. Avrasya bölgesinin zengin enerji kaynakları küresel güçlerin ilgisini çekmis, bu enerji kaynaklarının kullanımı ve tasınması projeleri rekabet unsuru olmustur. 

Türkiye, doğusundaki zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarını batıya tasıyabilecek doğal bir koridor ve aynı zamanda geçis yolları üzerinde kavsak görevine sahiptir. 

Avrasya’nın önemli enerji kaynaklarına sahip ülkeler, sermaye yetersizliği ve teknolojilerini revize edememeleri nedeniyle kaynaklarını isletebilecek ekonomik potansiyele sahip olamamıslardır. Zengin petrol ve doğalgaz yataklarını değerlendirilebilecekleri ve ulasımını rahatlıkla sağlayacakları açık denizin bulunmaması en büyük engeldir.17 

3. Bölgesel ve Küresel Aktörlerin Gürcistan’daki Nüfuz Mücadelesi 

Avrasya bölgesinin zengin enerji kaynakları Rusya, Dran, Çin, ABD, AB ve diğer güçlerin bu bölge üzerinde nüfuz etme mücadelesine yol açmıstır. Rusya sahip olduğu enerji kaynaklarıyla birlikte Avrasya bölgesindeki ülkelerin enerji kaynaklarının tasınma yolları üzerinde bulunması nedeniyle bölge üzerinde yeni bir güç merkezi olmustur. 

ABD; bölgedeki zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip ülkelere yakınlasması ile bir yandan Orta Doğu ülkelerine olan bağımlılığını azaltmak diğer yandan ise Avrasya enerji kaynakları ve boru hatları üzerinde söz sahibi olmak istemektedir. 

ABD; Soğuk savasın sona ermesiyle bölgede daha önce sahip olmadığı bir hareket serbestisine sahip olmustur. Bölge devletlerinin dünya ile bütünlesmesini sağlama, serbest piyasa ekonomisinin gereklerini yerine getirme, bölgede enerji kaynaklarının çıkarılması ve nakli konusunda kendi sirketlerinin menfaatleri konusunda hareket etme odaklı bir dıs politika izlemektedir. 

AB; enerji güvenliğini sağlamak için enerji çesitliliğini gerçeklestirmek, bunun yanında hem kaynaklarının sınırlı olması hem de petrolde Orta Doğuya doğalgazda ise Rusya’ya büyük ölçüde bağımlı olması nedeniyle Avrasya bölgesinin enerji kaynaklarına yönelmistir. 

Rusya; Kendi enerji kaynaklarının yanı sıra bölgenin enerji kaynaklarının batılı piyasalara ulastırılmasında kendi boru hatlarının kullanılmasını sağlayarak bölge üzerinde hakimiyet ve etkinlik sağlamayı, bölgede istikrarı sağlamayı, zengin kaynaklardan yararlanmayı, yabancı güçlerin bölgeye girmesini engellemeyi ve bölgedeki ABD varlığını zayıflatmayı amaçlamaktadır. 

Türkiye enerji konusunda hem stratejik bakımdan bir geçis ülkesi hem de enerji pazarı olmaya aday bir ülkedir. Avrasya bölgesi enerji kaynaklarının batı pazarlarına iletilmesini sağlayan doğu -batı enerji koridorunun olusturulması için bir köprü görevi üstlenmistir. 

Avrasya bölgesi petrol ve doğalgaz kaynaklarının Rusya ve Dran’ı by -pass ederek Orta Asya, Hazar, Gürcistan ve Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara 
sunulmasını sağlayan projelere ABD ve Türkiye’nin desteği ile girisilmistir. 

Enerji tedariki konusunda büyük oranda dısa bağımlı olan Türkiye özellikle son dönemde Avrasya bölgesi enerji kaynakları üzerinde yoğunlasmıstır. Geçmisten gelen kültürel ve tarihi bağlar nedeniyle yeni bağımsız devletlere karsı model olma sorumluluğu tasıyan Türkiye diğer ülke ve bölgelerle rekabet içerisine girerek politikalarını şekillendirmeye çalışmaktadır.18 


2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder