18 Şubat 2017 Cumartesi

AKDENİZ'E YAYILAN ASKERİ GÜÇ VE ENERJİ PARADOKSU, BÖLÜM 2




  AKDENİZ'E YAYILAN ASKERİ GÜÇ VE ENERJİ PARADOKSU, BÖLÜM 2


    Bunlara ilave olarak, AB’nin bir havuzda toplama ve paylasma konseptine uygun birçok alt bölgesel ve iki taraflı gayreti söz konusudur. Bunlar arasında Fransa-İngiltere güvenlik ve savunma isbirliği anlasması öne çıkmaktadır. Yeteneklerin ortak kullanılmasına iliskin bir baska alt bölgesel isbirliği örneği ise, Kuzey Ülkeleri Savunma İsbirliği (NORDEFCO) girisimidir. Kuzey ülkelerinin savunma kapasitesini artırmayı amaçlayan söz konusu girisim, deniz kapasitesini artırmaya yönelik Baltık Denizi’nde Deniz Gözetleme İsbirliği (SUBSAC) projesini yürütmektedir. Avrupa Amfibi Girisimi (EAI) ise, İtalya-İspanya, İngiltere-Hollanda ve Fransa amfibi güçleri arasında yakın iliskiler olusturmak, AB 
ve NATO operasyonlarında görevlendirilecek söz konusu güçlerin yeteneklerini gelistirmek için 2000 yılında baslatılmıstır. Avrupa Müsterek Çalısabilir Tasıyıcı Grup Girisimi (ECGII), Avrupa’nın amfi harekat ve nükleer operasyonlarda birlikte çalısılabilirliliğini artırmayı hedeflemektedir. Bu eylemlerin temel gerekçesi AB ve NATO görevlerinde daha hızlı ve etkili mevzilenme imkanı sağlamaktır. 

AB’nin NATO ile askeri isbirliği, 1999 yılında Vasington Zirvesi’yle baslamıstır. 17 Mart 2003 tarihinde NATO ve AB arasında “Berlin Plus” olarak tanımlanan isbirliği anlasması imzalanmıstır. Bu anlasmayla AB, kendi kriz yönetimi görevlerinde NATO’nun operasyonel planlaması dahil, ortak yetenek ve varlıklarını kullanabilecektir. Ancak belirtmek gerekir ki pratikte AB-NATO isbirliği pek çok alanda iyi yürümemektedir. 

Akdeniz’e Yayılan Askeri Güç;

Aşağıdaki Tablolar açık kaynak istihbaratıdır. 

TABLO;



4- 2014 YILI DOĞU AKDENİZ ASKERİ GEMİ HAREKETLİLİĞİ 1

4- 2014 YILI DOĞU AKDENİZ ASKERİ GEMİ HAREKETLİLİĞİ 2


Sonuç 

Akdeniz’ de yakın gelecekte ortaya çıkacağı düsünülen sorunları sunlardır: 

1. Deniz Alanlarının Sınırlandırması, 
2. Sahildar Devletlerin ve Yönetimlerin Bölgeye Dliskin Tek Taraflı Fiîli Uygulamaları, 
3. Emniyet, 
4. Kültür Varlıkları, 
5. Çevre, 
6. Arama-Kurtarma, 
7. Gemi Seyrüsefer Güvenliği ve Serbestîsi 
8. Ticaret, terörizm ve suç örgütleri çatısması, 
9. Enerji ve Güvenlik Paradoksu. 

Akdeniz; deniz trafik yolları, enerji koridorunun merkezinde yer alması sebebiyle, dünya ticareti için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, Akdeniz’i kontrol etmek kadar bu coğrafyanın kıyısı olmayan devletlerin kontrolüne girmesinin beraberinde getireceği dengeleri de göz önünde tutmak gerekir. 

Akdeniz’in bu jeostrateik durumu, onu, birçok asimetrik risk ve tehdide karsı hassas bir bölge niteliğine büründürmüstür. Bölgede yasanan son gelismeler Doğu Akdeniz’de güvenliği ortaya çıkarmaktadır. 

Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında, “deniz sınırlarının tek taraflı olarak saptanamayacağı ve yapılacak sınırlandırmanın hakkaniyete uygun bir sonuca ulasmak üzere gerçeklestirilmesi gerektiği” ilkesi benimsenmelidir. Akdeniz’in yarı kapalı deniz statüsünde olması, yapılacak sınırlandırmada bölgenin niteliğine uygun olarak özel kuralların uygulanmasını gerektirdiği için oldukça önemlidir. 

Özellikle, Karadeniz ve Hazar bölgesinde üretilen petrolün boru hatları aracılığıyla dünya piyasalarına tasınması, Akdeniz’in deniz emniyet ve güvenliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu sebeple bir an evvel, Akdeniz’de deniz yetki alanlarını belirlemeli ve etkin ve önleyici güvenlik kurallar olusturulmalıdır. 

Bugün baslayan ve gelecek On yılda devam edecek olan bölgedeki etkili devletlerin yönetim sekillerindeki değisim, bölgedeki kriz yayını değisim yayına çevirebilir. Bu kapsamda olağandısı ve hızlı gelismeler göz ardı edilmemelidir. 

Karadeniz, Kızıldeniz ve Körfez’de güvenlik konsepti Akdeniz’le daha çok iliskili hale gelmesi muhtemeldir. Gelecek on yılda Akdeniz’in güvenliğine yeni tehditler olusturabilecek nükleer santraller ortaya çıkabilecektir. Bu sebeple NATO ve AB Akdeniz için yeni güvenlik antlasmaları olusturacak, islevsel alanlarda isbirliği için girisimler 
artacaktır. 

Akdeniz sanayisi ve ticareti, küresellesmenin bir sonucu olarak deniz ticaret akısına daha fazla bağımlı hale gelmistir. Küresel etkilesimin artan önemi ve yoğunluğu korsanlık, terörizm ve suç örgütleri gibi yasadısı aktörlerin de büyümesini tesvik etmis; aynı zamanda farklı deniz bölgelerini birbirine bağlamıstır. 

Diğer taraftan, küresel gücün yayılımı küresel deniz dengesini önemli ölçüde değistirmistir. ABD’nin denizlerdeki üstünlüğü devam etmesine rağmen, gücü göreceli olarak azalmıs ve bazı deniz alanlarına girmesi, yükselen güçlerin karsı stratejileri nedeniyle kısıtlanmıstır. Konvansiyonel bir deniz çatısmasının meydana gelme riski düsük olmasına rağmen, bu değisen denge ülkeler arasındaki etkilesime tesir etmis ve yeni uyusmazlıklar yaratmıstır. 

Yükselen güçler, ABD boyunduruğundaki “Evrensel Ortak Varlıklar” görüsü veya Avrupa’nın çok taraflı yönetim görüsünü kabul etmek yerine, geleneksel devlet hükümranlığı çerçevesini ileri sürerek, daha fazla bağımsızlık ve egemenlik talep etmektedir. Bu durum, küresel deniz konularını ve deniz çevresinin korunmasına yönelik düzenleme girisimlerini karmasıklastırmakta; aynı zamanda yeni çatısmalara ve önemli çevre sorunlarına yol açabilecek denizlerde doğal kaynakların çıkarılması için tehlikeli bir yarısı tesvik etmektedir. 

Söz konusu gelismeler, AB’nin deniz komsularında ve deniz ikmal yollarında da önemli etkiler olusturmustur. Ekonomik kriz sebebiyle Akdeniz’e kıyısı olan Avrupa devletlerinin deniz asırı mevcudiyeti azalırken ve yumusak gücü körelirken, eski ve yeni dıs aktörler Akdeniz’de artan bir deniz mevcudiyeti sergilemektedir. İklim değisikliği, kirlilik ve asırı avlanma deniz çevresinin bozulmasına yol açmakta ve Akdeniz için yeni çatısmalar ve sorunlar yaratmaktadır. 

Bu gelismeler ısığında Akdeniz Devletlerince, deniz sorunlarının artan küresel doğasını dikkate alarak kapsamlı bir deniz güvenliği stratejisi gelistirmesi gerekmektedir. Bu kapsamda devletlerin; denizcilik politikası ile savunma politikası arasında daha büyük bir sinerji olusturması; stratejik önemi artan Kuzey Kutbu, Hint Okyanusu, Batı Afrika ve Güney Atlantik gibi alanlar için bölgesel deniz stratejileri baslatma imkanını arastırması; deniz komsularındaki deniz sınırı uyusmazlıklarını çözmek için daha aktif ve görünür bir rol alması gerekir. 

AB’nin ise bu uyusmazlıkların çözümünde Avrupa Komsuluk Politikası araçları ve Karadeniz Sinerjisi ile Akdeniz için Birlik gibi çok taraflı diyalogları kullanması; Güney Çin Denizi gibi uzak bölgelerdeki sınırlandırma uyusmazlıklarında taraf olmaması; küresel düzeyde çekisen Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya ve Türkiye gibi devletler ile deniz konularında daha iyi ikili iletisim kanalları gelistirmesi; deniz çevresinde Ortak Bilgi Paylasım Çevresi’nin gelistirilmesi gayretlerini artırarak, deniz sorunlarını izleme ve yanıt verme yeteneğinin gelistirmesi gerekir. 

DİPNOTLAR;

1 Lucius Caflish, “Maritime Boundaries, Delimitation”, EPIL, Vol. 11, (Law of the Sea-Air and Space), s. 212. 
2 Nelson, L.D.M. ‘The Role of Equity in the Delimitation of Maritime Boundaries’, America Journal of International Law , vol. 84, (1990), s. 837–858. 
3 Kurumahmut, A. “Ege’de Egemenliği Tartısmalı Adalar Sorunun Ortaya Çıkışı”, Ege’de Temel Sorun, Egemenliği Tartısmalı Adalar, (Kurumahmut, A. ed.), Ankara 1998, s. 4. 
4 Yücel, A. “Doğu Akdeniz’de Deniz Alanlarının Sınırlandırılması ve Türkiye” konulu tebliği, Deniz Hukuku Sempozyumu, 21-22 Haziran 2004, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ankara, s. 3. 
5 Sürdürülebilir kalkınma olgusunun kavramlarından biri olan “Küresel Kamu Malları (Global Public Goods)”, sürdürülebilir kalkınma ile ilgili olarak çevre, sağlık, bilgiye erisim, barıs, güvenlik ve insan hakları gibi 
konuları kapsamaktadır. Bununla birlikte çevre alanında çalısan bazı gruplar çevrenin “Küresel Kamu Malları” arasında ticari bir mal olarak değerlendirilemeyeceğini, onun yerine çevre konularıyla ilgili olarak “Küresel 
Ortak Varlıklar (Global Commons)” ifadesinin tercih edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. 
6 Hint Okyanusu Donanma Sempozyumu, Hint Okyanusu'na kıyısı olan devletlerin donanmaları arasında deniz isbirliğini artırmak amacı güden gönüllü bir girisim olup, 35 üyesi bulunmaktadır. 
7 Dünyada yaklasık 200 civarında boğaz ya da kanal bulunmaktadır. Fakat, bunlardan yalnızca çok azı petrol nakliyesinde önemli bir yere sahip olup, bu ana geçis noktaları “Tıkanma noktaları (Chokepoint)”olarak 
anılmaktadır. Tıkanma noktası deniz trafiğini (Özellikle petrol trafiğini) durdurmak için bloke edilebilecek veya kapatılabilecek bir kanal veya boğazı ifade eder. Bu noktalardaki problemler, küresel enerji güvenliği 
bakımından kritik sonuçlar doğurmaktadır. 
8 Avrupa Birliği Üye Ülkelerinin Dıs Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İsbirliği Ajansı, ya da Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi (Frontex), Avrupa Birliği üyesi ülkelerin komsularıyla olan sınırlarının korunmasını ve güvenliğini sağlamak amacıyla olusturulmus bir Avrupa Birliği kurumudur. Avrupa Birliği'nin birliğe üye olmayan komsu ülkelerle olan sınırlarının güvenliğinin sağlanması, ulusal sınır muhafızları arasında isbirliği yapılmasını ve sınırlarla ilgili risk analizleri olusturulması amacıyla kurulmustur. 


KAYNAKÇA 

“The Maritime Dimension Of CSDP: Geostrategic Maritime Challenges And Their Implications For The European Union” (http://bookshop.europa.eu/en/the-maritime-dimension-of-csdp-pbBB3213048/), 
Aslan Gündüz, “Kıta Sahanlığı Konusunda Yeni Gelismeler: Grönland – Jan Mayen ve Saint Pierre ve Miquelon Davaları”, Hukuk Arastırmaları, Cilt 8, Sayı:1-3, s. 563. 
Aslan Gündüz, “Kıta Sahanlığı Konusunda Yeni Gelismeler: Grönland – Jan Mayen ve Saint Pierre ve Miquelon Davaları”, Hukuk Arastırmaları, Cilt 8, Sayı: 1-3, s. 576. 
Aslan Gündüz, The Concept of the Continental Shelf in Its Historical Evolution (With Special Emphasis on Entitlement), Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1990, s.24-25 
Case Concerning Delimitation of the Maritime Boundary in the Gulf of Maine Area (Canada/United States of America), 12 October 1984, ICJ Reports, No. 67; International 
Boundary Cases: The Continental Shelf, Vol. 1, Grotius Publications Limited, 1992, s. 321-322. 
Case Concerning The Continental Shelf (Libyan Arab Jamahiriya/Malta), 3 June 1985, ICJ Reports, No.68; International Boundary Cases: The Continental Shelf, Vol. II, Grotius 
Publications Limited, 1992, s. 16-17 
Case Concerning the Continental Shelf (Tunisia v. Libyan Arab Jamahiriya), 24 February 1982, ICJ 1982, No. 63; International Boundary Cases: The Continental Shelf, Vol. II, Grotius Publications Limited, Cambridge, 1992, 
Delimitation of The Continental Shelf (United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland and The French Republic), 30 June 1977; International Boundary Cases: The Continental Shelf, Vol. I, Grotius Publications Limited, Cambridge, 1992, s. 161. 
Esen Arpat, “Ege Denizi Uyusmazlığının Birlesmiş Milletler Deniz Yasasının Kıta Sahanlığı Tanımlamasına ve Kıta Sahanlığı ve Özgül Ekonomik Bölge Sınırlandırmasına İliskin Yaklasımları Bakımından Drdelenmesi”, Yayımlanmamıs Özel Rapor, Mart 1997, s. 10. 
Ferit Hakan Baykal, Deniz Hukuku Çalısmaları, Alfa Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1998, s. 115. 
Francisco Orrego Vicuña, The Exclusive Economic Zone Regime and Legal Nature Under International Law, Cambridge University Press, Cambridge, 1989, s.190. 
Hüseyin Pazarcı, “Uluslararası Adalet Divanı’nın Tunus-Libya Kıta Sahanlığı Uyusmazlığına Dliskin 24 Subat 1982 Tarihli Kararı”, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası 
Özel Hukuk Bülteni, Dstanbul Üniversitesi, Sayı 2, 1982, s. 42-46. 
Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, I. Kitap, Turhan Kitabevi, Ankara, 1999, s. 240. 
John R. Stevenson ve Bernard H. Oxman, “The Third United Nations Conference on The Law of The Sea: The 1975 Ceneva Session”, AJIL, Vol. 69, 1975, s. 780 
Jon M. V. Dyke; “The Disappearing Right to Navigational Freedom In The Exclusive Economic Zone”, 2004, University of Hawaii at Manoa, Hawaii-USA. 
Karl, D.E. ‘Islands and the Delimitation of the Continental Shelf: a Framework for Analysis’, American Journal of International Law, vol. 71, (1977), s. 642–673. 
Kurumahmut, A. “Ege’de Egemenliği Tartısmalı Adalar Sorunun Ortaya Çıkısı”, Ege’de Temel Sorun, Egemenliği Tartısmalı Adalar, (Kurumahmut, A. ed.), Ankara 1998, s. 4. 
Levi E. Clain, “Gulf of Maine-A Dissappointing First in the Delimitation of a single Maritime Boundry”, VJIL, Vol. 25:3, 1985, s. 521-619. 
Lucius Caflish, “Maritime Boundaries, Delimitation”, EPIL, Vol. 11, (Law of the Sea-Air and Space), s. 212. 
Malcolm D. Evans, Relevant Circumstances and Maritime Delimitation, Clarendon Press, London, 1989, s. 29. 
Marshall Sonenshine, “Law of the Sea: Delimitation of the Tunisia-Libya Continental Shelf”, Harward International Law Journal, Vol. 24, 1983, s. 225-236; Karin Oellers-Frahm, 
“Continental Shelf Case (Tunisia/Libyan Arab Jamahiriya)”, EPIL, Vol. 11 (Law of the Sea-Air and Space), s. 94-99. 
Nelson, L.D.M. ‘The Role of Equity in the Delimitation of Maritime Boundaries’, America Journal of International Law , vol. 84, (1990), s. 837–858. 
Nelson, L.D.M. ‘The Role of Equity in the Delimitation of Maritime Boundaries’, America Journal of International Law, vol. 84, (1990), s. 837–858. 
North Sea Continental Shelf Cases (Federal Republic of Germany v. Denmark; Federal Republic of Germany v.The Netherlands), 29 February 1969, ICJ Reports 1969, p. 3; 
International Boundary Cases: The Continental Shelf, Vol. I, Grotius Publications Limited, Cambridge, 1992, s. 93. 
S.P.Jagota, Maritime Boundary, Martinus Nijhoff Publishers, Dordrecht, 1985, s. 49-57. 
Sang-Myon Rhee, “Sea Boundary Delimitation Between States Before World War II”, AJIL, Vol.76, No.3, July 1982, s. 555-588 
Sertaç Hami Baseren, “Münhasır Ekonomik Bölge Kıta Sahanlığının Kavramsal Yapısını Etkileyen Bir Kurum Değildir”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 1995/1, s. 31. 
Shigeru Oda, “Exclusive Economic Zone”, Encyclopedia of Public International Law, Vol. 11(Law of The Sea Air and Space), s. 107. 
ŞEKER, B.S., “A PROPOSITION FOR DELIMITATION OF MARITIME BOUNDARIES AND MEDITERRANEAN SECURITY: LIMITATION SIMILAR TO 
MONTREUX CONVENTION”, Uluslararası Güvenlik Kongresi. 
ŞEKER, B.S., “ Deniz Alanlarının Sınırlandırılması ve Akdeniz Güvenliği”, Uluslararası Orta Doğu Kongresi 
Yoshifumi Tanaka, “Reflections on Maritime Delimitation in the Cameroon/Nigeria Case”, ICLQ, Vol.53, April 2004, s. 369. 
Yoshifumi Tanaka, “ Reflections on the Concept of Proportionality in the Law of Maritime Delimitation”, The International Journal of Marine and Coastal Law, Vol. 16, No. 3, 
2001, s. 434. 
Yücel, A. “Doğu Akdeniz’de Deniz Alanlarının Sınırlandırılması ve Türkiye” konulu tebliği, Deniz Hukuku Sempozyumu, 21-22 Haziran 2004, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 
Ankara, s. 3. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder