19 Şubat 2017 Pazar

İTHAL ENERJİNİN MALİYETLERİ ENFLASYON İLİŞKİSİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ,

  
İTHAL ENERJİNİN MALİYETLERİ ENFLASYON İLİŞKİSİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ, 


Rıdvan KARACAN 

DOĞU AKDENİZ’DE ENERJİ DENKLEMİ VE OLASI YAN ETKİLERİ

Özet 

Türkiye enerji ihtiyacını büyük oranda dısarıdan sağlamaktadır. Bu bağlamda dısa bağımlıdır. Toplam ithalatımızın yaklasık %25’ini enerji maliyetleri olusturmaktadır. Bu oran her geçen yıl artmaktadır. Enerjinin üretim için girdi olması iktisadi açıdan önemini ortaya koymaktadır. Enerji maliyetlerinin artması mal ve hizmet fiyatlarıyla doğrudan alakalıdır. 
Dolayısıyla enerji fiyatları artarsa fiyatlar genel düzeyi de artacak böylece enflasyon kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda fiyat istikrarının devamı ve enerji maliyetlerini azaltmak adına tasarruf edici önlemler almak aynı zamanda alternatif enerji kaynaklarına yönelmek yerinde olacaktır. Bu çalısmada enerjinin ekonomik faaliyetler açısından önemi vurgulanmak istenmis aynı zamanda enflasyonu önleme adına maliyetleri azaltıcı yönde çözüm önerilerine yer verilmistir. 

Anahtar Kelimeler: Enerji, Maliyet Enflasyonu, Fiyatlar, Türkiye, Ekonomik İstikrar 

1.Giriş 

Bir ekonominin istikrarlı olup olmadığının en önemli göstergelerinden biri de fiyatlar genel düzeyidir. Bir baska ifadeyle enflasyon oranlarıdır. Kısaca enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki artıs hızını ifade etmektedir. Fiyatlardaki istikrarsızlık ekonomik anlamda geleceğe yönelik belirsizlikleri de beraberinde getirmektedir. Sözgelimi enflasyonun yüksek olması durumunda ulusal para sürekli değer kaybettiği için borçlanma piyasalarında artan faiz oranları kredi talep edenler açısından caydırıcı niteliğe sahip olmaktadır. Hal böyle olunca 
yatırımlar sekteye uğramakta ülke ekonomisi bu süreçten olumsuz etkilenmektedir. 

Bir ekonomide fiyatlara genel düzeyindeki artıs maliyet ve talep kaynaklı olmaktadır. Enflasyon asırı talepten dolayı ortaya çıkıyorsa bunu engellemek nispeten daha kolaydır. 

Örneğin kamu harcamaları kısılır, vergi oranları arttırılır, para arzı daraltılır; ancak eğer fiyat artısları maliyet kaynaklı ise birde söz konusu mal talep esnekliği düsük bir mal ise iste asıl o zaman sorun var demektir artık enflasyon kaçınılmaz olur yapacak bir sey yoktur ya mal alımından vazgeçilecek veya kısıtlanacaktır ne var ki bu imkansızdır. Geriye tek çare alternatif kaynaklara yönelmek olacaktır. 

Türkiye uzun yıllar enflasyonla mücadele etmistir. Ancak ikibinli yıllardan sonra güçlü ekonomiye geçis programı ve tek parti iktidarı ile biraz olsun istikrarı yakalamıstır. Ancak Türkiye hala dısa bağımlı ülkedir. Özellikle enerji ihtiyacının yaklasık % 80 gibi kısmını ithal etmektedir. Toplam ithalatımızın yaklasık %25’ini enerji maliyetleri olusturmaktadır. Bu oran her geçen yıl artmaktadır. Enerjinin üretim için girdi olması iktisadi açıdan önemini ortaya koymaktadır. Enerji maliyetlerinin artması mal ve hizmet fiyatlarıyla doğrudan alakalıdır. Dolayısıyla enerji fiyatları artarsa fiyatlar genel düzeyi de artacak böylece enflasyon kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda fiyat istikrarının devamı ve enerji 
maliyetlerini azaltmak adına tasarruf edici önlemler almak aynı zamanda alternatif enerji kaynaklarına yönelmek yerinde olacaktır. 

2.İthal Enflasyonu ve Enerji 

İthal enflasyonu bir ülkede fiyatların tamamen dıs faktörlere bağlı bir sekilde artması anlamına gelmektedir. Dthalata bağlı fiyat artısları genellikle dısa bağımlı ülkelerin 
ekonomisinde görülür. Bu sekilde mal ve hizmet fiyatlarında görülen artıs doğrudan ve dolaylı olmak kaydiyle iki sekilde meydana gelmektedir. Eğer dısarıdan ithal edilen mal ve hizmetler tüketim malı ise fiyatlar doğrudan artmakta, sayet dısarıdan hammadde ve aramalı ithali varsa buda maliyetlerde artısa yol açmak suretiyle dolaylı bir sekilde mal ve hizmetlerin 
fiyatını arttırmaktadır.1 

Bir Ülkenin Sanayi kesimi; 

"1.Madencilik, tasocakçılığı, doğalgaz ve ham petrol üretimi, 

2.İmalat sanayii, 

3.Elektrik ve su üretimi ve, 

4.İnsaat sanayi kesiminden olusur." 

Petrol ürünleri sanayi, rafinelerde ham petrolün stoklanıp arıtılması, daha sonra bu ürünlerin fabrikalara ve pazarlamacı kuruluslara gönderimi gibi çesitli etkinlikleri kapsayan imalat sanayi sektörü olarak bilinmektedir. Ham olarak yurt dısından ithal edilen petrol yurt içinde rafineri kuruluslarında islenmek suretiyle çesitli türevlere ayrılmaktadır. Sıvılastırılmıs petrol gazı (LPG), süper ve normal benzinler, gaz yağı, uçak yakıtları, motorin ve kalorifer yakıtı ham petrolün damıtılmasıyla elde edilen ürünlerdir. Bu ürünler, daha sonra ulastırma, 
sanayi, tarım, ısıtma, santrallerde kullanılmaktadır.2 Böylece petrol fiyatlarında ortaya çıkabilecek fiyat dalgalanmaları ekonomide tüm sektörleri etkisi altına alarak dolaylı yoldan enflasyonist olusumun ivmesini arttıracaktır. 

Gelismekte olan ülkelerin tüketimde ve üretimde ithalata bağımlılık, tam rekabetçi olmayan kısıtlı iç piyasalar, düsük verimlilik ve geri kalmıs teknoloji, endüstride sektörel dengesizlikler, kronik yüksek enflasyon ve politik istikrarsızlık gibi yapısal özellikleri vardır. Bu özellikler enflasyon sürecini doğru anlamak için talep kaynaklı etkenlerin yanısıra maliyetler, kurumsal ve yapısal etkenlerin de göz önüne alınmasını gerektirir.Yeni Makroekonomik Uzlasma gelismekte olan ülkelerdeki fiyat enflasyonu sürecini gerçeklere 
uygun bir biçimde tanımlayamamanın yanısıra bu ülkelerdeki parasal aktarım mekanizmasında büyük önem tasıyan bazı kanalları da görmezden gelmektedir. Bu ülkelerde dıs ticarete konu olan malların tüketim sepetindeki payının büyük olması, üretimde ithal girdi bağımlılığının yüksek olması, özel sektörün dıs borç yükümlülüğünün yüksek olması, kamu sektörünün borçlu olması, bilançolarda para birimi ve vade uyumsuzluklarının bulunması ve finansal piyasaların sığ ve spekülatif olması sebebiyle, faiz oranı ve döviz kuruna iliskin 
politika uygulamaları oldukça karmasıktır.3 

Gelismis ve gelismekte olan ülkelerin en basta gelen problemlerinden biri de, uluslararası piyasalarda son yıllarda petrol fiyatlarında görülen artıslardır. Devletin stratejik petrol rezervleri, mevsim sartları, üretici devletlerin stokları, üretim ve tasıma maliyetleri, ABD, OPEC, IEA, büyük petrol sirketlerinin yatırım politikaları dünya petrol üretimini ve dolayısıyla fiyat olusumunu belirleyen temel faktörler arasında yer almaktadır. Bölgesel ekonomik-siyasal-askeri faaliyetler deki sorunlar, ekonomik ilerleme enerji güvenliğindeki beklentiler, ulastırma sektöründe daha kaliteli petrol ürünlerine olan ihtiyaçların artması fiyatın belirlenmesinde talep yönünden etkili olan etkenler içinde bulunmaktadır. Devletlerin ekonomik basarılarını belirleyen etkenlerin basında petrol fiyatları gelmektedir. Petrol fiyatlarındaki artısın yüksek ve kronik hale gelmesi, uluslararası ekonomide su istenmeyen durumlara neden olmaktadır; öncelikli olarak petrol ithal eden devletlerin ödemeler dengesi bozulurken, sözkonusu devletlerin uluslararası rezerv ihtiyaçları yükselmektedir. Petrol fiyatlarındaki artıs sebebiyle olusan ticaret kayması, petrol ithal eden devletlerden, petrol ihraç eden devletlere doğru bir gelir kaymasına neden olmaktadır. Böylece petrol ithalatçısı konumundaki devletlerde enflasyon ve girdi maliyetleri artarken, issizlik ve ekonomik kriz kaçınılmaz olmaktadır.4 

Hindistan ve Çin gibi gelisen ülkelerde petrol talebinin artması ve ABD’de baslayan ekonomik durgunluğun dünyaya yayılması, doların değer kaybı gibi nedenler son yıllarda petrol arz ve talep dengesini bozarak, fiyatların artmasına yol açmıstır.Türkiye’deki enerji maliyetleri ise dünya ortalamasının üzerindedir, bu da ülkenin rekabet gücünü azaltmaktadır. Benzer sekilde Türkiye’nin sanayide kullandığı elektrik enerjisi fiyatı da OECD ülkelerinin çok üzerindedir. Dünyada artan petrol fiyatları karsısında petrol ihraç eden ülkelerin bir kısmı 
dahil olmak üzere bir çok ülke ekonomisi adeta çökmektedir. Petrol fiyatlarının yükselmesi dünya genelinde enflasyon artıslarına yol açmaktadır. Petrol varil fiyatındaki her 10 dolarlık artıs hanemize 5 milyon dolar zarar yazmaktadır. 5 

Petrol fiyatlarındaki artısın enflasyonu etki mekanizması dolaylı ve dolaysız olmak üzere iki sekilde ortaya çıkmaktadır. Yerli para cinsinden ithal petrol fiyatlarında meydana gelen artısın ekonomide diğer sektörlerin üretim asamasında maliyetlerini arttırıcı etkisi doğrudan olmaktadır. Benzer biçimde ham petrol ithal fiyatı artıslarının ödemeler bilançosu 

Türkiye petrolde %91 oranında ithalata bağımlı bir ülkedir. Dolayısıyla bir yandan tüketim artarken diğer yandan da fiyatların yükselmesi ödediğimiz faturayı büyütmektedir. Yani petrol fiyatlarının artması enflasyonu da arttırmaktadır. Bunun yanında petrol fiyatlarının petrol türevi ürünlere getirdiği etki de enflasyona yol açmaktadır. Akaryakıt fiyatında en büyük payın vergilere ait olması petrol fiyatlarının ÜFE üzerinde etkisini arttırmaktadır. Petrol fiyatlarının enflasyon üzerindeki etkisi daha çok dolaylı olmaktadır. 
Petrol fiyatlarının enflasyonist etkisi; maliyetlerde artıstan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de kurların ayda %4-5 dolayında arttığı bir dönemde, dünya petrol fiyatlarının ani yükselisi, 12 aylık bir dönemde fiyat seviyesini ortalama %15-17 civarında artırmaktadır.7 

3.Türkiye’de Enerji Kullanımı ve Ekonomi İçindeki Payı; 

Enerjiye sosyal ve ekonomik kalkınmanın en temel girdisidir. Dolayısıyla enerjiye dünya genelinde ve ülkemizde gün geçtikçe daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Bu bağlamda enerjiye olan ihtiyaç, günümüzde de yerini ve önemini korumakta ve gelecekte de bu konumunu sürdürecektir. Dünya nüfusunun artması ve teknolojinin gelisimi ile birlikte enerji tüketimi de artmıstır, bu durum sektörde olusan gelisme ve değisimlerin yakından izlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu sektörde özellikle ham petrol fiyatlarında meydana gelen değisimlerin çok yakından takip edilmesi gerekmektedir. Çünkü ham petrol fiyatlarındaki artıs, basta gelismekte olan ülkeler ile petrol ithal eden ülkeleri sıkıntıya sokmaktadır. Bu sıkıntı, tükettiği petrol ve doğal gazın neredeyse tamamını ithal eden Türkiye için de geçerlidir.8 

Türkiye ekonomisi son yıllarda büyük bir ekonomik performans gerçeklestirmistir ancak bununla birlikte üretimin temel girdisi olan enerji ihtiyacı da artmıstır. Ekonomik büyüme hızıyla beraber enerji tüketimi de artmaktadır. Türkiye'nin yeterli enerji kaynağı olmadığı için enerjiyi zorunlu olarak dısarıdan ithal etmektedir. Bu zorunluluktan dolayı ekonomik büyümeyle birlikte toplam ithalat da artmaktadır, bu bakımdan toplam ithalat içinde enerji ithalatının oranını da artırmaktadır. Bu durum enerji ithalatına bağlı olarak cari dengenin sürekli olarak açık vermesine yol açmaktadır. Enerji talebinde meydana gelen bu artıs ekonomik büyüme ve cari açık arasında bir tercih yapılmasını gündeme getirmistir. 2011 yılındaki yüzde 8,5’lik büyümeyle birlikte cari açığın GSYH içindeki payının da yüzde 10’un üzerine çıkması ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri kaynaklı küresel ekonomideki belirsizlik yüzünden ekonomik büyüme 2012 yılında yavaslamıstır. Bu yavaslama ekonomik hareketliliği sınırlamıs, ekonomik büyümenin de yüzde 2,2 ile gerilemesine ve GSYH miktarında önemli bir düsüse yol açmıstır. Bu durum ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından enerjide dısa bağımlılığın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.9 


Grafik:1 Toplam İthalat, Enerji İthalatı ve Cari Açık (Milyar Dolar) 

Kaynak: SETA, www.setav.org 

Türkiye’nin cari islemler açığı 2011 yılında yaklasık 77 Milyar ABD Doları iken aynı yıl, enerji ithalatı yaklasık 54 Milyar ABD Doları olarak gerçeklesmistir. Cari islemler açığının GSYH’ye oranı 2011 yılında %9,9 olurken aynı yılda cari islemler açığından enerji ithalatının çıkarılmasıyla olusan enerji hariç cari islemler açığının GSYH’ye oranı %2,9 olarak gerçeklesmistir. Enerjide dısa bağımlılığın yüksek olması yüzünden Türkiye'de cari islemler açığının önemli bir kısmı enerji ithalatından olusmaktadır. Bu bağlamda yüksek enerji bağımlılığı cari dengenin bozulmasına ve Türkiye ekonomisinin risk algılamasının artmasına yol açmaktadır. Bu yüzden Türkiye’de enerji tüketimi ve GSYH iliskisinin doğru 
analizi politika yapıcıları için büyük önem arz etmektedir.10 




Tablo 1: Türkiye’de Enerji İthalatı ve Cari Açığın Gelişimi (Bin Dolar) 

Tablo 1'de görüldüğü gibi Türkiye’de 2000’li yıllardan itibaren toplam ithalatın yaklasık % 20’si enerji ithalatından olusmaktadır. 1990’lı yıllarda ise bu oran % 20’nin biraz altında gerçeklesmistir. Ayrıca cari açığın gelisimine bakıldığında cari açığın önemli bir kısmının uzun yıllar süresince enerji girdilerinden kaynaklandığı söylenebilir. 2000-2011 dönem ortalamasına göre cari açığın yaklasık % 80’nin enerji ithalatından kaynaklandığı görülmektedir. Bu bağlamda tabloda belirtilen son 10 yılda enerji ithalatının Türkiye’de cari açığın olusumunda doğrudan belirleyici olduğu, cari açığın yaklasık ¾’ünün enerji ithalatına bağlı olarak meydana geldiği ifade edilebilir. Burada dikkat çeken önemli bir husus da 
belirtilen dönemde Türkiye’de görülen yüksek büyüme hızlarıdır. Yüksek büyüme enerji ihtiyacında artıslara yol açarken, yoğun olarak petrol ve doğalgaza bağlı enerji kullanımı enerji ithalatı üzerinden cari açıkları sürekli yükseltmistir. Buda gelismekte olan ülkelerin birçoğunda olduğu gibi Türkiye’de de büyümenin finansmanı sorunu olarak zaman zaman enflasyon problemini ortaya çıkarmıstır.11 

4.Türkiye’de Enerji Verimliliği Arttırmaya Yönelik Politikalar 

Türkiye, geçtiğimiz on yıllık dönemde OECD ülkeleri içerisinde enerji talep artısının en hızlı gerçeklestiği ülke olmustur. Benzer sekilde ülkemiz, elektrik ve doğal gazda dünyada 2000 yılından bu yana Çin'den sonra en fazla talep artısına sahip ikinci büyük ekonomi olmustur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılan projeksiyonlar bu eğilimin orta vadede de devam edeceğini göstermektedir. Türkiye'de toplam birincil enerji tüketimi 2012 yılında 120,9 milyon tep12, üretimi ise 34,5 milyon tep olarak gerçeklesmistir. Doğal gaz 
enerji üretiminde %30,9'lik pay ile ilk sırayı alırken, doğal gazı %25,3 ile petrol, %36,5 ile kömür izlemis, %7,2'lık bölüm ise hidrolik dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmistir. Yapılan projeksiyonlara göre referans senaryo çerçevesinde birincil enerji tüketimimizin, 2020 yılına kadar olan dönemde de yıllık ortalama %4 oranında artması öngörülmektedir.13 

Enerji arz güvenliğinin sağlanması, dısa bağımlılıktan kaynaklanan risklerin azaltılması ve iklim değisikliği ile mücadelenin etkinliğinin artırılması hedefleri çerçevesinde, enerjinin üretiminden kullanımına kadar olan süreçte verimliliğin artırılması, israfın önlenmesi ve enerji yoğunluğunun azaltılması hayati önem arz etmektedir. Bu bağlamda, sosyal ve ekonomik gelisme hedeflerini etkilemeden enerji tüketimini azaltacak tedbirler uygulanmakta; elektrik enerjisi üretim tesisleri ile iletim ve dağıtım sebekelerinde enerji verimliliğinin artırılmasına, yüksek verimli kojenerasyon uygulamalarının yaygınlastırılmasına iliskin çalısmalar yürütülmektedir. Bu çerçevede, enerji üretiminde 
verimliliği arttırmak amacıyla uzun yıllardır isletilen kamuya ait termik ve hidrolik santrallerimize ait verim değerleri hesaplanmıs ve yeni teknolojiler kullanılarak verimi yükseltmek ve üretim kapasitesini artırmak için rehabilitasyon çalısmaları baslatılmıstır. 14 

4.1. Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi ve Hedefleri 

Türkiye'de; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) tarafından Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi 
yürütülmektedir. Uygulayıcı kurulusu Birlesmis Milletler Kalkınma Programı (UNDP) olan proje, Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından desteklenmektedir. Projenin diğer ortakları; Çevre ve Sehircilik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığıdır. 2011 yılında baslayan ve 2015 yılında tamamlanması planlanan projenin toplam bütçesi 17.580.000 USD’dir. Proje Türkiye’de binalarda enerji tüketimi ve dolayısıyla sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla, bina enerji performansı standartlarını yükseltmek, ilgili mevzuatın uygulanmasını desteklemek ve güçlendirmek, bina enerji yönetimi standartlarını gelistirmek ve bütünlesik bina tasarımı yaklasım uygulamalarını sergilemek, tanıtmak ve yaygınlastırmak istenmektedir. 15 

Dört ana hedef altında yürütülen çalısmalarla bu amaca ulasılması planlanmaktadır: 

"1-Binalarda enerji performansı standartlarının gelistirilmesi, güçlendirilmesi ve desteklenmesi yoluyla yeni ve mevcut binalarda enerji verimliliğininsağlanması; 
 2-Bütünlesik bina tasarımı yaklasımının tanıtılması, Türkiye’ye uyumlastırılması ve üç yeni binada bu tasarım yaklasımının uygulanması ile maliyet etkin enerji verimliliği çözümlerinin sergilenmesi; 
 3-Daha yüksek enerji verimliliği standartlarına uyumun kolaylastırılması ve en iyi enerji yönetimi uygulamalarının tesvik edilmesi amacıyla uyumlu yeni araçlar  gelistirilmesi ve tanıtılması; 
 4-Proje sonuçlarının izlenmesi, ölçülmesi ve ilgili paydaslarla paylasılması, proje basarılarının standart uygulamalarla bütünlestirilmesi."16 

4.2. Türkiye'de Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliğini Arttırmaya Yönelik Politikalar 

2005 yılında Türkiye'de Yenilenebilir Enerji Kanununun yürürlüğe konulması ile birlikte, Hükümet tekrar yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine yönelik özel sektör yatırımlarının arttırılması politikaları üzerinde odaklandırmıstır. Bu amaçla hükümet enerji sektörüne yatırımların çekilmesine yönelik bir politika belirlemistir. Türkiye’de teknolojiye dayalı tarifeler yoluyla yenilenebilir enerji yatırımlarını tesvik etmek amacıyla bir elektrik piyasası olusturmustur. Bununla birlikte enerji tasarruflu cihazların etiketlenmesine yönelik standart lar belirlemis, tesvikler sağlamıs ve enerji tasarrufu yatırımları ve önlemleri konusunda bir kamuoyu bilinçlendirme kampanyası gelistirmistir.17 

Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Projesi'yle, Türkiye’nin Elektrik Piyasası Kanunundaki piyasaya dayalı çerçeve içerisinde özel sektör mülkiyetindeki ve isletmesindeki yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinde elektrik üretiminin arttırılmasına yardımcı olarak kalkınma amaçlanmıstır. Aynı zamanda projeyle enerji verimliliğini arttırmak ve böylelikle sera gazı emisyonlarının azaltılması amaçlamaktadır. IBRD finansmanı ve CTF imtiyazlı fonlarından sağlanan es finansman, proje kapsamında sağlanan uzun vade ve imtiyazlı finansman maliyetleri vasıtasıyla yatırımcılara tesvik sağlamıs ve bu tip finansmana olan talebi arttırarak bankalara projeleri 
değerlendirmeleri anlamında teknik kapasitelerini arttırma imkanı sağlamıstır.18 

Türkiye ulusal kaynaklarını gelistirmek amacıyla, sahaların yapısını iyi bilen uzmanlar varlığında, gelisen teknolojinin sürekli takibini ve uygulanabilmesini gerekli kılan ve ülkenin zor jeolojisinden dolayı güç olan yurt içi aramacılığını makro bir plan dahilinde mutlaka uzun süreli ve kesintisiz çalısmayı, petrol, kömür ve doğal gaz alanında bilimsel planlamayı, gerçek potansiyellerini ortaya koyarak, hızlı ve bilinçlice canlandırmak zorundadır. Aksi halde ithalatında tek bir ülke, Rusya’ya bağımlı olunarak enerji ve ulusal güvenlik açısından bir 
baska yanlıs uygulama olan, ithal doğal gazın tamamının %67’sini elektrik üretiminde; ithal petrolün %90’ının %52’sini ulasımda kullanan bir ülkenin sağlıklı gelismesini ve kalkınmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır.19 

5.Sonuç 

Enerji ekonomik açıdan çok önemli bir konuma gelmistir. Üretimle ilgili hemen herseyin enerjiyle gerçeklesmesi gün geçtikçe enerjiye olan ihtiyacı arttırmaktadır. İktisat kurallarına göre talep esnekliği düsük olan malların fiyatları yükselse de talep edilen miktarı değismemektedir. Bu açıdan enerji tüm ülkeler için talep esnekliği düsük bir maldır. Dolayısıyla enerji fiyatlarının artması üretim sürecinde mal ve hizmetlerin girdi maliyetlerini arttırmaktadır. Buda enflasyona yol açmaktadır. İthal enerjinin fiyatlar genel düzeyi üzerindeki etkisi dolaylı ve dolaysız olmak üzere iki sekilde ortaya çıkmaktadır. İthal enerji tüketimine bağlı olarak cari açığın artması ulusal paranın değerini düsürürken döviz kuru değerlenmekte böylece ithalat pahalılasmaktadır ki buda fiyatlar genel düzeyini dolaylı yoldan artırmaktadır. İkincil etki ithal enerji fiyatlarının artması durumunda ortaya çıkar ki buda doğrudan enflasyon oranlarını yükseltir. Bir ülkede enflasyonun yüksek olması faiz oranlarının yükselmesine faiz oranlarının yükselmesi de özel sektör yatırımlarını dıslayıcı etki yapmaktadır. Böylece üretim azalmakta issizlik sorunu ortaya çıkabilmektedir. 

Bu bağlamda enerji verimliliği ve enerji tasarrufunu artırmak için; Öncelikle insanlara gereksiz enerji kullanımının hem kendi bütçeleri hem de ülke bütçesi üzerinde meydana getirebileceği tahribatları hatırlatan eğitici bilgiler verilebilir, bunun için görsel ve yazınsal iletisim araçları kullanılabilir. 
Alternatif enerji kaynaklarının arastırılmasına yönelik AR-GE faaliyetlerine önem 
verilmeli, bunu için bütçeden gerekli miktarda kaynak tahsis edilmelidir. 
Daha genis bir biçimde doğal gaz, yakıt ve elektrikteki enerji kayıplarını önlemek, çesitli atıkların geri kazanımı sağlamak gibi önlemler alınmalıdır. 
Tüm yapılarda ısı yalıtımı uygulaması tesvik edilmeli, zorunlu hale getirilmelidir hali hazırda bugün sadece yeni yapılan konutlarda zorunludur aynı yasal düzenlemenin eski yapıları da kapsayacak sekilde düzenlenmesi gerekmektedir. 
Özellikle kamu kurumlarında lüzumsuz elektrik tüketimini önlemeye yönelik sıkı denetlemeler getirilmelidir. 

Düsük enerji ile çalısan elektrikli ev aletlerinin ve yakıtı daha tasarruflu kullanan otomobillerde tüketiminin tesvik etmek amacıyla bunlardan alınan (KDV ve ÖTV) gibi dolaylı vergi oranlarında daha düsük tarifeler uygulanmalıdır. 

DİPNOTLAR;

1Willem H. Buiter, The Concept and Measurement of "Domestically Generated Inflation", University of Cambridge, March 1998, s.2 
2 Aykut Kibritçioğlu ve Bengi Kibritçioğlu," Ham Petrol ve Akaryakıt Ürünü Fiyat Artıslarının Türkiye'deki Enflasyonist Etkileri", Ekonomik arastırmalar Genel Müdürlüğü, Arastırma İnceleme Dizisi, No:21, Nisan-1999, s.5 
3 Ayse Özden Birkan, Enflasyon Hedeflemesi, "Maliyet Enflasyonu, Birikim ve Bölüsüm", Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 64-4, 2010, ss.78-79 
4 F.Ddil Koçak ve Mehmet Özmen, "Türkiye’nin Petrol Dthalat Fonksiyonunun Ekonometrik Tahmini", Çukurova Üniversitesi DDBF Dergisi, Cilt:16.Sayı:1.Haziran-2012, s.88 
5 Haldun Soydal, Zekeriya Mızrak ve Murat Çetinkaya, "Makro Ekonomik Açıdan Türkiye’nin Alternatif Enerji İhtiyacının Önemi", Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 11, 2012, s.131 
üzerinde olusturacağı olumsuz etkinin fiyatlar genel düzeyi üzerinde göstereceği etki ise dolaylı bir etki olmaktadır.6 
6 Aykut Kibritçioğlu , "Türkiye'de Akaryakıt Ürünü Fiyat Artısları ve Enflasyon: Mitler ve Gerçekler", Yeni 
Türkiye Dergisi, Yıl:5, Sayı:27, Mayıs-Haziran 1999, s.234-244 
7 Bilge Afsar, "Petrol Fiyatlarının Ekonomi Üzerindeki Etkileri", Bilgi Raporu, Konya Ticaret Odası Etüt Arastırma Servisi, Sayı:42/17, 2006, ss.1-2 
8 Muammer Yaylalı ve Fuat Lebe," Dthal Ham Petrol Fiyatlarının Türkiye’deki Makroekonomik Aktiviteler 
Üzerindeki Etkisi", Marmara Üniversitesi D.D..B.F. Dergisi, Cilt:XXXII, Sayı:1, 2012,ss.44-45 
9 Erdal Tanas Karagöl ve Ülkü Dstiklal Mıhçıokur, SETA Perspektif , " Enerji Görünümü: Türkiye", SETA, 
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Arastırmaları Vakfı, No:16, 2013 
10 Hasan Murat Ertuğrul, "Türkiye’de Enerji Tüketimi Gsyh Dliskisi: Dinamik Bir Analiz", Selçuk Üniversitesi 
İktisadi ve Ddari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Arastırmalar Dergisi, Sayı: 25, Nisan-2013, s.252 
11 Murat Demir, "The Relationship Between Energy Import And Current Account Deficit: The Case Of Turkey 
With Var Analysis", Journal of Academic Researches and Studies, Volume :5 -Number: 9 – November-2013, s.15 
12 Endüstri'de üretim veya ısıtmada bir veya biden çok çesitli yakıt kullanılabilir.Her yakıtın kendine has ısıl 
değeri, ısıl değer birimi vardır.Ortak noktada bulusabilmek amacıyla yakıtların ısıl değerleri bir çevrim katsayısı 
ile belirlenerek ortak bir enerji birimi elde edilmis olur buda TEP -TON ESDEĞER PETROL olarak ifade edilmektedir.( http://www.issaguv.com/) 
13 T.C.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, http://www.enerji.gov.tr/, Erisim: 01.06.2014 
14 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dle Bağlı ve Dlgili Kuruluslarının Amaç ve Faaliyetleri, Bağlı ve Dlgili Kuruluslar Dairesi Baskanlığı , Ankara, 2012 , s.31 
15 Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi; http://www.tr.undp.org/ (Erisim 30 Mayıs 2014) 
16 Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi; http://www.tr.undp.org/ (Erisim 30 Mayıs 2014) 
17 Turkey: Building a Market for Renewable Energy and Energy Efficiency, The World Bank, www.worldbank.org (Erisim 25 Mart 2014) 
18 Turkey: Building a Market for Renewable Energy and Energy Efficiency, The World Bank, www.worldbank.org (Erisim 25 Mart 2014) 
19 Soydal,Mızrak ve Çetinkaya, a.g.m,s.130 


KAYNAKÇA 

Afsar Bilge, Petrol Fiyatlarının Ekonomi Üzerindeki Etkileri, Bilgi Raporu, Konya Ticaret Odası Etüt Arastırma Servisi, Sayı:42/17, 2006, s.1-3. 
Bağlı ve Dlgili Kuruluslar Dairesi Baskanlığı, Ankara, 2012. 
Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi; http://www.tr.undp.org/ (Erisim 30 Mayıs 2014), s.2. 
Birkan Ayse Özden, Enflasyon Hedeflemesi, Maliyet Enflasyonu, Birikim ve Bölüsüm, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 64-4, 2010, s. 78-100. 
Buiter Willem H., The Concept and Measurement of “Domestically Generated Inflation”, University of Cambridge, March 1998, p.1-13. 
Demir Murat, "The Relationship Between Energy Import And Current Account Deficit: The Case Of Turkey With Var Analysis", Journal of Academic Researches and 
Studies, Volume 5 -Number 9 – November -2013, p.1-26. 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dle Bağlı ve Dlgili Kuruluslarının Amaç ve Faaliyetleri, Bağlı ve Dlgili Kuruluslar Dairesi Baskanlığı , Ankara, 2012 , s.31. 
Ertuğrul Hasan Murat, Türkiye’de Enerji Tüketimi Gsyh Dliskisi: Dinamik Bir Analiz, Selçuk Üniversitesi Dktisadi ve Ddari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Arastırmalar 
Dergisi, Sayı: 25, Nisan-2013, s.249-265. 
Karagöl Erdal Tanas ve Ülkü Dstiklal Mıhçıokur, SETA Perspektif , Enerji Görünümü: Türkiye, SETA, Siyaset, Ekonomi v e Toplum Arastırmaları Vakfı, No:16, 2013, s.1-22. 
Kibritçioğlu Aykut ve Bengi Kibritçioğlu, Ham Petrol ve Akaryakıt Ürünü Fiyat Artıslarının Türkiye'deki Enflasyonist Etkileri, Ekonomik arastırmalar Genel Müdürlüğü, 
Arastırma Dnceleme Dizisi, No:21, Nisan-1999. 
Kibritçioğlu Aykut, Türkiye'de Akaryakıt Ürünü Fiyat Artışları ve Enflasyon: Mitler ve Gerçekler, Yeni Türkiye Dergisi, Yıl:5, Sayı:27, Mayıs-Haziran 1999, s.234-244. 
Koçak F.Ddil ve Mehmet Özmen, Türkiye’nin Petrol Dthalat Fonksiyonunun Ekonometrik Tahmini, Çukurova Üniversitesi DDBF Dergisi, Cilt:16, Sayı:1,Haziran-2012, s.1-20. 
Soydal Haldun, Zekeriya Mızrak ve Murat Çetinkaya, Makro Ekonomik Açıdan 
Türkiye’nin Alternatif Enerji Dhtiyacının Önemi, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:11, 2012, s.117-137. 
T.C.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, http://www.enerji.gov.tr/, (Erisim: 01.06.2014). 
Turkey: Building a Market for Renewable Energy and Energy Efficiency, The World Bank, www.worldbank.org (Erisim 25 Mart 2014). 
Yaylalı Muammer ve Fuat Lebe, Dthal Ham Petrol Fiyatlarının Türkiye’deki Makroekonomik Aktiviteler Üzerindeki Etkisi, Marmara Üniversitesi D.D..B.F. Dergisi, 
Cilt:XXXII, Sayı:1, 2012, s.43-68. 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder